28 - 6 - 938 TAN Gündelik Gazete TAN'ın hedefi Hal fikirde, her- şeyde temiz, dürüm, samimi olmak, 'kariin | gazetesi Oolmiya | çalışmaktır. ——— Sg ABONE BEDELİ "Türkiye Yenebi 400 Kr, 1 200 Kr, 750 Er 6 1900 “Kr, 400 Er, 3 800 Er, 10 Kr, 1 20 Kr, Milletlersram posta ittihsdına dahil ol- muyan memleketler için 80, 16, 9, 3.5 lira dır. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- tirmek 25 kuruştur. Cevap için mektup Yara 10 kuruşluk pul dâvesi Mizımdır. GÜNÜN MESELELERİ Başka Milletler ehirlerini Nasıl mar Ettiler ? Yazan: M. Zekeriya SERTEL Şehirleri imsr ve yeni baştan in şa işinde başka memleketlerin tee- rübelesinden nasıl istifade edebili- riz? Bu sualin cevabını verebilmek için başka memleketlerin cihan har- bindenberi bü hususta takip ettik- leri yolu bilmek lâzım, Bu memleketlerin başında İngil- tere gelir. İngiltere harpten sonra işçilerin ve fakir halkın yaşadığı ma- halleleri yıktırıp yeni baştan yaptır mak meeburiyetini duymuştu. Bu mahallelerdeki halkı evlerinden çi- kararak mahalleleri baştan başa yaktı ve yerlerine modern, ucuz, t6- miz evler yaptı. Takip edilen gaye ber işçiyi üç odalı, kürgir, konlor- lu bir eve sahip etmekti. Geçen on beş sene içinde iki buçuk milyon ev yapıldı. Yani iki buçuk milyon aile sefaletten kurtarıldı. Bu evler işçile- re günde yarım lira teksitle ldı. On sene içinde işçi evinin sahibi ol- du. Bunların haricinde orta halli ve hattâ oldukça müreffah aileler için de binlerce, yüz binlerce ev yapıldı. güzelleştirildi. * Bu İş Nasıl Oldu? İngiltere bu muazzam işi nasıl ba- şardı? İnşaatı hükümet mi, beledi- yeler mi, yoksa bankalar mı yaptı? Bu inşaattan asıl mesul olan mü- esseseler İnşaat şirketleridir. İngil- terede bu şirketlerin tarihi çok ©s- kidir. İlk teşebbüs bir buçuk asır ev! vel yapılmış ve ilk şirket Deritend kasabasında bir sokak üzerindeki ev lerin inşası maksadile kurulmuştu. Bu iş için lâzım olan para şu şekil- de toplanmıştı: Yarım İngiliz lirası kıymetinde hisseler çıkarıldı. Bu his seler halk arasında satıldı. Her üç bisseye sahip olanın 200 İngiliz li- rası kıymetinde birer eve sahip ol - mak haklarıydı. Bu şirketler ufak bir sermaye ile başladılar, Fakat ça- buk muvaffak oldular. Bankalarla da anlaştılar ve büyük işler yaptılar, Fakat Cihan Harbine kadar bu şir. ketler küçüktü, ehemmiyetsizdi. Ci. han harbinden sonra hükümet İngil- tereyi yeni bi rTİnce büyük bir program yaptı. Dev- letle” belediye ve inşaat şirketleri el- ele verdiler, İş böyle olunca şirket- ler fazla hisse çıkardılar. Sermaye- lerini büyüttüler, Bugün bu şirketler- de hissedar olanların miktarı 4,268,000 kişidir. Şirketlerin serma- yeleri, yekânu da 710 milyon İngiliz | ingilterede bu iş üzerinde lirasını bulmuştur ve her sene bu miktar 50 milyon İngiliz lirası art. maktadır, * Şirketler Nasıl Çalışır? Her şirketin iki türlü azası vardır. Bir kısmı nemasından istifade etmek üzere para yatıranlar, bir kığmı da ey yaptırmak veya almak üzere şirket- ten para istikraz edenlerdir. Şirket ev sahibi olmak istiyen ber kese para ikraz eder. Yalnız bu pa- Fayı 20 sene içinde bir miktar faizi i- le birlikte ödemek şarttır. Almak is- tediğiniz ev, şirketin yaptırdığı bina- lardan olabilir, yahut başka bir bina olabilir. Binanın kıymeti 20 senede ödenmek üzere haftalık taksitlere ay nılır. Bu taksit kira olarak verdiğiniz n inşaya karar ve| ütün Dünya | Büyük Harbe azırlanıyor YAZAN : * üyük (Harbi takip eden Kisa ve sahte bir durgunluktan sonra bütün milletler - sanki bu bü İyük felâketin yaralarını sarmışlar ve artık dinlenmişler. gibi. - yen den silâhlanmaya başladılar. Fa- kat, bu defaki hazırlık, o kadar ile- ri gitti ki, eğer bir gün gelirde yi- ne umumi bir çarpışma olursa ta- rih, şimdiye kadar kaydetmediği de recede müthiş, bir faciaya şahit 0- lacaktır. Cenevredeki silâhları azaltma konferansı astık bir hayalden baş ka birşey değildir. O, güzel bir is tek idi. İnsanlık, zahiren olsun, bir defa iyilik düşündü. Bu konferans muvaffak olamaz- dı; her samimi olmiyan teşebbüs gibi... Muvaffak olamazdı, çünkü o, bir vasıta olduğu halde gaye gibi gösterildi, çünkü orada temiz ve yüksek emeller ancak haris ve fe- na düşüncelere örtü olarak kulla- nilmıştı. Bugünkü silâhlanma yarışının, ne zamana kadar devam edeceğini kestiremeyiz. Eğer, milletler, bu müthiş masraflar altında ezilerek, İ umumi ve devamlı bir anlaşm için biribirine el uzatmuzlarsa, ha zırlanan kuvvetler arasında bir çar pışmayı muhakkak addedebiliriz. ilâhlanma yarışı Hakkında, umumi, bir fikir vermek, sedeceğiz: İngilterede silâhlanma faali; yenidir. İngiltere diğer dvletler- den geri kalışının zararını, son buhranlı zamanlarda, iyice gördü. Birdenbire bir kalkınma yaptı, Sa yın okuyucular bilirler ki bu dev- lette mecburi askerlik yoktur. Or- du gönüllülerden teşkil edilmiş bir meslek ordusudur. Memleket, de- niz dolayısile, doğrudan doğruya bir tarruzdan masun olduğundan, ordu mevcudu mahduttur, Bu se- beple, Avrupa harplerine müda- halede, kuvvetli bir kara ordusu olan devletle birleşmeğe mecbur- dur. İngiltere, küçük ordusunu maki- ne ve zırh ile en iyi bir tarzda takviye etmektedir. Süvari kâmi- len motörlendirilmiştir. Bu gön lü ordunun mevcudu 170,000 kişi- dir. İngilterenin, icabında derhal toplayabileceği kuvvetler şunlar- dır; irinci ihtiyat ordusu: Mev- cudu 130,000 kişi olan bu nüllülerinden teşkil edilmistir. İk- mal ibtiyatları olarak 25,000 kişi- sizin olur. Borç ödeninciye kadar ev şirkete merhundur, Fikir bundan ibarettir ve bu gün çalışan 1000 şirket vardır. Şirketler, hükümet ve belediye ile el birliği yapmıya mecburdurlar. Be- lediye şehrin neresinde ve ne şekilde bina yapılabileceğini gösterir, evle. rim sıhhi şartları enmi olmasına ne. zaret eder. Hükümet de bazı İnşaat için şirketleri himaye ve onlara yar- dım icap ederse ona göre lâzım gelen tedbirleri alır. İngilterede doğan bu fikir bu gün dünyanın her tarafına yayılmıştır. Yunanistan ve Mulgaristan bile bu şirketlere benzer kooperatif şirketler vücude getirmiştir. Bizde Emlâk Bankası, İş Bankası, Belediye Bankası gibi üç büyük miles sese birleşerele böyle bir işe başlıya- bilirler, Ve az zamanda hakikaten memleketin en büyük bir ihtiyacını Baradan ardır. Taksitler bilince ev itemin etmiş olurlar, N terdikleri gayretlerden kısaca bah- | ordu, muvazzaf ordunun eski gö- | SEYFİ KURTBEK vardır, Bu kuvvetlerden başka, İn- gilterede Teritöryal adı altında 198/000 kişilik datmi olmuyan bir ordu dahs vardır; bunun vazifesi anâvatamn müdafaasıdır; bu ordu mensüpları, Parlârmento taratın- dan hususi bir kanun yapılmadık- ça denizeşırı yerlerdö hizmete gön- derilemezler. 1938 büdcesinde ordu için ayrı- lan tahsisat 106.500.000 İngiliz W- rasıdır. Bü para, geçen yıla naza- ran 24 küsur milyon fazladır. Har- in muhtirasında 21 Ivön 143 bin liranın da Mim Müdafaa istikrazı üzerinden alına- rak Yeni herp malzemesi imaline #arfedileceği hakkında bir kayıt görülmüştür. 1937 de İngiltere hükümeti tarafından neşredilmiş olan beyaz kitapta, 1937 - 1941 se- helerine taksim edilecek silâhlan- ma masrafları bir milyar 500 mil- yon İngiliz lirası olarak tatmin e- dilmişti. Bugün bu rakamın da kâ- fi gelmiyeceği kanaati vardır. Or- du, deniz ve hava kuvvetleri için bu yıl büdcesinde ayrılan tahsisat (2 Mart 1938 tarihli beyaz kitaba göre) 351 milyon 750 bin İngiliz Jirasıdır. Bunun sekiz buçuk mil- yonu havaya karşı müdafaa tedbir lerine sarfedilecektir. Bu yekünla- ra daha İlâveler yapılmasına inti- KANUN de idim. İçerde görülen dava bir zina hâdisesi olduğundan, mah- keme salonunun kapısı kapalı bulu- nuyordu, Bu gibi davalar gizli cere- yan eder. Kimse muhakemeyi dinle- yemez. Yarım saatten beri, ben de dışarda #ıramı bekliyordum. Birdenbire, ya- nımda genç ve iyi giyinmiş bir Ba- yan peyda oldu, ve bana derdini dök- meye başladı. Doğrudan doğruya mevzua girişerek dedi ki; — İçerde kız kardeşimin davası ce» iyor. Zavallı kardeşim, ne de iyidir. Kim derdi ki, o kötü kocası 0- nu buralara kadar sürükliyecek, Ka- bahati sanki ne?.. Birini sevmiş. Öbü- rü de onu sevmiş. Rica ederim, seviş mek te artık ayıp mı oldu? Tabii se- viştikten sonra da, gizli gizli görüş- müşler. Fakat, maatteessüf günün bi rinde eniştem, olani, biteni haber alı- yor, ve cürmü meşhut yaparak kar- deşimle sevgliisini ta huralara kadar sürüklüyor. Kuzum Bay avukat, suç lu mevkiinde bulunan zavallı katde- deşimle müstakbel eniştem ceza göre ekler mi — Müstakbel enişteniz de kim ? — Kardeşimin berâber yakalandı. ğı genç. Bakın size işin içyüzünü de anlatayım; Kardeşim..aşığına evli ol- duğunu söylememişti. Onlar hir hale da tanışmışlardı. Adamcağız, karde. şimle evlenmek niyetinde İdi. Zaten kardeşim de yakında hukuk mahke- mesine müracaat edecek ve boşanma davası açacaktı, Be SOMTA?, — Sonrası bu. Bösanmâ kararı al- dıktan sonra da, sevdiği adama: “Sa. na yalar söylemiştim. Ben evli idim. Halbuki artık boşandım. * Serbestim. Senin karın olmağa hazırım.” diye. cekti, — Ve böylece, daha evlenmeden evvel bile yeni kocasına da yalan söylememiş olacaktı. Bugünkü İngiliz donanmasının en büyük gemilerinden biri : 35 bin tonluk Nelson zırhlısı zar edilebilir. 1922 denberi İngiliz askeri büdçesi bu derece yüksel- memiştir. İngiliz deniz kuvvetlerinden daha aşağıda bah- seğilecektir. talyan ordusuna gelince: Ha zari ordu mevcudu 700 bin Kâdar olup en asri vasıtalarla mü- temadiyen takviye edilmektedir. İtalyada ihtiyat mikdarı çoktur. Gençlik sekiz yaşından itibaren askeri talim ve terbiyeye başlar. Bu suretle yetiştirilmiş gençlerin mikdarı Iki buçuk - üç milyon ka- dardır; buna ordu Ihtiyatları da ilâve edilirse memlekette umum ihtiyat mikdarı yedi milyon kadar tutar; buna, Habeşlerden teşkiline ve hava | KARŞ l ZİNADA ERKEĞİN VAZİYETİ eza mahkemesinin kapısı önün| — Rica ederim, ” şakayı ISINDA | bırakın. Meraktan çıldırıyorum, Hâkim ne ce- za verecek? — Kardeşiniz Bayan için asgari üç ay hapis ve bu sergüzeşte âlet olan müstakbel eniştenize de, hiç bir ceza vermiyecektir. — Aenip bir karar, Biri boraet edi- yor, diğeri de hapse giriyor. Bu ne biçim Iş? Aklım ermedi doğrusu. Çantamda bulunan Türk Ceza Ka- nununu çıkardım ve kendisine (440) ıncı maddeyi okudum. “Zina eden karı hakkında üç aydan otuz aya kadar hapis ce- zası tertip olunur. Karının evli olduğunu bilerek bu fiile şerik ölan kimse hakkında ayni ceza hükmedilir.” Sonra ilâve ettim: “— Görüyorsunuz ki, kanunun bi rinci kısmı zina eden karının cezası- nı tesbit ediyor. İkinci kısmı da, ka- rinin evli olduğunu bilerek bu fiile iştirak eden erkeğin ne şekilde ceza göreceğini gösteriyor. Şurasını işaret etmek isterim ki, maddenin bu kıs- mında “karının evli olduğunu bile. rek” tabiri yazılmıştır. Bu tabirden gaye ise, karının evli olduğunu bilme diği tesbit edilen erkeğin ceza görme mesidir, Müstakbel enişteniz, kardeşinizin evli olduğunu mademki bilmiyordu, tabiatiyle beraet edecektir. — Peki, hapis karar çıktıktan son- | ra, şimdiki eniştem yaptığı vicdansız | lığı anlar da karısının hapse konul. | masindan sarfınazar ederse, ne ola- cak? Yine kardeşimi hırsızlarla, cani- lerle bir araya mı koyacaklar? A- man, bana bunu da anlatın. Sesi heyecandan titreyen ve gözle- ri yaşla dolan bayanın arzusunu ye-| rine getirdim. Kendisine verdiğim İ- zahatı ikinci yazımda size anlataca- fm. İsmall Kemal ELBİR (İstanbul Barosunda avukat) Avukatlık Amme . Ni akla | Hizmeti midir ? ; Yazan; Sabiha Zekeriya Sertel Adliye Vekilinin avukatlar kanu nunda, avukatlığı umuma hizmet €- den bir meslek haline koymak için koyduğu tahdidat, meeliste, hukuk- çular arasında bir çok münakaşalara sebep oldu. Avukatlık âmme hizme- midir? Lehinde söyliyenler de doğ- cu söylüyor, #leyhinde söyliyenler de, Avukatlık bugünkü şeklile hiç te âmme hizmetinden madut değildir. Avukatların, halkın hukukunu mu- hafaza için çalışmaları, bu mesleğ bir âmme hizmeti olduğunu ifnde et- mez. Bu mantıkla yürünürse her mes leği, âmme hizmetine dahil etmek İ- cap eder. Dektorlar da halkın sıhhati- ni temin için icrayı meslek ederler. Fakat bütün bunların yanında ve ba şında şahsi kazanç ve tcaretleri mev- zuubahistir. Hattâ doktorluğu, kötü bir ticaret haline getiren doktorlar olduğu gibi, avukatlık mesleğini de iğrenç bir menfnat vasıtası haline sokanlar vardır. Bunlar ekseriyet ol- masa bile, bu şekil çalışma tarzı bu gibi suiistimallere milsaittir, Binaen- aleyh avukatlık âmme hizmeti de- ğildir, diyenler haklıdır. 4 âmmeye hizmet e getirmek isti- yenler daha haklıdır. Çünkü avukat- lık gibi, doktorluk gibi, gazetecilik gibi, halkın hukuku, sıhhi kültürü üzerinde doğrudan doğruya müessir mesleklerin, hudutsuz ve kontrolsüz birer ticaret vasıtası haline getiril. mesi, bütün bir cemiyetin içtimai, fik ri, ahlâki yükselişinde çok menfi ne- ticeler verir, avukatın, hâkimin, hu- kukun, kanunun ga olan adaleti, kenarda ve gölgede bırakır. başlanan kuvvetler dahil değildir. İtalyanın 1937 Milli Müdafaa büdeesi beş milyar küsur Viret idi. Nakledilmez mallar üzerine ko- nan yüzde beş vergiden alınacak yedi milyar da kâmilen silâhlan- sarfedilecektir. Iman ordusu 900 bin olarak lân edilmişti, Buna, sekiz tümen üzerine taksim edilmiş 1500 sübay ve 36.000 er ile iki tayyare alayından ibaret Avusturya ordu- su da ilâve edilmiştir. Bütün fab- ikalar, orduyu teçhiz için geceli gündüzlü çalışmaktadır. Fransanın hazari ordusu 600.000 mevcutlu olup en asri silâh ve mal zeme İle mütemadiyen teçhiz edil- mektedir. A İşnanya, Büzük. Harbe 900 bin tonluk bir donanma ile girmiş, fakat bu kuvvetin, harbin sonunda, büyük kısmı yok edilmiş ti. Versay muahedesi, Alman 'do- nanmasını altı zirhh, altı hafif kruvazör ve 24-muhrip'olmak ü- zere tahdit etmişti. Denizaltı ge- misi Almanya için yasak edilmişti. Bu küçük donanmanın silâh ve to maya Tanıdığım çamaşırcı bir kadın dı. Kocası, üzerine evlendi. Niye mah yok, dedi, Baronun bu gibi vakalar» da parasız avukat vereceğini bildir- dim. Kadıncağız, sorduğu bir avu- kattan baronun ancak cinayet mese- İelerinde #vukat verdiğini öğrenmiş. 4 Püren senaa, gErEREŞ YAT DELİ YOFUM. Fa- kat o davasını parasız gördürmiye muhtaç bir çok İnsanlar var. Hattâ bunlar baronun bu lâtfundan bile ha berdar değillerdir. Avukatlığı, âmmeye hâdim bir mes lek haline getirmek için, ücreti öde- İme kabiliyetinden mahrum halka, a- daletin hu himaye kapılarını açmak lâzım. Bir çok memleketlerde, adliye Bajı da belli bir haddi geçmeyecek | vekâletinin, baronun ayrıca meccani 4. Almanya, son Londra mukave- | büroları vardır. Halk buralara müra- lesi ile İngilizlerle anlaşın, donan- |esat eder, mali iktidarsızlığını isbat ettikten sonra, işlerini bu büro mecca nen görür. Avukatlığı âmmeye hâdim bir meslek haline getirmek için bu kanıma ne kadar ihtiyaç varsa, bü teş kilâtlara da o kadar kuvvetle ihtiyaç var. Adalet, para ile satılmaz. Adalet. ten her ferdin istifade edebilmesi i- çin, herkese hakkını müdafı tmek hakkını vermek, bu hakkın bir tica- İret vasıtası olarak İstismarına mâni olmak lâzım, 435.000 tonu buldu; ayrıca 100.000 ton inşa halindedir. Büyük gırhlı. lar, yaşlarını doldurmuş oldukla- rından, otuz beşer bin tonluk dört zarhlı yapılmaktadır; bunlardan i kisi 1939 da hazir olacaktır. İtalya en çok denizaltı gemisin- den zengindir ve, bu gidişle, dün- yanın birinci derecede denizaltı devleti olacaktır. Mevcut 110 de- nizaltı gemisinin 86 sı yenidir. I ngiltere Büyük harbe iki milyon tonluk bir donanma ile girdi. 1938 da bu kuvvet, bir milyon 264 bin 990 tona inmişti, Bu yılbaşında yeni inşaat miktarı 574.000 tondur. 1938 de tezgâha ko nan gemiler şunlardır: iki hat zırh hsı, bir tayyare gemisi, dört bü- yük kruvazör, üç orta kruvazör, üç denizaltı gemisi ve birçok vardım- cı gemiler. Eskilerden bazları ta- mir edilmektedir. Deniz personeli yüzde yirmi beş arttırılacaktır. Gelecek yıl 68 yeni gemi hizmete girmiş bulunacaktır. Görülüyor ki, İngilterenin yal- niz bu yeni inşa ettirdiği donanma mikdari, ton itibarile bir İtaly doninmasına bedeldir. İtalyanlar, bu müvazenesizliği, denizaltı gemi lerine ve hava kuvvetlerine ehem-| miyet vermek süretile telâfiye ça lışmaktadırlar. masını, İngiliz donanmasının yüz- de otuz beşi nisbetine cikarmak müsaadesini aldı. Denizaltı gemi- leri için bu nisbet yüzde kırk beş idi. Bu sene, 91,000 ton yeni ge milerden mürekkep bir donanma vardır. 1941 e kadar 200 küsur bin ton yeni gemi hizmete girecektir ki, o tarihte donanma 373.000 to- nu bulacaktır. Londra mukavele- sine göre, Almanya bu yekün üze- rine daha 200,000 ton gemi yap- mak bakkını haizdir, Yeni yapılan gemiler arasında i- ki tane 26.000 tonluk ve iki tane 35,000 tonluk hat zırhlısı, üç tane 10.000 er tonluk “cep kruvazörü” on bir hafif kruvazör ve kırk muh rip ile birçok denizaltı gemisi var- dır, F ransa, dünyada ikinci dere- | cede bir müstemleke İmpa ratorluğu olduğu halde, donanma itibarile, bugün ancak dördüncü dereceyi bulmaktadır. (1. İngilte- re, 2. Amerika, 3. Japonyadır.) Fransa, Büyük harbe 768.000 tonluk bir donanma ile girmişti. Bu yıl başında, yaş dahilindeki ge- mi mikdarı 540.000 tondur. Yeni yapılan Strasburg zırhlısının tec- rübeleri bu yıl yapılacaktır. 35.000 tonluk iki zırhlıdan başka bu yıl yapılacak gemiler şunlardır: İki | tayyare gemisi, bir kruvazör, altı muhrip, beş denizaltı gemisi. Es- ki iki büyük zırhlının tamirine de- vam edilecektir. Akdenizde büyü“ yen İtalyan, ve şimal denizinde çoğalan Alman donanmaları, Fran- sa donanmasının, bugünkünden çok daha fazla bir gayret sarfet- ini mecburi yapacaktır. ya, Büyük harbe 320.000 ton İle girmişti 1937 de donanması