. A 21.6. 938 No, 10 ir aralık gözleri, Veliaht Mu Tat Efendiye ilişmişti. Genç Ye yakışıklı yeğeni, dilber bir Pren Sesle dansetmekte idi. Bunu görür Börmez, Sultan Azizin çehresi kıp- ızı kesilmiş, başını arkasında “pence divan duran Hariciye Nazırı Fuat Paşa ile (Kap- ir Derya Mehmet Paşa) ya çevi- — Bakın şu oğlanın haline. Biz- i rezil ve kepaze etti. Gerçi, lerde âdettir. Amma bize böy haller yaraşır mı7. Bahusus hu- uzda böyle küstahlığa nasıl Süret eder, Varın şunu, o hatundan rn, Demişti. Puat Paşa, vaziyeti güçlükle ida İ edebilmiş... O aralık ta oynanan Kadiril Bittiği için büyük bir reza- in önüne geçilmişti, Amcasmın hiddetinden haber- tr olmıyan Murat Efendi, bol bol tiği şampanyanın tesirile, gün- he kü teessürünü unutmuş, biraz “elenmişti. Danstan sonra etrafı- 8lan yüksek tabakadan kadınlar Me kızlarla tatlı bir müsahabeye gi- işti, Hayatlarında ilk defa olarak bir 1 Prens ve Velahdile karşı- aş olan Fransız kadınları ve vr, Murat Efendinin etrafında hislerle kaynaşan bir halka itmişlerdi. Sultan Aziz bunu görür görmez, ütün öfkelenerek: — Hay 'Allah müsthhakitiri ver. & Hele şu oğlana bakm. Elin ka- mı başına toplamış. Soytari Edebini “ksa, berbat ederim. 4Diye, öfkesinden boğulacak ha- Belmişti, Yuat Paşa, bir iskandala sebebi- Yermemek İçin Murat Efendi. it, yarına gitmiş.. Onun da kalbi- « Urmıyacak bir şekilde vaziyeti İyi etmişti... Fakat; lisan bilme- Mazarı dikkati celbedecek dere- N zerafet ve hassasiyet göster- olayini birçok kadın ve er- An hoşlarına giden Murat E- anin kazandığı rağbet, Sultan Ni bütün haset duygularını ha getirmişti. mühim hâdise, Londra seya- t Ni gelmişti... O tarihte lara karşı büyük bir tema- Biter, ve iyi bir dostluk te- ek istiyen İngilizler; Sultan ile maiyetindekileri büyük bir ve ihtişam ile karşılamış- A menlsiz bir hüsnü kabulde bu uşlardı. ia da resmi ziyaretler, ziya NX, balolar, eğlenceler biribiri- ta ip etmişti. İngiliz saray er- maz bir hükümdar hâne- nezaket ve cemile göster- takınsın. gi; Ki Pimak için, gerek veliaht Murat ie ve gerek Şehzade Hamit © son derecede ihtiram ib- işlerdi. asa İngiliz prensesleri, ilk Bördükleri iki Şark Prensini A px edebilmek için, Murat Mi it Efendilerin etrafını çe- erdi. Kraliçe Viktorya bile hı, veliahdi ile biraderine kar EN #amimi bir slâka göstermiş... — ihtimal ki nazikâne bir ce- “yahut zarifane bir Jâtife ol e | Osmanlı hönedanindan ekse- çihebi kadınlarile izdivaç et- Ne Memleketimize gelmiş o « İni Türk Prensini de bura- irelim. Kendilerine birer Prensesi verelim. — Şevketmaap Efendimiz selim söylediler. Yazan: ZİYA ŞAKIR Murat Efendi, Ortada Bir Prensesle Dansediyordu Gözlerinizden / öptüler, Kendisine takdim edilen bu üzüm pek nefis olduğu için bir miktarını da size gönderdiler, K raliçenin bu sözleri, Sultan Azizin hoşuna gitmek şu ta rafa dursun, bilâkis onun büsbü- tün hasedini tahrik etmişti. Ve, o dakikada iki şehzadeyi sıkı bir mu hafaza altında İstanbula gönder - mek istemişti. Fakat bu hareketin büyük: bir dedikoduyu mücip ola- cağı zorlukla kendisine anlatıla - rak bu fikirden vazgeçilmişti. Bu vakadan bir ve yahut iki gün sonra, çok mühim bir hâdise vukua gelmiştir... Sonraları “Çırağan sara- yında bizzat Muradıri nakletmesi - ne nazaran bu hâdise, şöyle cere - yan etmiştir. Murat Efendi ile biraderi Ha - mit Efendiye, sarayın en güzel da- irelerinden biri tahsis edilmişti. O sabah Murat Efendi uyanır uyan maz banyosunu yapmış; sırtında bur nuzu olduğu halde tekrar yatak o- dasına avdet etmişti, Tam © sıra- da, kapı açılmış; Sultan Azizin ya- verlerinden biri (1) elinde bir ta- bak üzüm olduğu halde içeri gir - MİŞ; — Şevketmaap Efendimiz selâm söylediler. Gözlerinizden öptüler. Kendilerine takdim edilen bu üzüm pek nefis olduğu için bir miktarını da size gönderdiler, Demişti. Murat Efendi yavere teşekkür et miş; — Masanın üzerine birakinız. Gi Şindikten sonra yerim. Diye cevap vermişti. Yaver, çıkıp gitmişti. Murat E- fendi de bir taraftan havlulara si- linerek terlerini kuruturken, diğer taraftan da hakikaten nefis olen üzümlerin cazibesine dayanamıya rak birkaç tane yemişti, Aradan kısa bir müddet geçer geçmez, Murat Efendinin hali de- Bişmişti. Midesinde sancılar, gas - yanlar başgöstermişti. Bitişik oda. da yatan Hamit Efendi, biraderi. hin bu acıklı ve tehlikeli vaziyeti. ni görür görmez, derhal ağlamıya başlıyarak saray nazırına adamlar koşturmuş, doktor istemişti. Ayni zamanda dalma yanında taşıdığı (Panzehir) i de bir bardak suya ka- zıyarak Murat Efendiye içirmiş - ti. (2) Sarayın nöbetçi doktorları koşup (1) Çırağan sarayında İken bu rgesslevi bizzat Sultan Murattan duyan ve buzün de berhayat olan bir gözde, bu hâdiseyi bize aynen böyle bakletti. Biz de karileri mize, aynen naklediyoruz. (3) (Panzehir) yahut (patzehir), saray. larda ve eaki büyükler arasında pek ethem miyet verilen bir taştır. Saray entrikaları Ba kurban gitmekten korkanlar, dalma yanlarında bu yumuşak taştan bulundur mayı Âdet etmişlerdi. Böyle güpheli vaka. larda derhal © taşı bir bıçakla suyun içi- ne kazıyarak onu içerler, ve böylece her #rlü zehirin tesirinden masun kalacakla- rını zannederlerdi. gelmişler; Veliahdi tedavi etmiş - lerdi. Tabiidir ki, mesele, Kraliçe- ye haber verilmişti. Kraliçe, hâdi- seden son derecede müteessir ol - muş; bizzat (Veliaht, Edvradlh yol- uyarak; — Sarayımda misafir bulunan aziz bir misafirimin böyle bir hâ- diseye maruz kalmasından dolayı son derecede müteessirim. Eğer bu büdisede bir düşmanlık eseri görü yorlar ve hayatlarından endişe edi- yorlarsa, İstanbula #vdöt' etmesin iler; burada kalsınlar, Saltanat sıra- #ı kendilerine gelineiye Kadar, be- nim ve İngilterenin misafiri olsun lar. Dive, haber göndermişti. (Devamı var) ÖĞÜTLERİ CIRASAN SARAYINDASSYIL BESİNCİ MURADIN HAYAT İHRACAT: Hayvan Derisi Satışları Hararetlendi Ihracat için piyasalarımızdan ke- çi, oğlak ve kuzu derileri toplan- maktadır. Muhtelif firmalar piya- salardan tabakhaneler için de deri almaktadırlar. Ağır olan keçi deri- lerinin çifti yüzde yirmisi ikinci ve yüzde sekseni birinci nevi olmak şartile fiyatları 175 kuruşa kadar yükselmiştir. Oğlak derilerinden standardize €- dilmiş olarak yüzde yirmisi ikinci ve yüzde sekseni birinci nevi ola rak on ki bin tane satılmış ve çifti 130 kuruştan verilmiştir. 95 — 100 kiloluk sıkletinde bulu- nan kuzu derilerinin de ihracat için çifti 150 kuruştan on iki bin tane Satılmıştır. Eldiven yapmak üzere yerli ince mal kuzu derilerinden de yerli fabrikalar mübayaatta bulun - maktadırlar. Deri piyasalarında ol - dukça istekli talepler ve satışlar ol- maktadır. Balık Azaldı Son günlerde balık azalmış oldu- Bundan İtalya için piyasamızdan balık almak üzere limanımıza gelen vapurlardan iki tanesi dönmüş ve i- ki tanesi balık beklemek için lima - nımizda kalmıştır. SİLİFKEDE Kaçak Tütün Ekilmiş Silifke, (TAN) — Kızılisalı, Cam- bazlı, Elbeyli, Sarıkaya, Kuca Hasan lı, Hasan Aliler, Kötülü, Yağda, Yeni yurt köylerinden birer - ikişer saat uzaktaki muhtelif ari yekün, 3090 metremurabbaı saha da» hilinde kaçak tütün ekilmiş olduğu görülmüş, bunlar sökülmüş ve tutu- lan 33 kıta zabıt varakası, mesnlle- rile beraber mahkemeye verilmek ü- zere, İnhisarlar Müdiriyetine gönde- rilmiştir. ide ve ceman Güneş Banyosunun Mevsimi Güneş banyosunu, hem ince ten- lerini karartarak sağlık vasıtası o- lacak higmanlar toplamak, hem de güzel vücutlerini göstererek seyre denleri hayran etmek maksadile ya panlar için onun bir tek mevsimi vardır: Yazın deniz banyolarının yapıldığı zaman. Fakat, hekimlikte güneş hanyo- su, iyi bir tedavi usulü olduğundan, hastanın haline ve bu tedavi usulü nün tatbik edildiği yere göre her mevsimde yapılabilir. Ancak gü- neş banyosu güneşsiz yapılamıya- cağı için, nerede olursa olsun, gü- neşin açık bulunduğu, yani hava- nın hiç bulutsuz yahut pek az bu- lutlu bulunduğu günleri kollamak zaruri olur. Ondan dolayı güneş banyosunun mevsimi yerine göre az çek değişir. İstanbulda, elimizde bulunan bir istatistiğe göre, bulutsuz veya pek ax bulutlu günler - ortalama hesap Ta - topu topu seksen altıdır. Bun- lar - hepimiz biliriz ki - bir sı- rava dizilmezler. ikânundan Nisana kadar burada "k havalı günler gittikçe artar. Ancak © mev simde güneş bize görünse bile ha- vayı ısıtamadığı için ne güneş ban yosu yapılabilir, ne de denize giri- lir. Nisandan sonra Ağustosa kadar güneşli günler daha çoğalır. En çok güneşli ve, hem güneş banyosuna, hem de deniz banyosuna elverişli günler burada Temmuz ve Ağustos içindedir. Bundan dolayı İstanbul- da güneş banyosu yapmak modası» na en ziyade bu mevsimde uyulur. Güneş banyosu tedavi için yapılsa da burada en münasip mevsim bu aylar içinde olduğundan hekimlik le moda arasında » bu işte - ihtilâf yok demektir. Şu kadar ki, güneş banyosu için, yalnız münasip mevsimi bulmak yetişmez. Bazı günlerde hava bu- Tutsuz olduğu halde rüzgür şiddetli eser. Halbuki minaa hanenen vanar ken rüzgürdan sakınmak ehemmi- yetli bir şarttır. Güneş banyosu te davi için ve rüzgürdan koruyacak mahsus güneşlikler altında yapıldı- ğı vakit rüzgürdan sakınmak müm kün ol plâj üzerinde büs- bütün açıkta yapılınca, rüzgürmn şiddetli olduğu bir günde, güneş banyosu, fayda yerine zarar verebi ir. Öyle günlerde güneş banyosun dan vazgeçmekten başka çrae vok tur, Mevsimden ve rüzgârsız günler- den sonra, gün içind güneş banyo- su için en müsait olan saatleri seç mek kalır. Bu mevsimde güneş banyosuna müsait saatler sabahın sekizinden akşamın dördüne kadar devam eder. Fakat güneş banyosunun ger - çekten faydası olmak için « Lamher kanunu denilen ve kanun gibi kuv vetli - bir kaide vardır; Güneş ısık larının vücut üzerine tam amudi olarak düşmesi lâzımdır. Öğle üze- ri, yahut öğleden önce veyahut o- na yakın saatlerde plâj üzerinde yatarsanız ışıklar böyle amudi o- larak düşer, Halbuki öğleden çok önce veya çok sonra vatarsanız güneşin ışık- ları vücut üzerine mail olarak ge- lir. O zaman da güneş banyosunun faydası hiçe yakın az olur. Buna meydan vermemek üzere, güneş banyosunu bir hastalık te, çin yaptıran hekimler, hı makineyle istenildiği gil ya mail tutulabilecek yataklar ü- zerine yatırarak, güneş ışıklarının daima amudi olarak gelmesini te- min ederler. Plâj üzerinde modaya uymak i- çin güneş karşısına yatıldığı vakit böyle makineli yatak getirmek el. bette tuhaf olacağından, öğleden çok önce veya çon sonraki saatler. de plâj üzerinde yatarsanız güneş yosu yapmış değil, sadece gil göstermiş olursu- zel vöcudünüzü GÜNLÜK PIYASA Dün tüccar mahı olarak 121'bin ki lo buğday kilosu 8,25 » 6,125 kuruş arasınd irnat bankası 256 bin ki lo yumuşak buğday 8,28 kuruştan, 69 bin kile sert buğdayı dahi 5,20 kuruş tan satmıştır. Trakya arpalarından on beş bin kl. lo 4,25 kuruştan, Antalya teslimi &l- Mi bin kile arpa dört kuruştan, Geli. bolu arpalarından © sekiz 4,22,5 kuruştan satılmıştır. bin kilo Adapazam sarı W olarak 15 bin kilo 4,5 kuruştan ve» Filmiştir. Kuşyemi 6.20-6,23 kuruştur. * Biga mıntakası keten tohumların. en enli alak, kirden j kırk dört bin kiloluk bir parti kilan 8,35 kuruştan satılmıştır. : * ; aylar 3030:3543 kurun $ ler 46-55 kuruş arasın 2 j * da, uk derilerinin çifti 380, tav şan derilerinin tanesi 16,20 kuruştan satılmıştır. J SANAYI: Fabrikalar Için Yapak Topluyorlar Trakyanın yeni kırkım yapakla - rından piyasamıza o getirilmektedir. Sovyetler bu mallardan nümuneler almışlardır. Yerli fabrikalarımız, Me rinos fabrikası Trakyanın kıvırcık yapaklarına rağbet göstermektedir. | Piyasalardan azar azar satın almak- ta devm ediyorlar. Muhtelif Anado- İlu piyasalarından dahi yerli fabrika- larımız için yapak toplanmaktadır. Anadolu mallarını almakta olan fab- rikalarımız İstanbul piyasasından zi İ yade Anadolu piyasalarında faaliyet İ göstermektedirler. Kuthya yâpâk Tarımı 44-43 kuruştan” ATŞöN larını 47 kuruştan, Akşehir malları- ni da 47 kuruştan satın almaktadır. lar. Oğlak Tiftikleri Alıyorlar Dün piyasamızdan oğlak tiftikle - rinden otuz balya kadar alınmıştır. Bu tiftiklerin kilosu 117,5 kuruştan verilmiştir. Kastamonu mallarından da evvelki gün 150 balya satılmış ve kilosu 114,10 kuruştan verilmiş. tir. Bu fiyatlar piyasalardaki malla- rın hakiki fiyatı olarak kabul edil - mektedir, ge Epi | BORSA | : i 20.6 - 988 ÇEKLER | Acılış Kapanı | i | i i Londra 623 0. i | Paris 3495 i | Mülâne 6.595 Cenevre 28.7826 TE | Amsterdam 69.53125 6880125 | Berlin 50.63 50.53 | Brüksel 214075 213075 | Atina 1.4 vE | İ Sofya 1.5375 15375 | İ Prag 4208 Aas İ Madrid 4.9226 Geze | İ Varşova 2.6489 236425 | İ 2402 2492 | 0.9376 0.9575 | İ 240 2 | : 30.57 3637 | azn2e6 321225 | De 2 | İ PARALAR | İ Alış o Betş | İ Prank İ İ Dolar z i | Güret z ! İ Belçika Fr © i Drahmi 4 İ İ İsvicre Pr, ; Lava . Florin Kron Çek Mark g Zet 5 | : Ley Dinar Kron Isveç İÇ PİYASALAR: Şehrimize Mühim Miktarda Urfa Yağı Geldi Dün Mersin tariki ile şehrimize İdört bin beş yüz teneke erimiş Urfa yağı getirilmiştir. Getirilen sade yağları piyasamızda mevcut olan iki İbin beş yüz teneke Urla yağı stoku- nu genişletmiştir. Kilosu 100—110 kuruş arasında satılan bu nevi yağ » ların fazla mal gelmiş olmasından dolayı sade yağ piyasasında bugün- lerde bir tenezzül beklenebilir, Buğday Satışı İyi Gidiyor Şark buğdaylarından Urfa malı o- larak piyasamızda ehemmiyetli satış lar başlamıştır. Usulen kilosunda 117 pelemirli olan Şark buğdaylarından bu defa kilosunda 250 polemir olan iki yüz bin kiloluk bir parti Payas teslimi olarak kilosu 4,30 kuruştan satılmıştır. Kızılca buğday satışları devam etmektedir. Ziraat Bankası dün dok san bin kiloluk 9—20 çavdarlı Ilgın ve Bozöyük kızılcalarını kilosu 5,28 kuruştan satmıştır. Halde Dünkü Satışlar Bamya kilosu 28-32 kuruş. Dol- malık biber 19-22 kuruş, Sivri bi- İber 25—50 kuruş. Sakız kabağı 6—7 kuruş. Yeşil fasulye 9—10 kuruş. Ça İ hı fasulyesi 11—12 kuruş. Ayşeka- dın fasulyesi 12—19 kuruş. Kır de- İmatesi 13—16 kuruş. Bakla 3—4 ku Tuş. Araka: 6—9 kuruş. Bezelya 7— 8 kuruş. Semizotu 1.50—2 kuruş. Ta ze yaprak B—9 kuruş. Sarmısak 2.50—3 kuruş. Enginag adedi 2—5 kuruş, Path » çan (baş) 6—7' kuruş. Patlıcan (or | 4—5 kuruş Petlemem salak) 250 - —3 kuruş, Hıyar 1—2,50 kuruş. Pancar demeti 2—2,50 kuruş. So- İğan 1—150 kuruş. Maydanoz 40 san tim, 60 santim. Dereotu 40 santim, 60 santim. Nane 40 santim, 60 san- İtim. Kiraz kilosu 10—22 kuruş. Can €- riği 7—15 kuruş. Türbe eriği 14— İli kuruş. Kayısı 14—35 kuruş Zer- dali 12—18 kuruş. Vişne 14—20 ku- Tuş. Dut 5—8 kuruş. Şeftali 20—25 kuruş. Armut yabani 10—13 kuruş. İ Yerli çilek 40—80 kuruş. İ Tümen ecnebi 100 adedi 200—350 kuruş. Karpuz (baş) 40—60 kuruş. İ Karpuz (orta) 20—30 kuruş, Karpuz (ufak) 12,50—15 kuruş. ASLAN ve ESKİHİSAR Müttehit Çinmento ve Su Kireci Fabrikaları Anonim Şirketinden : İLÂN İ 1937 senesi temettüü olarak hisse İ senedatına 21 numaralı kuponun İkat'ı mukabilinde 30 Haziran 1938 İ tarihinden itibaren 90 ve 22 numa: İralı kuponun kesilmesi mukabilinde İ (30 ağustos 1938 tarihinden İtibaren yine 90 ki, cem'an 180 kuruş verile- cektir. j Müessiş hisse senedatına 15 numa ralı kuponun kat'ı mukabilinde 30 Haziran 1938 tarihinden itibaren 16$ ve 16 numaralı kuponun kesilmesi mukabilinde 30 Ağustos 1938 tari- hinden itibaren 165 kuruş ki, cem'an 329 kuruş tediye edilecektir. Müessis hisse senedatının tesvi - yesinde 164 kuruş için 23.50 ve 165 kuruş için 24 kuruş ki, cem'an 329 | kuruş için cem'an 47.50 kuruş vergi tevkif olunacak ve şu suretle mües- sis hisseleri ashabma tediye oluna» cak safi temettü miktarı 281.50 ku- ruştan ibaret olacaktır. Bu tediyat, Döyçe Öryentbank - Dresdner Bank şubesinin Galata şu- besiyle Banko di Romanın Galata, İstanbul ve Beyoğlu şubeleri gişele- rinden icra kılınacaktır. Şirket hissedaranı ile müessis his- seleri ashabına ilân olunur. Istanbul, 20 Haziran 1938 k gnd kp MİM