22 Temmuz 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

22 Temmuz 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Mahkernelerde Altından Diş Yaptırdım - Gümüşten Merdiveni Mahkeme, Bu Şarkının Hakaret İfade Ettiğini Kabul Etmedi Cerrahpaşada eczacılık yapan Şeref tarafından hakarete uğra- dığını iddia eden Cerrahpaşada Cami sokağındâ öturân Adana şimendifer müfettişlerinden Bayan Refikanın davası, dün meşhut suçlara bakan Asliye Dördüncü Ceza mahkemesinde tetkik edildi. Şikâyetçinin anlattiğina göre, hâ dise eciden Koca Mustafapaşaya Mahkeme de otobüste bulunan hâdi- ise şahitlerini ve suçlunun müdafaa giden otobüsün içinde başlamış ve| şahidi olan kimyager Natıkı dinle- mahallelerinde bitmiştir. Bayan Re- fika, dün, yanında dişçi Kemal oldu. ğu halde, Sirkeciden kalkacak olan Koca Mustafapaşa otobüsüne gelmiş. Kemal elindeki paketleri Refikaya vermiş ve elini sıktıktan sonra ây- rilmiştır. Bu sırada eczacı Şeref te, yanında arkadaşı kimyazer Nâtık ol- duğu halde, otobüse gelmiş ve Ba- yan Refikanın arkasındaki sıralar- dan birisine oturmuş. Şerefin dişi ağrıyormuş. Arkadaşına: Ay dişim, demiş. Bayan Refika paketleri bırakarak biraz evvel ayrılan dişçiye seslen miş: —Bay Kemal... Gel bu zatın dişi ağrıyormuş, tedavi et, demiş. Ke- mal gelmiş ve: — Ben baytar değilim, demiş ve! dönmüştür, Şeref te bu hakâreti: — Reddederim, şeklinde karşıla- mıştır. Şerefle Bayan Refika mahalle kom şularıdır. Yine aksarayda otobüsten beraber inmişler, bu 'sırada Şeref Refikaya: — Sen benim tahkir edilmeme se- bep oldun, ben de hâdiseyi kocan A- Ji Haydara yazarak şikâyet edece- gim, demiş, ve yürümüştür. Bundan | sonra, Refika karakola., müracast e- AŞ A din etmiştir. İşte mahkeme, dün, bu davayı tetkik etti, Bayan Refika o tobüste geçen bu hâdisenin evde tek di. Amme şahitleri hâdiseyi suçlu- nun kabul ve davacının iddin ettiği şekilde anlattılar. Yalnız kimyager Natık; — Şeref daha otobüse binmeden dişinin ağrıdığını söylüyordu. OOto- büste de: "Ay dişim,, dedi. Bunun- la herhangi bir telmihte bulunmuş değildir. Otobüsten indikten sonra da kendisine hiçbir şey söylemedi, dedi, Bundan sonra dinlenen şahit Hatice bildiklerini şöyle anlattı: — Refika ile Şeref bitişik komşu- lardır, Benim evim de yanlarında- dır. Dün akşam saat 9 sıralarında Şeref odasında oturuyordu. Yanında da iki kadınla bir erkek vardı. Orla- re yüksek sesle: — Ah bugün öyle bir yakalan dım ki.. Sormayınız, dedi ve srka- sından da eski bir şarkıyı biraz tah- rif ile şu şekilde terennüm etti: Altından diş yaptırdım, gümüşten mer- diveni, Etme güzel bu nazı, gel bize bazı bazı, Ben bu şarkı ile Bayan Refikanın kasdedildiğini anladım. Çünkü o da şu günlerde doktor Kemale diş yap- tırdı. : Reis sordu: — Sen bu şarkı ile Refikayı kas-| dettiğini nasıl anladın?. Şahit buna vazıh bir cevap vermedi. Bundan sonra müddelumumi müs | “2 le ida İmam da 2 ALİ dd için Şeref hakkında berset kararı ve- rilmesini istedi. Mahkeme, müzakereye çekildik- rarlandığını ileri sürdü ve komşu- larından Haticeyi şabit (o gösterdi.| — roma ten sonra, hazırladığı beract kararı- nı suçluya tefhim eti AML apar orsaranamma meram Maslak Kazasının Duruşması Başladı Dün Ağırceza mahkemesinde 23 Martta Maslak yolunda neşri. yat müdürümüz Tahir Şükrünün ölmesi ve üç mürettibimizin ya- ralanması ile neticelenen facianın muhakemesine başlandı. Dava- ci yerinde merhum Tabirin refikası vardı. Reis kararnameyi okuduktan son- ra suçlu şoför Kemali dinledi. Ke mal hâdiseyi şöyle anlattı; “— Biz o gün Maslak yolunda gi- diyorduk. Önümüzde bir otomobil vardı. Süratim 40, 45 kilometreyi geçmiyordu. Önümdeki otomobilden Yol istedim. O sola kırmak ister gibi bir vaziyet aldı. Hafif te kırdı. Son- ra ben geçmek İsterken bu kararın. dan vezgeçmiş olmalı ki, ben hafif- çe kendisine çarptım. Bu çarpma ile yaralanmıştım. Kendimi kaybettim. Direksiyon simidi de kırılmıştı. Oto. ombil kendi kendine hareket ederek bir ağaca çarptı. Bon yaralandığım için direksiyona hâkim olamamış- tim. Kabahat önümdeki otomobiln mütereddit bir vaziyet almasında- dır. İlk defa çarpınca esasen otomobi» | Hin lâstiği de patlamıştı.,, Bundan sonra dinlenen fen memu ru vaziyeti şöyle anlattı: “— Ben hâdise yerine sonradan ittim. Orada enkaz halinde iki oto- mobilden başka bir şey yoktu. Yara- llar kaldırılmış ve arkadaşim fen memuru Fethi de vaziyeti daha ev- velce tesbit etmişti. Benim kanas- time göre, kaza Kemalin otömöbi- İlmin 60.90 kilometre süratle gitme- sinden doğmuştur. Kemal otomobili. nin arka tarafına üç ve yanına bir| yolcudan fazla almaması lâzım gelir ken iki yolcu almıştır. Ayni zaman- da da öne geçmek isterken kome çalmamıştır. Hâdiseden sonra firen vara çarpmazdı. Bu da süratinin faz- la olduğunu gösterir. Lâstiğinin ilk müsademede patladığı doğru değil dir. Çünkü yolda muntazam lâstik izleri tesbit ettim. Patlamış Jâstik böyle iz birakmaz.,, Suçlunun avukatı, bundan sonra şahide, reis vasitasile, birçok sualler sordu ve: “.— İlk çarpışmadan sonra otomo- bilin 58 metre kadar gitmesinden sü ratin 80, 90 kilometre olduğunu fen- nen anlamıya imkân var mıdır. Mü- ekkilim ilk müsademeden sonra ken disini kaybetmiştir. Direksiyona hâ- kim olamamıştır. Belki bu sırada a- yağı gaza basmak suretile sürat art- mış ve 58 metre kadar giderek ağa- ca çarpmıştır. Bu vâki olamaz mı?, sualini sordu. Fen memuru buna ce- vap verdi ve şunu da ilâve etti. “— Ben şoför Kemalin slellini tet- kik ettirdim. Gözlükle otomobil kul- Tanabileceği kaydi vardı. Yaptığım tahkikata göre hâdise zamaninda gözünde gözlük yokmuş. Bunun da mesafeyi iyi tahmin edememesine â- mil olduğu kabul edilebilir.,, Bundan sonra mübaşir, şahit ola- rak elektrik idaresi müşteriler dai- resi müdürü Osman Kemalin ismini çağırdı. Osman Kemal mahkemeye girdi. Reis hüviyetini tesbit ettik. ten sonra, kendisine: “— Sen de yaralandın mı, dava ar zuhalin var mı? dedi O hâdisede yaralandığını ve tesbiti delâll sureti. le dava açtığını ve dosyada arzuhal- de yapmamıştır. Eğer sürati az olsa idi, otomobile çarptıktan sonta da- ha elli sekiz metre kadar giderek di- leri de bulunduğunu söyledi. Müd- deiumumi Reşat Saka kendisinin şa- hit değil, yeminsiz davacı olarak din v huk HIRSIZLIK : Mücevherleri . i Genç Kızlara Dağıtan Hırsız Harbiyede, kuyumcu Yaninin dük- İkânmdan birçok mücevherat çalan İve'komşu' kızlarına dağıtan Vange- İn muhakemesine dün, Asliye W çüncü Ceza Mahkemesinde devam €- | dildi, Suçlü mâvküftu. Vangel, üç ay evvel, gece yarısın- dan sonra, Harbiyede, mobilyeci Di- İ mitrinin dükkâmna girmiş, rafları, dolapları çekmeceleri karıştırmış. Fa kat yükte hafif, pühâdâ (ağır birşey bulamayınca, buradan dıvarı dele- rek kuyumcu Yaninin dükkânına geçmiş. Küpe, yüzük, gerdnlik gibi ne Kadar kiymetli şey varsa Kepsini almış ve savuşmuştur. Aşırdığı eşya arasında bir de mu- rassa İstavroz varmış. Vangel hovardalığı seven bir genç tir, Çaldığı şeylerin hiçbirisini sat- mamış. Tanıdığı kızlara bunları bi- rer birer hediye etmiş. Bunlar ara- sında Matmazel Sofiya, Viktorya ve Roza da vardır. Polis uzun müddet bu suçun failini bulamamış ve tesbit edememiştir. Nihayet bir gün Yani- ye bir kız gelmiş, bir İstavroz uzata rak: — Bunu Jüffen temizler misin, kaç kuruş vereceğim, demiş. Yani gözüne insnmak istememiş, Istavrozu öpmüş, çevirmiş, üstünde kendi markasını görünce: — Buyurunuz matmazel, biraz o- turunuz, şimdi temizlerim, demiş. çırağını da yavaşça karakola gönde- rerek bir polis . çağırtmıştır. Polis gelinee Yani: — Bu istavroz benim dükkânım- | nu bâna'temizletmiye getirdi. Hâdi- seye el koyunuz, demiştir. Matmazel bu istavrozun Vangel ta rafından kendisine hediye edildiğini söylemiş ve asıl suçlu da bu suretle ken bunları Yüksekkaldırımda ismi- ni bilmediği bir adamdan satın aldı ğını söylemiştir. Mahkeme, Sofya, Viktorya ve Rozayı şahit olarak din- lemiş, onlar da kendilerinde çıkan mücevheratı Vangelin hediye ettiği- ni söylemişlerdir. Iddia makamını işgal eden müdde iumumi muavini Hikmet Sonel dün iddiasını söyledi. Suçluya - ceza ve- rilmesini istedi. Suçlu müdafaasıni yazılı olarak vereceği için muhake- menin talikini istedi. Muhakeme bu- nun için başka bir güne bırakıldı. lenmesini istedi. Mahkeme bu şekil. de dinlenmesine karar verdi. Osman Kemal, bâdsieyi şöyle an- lattı; “ Ben her günkü gibi saat yedi buçuk sularında bir otomobil gezin- tisine çıktım. Vaktim gelmişti. Tuğ- la harmanlarından dönmek istedim. Dikiz aynasile arkamı tetkik ettim. O dakikada orada hiç bir otomobil gelip geçmediği halde ben elimle s0- la kırma işaretini verdikten sonra direksiyonu kırarken müthiş ve ani bir darbeden sonra bir “Pişit,, sesi İ- şittim. Otomobilime derhal fren yap- tim ve sağımdan geçen arabanın a-' caba çarptığım adam ölmüş müdür, diye durup bakacağını tahmin ettim. Fakat o sürati hiç. eksiltmedi. Yürü- dü ve 60 metre kadar ilerde bir ağa- ca çarparak param parça oldu. Ben tim, Şoför Kemal enkazın içinden çıktı. İki tarafa yalpa vuruyordu. Ağzında ispirto kokusu vardı, Bana atmak istedi ve: “ Yahu korna çaldım da duyma- din, dedi. Halbuki korna çalmamıştı. Ben, dikiz aynasında kendisini gör“ mediğim ve mısif bir kavislik direk- siyon da bir iki saniyede yapıldığına göre bundan sürati hesap edilebilir. geliyordu ki, ben henüz sola sapma- dan o bana 'çarptı. Ben sonra yaralı- dım. Birkaç otomobil onları kaldır- madılar. Nihayet polis geldi ve hâdi- seye el koydu.,, Şahitlerin bir kısmı gelmemişti. Muhâkeme bunların çağırılması için başka bir güne talik edildi. dan çalınımıştı. Şimdi Matmazel bu-! LEMAN ca KADIN KÖŞESİ: ince Eteklerle . Giyilen Yazın keten veya bu ka- bil ince eteklerle giyilebile- cek Zarif ve pratik bir blüz. Blüzun yakası geniş bir fi- yonga ile kapanmakta ve gövdesi ufki dantellerle tez- yin edilmektedir. lar, Müstesr, Eviç). İstanbul Radyosu ÖGLE NEŞRİYAT: Saat 1430 Pifkin türk Havadis, 15.05 Plâkla türk Muhtelif plâk neşriyatı. 16 S5 AKŞAM NEŞRİYATI: Sant 18.30 Plâkla dans mus t Plân tüfek müsikiri, 19,55 Bor” 20 Sant ayarı: Grenviç (rast naklen Müzeyyen Senar ve tarafından türk musikisi (EOS 2040 HAS 2043 Ömer Tuza Doğrul tarafi Nâra Atmamış Beraet Etti Sarhoşluk yöptığı ve nâra attığı liddia edilen Lâz Ahmedin muhake- mesi dün Kadıköy Sulh Ceza Mah- kemesinde neticelendirildi. Iddiaya göre, Lâz Ahmet Modanın kenar bir İ kahvesinde gramofon çalıyor, rakı İiçiyormuş. Bir aralık ta nâra atmış- tar. Ahmet kendisini müdafaa eder- ken: — Bay hâkim ben nâra atmadım. Biraz keyifli idim. Gramofon mem- leket havası ççalıyordu. İçime dokun du.. Allah... diye bağırdım. Allah demek suç mudur? Kimseye sövme- dim, lâf atmadım.,, diyordu. Hâkim Muhlis dosyayı tetkik etti. Şahitleri dinledi. Suçlunun yüksek sesle “Allah,, diye bağirmasından başka birşey yaptığı iddia edilmi- yordu. Kendisini beraet ettirdi. eği i Yankesicilik Suçundan Beraet Etti Sabıkalılardan Halil oğlu 317 do- ğumlu Mehmet Taşdoğanın yankesi- cilik iddiasiyle muhakemesine dün Sultanahmet Sulh Birinci Ceza Mah kemesinde bakıldı. | vvelki gün Ayasofya müzesinin ö- nünde bilet alan seyyahlardan biri- sinin arka cebini karıştırırken görül müştür. Hâdisenin yegâne şahidi Fethi, bu yankesicilik teşebbüsünü şöyle an- lattı: — Ben seyyahlara kart satmak için Ayasofya Müzesinin önünde idim. Bu suçlu, seyyahların örasına sokuldu. Bir seyyahın arka cebinin kapağını açtı. İçindeki zarfı eliyle çekiyordu. Ben derhal polise haber verdim, yakalattım. Hâkim Salâhattin: — Davacıya niçin haber verme- din? dedi. Şahit şöyle cevap verdi: — Bay hâkim, memleket hesanına bunu zararlı gördüm. Eğer seyyaha haber verseydim, o, memleketine döndüğü zaman Türkiyede hırsızlar bulunduğunu söyliyecek ve aleyhi- mize propaganda yapacaktı. Bunun için haber vermedim. Hâkim şahide ihtar etti: — Dünyanın her tarafında horsiz bulunabilir, eğer sen, ayni zamanda seyyaba haber vermiş olsaydın. O Türkiyede bana bir hırsız sokulmuş- tu. Bir Türk bunu gördü ve yakalat- tı, der, ayni zamanda Türkiyede fa- ziletli insanların çokluğunu da gö- rürdü. Şahit bunun üzerine: — Bunu düşünemedim. Bay hâ- kim dedi, Muhakeme “dosyayı tetkik etti. yaralı olmama rağmen yanlarına git-| Suçlunun beraetine karar verdi. ——— İçerenköyündeki Hâdise Evvelki günkü gazetemizde İçerenkö- yünde geçen bir hüdisenin muhakeme saf hasını Yazmıştık. Hâdisede ismi geçen ko miser. muavini Bahri Atay bize bir mek- tup gönderdi. Şu satırlarla meseleyi izah ediyor! "İçerenküyünde bir komiseri yartlıyan genç, başlığı altındaki yazıda suçlu Ke- malin. mahkemede akrabasından birisinin Her halde 80, 90 kilometre süratle | kn İşaret edildiğini söylediği yazılıdır. | Haltuxi mahkeme dosyasında böyle bir kayıt olmadığı gibi suçluların ağrından da bu yolda bir söz çıkmamıştır, Mesele şun- ların kaldırılması için otomobil ara-| dan ibarettir: Hafta tetiline muhalif hare- ket ettiği bildirilen bir bakkalın önünde vazifeten bulunmakta icen, bitişiğindeki ev de bulunup ta bakkaldan alış veriş yapa- mıyan suçlular, poliaj oradan uzaklaştır. mak maksadile; “Evimize bakıp miçin tam rassut ediyorsun? diye bahane ederek tecavüz etmişlerdir. Mahkemede dee vimbse baktı şeklinde ifade vermişlerdir... SULİSTİMAL : On Beş Memur Muhakeme Edildi Dün, Asliye Birinci Ceza Mahke- mesinde 15 davaya bakıldı, Bunların dokuzu ihmal ve suiistimal davası idi, Suçluları da Maliye, iera ve po- lis memurları idiler. İsimleri de| şunlardır: Kasım, Mahmut, Hasan, Şadi, İz- zet, Necmettin, Suphi, Mazlüm A- bidin, Sabri. Bu muhakemelerin biç birisi de neticelendirilemedi. Hepsi de muhte lif sebeplerle! başka günlere bıra- kıldı. m Lozan Hakkında Konferans Şehtemini halkevinden: 24-71-9838 pazar günü saat 21 de evimizde Lozan zwferi münasebetile öğretmen Yusuf Ziya Yürürkan ts- rafından bir konferans verilecek, ar- kadan evin alaturka musiki kolun- dan 15 kişilik bir grup klâsik bir İkonser vereceklerdir. Davetiyeler ev sekreterliğindedir. | Sünnet Düğünü TI inci tabur 6 ıncı N yuzüaşı dudu vg” 189 uncu ala BOLUK KUTME: lu Ömer Uluç'un sünnet düğünü, Ba- kırköyünde çok neşeli göçen bir top- lantıda tesit edilmiştir. Düğünde bir çok subaylar ve davetliler hazır bulunmuşlardır. me leme Sarhoş Kadır Detterdarda Cami sokağında 32 numarada oturan Hikmet Kıştaş isimli kadın pek fazla sarhoş bir hal- de Beyoğlu caddesinde nâra atarken yakalanmış, hakkında takibata baş- lanmıştır. Galatada Şıracı sokağında do- kuz numaralı evde oturan Cemil Ça nağın bir torba içinde 740 gram es-| rar götürdüğü görülmüş, Cemil ya- kalanmış, esrar müsadere edilmiştir. k 131 numaralı Şişli — Tünel İramvayı Osmanbeyden geçerken, Şirketi Hayriye fen müdürünün 1443 numaralı otomobiline çarpmış, oto- mobilin srka lâmbası kırılmıştır. 4 Çengelköyünde eski Denizha- mam sokağında altı numaralı evde oturan Etem oğlu 7 yaşındaki Mih- net pencereden düşmüş, yaralanmış, tedavi altına alınmıştır. o YENİ NEŞRİYAT ; Türk Hukuk Mevzuatı Rehberi Yayan: Lâtfik arman 1839 dan 1937 ye kadar bütün ka- nunları, tefsirleri, Büyük (Millet Meclisi kararları, kararnameleri, ni-| zamnameleri, talimatnameleri, Şüra- | yı Devlet ve temyiz kararları, ta- mimleri neşredildikleri resmi eser- lerin tarih numarasile gösterir Reh- berdir. Çok yüksek ve pek değerli hukuk âlimleri ve mütehassısları tarafın. dan takdir edilmiş bu eserin, 32 den fazla büyük formalarla 3 üncü zeyli de çıkmıştır. Temyiz Tevhidi İçtihat kararların dan maada 1900 den ziyade temyiz kararlarının hulâsaları da yazılıdır. Bütün hukukçulara tavsiye ederiz. İstanbul Cihan kitaphanesinde bu Yürür. Diğer kitapçılardan da ara- yınız. Üçüncü zeyli, 3 Tiradır; -İson: Şeran, daşları tara; ça söylev. 21 Saat ayarı Orke" tov: Marta Üvertür. 2 — Rim sakof: Şeherazat,. Parafras 37 30 Muzaffet er di dan türke cmsiiğ” gi nak). 22.10 Müzik ve variyeti, Belediye bahçesinden naklen haberleri ve ertesi gündü 23 Saat ayan: SON. , Ankara Radyosu ÖGLE NEŞRİYATI: Sant: M.30 Karışık piğk 9 Plâkin türk musürisi, 15 Ai AKŞAM NEŞRİYATI: şi Sant: 1830 Plâk meşriyeii İİ musildiei (andan). 70 Sant # râpca neşriyat 30.1 Türk mes met Rizu). 21 Konferans cçosi il m0 Kurumu. namına — MSB malp). 7145 Stüdyo salon i 1 — Rebieoff Romance si 2 — Azort Menuett g — VA wen, du Stadt melner Traun& Ohisen Rüssischer Marseh 8 cel Curmencita 4 — Tavan * Tuchalkovsky Barcarole 28 leri 22.15 SON. SENFONİLER: medi 20 Berlin kısa dalgası Seni fee 2110 Viyana Senfonik KW Prâz Cek #lhermonisi K HAFİF KONSERLER: 710 Eeriin kısa dalgası Kİ ki parçaları (8.15) devami? Sİ Monâiyal Plâk 9.15 piâk 948'g plâk 13 Paris Mondiyal pil, kısa dalgası Hafif Pl ii 13.13 Paris Mondiyal Kone” devami) 1375 Bükreş Steffi kestrası 1745 Berlin kısa di konseri (18.50 devamı) 18 radyo orkestram 18 Paris Ber nakli 18.30 Peste radyo © Paris Mondiyal pillık usik'f gigi Tes Radyo. silin örk astra gelen giyen 8 PE v Brüno Dvora'tımeserler ini Berlin kısa daleasi haff j 22.20 Poşte örkesiire kari OPERALAR, OPERETLİR 15.30 Paris Mondiya) oy reş Rus oreralarından pare” valerya Rustikana öper! desi 22.15 Leahesvullonün rasirin Ürinci perdesi ODA MUSİKİSİ: 18.13 Berlin kasa ey kuarteti 22.20 Peşte yaylı RESİTALLER: ger 1145 Berlin kısa dalgesi “ei lar 15.15 Berlin kann dalss” seri 1040 Brhno Halik gark travâ Piyano konseri : DANS MUSİKİSİ: 23.30 Viyana e MEVLİDİ ŞEF 23 Temmuz Curamrii a öğleden sonra saat 1İ” şantaşında Teşvikiy€ “4 merhum Hüsnü İnseli* ithaf edilmek üzere * mevlidi şerifde larının hazir bulun” olunur, vaaz ASKERLİK A İİ Yoklamaya * el Kadıköy Askerlik ŞU 5 1 — Kadıköy yerli ve kerlik şubesinde kayıtlı z z 938 ders yılında kısa . haiz lise ve buna mü' ayni derecedeki ecnebi den mezun olan ve d8 a okula girmiyecek bulun yetnamelilerin son YO” sü ğustos 938 gününden bİr ağustos 938 gününe Kİ askerlik şubesinde olan askeri mecliste Y8f 2 — 334 idahil) G0 dar olan bu gibilerin ” cüzdanları, askeri ehli mezun oldukları meki melerini alarak m N tırmak üzere bu müddet dıköy yerli ve yabani belerine gelmeleri ân ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: