9 Haziran 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

9 Haziran 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 9-6-938 TAN Gündelik Gazete 'TAN'ın hedefi; Maberde, fikirde, her #eyde temiz, dürüst, samimi olmak, karlin © gaze olmıya (o çalışmaktır. | ABONE BEDELİ | Türkiye Fenebi 4400 Kr, 1 Sene 2800 Kr, we Kr, SB Ay mo Kr, #00 Kr, dây #0 Kr, 150 Kr, Ay s0 Kr, Milletlerarası posta fitihsdına dahil ol. rıyan memleketler için 80, 10, 9, 3.5 Lire dir. Abone bedeli peşindir: Adres değiş- neki 25 kuruş Cevap için mektup lara 10 kı ik pul ilâveni lâzımdır. İ GÜNÜN MESELELERİ | ia Nal Kültür Propagandası Yazan: M. ZEKERİYA Istanbulda, bazılarının iddiasına göre, türkçe gazete ve mecmuadan fazla, yabancı memleketlerin gazete ve mecmuaları satılır. Hele Beyoğlunda ve Kadıköy iske- lelerile istasyonlardaki satış yerlerin de Avrupa gazete ve mecmuaların. dan başka birşey göremezsiniz. Bu gazete ve kitap satışını burada Fransız Haşet kütüphanesile Alman kitapçı dükkânları idare ederler. Bu bakimdan bu kitapçı dükkünla- n, Avrupanın Türkiyede birer fanl propaganda merkezleridirler. Propa- ganda merkezi olarak çalıştıkları şu- nunla da iddia edilebilir ki, bu kita; çı dükkânlarını yine o memleketli den gönderilen yabancı memurlar i- dare ederler. Liberi Mondiyalin başında bir Fran sız memur bulunur. Alman kitapçı dükkânlarını da Alman memurları i- dare ederler. Bir defa Türkiyede işliyen bi müesseselerde çalışanların . yerli ol. mi bilhassa Türk olması zaten ka- nuni bir zarurettir. Fakat kitapçı dük kânları gibi birer kültür propaganda merkezi olan müesseselerde ecnebi memurların bulunması, hem kanuna e ildir, hem de daha smrarlı- düre Yamak irin maşmlekele per vasızca ve kayıtsızca böyle girip ya- Yılmasına karşı da Jâkayıt kalmama. İiyız. Propagandanın ne büyük silâh olduğunu artık anlamıyan kalmamış. tır. Meksikada hükümeti devirme- ye teşebbüs eden âsi General bile, tâ İstanbula kadar propaganda broşürle ri göndermeyi ihmal etmemiştir. Propagandanın en müessiri, en kor kuneu da kültür sahasında yapılanı. dır, Memleketin ve bilhassa İstanbu» lun ecnebi propagandasına bu kadar Açık bulunması herhalde düşünüle- €ek ve tedbir alınacak bir meseledir. # Tecrüb Hastalığı Kendine güvenmiyen, teşebbüs ve kabiliyteinden emin olmıyan kimse- | ler, yeni bir:şeyi kolayen kabul ede- | mezler. Onlara her yeni şeyi tecrübe ile gözü önünde isbat etmek mecbu- riyetindesiniz. Gözüyle gördüklen, tecrübe ile iyiliğine kanaat getirdik. ten sonra yeniliği kabule mecbur o- Tur, Biz her yeni şeyi Garpten alıyoruz. Tekniğin hallettiği, Garbin seneler- denberi muvaffakiyetle teerlibe edip tatbik ettiği yenilikleri bile hiz bir defa tecrübe ihtiyacını duyuyoruz. Meselâ yoliar asfalt yapılacak. Ortaya siyasi suçlar hakkın- da bir umumi af sözü çıkmca bütün mahkümların içi kabar- dı. Hepsi hürriyet sevdasma ” düştüler ve bu gayretle müca- deleye atıldılar. Bu vaziyet karşısında günün en meraklı bir mevzuu şudur: Memlekette “bugun “kaç mah- küm ve movinsl var? Bunların ne kadarı erkek, ne kadarı ka- dındır? Ne gibi suçlardan do- layı hapisanelerde yatıyorlar? Hapisane İstatistiklerimizde bü- yük noksanlar var. Fakat eldeki malümat, insana epeyce etraflı fi. kirler verebiliyor, Eldeki son Fakam 1 İlkteşrin 937 tarihine aittir. Bu tarihte Türkiyede 31,467 mahküm ve mev kuf vardı. Bundan: bir'ay evvelki sayı 29,951 dir, 1937 Ağustos ye- künu 28,947 ye düşüyor. Elimizde 1937 kışına sit malümat bulunma- makla berâber 936 senesi s0- nundaki yekün 1937 senesi sonuna ait bir fikir #ermiye kâfldir. 1936 senesi sonunda Türkiyedeki mah- küm ve mevkufların adedi 32,882 derecesine çıkmiıştır. Geridi saki bundan “evvelki senelerde de ayni mevsim farklarına tesadfif ediyoruk. Yaz ve kış mahküm ve mev. kuflari arasında her sene 4000 derecesinde bir fark var. Demek ki sirf içtimai yardım müexse- selerinin yokluğu yüzünden bir. takım normal vasıflı vatandaş. lar kışın başini sokacak bir yer, Yiyecek bir lokma ekmek teda- rik edemiyorlar. Başkalarının malına karşı tecavüzler şliye. rek hapisaneleri boyluyorlar, Bu dört bin kişi hapise girmez. den evvel şunun bunun malını he- Garp, yollarım asfalta çevireli bir çey tek asır oldu/ Medeni dünyanın her tarafı asfalt yollarla çevrildi, fakat bizim için asfalt yeni birşeydir. Onun İçin asfalt yol yapmaya başlamadan *vvel bir tecrübe “yapmamız lüzim- | dir. Eminönünde haftalarca adam ça-| İiştırıp avuç içi kadar bir yeri asfal. İA çeviriyoruz. Bu tecrübe bize asfal. tan iyi birşey olduğunu öğretiyor, o Vakit diğer yollarımızı da asfalta çe- Virmeye teşebbüs ediyoruz. « Vapurların duman çıkarmasına mâ Mi olmak için bacalarına konan âleti, bir defn da biz tecriihe etmeden tat, ika cesaret edemiyortuz. N Avrupaya yaş meyve sevketmek İs- Yoruz. Aylarca muhtelif usuller tec- Mübe ediyoruz. Halbuki Amerika bu Yayı senelerdenberi halletmiş bu- yer, Bizlerin en büyük kârımız, başka. Arının yaptığı tecrübelerden istifade ek, onların tecrübe için kaybet- elinizi der etmişlerdir. Memleketin zabıta, jandarma, adliyet idare küvvetleri kendilerile mesgul olmuştur. Hapi- sanede kendilerini geçindirmek için masrafa girilmiştir. Demek ki memlekette hüküme. tin ve halkın yardımiyle içtimai yardım müesseseleri kurulsa fazla bir para esarfedilmiş . olmiyacak, zaten heder olan paraların bir kıs mı, binlerce vatandaşı hapisanele- ri boylamaktan ve kötü adam ol- maktan koruyacak. Eldeki en son rakamlar olan 1 İlkteşrin 1937 rakamları üzerinde biraz duralım. Bu tarihte Türkiye. de 31,467 mahküm ve mevkuf ol. duğunu yukarıda söyledik. Bun- ————— an tikleri zamanı kazanarak süratle ile- rilemektir. Yoksa, asfalt gibi basit hakikatle. ri de biz tecriibeye kalkarsak ömrü. müz Garbin eşiğine yetişmeye bile yetmez. lardan mevkuflar 11,738, mahküm- lar 18,568 dır. Ayrıca para cezasın dan ve âmme borcundan dolayı hapsedilmiş 1163 vatandaş vardır, Mevkuflar arasinda 375 kadın, 10,842 erkek, 521 de 18 yaşından küçük genç vardır. Mahkümlardan 706 sı kadıp, 17,669 w erkek, 1911 de 18 yaşından küçük gençlerdir. Adam öldürdüklerinden dolayı mevkü? olan er) ler 3096, mah- küm olanlar 7,802 dir. Ayni sebep- ten dolayı mevkuf kadınlar 110, mahküm kadınlar 184; mevkuf 18 yaşından küğük çocuklar 186, mah küm çocuklar 75 dir. Hırsızlıktan dolayı mevkuf or- kekler .1354, mahkümlar, 215) mevkuf kadınlar 73, mahküm kı dınlar 92; mevkuf cocuklar 95, mahküm çocuklar 37 dir, Fiili seniden mevkuf erkekler 653, mahküm erkekler 771; mev- kuf kadınlar 19, mahküm kadın. lar 74; mevkuf çocuklar 56, mah- küm çocuklar 18 dir. Aynca kız kacırmaktan mevkuf 1001 mahküm, 671 erkek; mevkuf 64, mâhküm 12 çocuk vardır. Erkek kaçırmaktan dolayı mev- kuf kadınlar 18, mahküm kadınlar 12 dir. Şakavetten dolayı imövküf ka- dın yoktur. Bu sebepten mahküm TAN İmralı Adasında müstahsil bir vaziyete getirilen mahpuslardan bir grup Memlekette Kaç Mahpus Var Bunların Suçları Nedir? Yaz ve kış mahkâm ve mevkufları arasında her sene 4000 derecesinde bir fark var. Demek ki, sırf içtimai yardım müesseselerinin yokluğu yüzünden birtakım nor- mal vasıflı vatandaşlar, kışın başını sokacak bir yer, yiyecek ekmek bulamıyorlar. Tarihi İstanbul hapisanesinin kapısı kadın bütün memlekette bir tek- tir. Buna karşı 443 mevkuf ve 1230 mahküm erkek vardır. Çöcukler rasındaki mevkuflar 10, mahküm lar 6dır Zimmet, ibtilâs, irtikâp, irtişa- dan dolayı mahküm kadın yoktur, Mevkuflar arasında 18 yaşından küçük bir tek-genç'vardit, Erkek- lerden mevkufler 406, : mahküm- lar 339 dur. Kaçakçılıktan dolayı 39 kedin, 807 erkek, 12 çocuk mevkuf, 66 (18) Halı derken Türkü, Türk derken halıyı hatırlamamak mümkün de - Bildir. Bunlar eski tabirle biribir- lerinin lâzimi gayri müfarikidir. Halının mucidi gibi onu devir de- vir inkişaflara sevkeden de Türk olmuştur. Türk kızları yün ipleri nin düğümlerinde baharların bü - tün çiçeklerini, renklerini ve hende #enin en zor şekillerini canlandır - muşlardır. Türk ve İslâm Eserleri Müzesinden resmini çıkartarak koy duğumuz şu halı 18 inci asra alt kıymetli bir Uşak halısıdır. İki asır , kadar hükümet Uşakta İstanbul ma betleri için hususi halılar yaptır. mıştır. Bu da onlardan güzel bir ör nektir. kadın, 1291 erkek, 9 çocuk mah- kümdur. Diğer suçlar yüzünden 116 ka- dın, 2002 erkek, 97 çocuk mevkuf, 277 kadın 3614 erkek, 22 çocuk mahküm bulunuyor. E imizdeki istatistikte 1934, 1935, 1936 ve 1937 seneleri a rasında mukayereye imkân verecek malümat vardır. Bu senelerin ay- ni mevsimlerinde katil yüzünden mevkuf ve mahküm olanların mik tarındaki yakınlık ve benzerlik hay ret verecek bir derecededir. De- mek ki memleketteki - silâh taşı- mak, kız kaçırmak, içerek düğün yapmak ve eğlenmek, kaçakçılık gibi itiyatlar yüzünden her sene ay- ni miktarda kurban veriyoruz ve ayni miktarda vatandaş (katil) damgasile hapisanelere düşüyor. Cinayetlerin sebepleri hapisane stiklerimizde gösterilmemiş- tir. Bunlar da belli olacak olursa sebeplere karşı mücadele açmak mümkün olabilir; Fiili şenidn dolayı mevkuf ve mahküm olanlar arasında 1934 se- nesindenberi bir artış bulunması dikkate değer bir hâdisedir. Hele bu artış kadın suçlularda daha 2i- yade göze çarpmaktadır. 1 'Tem- muz 1934 tarihinde Türkiyede fiili şeniden dolayı mahküm kadın 11 iken ve bu miktarda 1 İkinelkâ- nun 1935 de dörde düşmüş iken 1 Eylül !937 de 25 mevkuf kadına tesadüf ediliyor. Ayni suçtan do- Tayı mahküm kadınların sayısı 1924 te 28 den ibaret iken 1937de 74 miktarına “çıkmıştır. Erkeklerde mevkuflar 1934 senesindenberi 459 dan (93 ve mahkümlar 534 ten 198 miktarına çıkmıştır. Çocuk suçlularda fark yoktur. 12 kaçırmaktan mevkuf er- Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel Çocuk Esirgeme Kurumu, kongre münasebetile 1936 - 1937 senesine ait iş raporunu neşretti, Bu rapordan Ço- cuk Esirgeme Kurumunun 155 mü- essesesi olduğunu, bu müesseselerde kimsesiz yavruların sna kucağında büyüdüğünü, birçok kimsesiz çocuk- Tara gıda, istihmam, eğlence vasılala- rının temin edildiğini iyoruz, Se- neden seneye artan ve daha semereli faaliyetler veren Çocuk Esirgeme Ku rumunun, memleketin en büyük ihti- yacına ve davasina rehber olduğu, bu raporu tetkikten sonra, açık açık görü nüyor. Yalnız bu raporda göze çarpan bir nokta var. Ana kucağı, kendi büt- çesile ancak 150 çocuğu himaye ede- biliyor. Önümüzdeki sene bunu 250ye iblâğ edeceklerini müjdeliyorlar. Çok Yerinde ve kıymetli bir teşebbüs. Fa- kat, Ana Kucağına gelen çocuklar, ilk tahsilini bitirdikten sonra, yetimleri himaye eden diğer müesseselere nak ledilemedikleri için, bu çocuklar ha- yatlarını kazanacakları güne kadar Kurumun himayesinde (kalıyorlar, Bu sebeple Ana Kucağı, çocuklarını mütemadiyen devrederek yerine me- me çocuklarını alacak yerde, bu ço- cukları hayata girinceye kadar âde- ta bir mektep gibi kucağında tutma- ya mecbur oluyor. Bu küçük gibi görünen nokta, Ço- cuk Esirgeme Kurumunun gayesi iti- barile çok mühimdir. Çocuk Esirge- me Kurumunun gayesi, memlekette mühtaç çocuklara mümkün olduğu kadar çok yardım etmek, himayeye mazhar çocukların adedini arttırmak tır. Memlekette bu kimsesiz çocukla- rı himaye edecek muhtelif müessese- ler yoktur, bu çocuklar sokağa atıla- maz, bütün bu şerait Çocuk Esirge- me Kurumunu en faydalı olacağı yer de akamete sevkediyor. Bu bir dava, çocuk meselesini cez- İri halle götürecek mühim bir dava- dır. Memleketimizin himayeye muüh- taç binlerce çocuğu vardır. Bundan başka çocuk meselesinin içine giren, ahlâksız çocuklar, dimağan ve ruhan hasta çocuklar, sakat ve alil çocuklar, hülâsa bir kül halinde bir çocuk me- selesini emydana getiren himayeye muhtaç çocuklar vardır. Bütün bir memleketin ihtiyacına bir tek Çocuk Esirgeme Kurumu karşı koyamaz. Bu davanın halli için bunu bir devlet meselesi olarak telâkki etmek icap eder. Çocuk Esirgeme Kurumu dev- lete yardımcı bir müessese olarak çok faydalı işler görür, fakat yalnız ba- şına bu davayı halledemez. Çocuk meselesini en iyi halleden memleketlerin başında Amerika ge- lir. Burada devletin siyaset olarak ta- kip ettiği bir çocuk davası vardır. Ve bunu hal için devletin hudutsuz müesseseleri, teşkilâtları mevcuttur. Esirgeme Kurumu gibi cemiyetler sn cak devlete yardımcı müesseselerdir. Hükümetin çocuk meselesine verdiği ehemmiyet, Esirgeme Kurumuna ve sair müesseselere yaptığı yardımlar. Ja âşikürdir. İçtimai Yardım Vekâle- tinin bu meseleyi bir devlet meselesi olarak kabulü, ve teşkilâtlandırması keklerin sayısı 687 den 1001 e, mahküm erkekler 332 den 671 miktarını çıkmıştır. Erkek kaçır. maktan mevkuf kadınların sayısı 12 den on sekize, mahküm kadın- lar 7 den 12 ye çıkmıştır. Şakavetten mevkuf ve mahküm olanlar 1934 ten beri devamlı su- rette azalmıştır ki memlekette asâ yiş ve emniyetin kawvetli olduğu- na ve gitgide iyileştiğine bir de lildir. Zimmet, ihtilâs, irtikâp, irtişa- dan mevkuf erkekler 323 ten 406 ya çıkmışken, mahkümlar 398 dan 339 derecesine inmiştir. Kaçakçı- lıktan mevkuf olanların miktarı değişmemiş, mahkümların miktarı seneden seneye azalmıştır. Demek ki kaçakçılık revacını kaybeden kötü sanatlardandır. Mühtelif suçlardan dolayı mev- kuf ve.mahküm olanların istatis- tiği, memleketteki içtimal hasta- lıkların en açık ölçülerinden biri- i (Arkası sayfa 9, sütun 4 de) dir. acaba mümkün değil midir?, Çocuk Esirgeme Kurumu köyler. den, şehirlerden topladığı kimsesiz ço cukları, tedricen devlet müesseseleri. İne naklederse. faaliyet sahası geniş ler, ve devlet müesseselerile elele ves ren müesseseler bu davayı daha reel bir şekilde halletmiş olurlar. Çocuk meselesi ayni zamanda bir nüfus me- selesidir. Nüfusa, yaratıcı, ve işleyi- €i ellere ihtiyacı olan bu memleketin bu davayı bir devlet meselesi olarak kabulü, gayeye daha süratle yürüme. Yi temin eder. Maddi imkânları var mı, orasını bilmiyorum. . Bir Kız, Bir Erkeği Kaçırdı! . ' İzmir, (TAN) — Bucada Selvi so- kağında oturan ve başka bir erkeğe nişanlı olan Kâmile adında genç bir kız, Tbrahim isminde bir deli - kanlıyı kandırmış ve rizasile kaçmış» tır. İkisinin izi de henüz bulunama- mıştır,

Bu sayıdan diğer sayfalar: