Amerikalı Tayyaeci- ler Üç Günde Dünyayı Dolaştılar (Başı 1 incide) Uçan bir lâboratuvar ud Huyg'un tayyares, en kü- srügünü kanar o kadar mü- &emmel bir haldedir, ki bu yüzden Amerikalılar ona “uçan lâboratuvar,, ismini vermişlerdir. Tayyare “Giro - Pilote denilen bir âletle mücehhez ol duğu için, insan idaresine ihtiyaç gös termeden hareket elmektedir. Tayyarenin, dünyanın her tarafile ve mesai teşrikini kabul etmiş olan on beş kadar vapurla mütemadiyen muharebesini temin eden radyofonik ve Tadyotelgrafik âletleri vardir. Tayyare, her yarım saatte bir, ayni| zamanda Amerikadan ve hattâ Avru padan işisilen, bir telgraf haberi ile Nevyorktaki umumi merkezine vazi- yetini bildirmektedir. Ona, seyahati esnasında dünyanın her tarafından hiç kesilmeden. hâva. ahvali hakkın da raporlar gelmektedir. Tayyarede, istikamet tayin eden &- etler var; bunlar, onun Parise ve İn gilteredeki Kroitwieh'e göre her an daki vazivetlerini tesbit etmektedir. Tayyarede dört yardımcı var Hov çük $ Hovard Hug tayyaresinde bulunan Mülâzim Tomas Türbov ve Harri Ko nor ismindeki iki rasıt, icabında, pi- lotluk işini de görebilirler... Edvar Lun makinist ve Rışard Stodard ope ratördür. Bunların hepsi de meslekle rinde mütehassıstırlar. Tayyarecinin hayatı Hovard Hug, 13 yaşında. iken, bir mektep tatilini babasının Kaliforniya du. O esnada “radyo” kelimesi mera- kını celbetti. Hava dalgalarının na- sıl zaptolunduğunu anlamak için, biz | zat bir telsiz telgraf âleti icat etti. Çocuk, 15 yaşında, selesine merak sardırdı, Bu arzusunu esafe kati me tatmin etmek mobli yaptı. Hovard Hug, 1908 senesinde Las Aneeleste doğdu. Babası, pek zengin bir sanayici ve şimali, cenubi Ame rikada alınan, satılan her alış verişle meşgul bir tüccardı. Oğlunun mucit- lik payesine yükseldiği bir zamanda ölerek büyük bir servet bıraktı. Ho-| vard Hug, 18 yaşında, 100 milyon do | larlık bir servetle Holivut yolunu tut tu, için de bir kanooto- Film müstahsili Gencin amcası, Holivutta film yapan bir adamdı, Yeğeninin kendi yazıhanesine girer girmez: — Buraya film yapmıya geldim. Deyişini tebessümle karşıladıktan le — Film yapmak denilmez, film is- tihsal etmek denilir. Diye cevap verdi. De — Yapmak yahut istihsal etmek.| Bunlar beni alâkadar etmez. Param var, Bana malzeme lâzım. Stüdyo, kamara, dekor ve yıldız veriniz. İşe başlıyayım, dedi Delikanlı, ilk evvel “Hell's Ange,, isminde bir tayyarceilik filmile işe başladı. Mevzu, tehlikeli bir hava! karbi idi. Teşebbüs o kadar tehlike-| li idi ki, bunun tatik mevkiine ko- nulabileceğine kimsede . itimat hu- sule gelemiyordu. Herkes, 3 milyon dolarla üç senelik emeğin boşa git- tiğine kani idi. — Kaybetti — Hayır, kazandım. Çünkü tay- nlı, hiç bozulmadan: yareleri ve havayı sevdiğimi öğren- dim. Filmeiliğe gelince, onda da de- vam edeceğim, Genç, bu mükâlemede serdettiği kanaatlerine sadık kaldı. Evvelâ, ik Im vüğude getirdi. Sonra tayyare eiliğe girişti. Saatte 526 kilometre Hoyard Huy, filmeilikte devam et- medi. Bir müddet sonra, içinden sir sızmıyan bir hangara kapandı. Fen we makine mütehassısları ile beraber yyaresini imal etti. 12 eylâl 1935 günü, tayyaresinin uçuş tecrü- besini bizzat kendisi yaptı ve bu su- retle saatte 526 kilometre uçmak su- retile dünya sürat rekorunu kırdı. O artık, tayyarecldir. 4 Müteşebbis genç, bu meyanda, bü yük sürstli Kanoolomobiller, koşu Bir Aile Patlıcandan Zerirlendi Galatada, Yüksekkaldırımda, Fe- lemenk çıkmazında dört numaralı evde oturan otuz beş yaşlarında Es- ter ile on bir yaşındaki kızı Sünbül ve kardeşi iki yaşındaki Fani yedik- leri patlıcan yemeğinden zehirlen - mişler, tedavi için Beyoğlu hastane- sine kaldırılmışlardır. Bir Sandal Devrildi İ (Cibali iskelesinden Unkapanına | gitmekte olan Rizeli Ahmet oğlu Mus tafanın sandalı ile mukabil istika - metten gelen Rasim Kalkayanın İle- rİgeç ismindeki motörü çarpışmışlar dır. Mustafanın sandalı hasara uğra - miş kendisi de denize düşmüş ise de kurtarılmıştır. Tehdit Etmiş Beşiktaşta, Yenimahallede, Sal - hane sokağında 7 numaralı evde otu Tan 18 yaşında Mercanın oğlu Oha - nes, Harbiyede Meyva sokağında Mercimeky &partımanında terzi Elis Reisiyana müracaat etmiş ve: — Sen ruhsatsız çalışıyorsun. Ba- na para ver, yoksa seni ihbar ede- diyerek dolandırırken yaka - Cankurtaran, Kızı Yaraladı İçinde bir hasta bulunan 112 nu- maralı cankurtaran otomobili, Beya- zıttan geçerken, Feriha adında 17 ya | şinda bir genç kıza çarpmış, ve ya-| raladığı genç kızı yuvarlandığı k dırımda bırakarak yoluna devam et miştir. Halk tarafından Saraçhane başındaki eczaneye götürülen yara- lı kızcağız, bir başka cankurtaran ta Tan tarafından Haseki hastanesine kaldırılmıştır. Bir Aşçı, Dükkânında Ölü Bulundu Pangaltıda Erkenekon caddesinde 138 numaralı dükkânda aşçılık eden altmış yaşında Osman Nuri oğlu Kâ- xwm Tiryaki dükkânında ölü olarak bulunmuştur. Dün saat ona kadar Kâzım Tiryakinin dükkânını açma «| mış olması komşularının nazarı dik katini celbetmiş, kendisi dükkünda yattığı için zabıta marifetile dükkân açılarak içeri girilmiş ve aşçının ya- tağında bulunduğu, fakat öldüğü gö rülmüştür. Cesedi muayene eden be- lediye doktoru ölümü şüpheli gör - müş, keyfiyetteni adliye haberdar e- dilmiş, adliye doktoru Salih Haşim de cesedin morga kaldırılmasına lü - zum göstermiştir. # Evvelki gün saat 17,30 da, vali konağı caddesinde Yunus Nadinin olduğu apartiman da çalışan 36 yaşında dülger Süley- man oğlu Dursun, sefvis asansörü İ- çin açık bırakılan 8 metre yüksek - likteki delikten aşağı $ ve muhtelif yerleri ştir. Kuşdilinde, Gazhanede bir oda- da oturan 58 yaşında, Şehabettinin kızı Nabiye, bahçede mangal yakar ken, sıçrıyan kıvılcımlardan elbise - si tutuşmuş, vücudünün muhtelif yer leri yanmıştır. şta Çirağan sarayı önün ıda bağlı bir mavnada demi a olan amele Du line düşen bir dem de rıhtım ralanmıştır. * Beyoğlünda; Premeci sokağın - da oturan Esterin dört yaşındaki o; lu Veç, annesi odada yokken kayna- filan süt tehceresini devirmiş, muh- telif yerlerinden haşlanmıştır. Çubukluda Neft Sendikat depo- sunda bir yangın çıkmış, bir kaç te. neke gâz yan an sonra söndürül müştür. Yangın, Riza isminde bir lehimci gaz tenekelerini lehimler- ken bavyadan sıçrıyan kıvılcımla çıkmıştır. a — ——— otomobilleri, makineleri etmiş radyo getirdi. Devriâlemden sonra İlk rekorunu, diğer sürat rekorla- ri İakip etti. Hovard IHug, nihayet devrillem seyahatine girişti. Bu dev- riâlem seyahatinden sonra ne cak? Meselenin ruhu burada... Çün- kü cesur tayyareci âşıktır ve sevgi lisi onu Amerikada bekliyor. Söy- endiğine göre, o, Amerikaya döner dönmez evlenecektir. Sevgilisi, Katerin Hepburn isminde filmcilik yaptığı zamanda tanıştığı ve sevdiği bir sinema yıldızıdır. İ ile beraber, son 4 temümz anlaşma- İsini imzalıyan yeni kılacak yerde bir kalabalığın ken- | takip eden polislere iltica etmiştir. (Başı 1 incide) le yetle fikir değiştirdiklerini ler. “Bu fikri ileri sürmek ve ayni se- viyede durmak zikzaklı bir politika takibi ile ilham etmek arasındaki fark, bir karıştan fazla değildir. “Bununla beraber, sevki tabii ol- İduğu kadar mantık ta ayni derecede söyler- hattı müstakimden katiyen inhiraf etmez. Fakat muhakkak ki, dev: li bir politika, aydınlatılmış bir ef- kârı umümiyenin müzahereti Ol mak$sizin yapılamaz. Eğer efkârı &- mumiye uyuyor ise, onu uyandırma hdir. Bu yapılınca, serbestçe seçilen yolda devam edileceğinden emin ©- lunabilir. “Bunun için, yeni rejimin tessü - sündenberi Türkiye ile olan mü: sebetlerimizin tarihçesi kadar iyi bir misal olamaz. “Bu hususta “aşağıda isimlerini zikredeceğim zevatın hatıralarını an maya müsaadelerini rica ederim: “Bundan 17 sene evvel 1921 de Ankarada Büyük Millet Meclisi hü- kümeti ile'ilk anlaşmayı imzalıyan B. Franklin Bouwillon. “1923 te, General Ismet İnönünün diplomatik zaferleri arasında bulur nan muahedesinin müzakerecilerin - den birini teşkil eyliyen general Pelle, “1926 da, o zaman harikulâde ka- riyerinin başlangıcında bulunan Dr. Aras ile hemfikir. olarak Türkiye, Fransa ve Suriye arasında dostluk ve iyi komşuluk o münasebetlerinin esaslarını B. Henri de Jouvenel ile birlikte atan B. Albert Sarraut. “1931 de Pariste B. Fethi Okyar l İ larının teyit ettiği, genişlettiği ve takviye eylediği dostluk muahede - Türkiyenin en eski veen sadık dostu Abristide Briand. bize rehberlik eder ve her ikisi de! TAN Fransada 14 Temmuz Bayramı “1937 Mayısı Cenevte anlaşmaları “Zaten Fransızlar için, hayalleri i-| ve nihayet 4 Haziran 1938 tarihli An- hareket ettiklerini ve memnunis! kara anlaşmaları müzakerelerinde bu lundum., len bu devamlılığın istikbal i şaf eylemesini dilerim. liyecektir. rim, Türk askeri Fransız bayramına iştirak etti Antakya, 14 (A.A) — Havas muhabiri bildiriyor; 14 Temmuz bayrami münasebetile, fevkalâde ma hiyette bir Türk — Fransız dostlük tezahürü yapılmıştır. Iki memleket askeri kıtaları ayni geçit resminde, yanında albay Fevzi Mengüç ve iki genelkurmay subayları olduğu hal- de delege albay Kole'nin önünden geçmişler ve halkın bütün unsurla- rından mürekkep büyük bir kalaba- lık tarafından şiddetle alkışlanmış - lardır. Halk, iki memleket milli marşları- ni alkışlarla ve yaşa seslerile karşı - Tamnıştar. Fransızlar da mukabele edecek Adana, 14 (A.A) — Antakyada bugün Fransız cümhuriyet bayramı münasebetile Türk askeri kıtalarının merasime iştirak ettiği ve Türk cüm hüriyet bayramında da Fransız kı - talarının ayni suretle hareket edece- ği öğrenilmiştir. “Dostane bir emelin takibindeki bu devam, benim zihnimde daha çok kuvvetli olarak teeyyüt etmektedir. Zira, ben isimlerini yukarıda yâdet- | #iğim bütün zevat ile teşriki mesai| etmek şerefine nail oldum ve bu bü- yük elçilik vazifesini aldığımdanbe- ri, 14 senedenberi Tütkiyenin harici anseebtlerini idare eden muhte - rem vekil ile, 1936 temmuzunüh Montreux konferansına iştirak et - Fransada merasim Paris, 14 (A.A.) — Bu sabah Leb- run ve kördiplomatik önünde Şan- zelize caddesinde kıtalar ananevi İd temmuz geçit resmini yapmışlardır. İngiliz hükünidarlarının yakında Pa risi ziyâreti mühasâbetila Bü (sene bayram Fransız - İngiliz dostluğu şe refine daha parlak bir şekilde yapıl- muştır. Umümi müesteselerle” bir- Şök evlere İngiliz ve Fransız bay- rakları çekilmi; Bir > Tecavüze Uğradı (Başı 1 incide) eğlenti esnasında da öradah geçen di ger iki genç bu âlemi görmüşler ve orada durup eğlentide kendi hisse leri olduğunu da söylemişler ve A- gavninin yanındaki iki genci oradan uazkalaştırmiışlardır. Agavniyi oraya getiren iki genç te korkmuşlar, Ağavniyi yeni gelen iki gençle başbaşa birakip Oparkın Maçka cihetindek! tarafina çıkmışlar ve yoldan geçecek bir polise, bekçi- ye veya diğer resmi bir memüra in-| tizara başlamışlardır. | Ağgavn!, yeni gençlerle de bir müd det dere içinde kuldıktan sonra on” larla beraber geldiği yoldan avdete başlamış. fakat tam yol ağzına çı- dilerini durdurmak istediğini müştür. Bu kalabalık ilk iki gencin yoldan geçerken çevirdikleri resmi memur-| lardır. Gençler ve Agavni bu kafileyi | görünce ters yüzüne dönüp alabildik- lerine kaçmaya başlamışlar, * Küçük Çiftlik parkının önündeki yoldan Dol mabahçeye çıkmışlardır. Caddeye Çı- kınca gençler firara devam etmişler, Agavni kesilip kalmiş ve kendilerini gör- Polisler niçin kaçtığını sordukları zaman: — Şurada “arkadaşlarımla oturür- ken kaçtıklarını gördüğünüz iki gen- cin tecavüzüne uğradım. Onlar beni tramvay yoluna kadar çıkaracaklardı Fakat karşı taraftan bir kafilenin gel diğini gördük. Ben uğradığım felâke- tin temadi edeceğini sandım. Onun için kaçıyordum demiştir. Bunun üzerine pölisler Agavniyi Beşiktaş merkezine götürüp ifadesini almışlar, oradan da tahkikat icrası i- | İktısat Vekilinin Tetkikleri (Başı 1 incide) mişlerdir. Vekil, bundan sonra refa- katletrindeki zevat ile birlikte iş bâr kasının Türk antrasit fabrikasını zi- yaret etmiş burada kendilerine veri- len malümatı alâka ile dinlemiştir. Müteakıben İş Bankasının Türk iş © cakları tesisatının yanından Etibank Ereğli kömürleri işletmesinin asma 0- cağına gidilmiş ve oradan da otomo- billerle Kozlu'ya hareke! edilmiştir Vekilimiz Kozlu'da evvelâ kömür iş şirketinin incir, harman, elektrik san trahını gezmiştir. Bu santral'da o esna da 7000 kilovatlık muntazam türbin- lerde bir dinamo işlemekte idi, Saat 16 da kömür iş şirketinin kömürleri ni yıkamağa mahsus, lapar ile şirke tin merkez binası ziyaret edilmiştir. Saat 17.de kömür taşıyan küçük tren lerle Kozlu tahmil iskelesine gidilmiş o esnada mavnalara yüklenmekte o- lan kömürlerin tahmil ameliyatı gö- rülmüştür, Müteakıben ayni vasıta (- le kömür işinin: ihsaniye ocaklarına hareket edilmiştir. İktisat Vekilimiz ve maiyetlerin- deki zevat madenlere muhsus elbise- leri giyerek onar kişi nakleden asan sörle Sokullu meyilli olarak 150 metre derinliğinde bulunan maden kuyusuna İnmişlerdir. Bu derinlikte amelenin çalıştığı ocaklar görülmüş ve tesisat gözden geçirilmiştir. m m lerdir. Vakadan kızın babası ancak dün ak şam geç vakit haberdar edilmiştir. Za “Mazideki gayretlerde görü çin bir teminat teşkil tmesini ve Fransız - Türk dostluğu- nan'her gün daha fazla inki- “Hariciye Nazırım B. Bon- rat, dalma alâkadar olduğu e- seri tetviç için yakında bizzat gelecek ve modern Türkiyenin mukadderatını idare eden bü- yük şefi ikinci'defa ziyaret ey- Sizleri ayni derecede samimi bir su İrette, Fransa için ve Türkiye için re- fah temennilerinde bulunmaya ve Fransız Cümhuriyet Reisi için şahsi saadet dileklerini izhara davet ede- Istanbul Vasilinin Dün Muhakemesi Başladı ref vasati olarak 33 liradan almıştır ve belediyeye 73 liraya satmıştır. Vali — Iyice hatırlamıyorum. Tet kik edeyim. Reis — Bir de belediye bir yeri istimlâk-edeceği veya pazarlıklı sax İn alacağı zaman iş neticeleninceye kadar araya bir takım mutavassıtlar girmesin diye gizli tularmış. Halbu- ki bu işte işaa vaki olmuş Bunu da Himayeye delil olarak gösteriyor - lar, Vali — Gazeteler bunu haber ala- Tak neşretmişler. Reis — İstimlâk komisyonunun ka rarında bir de böyle bir şey var: “454 dönümlük sahanın mezarlık ittihazı- na elverişli olduğu,, bir fıkrasında da ““Riyaset makamının emri mahsusu - na müsteniden Anastas celbedilerek” denilmektedir. Buradaki emri mabsu | suna itlibadan bir himaye kastedildi- | ği beyan olunuyor. Vali — Müzekkere bana geliyor. Bu nu havale ediyorum, Burada hürmet kasdile “Emri mahsusuna binaen” de niyor, “Havale” denmiyor. Reis — Likoğlu Eşrefi tanır mısı- nız? | Vali — Mektep arkadaşımdır, tanı- rım, severim, konuşuruz. Reis — Belediyeye siz mi aldınız? Vali -- Belediyeye intisabı Haydar | Beyin zamanındadır. Mektep arkadaş İarıma karşı çok vefakârımdır. Geze rim. Kafa arkadaşımdır. Üzerimde 3, 4 vazife var: Valiyim, Belediye reisi- | yim, Halk Partisi başkanıyım; Spor işlerine: bakarım. İstanbulda içinde | devlet vazifesi ifa edilen 1000 küsur bina vardır. Bunların hepsini de tah- kik ve tetkike imkân yoktur. İddia makamı — İlk istida Anastas tarafından veriliyor. Bu mal benim- İdir,diyor. Kendisinin mutasarrıf oldu ğunu ve ucuz fiztla satacağını söylü- yor. Daha sonra Eşref çıkıyor. Bunun sebebi nedir? Halbuki arsa kendisine değil, Eşrefe aittir. Vali — Vekili namına hareket edi. İyor. Elimde böyle bir arsa vardır, di- yor. Reis -— Makamı iddia Anastas arsa yı niçin kendine izafe ediyor, bunu anlamak istiyor?. Vali — Bunlar dellâldir. Reis — Müselles arsa için 85 lira takdir edilmiş. Bu tarih ile Eşrefe pa ra verildiği tarih arasında bir sene geçmiştir. Fiyat mürürü zamanla de ğişmez mi? İ Vali — Bizim aldığımız arsalarda lehimize fahiş flat farkları vardır. Biz mezarlık arsasını satın aldıktan sonra Emlâk Bankası yunmızdaki bir arsa- yana 124 liraya sattı, Reis — 95 lira ile 73 lira arasında 12 lira bir fark var, Aradan bir sene de niçin nazarı itibara alın miyor, yani mikyas 85 Jira ittihaz e-| dilemez miydi? Veli — Biz bu mezarlığı aldık. Me zarlik halka korku verir, Kimse ge- lip onun yanında oturmaz. Buna rağ men aldığımız gündenberi fiatlar dal ma artmaktadır. Mezarlığın yanıba- şında bir parça toprak var. Burasını mezarlığa ilhak etmeğe mecburuz. Pu nun metresine 25 kuruş kiyınet tak dir edildi, Halbuki metresini 7 kuruş- | tan almıstık. Diğer zevat ne diyor? Reis, aralara dönerek, bir soracağı nız var mı? diye sormuş, âzalar, ““Ha- yir, yok" cevabını vermişlerdir. Bun- dan sonra Hâmit Oskaya sual teveih edilmiş ve Hâmit ayağa kalkarak bu işin hiçbir safhasına temas etmediği- ni, mezarlık işlerinin kendisine'ait ol- madığımı söylemiştir. | Reis, karara iştirak edip etmediği- ni sorunca, Hâmit etmediğini söyle » miştir, Reis — Müfettişe verdiğiniz cevap ta: “Belediye mutazarrır oluyoir, bu kanunun tatbikıne imkân yoktur” di- yorsunüz Ev Reis — Demek bu mezarlık işi ile düükanız yoktur? Hâmit — Hayır, katiyen alâkam Hâmit bıta kaçan iki gencin hüviyetini tes- bit etmiş, bunların yakalanması için alâkadarlara emir verilmiştir Bu iki gencin adı Mehmet Celâ! ve Hamittir. Kızın tecavüze uğradığı İddiası üzeri ne tabibi adliye muayenesi yaptırıl- miş, fakat muayene neticesinde kendi le, len 'çin Taksim merkezine gönderilmiş- sinin iddiasından çok daha evvelden beri kadın olduğu anlaşılmıştır. in yoktur. Müteakiben daimi encümen azasin- dan İhsan Namık Kendisine tevcih edi ır. suale cevaban daima kanuna yetkâr bir halda hareket ettiğini söy miş ve encüm. kararını kanuna uygun bir şeklde verdiğini ifade et- 15 - 7-988 BULMA DÜNKÜ BULMAC Halledilmiş tanesi, 8, bir emir, hece, vilâyet 8 — Çok değil, müstecir 9 — Yaslan, bir edat 10 — Dir hastalık, erki bif , YUKARDAN AŞAĞ — Sultanların hatayıklarik de bir k —-İrndat nldası, bir nakil — Büyüme, yetişme, gi — Her tarafa başvurur, işaret, — Bir illet, renk. Beyla atılır, bir emir, Bİ budu. Ticaret Sarayı Yap Şehrimizde büyük bir Wi zahire börsasi sarayı inşasi rilen Karar h : ditmiştir. Ticaret sarayı, açılacak © nönü #mintakasında yapılac” nanın alt kısmı tamamen zahire borsasına tahsis Ticaret ve sanayi odası bü lerile binanın üst katlarını tir. 160 bin lira kiymetini edilen zahire börsası bip: rak. bu para, saray için âYf4 sisata ilâve edilecektir. YA” iş için çalışmalara başlar" nm Bu Haftaki Ok A Ok spor kurumu genel #€ ginden: Kurumumuz tarafında? dilen ok atışlarının gün v8 edilmediğinden görmek halde gelemedikleri halki pılan bir çok şikâyetlerde maktadır. Bu ulusal sporumuza yakın ilgiye minnettar ola” badema atışların gün “€ saygı değer matbuatımız” delâletile halkımıza ve bü üyelerimize ildirilecektif / Bu haftaki atış 16—7-75 tesi günü saat (15) te İstan eski ve tarihi stadyomü meydanında yapılacaktır. metçe de i ayni ifadede bulunmuştU” sonra Reis Hümiue döner” Karara iştirak etmedi yorsunuz. Halbuki elimi dilin imzanız var, demisti” Hâmit, kâğıda bakarak iğ miş bir kararın suretini 19 tim. ” Avni Yağız, yıllardanb” iki görüş vardır. Biri külü" hukukçu görüş, diğeri ide yerek kendi görüsünde olduğunu söylemiş ve “ö kararın yerinde olauğun. kanı bulunacağını “fade © Bundan sonra reis SDÜ refeddine bir diyeceklfİ if dığızı sormuş ve ber İİ gi daşlarının beyanatları04 tirak ettiklerin! söylemi” Celsenin sonunda r€* vesikaların okunacağı” mühakemeye yarın devi gf i iştir. Encümen azusından Mehmet Ali ni söylemiş ve muhaken” at dokuza tâlik etmiştif”