| ram. $ ye pa KD lem eml e GİRL ia Köy Kalkihmasi Çalışmaları İlerliyor Nazilli, (TAN) — Burada Köy'kal na işleri ehemmiyetle takip edil ğe başlanmıştır. Bu yıl köy bü- un üzerinde meşgul olduğu me , köy bütçeleridir. Bütçelerin tanzim ve tasdikinden sonra köy de esaslı çalışmalara girişile Yurtta köy işleri köy yasasına mekte ise de muhtarlık teş tında bir inkılâp Yapmak zarure göre 1 — Köy meelisindeki azalar yine lerden seçilmek üzere hükümet tarafından mütekaltlerden, tahsilli | kimselerden üç, beş köye bakmak ü- | zere münevver bir muhtar tayin e-| dilmelidir. Bugünkü şekilde üç beş köyün verdiği muhtarlık aylığı, hü- kümetçe tayin edilecek mühtarın tah sisatnı fazlasile tutacaktır. Bu tak - dirde köylerin işleri süratle ilerliye- cek, köy idaresindeki bugünkü gev- şeklikten eser kalım; takaları dahilindeki köylerin varida- hsil etmek va- Bu sayede, her lerde bugünkü ha- idat kaza - lecektir. 3 — Köy birliklerinin bir an ev-| vel tahakkuk ettirilerek köylerin birlik merkezlerinden idâresi, köy kalkınma davamızın en lüzumlu bir teşekkülüdür, Lâkin birlik mer- i esaslı tetkiklerden sonra 4 — Köy okuma odaları için köy-| lünün istifadesine yarıyacak olan ki tap ve gazeteler bol gönderilmeli - dir. Filvaki hükümet köylere (Yurt gazetesi, Köylünün. gazetesi) , gibi mecmualar gönderiyor. Hattâ, bir iki | gündelik vilâyet gazetesi de köy ad- reslerine yazılı olarak ilçeye geliyor. | Fakat bunların muntazaman gelebil- | diği yer, ilçe merkezi olarak kalıyor. İlçeden köye bunları götürüp dağı- tacak teşkilât mevcut değildir. Resmi evrakı, gazeteleri, kitapla- rı, mecmuslatı, mektupları köye ka- götürecek ve köyden mektup &- lacak bir teşkilita lüzum vardır. Ad- liyenin atlı mübaşirleri gibi ilçeye bağlı seyyar posta müvezzileri Ihdas etmek, bu reti karşılayabilir. Söylendiği gibi hazirandan itiba - ren köy büroları hususi idarelere bağlanacak olursa, bütün Bu zaruret ve ihtiyaçların temin edileceği ve köycülük faaliyetinde esaslı bir in- kılâp vücüde geleceği Ümit olunabi. Şi Li | hafta da dört Ba; IE Da KAYSERİDE ATLISPOR GEZİNTİLERİ : al ak “ 2d Gri, Kayseri Atlıspor Klübü azaları, son h aftalar içinde birçok büyük gezintiler tertip elinislerdir. Bu resimde, Klüp azasından bir grupu görüyoruz. Kayseride Atlı Spor Gezintileri Spocular, Ankaraya ve Istanbula Gidecekler Kayseri, (TAN) — Halkevi köy -( Atlı spor ocağı azası şimdi, Anka-| cülük ve spor kolları azası her pa-| ra atlı spor klübü ve İstanbul sipe- zar yaya gezilerine devam ediyor- hi ocağı ile müsabakalara girişmek lar. Atlı spor ocağı da her hafta u-| için hazırlanmağa başlıyacaklardır. rün mesafeli gezintiler tertip et- Spor Çalışmaları mektedir. Kayseri, (TAN) — Bölgemize bağ-! Evvelki hafta, kırk kilometre u -|k spor klüplerinde büyük bir faali zaktakl Yamula köyüne; geçen haf- | yet görülmektedir. İş sahibi güreşçi- ta, otuz beş kilometre mesafedeki İn- | lerin de iştirakini temin için gecele- cesu kazasına gidip gelinmiştir. Son İri egzersizler yapılmaktadır. Munta- ve sekiz Baydan | zam ve her türlü konforu cami bir mürekkep bir ekip, buradan yüz o-| güreş salonu yapılmış, İstanbuldan tuz beş kilometre uzak olan komşü İmükemmel güreş minderleri getirtil vilâyet Niğdeye bir'günde gitmişler. | miştir. ; yeni bir atlı gezme rekoru tesis et- mişlerdir. Paten ve tenis sahalarında da fa - aliyete geçilmiş bulunmaktadır. SIVASTA : MANISADA: Otobüsler Fazla Yolcu Alamıyacak Manisa, (TAN) — Belediye, oto- obil ve kamyonların istiap hadle- rinden fazla yük ve yolcu almalari- nı menetmiştir. Iş başında sarhoş oldukları tesbit edilen şoför ve muavinlerinden ilk defasında 10 lira ceza, ikinci defasın | da da ehliyetnameleri geri alınacak- dığı malı akşama kadar satıp yalnız | tır. bir kuru elymek parası tedarik ede- bilenler bulunduğunu ileri sürmüş - lerdir. Seyyar Satıcıların ve | Sergicilerin Derdi TAN) — Seyyar satıcılar, ler, dükkân tutmadıkları takdirde satıştan omenedilecekleri hakkında mişlerdir. verilen karara itiraz et- Satıcı sermayeleri ol madığı için dük tutamıyacakları- nı, içlerinde sabahleyin veresiye al- — — — rek orada sergi kurmalarına ve sey- Muhtelif istasyonlarda bulunan 110 lira 50 kuruş ceman 452 kalem eşya açık artırma İle satılacaktır. Açık artırma 10 -6-—938 tarihli Cuma günü seat 15 te Haydarpaşadı işletme komisyonunda yapılacaktır. İsteklilerin 8,5 lirslik muvakkat teminat akçelrile mez) misyona müracaatları lâzımdır. Eşya Cuma ve Pazartesi günleri işletmiye müracaatla görülebilir. 304 *k* 9 uncu İşletme Direktörlüğünden: muham, ür tarihte ko Edirneye tertip edilen tenezzüh katarlarnıp İkincisi 11 Ha Cumartesi günü saat 23,20 de İstanbuldan kflkarak 12 Haziran tar günü saat B,39 da Edirneye varacak ve ayni gün oradan sa: kalkarak İstanbula sat 23,15 de dönecektir. Biletler 10 Haziran 1938 tarihinden itibaren kişelerde satılmıya başla” nacaktır. 13303) Sirkeciden Edirneye Gidip — Gelme ücretleri: 1 inci mevki: 606 Kuruş 2 inei mevki: 438 Kuruş 3 üncü mevki: 283 Kuruş Fazla tafsilât için istasyonlara müracaat olunması rica olunur. 8. İŞLETME MÜDÜRÜ ... 12-6 —988 tarihinden itibaren Tuzla içmeleri işletmiye açılmıştır. Han gi trenlerin içmelere gideceği İstasyonlara tebliğ edilmiştir. Fazla tafsi lât için'istasyonlarımığa müracaat edilmesi ilân olünı “3383, Jandarma Genel Komutanlığı Ankara Satınalma Komisyonundan : 1 — Bir metresine kırk beş kuruş flat tahmin edilen vasıf ve örneğine uygun doksan sekiz bin metre yatak ve yastık kılıflık bez kapalı zarf w suliyle 10-6-938 Pazartesi günü saat 15 de satın alınacaktır. 2 — Şartnamesi iki yüz yirmi kuruş karşılığında komisyondan alınabi* lecek, bu eksiltmeye girmek isteyenlerin 3307 lira elli kuruşluk ilk te minat makbüuz veya banka mektubu İle şartnamede yazılı vesikaları muh* tevi teklif mektuplarını belli gün saat on dörde kadar komisyona vermiş olmaları. “2040” , Sis NN NN . NR | Baş, diş, nezle, grip, romatizma, Nevralji, kırıklık ve bütün ağrılarınızı derhal keser. İcabında günde üç kaşe almabilir. m O m << ——ğ—ğ—— —— — - —— -— Fatih Sulh ikinci hukuk hâkim -| Fatih sulh 3 üncü hukuk hükimli” Tı EE liğinden: Fenerde Abdi Subaşı ma *| ginden: eş eletep eyi hahlesinde Balat caddesinde 00-08. nu | 2D! ez a Sl ei maralı kayıkhanede) Zaharya oğlu) Vefat tarih n ee EA 26-7.037 “Hasan Durmaz Mustâf& miş, geç vakit dönülmüştür. Mektep | “Murat oğlu Nikola ve Muradın a- 4 i çocukları arasında "yapılan müsaba -| leyhinize mahkememizin 38/299 e - a Hersbim Etem, kalar ve diğer eğlencelerle çok iyi | sas numaralı evrak ile Fenerde Ab -|13-12.937 Halil. di Buşabı mahallesinde eski Balet |20.11.937 Haydar Kalkan. Yeni Mürselpaşa caddesinde eski 56| 1511037 Şükrü Uslu. Salim Altın. N Kâzım Rüstem. BALIKESİRD Azgın Bir ' Manda Köyü Alt | Üst Etti Balıkesir, (TAN) — Küpeler na - hiyesine bağlı Dere çiflik köyünde, Mehmet Emine ait szgın bir manda yularından kurtulmuş, önüne gele - ne saldırarak köyü alt üst etmiştir. | Bu arada 40 yaşlarında Köse Meh -| met adında birini yere yuvarlamış, boynuzlarile zavallı adamı karnın - dan göğsünden ve ayaklarından teh- likeli surette yaralamıştır. Felâketzedeler Menfaatine Tenezzüh Balya, (TAN) kadınlar kolu, zelzele felâketzedele- Kızılay kurumu geçen bu tenezzüh yüz liradan fazla hasılat temin etmiştir. * Balikesir, (TAN) — Sarıköy nahiyesi müdürü Osman Onat ve Ka vak nahiyesi müdürü Hakk Akgüri izalesi hakkında ikame eyledik- 21.938 rusma sonunda gayri kabili taksim| Berveçhibalâ Gureba hastanesin Alınıyor vaya davetiye İle gıyap kara 2-2-938 | olduğu anlasılan müddeabih müssin | de vefat edenlerin tarihi ilândan it Balıkesir, (TAN) — Şehrimiz köy yeni 85/68 numaralı hisseder oldu - 8-11-937 N inen tebliğ edilmesine rağmen Mahmut Rahmi, becayiş edilmişlerdir. rdar olup mahkemeye gelmedi - satılarak bedellerinin hisseler nisbe - ebe okuluna 15 ağustosa kadar ta- lebe kaydedilecektir. Taliplerin 18 - unuz Kayıkhane odalarının şüyuu- 8-1-938 Ismail Hakkı Veli. İ #inizden gıyatınızda icra kılınan du- Ebe Mektebine Talebe > p9 35 yaş arasında olmaları ve ilk tah- #nde hissedarlara taksim! suretile | baren alacak ve borçluların bir # şüyuunun izalesine temyizi kabil ol. | ve iddiayi veraset edenlerinin üç # mak üzere 25 —5—38 tarihinde gıya |içinde mahkemeye müracaatları sk tir. Bunlara hususi bir yer gösterile - yar satıcılık etmelerine müsaade ©- Yunması bekleniyor. sili bitirmiş bulunmaları şarttır. bınızda verilen karar başkâtip ihbar- : namesi makemınâ kafn olmak zere | h818 terekelerinin hazineye devr? on beş gün müddetle ilân olunur. £ 'Junacağı ilân olunur. (8301) Manevra insiyaki olan bir adam bu iki faaliyette da, yani siyasette ve harpte şeytani zevkler, duyabilir. Bizim vâkıamızda mesafenin hareketsizliği bize hâ kimdi. Biz harbe dikine yürümek mecburiyetinde Ancak düşmanı fak fazla insan ve biriktirdiğimiz (ozaman (zaferin olduğunu düşünebiliyorduk, — Bizim yetsizliklerimiz nelerdi? Bi. görüşteki (o elistikiyet O noksa- nımız, entrikalara, beklenmiyen hücumlara inanmak arzumuz, belki'de biraz zekâya itimatsızlığımızdı. Ba tün bunlar bizce tatbik edilmesi ve inkişaf etti mesi isap eden âmlilerdi. Biz cepheden, açık göğüş- lerle, bazan dudaklarımızda bir şarkı İle hamle üze cine hamle des Lısan ahlâkı üzerine kurulmuştu. Biz daima haklı idik, bi» tek Milis neferini her zaman haklı oluşa da- yanmanın, yanlışa dayanmak kadar tehlikeli old na inandıramıyorduk. Yalnız hakka, haklı oluşu güveniyorduk Harpte hendeseye, fenne dayanmak fikri bize çok ç geldi. Bu devre varıncaya kadar zaferin ayrılmaz ımı olan “kumanda birliğinden” mahrumduk. Altın güneşin altında taburlarımızın, batary zın h esi altında, ve tankların gerisinde munt, şünü gördükçe nikbin oluyordum. Fa -an hareketlerden muztarip oluyor, k krar yerime müz Madridden gelmişlerdi. Beni Mıntaka kumandanı Perla tele- fon ederek taburların vaziyetini sordu. Bunu kendi- sine bildirdiğim zaman Zorrojon'a hücum edip etmi- yeceğimizi sordu, Ben, hayır dedim. O şaşırmış gibi oldu. ö — Eizim ilk hedefimiz Sesena'dır. dedim. Kumandan bana, Madridden kendisine, bizim tay- yarelerin düşmanın saffı harpte bulunan taburları ö- 2rrina ates ettiğini va hanların tanlanmacına mâni ol duğunu, bildirdiklerini söyledi. Eğer bu doğru ise, mü kemmeldi, Fakat bizim pilotların her on günde bir kadrolarını doldurmak mecburiyetinde kaldıklarını, bu sebeple her tarafta görünemediklerini gayet iyi biliyordum Mintaka kumandanı tektar sordu: — Zorrejon'a hüuem etmiyecek misiniz? — Tabii hayır, Bizim taburlarımıza talimatı siz verdiğiniz halde, şimdi bunu sormanız beni hayrete düşürüyor. Dedim. — Taht, Fakat nereden geldiğini bilmediğim kuv- vetler, Zorrejon'a doğru gidiyorlar. — Orasını siz bilirsiniz. Ben harp sahasında olma- dığım için, bu dakika oralarda ne olüyor bilmiyorum, yalnız #izi temin edebilirim ki, bizim tabürlar Sese na'ya yürüyorlar. — Alâ, Düşmanla temasta mıdırlar? Bir dakika evvel bir haberci bana şifahi bir haber getirmişlerdi. ' — Evet. Bizim sağ cenah ve merkezin bir kısım düşmanla temasa geçmiştir. Sol cenah daha ilerliyor. — Köyden ne kadar fasıla ile? — Belki birkaç mil. — Allaha ısmarladık, — Emir sizin. Bu muhaverede müteessir olacak iki nokta vardi, mıntaka kumandanı faal bir muharebede kuvvetlerinin bir parçasının mahiyetini “ bilmiyordu. İkincisi, düşman pişdarlarının bombardımanı hak - kında ati malümatı yoktu, Vakla şuydu ki, biz sor- madan bize bunu söylemeleri, bizi; mediğin! gösteriyordu. uyumamak için hemen kalktım. Tam öğle zamanı tabur kumandanı büyük yeis i- çinde geldi. Ona bizçok sunller sordum, fakat hiç bi- rine cevap vermedi. Belki de suallerime cevap verme- mek için hakiki bir askeri kumandan tavrını tâkını- yordu Nihayet bana döndü — Görinüle göre Senea Gağız. dedi Eğer biz acele e damlar. oi son ilkönce girecekler. Kendi kendime, bu daha iyi, dedi kimin daha evvel gireceği ise, bundan âlâsı olmaz. Tabur kumandanına, mıntaka kuma jona hücum e etmiyeceğimizi ledim. Kumandan, mıntaka bir şeyler mırıldanarak dışarı çıktı. yanında oturuyor, cephe gerisindeki ler. veriyordum. Fakat harbin bütü nim içimde dalgalanıyordu. Tabu: kumandanı çıkar çıkmaz, bi. si kablelvukula ve sevinçle dolduran bir harp pösta- cısı, bizim tayyarelerin geldiği müjdi kat yazık ki, yazıklar ki bi leriydi. Kalbimi yoran bi çıktım. gittim. Önümde bir doktor süratle laştım ve sordum — Kac yaralı var? tayyarelerin gel- Oturdum, nezsek, Burillonun a- kumandanı enler düşman tayyare- ik bir ıstırap İle dışarı nkların, mühimmat kamyonlarının yanına — Benim hastahanemde elli kadar var. — Yaralıların tahliyesi muntazam olmuş mu? O memnuniyet vermiyen bir jest yaptı — Her zamanki gibi. Daha iyi değil. Üç motörlü üç tayyare geldi. Ben erkânı harbiye- nin katorgâhına gittim. Bombalar pencereleri şid- detle #arsıyordu. Bizim erkân harbiye merkezi, tipik bir katlı bir de İzbasi olan bir köy eviydi. Üç bomba tam önümüze düştü, bir ağacı, bir de telefon hattını, biraz aşağıda da üç telefon hattını tahrip etti. Tay- yareler dört tarafa bombalar saçarak köyün üstün- den geçtiler. Tayyareler gidince, üç haberci gönder- dim. Bunlsrdan bir tanesini tank depolarına, diğerini mühımrnet deposuna, üçüncüsünü de hastahsnelet? saldım. Tayyareler yalnız hastanelerde tahribat yapmışlardı. Bir doktorla bir zabit ölmüş, birçok ta yaralı vardı. Ötekiler de yalnız bir duvar yıkmışlardı ki büyük bir ziyan değildi. Hastahanelere gittim, burada yaralı birçok eski ar- kâdaslara rastladım. Bombardıman manevi kuvvetle rini bozmamıştı, Bodin : — Bu ticüncü defadır ki beni yatağımda bombar- dıman ediyorlar. Bunların hepsini atlattım. Tekrar gelebilirler. dedi. Fakat bâzı yaralılar vardı ki fena halde korkm lar, yaralarının acısından feryat ediyor, kendil pencersden aşağı atmak istiyorlardı. Yine eski düş celerime daldım: Bir hastahanemiz bombardıman © dildiğ: için kimse bizi Itham edemez. Onlar bunu her tarafta, köylerde dahi yapıyorlar, Bu onlar için har“ betmekten daha zevkli birşey. Biz zulüm yapmadan harbed:voruz. Fakat eğer harbi kaybedersek, budala Ve an'âneci tarihin takdirleri galiplere ait olacaktır. Siyasette iktidara varmak için her yol mübah' harpie de zafere varmak için. Fakat bu hastahane” lerin bombardımanı ahlâki bir nefret, bu âdiliğin hicaın, uyardırıyor. Bunu yapanlar isterse Alman isterse İspanyol Faşisti olsun nihayet insandırlar. fakat giren bizler olü- im. Eğer mesele mdanınım Zorre- sorduğunu söy- aleyhine Ben telefonun adamlara emir- m hâdiseleri be- zi harikulâde bis esini getirdi. Pa- koşuyordu. Yak,