Dünkü müsabakalara iştirak eden Mısırlı atletler nkü Atletizm Müsabakaları Mısırlı Atletler, İki Yeni Mısır. Atletizm federasyonu tarafından şehrimize davet edilen Misirli atlet- ler, dün ilk müsabakalarını Kadiköy stadında bine yakın bir sporcu ö - nünde yaptılar ve girdikleri müsa « bakaların hepsinde birinci geldikleri gibi iki de yeni Mısır rekoru yaptı- lar. Müsabakalara saat 16,30 da resmi geçitle başlandı. Önde Mısırlılar, ar- kada Türk atletleri sahaya çiks- rak tribünlerin önünde dizildiler ve halkı selâmladılar. Kısü süren bir merasimden sonra atletimm federasyonu başkanı Vildan. Aşirle Mısır sefiri arasında bayrak teati edildi ve federasyon başkanı - nin kısa söylevinden sonra 110 met re manları yarişile müsabakalara baş Jandı. TI Faik yeni Türkiye rekoru 15.210 . TI Vasfi TI Yavru Bu müsabakaya Mısırlı atletler iştirak etmediler. Bidayette en İleri fırlıyan Faik, süratini gitlikçe artı - tarak ikinciden iki metre farkla bi- rinci geldi ve yeni Türkiye rekoru yaptı. İkinci gelen Vasfi de eski re- korunu egale eden iyi bir derece yap- ti 15.6,10 100 metre üçüncü katagori : I Neriman 116/10 TI Cihat < MI Bülent. 100 metre: “Bu yarışa üç Mısırlı. üç Türk'at. Jet iştirak etti. Mesafenin favorisi o- İan İrfan ayağındaki ârıza yüzün - den bozuk bir yarış yaptı ve dere ©e alamadı. Bidayette iyi bir çıkış yapan Mısırlı Ebeyd, birinci Halük ikinei Mısırh Halvani üçüncü oldu lar. Teknik derece şudur: “IM. Ebeyd Misir II Halük Türk Mİ Halvani Misir 800 metre : 113/10 © Bu müsabakaya üç Mısır ve dört “Türk atlet iştirak etti, Mısırlıların © bu gibi yarışlarda daha kurnaz dav o yandıkları daha ilk turda kendini gösterdi, İçlerinden birini feda ede- | rek ilk çıkışta seri koşturdular ve bizim atletler de onların bu takti- «ğine kapılarak süratli koşan Mısırlı (stleti takip etmek gafletinde bulun —dular, Tkinci turda Mısırlı atlet şiştiği gi Pİ bu müsabakanın favorisi olan Re ©ep te şişti ve kendini sıkmadan ra- hat bir koşu yaparak ileride giden stletleri takip eden Mısırlı Musku - rİS son iki yüz metrede kendini biraz sıkarak başa geçti ve bu vaziyeti boz madan iyi bir derece ile birinci gel- — Galip ikinci, Recep üçüncü oldu- Rekoru Kırdılar tepan, Lütfi, Cemal, Seyvan, Saris, Nevzat girdiler. Teknik-netice: I Seyvan 605 II Istepan HI Cemal, 400 metre uzun atlama : TN Muzaffer II Merih MI Kâzım. 400 metre: 56.3/10 Bu müsabakaya 2 Mısır, 3 Türk|| atleti iştirak etti. Çok güzel bir çı- kış yapan Mısırlı Ebeyd. kendi pil etinin rekorunu da kırarak yeni bir rekor yaptı. Ikinci Güren, üçün Mı- sırlı Andiryadis geldi. Teknik neti- ce: 1 Ebeyd Misir II Güren Türk Mİ Andiryadis Msir, Girit atma : 49.3/10 Bu müsabakaya bir Mısırlı, dört Türk atlet iştirak etti. Bizim atiet- lerden yüksek olduğunu ilk atışında 50 metreyi aşmakla isbat eden Mısırlı Saiyed, son atışında 54.58 yaparak birinci geldi. Bizim atletler 48 met reyi bir türlü aşamadılar. Teknik ne- tice şudur: 1 Saiyed Misiz 1 Rasim IM Şerif. 5000 metre: Bu müsabakaya bir Mısır, üç Türk LArkan: Sayta 10, sütün 6 daj 400 metre müsabakası nihayetlenirken 54.68 4710 Yüzme: Yüzme Yarışları Dün Yine Yapılamadı Istanbul su sporları ajanlığı tara- fından tertip edilen ve hafta içinde | gazetelerle ilân edilen yüzme mü -| sabakaları, dün maalesef yapılama - mıştır. Müsabakanın Hân edildiği saatte Mod yüzme havuzuna giden müsa - bıklar, yarışları idare edecek ha - kemlerden ve mıntakanın idarecile- rinden kimseye rasigelememişlerdir. Yalnız Beşiktaştan B. Ali Riza ya - rış mahallinde görülmüş ve onun da kronometre olmadığından ve bu ya- rışların biri kişi ile başarılamıyaca- ğını söylemesi üzerine müsabakala - rın tehir edilmesi zarureti hasıl ol muştur, Su sporları işimizin mevsim bi - dayetindenberi böyle başı bozuk bir balde bulunması bilhassa İstanbul gibi Türkiyenin en mütekâsif su spor Ee mazi Jarı atleti bulunan bir mntaka içini cidden büyük bir hatadır. Bu müsabakaya Mısırlı atletler iş (Türk spor kurumunun bu İşle ya- tirak etmediler, Bizden Süreyya, İs- kından alâkadar olmasını bekleriz. Aüeerimizlen Dirkaçı müsabakalarda Teknik netice şudur: I Muskuris Misir TI Galip Tİ Recep. 1585/10 ea t akt işte LİE | Kalabalığa Karşı Çare Bulunamaz mı? Bir okuyucumuz, yaz münase - betile vapurlarm kalabalığın » dan şikâyet ederek, şunları ya- | myor “İki gün evvel, hava almak | için Boğuza inmiye karar ver- dim. Sant 16 da köprüye gide- İl rek ilk hareket edecek vapura | bihniek istedim. Fakat ne müm kün. Her taraf balık istifi gibiy di. Neyse gilç belâ içeri girdik. Vapur bir iki iskeleye daha uğ radıktan sonra, büsbütün du. Sıkılarak Emir; Oradan yürüye yü İ veye geldim. İlk vapurla döne- İ cektim. Saat sekize 28 kala bir | vapur geldi. Fakat o kadar dolu idi ki, değil oturacak, ayakta du İçeri girdim. Ancak ikinci | mevki koridorlarında durabile (| cek kadar tenhalık vardı. çok yolcular da benim gibi | rinci raevki bileti almışlar, fa kat ikincide bile oturacak yer bulamamışlardı. Bir parça hva almak ümidi: | İle yukarıya çıktım. Gözüme şu | levha ilişti: “Haddi istiabı 1016, | Halbuki, O vapurda © herhalde 1500 e yakın yolcu vardı. | Korkumdan Bebekte vapar - | dan çıktım. Çıktım amma, ora- İ da da tramvay beklemek ve bin | | mek bir mesele oldu: Yolcular İstasyonda birikmişlerdi. Aral ya binebilmek bazusu kuvvetli | olanın hakkı idi. İ Şimdi öğrenmek istiyorum: Vapur bir kazaya uğrarsa bt nun mesulü kim olacak? Tram- vay yolcusu, istasyonlarda saat leree bekletilirse, “bu şehirde tramvay nakliyatı var, denile- bilir mi? Şirketi Hayriye, Boğaz yok cuları için, hattâ halkın Boğazi- çine rağbetini temin maksad birçok fedakârlıklar yapıyor. Fi | kat beri tardfta bu'en nazik ve en mühim nokta niçin ihmal e- | diliyor? Yolcusu fazla olân postalar içim biribirine yakın iki vapur kaldırmak suretile halkın İstira hi temin olunamaz mı? Önü müz yaz olduğuna göre, bilhas- | #a, pazar günleri vapurların fev alâde kalabalık olacağına şüp- he yoktur. Bari önümüzdeki İ günler için bu tedbir alınsa... Ayazpaşa 23 numarada O Demir | lı Berbat ve Bakımsız Bir Yol van diyor ki “Eski dersane Yeni mektep sokağında ©- turuyoruz, Bu sokak Harbiye caddesine müvazidir; bir yeu Herbiyeye, diğer uc3 da Pangaltıya çikar, Ve bü gesit, Pangal b mahallesinde fek kalmış toprak bir yol- dur. Kışın bataklık halindedir. Bugünler 44 ima hava cereyanları yüründen pencs- re açilamıyacak kadar” tozludur, Bu 80- kağın genişliği 3 metre uzunluğu 150 met re kadardır. Temiri için büyük bir masra fa da ihtiyaç yoktur. Basit bir Arnavut kaldırımı yapılsa, hem civarda otüranla- rın sıhhati korunmuş olacak, bem de toz- dan, çamurdan ve bilhassa bu yat seağın da pencere kapak oturmaktan kurtulmuş olacağız. * Çöp Arabalarından Şikâyet Ediliyor? $işllde Çankaya apartımanında E. M. imzasile mektup gönderen bir okuyucu - muz, çöp arabalarından şikâyet ederek şunları yazıyor “Her sabah enat beşten iWbaren arka arkaya sıralanmış çöp arabaları büyük bir gürültü ile Halâskâr Gazi caddesinden geçiyor. Bu arabaların cadde boyunca yap tikları gürültü bötün bura halkını sabah uykusundan uyandırıyor, Çöp arabaları Osman Beye kadar sta İle geldikten sonra diğer istikametlere da Bilıyorlar. Bu işi Orman Beyde yapacak. m MARAAEDEYA AAAAAETA A EESORE EAA MASASİ OLRAS ADA EAA AD ARARAA DA, Pangaltı mektep sokağında oturan Mih- | Yazan : ERER EEE EAETEENEEEMNID Givi, bir ay ışığı baş- langıcı gibi, ölü ölü aydın- lanarak ağarıyor. Akşam üstü yağan sürekli kış yağmurunun ıslaklığını bütün gece esen siki poyraz kurutmuş... Yüzümü yakan sert sabah aya- nı, sinirlerimi iplik iplik gevşeten uyku ağırlığını dağıtamıyor. Va- kit vakit sırtım ürpererek, yürü- yorum. Üstü açık, boş bir koridor gibi uzayıp giden karanlık caddenin 1s- sızlığı içinde yorgun akislerle ö- ten topuklarımın sesi, kaldırım ke- narlarına bırakılmış çöp teneke- lerini toplayıp kamyonlara boşal- tan çöpçülerin bağrışmalarına, mo tör gürültülerine karıştı. Caddeden biraz daha yürüyece- gim. Çöp kamyonlarından birinin hi- zasına gelmiştim, bir çöpçü, Yır- tık eeketlerinin, mintanlarının al tından çıplak tenleri görünen iki çocuğu kollarından tutmuş, sarsı- yor ve hiddetli hiddetli bağır'yor: — Biz, temizliyelim, diye uğra- şıyoruz, siz, tenekeleri devirip, pisletiyorsunuz. Bıktık be sizler - deri * fkiesen iin Sidem Kur tulup kaçmak. için gağpınıyor ve yalvarıyorlar; — Tenekeleri deviren, biz deği- liz bel — Vallahi, tallahi, biz değiliz. Çöpçü buna inanmıyor: — Peki, #iz değilsiniz de Kim? Koca caddede sizden başka kim s6 var mı? Çocuklar, nezle yer etmiş, gö- güslerinden kısık bir hırıltı ha- linde çıkan çatlak seslerile durma- | dan yalvarıyorlar: — Biz yolumuza gidiyorduk. — Tenekeleri kediler deviriyor. — Hem, çöp tenekesini devirip te ne yapacağız? Çöpçü, yine inanmıyor, homur- danıyor: — Ne o, çöp tenekesini beğen miyor musun? Yoksa, Tokantada mı karın doyuruyortünüz? Çocuklar, silkinip kaçmak isti- | yorlar: — Biz köpek miyiz, çöp teneke- sinde karın doyuralım. — Yolumuza gidiyorduk. Bizi, tenekeyi devirirken, karıştırırken gördün mü? Çöpçü, çocuklarla daha uğraşa- caktı, Fakat kümyonun şoförü, ses lenmişti: — Dalaşmayı bırak, gecikiyo - ruz. B" sesleniş, çöpçünün hidde- tini yatıştırıvermişti. İki çocuğu, sarstı, fırlatıp uzaklara â- tacakmış gibi silkerek biraktı: — Eğer, bir daha buralarda rast Tar, yakalarsı © zaman görür. sünüz gününüzü... İki çocuk, sıçrıyarak karşı kak dirima geçmişlerdi. Isınmak için koltuk altlarına soktukları ellerini larına Şişlide yapsalar ve arka sokaklar- dan teker teker semtlerine geçecler gürül tünün de &z çok önüne geçilmiş olmaz mı? gi” CEVAPLARIMIZ » Yolumuza gidiyorduk! Demeleri acaba doğru muydu? Sabah ayazın- Karşıyakadan K. Sahur imzasile mektip | da kaldırım sürten bu Iki çocuğun gönderen okuyucumuza: ti i “Ankarada inşa edilmekte bulunan kısa — ikleri yol ne ve neresi olabilir. 1 istasyonu, temi sonlar peçeli yat ket tari, | © Ben de adımlarımı siklâştırdım. da İşlemiye başlıyaraktır. Fakat keti tari. hi henüz tesbit edilmiş değildir. Onlar, üşümekten çeneleri atarak, ara sıra ağızlarına götürüyor, tır- naklarını hohluyor, biribirlerine sokularak hızlı hızlı yürüyorlar - dı. 3.7.0938 LR AAA EEE GREEK EEA SEBA SEDAN E YEKA SERA BA SARAR Çukulata Kokusu Mahmut Yesari titrek, ürpertili bir sesle Könuşu- yorlardı: — Ben, sana erken davranalım, demedim mi? Merdivenli, kuytu kapı içini, bu gece, senin Yüzün- den kaptırdık. Lokantati bu gece, kapları geç boşalttı, kabahat bende mi? Sonra, sen de, aşçıdan eli boş döndün, — Müşteriler, bütün yemekleri temizlemişler. parça çorba kal- mış. Aşçı, verecekti #mma, kabım yoktu ki — Çöpçüye, yarın gece bir ©- yun oyniyalım. — Onlar enddeye gelmeden kal karız, bütün tenekeleri deviririz. — Çok soğuk bel — Ne diyorsun, buz kesiyor, — Mehmet be, karlarsa, ne ye- Kar yağirsa a- yaz kırılır ulan — Şimdi, pastacının 1#karasında *sınırız. Bir ağız şapırtısı duydum. — Çuklatlar, taze, taze mis gibi de kokar. Caddedeki yolüm bitmişti. On- ların gittikleri yolu görmek. öğ- da karanlık dareokağıl eğilir. Büyük pastacının bödrumdaki Mut fağının hava penceresi ıskarasın - dan sızan sıcak bir çukulata ko- kusu, dar sokağı kaplamıştı. İki çocuk, koşar gibi yürüyor. lardı. Pastacının ıskarası üstüne çömelerek oturdular. İkisi de, baş larını eğerek, taze, sicak çukule- ta kokusunu, derin soluklarla kok lamıya başladılar. Tes serin bir yaz sabahı.. Ü- şüten değil, ciğerlere #erah- lik veren ılık bir meltem esiyor. Issız caddenin kaldırımında. bu Yuk havanin içinde, ağır, ağır yü- rümek öyle bir zevk ki, güneşin biraz sonra dağmıyacağına inan- sam, eve dönmekten vazgeçecek, kırlara doğru başımı alıp, gide ceğim. Göp kamyonlarının gürültüsü yaklaşıyor... Çöpçüler de kaldı- rımdan kaldırıma koşerken tene- keleri toplamıya başladılar. Cad- denin sessizliği, bir anda hozuldu, karışık sesler, ara sokaklara ka- dar dağılıyor. Caddeyi sulayan arazözler, beni yan sokaklardan birine “sapmıya mecbur etmişti. Yaz sabahlarının alaca aydınlığı henüz girmiyen bu dar, karanlık sokağın köşesinde bir karaltı gör- düm. Bu karaltıya dikkat etmiye va- kit kalmadı, taze, sicak çukulata kokusu, genzimi Adeta yaktı. Sert, ayaz, bir kış sabahını ha- tırlamıştım. Çöp tenekelerini de- viriyorsunuz! diye çöpçünün yaka- layıp hırpaladığı, iki çocuk, göz- lerimin önüne geldi. Bu karaltı, acaba, yine o iki ço- cuk muydu? Onlar olmaması için de bir sebep yoktu. Bu karaltının, kış sabahı gördü- güm çocuklar olduğunu kabul et- tim. Onlar, ellerini çöp tenekesine sokmıyacak kadar mağrurdular. Fukaraları gözeten İokantaların, aşçıların dağıttıkları yemeklerle karınlarını doyuruyorlar, sabahları da, üşüyünce, isınmak için, Bu sı- cak iskaranın üstüne koşuyorlardı. lArkam: Sayfa 8, sütün 1 dej