&milin bu halinde bile gös- terdiği vakar ve haşmet kar Randa, Çarın kumandanı © kadar Msrnış ve bocalamıştı ki; ona ilk “İz hitap ederken: — Siz. Şamil misiniz?- Gibi, garip ve mânasız bir sual- der başka bir söz bulamamıştı... Şa Tad tuhaf suale, büyük bir sü- le cevap vermişti: — Evet.. Şamil, benim. > Alâ... Gerek sizin.. ve gerek Mizdakilerin hayatı, tamamile şet altındadır. Servetinize d2 kiz miyecektir. Bu gece, ikameti- için çadırlar ihzar edilmiştir.Tür geçmek hususundaki arzu- ENE, Haşmetlü Çar Hazretleri mu a kat etmişlerdir. Ancak bu me- İyi e Haallük eden vaziyet, kendi- ayl bizzat sizin aranızda tesbit Macer. Onun için yarın, bütün Miyetinizle, Petersburga gidecek- ai Ba g aşan bu sözleri büyük bir sü- ie dinlemişti. Artık son kara- e Vermiş olan kâmil ve müte- il büyük bir şahsiyet sıfatile, a: — Pekâlâ... mişti, İşte bu iki kelime; Kaf Da hürriyet ve istiklâl mücadele” son sözleri idi... Artık, her şey ye ti. Şamilin kanlı kılıcı, ebe- Sü kınına girmişti. Kafkas şahi- # erinin kızıl ve parlak güneşi de, an itibaren gurub etmişti, Maç e tarihi, en büyük bir dö- ân çoktasına gelmişti. O gün ve tiye Kafkas diyarının bütün hür, Kaçar kalbinde, sehelerce ve ta, Pca unutulmıyacak bir ma - târihi olatak hakkedilmişti ŞAMİL, ÇAR SARAYLARINDA © #nüp vilâyetlerinde seyah: 7 le meşgul olan (Çar, İkinci ;, sandr), Şamilin teslim oldu- wv İşittiği zaman büyük bir'se - ak göstermiş; onunla. karşılaş « için Petersburga avdeti bekle- )y visti. İlk mülâkat, Petersburg işe zerinde bir şehirde vukua gel a milin, Çarin huzuruna gire- di Zaman; an Hükümdarların huzuruna si- girmek âdet değildir. ae kıltcını, kamasını, taban « çıkartmak istemişlerdi. Fa- İ Çar, bunu duyar duymaz: Ri, Sakın çıkarmasın. Onu, silâh- ia görmek istiyorum. İYe, haber göndermişti. Şamil, uçlarından tecrit edilmediğine run e bi le sevinerek, Çarın hu- a bir esir gibi değil; muzaf e umanden şeklile girmişti. İkigggci Aleksandr, Şamile büyük aki göstererek, Türkiyeye git tig © Muhtar bulunduğunu temin A, 20 sonra, kendisinin misafiri KR“ bir müddet Rusyada kal - dap pi Tica etmişti. Şamil, o ke- ayy bir nezaketle karşılan- Kk Demiş Çarın bu ricasını reddede K ne dağlarının ve Çeçenis. Ça, , İh ormanlarının harp ilâhı, Mü, saraylarında da zarafetin ve li hazır cevaplığın bir kahra- *silmişti. Yeğg sün Çar bütün Gran Düklere Krater kumandanlara parlak bir ded, Vermiş; bu ziyafete Şamili Ye *t etmişti. Ve gezek emasında, konuşuluyor, biri, Sülüyordu. Generallerden lez ili işaret ederek Çara bir Ün, öylemişti. Bu sözler, Şami- Meray, © dikkatini celbettiği için, Tep b” © da kumandanı işa- 57 Saliha, benim için bir şey söy - Acaba ne diyor? b o ar birdenbire cevap İdüt etmiş; fakat Şa Mide Süphelendirmemek için şöy - No: 8İ Tece doğrusunu söylemek mecbu - riyetini hisseylemişti: — Bizim yemek meclislerimizde, büyük bir serbestlik vardır. Her - kes, güler. söyler. Ve etrafında - kileri de güldürüp eğlendirmek is- ter... Ceneral, sizin büyük bir işti- ha ile yemek yediğinize dikkat et- miş. Bundan dolayı memnuniyet gösteriyor. Lâtife olmak için; “kor karım Şamil, bu gidişle beni de yi- yecek.,, diyor. Şamil bu sözleri büyük bir dik - katle dinlemiş.. Çarın sözleri biti ği zaman, hiç düşünmeden gülüm - siyerek şu cevabı vermişti; Lütfen kumandana söyleyi - niz. İşiham, daima yerindedir. İyi yemekleri severim. Fakat bu hu - susta kendileri hiçbir korku ve te- lâşa kapılmasınlar. Çünkü ben, Müslümanım. Domuz eti yemem. Şamilin bu nükteli cevabı, bütün sofradakilerin © derecede hoşuna gitmişti ki; her taraftan şiddetli al kışlar ve kahkahalar yükselmişti. amil ayni zarafeti, sarayda verilen muhteşem bir balo- da da göstermişti. Bu parlak balo- ya davet edilen Şamil, salon kapi- $ına kadar gelip te orada yarı çıp- lak kadınların fraklı erkeklere sa- rılmış olarak dans ettiklerini gö- rür görmez, içeri girip girmemek için kısa bir tereddüt geçirmiş. Fa kat kendisine (ham sofu) dedirtme mek için » sessizce tövbe ve istiğ - far ederek - salon kapısından gir - miş; tenha bir köşeye çekilerek manzarâyı seyretmişti. Bu sırada, Gran Düklerden biri yanına sokularak aralarında şu mu havere geçmişti. — (Balo) denilen bu âlemi, ilk defa görüyorsunuz, değil mi? — Evet. İlk defa, — Nası! buldunuz? — Nasıl bulduğumu, sormayı - nz... Yalnız size şunu söyliyeyim. Siz, Ruslar; ahrette cennete gitmi- yeceksiniz. Çünkü sizin, dünyada cennetiniz var. Biz ise, ahrette cen nete gideceğiz. Bütün zevk ve sa- fayı, orada göreceğiz. — Acaba, sizin cennet ile bizim cennet arasında bir fark var mı?. — Şüphesiz. Sizinki, muvakkat. Bizimki ebedi... Şamil; temiz bir dindarlığın, çir kin bir taassup olmadığını Çar sa - raylarında da göstermişti. Dini sa- lâbetini tamamile muhafaza etmek le beraber, beşeri ihtiyaçları da hoş görecek derecede vicdan hür - riyeti izhar etmişti. Ve böylece ken disini derhal muhite sevdirmişti. Bilhassa musikiden son derecede zevk alması, bütün o kibar ve za- rif zümreye hayret vermişti. İlk günlerde onu sadece sarıklı ve sa- kallı bir muharip, ve nihayet bir dağlar kahramanı nazarile gören - ler, o koca kalpak ve sarığın altm- da ince düşünen bir dimağ, o silâh kayışlarının çaprastlandığı geniş güğüsün içinde pek hassas bir kalp mevcut olduğunu anladıkları za - man; — Kafkas topraklarını kanla su- lamış olan Şamil, bu ince ruhlu a- dam m7. Diye, taaccüp etmişlerdi. A rtik Şamil, her gece bir Gran düşesin, bir Prensesin salo nuna davet ediliyordu, Ve o her davette, şu iki suali soruyordu: — Müzik var mı? Çocuklar ge- lecek mi?... Şamil; müzik kadar, çocukları da seviyordu. Hiçbir taassup ve yadır gama duymadan, çocukları kucağı na oturtuyor. Onların, mini mini ellerile, belindeki kamanın kabza- sile oynamalarından büyük bir zevk duyuyordu. Şamilin bulunduğu toplantılarda dalma kadınlar onun etrafım ül yorlar; onunla konuşmaktan ve za Kafkas Tarihi Bir Dönüm Noktasına Gelmişti rifane şakalaşmaktan büyük bir zevk duyuyorlardı. Bu esnada, Prenseslerden biri ve fat etmişti. Saray, usulen mateme girmişti. O matem günlerinin bi - rinde, Çar ikinci Aleksandr pence- reden bahçeyi seyrederken gözüne Şamil ilişmişti. Ve hayretle başını saray nazırına çevirerek: — Tuhaf şey. Bugün ilk defa o- larak Şamili sarıksız görüyorum. Sakın, sarığına karşı hakaret telâk ki edilecek bir muamele vuku bu- lup ta çıkarmış olmasın. Çabuk, an Tayınız. Diye, emretmişti... Saray nazırı, koşarak Şamilin yanına gelmiş: — Haşmetlü Çar Hazretleri, me- rak ettiler. Bugün niçin sarıksız geziyorsunuz?, Demişti... Şamil gülmüş; — Haşmetlü Çar Hazretlerinin alâkalarına teşekkür.ederim... Lüt fen kendilerine söyleyiniz. Saray, matem içinde. Herkes, siyah elbi- selere bürünmüş. Benim beyaz sa- Tık İle saray bahçesinde dolaşmam, münasip olur mu?... Diye. cevap vermişti * Şamil, o tarihte altmış dört ya- şında idi. Eğer başka bir insanda ols, bu yaş o kadar fazla addedile- mezdi. Halbuki otuz beş senelik mücadele hayatının yıprattığı vü- cudün sayısız yaralarından dökü- len kanlar, Şamile hakiki yaşın - dan çok fazla bir yorgunluk ver- mişti. Onun için Petersbürgtaki sa- ray hayatının usullerine, hemen her gece, biribirini takip eden da- vetlere uzun zaman tahammül e- dememişti. (Devamı var) DIŞ TİCARET; Ucuz Tiftik Toplıyanlar Çoğalıyor Sovyetlerin piyasamızdan aldikla- rı muhtelif mallar, bu ayın on birin- de limanımıza gelecek Sovyet vapu- runa yüklenecektir. Sovyetlerin son günlerde piyasamızdan almakta ol- dukları tiftiklerden başka muayyen olan firmalar Sovyetler hesabına tif- tik almakta devam ediyorlar, Ana- dolu piyasaları ile şehrimiz piyasa- sından Bulvadin ve Ankara mah 197 balya tiftik daha alınmıştır. Bu mal ların kilosu 106,5 kuruştur, Tiftik sa- tışları rakipsiz kaldığından piyasa - dan ucuza alınan mallar artmakta- dır. Yalnız son günlerde İngilizler hesabına deri malı tiftikler üzerine soruşturmalar başladığına göre, İn gittere için de yakında mal toplana- cağı tahmin edilmektedir. Bu sene fi- yatların yüksek olarak açılmış olma- sından bazı tüccarlar az mal almış lardır. Fiyat vaziyeti, ancak son gün lerde kararlaşmış bir hale girebilmiş- tir. Böyle olmakla beraber muayyen taahhütlerde bulunmuş olan tüccar azar azar mal toplamakta devam edi- yorlar, ğe HARİCTE: Çek - Yunan Ticaret Anlaşması Yunanistan ile Çekoslovakya ara- sinda yeni bir ticaret anlaşması yapı- lacaktır. Bir Çek ticaret heyeti bu iş için Atinaya gitmiştir. İki memleket arasında muhtelif maddelerin ihra- cat ve ithalâtını genişletecek olan ye ni anlaşmada bazı maddelere geniş kontenjan verilecektir. Çeklerin ge- çen senödenberi ithal ttikleri tütün- ler Tazla olduğundan Yunanistandan bu sene az tütün alınacak ve buna mukabil zeytin, zeytinyağ, pamuk, pamuk yağı, üzüm, incir ve seir mey valara geniş kontenjan verilecektir. Çocuk Oyundan Yorulur mu? Kendi havasına bırakırsanız, yo- rulduğunu bilmez, çocuk için oyun © kadar keyifli şeydir. Fakat çocuk daima büyüyen, yahut daima bü- yümesi lâzimgelen bir vücuttür. Büyümesi bitinciye kadar tam a- dam değildir. Bir kere, kemikleri yani oynar - ken ve koşarken, jimnâslik yapar- ken büttin hareketlerine temel olan uzuvları az çok yumuşak ve kuvvet sizdir. Hele uzun kemiklerinin ucu ların ucları kırılmasalar bile kolay iltihaplanırlar, O kemiklere yapışık olan ve ha- reketleri yapan adaleleri de daha büyüme halindedir. Kemiklerle ada lelerin büyümesi beraber gibidi Çocuğun yüreği de bir adaledir, o da henüz dayanıksız ve kuvvet » sizdir. Vakıa çocuk vüreği, uzanıp kısalan bir lâstik gibi, her işe, faz la islere de müsaittir, fakat sık sık uzanıp kısalan lâstik gibi çabuk za yıflar. Çocuğun karaciğerile böbrekleri islerini görürler, biri hareketin hâ- sıl ettiği zehirleri temizler, öteki dışarı atar, fakat onların da takat- leri azdır. Biri fazla yorulunca $e- ker hastalığı meydana çıkar, öteki fazla yorulunca albümin hâsıl eder, Çocuğun sinirler cümlesi on ya- şına doğru, vâkıa, tamam olmustur. Fakat soğuğa ve sıcağa karşı dayan mak kudreti henüz eksiktir. On ya sındaki çocuk soğukta çahtk üşür, sıcakta da kendini serinleteme ğuğa ve sıcağa karşı dayanıklığının az olması oyunda, harekette mühim tesir eder, Bütün bu sebeplerden dolayı ç0- cuk oynamakta, koşmakta, müma- rese yapmakta İfrata giderse - ken di farkında olmadan - fazla yorulur ve ona sürmenaj gelir. Çocuğu vak tinde muhafaza edebilmek için ha nun alâmetlerini bilmek lâzımdır. Fazla yorgunluğun bir sekli hâd olur. Çocuk koşup oynadıktan üç nihayet altı saat sonra vücudünün sıcaklığı artar, ateş gelir. Bu ates çoğunda hafiftir, Fakat haylica yük seldiği de olur... O vakit çocuk grip hastalığına tutulmuş, yahut cocuğu güneş vurmuş derler. İkisi doğru, çünkü çocuğun vücudün- hiç zararsız olarak yaşıyan mik- roplar yorgunluktan sonra zararlı olmuşlardır, Güneş te yorgun çocu ğu daha çabuk vurur. İkisi de doğ ru, fakat ikisinin de esası çocuğun fazla yorulması. Fazla yorgunluğun bir alâmeti de uykusuzluktur. Sadece yorgun ço- cuk yemeğini unutur da uyur, faz- la yorulunca hem yemek yemez, hem de uyuyamaz. İştahsızlık, ye- mekten tiksinmek te fazla yorgun- luğun üçüncü alâmetidir. Yorgun Yuk daha ileri gidince çocuğa ishal, bronşit ve titreme de gelebilir. Faz la yorgunluğun bu hâd şekli cocu ğun, ifrat derecede hareketten hâ- sıl olan toksinlerle âdeta zehirlen miş olduğunu gösterir. Müzmin şeklinde bunlar görül. mez, fakat çocuk büyüyemez. Bo- yu uzamaz, kilosu artmaz. Hattâ yorgunluk devam ederse zayiflar, ki losu azalır bile, Zayıflama basla- yınca sonraki alâmetleri de kolay ca tahmin edebilirsiniz: İstahı aza- bır, çocuğun karakteri değişir, neşe si kaybolur, her şeye sinirlenir. O vakit siz onu oyuna, harekete yol- lamak İstersiniz. Fakat yanlış olur. Aksine, çocuğu Yatırmalı uzun u- zadıya istirahat ettirmelidir. Cok defa, uzunca ve devamlı istirahat, sizi merak ettirecek bu hallerin geç mesine ir. Fakat hava tebdili yerinde de. mektepte olduğu gibi, vakit vakit çocuğun miyen, kilosu artmıyan çocuk ça - buk hasta olur. GÜNLÜK PIYASA Ziraat Bankasının buğdaylarından 325 bin kiloluk yumuşak ve sert buğ day kilosu 5,20 » 5,28 kuruştan satıl- miştir. Bir vağon tüccar malı sert buğ day 5,37 kuruştan verilmiştir. Yumu- saklar ise 8,34 kuruştan satılmıştır. Kızla buğday 8,28 - 6,30 kuruş ara» sınğa verilmiştir. Şehrimize getirilen 30 bin kiloluk bir parti Çavdar 8,7,5 kuruştan, yeni mahsul yulaflar 3,38 kuruştan, susam- ler 16,28 kuruştan çuvalı olarak, kuş yemleri çuvallı olarak 7,14 kuruştan müşteri bulmuştur. * Piyasamıza kırk altı bin kflo bayar peynir İle sekiz bin kilo kaşer peyni- Fi getirilmiştir. Bir mikdar beyaz pey nirlerin kilosu 31,26 - 36 kuruş arasın da ve kaşerlerin kilosu 53 - 58 kuruş arasında satılmıştır, * Üc gün içinde şehrimize elli üç bin kilo tiftik, 21 bin kilo kuru fasulye, iki bin kilo pamuk, sltmış bin kilo kepek, Ritmiş beş bin kilo un getiril miş ve muhtelif fiyatlarin kısım kasım ; satılmıştır. İM ———— ODADA: 35 Bin Esnaf İçin Cüzdan Dağıtılacak Esnaf cemiyetleri murakabe idare- since yenileştirilen esnaf cüzdanları- nın dağıtılmasına devam ediliyor Her esnaf bu cüzdanlardan almak mecburiyetindedir. Dün akşama kş- dar dağıtılan cüzdanların adedi 2167 Yi bulmuştur. Şehrimizde otuz beş bi ne yakın esnaf bulunduğuna göre tev ziatın ancak ay sonuna kadar nihayet bulabileceği anlaşılmaktadır. Marangozların Kazanç Vergisi Esnaf cemiyetleri murakıbı Ferit, Ankaradan dönmüştür. Ferit, esna- fın vaziyeti hakkında İktisat Vekâle- #ine bazı izahat vermiştir. Marangoz- lar cemiyetinin kazanç vergileri hak- kında de alâkadarlarla temas ederek bütün esnafın vergi bakımından va- Ziyetlerini izah etmiştir. Linyit Madenleri İşletiliyor Kütahya, (TAN) — Etibank, Tav- şanlı havzasında linyit madenlerini iş letmeye başlamıştır. Bu havzada 3.6 bin kalörili 60 milyon ton kadar kö- mür bulunduğu tahmin edilmektedir. Banka buradan ve Değirmisizden se- nede 40 - 50 bin ton maden çıkara- caktır. Şeker Pahalı Kars, (TAN) — Burada ambara kadar kilosu 23 kuruş 54 santime mal olan şekerin 36 kuruşa satılmasından şikâyet edilmektedir. mmm İri 6-6-418 i ÇEKLER | Açıl Kapan Loora Nevyork 1285375 | Paris 5125 | Milâno 66015 | Cenevre 22813 Amsterdam 608425 Berlin 508325 İ Brüksel 214175 | Atina 41450 | Sofya 10450 Prog 43823 İ Madrid 7.6150 | İ Varşova 2002 Budapeşte 2504 Bükreş os Belgrad 28750 Yokahama 264675 Stokholm. 32275 | Moskova 730025 PARALAR Alp Satiş İ Frank İ Dolar ğ | yo ? Belçiks Pr, : | rahmi 5 | | tertere Pr. # i | vava 5 i Eee i İ Eron Çek 2 Marie ş İ Zet l va | iu İC PİYASALAR: Fabrikalar Yeniden Yapak Alacaklar Yerli fabrikalarımız daha ziyade Trakya yapaklarını tercih ettikleri halde bu cins malların kilosuna altmış kuruştan fazla fiyat vermi- yorlar. Satıcılar ise 63 kuruştan a İı inmedikleri için canlı işler yapıl! miyor. Dün bir fabrikamız işlenmiş Bul- vadin yapaklarından doksan balya Satın almıştır. İzmirdeki satışlar gev şektir. Oradan yerli fabrikaların faz- la mal alacağı söyleniyor. İzmirin yerli yapaklarının kilosu 33, 35 ku- Tuştan muamele görmüştür. “Buna mukabil, piyasamızda bugün lerde hiç pamuk satışı olmamıştır. Bütün satışlar Adana, Mersin ve bir miktarı da İzmir piyasasında yapıl maktadır. İzmirin Akalan pamukla- rının kilosu dün 43.5 kuruştan ve- rilmiştir. Zeytinyağların Vaziyeti İyi Muhtelif zeytin omuntakalarından İşehrimiz piyasasına getirilen zeytin- yağlarının stoku artmıştır. İzmir pi- yasasından bile şehrimize kilosu 30,5 - 31 kuruş arasında yüzde beş a- sitli yağ gönderilmektedir. Yağları- mızın bu seneki vaziyeti iyi olmakla beraber bazı yağcrların halis yağlara pamuk yağları gibi diğer bir takım yağları karıştırdıkları görüldüğün- den buna karşı tedbir alınması için alâkadarlara müracaatlar yapılmış tır. Haber aldığımıza göre, İktisat ve- kâleti yağ meselesini esaslı bir su- rette halletmek kararındadır. Zeytin yağlarının tahlil neticesine göre asit miktarı tesbit edilmiş olarak sattırıl- ması muhtemeldir. Turfanda Karpuz Geldi İskenderiyeden piyasamıza bu se- nenin ilk turfanda siyah, yeşilimti- Tak karpuzlarından bir miktar gönde rilmiştir. Turfanda karpuzlar sapla- rı burulmuş olarak zoraki yetiştiril- dikleri için pek makbul olmadikları halde yaz meyvalarının müjdecisi sa yılan bu çeşit karpuzlar gelir gelmez tanesi 80 - 100 kuruşa kapışılmıştır. "Toptan satış fiyatı ise boylarına gö- Te 50 - 80 kuruştur. Palamut Piyasası Durgun İzmir mıntakasının mühim bir ih- raç maddesi olan meşe palamudunun son günlerde piyasası durgunlaşmış- ır. Son hafta içinde satış olmamıştır. Birinci tırnak mallar 460 - 480, ikin- ciler 420 - 440, refüz mallar 260 - 270 Uşak kaba mal 260 - 400, Çivril mal- ları dahi 260 - 320 kuruş arasında piyasa bulmuştur. Sarı Mısır Yükseldi Son bir hafta içinde fiyatı düşmi- ye başlıyan sarı mısırlar dün tekrar kilo başına 2,5 para kadar yükselmiş- İtir. Dün şehrimize on beş bin kilo mı sir getirilmiş ve 4,35 kuruştan satıl- mıştır, Bir hafta evvel sarı mısırlar 8.07 kuruşa kadar yükselmişti. Anason piyasasının merkezi seyı lan Izmirde iki gün içinde anaso - nun 30 - 35 kuruş arasında satılmıya başlandığı haber verilmektedir. Tat- a badem içinin de 96 - 97 kuruş ol- duğu bildirilmiştir. Sebze Halindeki Satışlar Halde toptan meyva ve sebze satış- ları canlanmıştır. Kilo İle satılan: Bamye en aşağı fiyatı 58, en yük- * sek fiyatı 60 kuruş, dolmalık biber 50, 55 kuruş, sivri biber 60, 70, sakız kabağı 9, 10 kuruş, yer fasulyesi 8, 9 kuruş, çalı fasulye 10, 11 kuruş, Ay- şekadın fasulyesi 10, 11 kuruş, kır domatesi 30, 35 kuruş, bakla 1.50, 2 kuruş, araka 3, 3.50 kuruş, bezel- ye 4, 5 kuruş, semizotu 1,50, 2 ku- İruş, İspanak 2, 2.50 kuruş. yaprak 7, 9 kuruş, Enginar tanesi 2, 6 kuruş, İyeşil salata 100 adedi 30. 40 kuruş, patlıcan 15, 16 kuruş, marul 1, 2 ku- ruş, hiyar 1, 4 kuruş. ÇIRAĞAN SARAYINDA 28 SEME ATİ) LZ