13 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

13 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a, Az 13-6-938 TAN Gündelik Gazete <a #eyda temiz, dürürt, samimi olmak, 248 epüpşi, “apdegeM SJSPOY UNAL karin gazeteri o olmıya çalışmaktır. in Sami ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 &r, 1 Sena 200 Er, 70 Kr, G Aş 1500 Er, 100 Kr, Say 800 Kr, 10 Kr, Ay 300 Er, Milletlerarası posta fttihadına dahil ol- Tuyan memleketler için 30, 16, 9, 3,5 Yira dir. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- rmek 25 kuruştur. Cevap için mektup dara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. ——— ——— GUNUN MESELELERİ Çocuk Esirgeme Kurumu Yazan: M. Zekeriya SERTEL On beş sene evvel Ankarada küçük bir evin iki odasına sığınan Çocuk Esirgeme Kurumu, şimdi içinde bu- lunduğu çocuk sarayı, elvarmdaki 2-| Partımanları, çocuk bakımevleri, ço- cuk bahçeleri ve sairesile modern bir müessese haline gelmiştir. O vakit senelik varidatı birkaç bin lira içinde olan Kurumun 1938 - 1939 bildeesinde varidatın 367 bin liraya çıktığını görüyoruz. Bu müessesenin bu hale gelmesinde Kırklareli mebu- su Dr. Fuadin şahsi gayret ve him- metini, fedakârane çalışmasını takdir ile anmak bir vazifedir. * Çocuk Esirgeme Kurumunun Anka rada ve memleketin muhtelif kısım- larında bulunan müesseseleri şular- dir: 3 Anakucağı, 10 gündüz bakımevi, 10 sütdamlası, 26 muayenchanc, 1 do- Zumevi, 1 bakımevi, 36 aşhane, 15 şef kat yurdu, 3 yetimlerevi, 33 çocuk bahçesi, 2 çocuk bakım müzesi, 4 o- kuma odası, 1 çocuk bakıcılık mek- tebi, 1 ana mektebi, * Bu mülesseselerce 937 yılı içinde ya pılan yardımlar da şunlardır: 45,000 çocuğu süt, 137 bin çocuğa Yiyecek, 34 bin çocuğa giyecek; 404 Yene. ve tedayi, odilmiş..6000 çocu): dun dişleri muayene ve tedavi edil. iniş, Bunlar muvakkat yardımlardır. E- saslı yardım olmak tizere, anakucağı- ma 17, kreşe 75 çocuk alınmıştır. Yani inceden inceye araştırırsak şu nu görüyoruz ki, Çocukları Esirgeme Kurumu, memleketin çocuk Bin anahatlarına hâlâ girememiş, hâ. lâ ufak tefek yardımlarla iktifaya mecbur kalmıştır. Memleketin çocuk davası bu yar- dımları insanın gözü önünde küçülte- ©ek kadar büyük ve mühimdir. Daha Şocuğu ana karnında iken alarak mek tebe yerleştirinceye kadar korumak Ve kurtarmak yalnız Çocukları Esir-| ık başına başa- |! Biz nüfus azlığından şikâyet ediyo. tuz. Fakat hâlâ nüfus meselesinin e sasını teşkil eden çocuk davasına dev- letçe elkoymuş değilizdir. Gebe iken sıhhate uymıyan şartlar İnde çocuğunu ve hattâ hayatını kaybeden kaç ana vardır?. Doğduktan sonra çocuğuna sıhhi Şartlar içinde bakmasını bilen anala- Rin adedini biliyor muyuz?. Doğan çocuğu yaşatmak için aldı- ğlmüz tedbirler nedir?. ; Çocuk davasını cılız bir müessese- hin sırtına yüklemek, sonra da bu Meseleye halledilmiş nazarile kena- K Seçip rahat etmek, bu davayı an- amamak demektir. Bizce çocuk meselesi, nüfus dava- m a temelidir. Bu mesöleyi dev- m line »larak seferber bir halde bu- unla meşgul olmahıdır. Çocukları E- yep nie Kurumu yalnız devlet elinin hp, yemediği sahalarda ona yardımcı müessese gibi çalışmalıdır. Dava bu suretle konup hal çaresi aç madıkça ne çocuk meselesini, ne küç ifüs meselesini halletmek müm- 'n olacaktır. » Tesmi daireleri ve adliyeyi h altinda toplıyacak olan büy mat konağı yapılmaktadır. İn- Yakında bitecektir. rkiyenin her tarafında belediye bahçeleri var- dır. Istanbuldakileri, ve mem- leketin birçok ( şehirlerindeki bahçeleri hep gördüm. Bu görüden sonra Türkiyedeki u- mumi bahçelerin karakterleri- ni şöylece tesbit ediyorum; 1 — Bahçe her şeyden önce bir süs yeridir. 2 — Bahçe her şeyden önce çiçek ve renk koleksiyonu- dur. 3 — Bahçe ancak masrafla ve zorla yaşatılan bir yerdir. 4 — Bah çe yalnız seyredilecek, uzaktan ba- kılacak bir yerdir. Bütün bu karakter umum! bah- çelerin, halk bahçelerinin değil, zengin haheelerinin sarav ve sal tanat bahçelerinin karakterleridir. Demokrat bahçelerin karakterleri bunlar değildir. Bütün bu lüks ve kibarlık alâmetlerini Paris bahçe- lerinde bulursunuz, fakat Londra bahçelerinde bulacağınız karakter- ler bunlar değildir. Fransız bahçe- si, aristokratlar bahçesidir, İngiliz bahçesi demokrat bir bahçedir. Tuillerie bahçesi aristokrat 'bir bahçedir. al imdi har va asi) hahaa an. layışına karşı o müsavalçı halk bahçesinin karakterlerini top- layahım: e 1 — Halk bahçesi, zengin ve mü- reffeh insanların boş zamenlerin- da sevredleceği bir tablo değil. vok- sul; çalışkan ve yorgun insanların dinleneceği bir yerdir. 2 — Halk bahçesi oturmak, ha- va almak, uzanmak ve yaşamak i- çin bir yerdir. 3 — Halk bahçesi yalnız ve bi- rinci derecede bir çiçek bahçesi de- Bil, gölgeli ağaçlar, yaprak dökmi- yen çalılar, üzerinde uzanılan ça- yırlar bahçesidir. 4 — Halk bahçesi kukla, açık ha- va tiyatrosu, tenis, futbol behçesi- dir. Bu şartları belediye bahçeleri- mizde bulmak mümkün değildir. Çünkü belediye bahçelerini biliil kuranlar eski saray bahçıvanları ve bahçe örneği olarak saray bahçele- rini örnek almış olanlardır. Kültü- rümüzü, ahlâkımizı, hukukumuzu, terbiyemizi demokratlaştırdığımız halde sosval hayatımızın bir soy kapları demek olan bahçelerimizi henüz odemokratlaştırmiş değiliz. Çünkü “Bahçe, ve “Demokrasi, mefhumlarını henüz birleştirme dik. Belediye bahçeleri durup durur. ken halkımızın, bilhassa ev işle rinden yotgün ârgin Gikân kadın karar Wi 2 ELAMR içlerinde, bostan kuyuları başında oturup dinlenmelerini tuhaf bulmı- yalım. Çünkü belediye bahçelerin- de, dar yollar, kızgın kanepeler, güzellik eserlerinden ziyade hüner ve marifet işi olan çicek göbekle- rinde bulamadıkları bürriyet ve neşeyi © tozlu, topraklı yerlerde bulmaktadırlar, Ka e Gemokratlaştıra- hım. Bunun için: 1 — Bahçelerde halki ayakta bırakmıyacak kadar çok kanape ve sandalye bulundurmak, 2 — Halkın oturması ve İngiliz bahçelerinde olduğu gibi uzanma- PM e, Resimlerini gördüğünüz (419) iki cüz mahfazasile rahle 16 ıncı ve 18 inci asırlara ait Türk oymacılık ve kakmacılık sanatinin birer şaheser örnek- leridir, Bunların üçü de Türk ve İslâm eserleri Müzesinindir. Şimdi Dol mabahçe sarayında açılan Tarih Sergisinde itinalı bir köşede teşhir edili- yorlar, Kahlelerin arkasındaki on altıncı asır Türk işlemeciliğinin yüksek- liğini temsil eden bir yorgan yüzüdür. Bu dört eser de sergide bilhassa lerdeki Şaheserler| | — ecnebilerin nazarı dikkatlerini çekmektedir. TAN Belediye bahçeleri durup dururken halkımızın, bil- hassa ev işlerinden yorgun argın çıkan kadı deniz kenarlarında, mezarlık içlerinde, bostan kuyu- ları başında oturup dinlenmelerini tuhaf bulmıyalım. Çünkü belediye bahçelerinde rahattan ziyade lükse ehemmiyet verilmiştir. O halde: Umumi Bahçelerimizi Demokratlaştırmalıyız! YAZAN: İsmail Hakkı Baltacıoğlu Nümune parklarımızdan sı için çayırlar yapmalı, 3 — Çiçek kültürünü ikinel plâ- Ba bırakıp ağaç ve yaprak dökmez çalılarla güzellikler icat etmeli. 4 — Çocuklar için kum ve su havuzları yapmalı, 5 — Gençler için tenis ve futbol alanları kurmalı, 6 — Herkes için kukla ve açik hava tiyatrosu çalıştırmalı, 7 — Müzik konserleri vermeli, 8 — Güneş saati, dürbün, radyo, bulundurmalı, 9 — Tavşan, sincap, ceylân. gi- bi hayvanlar bulundurmalı, Sözün kısası belediye bahçeleri halkın hürriyeti, sağlığı, neşe ve sa #deti için İşe yarar bir çevre olma» lıdır. Biz vaktile lâleler, karanfil. ler ve süller elmiş ve icatle- rımıza Türk adları vermiş bir mil- Yetin gödüklariyız. “Türk gibi kuv- nasıl bir darbımesel is “Türk bahçesi, klişesi de onun ka- dar şöhret bulmuş bir sözdür. Na- sıl oluyor da şimdiye kadar bahçe mimarlarımız estetlerimiz ve €9- tetikçilerimiz modem bir bahçe şuurunu kuramamışlardır? Şaşılâ- cak şey. Bütün belediye neşriya- tında tatbik edileni edilmiyenlerile birlikte bir çok “nizamat ve tali- mat,, örnekleri bulursunuz da tek TARSUSTA : Ovanın Sulanması İşi İlerliyor 'Tarsus (TAN) — Tarsus ovasinm İsulanması faaliyeti devam ediyor. maktadır. Berdan çayının suları için yapılan kanal ve barajların İki yıl sonra biteceği tahmin edilmektedir. Bu sayede sulanacak Tarsus ovasının şimdi verdiği 2,5 milyon kilo pa - muk yerine 6 milyon kilo vereceği, hububat istiksalâtının bir milyon ki loyu bulacağı, portakalcılık ve sebze ciliğin de ilerliyeceği hesap olun - maktadır. DEVELİDE : Bir Kadın Kocasını Öldürdü Develi (TAN) — Saimbeyli » De- veli hududu üzerindeki bir köyde Lütfullah adında ihtiyar bir adam öldürülmüştür. Karsı Zülfiyenin, Hanefi isminde birini sevdiği, ka- yın biraderi İsanın da bu aşka yar - dım ettiği anlaşılmış, üçü de bu ci- nayetle zan altına alınıp tutulmuş tur. Ayancık (TAN) — Karadeniz sahi- lindeki kazaların hemen hemen en moderni olan kasabamizın bir nok- sanı daha tamamlanmıştır. Temsil » Bu işte 4 binden fazla amele çalış - Adana belediye bahçesi bahçe şuuruna rastlıyamazsınız!. Üniversiteye, Güzel Sanatler A- kademisine, Ressam ve mimarlara, şehircilere, belediyecilere, estetlere, estetikçilere, modern Türkiyeyi mo dern Türk bahçelerile daha çok gü- zelleştirmek isteğinde olan bütün yurttaşlara düşen yeni bir vazife mevzuu: Bahçelerimizi güzelleştir. mek. Bu sây bir Rönesans olacaktır. Eğer bu işi başarırsak başka mil letlere örnek bile oluruz. Makale- mi bitirmeden önce müteşebbisle- re vereceğim bir öğüt daha var. Selvi, tefne, çınar, birinci derece- de Türk ağaçlardır. Unutmayınız | ki Türk yurduna güzellik vermek imtiyazı yalmz çamların değildir. Selviyi ele alalım: 20 - 30 tanesini bir araya getirdiğiniz zaman me- zarlığı andırır, doğrudur. Fakat onu bir fıstk çınarmın yanına korsanız, dünyanın en gü- zel mısraı olur. Tefneyi ele alalım. Onu bostan kenarlarında biçimsiz ve dağınık dallarile etrafını çirkin- leştirmiye mahküm sanmayın. Çün kü tefne makas terbiyesine en çok elverişli olan en dekoratif bir a- ğaçlır: Küre, mikâp, menşur, üstü- vane, ehram., dıvar, merdiven... Bü- tün bu şekilleri alır ve bahçede koyu neftiden ibaret canlı bir mi- mari kurabilir, Çinara geçelim: Onunla da dün. yanın en güzel dam ve saçaklarını yapabilirsiniz. Benim kafamda yaşıyan modern bahçe estetiğinin ana çizgileri işte bunlardır. SAFRANBOLUDA : "Ulus,, Kaza Olmak İstiyor Safranbolu, (TAN) — Buradan 75 kilometre uzakta bulunan 19232 nü - fuslu ve 76 köylü Ulus nahiyesi hal- kı, yurtlarının kaza haline getirilme sini rica etmişlerdir. Hükümet, bu di leği tetkik eylemektedir. Yeni Bir Yol ve Set yesi müdürü Abdurrahman Dünds- rin gayretile köylüler, nahiyeyi u- muml şöseye bağlıyan ve bütün vesa- itin geçmesine müsait olan güzel bir yol yapmışlardır. Sık sık taşıp za - rar yapan çayın taşmasına mâni ol- mak için de ayni şekilde bir set ya- pılmıştır. iğ RİZEDE : Parçalandı Rize (TAN) — Bozukkale mevki- inde telgraf direğine çıkan hat ça - vuşlarından Cafer Çelik, ayağındaki! mahmuzların çözülmesi yüzünden di rekten düşmüş ve yanı başındaki u- çuruma yuvarlanmıştır. Hastaneye kaldırılan Cafer ölmüştür. —— ——— ler ve konserler vererek halkın ruhi ve bedii ihtiyaçlarını temin eden Hal. kevi için 1850 liraya sesli bir sinema makinesi alınmıştır. bü- Halk, sinemaya sevinçle gelip yük bir alâka göstermektedir. Safranbolu (TAN) — Ulus nabi-|| Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Bir İlim muhitinde bir hatip kür- süde konuşuyor: — Galile, dünyanın günesin etra- fında döndüğünü iddia ettiği zaman bütün rahipler, din âlimleri isvan et- tiler. Galile'ye engizisyon işkencesi yaptılar. Asırlardanberi bütün insari- lik, Galile'ye ilmi bir hakikat ne- mana an bu işkencelerin dava- cısıdır. Halbuki me yanlış. Dünya güneşin etrafında dönmez. Gilneş ve bütün yıldızlar dünyanın etrafında dönerler. Kopering'in, Galile'nin ya- nıldığını isbat için yirminci asra e- Yişmemiz icap etti. Rahlelerin üzerine sıralanan irili, ufaklı, beyaz, sivri, siyah top sakallı âlimler birden el çırpıyorlar: — Şak, şak, şak... Kenarda. bucakta, saçını, sakalını ilim kitapları, lâboratuvarlar arasın- da geçirmiş, sözünü, sazını bilmez bir âlim yerinde sabırsız! — Amma, efendim, dünyuhın neş etrafında döndüğü isbat edilmiş bir hakikattir. Bunu tekzip edecek delilleriniz. Daha sözünü bitirmeden bütün si- ralardan, sesler yükseliyor: — İlimde mutlak ve kati bir haki. kat yoktur. Dün öyle idi, bugün böy- ledir. — Amma, delil... — Susturun şu bunağız Hatip sözüne devam ediyor! — Kürreiarz üzerinde ilk insan be- yaz ırkla başlamıştır. Adem babamız beyaz derili, ve âri ırkına mersuplur, Siyahiler, sarılar, kırmızı derililer insan değildir. Bunlarda hareket ve hayatiyet tıpkı, nebatlarda. hayvan- larda, mevcut olan hareket ve ha- yattır. Bunların, canı, şuurn yoktur. Sıraların üzerinden kopan bir al kış tufanı, son sıhhi kanunlara uygun olsun diye baştanbaşa enm duvarlar- la yapılmış bu üniversitenin camla- rmi şıngırdatıyor. — Şak, şak, şak... Köşede, bucakta, başı kopmuş gi- bi göğsüne düşen, dili çürümüş bir cile gibi damağına yapışan, dimağ hücreleri hiecabından birihiri içine giren âlim, karşısında, cüssesi bir Herkül gibi büyüyen, ışık ve ateş sa- çan gözlerinde hakikatler | parlıyaa Galile'nin hayalini görüyor: “— İlim namma yalan söylüyorlar. Sen ne mesut adamsın Galile. İlim na mına İşkenceler çektin, yine hak bil İdiğin bir hakikati haykıra haykıra kızgın demirlere kollarını uzatın. Biz ölemiyoruz, haykıramıyoruz, biz Galile olamıyoruz, hâlâ dünya yu- varlaktır, hâlâ dünya güneşin etra- fında dönüyor amma, senin karşın- da âlim cübbesine sarılı bu herzeye- killer güneşin dünya etrafında dön- düğü herzesini alkışlıyorlar. Ey Ga- lile imdadımıza yetiş... Yirminci asırda, ilmin beşiğini sal. layan, ilim namına heykeller diken İnsanlığın, ilmin son manzarası, e: Bu da Bir Fikir ürriyetin faydası - Yer yü- | Ü İzünde kendini mesut sayan | insanların hiçbiri hür değildir. | Hürriyeti istiyen yalnız genç- ler, veyahut hayata karşı müs dafaa siperlerini kurmuş olan- | lardır. Yaşlılar ve ihtiyarlar bi. | inler ki başkalarile beraber ol- myan nesnenin kiymeti yok- İli tür. Kalp bile datma başkası t çin çarpar. Gençler bile hürri- İ yet istemeden evvel düşünme- ğe mecburdurlar, Mes'ut olmak hür olmaktan iyidir. Mes'ut İ İ mak için de herkese karşı, her- | kesi memnun etmek, birkaç ki- #iyi sevmek, sevilenler tarafı | dan aranmak lâzımdır. Reinhart | ayatta takip edilecek iki güye vardır: Evvelâ istedi. | ğini elde etmek, sonra elde et- tiğinden istifade (etmek. Çok kimseler birinciyi yaparlar, fa- kat ikinciyi ihmal ederler. Loung Smitt 'eerüibe bir insanın başından geçen şey değildir, insanın | başına geleni idare tarzıdır Huksley

Bu sayıdan diğer sayfalar: