' 28-6-938 No, 18 Yabancıerkeğin geldiğini gören kalfalar kaçıştılar e. — Bu işte bir acalplik var, Val de... Beni hayır için alıp götürme- Ye bir Binbaşı gelmez, Herhalde, bellibaşlı bir adamın gelmesi lâzım gelir... Hem Seyit Beyin rivayeti- he nazaran bu iş gündüz olacaktı. Seyit Bey nerede?.. Abdülkerim Ağa, cevap vermiş- — Elendimiz!.. Seyit Bey, bu ge © izinli. Bu sefer de Emin Ağa koşa ko- a merdivenleri tırmanarak gel Müş: — Aman Efendimiz. Aşağıda Zabit Efendi, terter tepiniyor. E- dimizi bir an evvel görmek isti Yor. Demişti. Efendimiz, büyük bir korku ve heyecan içinde idi. Adeta, etrafın- dakilerden meded umuyormuş gi- bi, gözlerini oradakilerin üzerinde gözdire gezdire : — Hayır. Hayır. Ben, çıka- Mam. Söyleyiniz. O buraya gel- ain. Diye cevap vermişti. Kadın Efen di ile - artık, gürültüyü duyup ya İaklarından fırlayarak oraya yığı- lan - hazinedarlar ve kalfalar da Du fikirdelerdi. Hepsinin ağızların dan: — Evet.. Evet. O zabit kim ise buraya gelsin. © Sesleri yükselmişti. Usullacık merdivene yaklaşmış- İlm. Başımı, trabzanların arasın- İlan sokarak aşağıya bakmıştım. As İlaca karanlıkta gördüğüm manza- ta, şu idi: Beyler ve Ağalar, uzunca boylü, hafif kıvırcık sakallı, sarı benizli zabitin etrafına toplanmışlar. — Rica ederiz. Kıhemizı, taban- *anızı çıkarın. Efendi Hazretleri si *l böyle pür silâh görürlerse kor- rlar, Diye yalvarıyorlardı. Zabit inat *iyordu: — Canım., Biz, askeriz. Dalma Wlâhla gezeriz. Elem, silâh çıkara- Sak zaman değil. Beyhude yere va İt geçirmeyin. Düşün önüme. Be- Aİ, Efendi Hazretlerine götürün. em beni, hem onu mahvedeceksi Diye bağırıyordu. Efendimizin büyük oğlu Salâhat Ün Efendinin lâlâsı Süleyman A- koşa koşa gelmişti. O zabiti gö Yür görmez, hemen, oradaki bey- — Vay, Paşa Hazretleri.. Siz mi Whiz? Hayırdır, inşallah. Diye, o zabiti atlattıktan sonra, va koşa merdivenleri çıkmış. O yenda merdiven başına kadar gel- Miş olan efendimizle Valde Kadın endiye: >> Aşağıdaki zabit, Harbiye Mek Nazırı, Süleyman Paşadr. Efendi Hazretlerini iktebe götürdüğüm günler, oda- a gider görüşürdüm. Efendimi Piyek hürmetleri vardır. Demişti. Lâlâ Süleyman Ağa bü ai söylerken, Süleyman Paşa, oşa merdivenleri çıkmaya lamıştı. Hattâ merdivenin yarı- , kıhcı ayaklarına dolaşmış; işecek gibi bir hal al yi Kıyafeti pek O acaipti, 4 omuzlarında ve ne de kolların- hı N bir tek sırma bile mevcut de- a? Jarınki gibi olmayıp âdi siyah şi di. Belindeki kılıcın kayışı da inden ibaretti, gk bende öyle büyük bir me- ie hâsıl olmuştu ki, sarayın bü- Wsul ve nizamlarını unutmuş- » Derhal aralarına sokulmuş. a ÇIRASAN SARAYINDASBYIL BESİNCİ MURADIN HAYAT! Yazan: ZİYA ŞAKİR Bu hadar kişinin önünde gördüğüm hakareti bir türlü hazmedemiyorum.. Yabancı bir erkeğin geldiğini gö ren kalfalar, birer tarafa kaçış mışlar; oralardan bakıyorlardı. Val de Kadın Efendinin başına, ince bir şal atmışlardı. Süleyman Paşa, Efendimizin 5. nünde yerle beraber bir temennah etmiş; yüksek bir sesle; — Efendi Hazretleri!... Buyuru- nuz. Millet sizi istiyor. Asker, di- şarda bekliyor. Vükelâ ve ülema da teşrifinize muntazır... Demişti. Efendimiz, daha hâlâ mütereddiddi. Süleyman Paşa ile aralarında şu kısa muhavere geç- ti — Amcam, ne oldu?. — Askerin muhafazası altında- dır. — Bu işten malümatı var mı? — Bilmiyorum. Bendenizin vazi fem, sizi davettir. İstirham ede- rim, acele gidelim. Vakit geçirmi yelim. Süleyman Ağa, Valde Kadın E- fendinin yanında duruyordu. Kula ğına birşeyler fısıldıyordu.. Kadın Efendi de söze karıştı: — Aslanım. Mademki Paşa oğlu muz acele ediyorlar. Bari, tezce ha zırlan da, teşrif et. Dedi. O zaman Efendimize bir denbire bir canlılık geldi. Adeta, koşarcasına odasına gitti. Giyindi, geldi. Bu esnada koca sofa rengâ- renk bir insan mahşeri halini al mıştı. Dairede artık uyanmadık kimse kalmamıştı. Bütün kalfalar, haremağaları burada toplanmışlar dı. Heyecanlı konuşmalar bir uğul tu halini almıştı. İhtiyar kalfalar, birşeyler okuyorlar, efendimizin üstüne üflüyorlardı. Efendimizin rengi, sapsarı kesil mişti. Adeta, ne yapacağını şaşır. miş bir halde idi. Sırtına, (İstanbu lin) denilen dik yakah bir setre giymişti. Süleyman Paşa, kılıcının kabza sını koltuğunun altina sıkıştıra- rak, efendimizin sol tarafına geç- miş, hafifçe onun koluna girmiş. ti. — Buyurun efendim. İnşallah, sizin hakkınızda da, milletin hak- kında da hayırlıdır. Demişti. Artık, merdivenlerden iniyorlar dı. Gözdeler, hazinedarlar; — Çok şükür Allaha, bugünü de gösterdi. Diye, sevinçle ( ağlaşıyorlardı. Kadın Efendi, merdiven başına kadar gelmişti. — Paşa oğlum: Diri dünyada, bir tek evlâdım var. Evvel Allaha ve sana emanet!. diye seslenmiş Bütün kızlar, pencerelere koş- muşlardı. Efendimizin, avludan nasıl geçeceğini görmek istiyorlar dı. Ben de arâya girmiştim. — Selâm durt, Diye, bir ses işitmiştim. Efendimiz, önde... Süleyman Pa şa arkada, kapıdan çıkıyorlardı. Iki sıralı askerler, tüfeklerini kal- dırmışlar, selâm duruyorlardı. Sü- leyman Paşa, aşağı yukarı koşan bir yüzbaşıya seslendi: — Necip Bey!.. Bölüğün biri, burada kalsın. Biri, bizimle gelsin. dedi. O yüzbaşı, kisa bir emir verdi. Efendimizle Süleyman Paşanın et rafını askerler çevirdi. Ağalardan ve beylerddfi birkaçı, efendimizle beraber gitmek istemişlerdi, Fa- kat askerler etrafi çevirir çevir- mez, bunların hepsi geride kalmış. Ancak Ağalardan Hifiz Ağa, efen mler, yanına sokulabilmişti. (Devami var) (malı 200 balya 62,5 — 63.5 kuruş- EKONOMİ İÇ TİCARET: Dün Istanbulda Satılan Deri Ve Tiftikler Dün şehrimiz piyasalarında kilo-| Su seksen kuruştan elli balya ve 72,5 — 77,5 kuruştan yedi balya tiftik| deri malı, kilosu elli altı kuruştan Çanakkale kivırcık yapaklarından 30 balya, üç ay vadeli olarak Trakya tan, yirmi iki balya kırkım malı ko- çi kılı 47 — 51 kuruştan, 1200 keçi derisi 115 — 120 den, 75 balya tuzlu kuru koyun derisi Kayseri ve Erzu- rum malları kilosu 40 — 43 kuruştan, on balya hava kurusu mezbaha ma- 147 — 52 kuruştari, on üç balya ku- su sığır derisi kilosu 65 kuruştan, on balya manda derisi kilosu 55 kuruş- tan, yedi balya salamuralı sığır deri- si 40 — 42 kuruştan satılmıştır. İZMİRDE : Buğday Temizleme Makinesi Kuruldu izmirde bir müessese, buğday - ları yabancı maddelerden temizle - mek üzere son sistem bir tathir mü- esvesesi kurmaktadır. Bu mücsesese günde elli ton buğdayı mükemmel ETER İ GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankasının yumuşak buğ- daylarından yüz eli bin kilo 528 kuruştan ve sertlerden 38 bin kilo 8,20 kuruştan satılmıştır. Kızılenlar- dan 14 bin kilo 5.28 ve sunler buğ- 5,28 kuruşa 0) darlardan 24 bin kilo da verilmiştir. Tüccar mallarından bin kilo Polatlı mah 6.10 ve on baş bin kile sert 8,25 kuruştan satılmıştır. ? ; ? ; ; : * * # İlgin im o ; Yuk bir parti 4,10 kuruştan çuvallı o. Israk otuz bin kiloluk bir parti de 4.20 kuruştan verilm ; * Kilosu on kuruştan, beyaz lerder bir parti 2 tan, kaşar 30 kuruş Sese ODADA: Buğday Hak- kında Hazırlanan Projeler Toprak mahsullerini standardize etmek, piyasalara göre kıymetlerini ve ziraat ticaret bakımından Kalite- bir halde temizliyeceğini İIkusat Ve. kâletine bildirmitşir. Tesisatın bu - günlerde tamamlanacağı haber ve - rilmektedir. Memleketimizde ilk de- fa olarak ticaret maksadile yapılan İ bu işle Vekâlet yakından alâkadar İ olmuştur. BORSALARDA : İdare Meclisi İntihabı Yapılacak Bu ay sonunda müddeti bitecek olan ticafet ve zahire borsası idare meclisinin intihabab temmuz hafla sında başlıyacaktır. Seçim ağustos başlarimıcına kadar bitirilecektir. A- ğustostan itibaren yeni idare mecli- si vazifeye başlatbiş olaöaktir. Seçim borsada bizinci sınıf olarak . yazılı tüccarlarımız tarafından yapılaca - ğından, bu defaki seçimde bazı de - ğişmeler olacağı şimdiden tahmin e dilmektedir. LOKMAN “6 e IRKİM İN UZUN BOYLU DERMANSIZLAR Plâj üzerinde herkes tipine göre bir grup içine , gruplar ayrı ayrı güneş altında uzansalar- dı, insan tiplerini orada tetkik et- mek kolay, fakat, bir müzede &i- ralanmış şeylere bakmak gibi, bir az sıkıcı olurdu. Plâjlarda yapaca- Rınız insan tipi tetkiki, müzelerde- ki tetkikler kadar kolay değilse de onlardan daha eğlencelidir... Uzunca boylu, fakat az çok kuv- vetli tipleri gördükten sonra, şim- di yine uzun boylu dermansız ti leri arayacağız. Zaten bunları mek için pek te çok aramaya lü- zum yoktur. Dermansız tipleri kuv çok göreceksiniz, biribirine yaklaştı ran karakter onruzlarının düşük ol masidır. Bu hal ayakta iken daha ziyade göze çarpar, fakat oturduğu yerde de, yattığı vakit te bellidir. Adaleler küçük ve gevşek olduğun n dermansız tip her vaziyette kendini bırakiverir, Başlarına dikkat ederseniz, ç0- yine yuvarlaktır, arada sırada önden arkaya uzanmış başlar da görürsünüz, ancak hangi sekilde 0- lursa olsun dermansız tipin başı azçok küçük olur. Yüzünün kemik lerine dikkat ediniz, çıkık görür- sünlz. Çenesi de dar ve kısadır. Dişlerini de görebilirseniz, intizam Siz ve çoğunun çürük olduğu gö- zünüze çarpar, Bu tipteki insanların boyları v- zun olsa bile kilosunun az olduğu- nu daha uzaktan farkedersiniz, Çünkü yücutleri yağsız, kemikleri ince olduğu gibi vücutlerinin için- deki uzuvlarının her biri de küçük tür,. Hele erkeklerde zayıflık, ha» fiflik daha ziyade belli olur. Omuz ları dar, boynu uzun, boynundaki kemik fazla çıkık olur, Müstesna olarak bazısının da boynundaki ke mik büsbütün küçük olur. Uzunca boylu ve dermansız tip lerini tesbit etmek üzere ticaret o-| dasında iki toplantı yapılmıştır. Dün yapılan toplantılar yalnız buğday üzerinde görüşmeler ve tüccarın mü talealarını tesbit etmekle geçmiştir. Iktisat Vekâleti tarafından hazırla” nân ön proje etrsfinda verilen hat üzerine, alâkalı tüccarlar da ay-| Tı ayrı mütaleâlarını söylemişlerdir. Geniş bir tetkik esasına dayanarak | hazırlanan ön projelerden birini teş- | kil eden buğday meselesi etrafında | tesbit edilen düşünceler çok entere- sandır. Tüccarlarımız her madde o- kundukça bu işin ne kadar isabetle üzerinde durulduğunu anlamışlar ye hükümetin düşündüğü gayenin e- hemiyetini takdir etmişlerdir. Başlı başına bir mevzu olan. buğday işi| hakkındaki ön projenin görüşülmesi ne bugün de devam edilecektir. Bu İprojenin müzakeresi bitince sırasile İ diğer projelere geçilecektir. Tüccar- İarımızın mütalealeri da ayrıca bi- rer rapor halinde gönderilecektir. min Kaçakçı Kadın İzmir, (TAN) — Buğday almak ü- zere buraya gelen İtalyan bandıralı Barletta vapurundan çikan 60 yaş- larında Pellin ismindeki İtalyah ka- dın, çantasında 11 şişe likör ve esans bulunduğu için mahkemeye veril- miştir. kadınlarda olunca, kadın uzunca boyu ile beraber, otuz yaşına, bazı ları daha sonra bile, çocuk gibi gö- rünürler, Bu tipleri yapan yine dahili gud delerden bazılarının o bozukluğu. 'dur, En ziyade yine boyundaki ti- roit guddesinin farla işlemesi. Pa- kat hazılarında öteki guddeler de işe karışır, onların da az yahut faz- la hormon. çıkarması vücudün. şekkülünü O hozar, dermansızlığa sebep olur. Yine boyunda bulunan mini mi- Bi paratirelit guddeleri az hormon çıkarırlarsa tip dermansız, omuz- düşük. adaleleri gevsek olur. Bundan baska © gevsek adaleler k sık titremeye de müstait olur- Uzun boylu dermansız gördü nüz tiplerin kimisinde böbreklerin üstündeki guddeler iyi işlemediği için öyle olmuşlardır. Meselâ deniz kenarına yakın yattığını gördüğü- nüz şu ince bacaklı ve ince kollu, a daleleri büsbütün düşük, cildi büs- bütün esmer, hele elleri büsbütün kara erkeğe bakınız. Daima kedaer- li hali yüzünden bile belli oluyor. Bu, hasta olmasından, hastalığını düşünmesinden değil, böbrekleri- nin üstündeki guddelerinin iyi iş Jememesinden. Kimisinde de dermansızlığa se- ,bep kadınlık veya erkeklik gudde- İerinin iyi işlememesidir. Bu da yine omuzları düşürür. Adaleleri gevşetir, içerdeki uzuvları küçül. tür: Böylelerini daha ziyade cilt- lerinin ince ve güzel olmasile ayırt ,edersiniz. Çocuk cildi gibi, fakat çabuk buruşur. Kemiklerine inee denilemez, fakat çocuk kemiği gibi narin görünür, Elleri zayıf ve uzun ca... Erkeklere dikkat ederseniz, ın bellerindeki çukurun | fazlaca derin olduğu görünüze çar par. Bu da erkeklik guddesinin iyi | işlemediğine bir alâmettir. BORSA | | 28-6-938 il | ÇEKLER (1 ! Acstaş Londra a 3 8 İ Nevyork İ Paris Milâno | Cenevre İ Amsterd, i Berlir İ Brüksel Atina Sofya : Prag Madrid Varşova İ Budapeşte İ Bükreş İ Belgrad İ Yokohama i Stokholm İ Moskova İ PARALAR i Alp Batış İ 32216 24188 42275 23.705 : İ i Belçika Pr, IHRACAT: Almanlar Yeni Bir Kararı Bildirdiler Almanyadan, piyasamıza Alman ithalât bürolarının yeni bir kararı bildirilmektedir. Bu karara göre it- balât büroları Almanyaya ithal edi- lecek Türk mallarının bedellerinin ancak yüzde yetmişinin ödenmesine ve bakiyesi olan yüzde otuzun da ö- denmesi malların Almanyaya gelme sine bırakılmaktadır. Gönderilen malların İstenilen ev - saf ve kaliteye uygun olup olmadı - ğı, ithalât büroları tarafından yap- tırılacak ekspertiz neticesine birakıl- maftadır. Yapıaln muayenelerde is- tenilen şartları havi olmıyan bu gibi malların bakiyesi olan yüzde otuz ödenmiyecektir. Dünyanın hiç bir ta rafında görülmiyen bu usulün Al - manyaya mal gönderilmesini güçleş tireceği söyleniyor. Bu haber karşı- sında, Berline gitmekte olan ticaret eheyetimize de malümat verilecek - tir. İhracat Mallarımıza Zarar Verenler Var Yurdumuz mahsulâtını dış memle ketlere ihraç eden firmalardan bazı sının mallarımızı cihan piyasaları - nin kabul edebileceği kaliteler ha « ricinde karışık olarak gönderdikle- ri anlaşılmıştır. Iktisat Vekâleti bu yolda hareket eden tüccarları tös - İbit edecektir. Bu gibilerin memle- ket menafiine zarar verecek hare - ketlerinin önüne geçmek için elle - rindeki ihracat vesikaları geri alma caktır. Ihracat mallarımızın cihan pi yasalarına göre kıymetlerini bulma- sı ve satışların beynelmilel kaidele- re uygun olarak yapılması için lâ - zım gelen esaslar hazırlanmak;adır. ANLAŞMALAR : Yeni Yapılacak Müzakereler Berline hareket eden ticaret heye timize şehrimiz halı, deri, yapak, tif tik, keçi kılı hakkında raporlar veril miştir. Ürün Türk Limitet Şirketi murahhasları heyetimizle Almanya ile aramızda yapılacak yeni anlaşma mevzuu etrafında heyetimizle iki sa at kadar görüşmüştür. Piyasaya ge- len haberlere göre, anlaşma müzake releri sirasında müddeti bitmekte o- lan anlaşmanın bir sene içinde tev- Ht ettiği zorluklara yeni anlaşmada meydan verilmemesi için icap eder notlar alınmıştır. Esasen heyetimiz Ankaradan geniş talimatı haiz bu - lunmaktadır. Yeni anlaşma müdde - tinin iki sene olacağı da söyleniyor. Alman permi dairelerinin inhisar vaziyetinde bazı firmalarla İş ya, maları için de esaslar düşünülmüş - tür. DIS TİCARET: Bazı Mümessiller Değiştirildi Iktısat Vekâleti ticaret konseylik lerinde bazı değişiklik yapmıştır. Şehrimiz Türkofis müdürü Suphi Ziya Londra ticaret konseyliğine tayin edilmiştir. Istanbul. Türkofis müdürlüğüne de Izmir Türkofis mü- dürü Cemal Ziya tayin olunmuştur. Istanbul Türkofis müşaviri Fuat Ro ma ticaret konseyliğine, Roma tica ret konseyi Mitat, İzmir ticaret oda- sı umumi kâtipliğine, Londra tica- ret konseyi Mahmut Mersin ofis mü dürlüğüne tayin edilmişlerdir. Sup- hi Ziya bu hafta içinde Londraya ba reket edecektir. SERGİLER : Lüna Park Getiriliyor Devlet ziraat işletmesine geçen Ankara orman çiftliği, muhtelif zi - Taast mahsullerile ve biralarını teş Borsadan paralar vertimemiştir. | hir suretile yerli mallar sergisine iş- tirak edecektir. Yerli mallar sergi - sinde kurulacak Lunapark tesisatı - ran bir kısmının şehrimize getiril - mesine başlanmıştır.