İİ il pl AŞAN STT Bugünkü Hindistan — marese dinlenmek ve gezmek için geldim. — tor Bağvandasın evine mi- Wa oldum. Gerçi kendisi Del. ide idi; fakat oğlu ve torun- Bl areste oturuyorlardı. evlerini açtılar. Pi B0e8 yatısına ilk defa olarak lük», m Hindu eviydi, hem de gün ete, “yatlarında Hindu an'anesine al ününe kadar sadık kalan bir du zihniyetinin hudutsuz tiyeti, günlük hayatının sımsıkı Siki şekiller içinde mahbus kalma- De Yabancı için anlaşılmıyan bir yünü 3. bir tezad. Bu evin en bü- a primer ©n küçüğüne kadar hep- çel Yüksek tahsili almış insanlar, 9 modern fikir cereyanlarıni Kafalar... Bununla beraber v- Yandıkları dakikadan yatacakları ie adar her hareketleri binlerce in tesbit ettiği muayyen bir ye bağlı, B izim çardağının altından rek büyük bir bahçeye Ya yk Binaların üstü mor salkım- lü, bahçede gölgeli büyük ta ka Ağaçları, at kestaneleri, son Miş Dam Giçek. Ortadaki bina- Yazi b inde bir havuz yar, müte- İr havuz, iki tarafında kuy- Tuklarını kı akan iki e ağızlarından sv m büyük“ ninemin bahçe “RİN büyük bir modeli idi. ki gede dört bina var. Ortada- zl Bagvandasın, yanda t0- de yalıpturuyor, arkadaki iki ev — a misafirlere mahsus. On- Profay birine bana refakat eden ha ç ör Mucihi misafir ettiler, ba et, or Bagvandasın evini tahsis dayak odası, evin arkasında taş Hı, * Mütevazi, kapılarından bi- diyor açılıyor, biri banyoya gi- deni, 87 yer “bal dök te yala, man ç<X kadar temiz. “Evvel za- ew havasının çok din- İrici bir köyesi, Fakat “ahır za- 0 Van buraya da nüfuz edi- Sökün, un için Benares ziyareti bir bir şe ,PİF gezinti değil, kafama türü yeni Yahaş Gül, sualler sokan bir se- in, Diker Bağvandasın oğlu MA iti, hem kıyafet, hem de si- arile Bolabay Desayın biraz bir bir örneği, Sade ve tabii a Babasinin metafizik & Daki, , 19 pek alâkadar olma- ondan büyük bir iftiharla iyor, ie ağızlarından su akan büyük Aslânların karşısındaki torun daya aldılar, Burası dok- kiç, lâşılan çalışma odası. Es- döşemeli, yani büyük bir anla bir iki koltuk bir de'dok- Yazı masası var, Oturdum. ği yi Hindistanı bütün dağ Annie ye eseleleri ile hatırlattı. Za Besaut'un resmi idi. Bü- hay Mâirir ve hatip, Hindula- Miş, b bir fırtına gibi geç hi “âplarında büyük bir rol Kana Hindistanın . istiklâli bata gi bütün dehasını sarfeden, ie are giren bu İngiliz tav Rammar fikir ve ihtilâl tuy, çDda derin izler bırak: ri in Hindudan farla Hand, Hin. detaya, ski felsefesi, sanati ile â- rhoş vi bu kadın ayn! za- m r bir Hindu nasyonali Hap Daşlca âmillerinden imdi ar oy st temayülü olan Hindu- bürime İçin “medeniyetimize, Yeni Me itimat uyandıran, onu Maningş 75da tanıtmıya çalışanlar #idir, ge A Besaut, en kudretli. du gı, fakat hakiki modern Hin ondan şikâyet eder ve i TAN Şu Garip Dünyada : | Kendi Kendisine Baba Olmuş Maruf Ameti- kalı tenisçiler - den Frank Par - — ker, evlenmede fi garip bir rekor P kırmıştır, 8 Bu sportmen, küçük yaştanberi kendisine bakan ve evlâtlığa kabul eden analığı ile ev- lenmiştir. Böylelikle kanun mucibin ce, kendi kendisine baba olmuştur. Frank Parker, milliyeti itibarile Lehlidir. Amerikada bir tenis klübün de tenis topu satmakla işe başlamış» ve kisa zamanda büyük şöhret sahi- Hint istiklal davasında büyük rolü olanlardan yalınayak milyarder: Şive Praşad YAZAN: Halide Edip eakaaeameeneases? “terakkimize engel olan kuvvet- lerden biridir, çünkü içimizi boş bir gururla doldurdu, kend! ken- dimizi tenkit etmek kudretini biz- den aldı.., der. en bunları düşünürken bahçede bir ses duydum. profesör Mucip telâşlr odaya gir- di, Babu Shiva Prasad'ın beni görmiye geldiğini söyledi. Bahçe- de bir hasta sandalyası gördüm. İçinden dev cüsseli iri bir adam koltuk değneklerine dayanarak kalktı, bana doğru geldi. Bu adam istiklâl davasında hapse girmiş ve orada dizlerine inme gelmişti. O- nun için ancak koltuk değnekleri- le bile müşkülâtla yürüyordu. Ye- ni Hindistanın büyük ve çok se- vilen simalarından olan bu ihti- yarı tecessüsle tetkik ettim. Büyük başının dağınık beyaz saçları, w- zun sakalı, bütün simanın heybeti ile Insana yelesini sallıyan bir lanı hatırlatıyor. Nadiren bir ih- tiyarın gözlerinden bu kadar kud- ret, irade ve ateş fışkırır, buna rağmen bu gözler bir çocuk gözü gibi berrak ve ayni Itimatla, dost- Yukla insana bakıyor. Şive Praşat, Hindistanın mik yarderidir, fakat fakir bir Hindu Bibi yaşar. Serveti o Benaresteki, fikir, tahsil ve sıhhat müessesele- rine sarfedilir, vaktile oturduğu muhteşem binada şimdi helka verilmiştir. O, "servet halkındır, zenginler sadece 6 serveti umumun hayrına ve faydasına sarfa mecburdur, der. Bu adam gönlü ve gözlerinin bakışı gibi bir çocuk muhayyilesi taşır. Fakat burada “çocuk, ta- birini iptidal yerine kullanmıyo- rum. Çocuk muhayyilesi bence bütün büyük kâşiflerin, yarater insanların bir hususivetidir. o Ah- cak onlar umuma bir hulya, bir masal gibi görünen fikirlere, iğr- allere vücut verirler. Hindu fel selesi bâzan insana kâlnatın, Al- lahın bir hülyası olduğu fikrini ve rir, dünyadaki değişmeler, biribiri Üzerine yaratılan, kurulan, cemi- yet şekilleri de belki Hindu için insan. hulyasıdır. Şive Praşadın tahayyül ettiği müstakbel Hindis- Yalınayak Bir Hint Mi arderi tanm bir gön hakikat olmıyacağı- nı kim iddia edebilir, ive Praşadın ideali müsta- e kil Hindistandır. Bunda ye- ni bir şev yoktur. Fakat buna & rişmek için tuttuğu yol hayli ori- jinaldir. O der ki, istiklâl ile Hint- lilerin arasındeki mâni vahdetsiz- liktir, bu vahdetsizlik din. farkla» rından geliyor, o halde ilk iş bu farkı kaldırmaktır. Din farkı na- sıl kalkar? Şive Praşat der ki, din insan- ları biribirinden #yırdığı kadar birleştirebilir. ve bü birleşmeyi vücude getirebilmek için o, Be- nareste “yeni mabet, ini bina et- miştir. Bu mabedin içindekiilâhe Hindistanın haritasıdır. Bütün dağ- ları, ırmakları, suları ile mermer üstüne oyulmuş muazzam ve gü- zel bir harita. Ben Benareste iken “yeni mabet, henüz bitmemişti, İçinde bir çok yerli sanatkfr ve heykeltraş bu yeni mabuda şekil vermiye çalışıyordu. Bina yapı - lirken içinde bir tarafta Hindular “Veda, larını okuyor ve öbür taraf- larında Müslüman, hiristiyan, her hangi dine mensup Hintlilerin mu- kaddes kitaplarını okumalar, için yerler vardı. Şekil itibarile orijinal olan bu mabet fikir itibarile yeni değildir. Garp cereyanlarını bilen her han- &i tarih talebesi size bunun “coğ- rafi milliyetçilik, in şark usulü bir alâmeti olduğunu söyliyebilir. Coğrafi diyorum, çünkü Şive Prs- şat bu “vatana tapmak”, için yap- tığı mabette ırk meselesi varı? de- ğildir. Yine zihniyeti biraz gerplt olan bir tarih talebesi bu coğrafi milletçiliğin garpteki ırka da yanan Kleolojilerden daha zsrar- 8z olduğunu derhal görür. Irk milletçiliği bir memleketin ©v- Tidını renkleri, yahut ecdatlarının kanı başka diye biribirini boğaz- Tatabilir, dine istinat eden bir tuk- sim yine İnsanları kanlı ve vahşi boğuşmalara sevkedehilir, halbeki müşterek toprak, menfaat ve hü- tıra ile biribirlerine bağlı olan milletçilik belki şimdiye kadar memleketlere hiç olmazsa içlerin- de bir sulh ve inanma yaşamak fırsatını vermiştir. Fakat bu ide- sli Hintlilere İsviçreyi, Fransayı misal getirerek anlatmak kabi! o- lamıyacağı için Sive Praşat, on- ların anlıyacağı yolda telkine ça- İışıyor. En büyük ve müşterek ma- bi olmuştur. * Dersini radyo ile veren profesör Istokholm ü- niversitesi pro - fesörlüğüne ge - çenlerde Dr. Ge- vertste (o tayin olunmuştur. Fa- kat, profesör, © sırada Siyamda tetkik * seyahatinde bulunduğu için açış dersini vermek için vaktinde yetişememiştir. Dr. Geverts, bu dersi Siamda yal- nız başına okumuş ve İstokholm Ü niversitesindeki talebelerine radyo ile dinletmiştir. * Fabrika bacasını çalan hırsız Henri, Sorcers isminde biri Lon “dra (o civarında bir o fabrikanın 40 metre uzunlu ğundaki bacatı- ni çalmıştır.Bun dan evvel hırsız, bacanın başka ye- fabrikatörü re yapılması yı yıktırmıya ikna etmiştir. Birkaç ge ce sohra da yıktırılan bacanın en- baca | karını arabalarla kaldırtarak başka- sına 20,000 frangâ satmıştır. Mahke me, bu baca hırsızını üçây hapise mahküm etmiştir. Şarlonun Yeni Filmi Geraldin a Şeker Krali sayilan Kocasından. #inema artistliği uğrunda ayrılan Geraldine Spreckles, Şarlo ile çalış- mıya başlamıştır. Şarlo bu zeki ve canlı genç kadınla yeni filmler ha- arlamaktadır. Şarlo ile - Geraidine birkaç ay önce tanişmışlar ve daha sonra sıkı fıkı dest omuşlardır. Geraldine Şarlonun yeni Kazirle” dığı filmde seyahate ve maceraya düşkün bir genç kadın rolü alacak- tır. ——— but vatandır, başka mabutlar, ya: ni din, ırk, hafs, Pank sizi ayırabi- lir. fakat vatan birleştirir,, demek istiyor. ve 2'E Sofyada Bulgar milli tiyartorsu binası Bulgaristanda Milli Tiyatro Nasıl Çalışıyor? olya, (Hususi Muhabirimiz. den) — Balkanlarda tiy: roculuğun en çok: inkişaf etti memleketlerden biri de Bulgaris- tandır, Bugün Bulgaristanda Fili- be, Varna, Rusçuk, ve Burgazda dört büyük belediye tiyatrosu var- dır. Bunlar, kendi belediyelerin- den başka ayrıca hükümetten de yardım görüyorlar. Sofya, Filibe ve Pilevne; trupları her sene bir- kaç ay turneye çikarak temsiller verirler. Şumnu ve Lorm < kasabaların- daki büyük şehir tiyatroları kendi kasabalarına temsiller | verirler. Bundan başkâ Sofyada Kooperatif ye Odeon namlarında iki operet ti- yatrosü ile seyyar bir dram heyeti ve Poplâren teatır namında bir temsil teşekkülü mevcuttur. Filibe ve Varna tiyatroları bir- kaç senederiberi hükümetten, her yıl beşer yüz bin leva yardım. gö- rüyorlar. Bunların haricinde kalan şehir, belediye, seyyar ve operet tiyatrolarına Maarif Nezareti tara- fından, senede umumi olarak 1,000,000 leva yardım yapılıyor. Son senelerde Bulgar operası da ihmal edilmiyecek bir teşekkül ha- line gelmiştir. Opera artistleri sık sık'ecnebi merkezlere davet edil- mekte, konserler vermektedirler. ülgaristanda dram, opera ve operet temsillerinin ücret- leri çok ucuzdur. Bu sayede fakir olanlar bile, tiyatrolara gidebili- yorlar. Mektepliler için de gayet ucuz temsiller veriliyor. Temsil verilecek - bina ve sahne bulunmı- yan küçük köylerde mektep bina- larınde temsiller tertip edilmekte- dir. Her sene köy ve kasaba mek- teplerinde ders senesi sonunda şe- badetname tevzi! esnâsında talebe ler tarafından müsamâre verilme- si de âdet seklini almıştır. Temsil verilmesi kabil olmıyan küçük köylerde halka, tiyatro, kon- ser ve,konleranslar radyolarla din letiliyor. Bulgaristanda herköy bö- lediyesi, bir radyo #lmiya mecbur edilmiştir. Sofyada Bulgar milli tiyatrosu, yaz temsillerine * hararetle devam ediyor. Bu tiyatroda kış ve yaz #mevtimlerinde şimdiye kadar 374 temsil verilmiştir. Bu yekünun 204 ü dram ve 173 ü opera temsil leridir. En çök muvaffakiyet kazanan piyeslerden "Depotat,, 22 defa, “E- hemmiyeti olmıyan kadın., 18 de- fa, “Venedik taciri, 15 ve "Draho- imasiz,, piyesi 15 defa oynanmış- tir. “Yanilerin dokuz kardeşi, o- berası 8 defa, “Ölü gözler,, . “Tais,. I3er defa tekrarlanmıştır. “Yarasa, ve “Satılan 'kız, 'oparaları da çok rağbet görmüştür. 946 — 1037 yılında Bulgar ik atroları. 41: Bulgar 1030 tercüme olarak 144 piyes oynâmış- lardır. Sofyadaki #hilli tiyatro, Ko- operatif ve Odebn opâretleri dahi) olmak üzere 936 -— 937 mevsimle- rinde 9 ayda 3.193 temsil vermişler Trupları ——— Köylerde temsil veren bir trupun genç artistlerinden biri dir; Bu temsillerden elde edilen va ridat- 8.071,00 levadır, Geçen Yil tiyatrolar, Bulgaristanda 136 ka- saba ile 107 köyü ziyaret etmişler. dir, Varidatın üçte ikisini bu saya hatler için yapılan a yüzde otuzu da artisilerin maaşla Fına tahsis edilmiştir. T Bulgaristanda dram, operet ve) opera artistleri “Bulgar “artistleri Birliği,, Artistler Birliğinin 406 Azası var- dir, j Bulgaristanda her şehrin bir 0) yatrosu olduğu gibi bir de muzikajği bando takımı vardir. Şehir mü zikası veya askeri bandosu mü. mi bahçelerde haftada iki defa öl- mak üzere halka bedave konserler verir. Aynca bir cok şehirlerde gençler arasında orkestra teşek- külleri, müsiki cemiyetleri, koro heyetleri kurulmuştur. Bülgaris. tunda muzik teşekkülü ölmiyan hicbir lise veya muallim mektebi! yoktur. Mili bayramlarda” telebe, merasimlere daima müzik İle gö-! türülür. f a * İGİRESUNDA : ş Bir Kaçakçı Tutuldu Giresn, TAN) » Bulancak Kj sına bağlı Bozat köyünde Hasan lu Metidin evinde yapılan araştır. ma neticesinde 7 kilo 300 gram kıs yılmış kaçak tütün bulunmuştur. Hs san, adliyeye teslim edilmiştir. — © VANDA : di Su Yüzünden Çıkân (| Bir Cinayet fi Van, (TANI — Duhanın Racani köyünde. Bucan suyundan aöbeti tarla sulamak İşine mızıkçılık kari tırılmasından dolayı “Ali oğlu” Halt, ile Emin oğlu Ali arasında &sveş çıkmıştır. Ali. Halidi taşla öldü; ve yakalanmıştır. namiyle 400 ia var z