1.6 -938 İİBUGÜN| İtalya İle Fransa Arasında Yazan: Ömer Rıza DOĞRUL İngiltere ile İtalyanın anlaşmasın- sonra Fransa ile İtalya arasında Komada müzakereler başlamış ve i müzakerelerin bir neticeye varma # umulmuştu. Fakat bu müzakereler #*çen Mayısın 17 sinde kesilmiş ve 0- tada grginleik havası esmişti. İtalya kili, Fransa ile İtalyanın İspan- Yada barikadın iki tarafında bulun. daklarını söyliyerek anlaşma imkân- min güçlüğüne işaret etmiş, ve İs- Ya meselesinin hallinden önce iki yeniden müzakerelere başlaya Miyacağı tavazzuh etmişti. Birkaç önce İtalyanın Milâno şehrinde İtalyan dış siyasası hakkında bir nu ik söyliyen Kont Cianonün nutku Dun şu fıkrasile Fransaya işaret etti- Zannedilmektedir: “Muvakkat uzlaşmalar altında iki Yüzlülükler ve ihtiyati kayıtlar gizli- anlaşmalar yapmaktan daha teb- İlkeli birsey yoktur. Bu çeşit siyasi lara girişmek Faşist İtalyaya Yaraşmaz. Çünkü bunlar bir tarafa fayda vermez. Bilhassa bu hattı ket, tarihi vaziyetleri tanımayı Ve onlara hürmeti icap ettiren sulhün e de değildir.” Siyasi mahfiller bu sözlerin Fran- a İşaret ettiğine kani olmakla be- r bu sözlerin Fransa ile anlaşma- Şartını tayin etmekle anlaşma! İhkânlarımı hazırladığını, İtalyanın) Tansa ile münasebetlerini samimileş *dikten sonra bütün meselelerin ih yoliyle halli için iş beraberliğin- İn geri kalmıyacağını ve İtalyanın p, vanya ile müttefik, İngiltere ve tansa ile dost yaşıyarak bir müvaze- kuracağını söylemektedir. Diğer taraftan Fransa Hariciye Na- Bonnet de Fransa Parlâmenio- nun Hariciye encümeninde söyledi bir mutukta İtalya ile resmi konuş Maların yakında başlıyacağını söyle- ir. Anlaşılan, bu konuşmalar Fra w ve konuşmaların İyi bir neticeye İanmasından sonra Fransa ye- #efirini “İtalya Kralı ve Habeş im- | atoru” nezdine gönderecektir. Bun y evvelde Roma müzakereleri, ii işgüderi M. Blondel idare e- ig ve herşeyden fazla Akdenizde hı, vala serbestliği ile ona benzi. mevzularla meşgul olacaktır. nyadaki yabancı gönüllüleri ge ilmak için Londrada verilen son arların, konuşmaların başlamı j temine yardım ettiği anlaşılı ia müzakereler henüz başlamış de ayan borçları : aamanzanın Avusturyayı ilhak et- > Üzerine Avusturyadan alacaklı © “öy Almanya ile bu işi tesviyeyo lar: Bu alacaklıların biri İngil- ia Bu mesele İngiltere ile AL aa arasında konuşuluyordu. Ve- İŞ sitimatn göre konuşmalar, tam meg çıkmaza sapmıştır. Sebebi urya borçlarının iktısadi değil, mahiyette olmasıdır. Almanya eti, siyasi mahiyeti olan borc- Üy eketfil edemiyeceğini, bu borç- a e taryayı, Almanya ile a, ten alıkoymak için verildiğini Miş ve birçok Alman ricali, AL nan siyasi borçluluğu reddettik söylemişlerdir. neticesi olarak yapılan konuş e T netice vermemiş bulunuyor, a Ma agi lerin yenilenmesi beklen- ir, yg Corc Hükümete , Aleyhtar a 8, 6 (Hususi) — Loyd Corç, in bir intihap dairesinde yapılan hizaya adelesi esnasında amele (gı, © müzaheret ederek hükü- Mim Yhinde şiddetli beyanatta bu- İm, Ve hükümeti diktatörlere bo k, Mülletler Cemiyetini fel- Ma ha zak sulha hizmet edemiye- i Yeti © Eetirmek, demokrasi ve hür- ; © Jin Romaya bir sefir göndermeğe| ia Aeg TAN - Fransa Üzerinde | Meçhul Tayyareler Bir Daha Görünecek Olursa Fransız “Çeklerle Slovaklar, Ebediyen Birleşmişlerdir. Tayyareleri Takıplerine Çıkacak Madrit Bombardıman Ediliyor Londra, 6 (Hususi) — Dün de, bu- gün de, İspanyadan gelme hüviyeti meçhul tayyareler Fransa toprakları üzerinde uçmuşlar ve bu hâdise Fran sada asabiyet uyandırmıştır. Dün sabah Fransız toprakları üze- rindeT uçan meçhul tayyareler sabah leyin saat 6 da Aks - Les - Thermes civarında Orgerks ismindeki küçük kasabanın üzerinde görünmüşlerdir. Adetleri dokuz olan bu tayyareler, üç grup halinde uçmakta idiler. Tayya- reler, civar dağların yanından geçe. rek kaybalmuşlar, fakat saat 8 de tek rar görünrek on tane kadar bomba at mışlardır. Vali ile Ariej Jandarma kumandanı tahkikat yapmaktadırlar, Bir bomba ile ortasında (U) harfi bu- lunan bir pervane bulunmuştur. Şa- bitler, tayyarelerin üçüj motörlü ve kurşuni renkte olduğunu söylemekte ve hiç bir işaret taşımadıklarını ilâ- ve eylemektedirler, Meçhul tayyare- ler, tereddüt etmeden nehrin mecra sını takip ettikten sonra geldikleri yolndan dönmüşlerdir. Bu hâdiseler üzerine Fransa Baş- vekili ve Müdafaa Nazırı Daladiye İspanyol hududunun Fransa hava kuv |: veti tarafından müdafaasını emret- ir. Bundan böyle Pirene mınta- amme her nevolursa olsun, Fransız hava kuvvetleri takip için kati emirler al- mıştır, Bütün Fransız gazeteleri hâdiseyi şiddetli neşriyat ile karşılamıştır. Sol gazeteler tayyarelerin Frankistle re ait olduğunu söylüyorlar. Sağlar ise, Cümhuriyetçilerin Fransayı har- be bulaştırmak için bu şekilde bare- ket ettiklerini anlatıyorlar. Popüler gazetesi, diyor ki: “Vakit kaybetmeksizn bu tecavüz releri milliyeti /i Sabahleyin Frankistlerin beş tayya resi, Alikantı bombardıman etmiştir. Limanda bulunan bir İngiliz ticaret gemisine bomba İsabet etmiş ve ge- mi ateş almıştır. Gemi mürettebatın dan üç kişi ölmüştür. Şehrin merke-! zinde bulunan binalar harap olmuş- tur. Ahali, derhal sığınaklara ftica et | miştir. Dokuzu kadın ve biri çocuk ol | mak üzere 17 ölü ve 21 yaralı kaldırı! mitşır. Madrit bombardıman ediliyor Madrid, 6 (A.A) — Asiler, sabahın ilk saatlerinden itibaren şehri bom- bardıman etmektedirler. Obüsler şeh rin merkez mahallerine düşmektedir. Stalin Amerika Elçisile Uzun Müddet Görüştü. Moskova, 6 A.A, — Sovyetler Birliğinden gitmekte olan Ame- rikanın Moskova büyük elçisi Davist komiserler heyeti reisi Mo l lotof tarafından kabul edilmiştir. | i | ölanuu Y€ nazır bulunauğu bu | iki saat sürmüştür. LEHİSTAN Lehli Tayyareci Döndü Varşova, 6 (A.A) — Polonya Lot Tayyarecilik şirketi direktörü binba- HABERLER Slovakların Muhtariyet Talebine Karşı Nümayiş Çek Adliye Nazırının Nutku: Ve Hiç Kimseye Kendilerini Ayırmak Hakkını Vermemektedirler,. “Prag, 6 (Hususi) — Başvekil Dok- tor Hodza, Slovaklar namına muhtari yet isteyen ve bu muhtariyet verilme diği takdirde başka bir çareye baka- caklarını söyliyen Hlinka'ya cevap vermiştir.Dr. Hodza Çekoslovak birli ğinin devlet için temel olduğunu söy- lemiş ve kendisini dinliyenlerden bu birliği bozmaktan (o çekineceklerine söz İstemiş, söz almıştır. Hodza, daha sonra Hlinkanın bütün Slovaklar na-| İ mına değil, ancak temsil ettikleri kim seler namına söz söyliyebileceğini an latmış ve Çekoslovak birliğinin bozul mıyacağını ilâve etmiştir. "Adliye Nazırının sözleri Prag, 6 (A.A) — Çek Sosyal - De- mokrat partisinin 60 ıncı yıldönümü dolayısiyle yapılan nümayişler esns- sında bir nutuk söyliyen Adliye Na- zırı Y. Derer, demiştir ki: “ Biz Slovaklar, daima Slovsk kardeşlerinin mukadderatı ile alâka- dar olan Çek Sosyal - Demokratları- nın bayramına iştirak etmek üzere Prağa geldik. Arkamızda yalnız 808- yal - demokrat Slovaklar değil, bü- tün hüsnüniyet sahibi Slovaklar da vardır.” Brat a tesit edilen Monsen- yör Hlinkanın idaresindeki muhtar. yel iarartam Slovak Populist part ilnin bayramına telmih eden Derer, söz İlerine şöyle devam etmiştir: Bir Bakışta Dünya Haberleri FİLİSTİN Bir İngiliz Askeri Öldü Londra, 6 (Hususi) — Bugün Fi - “. Çeklerle Slovaklar ebediyen birleşmişlerdir ve kimseye kendileri ni ayırmak hakkını vermemektedir. ler.” Cümhuriyetin teessüsünden beri Slovakyada vücude getirilen terakki- lerden bahseden Derer, Çek vecizesi- ni tekrar ederek nutkunu bitirmiştir: “.— Sadakate mukabil sadakat, ha- yata mukabil hayat, ölüme mukabil ölüm..." Çekoslovak Sosyal - Demokrat par tisinin kuruluşunun 60 ncı yıldönümü münasebetiyle dün 150,000 kişilik mu azzam bir alay hükümet merkezinin İsokaklarından geçmiştir. Her zümre temsili arabalai her cemiyet kendine mahsus bayrak- larla sokaklardan geçmiştir. Ekmek- çiler, iki adam boyunda ay şeklinde ekmeklerle geçmişlerdir. Pilsen bira larına mahsus bardaklar, fıçılar kadar büyüktü. Maden kuyularını temsil e- den araba, sırmalı ve tuğlu siyah üni- formalar giymiş olan maden nmele- sinin çaldığı bandonun arkasından geçmiştir. Şimendifer amelesi, muaz- zam bir Aero « Dinamik lokomotif sev ketmekte idi. Kunduracılar, önbeşinci Lui tarzında gümüşten büyük bir is- karpin yapmışlardı. İskarpinin topu- İ ğunda bir genç kız olurtulmuştu. Ga zeteciler, omuzlarında, kendilerinden büyük stilograflar taşımakta idiler, vi HİNDİSTAN Yeni Müsademeler Londra, 6 (Hususi) — Hindista - İrelerinin başında gelen, biraz gezi, a) ti, gesatmak ile ittiham etmiş ve mele nümzedine rey vermeye lere bir nihayet vermek icap eder.” * şı Kagovski, Kaliforniya - Cenubt A- merika - Polonya uçuşunu yani 26 hin İ kilometreyi yaparak Varşovaya dön- Valansyadan şu malümat verilmek ir: ted imüştür. MISIRDA HİLÂFE “Büyük Britanya ve Şark,, adıyla Londrada çıkan siyasi mecmua, son sayısında hilâfet meselesinden bahseden dikkate değer bir yazı neşretmektedir. Yazıda Türkiye Büyük Millet Meclisinin hilâfeti ilgasından sonra Mekke Emiri Şerif Hüseyi nin bir aralık bu ünvanı kullandığını, fakat daha sonra hiçbir kimsenin bu ünvana tamah etmediğini atlatıyor ve bugün Mı- sırda bu ünvanı yaşatmak için başlıyan yeni cereyanı tetkik ederek diyor ki: “Son zamanlarda Mısırda Kralın, “Yaşasın Kral Faruk!,, nidalarile beraber “Yaşasın Halifei Müslimin!,, nidasile de alkışlandığı görüldü. Acaba Mısır bu yolda hareketle İslâm âle- mine liderlik etmek davasında mı? Camiülezher rektö; Şeyh Müraği'nin bu esaslar dairesinde düşündüğü söylenmektedir. İslâm ananeleri gerçi bir Halifeden bahseder, fakat bugünkü siyasi şartlar buna imkân bırakmamıştır. İslâm birliği bugün de unutulmamış bulunuyorsa da müstakil İslim devletlerinin, da- ha zayıf kardeşlere yardım ederek kuvvetlerini eritmekten ise satvetlerini kurmıya ve korumıya baktıkları göze çarpıyor, Mo- dern Türkiye bu yolda bir nümunedir. Türkiye, Irak, İran, Af- ganistan gibi müstakil İslâm devletlerile münasebetlerini sağ- lamlamakla beraber hiristiyan devletlerle de anlaşmış ve setinde hislerine mağlüp olmadığını göstermiştir. İslâm fukahasının Halifeye verdikleri vazifelerin hepsi dün- yevidir ve Hilâfetin hiçbir ruhani vazifesi yoktur. Çünkü müs- lümanlıkta, ruhbaniyet yoktur ve Halife dini dogmalar icat ede- mez, günahları bağışlıyamaz. Sonra zaman, dini harpler yap- mıya imkân birakmamıştır. Artık Cihatlarla Ehlisalipler, ameli bir siyaset esası olamıyor, O halde Mısırda Halifelik lehinde başlıyan cereyanın aslı ne olabilir? Müslümanlar, Halifesiz de çok iyi yaşamışlar, din ilerlemiye listinde Arap çeteleri ile vuku bu -İnın şimali garp hudut vilâyetinde lan müsademelerde bir Ingiliz mak-| kabilelerle vuku bulan müsademe - tul düşmüş ve biri yaralanmıştır. |lerde bir Ingiliz, bir Hintli ölmüş, Müsademeler neticesinde çeteler kaç» | dört Ingiliz yaralanmış ve bir mah- mağa muvaffak olmuşlardır. zen berhava edilmiştir. T CEREYANLARI Mısır kralı Foruk devam etmiş ve Hilâfet köhneleşmiş bir müessese olduğunu göstermiştir.,, | duğu gibi “ da ELEK Taşdelende Yüreğime Taş Bastım Yazan: B. FELEK Taşdelen ötedenberi İstanbul mesi- biraz da seyahatimsi çeşnisi sebebile hoşa gden ve nihayet dünyanın en iyi suyunun kaynadığı bir güzel orman olması yüzünden çok rağbet gören bir yerdir. Üsküdar iskelesinden 24 kilometre uzakta olan bu yere kolay kolay w- zaklara gitmeyi gözüne aldırmıyan İstanbul halkı şimdi otobüslerle, oto mobillerle, motörlerle akın etmekte- dir. Bugünlerde Glob trotter denilen yaya devriâlem seyahati yapan hır- panilerin pejmürde ve tozlu kılığın- 'dan tutun da lâl tırnaklı, kiraz dudak hı en şık hanımlara kadar her züm- reden ziyaretçiye rastlayabileceğiniz. Taşdelen temiz musluklu, beton du- varlı ve demir saptanlı büvet - sebil haline geldikten sonra temizlendi, pâklandı amma maalesef derin bir çu kurun içindeki geniş kemerli ve taş oluklu horul horul akan eski Taşde- lenin Pitorsekliği, pınar hususiyeti kayboldu. Gerçi şimdi su daha temiz, daha bol ve Evkaf için daha faydah oldu. Lâkin ne yalan söyliyeyim, mer merden billür gibi akan kontrolsüz hür su yerine açılıp kapanan emir kulu bir musluk kaim oldu. Ne ise biz buna da razı idik. Evvelki gün git- tiğim Taşdelende kendimi Eminönün de yıkılmakta olan Valde Hanında sandım, Gazetelerde arasıra: “Taşdelenin suyunu arttırmak İçin makineler gelmiş, diye okuyorduk. Bu makineleri koymak için olmalı ki; memhada inşaata başlamışlar; du- varlar yıkılmış, betonlar yapılmış. Bir tarafta kumlar, çakıllar, tuğlalar; ötede harıl harıl heton yapan ame- leler. Toz toprak. Elhasil insanm pa- ra verseler güç duracağı bir yer ol muş. Ben Evkafın Taşdeleni ıslah, imar; ihya etmesinin aleyhinde değilim. Bu- İnu istemek budalalık olur. Lâkin Taş- delen Evkafın ise havasını, ormandan istifade etmek hakkını, ve nihayet hal kın seyran yerini mevsim içinde bu hale getirmemeyi düşünmek te en ev- vel Evkafa düşmez mi?. Bu inşaat için Taşdelenin bu en gü- zel mevsimini seçmek isabetli birşey olduğu iddia edilemez. Ru inşaata Ni- san, nihayet Mayıs sonunda bitecek şekilde başlamak imkânı bulunamı- yacağı akla gelmediği gibi, Bu bir! İkineisi de şu: Taşdelenin, avazı kuvvetli bir ada- mın sesi duyulmıyacak kadar geniş bir çevresini kiraya vermişler. Pekâ- lâ! Kiracı sandalya masa koyar. Müş- terileri istirahat ettirir, Lâkin iş öyle değil! Bir kere Allahın güzelliğinden başka size bir tahta iskemle, bir eam bardak veren kahveci bir kahveden, sekiz gram ağırlığında bir lokumdan ve Üç buçuk çorba kasığı bir gazoz- dan yirmi kuruş almaktadır. Daha parlağı Belediyece musaddak olması izmgelen fiyat listesinin altında “oturmak için halı, kilim ve seccade getirenlerin yer kirası vermesi mec- buridir” diye bir de satır vardır. Ku- zum Allah aşkına! Şehir halki bir ku cak para verip, toz toprak arasından söküp geldiği bu dağbaşında da hava almak için para mı verecektir? Buralarını kiraya veren mü ler, halka kaç paraya kahve ğını tesbit etmiyorsa, vazifesini ih- mal ediyor demektir. Çünkü amme. İnin istirahatine ve halkın tebdili ha- vasına yarayan böyle yerlerin tama- men serbest olması ve Amerikada ol. ili parklar” haline gel- mesi lâzım iken buraların kiraya ve- rilmesi de ayrıca düşünülecek bir me sele olmakla beraber bunu artık mü- nakaşa etmesek bile dağ haşında, hiç bir külfet ve hizmet mukabili olmak sızın yalnız orayı müzayedede kira- layabildiği için halka yirmi kurusa bir acı kahve satılmasına ve hele top | vw rağa serdiği seceadesi için yer kirası alınmasına göz yummak, müsaade et- mek doğru değildir. İşte Taşdelende bunları gördüm! ÇIRAĞAN SARAYINDA YA yl LR