HünkârDairesindeFeryat. evam Ediyordu Vaveylâ B İz, büyük sofada, parlak bir d tebrik merasimi yapılacağı- ) Zânnediyorduk. Onun İçin, avi- “erin ve şamdanların Yütün mum Tini yakmıştık. âlbuki valde sultan, efendimizi Ey uca kendi dairesine götürdü. İn saat kadar yanında kaldı. in Sonra, valde, dairesine dö- Yek kapılar kapandı. ça de Sültanin, yanında Refta- İİ, ve Şayan kadın efendilerle a dairesine kapanması da biz tuhaf bir his uyandırmıştı. An- Yorduk iki; vaziyette bir tatsız- Vardı, < 3 Rece, saraydaki hayat böyle İ Beçecakti, (Şehir) de olduğu gı Rölikler yapılacak, oyunlar çı. İn sik senelerdenberi bekleni Saltanat zevki) sürülecekti.. İR bunlara hazırlanıp dururken, Win üzerine birdenbire garip hüzün çöküvermişti — bal, evvelâ başka bir şekilde T edilmiş; üç Sabık Hünkâr takımı he - m terketmediler ya.. onun la Dm Hakikaten Sultan A: Bini yn gözdelerinden ve kalfa- mpi birçokları, sarayı terket- erdi. Kendilerini çıkarmı- edenlere çok ağır sözler . Hattâ bir aralık, mer ven bana gelerek bağıra bağı- ti Valde Sultanı tahkir et - Hi > çk anutmam; bunlardan biri, A a Doğulan bir sesle an gibi efendimizi tahttan de, o pısirik efendiyi rdılar. Varsın millet, hay a örstin. O kokmuş, o dilenci, , anası da, Valde Sultan ol diye, saltanat sürsün... Ho- : Bu fani dünya, onlara da ihta tıka, © âvaz avaz bağıracak kadar Pi ; Saltanattan an ba azgın Saraylılar, Yİ göze almışlardı. Ve tabi- unlar sarayda e ve saire gibi şeyler ya İde çi Ayni zamanda, efendi- Bi, tada dolaştırılamazdı. öylece konuşup dururken, ZA ba v ek, azı fısıltılar gelmiş Böy, Sıltılara nazaran, dün ge im, alıp götürürken, Ya! rat Pihin önünde, Dolmabahçe Win, İN geler, Hüseyin Avni Pa “sına rast gelmiş. Hüse Paşanın, derhal araba - 5 Efendimize hürmet et- "gelirken, Paşa araba - Tülezi sadece elini Efendi- tarak; “Yurun efendim. yle iktifa etmiş. Avni Pa Soğuk ve hürmetsizce mu mi erhal Efendimizi şüphe- Demek a Melayi m Ani m aşıldı. Siz beni, biz tuza- ; sı diz Desise ile saray - İyonya iniz Öldürmiye götü - iyi ü a Hüseyin Avni Paşa: Ma n efendim, Uzun boylu ; e Vakit yok. Siz, başımı Diy a Çabuk buyurunuz. ele; ae arabaya çek - ni belinden tabancasını e hi Köse hayatınızı te Vaziy, ei hlikede gö- St karşısında kalırsa- Mİ öldürünüz. üseyin Avni Paşa bu Pi Efendimiz büs- eşimi, Çünkü, re tabancayı çe Mi kendisin; öldür - NS atfetmiş Bu hare. — Aslan gibi efendimizi tahtından indirdiler de, o pısırık efen- diyi tahta çıkardılar; Varsın millet hayrını görsün. Hoşundu.. Bu fani dünya onlara da kalmaz ya! ketin kendi lehinde olduğunu, an- cak birkaç dakika sonra farkede- bilmiş... Araba, tam has ahırın ö- nüne gelir gelmez, birtakım Arap askerleri srabanın önünü kesmiş- ler. Atların dizginlerine sarılarak: — Yassak", Diye, arabayı geçirmek isteme » mişler, fendimiz burada, korkudan tekrar bir baygınlık geçir- miş... Sonra, o helecan içinde sa- hile gelmişler. Deniz, göklere çıkı Efendimiz, kayığa binmi- ye korkmuş. Zorla bindirmişler. Fakat fırtına fazla olduğu için bir lerliyememişler. Efendimi- KT KATAKOT YON ne Çıkar mak istemişler. Bu da onü fena hal de korkutmuş; yormuş, Şimdi anladım. Amcam beni | sürgüne gönderiyor. Diye bağırmıya başlamış. Ken- disini denize atmıya kalkışmış. Be Teket versin, o aralık karanlıkta bir çatana görmüşler. Ona seslen- mişler, Efendimizi bu çatanaya bindirerek Sirkeciye nakletmiş - ler... Bu da böyle geçmiz. Serasker kapısına gelinmiş. Bütün kapılar ve yollar, süngülü askerlerle dolu imiş. Bunları görür görmez, bura da da Efendimizin içine bir korku girmiş — Tahta çıkacakların, Topkapı sarayına götürülmesi Adettir. Beni buraya niçin getirdiniz. Diye, yeniden telâş göster - miş. — Efendim, burayı daha selâ - met bulduk. İlk biat merasimi bu- rada yapılsın. Topkapı sarayına da gidilecek. Hırkaisaadele yüz sü rülecek, Diye, kendisine miş. Tam yukarı çıkarlarken, (Mekke Şerifi) ne rastgelmişler. (1) Şerif, Mithat Paşa ile ayakta sert sert bir şevler konuşuyorm! — Zatışihaneyi hal" ediyorsu - nuz amma, elinizde (fetva) var m Diye bağırıyormuş... Efendimiz bunu duymuş. Son derecede mü - teessir olmuş. — Evet.. Simdi aklım kesti. Siz beni tahta çıkarmak İstiyorsunuz Fakat galiba bundan memnun ol. mıyanlar da var. Korkarım benim üzümden millet arasında bir £ iâf cıkacak, Een buna razı değilim. Diye, taht salonuna girmek için tereddütte bulunmuş. Mithat Pa- şa kendisini güçlükle ikna etmiş. Müşkülâtla salona sokabilmiş. Fakat ne garip tesadül - ve ya- hut, talih - eseridir ki; Sültan A- zizi hal ederek Efendimizi Padi- şah yapmak istiyenler, het şeyi in ceden inceye düşünüp hesap ettik- leri halde, buraya hazine: hüma- teminat veril. yundan taht getirmeyi bir türlü (1) (Şerif, Abdülmuttalip) olacak. Yazan: ZİYA ŞAKİR akıllarından geçirmemişler. Bu ih tiyacı, ancak o anda hissedebil « mişler. Fakat, gönderip taht getiri madığı için artık Ef, dızlı bir koltuğa oturtmuşlar; biat etmiye başlamışlar. Asıl hayrete şayan olan şurası- | dır ki; bu hal Beşiktaş sarayında da tekerrür etmiştir. O telâş srasın da, tabt oraya da nakledilememiğş; fırtınanın Topkapı sarayına haber e vakit ol- nizi yal - | sonra da yağmurun ve şiddetinden getirtilmesinde müş » ln da İ İ | külüt görülerek bi an | yerine büyük bir koltuk konula - rak merasim böylece icra edilmiş ve Tpevam varr GUT İmilyon kilo üzüm f EKÜN UÜ MI ODADA: Buğdaya A't ön Proje Tamam'andı Dün Ticaret odası toplantı salonunda iki yah yapılan toplantıy Umum Müdürü Mümtaz idare etmiş. Müzakerelerde istanda besi müdürü Faruk, Cevat Nizami, Feri- dun Manyasi ve kalabalık bir t n ön proje tamam lanmıştır. Buğday projesinde hükü metin noktai nazarı ile tüccarların dü şündüklerinde tamam bir mütabakat bulunduğu görülmüştür. Bu itibarla buğday mevzuu etrafında alınacak bü tün tedbirler isabetli olacaktır. Ar- pa mevzuuna gelince müsalt hava içinde devam eden görüşmeler- de arpalar yemeklik ve biralık ola- rak esaslı iki tipe ayrılmıştır. Bu tip ler üzerinde kalite bakımından yeni esaslar tesbit olunmaktadır. İhracat maddelerimiz etrafında yapılmakta olan görüşmelerin devam ettiği müd- detçe, Mümtaz ve Faruk alâkadar tüe carların hususi mütalealarını da din- lemektedirler. e ii TAVŞANCILDA: ayn Bu Yıl Üzümler Çok İyi Tavşancıl, (TAN) — Geçen sene bir | Tavşan- | hraç eden cilhlar, bu yıl üzüm ihracatının 25 milyon kiloyu bulacağını tahmin et- r vuş üzümleri. mizin Avrupaya gönderilmesi için hü kümetten yardım beklenilmektedir. ALMANYADA: Müzakereler Başlıyor Almanyaya giden ve yeni ticaret ve tediye anlaşması müzakerelerinde bulunacak olan heyetimiz ihzari ma- hiyette temaslarına başlamıştır. Bu İhafta içinde esaslı müzakerelerin vu- “rubutacağı haber verilmiştir. .amaseaekeakaeeeeeeeee GUNLUK PIYASA ; ; ; ; ; Ziraat Bankasının yumüşak buğ- daylarındari 340 bin kilo ımlktarın- kuruştan, yüz sert buğday ,20 kuruştan satilmağtır Bandırmanın çuvallı ar; beş bin kilo w ri bir parti : : ; ; ; ; ; ; $ ; ; ; ; ; ; z larından $ © dükme olarak da ay- $ 15 bin kilo arpa 4 « 4,06 ; kuruştan verilmiştir. » fiyata azar azar düşmek Bulgur 8,10 kuruştan satılrıştır, Bundırmanın kuru baklalarından Kuruştan, beyaz peynirler 37.20 - 33,06 : yüz bin kiloluk bir parti eyldl teslimi şartle 4,7 kuruştan, Karabiğa “sarı #muzarlar n çuvalı ön iki bin kilo istele teslim! 4,18 ve Adapazar musır- larından on be ku bin kilo çuvallı 4,12,5 satılmıştır. * Gebze yapaklarından bir parti 88 ve kaşarlar 50 - $1 kuruştan, yemek- lik zeytin yağlardan bir parti 37 - 40 kuruş arasında satılmıştır. ; $ ; i : ; ? ; ; ş ; : #eamamaeeemaaymeeiee SANAYI: Nizamnameye . Uygun Olmıyan Çoraplar İpekli kadın çoraplarının istandar- tatbik edilen nizamname hü- arak bulunan ço- dı için kümlerine 'aykırı « raplar zabıt varakalarile birlikte İk- tıst Vekâlene gönderilmiştir. Kon- trol devm “etmektedir. Çorap satan- lar kontrolün ehemmiyetini anlamış lardır. Çürük veya kalitesi nizamna- me hükümlerine uygun olmıyan ço-| raplardan satın almak istiyerlere ma 25 BEİ ludur.” “bu mal size yaramaz, ktan iç- pler kusi cevabile satmal Uyan bu hareket lün ne kadar yerinde bir iş olduğunu anlatmaktadır. Mamafih pek şiddet» Hi hükümleri olan bu nizamnamenin bazı tavzih edilecek noktaları oldu- LER ise a, Bayan Sarina'nın Kederi Beyoğlunda Tarlabaşında | sayın okuyucumuz Bayan Sarina'nın ga- gönderdiği mektubu © olsaydınız, . sizin de acırdı: Bu genç kızın yü- fında, çenesinin altı- zeteye kumuş yüreğini zünün iki na doğru, kıllar peyda oluyor ve seneler geç- tikçe bu kıllar arıyormuş... Bu a- cıklı tarif rahmetli eski Avustur- portresini hatırınıza (getirmiyor mu? Rivayete göre, Yahova kadın yü- zünde sakalı, eski zamanlı v liyalığa namzet yaptığı Hildegar- de adında güzel bir Alman kızını iellya kralının elinden için icat etmiş. Bundan dolayı o güzel kız evli mek, biraz da koltukları kabartar cak bir şey olmakla beraber, bu za- manda evliyalık modası artık geçmiş olduğu gibi, genç kizlarin krallar- dan kaçmalarına da hiçbir sebep yoktur. Vâkıâ eski Sicilya kralının tab- tında şimdi yeller esiyorsu da, bu zamanda da otomobil kralları, si- nema kralları ve onlar gibi mi ahibi daha başka krallar var, On- dan birine kendisini beğendire- rek tahtında ona eş olmayı istemek ber genç kızın hakkıdır. Bu sayın okuyucumuz elbette Servantes'in tatlı dilini konuştuğu için Don Kişot kitabını aslından 0- kumuş olsa gerektir. Büyük edip, orada, Malimbruno adlı devin bir kral sarayındaki güzel kadınlara a- zizlik olsun diye hepsinin yüzünde sakal gibi kıllar çıkardığını anlat- tıktan sonra, aralarında Trifaldi'- nin ağzından şöyle söyler: ir kadının yüzü sakalsız ve bin türlü pomatalarla patlatılmış o! duğu vakit hile koca bulmakta o kadar güçlük çektiği halde, yüzü sakallı oldursa zavallı nereye gi: bilir. Kendini kime gösterebil Ondan dolayı, bayan S mektubunda “ gayet meyus ve mü- kedderim,, demesi tamamile haklı ve yüreklere ner veren bir sözdür. Ancak gerek kendisini ve gerek 0- nun kederine iştirak edenleri tesel- li edetek bir nokta var ki, bu hal yalnız onda değildir. İstatistiklere göre bütün kadınların yüzde onu az, çok sakalhdır. Bazıları bir genç kızın, yahut bir kadının yüzünde erkek sakalı gibi kıllar çıkarsa onun karakteri de erkek karakteri gibi olur, diye id- dis ederler, Bu iddiayı kabul etmi- yenler de çoktur. İddianın doğru olmadığını sayın okuyucumuzun mektubu da isbat ediyor. Bir ins; nın karakteri yazısından da belli o- ır. Bu bayanın yazısı oya gibi süs- Tü, tam bir kadın yazısıdır. Karak- ter bakımından erkeklere benze- memek, kadınlık zarafetini kaybet memek de fazla kıllardan şikâyet eden bir kadin için teselli verecek bir seydir. Kadınlarda böyle yüzde on dere- cesinde fazla kıllar bulunması İspan yol âlimi prof. Maranyonun en son moda nazariy: kere daha is- bat eder. Bu nazariyeye göre dün- yada tam kadın, tam erkek hiç kim- se yoktur, Her insan, hem erkek, hem kadın olarak dünyaya gelir, Bizim kadın dediklerimiz, kadın- lik tarafı üstün, erkek dedikleri- miz de aksine olanlardır. Ancak bir taraf üstün çıkmakla öleki taraf büsbütün sönmez, ondan da az cok bir şey kalı itekim sakallı ka- dınlar olduğu gibi, sakalsız, biyık- | sız erkekler de vardır. Bayanlarda ayva tüylerinin böy le fazlalaşmasının ve kalınlaşması» nın hormonların bozukluğundan i- leri geldiği bilinmezken © çirkin kıllar, yakılır, koparılır, yahut 6- lektrikle çıkarılırdı. Şimdi her - yapılıyor ve bir ço- affakıyet görülüyor. Onun için, bu sayın okuyucumur run ve onun gibi fazla kıllardan şikâyet eden -bütün kadınlar ara- sında yüzde on- başka ba; bu halden dolayı meyus ve miked- der olmalarına da hiç sebep yok- | tur. Bir cilt mütehassısına giderek | bu hali tedavi ettirmeleri keder. | lenmekten daha doğru olur. ğu da söylenmektedir. Bir Kauçuk Fabrikası Kurulacak Viyanada kauçuksuz Varis çorapla- Sihhiye Vekâleline müracaat ederek Türkiyeye gelmek üzere, müsaade i temiştir. Sıhhiyeden İktisat Vekâleti- ne gönderilen bu müracaata cevaben teşviki sanayi'kanünu hükümlerine göre Türkiyeye gelebileceği cevabı ve rilmiştir, Ancak fabrikatör Türk ser- mayedarlarından birile iştirak etmek istediğini de yazmaktadır. (BORSA) 4-6-038 ÇEKLER Acrim 023 12.10 35005 815 2088 80SR 5083 3131 İCenevre İâmsterd. İBerlin Brüksel latina Prag İmaarld Prag Varşova İı İBülereş İBelgrad Yokohama İstokhotm Moskova 238375 İ | ESHAM ve TAHVİLÂT Muamele olmamıştır. Gi eee ği J tinap etmektedirler, Mağazalarda baş, halkımızı bozuk mal almaktan kurtarmakta ve kontro rı, ameliyat eldivenleri, diz bağları, | İ band gibi eşya yapan bir fabrikatör) “ZİMEYVACILIK: Çürüyen Meyva Alkol İçin Elverişli Çürümeğe başlamış olan meyvalar dan meyva şurubu yapılabilmekte- dir. Yurdumuzda muhtelif meyva mıntakalarında toplanan çürümeye başlamış meyvalar dökülüp atılmak» tadır. Buulardan alkol veya şurup ya pılması bilinmediği için, her sene bü- yük bir servet heba olup gitmektedir Hükümetçe, bu gibi meyvalardan şu- Tup yapmak için, Avrupadan bir mü tehassıs getirilmiştir. Bu mütehassis bu işin pahalı olacağını ileri sürdü- dünden, iş geri kalmıştı. Şekerlemeci lerin ve meyvalardan küçük mikyas- ta şurup yapanların verdikleri malü- mala göre, bu işin pek ucuza mal edi lebileceği anlaşılmaktadır. İktisat Ve kâletinin de bu mevzua ait tetkikler yapacağı ümit edilmektedir. Meyva mıntakalarımızda her sene dökülüp, çürüyen meyvalarin mikdarı milyon larca kiloyu geçmekte olduğu anlaşıl maktadır. Şekerlemeciler, şekfimizde şurup yapabilecek iyi ustalar buluna O —ğ— bileceğini de temin ediyorlar. mike İÇ TİCARET: Yeni Mahsul Buğday Geliyor Bu senenin yeni mahsullerinden Cümhuriyet buğdayı, kızılca buğday ve çavdarlardan muhtelif partiler pi- yasamıza getirilmeğe başlanmıştır. Yenii mahsullerin piyasada artmakta olması geçen seneden stok artığı ka- lanların fiyatlarına tesir etmektedir. Bü senenin satışlarında fiyatların ge fbi değil, fakat daha nor- mal bir nisbette bulunacağına, şim. diden hükmedilmektedir. I Yapağı GİRİ Düştü İrinın Anadolü mah denilen yapaklar- rından kırk bin kiloluk büyük bir par ti kilosu otuz dokuz kuruştan fok Mersin şartile ihracat için satılmıştır. Kaba Anadolu malı olan bu yapaklar senelerdenberi bu fiyata düşmüş de- gildi. Bu seneki fiyatların düşüklüğür de mevcut stokun da tesiri olmuştur. Sovyetlerin bu vaziyetten dolayı piya sayı takip ettikleri haber veriliyor. Halde Dünkü Satışlar Bamya kilosu : 18 - 19, Sakiz kaba- ğı: 1.50 -3, Dolmalık biber: 16-17, Siv ri biber: 15 - 17, Kır domatesi: 6-7, Sırık domatesi: 9 - 10: Çalı fasulyesi: 6 - 10, Ayşekadın: 10 - 11, Araka : 7-9, Semizotu: 2 - 2,50, Yaprak :9- 10, Sarımsak: 2.50 - 3 kuruş. Enginar adedi: 2-5, Patlıcan (baş) 2.50.3, Patlıcan (orta): 2 - 2,50, Pathı- can (ufak) 1 - 1.50, Hıyar: 25 santim, 1,50 kuruş. Pancar: Demedi: 158 - 250, So ğan: 2-3, Maydanoz: 46 - 60. Dereotu (40 - 60, Nane: 40 - 60 santim Kiraz kilosu: $ - 6 - 13, Ağaç çileği: 32 - 40; Kayıcı : 15 - 40, Zerdali; 8 - 10, Şeftali: 10-40, Vişne: 7-22, Akçe armudu: 18-35, Dut 6 - 10 kuruş Karpuz (baş): 30 - 35, Karpuz (orta) 10, Türbe eriği : (20 - 25, Karpuz (ufak): 5 - 10. Limon ecnebi 100 adedi: 250 - 350 kuruş. | IĞDIRDA: Pamuk İhracına Başlandı İzmir, (TAN) — 1937 senesinin ilk pamuk partisi buradan ihraç olun- muş, kilosu 42 kuruştan satılmıştır. Bu sene pamuktan 80 bin lira kadar kâr edileceği tahmin olunmaktadır. 3 t 102 e —— iz