Yüzme teşvik müsabakalarına iştirak eden genç yüzücüler DÜNKÜ YÜZMELER Teşvik Müsabakaları Beşiktaşt a Yapıldı Programın Değiştirilmesine İtiraz Eden Beykozlular, Mü İstanbul su sporları ajanlığı tara- fından tertip edilen. yüzme teşvik müsabakaları dün Şeref stadının yüz me havuzunda yapıldı. Evvelce su sporları ajanlığı tarafından büyük bir ihtimamla tertip edilerek klüp- lere tebliğ edilen programın son gün lerde değiştirilmesine itirüz eder Beykozlular, müsabakalera iştirak etmediler. Büyükler arasında yapılan müsa - bakaları yalnız Galatasaraylılar, kü- çükler arasındaki müsabakaları da Beykoz, Glatarasay ve Beşiktaş yü- zücüleri yaptılar. Alınan dereceler yazıyoruz: I Mahmut (GS) 2323 “100 metre ser z I Kemal (GS) 1i71 II Mehmet (G.S) 1.185 100 metre serbest: I Vedat (G.S) 1,182 160 metre sirtüstü küçükler; I Maruf (G.S) 1.38. Ni eKmal (BZ) 141. 200 kurbağalama: I Semih (GS) 3.262 TI Şamil (G.S) 100 kurbağalama küçükler: TI Efdal (G.S) 1313 U Şerif (G.S) 400 metre serbest: I Halil (GS) 5.444 | 400 serbest küçükler: I Ibrahim (BZ) 620 sabakalara Girmediler Dünkü yarışlardan bir görünüş Il “Recai 4X200 bayrak: (BJ) I Galatasaray takımı 11.43 5X50 bayrak yarışı: 1 Galatasaray takımı o 254 İH Beşiktaş takımı 3. 100 sırtüstü; I Şamil (G.S) 1262 Son olarak Galatasaray Beykoz ve Beşiktaş küçükleri arasında "yapılan su topu müsabakasında tarafeyn Futbol: Gazeteciler Takımı, Bugün Maç Yapıyor Gazeteciler futbol takımı, eksik bir Galatasıray tekaüt takımı karşısın- da ufak bir farkla galip gelince, ken dini Arsenal zannetti; önüne gelene meydan okuyor. Bugünkü karşılaşma da, Istanbül- spor mütekaitleri ile gazeteciler fut bol takımı arasında ve Anadoluhisa rı sahasında olacak. betle gazetecilere maçtan evvel bir kır ziyafeti vermeği kararlaştırmış. bu süretle büyük bir miaafirperver - lik göstermeğe hazırlanmıştır. Bu maç için çağırılan gazetecile- rin İsimleri aşağıdadır: Gazeteciler takımı kaptanlığn - dan: Bugün Anadoluhisar sahasında İs tanbulspor tekaütlerile bir karşılaş || ma yapılacağından aşağıda isimleri yazılı arkadaşların saat 11.05 te Köprüden kalkacak vapurda bulun- maları rica olunur: “Refik Osman, Şazi Tezcân, Nasi Sadullah, Izzet Apak, Osman Münir, Fuat, Ahmet Adem, Sabahattin, En ver, Foto Ali, Yekta, Osman Cemal, Sedat, Ercüment, Foto Namık, Salâ- hattin, Ulyi, Besim, Murat, Ihsan A- ri£.,, * Bu maç Için Tstanbulspor klübü * nün gönderdiği tebliğ şudur: Istanbulspor klübü başkanlığın - dan: Emekli futbolcularımız ikinci kar şılaşmasını mafbuat takımile 17 tem muz 938 pazar günü Anadoluhisarın da yapacaktır. Isimleri yazılı üstat - ların mezkür günde sant 16 da Ana daoluhisarında bulunacak şekilde ken İdilerine mahsus levazımlarıle teşrif İleri rica olunur. Vapur saati 13. 5s) vr “Bay Yavuz, Avni Kulen, Mu - yaffak Benderli, Mehmet Tanyeri, Şakir Pınar, Kemal Halim, Pehlivan Kemal, Mühendis Kemal, Hamdi Can ko, Salâhattin, Ali Sohterik, Muh - Abdullah Yasinoğlu, Ihsan Bay- rı, Hikmet Emin, Fuat Ayla, Lütfi kaleci, Kemal Koray, İsmat)'Fil, A- NU Martaş, Halkevi Maçları Eminönü halkevinden: Evimize bağlı klüpler arasında ya pilacak maçlara ait 177-938 pa-| zar günkü fikstür aşağıya çıkarı - mıştır. Karagümrük sahasında 1030 da Altıok, Halıcıoğlu (B) takımları, sa-| 5—35 berabere kaldılar. Hariçte : 1940 Olimpiyatları Nerede Olacak? Üç dört gün evvel Tokyodan alı - nan ve Japonların 940 olimpiyatla- rını hazırlamaktan vazgeçecekleri - ni bildiren tel yazısına dayanarak! Ingiltere eğer beynelmilel komitede tesir yapmazsa 940 olimpiyatlarının eski namzetlerden Finlandiyada ve - rileceğini tahmin etmiştik. Anado - lu ajansının aşağıya geçirdiğimiz şu telgrafı bu fikrimizi teyit etmekte - dir; Londra, 14 (A. A.) — Japonyanın 1940 senesinde Tokyoda (yapılması müukarrer olimpik oyunlarından vaz- geçmesi üzerine, Londra âtletik mah filleri, Finlandiya, bu oyunlarn Helsenkfors'ta yapılmasını istemedi- ği takdirde Londrada tertip edilmesi imkânını müzakere etmektedirler, Klüplerde: Topkapı Klübünde İhtilâf Çıktı Birinel küme klüplerimizden olan Topkapı klübünün son Idare heyeti seçimi dolayısile bazı dedikodular olduğunu ve bu yüzden faal sporcu- lardan büyük bir kütlenin klüpten is a SEA a Okçuluk : Okmeydanında Dün de Atışlar Yapıldı Okspor kurumunun tertip ettiği ok atışlarının beşincisi dün saat 15 te Istanbulun en eski stadı olan Ok- meydanında kalabalık bir halk küt lesi önünde yapılmıştır. , Müsabakaları, kurumun başkanı vş genel sekreteri idare etmiş ve ha- kem vazifesini de eski okçulardan ve kurumun öğretmeni Ibrahim Oz - ok yapmıştır. Dünkü müsabakaya 14 sporcu işti» ! rak etmiştir. Uzun mesafe atışlarile | hedef atışları üzerinde yapılan mü- sabakalar muvaffekıyetli netleelerle sona ermiştir. Atışa iştirak eden sporcular sunlardir; Nevzat Caner, Süha Dağdeviren, Mahmut Reşat, Rüştü Arda, Aydın Üstündağ, Mehmet Nuyan, Tahsin n. Bolsu, Sadi tifa etti tee haber aldık. Klübün birinci tekim oyuncuları- ni teşkil eden bu unsurların İstifası | Topkapi muhitinde de teessürle kar- İ sılanmıştır, Atak, Sü-| , Yahya Tengiz. | at 13,30 da Altıok, Halıcıoğlu (A) ta kımları saha komiseri Süreyya Birol hakem Sait Akyol. | BALIKESİRDE : Arabacı Çarpışmada | Kurban Gitti Bahkesir, (TAN) Karaoğlan mahallesinden İsmail oğlu Sadetti- hin idaresindeki kamyon Bandırma. ya giderken bir kazaya sebep olmuş- tur. Susığırlığa 3 kilometre yakluş- mişken, Susığırlığın Mecidiye ma hallesinden Ömer oğlu Şerifin ara basına çarpmıştır. Arabacı Şerif öl müştür. Şoför Sadettin tevk edil. miştir, TAN Anadoluhisar klübü, bu münase-|| Vatandaşla Mülâkat Bizde Kitap, Niçin Satılmıyor ? “Mehmet Tuğay,, İmzesile mektup gönderen bir okuyu- cumuz şu satırları yazıyor: “Halk okumuyor, kitap satıl | muyor, meselesi, nedense, yine meydana çıktı. Bu münasebet- | | le yıllardır içimi kemiren bazı acı hakikatleri yazmak mecbv- riyetini duyuyorum, Her şey- den önce sutışsızlıktan şikâyet eden ve bütün kabahati kitap İl yazanlara yüklemek istiyen tâ- bilere soruyorum: Satış yapmak, dolayısile hak kı okutmak için bir köşe min- deri gibi kurulduğunuz Anka- ra caddesinden ayrılıp ta, kalbi okuma aşkile çarpan ve kitap- | sızlık yüzünden çırpınan, bin- | lerce vatan çocuklarının bulun duğu yerlere gittiniz mi? Bu: | | nu yapmadınızsa renkli kapak. lar içine sıkıştırılmış, iki üç kö- | Zıttan ibaret kataloğlarınızı o- ralara göndererek olsun kilap- larınızı taruttımız mı? Eğer bunlar yapılmış olsaydı yazanları itham günahına giril- mezdi, Ben Anadoluda doğdum ve büyüdüm. Andolunun neresi» ne gittimse birkaç büyük şehir müstesna, hepsinde bu yokluğu iç sızısile gördüm, Yalnız şehrin- | de yirmi bin insan yaşıyan bir vilâyette kitap satan bir kirinsi- ye mağazası var ki, orada hu- lunduğum iki yıl zarfında bu ma ğazaya İstanbuldan ya üç, ya beş kitap gönderilmişti. Arsen Lüpen ve Cingöz Recai gibi cinai eserlerin birkaç Kere | basıldığını söyliyerek halkın eid | di eserlere rağbet etmediğini i- leri sürenler evvelâ o eserlerin. şeker sandıklarına doldurularak kasaptan kasaba nasıl dolaştı. | rıldığını öğrenmelidirler, Halk © kitapları “denize düşen yıla. ma sarılır. kabilinden ve baska bir şey bulamndığı için alıvor, “OnTarın verine bügün, okuyan bulunmadığından, raflarda toz- landığı iddia edilen eserler gö- türülsün, bakınz nasıl satılır. Şimdi hana: “Okumak istiyen nasıl olsa getirir, okuyabilir, diyecekler bulunur, Bu kıstüen doğru görülebilirse de ikisi arâ- | sındaki maddi ve mânevi farkı | düşünmek lâzım, Mânevi forki | | söylemiye lüzum yok. Maddi fark İse haddinden fazla para vermek korkusudur. Bunu biz- zat verdiğim için söylüyorum. Geçen sene Babiâli kütüpha- nelerinden biri kataloğlarda 250 kuruş olarak gösterilen bir kita- | bı bana 350 kuruşa verdi. Yine ayni kütüphaneden 125 kuruşa getirttiğim bir kitabın hüzün o- | rada 40 kuruşa satıldığını gör- düm. İşte zeytinyağı gibi suyun üs | tinde kalmak istiyen ve hunur için müelliİlerin iyi eser yarat- madığından şikâyete kalkısanlar İn en büyük hataları bunlar | dir. i Radyodan Şi et Ediliyor Ayvansarayda 45 numaralı Şanyuva şaynanesi sahibi M. Tanrıyar yazıyor Dairelerin sast 14 te kapanması dola- ie radyo İdaresi de programını cağiş- 1. Öğle İneşriyatinı kaldırdı. Halbuki, le. #aatlerinde radyo çak lâzımdır. Bi zim semt İşçi muhitidir. Öğleyin burada istirahat eden müşterilerimiz radyo İsti yorlar, Yalnız memurları düşünerek yapı. lan bu program değişikliği bizim zararı mıza oluyor. Alâkadarların nazarı dikka: | tina koymanızı rica ederi; pek büyük bir iyiliktir denilebili yavaş dişleri bozan ağızdaki © bir de dişlerinizi Odol dişmacunu Aradaki anlaşamamazlığın süratle İ bertaraf edileceğini umarız. Odol ile ağız bakımı şeyler arlık peydahlanamaz ve ODOL su. yunun her kullanılışından sonra insan bütün ağzında bir ferahlık duyar. Bunun üzerine larsanız onlar bembeyaz ve parlak olurlar. r. Yavaş çürütücü ile fırça- m > 17-7 938 BU REMAAAAE EAA ADEO ORA LARA BURO YE EE EASAAAAAAEZA SARAN HİKAYE, PARAMIN SUÇU Mahmut Yesari . « permanantlı gibi taranmiığı F rıl iki delikanlı, garsonu” tabak: taşıdığı sıcak, soğ zelerle kanmıyor, listeye P aymeca porsiyon üzerme P ısmarlıyorlardı. Yemek mi yiyorlar, içki di yorlar? Bu, belli değildi, İ civert gömleklisinin bir af kızardı, morardı, kalktı. ağ li bir yörüvüşle tuvalet gitti, On dakika kadar likanlının, yüzünü mendili rulıyarak geldiğini gördüm O, masaya yaklaşınca, davrandı: — Artık kalkalım. Elini pantalonunun. cebiff Bir demet para çıkardı, h Jasına göz gezdirdikten sonu çağırdı, bir on liralıl Garson, parayı çabuk bezm ki arkadaş, omuz omuza © rak çıkıp gitti. Konuşmalarından işçi 0 Yeh min edilebilirdi. Fakat € giğinişleriden yuksel çetifiğ sahiplerine, hattâ “miras benziyorlar; “Cebinden KEK e Püroys bii samayış vardı. v Solumüaki masada. dörtüğl bir grup, rakı içiyordu. üstü, irili, ufaklı şişelerle df tu. Dördünün de, yüzü kif sesleri kısık, gözleri dumafii Könuştuklarını duyanlar! ların yerine yüzleri ki; zımdı. seslerini daha “fazla ağ ilerdeki masadt lıy S bir gene kadın, on! ğştirmişti lerini görmemek için, Dört kişilik grup, daha içecekti? bunu, kestirmek © tü. Şişeleri, mezeleri ısrmaf” ne'listeye bakiyor; ne de ruyorlardı. İçlerinden biri katmer katmer “enselisi, * gibi öksürdü. aksırdı. Arif — Dümeni dekı (A şu sigarayı. Burasi da gesi” karsak açiliriz. vi Hep birden kalktılar vE den kesöye'düavrandılar. biribirlerine parayi temiyorlardı. Ceplerinden dıkları şişkin cüzdanlarım Birinin uzattığı elli Hirahi gersöhüm'elinden aliyor, # na geri veriyor, o, tekraf uzatıyor... Ötek'nin çıkardığı yüf öbür arkadası vermesine © yor. kendi Bir elli Lira z veriyordu. ie Bu, bir hesap görme ye Yazan : alışmadan para kazana Ç ri bilmiyorum. Çalışarak para kâzanan insanların para aj- dıkları musyyen günler, lar vardır. Bunların en belli baş- İarı, gündelik, haftalık, on beş günlük ve aylıktır. Alış-veriş, ve eğlence piyas larında tesirini en çok “aylık, tir, Ay başlarında dükkânlar ve eğ- Jence yefleri, arı koyanı gibi işler. Ayın on beşinden otuzuna kader müşterisizlikten sinek avlıyan yer ler, hele bir iki gedikli müşterisin- den başka kimsenin uğramadığı ga- zinolar, meyhaneler, tıklım tıklım dolar, boşalır. Benim, ne haftalığım, ne de ay- lığım var, ne oldu, bu gidişle, ne de olacak! Gazinodaki kalabalıktan, bir ay başında olduğumuzu «anlıyordum. Dalgınlıkla . girmiş oturmuştum; yoksa, adımımı atmaz, caddeyi tu- tardım. Olurduktan sonrada kalkmak güç oluyor. Kalabalir arasından yol açmak” stkımtisi insanv düşüğ- 'dürüyor. vantilitörlerin. oğultası. arasında biribirlerine duyurmak *- çin bağıra Bağirâ konuşanların gü- rültüsü, serremleten bir tokmak gibi insanın başını, beynini uyuş- turuyor, Artık, olduğunuz verde mıhlanıp oturmıya mahkümsunuz. Garsonu çağiryorum, aldırış et- miyor, ellerinde bardaklar, tabak- larla bir'masadan öbür koşuyor. Başka bir garsona İşaret ediyorum. O da, oturduğunuz târaf, benim servisim. değil! demek ister gibi işaretle cevap veriyor: R j ledim Hava, çok sıcak Gazinonun İçi fırın gibi yanıyor. Vantilâtörlerin dalgalandırdığı durgun hâva; sitak sam yeli gibi yüzüme çarpiyor. Bu, ne oturup dinlenmek, ne de şöyle, oh! deyip sükün içinde ka- fa dinlemek! Bu, bir'azap, “bir i;- kehce, Biram: içip kalkacağım. Zaman gösteren ş masaya ip ara, nasılsa işi hatifliyen garson geldi, bir bira söy- Karşı masada oturan iki genç ka- dınla orta yaşlı bir #dam, ne * çeye, ne de rusçi yip Bir dil yorlar, Orta “yaşlı adsmı, tanıyor gibi- yim. Ya, bir yerde çalgıcı, yahut vaktile çalgıcı idi, Genç kadınla. rın, ikisi de beyaz Ruslardan ola- cak. Türkçeyi, 1y! telâffuz ede « miyorlar amma, ivi biliyorlar, Yaş- ları; yirmi iki, yirmi üçten faz değil Beyaz Ruslar. Türkiyeye göç e- deli yirmi yıl oluyor. Bu genç ka- dinler Türkiyeye çocukken geldi- ler, Türkiyede doğup büyüme s3- yılırlar. Neden, iyi konuşamıyor. Jar? a behziyen svaz konuşü- cenkleşme idi. Garson mıştı, hangisi daha baski” hesabı gördü. anlıyama yet dördü de cüzdanlar rine koydular, Omuzları, rı, mendillerle alınlarını0” nin, enselerinin. terli yarak sokağa çıktilar. Esnafa da. toptancı me benziyorlardı, 'Eshaf V* tüccar olmak için, 4 ibm lanır Glenilari NEEİ buki, hesiplarını pilmede” z cediyorlardı. Demek ki, ince hesiP lüzum görmiyecek ve çok kazanıyorlardı. (Arkan; Sayfa & Üçü de iştahla yiyip içivorlardı. Orta yaşlı adam, bilek saatine baktı. Garsonu çağırdı, hesap 'is- tedi. Cebinden cüzdanını çıkardı, açtı, bir demet pembe on Jirahk. İsr arasından birini ayırdı, gar- sona uzattı, cüzdanını tekrar ce- bine koydu, Hesabın üstünü alın. ca kalktılar, ağ tarafımdaki masada, biri koyu lâcivert, öbürü bes yaz ipek gömlekler giymiş, saçları pi 4