2 ÇOCUKLARA HİKAYELER : Patlıyan S ( — Bizi bugün mektebe götüremi- yeteğim için müleessirim çocuklar, Yol bataklık olmuş, arabaya da snn« miz binecek. Teortanla Tomris, babalarını ba sözünü pek iyi karşılamadılar. "Ton ri: — Ah, babacığım, desene canbaz ları göremiyeceğiz, dedi. Bugün mek tebin büyük avlusunda numaralar pacaklardı. — Ne çare kızım; bugün gidemiye- ceksiniz, biliyorsunuz ki, büyük ba- baniz hasta. Annenizin muhakkak gir dip onu görmesi lâzım. Bu yaziyette annenizin evde kalıp, mektebe gitme- Yi istemezsiniz elbet Teoman cevap verdi - Tabii, tabii bahacığım. Annemin büyük babamı gidip muhakkak gör mesi Yâzım. Sen bizi düşünme. Biz kardeç evde güzel güzel otururuz. — İşte, aferin çocuğum, akıllı ce. vabı büna derler. Baba, böyle söyliyerek Teomanın. omuzunu okşadı ve sözüne ekledi. — Evde sizi eğlendirecek şeyler, çok. Teoman, sen kız Kardeşine dik- kab et, bir şey olmasın! Sen de Tom- ris, annen kahvaltı takımını mutfağa bırakmıştı, onu yıka da kal ince Teoman, onun söz.) lerini kendi kendine tekrar ederek: “Sanki evde mühlm vakalar oluyor-| , diye söylendi. Bunun üze- rine kardeşi Tomris atıl — Babamın dediğine bakılırsa, en bahtiyar günümüz evde bir şey ol. İye dikmiş dişarı bakıyordu: İ sana su nasıl taşıyör? su hazinesinin patlamış olduğunu ve suların şelâle gibi Yere düşüp akronk: ri İlacağız ne yapmalı? betie bitecek. Su sızar, 9 vakte ka di üst kata çıkalım. Hem annemin kıymetli eşy ki su evi basarsa eşya ziyar olur. u Haznesi 1) Teomanım söylemekte hakkı var dı. Yağmursuz göçen bir yazdan sön- a gelen sonbahar epeyce yağmurlu olmuş ve ortalığı seller götürecek ka dar yağmur yağmış, bataklıklar mey. dana gelmişti. Bu yağmur, yüzün den çöçuklar bahçeye bile çıkamıyor: ardi, Teoman evvelâ birslâ kemâhi eli- ne almış ve kızla çalmıya başlamış | tı.-Fakat gitgide musiki onu sarmış ve tatlı tatlı çalmıya köyulmuşlu. Mutfaktan ona kulak kabartan kız, kardesi içinden: — Eh, Teoman duruldu artık! diye-| Tek sevindi. Sonra ağabeyisinin baş- | Iadığı yeni bir havayı o da ağızdan tekrarlıyarak kendi kendine konuş mıya devam etti. Ne yazık, Teoman, böyle sönüp gi diyor, bir konservatuvara veya bir orkestraya girse ne kadar parlar! Kemana dalmış olan Teoman, bir- den kız kardeşinin haykırışı ile radı. Kemânini yere birakarak at fağa koştu. Tomrisin elinde kurula. ma bezi, korku ile gözlerini pencere- — Ne var, ne oluyor Tomris? — Gel de göstereyim, Şu hazinesi patlamış, dün babam belediyeden gel Beler de burasını düzelteler diyordu. Yağmurdan duvarlar çatlıyacak! Bak Pencereden dışarı bakan Teoman, ta bulunduğunu gördü. Tomris kore kak bir setle; — Şimdi ne'yapacağız ağabey? di. ye sordu, Evi su basmadan “açsak mi? — Galiba geç kaldık Tomris, yol sa ile kapandı. Kaçamıyacığız. Evde ka- | lırsak daba iyi. H Tarı, pencereleri kapıyalım, delikleri gazete ve paçavralarla tıkayalım, Sa içeri girmez o vakit... Konuşmuya dalan çocuklar, pence- reye kadar çıkan suyu görm Başlarını çevirip te suyla karşılaşın. Ga korku İle bağırıştılar. Sular şelâ. 18 halinde akmakta devam ediyor ve ortalığı kaplıyordu. — Aman ağabey, suyun içinde ka: Korkma canım, hazinede su el dar da annemle babum gelirler. rını yukarı alım, bol (Devamı va”) di bütün kapı) İİ işler; © KÜÇÜK YAZICILAR MÜSABAKASI o Kügük okeyodalrimz TAN — GOĞUK siler kin bir küçük Yağlar mürsbakas açik © ber rgek yaz gi ald a Fakat sip de bilisiniz ki, bu yanların bapalni birden gıkarmamızm imkan ya kayduk. Mar sayımızda Birer ikişer Basacağır. Sonunda da ra larında mecmzamız yanııları tarafından bi? seçme yapıla: ve en güzeli vine hediyeler verilecektir : TAN - ÇOCUK Ne gündür ki Cümârteşi Gelir herkesin neşesi Çıkar ilâve sayfası Gider çocuğun tasası Eşsiz güzel yazılar vaz İlele küçük yazıcılar Alple babası sütünü Teşkil eder dürüstünü Beklemem Cumartesiyi Çocuk sayfası çek iyi İçinde vardır bilmece Budur çok iyi eğlence Yılmaz kaçakcılar peşinde En güzelidir içinde Kahkaha tarafı bi Fazla sevdiğim yerdir. Tarik Mengi Kümpasa ortakulu 127 48, Biraz eonra bir rürgüe gelerek bü- tün yaprakları minielk kuşun üzerine den. r Bira tonra Bilen zavallı kuşun an - meni avrugunu yuvada, değil Yerde kanlar içinde görünce yuvaya ölrmeden uçup giti. Ve bir daha © yu vaya girmesi Muzaffer Özkan Kuruçay tahırirat katibi oğla TÜRKLER Fışkırdık. öl, anayurttar, kaynadı eoytuk srt Medeniyet beşiğini biz kurduk, biz ir pe Dere, tepe diniemedik indik sarp kaya Yanik yakut Uzümler, geçtik gen yay alar. Ayyıldızlı Bayrağımız, demir. başlar Üstümde, rmişti, duman tüten her günde Gok hazrettik, ietiyerduk hemen ke * KAN DAMLASI Tunç gizi yaştaki Say sey, bey Böy akim lk, a i * . kirk Wi anayurtan Mynağık i rattan da yanimizdaki ü İl NE i in, besle GEKA : Müğet peel arkadaşla yeşiller i arasında geriyarduk, Fakat bu AŞ b i ryan Dİ öv pk Biraz san : avcı tüfeğini çevirerek ağaçlar. üze. i “rumlardan ül rinde Wkbaharın parkının eöyliyen ” i eplürdan birin yormuş. Güreşin Turhan Üçok İ varla yas n darmialarma ver > Konya iner No, 38 i e TENKİT 1, yalnız kafiyesi çek zayi Turhan Günkü, vezin ve kafiyenin dürcün'üğü, Muzaffer Özkan Ve vezinde de ehemmiyet sayıtabil a gok kulak delgunluğile & i var, Kafiyesi ve ves ür. Küçük Tarıkın “lir yazmakta iyi bir ltidadı olduğu görülü yar. Davam etmesini temenni ederir TAN - gOCUK “TANın Çocuk Müvesi Çocuklara Fıkralar SIR SAKLAMAK Bu hafta çocuklar, size, insanların hayatinda büyük bir rol oynıyan, büyük kavgalara, felâketlere ve tatsız vakalara sebep olan “sır, işinden bahsedeceğim. Herhangi bir yerde, mekteple, 40- kakta; oyun arasında bir arkadağı- Bız sizl bir kenara çeker, kulağınıza iğilir ve size bir şey söyler. O söyle- diği şeyin arkasından da bazan: — Sakın kardeşim, bunu kimseye bildirme, sırdır... diye bir cümle ilâ- ve eder. Size söylenen siz ihtimal çok mâ- nasız ve lüzumsuzdur. Siz de belki bunu rastgele bir yerde açarsınız. Bu yüzden aklınız ermeden ve isteme-? den büyük hâdiselere, biçimsizlikle. Te sebep olursunuz. Zaten söylenen bir sırrı önüne ge ene anlatmak büyük bir suç ve şe- refsizliklir. Böyle bir hareket yapın kimse onürundan çok şeyler kayba der. Böyle mevkie düşmemek için ya. Pacağınız birinci şey şudur Eğer kulağınıza iğilip, mânasız bir sey söylemek istiyen olursa, ona: “Bu ri anneme de açarım. Ihtarında bulunmalısınız. Annelerimiz bizim en büyük dos- tumuz, en akıllı öğretmenimiz. en temiz ve müşfik yürekli insanımız. dır. Onlara korkmadan, çekinmeden en büyük sıkıntılarımızı, sırlarımızı wyliyebiliriz. Bütün özüntülerimiz onların dizi dibinde, sevimli ve şet katli okşayışları altında dağılır. Onun için yapacağınız bu ihtar kar) Şinizdakinin iyi voya fena niyeti ni size gösterebilir. Şayet söyliyeceği şey İyi ise çekinmeden onu size söy- ler, fakat fena ise sizin bu Ihtarınız onu vazgeçirlir. Sizler, en şerefli ve en faziletli bir milletin çocuklarısınız, hayatınızda kıymet vereceğiniz şeylerden biri de şeref ve Tazilettir. Küçücük bir hata, bir ihtiyatsızlık bazan bütün hayatımızı kırar, bizi bedbaht eder, sefil ve perişan kılar. Onün için çocuklarım, daima ölçü- Jü hareket edin, kimsenin iç yüzünü anlamıya çalışmayın. Büyüdüğünüz ve tecrübe sahibi ol. duğunuz zaman bunun iyiliğini ve faydasını görürsünüz. Vicdanı temiz Ve ağırlıksız yaşamak en büyük sa- adettir, Sizin yüzünüzden hiç kimsenin za. rat görmemesine, bedbaht olmama. Sına dikkat edin. Hayatınızda yapa cağınız işlerden ve omuzunuza yük. lenen insanlık vazifelerinden biri de budur, 1897 de Şvarts adında bir Avus- turyalı madeni bir kabili sevk balon İyapmıştır. Bu balon bir benzin mo-| törile işlemekte idi. O zamana göre müthiş bir sürati vardı. Fakat bir iniş esnasında kazaya uğrıyarak tamir © bozulmuş dilemiyecek bir şekilde tar. Balonla ilk uçuş tecrübesi 1873 yı- kında Mongolfye kardeşlerin evinde yapılmıştır. Bu iki kardeş kâğıtlan bir torbar nın içini sıcak hava ile doldurup ilk tecrübeyi bu suretle yapmışlardır. Tibet sihirbazları uzun saç sevmi- /yorlar. Onlarca, uzun saçlı olmak bir. kibarlık ve asalet alâmetidir. l Bunun için saçlarını ve sakallarını | tâ topuklarına kadar uzatıyorlar, ifTE BUNU, BİLMİYORDUM ? : 14 Rakamı 14 rakamı meş- hur Fransa kralı 14 üncü Lulnin hayatında büyük. bir rol oynamış. Tahta 1643 yılın» da çıkmıştır. 1164p 3 — 14. Krallığa 14 üncü olarak gelmiştir. * Pengoen kuv- vetleri gayet tu- haf ve hoş hay- vanlardır. Bu Kuşlar yu- murtalarını yan- larında taşıyor.” lar. Yumurta ol- madığı zaman ye rine taş koyuyor Maraş, Son zamanlar. 'da keşfedilen Pa- pin Kâbilelerin- den Viri ev mese lesini şu şekilde halletmiştir: Bü- tün bir. kabile sazlardan yapıl larsa zemin katında Ukamı armış., 71 sene yaşamıştır; 7--7m-14. 1715 senesinde ölmüştür. 14-74-14-5—14. Pengoenlar iL / Bir Kabilenin Evi mış bir evin içinde oturmaktadır. Er kekler bu evin birinci katında, kadın |sin. Muharebe. ediyor. harçlık vermek anlamak için bir elinde gümüş bir 1- çalık ötekinde kâğıt beş liralık ikisi Rin sordu. Can göz bile kırpmadan şu cevabi verdi: — Amcacığım, gümüş parayı ala- cağım amma onu öbür elindeki kâ- ıda sar da öyle ver! * Hırsız Dolu Namüslü bir 5 marangoz bazı ta Pi mirat yapmak ü- zere bir apart- İmana. «gitmişti Evin bayanı marangozu görünce, hiz, metçisine, hafif bir sesle: — Kız, dedi. Mücevher çekmecesi ni açık unuttum. Kilitle de anahtarı getir. Kulâğı delik olan marangoz bu 85- zü duyunca o da çırağına dönerek ce- binden saatini çıkardı ve: Meksikada de-| — Hadi oğlum, bunu eve götür bi- şal eya ca ak anlaşılan burada karz dol dan parmaklık x yerine kaktüs de mms) Muharebeye Nasıl lar, Üç adam bo- Başlarlar ? yu uzunluğunda A e) lan bu dikenli parmaklıkların ara.) Cen — Baba, a sından öte tarafa geçmenin imkânı milletler neye bi - yakti ribirlerile muha- li liye iğ Baba— Bunun © mühtelif sebep- leri var, meselâ Oo Almanya, Rus- yaya, Rusya seferberlik hazırlığı yap ağı için... Anne — Yok canım, hiç te öyle de- İgildir. Avustorya.. Baba — Rica ederim, beni yalancı çıkarma, ben ne söylediğimi biliyo- rum. Almanya. İ Anne — Katiyyen yanılıyorsun, günkü Baba — Yanılan ben değilim, sen- Anne — Tabii, beni aptal yerine koyuyorsun... Ben söylediğimi bilmi- yor mu yum sanki. Can, sen beni din- dığı zamanı — — Bana kalırsa, fevkalâdeden Bir $ey olsun istiyorum. Halbuki bugün. pe olabilir ki., Gidip vahşi atların, fillerin, maritetini seyredeceğimize evde tıkıldık kaldık, Güremiyeceğiz iştet Yarın mekin be gidünce görenlerden ne olup bitti- ini öğreniriz belki — Bir gün evde kaldık diye, dır lanmıya gelmez.. Hadi sen git, keman. çal, ben de mutfağa gireyim, Musiki insanın sıkıntısını dağıtırmış. Ben 'de seni dinliyerek işimi görürüm. © le, yavrum! Baba — Evvelâ senin fikrini soran. olmadı. Ne diye söze karışıyorsun? Anne — Karışıyorum, çünkü ç0- cuğun yanlış malümat sahibi olduğu” nu İstemiyorum. Baba — Ha, şimdi de bana haka- ret... Anne — Hakarete evvelâ sen başla dan, her vakitki gibi. Can — Hedi artık bunu biraka- km, şimdi milletlerin muharebeye niçin başladıklarının sebebini gayet vi anladım. ni birden uzattı ve hangisini seçece - « j i