29 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

29 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(BSAŞMAKALEDEN MABAT) Bir Vatandaş Fabrikamız (Başı 1 incide) halde bakımın en güzel şekli bu mek- tep binasında nasıl olmuş ta bir iltica yeri bulmuş? Eski bir zihin ftiyadının sevkiyle mektep müdürüne sordum: — Talebeyi bu kadar titizliğe alış- tırmak için ne gibi cezalar tertip e- diyorsunuz? Cevap verdi: — Eğer bu güzel binayı korumak için ceza yoluna gitseydik her çocuk, etrafta görecek kimse olmadığı za- man duvara birşey yazmayı, rahlesi- ni çizmeyi bir kâr sayardı. Bütün yap tığımız şey, talebeye olgun bir arka- daş muamelesi etmek, onu mektebini sevmeye, benimsemeye, kendi öz ma- hı gibi korumaya alıştırmaktır. Cu- martesi günleri talebe ile bir araya gelerek göyet açık ve arkadaşça ko- nuşuruz. Gördükleri olgun insan mu- amelesi, karşısında; milletin kendile- ri için yaptırdığı bu güzel binayı tah- Tip etmeye, bozmaya elleri varamaz. ğretmenlerle talebe, eldden el birliği yapmışlar, milletin fe- dakârliklarla meydana çıkardığı bi- nayı dört seneden beri göz bebekle- Tİ gibi korumuşlar. Bu itinalı baki- mi, bu temizliği, bu İntizamı İnsan İhele yabancı terbiyecilerin gözüyle | görünce haklı bir iftihar duyuyor. Fındıklı mektebinde insan yalnız Çekoslovakya İhtilâfı ve İngiltere (Başı 3 üncüde man, deruhte ettiği vazifenin inceliği ve ehemmiyeti İle mütenasip itima- da mazhardır. Böyle bir vaziyette bu Tanmak bir devlet adamı için ne dere €e büyük bir mazhariyet ise, mensup olduğu devlet için de o kadar büyük şeref vesilesidir. Zaman zaman Avru pa sulhü icin büyük tehlike şeklin- de beliren bu ihtilâfta Almanya tara- fından son günler zarfında gösterilen iyi niyeti de kaydetmek lâzımdır. Hit lerin, yaveri vasıtasiyle İngiltereye yeni teminat verdiği anlaşılmakta - dır. Yaver Vidman ile İngiliz devlet adamları arasındaki görüşmelerin mahiyeti kati olarak malüm olmamak İla beraber, Çemberleyn, Avam Kama rasında izahat verirken, Nazi şefinin, “sulhü idame yolunda kayde değer ve çok pratik jest” yaptığından bah- settiğine göre, Alman teklifi İngiliz Başvekili üzerinde çok müsait bir in- tiba bırakmış olmalıdır. Gerçi bazı Fransız gazeteleri, İngiltere Kralının Parisi ziyareti sırasında yapılan bu jestte bir politika manevrası kokusu sezmektedirler. Fakat karşı tarafın her jestini manevra telâkki eden bir zihniyet hiç hir meselenin haline yar dımcı olamaz. Hülâsa İngilterenin gösterdiği alâka ile Çekoslovak me- selesi müsait bir safhaya girmiş gibi görünüyor. Ve eğer bu mesele herhan gi bir ihtilâfa mahal vermeden halle dilecek olursa, tarih, Çemberleyn hü- kümetine büyük bir şeref hissesi ayı racaktır. — İl kodi Sovyetler İzmir Ekmek Fabrikasını Yapmıya Talip Oldular (Başı 1 incide) olan faaliyeti, bize bu sahada daha yeni ve istifadeli çalışma imkânları hazırlamaktadır. İzmirdeki ekmek fabrikasının pro- jesi, günde 100 ton ekmek imaline el verişlidir, Tertibatı ona göre düşü- nülmüştür, Şimdiki halde normal © İlarak günde 75 ton ekmek imal ede- cektir, İstanbul ve Ankara için ha- zırlanan projeler de bunun aynidir. Buralardaki fal alar için de yev- miye 100 ton düşünülmüştür. İhtiya. ca göre, projelerde değişiklik yapmak ta mümkündür. Binası betonarme olacaktır. Zelze- le ihtimali nazarı itibara alınarak tertibat alınmıştır. Fabrikanın her şe yi motörize olacaktır. Bilirsiniz ki, Avrupada ekmek sanayiinde Sovyet lerden ileri giden memleket yoktur. Yalnız Amerikalılar bizim kadar (- lerlemişlerdir. Sovyet Rusyanın bü- yük şehirlerinde sekizer, onar fabri- ka vardır. İ İzmirdeki fabrika, birinci, ikinci, İve üçüncü ekmeği yuvarlak çikara- cak, fraricalayı uzun imal edecek ve ambalâjlıyacaktır. Ekmekler birer ki loluk olacaktır. İcabında yarım kilo yapacak tertibatı da bulunacaktır. Nazilli fabrikasının faaliyeti Tki yıldanberi Nazilli dokuma fab rikasında Türk Story miessese. | SAYFADAN MABAAT Fransız Kumpanyası İnkılâbımız Hakkında Bir Film Çevirecek (Başı 1 incide) İmuharririnin, memleketimizi, tarihi- İmizi ve inkılâbımızı kâfi derecede İ görememiş, tetkik edememiş bülun- masıdır. Bu yüzden, senaryoda tari- he ve hakikate aykırı bazı noktular görülmüştür. Bu müracaate tavassut eden Is tanbullu bir sinema sahibi tarafın- dan, değerli tarihi tefrika müellifi Ziya Şakirin eline geçirilen bu se naryo, güzel ve zengin mevzuuna sa dık kalınarak tashih olunmuştur. Ziya Şakir, yabancı bir kalemden çıkan bu güzel senaryoya milli ve mahalli bir çehre verebilmek İçin aylarca çalışmıştır. O kadar ki, se- naryonun tashih edilmemiş şekliyle bugünkü halini görenler: “Mevzu a- lınmış, ve yeni baştan yazılmış!,, de- mektedirler, Yeni şekli, filmi çevirecekler ta- rafından da beğenilen bu senaryo, inkılâbımızı bütün dünyaya bir da- ba anlatacak bir eser haline sokula- caktır, Fransanın en değerli rejisörü Pa- bist, baş asistam Surkin'le, ve opera- törü Kofman'la birlikte bir haftaya kadar şehrimize gelecektir. Rejisör, memleketimizi gezecek, ve filmdeki sahnelerin geçmesine en münasip bulunan.mahalleri tesbit e- İdecektir. Film Fransızca sözlü ola- Eski Hapishane (Başı 1 incide) Toplantıda tarih kurumu başkan saylav Hasan Cemil, Müridelumum | a müktadir. Cümbari Hikmet Onat, mimar Asım, tarih mu | Y4Pilmaktadır. Cümhuriy: harririmiz İbrahim Hakkı Konyalı mukavemete maruz ki * | 20 kilometreden fazla ilerleMif. mimar Sedat Çetintaş, maarif müdü- | Gendeza önünde temas tesis rü, belediye harita şubesi müdürü,le, B dü detli Bİ . Burada düşman şiddetli P'/ umum müzeler müdür muavini AFİF) ka vemet göstermektedir. CüM Müfit, Sultanahmetteki hafriyatı ida re eden profesör Bakster, belediye i Junmuştur. Evvelâ vali Muhittin Üstündağ yete izah etti. ceğinin tesbit edilmesini istyordu. larak okumuştur. altinci asra ait bir saraydır. Sivll mimarımızın bir örneğidi” re mikâbı hacmindedir. üzerinde izahat verdi. mar Şubesi müdürü Ziya, eski hapis- hane umum müdürü Efdalettin bu- Adliye Vekâletinin gönderdiği tez- kereyi okuduktan sonra vaziyet he- Adliye Vekâleti, kurulacak adliye bi- nasının bir kısmına rastlıyan binanın tarihi bir kıymeti olup olmadığının mütehassıs bir heyet tarafından tet- kikini ve menfi bir karar çktığı tak- dirde bu binanın nereye kurulabile- Vali, işin letkikine binanın yıkıl- mamasım illizam edenleri dinlemek suretile işe başlanmasını teklif et- miş, bundan sonra mimar Sedat Çe- tintaş hazırladığı tetkikatını yazılı o- Çetintaşa göre, burası Mimar Si-| nandan evvel yapılmış, on beşinci, on Bayezid zamanında yapılmıştır. Mi- mar buranın yıkılması için 89760 lira sarfedileceğin!, çünkü bina 17952 met Bundan sonra Sedat Çetintaş hazırladığı plân çiler, Gandeza şehrine doğrü kametten ilerlemislerdir. Frankistlere göre Burgos, 28 (A.A) — Rady9 pal tebliğ ediyor: Ebr munis “ İFrankist kıtaat, düşmanı 0ğıf uğratmıştır. Tayyareler, hükü ler tarafından kurulmuş ola” 4 İleri tahribe devam etmişlerdi. metçiler, bütün nehir boyune# İbir hezimete uğramışlardır. Barselonun cevabi i Londra, 28 (A.A) — Bars gönüllülerin geri alınmasın& lik olan plâna vermiş oldi neşredilmiştir. Bu cevap, bif mahiyetinde olup ihtirazi ks! kabul için ileri sürülmüş şart hiyetinde olmıyan bir takım " aları ihtiva etmektedir. EB gönüllülerin geri alınması Kİ dilmiş olan ahkâmı kabul ©” dir. Bu ahkâmın tesirli bir sut biki için hâlisane mesai bi , |bulunacaktır. Barselona, SÖ rin sevkedilecekleri tahşit ö lerinin tesbiti ile geri alın! nüllilerin & sevkedilecekleri merkezlerinin tesbiti ile cak gönüllüler miktarı ari rabıta mevcut olup olmadığı, maktadır. Barselona hüki vi t Müddelumumi Hikmet Onat mima sinin başmühendisi sıfatiyle bulu- ieski 'bir mektep binasile yenisini mükayese imkânını bulmuyor. Umu- mi hayata kendini vakfeden yeni in-| sanın eskiye nisbetle ne kadar farklı ve ileri olduğunu da eserlerile görü- yor. Eskiden hükümet hizmetinde bulunan bir adamın ölçüsü, resmi va- zife saatlerini iyi, kötü doldurmaktı. Fındıklı mektebinde yeni tipin ör- 'neği olarak bir resim muallimi var iki vazfie mefhumunu hiç böyle dar bir mânada almamış. Nereye bakıl $a resim mualliminin, bağlı olduğu müesseseye faydalı olmak için sar İettiği amellerin hin mansina tasnddiki ediliyor. Dershanelerde asılı olan bir çok ders levhalarını vücude getirmiş, yazıları yazmış, en yukarı kattaki atölyesini âdeta bir okutma levazımı imalâthanesi haline koymuş. Ameri- kalı terbiyeciler bütün bunları gö rünce: “bu mektepte çalışan bir re sim muallimi varmış” demekle kal madılar. “Türkiyede vazifesini en geniş mânada gören, memlekete fay- dalı olmayı zevk sayan fedakâr ruh- İu öğretmenler ve vatandaşlar var. miş...” şeklinde bir kanaate vardılar. En yukarı kattaki açık hava ders- hanelerinden edilen istifade, fakir ta- lebeye yemek vermek için hazırlanan teşkilât, talebeyi mektepte yıkamak usulleri gibi birçok hususiyetler hak- kında Amerikah terbiyeciler uzun uzadıya not aldılar. Z iyaretimiz sırasında mektep tatildi; sıralar, koridorlar, bahçeler boştu. Fakat ben bu boş yer- lerde dolaşırken, bu verimli vatandaş fabrikasının yetiştirdiği iki yavru ti- Pİ gözümün önünden hiç eksilmedi. Bunlardan biri arkadaşlarından birkaçı ile beraber Kırşehir zelzelesi Sırasında matbaaya gelmişti. Sınıfı namına topladığı parayı verirken de- di ki; — Bayan öğretmen Kırşehirde ne- ler olduğunu gazetede okudu, bize anlattı. Çok üzüldüm. Sonra arkadaş larımla beraber onlar için yapabile- ceğimizi yaptık. Ondan sonra artık içim rahat etti, Vatandaşlık bağlarını, mesuliyetle- rini yavrularına bu kadar iyi duyu- ran bu ilkmektep hakkında o zaman derir bir tecessüs duymuş, mektebi ilk fırsatta ziyaret etmeye hiyet et- miştim. Geçenlerde bir tesadüf beni Fın- dıklı ilkmektebinin diğer bir uyanık 1. Önümde bir ba- bir yavru oturuyordu. Mısır Kralı Ağustosta Türkiyeye Gelecek (Başı 1 incide) kardeş Türkiyede gördüğü hüsnü ka- bulün ve samimiyetin tesiri altında bahtiyarlık duyduğunu ifade etmiştir. Amiral Elmahruse yatile şehrimiz- de birkaç gün kaldıktan sonra Mısi- ra avdet edecek ve duyulduğunda gö- re Ağustos ayı zarfında Mısırın genç Kralı Mai irlikt Se Kraliçe ape Nazli ve ri çe Ferideyi memleketimize getire cektir. Cümhurrelsimize Mısır hükümdarı trafından vâki olacak bu ziyaret ve misafirliğe siyasi mahfellerde husu- st bir ehemmiyet verilmekledir. Yat zabitanı şehri gezdi Belediye Turizm Müdürlüğü, EL mahruse yatının zabitan ve mürette- batını dün şehirde gezdirmiş, bu ara- da müzelerle tarihi yerler de kendi- lerine gösterilmiştir. Mısır Kraliçesi Peştede Budapeşte, 28 (A.A) — Mısır Val de Kraliçesi, yanında dört kızı oldu- Hu halde bu akşam buraya gelmiş tir. saatleri düşünüyor, çocuğu teskine çalışıyordu. Konuşmaya alâka göster dim. Çocuğun hargi mektepte okudu- ğunu sordum: “Fındıklı mektebi. cevabını aldım. Fındıklı mektebinin iyi bir vatandaş fabrikası olduğu hak kındaki kanaatimi, bu tesadüf te kuv vetlendi: ındıklı ilkmektebi, Türk terbi- yeciliği için elbette bir istisna değildir. Türk mektepçiliğinin ne ta- rafa doğru inkişaf ettiğini gösteren bir örnektir. Hiç şüphe yok ki umumiyetle Türk ilkmektebi, inkılâba uygun bir mües- sese haline gelmiştir. Türk yavrusun- daki cevherlerin, inkişaf edebilmek İçin ancak imkân ve fırsat bekledi ni, ilkmektep, şüphe kabul etmez $u- rette isbat etmiştir. Liselerimizde, Üniversitelerimizde bulunan talebenin fena imtihanlar ge et ediyoruz, İlk- n moksenlarına, bü» tün müşküllere rağmen ortaya koy- duğu eserler insana şu kanaati veri- yor ki fena imtihanı geçirenler, yeni neslin çocukları değildir, bu mücsse- nan İvanof, Nazilli kombinası hak- kındaki suale de şu cevabı verdi: “— Cidden mükemmel bir eser o- lan ve Sümerbank müessesesi tarafın dan tam bir iş zihniyeti İle idare edi- len Nazilli kombinası artık tam ran- dımanını vermiye başlamıştır. Bili- yorsunuz ki altmış kadar Türk men- sucat ustası Sovyet Rusyada teknik malümatlarını attırmışlar ve olgun halde yurtlarına dönmüşlerdir. Gerek bunlar gerek bir buçuk se- ne içinde yetişen yeni elemanlar, Türk işçinin nasıl bir enerji ile çâ- Hişmiya muktedir olduğunu göster recek eserler vermişlerdir. Türk iş- çileri eidden muvaffak oluyorlar. zilli fabrikası şimdi yevmiye iki ekip işçi kullanmakta ve 1600 kişiye iş vermektedir. Muhtelif renklerde ince ve desenli basmalar, pazenler hazırlıyor. a i Yakında gerek köylü ve gerek şe- birli için hususi tipte kumaş çıka- racal Bulgarlar Nasrettin Hocayı Küçülten Bir Film Çeviriyorlar (Başı 1 incide) Sesli, ve sözlü çevrilecek olan bu filmi, meşhur Bulgar rejisörü Alek- İsandr Vazov hazırlamıştır. Filmin operatörlüğünü de iki Alman yapa- caktır. Filmin mevzuunda, Nasrettin Ho- canın fıkralarına mühim bir yer ve- rilmiştir. Fakat söylenildiğine göre, filmi çevirenlerin asıl gayeleri, Nas- rettin Hocayı Hitar Petara nisbeten sönük, ve silik göstermektir. Hitar Petar, Fransızların Mar- yüs'ü, bizim Ineili Çavaşumuz gibi I muhayyel bir tiptir. Fakat Bulgar kafasından sâdır o- lan bütün nükteler, Hitar Petar'a mal edilir. Hattâ, sahipleri malüm bulunan birçok meşhur fıkralardaki nükteli cevaplar da Hitar Petar'dan sâdır olmuş gibi gösterilmek istenil- miştir. Çünkü Bulgarlar, muhayyel Bitar Petar'larını, millii bir mizah üstadı, ve kahramanı gibi görürler. Geçenlerde, dünyanın meşhur mi- zah üstatlarının mükteleri, eserleri, şahsiyetleri hakkında bir etüt yapan, ve çok kıymetli bir eser neşreden bir Fransız muharriri; “Muhayyel Hitar Potar, hakiki Nasrettin Hocanın kötü bir mukal- rek çekilecek, sonra Türkçeleştirile- cektir. Filmin harici kısımları tama men memleketimizde çekilecektir. Rejisör, yardımcıları, ve filmi çe- virecek olan bütün artistler, burada iki üç ay kalacaklardır. Filmin mü- him bir kısmı saraylarda, Beylerbe- yinde tarihi bir konakta, ve İstanbu lan muhtelif yerlerinde çekilecektir. Istiklâl Harbine ait sahneler, cere- yan ettikleri sahalarda çevrilecektir. Hükümetimiz, bütün bu sahnelerin çevrilmesine geniş mikyasta yardım yetlere karşı gösterileri bü yüksek ve yerinde mukabele, Fransız kumpan- yasının sahiplerini son derecede se- vindirmiştir. Filmin baş rolü, Fransanın en şöh- retli ve en kiymetli yıldızı Edvig Föyye'ye verilmiştir. Bu cazip sa- natkâra, dünyanın en çok sevilen ar tisti Şarl Boyer'nin partonerlik ede- ceği kuvvetle umülmaktadır. Filmde ikinci derecede rol alacak olan elemanlar bile, Fransanın en kıymetli sanatkârları arasından se- çilmiştir. Bu filmde, Şehir Tiyatrosu artist- ilerinden bazılarına da münasip rol- ler verilecektir. 8500 metre uzunluğunda çevrile- cek olan bu munzzam filmin, bir bu- çuk milyon liraya mal edileceği söy- lenmektedir. Filmde, alaturka musikiye de bü- yük bir yer verilecektir. Bu vazife- yi de, Türkiyenin en kiymetli sanat- kfirları başaracaklardır. Memleketimiz, inkılâbimiz için, çok büyük bir propaganda vazifesi görecek olan bu kıymetli eserin &e- naryosunu da ele geçirmiş bulunu- yoruz. “TAN”, dost bir Fransız muharri- rinin ince ve zengin muhayyilesin- den doğan, ve kiymetli tarihçi Ziya Şakirin kalemiyle beslenen bu olgun ve güzel senaryoyu, yakında karile- rine okutmak imkânını bulmuştur. Bu müjdemize emniyetle ilâv e delim ki, “TAN, karileri, bu senar- yoyu, her &atırında ayrı ve derin bir heyecan duyarak okuduktan sonra, “Beyaz Esire,, nin, Türk inkılâbının beyaz perdedeki en güzel aksi olaca ğına daha kuvvetle inanacaklardır! * Seyirci Yeni Polisler vaadinde bulunmuştur. Dostane ni-| Bu sene İstanbul polis mektebini larını bulduğunu ileri sürmüş ve bu baptaki tetkikatını başka bir toplan- tıda bütün vesalikiyle anlatacağını söylemiştir. Bay Efdalettin burasının duğunu ilâve etmiştir. da ehemmiyetli Bizans eseri bulun mıyacağını anlattı. elti, Hariçten alnacak mimar Vedat iDün İstanbula Döndü (Başı 1 incide) tasinin Almanyada kontenjana tâbi ite zevkli olmıyan Türk murahhas manı hazırlamıştır. (ihracatımızı büsbütün serbest bırak. ri umumi tedbirlere nazaran, muva rın mütalealarına birçok bakımdan i- tiraz etmiş, ve bunun devrinin ve â- nının vazıh olarak tesbit edilmesini istemiştir. Sedat Çetinlaş devrini va zih ve kati olarak söyliyememiş, yal- nız eskiliğinde ısrar etmiştir. İbrahim Hakkı Konyalı buranın bir saray de- Zil, kârvansaray olduğunu ve vesika nüllülerin tahliyesine mütsi/ kâmın tatbikinde tesadüf müşkülâta işaret etmektedi”. Bu hükümet, 18 temmuz “4 evvel Lejiyon etranjere giri fasilalar!a ecnebilerin hemi / alinmasim temenni etmekti hükümet, plânın harp mal geri alınması hususunu derP mekte olmasını hayretle Kaf tadır. Bu hükümet, bahri BÖ kâfi olmadığı mütalaasını 1 İBirinci Ahmedin hastahanesi olduğu nu söylemiş ve İbrahim Hakkı Kon- yalının itirazı üzerine de kafi bir de- vir tayin edemiyeceğini, öğer vesika çikarsa onu da kabule âmade bulun Profesör Bakster bu binanın altın- Buhdan sonra Vali Muhittin Üstün dağ münakaşanın neticesini hulâsa doçent Mükrimin Halil, mimar Sedat Eldemin de iştirakile Ağustosun ü- çüncü günü binaları yerinde gördük ten sonra tetkikata devam edilmesi- manyaya giden heyetimiz, Almanya heyetile de tam bir mutabakat dahi- linde bu gayeyi temin için Türk em- olmasını, binnetice ihracat yekünu- nun bir hayli azalmasını icap ettiren bir mukaveleyi müzakere ve imza et İ mişti. Aldığı vazife bu suretle pek heyeti 1937 müzakerelerinde tam bir muvaffakıyet elde etmiş ve bu sene bize daha zevkli bir müzakere imkâ- “Türk - Alman tediye vaziyeti ih- racalımıza konulan kontenjanların hiç değilse tevsii imkânını bahşede- | KAMP kurmuş olan bir cek kadar müsait bir manzara ârze- diyordu. Şu kadar ki Almanlar bu te vessüli arzu ve kabul ettikleri halde | Kadınları alıp kaçmışla mayı, son zamanlarda ittihaz ettikle- mekte ve daimi bir kontrol olacak olan dört Frankist'1/” yin ve irsesinden sonra gen ii konun elinde daha 12 kadar ” lacağinı; halbuki cümhüÜ topraklarına girmek için m zifesini görecek dört büyük “fl daimi kontrola tâbi tutulas detmektedir. Not: ademi komitesinin tayyarelerin #89 taarruzlarını . hesaba kaf hayretle karşılamaktadır. Yahudiler Akkö ©" İmamını Katlettil?' (Başı 1 Mini Yahudi meclisi, bir * ye hafız heyeti teşkil etmek * gönüllü kuvvetleri Te. gp” mıya davet eden bir beyan”. retmiştir. 150 kişi bir kasabayt Kudüs, 28 (A.A) — 150 den mürekkep bir çete, FİVİ « i |malinde kâin ufak bir kafi 4 arruz etmiştir. Asiler, Üç pol müşler ve postayı yağmâ dir. Diğer bir çete de Hayf#?., da bulunan Yokena kolon” v « |cum etmiştir. Koloniler, Sti mak suretile zabıta ve askö” şi lerini imdatlarına çağırmi$ e arruz, püskürtülmüştür. zaylata uğramışlardır. Ammanda müsellâh bir * gf verayı Şerianın şimalind€ 4 işti p leye taarruz etmiştir. Mi hayvanat sürülerini, mü di” gıt” İm takibine gönderileri ve dutları tevkif etmişler - İmaları geri almışlardır. fık bulmuyorlardı. Müzskerelerin e- sasını bu nokta teşkil etmiş ve netice-|den'daha fazla tafsilâta & de bütün Türk mallarının hiç bir tak- | kadarını ilâve edeyim Kİ Mi yid ve tahdide tâbi olmaksızın Al-| fından başka bu defa bö” manyaya ihraç edilebilmesi temin o-|ne hükümetler tarafında” ve ikmal eden üç yüz yirmi polis İstan- bul emniyet direktörlüğü emrine ve rilmişlerdir. Dün yeni polisler em- niyet direktörlüğüne gitmişler ve muhtelif merkezlerde tavzif edilerek vazifelerine başlamışlardır. selerin kendileridir. Çünkü ilkmek- tep gibi henüz yeni hayata uyamamış lardır, bugünkü nesillerin istidat ve ihtiyaçlarına intibak edememişler- 1. Düşünen, çalışan, Bareket eden vatandaş yerine ezberleyen, kendi a- yakları üzerinde duramıyan, diploma yda bulunanlardan biri pen- cereden dışarıya tükürdü. Yavrunun hali görülecek birşeydi. Derhal ye- rinden fırladı, Babasının kolunu çek- ti - Sokağa tükürmek (o yasaktır.! Tramvayı durduralım, polis çağıra. | Yakl R Um, kabahatliyi haber verelim, diyor | şeklinde bir istinat noktı du, yen bir nevi adam yetiş . Baba, eski neslin adami... Zabıt va-| boşuna uğraşıyor, duruyorlar. a kaları, şahitlik, külfet 1) ve Ahmet Emin YALMAN | tün bir dünyanm sempatisini lunmuştur. Almanların son sene zar-| nan bir klering anlaşmi#” fında gösterdikleri ihraç kabiliyeti de | vusturyanın Almanya 118 di önümüzdeki sene içinde Türk ihraca |den mütevellit vaziyet edi tırın karşılanabileceği ve tediye mu | den bir hususi protokol d vazenelerinin bir taraf leh veya aley-| kereleri neticesinde m7 Zati hine olarak ihlâl olunmıyacağı ümidi | saiki teşkil etmektedir. “ y Güya uyuyan Narelin Hocanın | kavisini vermektedir. Türkofis, ya-|sikalar mümkün olduğ si müstağni ve müstehzi ruhunu— | kında yaptığımız anlaşmalar hakkın-|leştirilmiş ve Türk - A i Ve küpısız, bacasız türbesinde, sa- | kendisine ölümünden beş asır sonra |da icap eden etraflı malümatı geze-|lâtının esas vasfını teşk ye de bütün bir milletin değil, belk! bü- | yapılan bu entipüften suikast kadar | telerimize verecektir. ğe ve normalliğe uygu” duya | hiçbir şey güldüremiyecektir. © Ben, şeflerime malümat arzetme- 'line getirilmiştir. 3 lididir!,, diyordu! i Anlaşılan, bu filmi çevirenler, Nasrettin Hocadan, bu isabetli teş- hisin intikamını almak niyetinde- dirler, Fakat bu niyet, Nasrettin Hoca- nın nükteleri gibi güldürücü değil, - | gülünçtür. ia İL bask ği td ğin ELLİ EU

Bu sayıdan diğer sayfalar: