——— 9.6. 933 ŞEYH SAMIL — No: 83 — Şamil, Türkiyeye Gitmek İçin Çardan Izin Istemişti! u birkaç misalden anlaşılı yor ki, - Kafkas dağların- da, ve Çeçenistan ormanlarında, #mâalsiz kahramanlıklarile ölmez bir şöhret bırakan Şamil; Rusyada Reçirdiği esaret hayatında göster- diği ahlâki, ilmi, ve insani fazilet-” derle düşmanlarını hayretlere gar kedecek kadar yüksek hatıralar bı takmıştır. Şamili, yüz binlerce hıristiyanın Ölümünden mesul tutanlar, onun Tuhundaki incelikleri, insanlara karşı beslediği merhamet ve şef- kati hissettikleri zaman, verdik « İleri haksız hükümlerden, bizzat ken dileri utanmışlardır. Şamil, esaretin ıstıraplarile kal bi demir cendereler altında ezildiği dalde, - tıpkı harplerde olduğu gi- Di « burada da harikulâde metin “davranmış; düşmanlarına (oh) de- “irtmemek için, o acı hislerini hay 7etlere şayan büyük bir ketümi- i Yetle saklamıştır. Etrafını çeviren, hattâ bazan ken “isini müntakim ve müstehzi na- | *arlarla süzen düşmanlarına mu - Kabele etmek şu tarafa dursun; on a karşı o kadar sakin ve muhte- #m bir vakar ile hareket etmiş. > le nezaket ve hilmiyet gös- İrmiştir ki, kendisi ile temas &- en büyük, küçük hemen her şah- “iyet, derhal onun tesir ve cazibe- Aİ altına girmiştir. Hükümet tarafından Şamilin ve İ Yanındakilerin hareketlerini taras- Atda, ve iki bölük avcı askerile on #n muhafazaya memur olan mira» ; Bogoslaveski, bir aralık par - ak bir vazifeye tayin edilmişti. Fa t bu miralay, az bir zamanda Şa Mile karşı o kadar kuvvetli bağlarla Iğlanmıştı ki, derhal bizzat (Çarla aat ederek, Şamil Rusyada Yulunduğu müddet zarfında kendi- “rin ondan ayrılmamasını İstir - üm eylemişti. Ve Şamile karşı; lip bir ordunun miralayı, bir Mağlâbun gardiyanı gibi değil, â- deta muzaffer bir kumandanın ya- Yeri gibi hürmet göstermişti. > İraz evvel arzettiğimiz gibi Şamil, esaret hayatının her Şinünü ve her saatini derin ve giz bir ıstırap içinde geçirmekte idi. Onun için gile işlerini bitirir bitir. , artık Türkiyeye geçmek için Aleksandra müracaat etmiş, i- 2in istemişti, Çar; uzaktan ve yakından, ken - “sine karşı hiçbir isyan ve ihtilâl hareketinde bulunmıyacağına dair İsminat aldıktan sonra Şamilin Tür & geçmesine müsaade etmiş- İSTANBULDA ÇIRKIN BIR SARAY ENTRİKASI sil hayrete şayan olan cihet ay çadir ki; düşmanları Şamilin fazileti önünde baş e- #trlerken, bu büyük kahramanın | Töcüdile mağrur ve müftehir ol - lzimgelen Osmanlı Hüküm- atı (Sultan Abdülâziz), büyük bir işe ve telâş içinde idi, ali ve tesadüf eseri olarak, eğ « ndan miras kalan tahta otur - ktan başka hiçbir kiymet ve me i olmıyan bu haris ve kıskanç kç mdar; Şamilin günden güne Ii Cürafa yayılan şöhretini bir tür Sekemiyor.. Halkın ona karşı k terdiği teveccühten, âdeta ür- iyondu. Moroz düvüştürmek ve pehlivan tirmekten zevk alan bu kaba The Sultan; tam otuz beş sene, A inlrce kişilik bir düşman or Mi göğüs geren Şamil gibi bir b Oğlunun kanı ve kıliğı ile ka- Badığı şöhreti bir türlü hazmede ayar. O büyük şöhreti lekedar e- di, mek için hileler düşünüyor- Şamilin; büyük bir ıztırar ve 17- tırap ile mücadeleden vaz geçerek, Petersburga gitmesi, bu hasut hü- kümdarın eline, derhal bir silâh ver mişti, Her türlü fitne yö fesadın kaynağı olen Osmanlı sarayından o zaman Şamil aleyhinde çirkin bir propaganda baş göstermişti. Ve ayni zamanda saray baş kitabeti tarafından, o zamanın yegâne heşir vasıtası olan (Ceridei havadis) ga zetesine şu fıkra dercettirilmişti: « Aynen ve Harfiyen - HAVADISI ECNEBİYE (Şeyh Şamilin bundan evvel Rus ya tabiiyetini kabul ettiğini yaz - mışlık. (Petersbur) gazetesinin be- yan edişine göre mumaileyh biz - zat huzuru İmparatoriye dahil ol « mak arzusile Petersburga gitmiş ve husulü emniyyesine impaartor ta- rafından müsaade edilmiş olduğun dan, mumâileyh huzuruna duhul ile (kemali iftihar ile ilân ediniz ki Dağistanlı ihtiyar Şamil, otuz yıl aleyhinizde bulunduğu halde sön gününde pişman olarak kendi iste- Gile dahili dairel tebeiyetiniz ol- muştur, Benim müddeti ömrümde en eşref vaktim şu saattir ki, nez- dinize dahil oldum. Bundan böyle, ömrüm vefa ettikçe, kemeli sada- katle ifayi hizmette kusur etmem.) mealinde bir nutük irat etmiş.. Vo bu sözler İmparatorun ve gerek zevcesinin zevkine giderek mumai- Jeyhe hadden aşırı ikram ve ihtiram etmişlerdir. » (Şeyi Şamli” şü ifadesine ba- kına, “Kendisinden başlıca iki şey anlaşılır. Birisi eseri cinnet ve di- geri matâhiyettir. Lâkin bunlar dan kendisinde kangisi bulunduğu nu bilemeyiz.) (Rüznamei ceridei havadis - No. BAT - 1283 teşrinisani 23 - Kânunu evvel efrenci 5) (Devami var) rr Camiini Bugünkü Veziye- tindenKurtaralım (Başı 7 incide) Vakfiye ile cami, medrese, sekiz bab umumi ve bir bab haremeyn | rin zorluğunu artırmaktadır. Tücea- halkı için Taphane, mutbah, ki yemek salonları, anbar ve fırınla- rile bir imarethane, ahır, odun de- posu ve sair müştemilâtı vakfedil- mekte ve Sinanın bütün bu eserle- ri vasıflandırılırken de en canlı ke- Jimeler kullanılmaktadır: Şehzade türbesi için “kübbei mu dallea, künbedi müsarnea,, cami i- çin “sunufu bedayii sanayi ile mem lüv, camii cemi zibu ziver ve müde- münnazir, hadirei âfak,, imaret i- çin adimülâdil., taphana için “refi, atülkubab,, vasıfları kullanılmıştır. I arethane ve Taplana bütün yoksullara, miskinlere, garip lere, avam ve havastan muhtaçlara ve nereli olürsa olsun bütün misa- firlere açılmaktadır. Vâkıf medre- sesini vekfederken de ulümu akli. yeye ulümun akliyeden daha üstün bir mevki verdiğini göstermiştir. Bundan sonra bu manzüme için vakfedilen enilâk ve akar bulun - dukları yerler itibarile Rumeli, A- dalar ve Anadolu kısımlarına ay- rılarak ayri ayrı gösterilmiştir. Yalnız camli için 15 milyon 100 bin akçe sarfedilen ve bugün yıkıl- ma tehlikesi gösteren manzumeye nekadar büyük gelirler bırakıldığı nı gelecek yazımda göstereceğim. BOKS VE GÜREŞ Meşhur beyaz boksör, Rass kara boksör, Armstronga karşı yenil - miş. Beyaz seyirciler buna ağla * mışlar, Geçen gün bunu bizim ga zetede okurken, bilmem, siz de ağ- ladınız mı? . Ben, oh olsun demedim - çünkü ıztırap çeken adam budala da olsa ona oh olsun demiye insanın dili varamaz - ama, doğrusunu ister - seniz, hiç ağlamadım. Benim fikrimce, boks sporun İyi Tiğine leke sürecek bir mücadele - dir. Sporun iyi bir şey olması için birinci şart, spor yapana neşe ver mesidir. Mücadelede kazandıktan sonra gelen galebe neşesi demek is temiyorum. Mücadele yaparken de bulunması lâzım gelen nese... Kafasına, gövdesine bir bir üstüne yumruk yiyen boksör hundan neşe- lenir, diyeceksiniz. Yumruk atmak ta bir zevk olduğu gibi belki yum- ruk yemekte de zevk vardır. Fakat bir insanın kafasına ve gövdesine yumruk yedikçe beyni nin ve bel kemiğinin içindeki iliği- nin sağlam kalmasına imkân yok tur. Onun için boks yapan en meş hur şampiyonlardan akıllarile de söhret almış olanlar yoktur. Onlar dan birinin alfabeyi bile ömründe öğrenemediğini geçenlerde gaze- teler yazmıştı. Okuyup yazmayı öğ renmiş olanlar arasında da birçok yumruk yedikten sonra timarha - neye girmiş olanlar bulunduğunu hekim kitapları haber verirler, Boks seyretmeyi seven memle - ketlerde, bir spor denilen bu döğü «e hak vermek için, boks yaparken bütün adalelerin işlediğini, hele müdafaa vazivetinde bel adaleleri- nin epeyce geliştiğini, bütün boks hareketlerinin insanı pek ziyade çe vik olmıya alıştırdığını ileri sürer- Je ir. Bunların hepsi doğrudur. Fakat boks yapanın karşısındakine vergi ği ıztırapla beraber kendi çektiği azlırabı unutturamaz. Boks maçını yapan adam, seyircilerden alman paranın bir kısmına hak kazan - mak için, hem kendisinin, hem de karşısındakinin hayatını tehlikeye koyan adam demektir, Gercekten sporların hepsi genç « lere elverişli olduğu halde, boks he müz teşekkül devrinde bulunan gençliğe hiç uyamaz. Boks döğü - şünü seven İngilterede bile on altı Yaşından daha genç olanların boks yapmalarına izin vermezler. Halbu ki orada on altı yaşından sonra da boks yaparken ölenler eksik değil- dir. Boksta kazanmak kuvvet ifade etmez. Çünkü muvaffakiyet kuv - vetten daha ziyade ustalığa, çabuk- luğa bağlıdır. Vâkıa bunlar da in- sanın sırasında kendisini müdafan icin işe yararlar. Fakat boksun ver diği zararı onun hiçbir faydası u- nutturamaz. Gerçekten kuvvetli adamlar boks yapmazlar. Onlar için en İyi spor gürestir. Güreşte muvaffakıyet us talıktan ziyade kuvvete bağlıdır. Kuvvetle birlikte ustalığın da te- siri olmakla beraber karşısındakine iztırap vermek, canını acıtmak yok t Güreş pek zorlu bir spor olmak- Ja beraber daima nazik bir müca- deledir. Güreş eden iki pehlivan, şüphesiz, kuvvetlerinin en son de- recesini gösterirler. Fakat güreşte karşısındakini incitmek yoktur, Ga leheyi gösteren en son harekette bi le güreşi kazanmış olan pehlivan karşısındakini sırtüstüne — yatırır, kendisini müdafaa edemiyecek vaz yete getirir, fakat onun canını a- cıtmadan kendisinin daha kuvvetli olduğunu isbat eder, Güres yükselten kibar bir spordur. Sek Komisyoncularla Liman Arasında Ihtilâf Çıktı Gümrük komisyoncuları ile liman işletmesi arasında bir prensip ihtilâ- fı çıkmıştır. Liman işletmesi, limana ait muamelelerde vezneye para ya- tıracak kimselerin yalnız tüccar ta- rafından hüviyetleri malüm ve kefa- leti haiz olmalarını ve liman idare- sinin karnesini taşımalarını. istemiş tir. Gümrük komisyoncuları ise, iti- mat kazanmış kimseleri kullandık- larını, tüccarın bu adamları tanıya- mıyacağını ileri sürmüşlerdir, Güm- rük komisyoncularına göre, bu iş yü zünden muamelelerde zorluk başlar mıştır, Evvelee kendi adamlarile pa ra yatırabildikleri halde liman ida- resinin karneli ve mutemet kimse- lerden başka kimsenin yezneye para yatıramıyacağında israr etmesi işle rın ayrı ayrı karne vermesine İmkân görülemediği için komisyonunun mesuliyeti altında © gönderilecek a- damların mesul tanınması isteniyor. Komisyoncular bu mesele etrafın- da liman işletmesine “müracaate ka- rar vermişlerdir. SANAYİ : Sergi Sarayı İçin Hazırlanan Projeler Reisi Dr. Halil Se- mallar sergisi ha- etrafında şu izahatı ver- Sanayi Birli zer sonuncu zırlıkları miştir: — Bu seneki sergiye daha çok ta- Hp vardır. Sümerbank, İş Bankası, İnhisarlar İdaresi sergide geçen se- neki yerlerini almışlardır. Bu sene! pavyonların inşasına sekiz Temmuz da başlanacaktır. Bu suretle pavyon sahipleri geniş vâkit bulmuş olacak- lardır. Yeni yapılacak sergi sarayında ge- lecek sene ilk sergimizi açacağımızı ümit ediyoruz. Sergi sarayının ma- keti Ankaraya gönderilmiş ve Baş- vekile arzedilmiştir. Kabul edilecek projeye göre sergi sarayı yapılacak- tar. AYVALIKTA Su Derdi Nihayet Hallediliyor Ayvalık, (TAN) — Kasabamızın en hayati derdi olan su meselesi ka- ti olarak halledilmek üzeredir. İyi su getirilmesinin 250 bin liraya mal olacağı, bu miktarın belki de yetiş- GÜNLÜK PIYASA Zirast Bankasının yumuşak buğ. daylarından 124 bin kilo 8.28 kurug- tan, ve sert buğdaylatından doksan bin kile 6,20 kuruştan satılmıştır. Tüc Cara ayrica serbest satış olarak, 38,3 kuruştan sert, tüccar malı olarak is iki vağon 5,28 - 5,38 kuruştan dütil- mmaştır. * Yerli sarfiyat için piyasaya getiri len çavdarlar 5,08 - 8,10 kuruş ara“ #mda've arpalar 4,23 - 4,35 kuruş ara smda verilmektedir. Mavrudat ağdır. * Piyanâniiza 24 bin kilo beyaz peynir getirilmiştir! Peynirlerin bir kısmı 30,22 - 3417 kuruştan, dört bin kile kaşer peyniri 50 « 63 kuruş arasında, satılmıştır. * Antalya muıntakasının susamların- dan gelen bir parti kilosu 16,20 kurus $ah, kalburlanmış nohutlar. 75 ve Trakya kuşyemlerinden on beş bin ki lo yedi kuruştan satılmıştır. İsaaaaaeane DIŞ TİCARET: İthalât Rejiminde Değişiklik Yapıldı İktisat Vekâleti, hükümetten aldı- jh salâhiyete istinaden yeni bir ka- rarname neşrtmiştir. Pamuk. ipliği, bakir, kalay, ham deri, çuval, jut ip- liği, fut mensucatı, kauçuk, kebrako gibi Suriye, Filistin, Mısır ve Birle- şik Amerika gibi ülkeler menşeli maddelerin Türkiyeye ithali hakkın da 15 Mart 938 tarihli kararnamede tâdilât yapılmıştır. İktisat Vekâleti, bu, kararnamenin İkinci maddesinde arılan mallardan ayni kararname nin birinci maddesi hükümlerine tâ- bi tutulan memleketlerden menseli onlara badema eski kararname hü- kümlerinin tatbik edilmiyeceğini bil dirmiştir. Yeni kararname İle Ame- rika ile yapılacak ithalât ve ihracat islerinin genişliyeceği tahmin edil- mektedir, BORSA / ÇEKLER Ağrim Londra Nevyork Paris 63 12578 34929 60229 | Milâno miyeceği tahmin olunuyor. o Fakat, bu hususta hükümet her türlü yar. dımı vaadetmiştir. Hususi bir heyet, öu işinin hal şekli hakkında tetkilerde bulunmuş- tur. Ayrıca, kasabamızın imârı için de esaslı tetkiklere başlanılmıştır, Memlekette Kaç Mahpus Var ? (Başı 5 incide) “Hiç şüphe yok ki umumi bir af, her sene bemen hemen ayni miktarda malikâm ve mevkuf yaratan hastalık sebeplerini or- tadan kaldıramaz. Bu sebeple rin önüne geçmek için her biri. ile ayrı ayrı mücadele açmak lâzımdır. Mücadelede müvaffa- kıyetin ilk şartı da süratli, günü gününe adalettir. Suçun İşlen- mesile hüküm arasında seneler geçecek olursa adaletin en mü- "him ieapları ve tesirleri ihmale uğramış olur. Memleketin hapisane istatistiği ni gözden geçirdikten sonra varıla cak hüküm şudur: Bir umumi af kararı, yeni bir gidişe ait hazırlık- ların bir parçası “diye çök“faydalı neticeler yaratabilir. Fakât yalnız hislere tâbi olarak yapılırsa, ayni zamanda zihniyet, kanun ve usul bakımından esaslı bir inkılâp ta- sarlanmazsa mutlak ve umumi bir affın mahzuru faydasından fazla olur. Cenevre Amsterdam Berlin Brüksel Alina | 200025 İ İ Sotya Prag * Madriğ i ! | 60 5075 40 5675 212915 14 18375 İ 43025 | 75915 37425 2489 0.0300 | 20415 36.2921 | 12.1325 28.16 Varşova Budapeşte Bükreş | Belgrad Yokohama İ Stokholm Moskova PARALAR Aliş Bata HETERDEŞİEEİE de in i ÇIRAĞAN SARAYINDA 28 SENE poem dal) MURADIN HAYATI | Tabakaneler Mütemadiyen Deri Topluyorlar Deri satışlarında keçi derisi müs- tesna olmak üzere diğer deriler hep yerli dibağhaneler tarafından satın alınmaktadır. 8300 adet muhtelif mıntaka keçi derilerinin adedi 150— 165 kuruş arasında satılmıştır. Oğ- lak derilerinden 850 tane 110 — 120 kuruştan tuzlu kuru koyun 12 balya Kilosu 39 — 41, hava kurusu 9 bal- ya Kayseri tüylü deriler 47,5, kuzu derisi çifti 130 — 140, kuru sığır de- pileri 57 — 62, salamura derilerin de kilosu 34 — $1 kuruş arasında satıl- mıştır. Muhtelif mıntakâlardan piyasamı- za gönderilen yarım İşlenmiş meşin, sahtiyan derilerinin birinci mal do- kuz balya kilosu 116 kuruştan, ikin- ci mal 24 balya kilosu 90 kuruştan, keçi kılından Marmaranın kırkım malları 4 balya kilosu 48 kuruştan, İstanbul dabağ malı dokuz balya ki- losu 20 kuruştan satılmıştır. Tiftik ve Yapak Satışı Dünkü tiftik ve yapak satışları gevşek devam etmiştir. Tiftiklerden 293 balya Polatlı Tosya havalisi mal ları 106 — 107 kuruştan, işlenmiş renkli kıvırcık yapaklardan seksen balya yerli fabrikalar tarafından ki- losu 64 kuruştan alınmıştır. Sebze ve Meyva Halinde Satışlar İstanbul Halinde dün toptan satı- lan yaş meyva ve sebze fiyatları şu- dur: Sakız kabağı kilosu 6 — 7 kuruş, çalı fasulyesi 1 —12 kuruş, ayşe kadin fasulyesi 12 — 13 kuruş, kır domatesi 38 — 40, bakla 1,50 —3, araka 2,50 — 3,50, bezelye 2 —3, semizotu 1 — 1,50, ispanak 1 — 150, taze yaprak 5 — 6, taze sarmısak 5 — 7 kuruş, Eriginâr tanesi 2.50. 6, yeşil salata 100 adedi 40 — 50 ku- Tuş, marul | — 1,50 kuruş, hıyar 150—3 kuruğ; Paricar demeti 3,50 4 kuruş, teze soğan demeti 75 san- tim — 1 kuruş, maydanoz 40 — 60 santim, dereotu 50 — 75 santim, na- ne 50 — 78 santim; turp demeti 40— 50 santim, Kiraz kilosu 18 Kuruş, can eriği 7 — 14 kuruş, yerli çilek 25 — 35 kuruş, Ereğli çileği 10 — 25 kuruş, kayısı 18 — 23 kuruş, zerdali 15 — 20 kuruş, limon ecnebi 100 adedi 350 — 400 kuruş. MEMLEKETTE: Söğütte Senenin İlk Koza Mahsulü Söğüt, (TAN) — Senede 150 bin kilo yaş koza mahsulü çıkaran Sö- Hütle bu yıl ilk kozayı Tuzaklı köyün der Ali Torum Mustafa çıkarmıştır. Meyva Az Olacak Söğüt, (TAN) — Bir milyon kilo- su zerdali olmak üzere yılda 2,5 mil yon kilo yaş meyva çıkaran Söğüt ve havalisinde bu sene meyva vazi- yeti iyi değildir. Sebebi, çok yağmur yağmış olmasıdır. Buna mukabil e- kinlerde ve bağlarda vaziyet çok be- reketli görünüyor. Zührevi ve cilt hastalıkları : Dr. Hayri Ömer Yğleden sonra Beyoğlu Ağncam sarsısmda No. 133 Telefon:435X vereme NŞR