—— 2-6-938 Hatayın Bütün Icra Makanizması Hâlâ Üsbecilerin Elinde in Koridorlarında Hâlâ O Sinsi ve Boğucu Hava | Yaşıyor. Halk Geçen Günlerden Okadar Yılgın ki Hükümet Binasına Yaklaşmaktan ve İşini Gördürmekten Son Derece Korkuyor Antakya (Hususi surette gönder diğimiz arkadaşımızdan) — An - takya hükümet dairesi çok acayip bir yerdir. Bu dairenin koridorla- rında geçirdiğim kısa dakikalar ba na çok enteresan şeyler öğret Evet, kaymakam, malmüdürü ve daha birçok şefler değişmiştir. Fa- kat'nar çiçeği fesli Usbeci kâtipler hâlâ masaları başında.. Emri ve « ren, Türk kaymakamıdır, fâkat ic ra makanizması yine o eski fesât- çı unsurlardır. Meşhur nüfus dairesinin kapısın dak! levha, hâlâ o mahut arapça - İrasızca levha. Bu iki dil, burada hâlâ türkçeye hâkim... Koridorlarda ayni boğucu ha- va esiyor, dairelerde ayni sinsi ru hun ağırlığı var. Halk, geçen acı günlerden öyle yılgın ki, hâlâ hü - kümet binasına yaklaşmaktan kor kuyor. Burası ona çok meşum bir yer gibi görünmektedir. Kaymakamın Odasında Antakyanın dört günlük yeni Türk kaymakamının yanındayım. Bay Süreyya Halefin ilk sözü şu oldu: — Dün karşılaştığınız musmele- den dolayı çok üzüldüm. Kaymakam bir gün evvel hükü- mete giderken fotoğraf çekmekten menedilişim hâdisesini söylemek is tiyordu. — Ne zararı var dedim. Yakın bir günde diğer bütün yolsuzluk- larla beraber, bu da kalkacak ok duktan sonra. Kaymakamdan Hatayın yeni ter kilâtı hakkında izahat vermesini rica ettim.. — Bugün artık, - diye başladı. Hepimiz değilse bile bazılarımız iş başına geçmiş bulunuyoruz. Her i- şinde, hudutsuz bir kanunsuzluk hü | küm süren bu zavallı memleket- ta, artık kanunla iş görmek, bed - baht sakinlerinin... - şüphesiz bu bedbahtlar Türklerdir - saadetini en kısa bir zamanda temin etmek Yizımdır. Bunu başarabilmke için her ye ni gün, her geçen günden daha büyük bir imanla çalışacağız. Fa - kat bu çalışmamız dünkü gibi ol- mıyacaktır. Artık kollarımızı sal- ya sallıya, göğsümüzü gere gere çalışacağız. Siz dünkü kadroyu teşkil edenle rin belki yalnız adlarını bilirsiniz. Yaptıklarını işittiniz fakat görme diniz. Onların ne hüviyette adam Jar olduklarını bilemezsiniz. Bu sırada kaymakam sözünü kes mek mecburiyetinde kaldı. Tele- fon çalıyordu. Bir şeyler konuştu - lar. Bana döndi — İşte bir müjde daha, dedi. İs tihbarat teşkilâtı kaldırıldı. Süreyya Halef, bu sırada elinde bir zarfla içeri giren odacıhın uzat Tan Muhabiri Antakya Kaymakamı Süreyya Halef'le konuşuyor tığı zarfı açtı. Şöyle bir süzdük - ten sonra: — Büy gazeteci, dedi. Uzun 24- mandanberi sütunlarınızda yer bu- lan Usbeci elebaşılardan Zeki Arsu zi ve kardeşi şu anda tevkif olun- muşlardır. Kaymakam sözüne devam ede- medi: Çünkü elinde bir tomar-kâ- ğıtla bir genç telâşlı telâşl odaya girdi. Sonradan anladim, halk messili imiş — Nefes nefese anlat- mağa başladı: "Antakyada Arapça ve Fransız- canın hâlâ Türkçeye tercih edil- diğini ispat eden levha — Kaymakam Bey, yarın ordu- nun, Kırıkhanın, Kırık Bucağın, Karasuyun, Maşukiye'nin, Dalyan Sagirin, Ubeydiyenin ilâh.. kayıt işleri başlıyormuş. Fakât bunu bi- ze daha şimdi haber verdiler. Cet- veller hazır değil... Tebliğat yapıl- madı. Halk işinde gücünde, köylü tarlasında çalışıyor. Bir çokları da yaylâda, şurada buradadır. Bu va- ziyet büronün İşlerini güçleştire- cek. Milletler Cemiyeti heyetinin teb liğatı vaktinde yapması lâzım gel - mez miydi? Rica ediyoruz, siz de telefon ediniz de bu yolsuzluklara bir son verilsin artık.. Antakya Hükümet Dairesi. Kaymakam derhal partiye, umu mi valiye telefonla vaziyeti anlattı. 'Türk mümessili dışarı çıkınca Sü- reyya Halef geniş bir göğüs ge çirerek: — Işte böyle; dedi. Protesto. protesto.. protesto... Neticesiz te- şebbüsler.. Milletler Cemiyetinin bu lüyüs'el heyetinin karakuşi ka- rar ve hükümlerinden bıktık ar- ye bir çok kişi daha girmiş- #i. Kaymakamın işinin başından aş kın olduğu belli.. Onu daha fazla rahatsız etmek istemedim ve mü- Saadesini rica ederek çıktım. Nihat Tangüner İZMİRDE : | bile Sıcaktan Bir Arabacı Yolda öldü İzmir, (TAN) — Şehrimizde sicak birdenbire artmıştır. Nüfus dairesin- de işini takip eden genç bir kadın, sıcaktan bayılmıştır, Bayındır kazasının Falaka köyün- de Hüseyin adında birinin yapısına kum taşıyan arabacı Bayndırlı Mah- muda güneş çarpmış, ölmüştür. Bir Talebe Mahküm Oldu İzmir, (TAN) — Karşıyaka orta mektebi talebesinden biri de mual- limine karşı müessif bir harekette bulunmuştur. Son sınıf talebesinden Mehmet At- İl sınıfta kalmış, çok çalıştığını iddia İettiği tabiiye dersinden dönmesine İkızmıştır. Yolda muallim Bayan E- İdibeyi beklemiş ve kendisine Dıçak İteşhir etmiştir. Bu sırada muallim- İlerden Osman da Edibenin yanında bulunduğu iğin hâdise büyümemiştir. Mehmedin muhakemesi — görülmüş, korkutmak maksadile bıçak çektiği Jaslaşılmış ve iki gün hapsine karar İ verilmiştir. Yollara Ağaç Dikiliyor Balıkesir, (TAN) — Ömerlik nahi- yesine bağlı Batak köyünde iyi çalış malar görülüyor. Her yerin ağaçlan- dırılması faaliyeti hızla ilerlemekte dir. Köyün ortasındaki mezarlık kal- dırılmış, yerine #üzel, iki kath” bir ilk mektep yapılmıştır. Lâğım işleri tanzim olunmuş, kö- ye bir radyo da alınmıştır. Resimle Haftanın leri Hâdise İngiltere Kralının iştirakile yapılan deniz manevralarında kruvazörlerden bir grup, bilhassa tayyarelere Karşı toplarını kullanmışlardır. Bu toplar en son sistemdir. Ingiliz donanmasının büyük geçit resminde Nelson Rodney deniz devleri geçerlerken Sarı nehrin feyezanı dolayısile iki üzerinde kalmışlardır. Japonların Japon bir feyezan den çok ağır zayiata uğramış bulunuyorlar. Bir çok harp mütehassisları bu hâdiseyi Çin - Japon harbi- nin mukadderatı üzerinde tesir edecek mahiyette görmektedir. Sarı nehrin 1935 te setleri rahnelere uğramış ve ne- hir yolunu değiştirmişti. O zaman ahali rahneyi ve onu takiben İngiltere Kralı Altıncı Jorj donem- masinin geçit resmini seyrediyor. Hitler yeni keşfedilen bir alet vasıtasile Alman ha - va kuvvetlerinin Pomeranya sahilinde yaptığı ma - nevraları takip ediyor. kapamak için uğraşmışlar ve bunun için şe“exc- örmlşlerdi. Resimler bu faaliyeti göstermektedir.