26-5-038 ŞEYH ŞAMIL er e A — No. 70-— ZİYA ŞAKİR Şamil Vaziyetinin Çok Kötü Olduğunu Anlıyordu yaşnerel Grabbe, derin derin dü ing 0£» Ve zihni, şu nokta üze- ie temerküz ediyord ei Şamile niçin mağlüp oluyo- Evet, rae Topu, tüfeği, an kuvveti.. ve bilhassa, mü- “diyen gelen imdat kuvvetleri Yalçın bir kayanın üstüne sı- Miş olan yorgun, aç, hasta, ya- günlerdenberi didişmekten an olmuş bir avuç hağlüp olmak için ne sebep ilirdi?. General Grabbe, bu sualin ceva DI Şöyle bulmuştu: — Mutlaka bizim keşfedemediği BiZ bir yerde, gizli bir yol var, Şa buradan daima imdat, erzak yı, <Phane alıyor. Böylece, da- dıkça dayanıyor. Vâkıl, General bu buluştnda, Yü Zayıf bir isabet göstermişti. Ha n Aten, muhasara hattının kapa- Smadığı bir yoldan Şamile imdat mühimmat gelmişti. Fakat bü- bunlar, Çirki avulundan ge- © Yüz kişi ile, pek az mikdarda TW ile erzaktan ibaretti. Fakat manlana böyle bir fikir gelir gel 2, her şüpheyi istismar eden ca- şölar, bunu da iyi bir fırsat addet İşler; Genera! Grabbeden bol bol a çekebilmek için, birçok yalan Söylemişler; — İşte (Şamil) e buralardan yar- geliyor. Diye, bir takım mevhum yollar en seçme mücadeleye karar vermiş o - iş iŞ General Girsbbe, bu kararını tat X İçli #akrar işe girişir girişmez; “seyden evvel, muhasara hatları rinden bir tek kuş bile uçurma- Dayı esas ittihaz etmişti. k Resmi raporlara istinat eden Rus *rihlerine göre; General Grabbe- 4 Kuvveti, Şamilin zayif kuvve- kıyas kabul edecek derece * değildi. VâkıA yapılan iki bü- hücumda, ehemmiyetli dere - e telefat vermişlerdi. Fakat mü b âdiyen imdat geldi Msaranın if günlerinden daha faz “ kuvvetlenmişlerdi. Ayni zamanda, iki aydanberi de- Yam eden muhasara, General Grab ile erkân! harbiyesine iyi bir rs teşkil etmişti. Mütemadiyen Yapılan keşifler sayesinde, artık her İlraf iyice öğrenilmiş; bataryalar müsait yerlere yerleştirilmiş- General Grabbe, artık taltini son defa tecrübeye karar verdiği gün- itibaren, fevkalâde hazırlıkla- Ya girişmişti. Hattâ, piyade hücum kollarını ileri sevkederken kulla- tılmak üzere, üzerlerine yaş deri- * kaplanmış, ağaçtan yapılmış, al İl tekerlekli seyyar siperler icat et- Mişti. Fıçılar dolusu barut sarfe- *rek yalçın kayaları parçalatmış İcum kolları için yollar açtırmış- . Uçurumları aşabilmek için de #incirlerle, asma köprüler yaptır- Araşt. Bu hazırlık, tam bir ay devam et MİŞtİ. Şamil, muhtelif zamanlarda Yaptığı huruç hareketlerile bu ha- #irlıkların önüne geçmek İstemiş- Wi Fakat gittikçe zayifliyan kuv - Vetile, düşman üzerinde büyük bir tesir Bösterememişti. ,, Kahraman Şamil, artık vaziye - tinin çok sıkışmış olduğunu hisse- İyorda, Lâkin metanetinden bir #erre bile kaybetmiyordu. Muhasa Ta hattı o kadar daralmıştı ki: A- olko kayasının üzerinde, düşman Ateşinden masun bulunan bir karış ağ bile kalmamıştı. Her taraf, bir m sahnesi halini almıştı, Kaya İplerinde, az çok barınılabilecek Yerlerde, üst üste yığılmış yaralı - arın, hastaların iniltileri yürekler Parçahıyordu. Açlıktan ve sefalet- n kadide dönen kadınların, ihti- yarların büyük bir sabır ve taham- mülle ölümü bekleme binin tahammül edemi; dar nzara teşkil ediyor du. Ve bütün b sahnesi, &- Hustos güneşinin o yalçın kay akseden şiddetli eti altında yanıp tutuşuyor; semanın boşluk - larında patlıyan şarapnel seslerine karşı, kadınların ve çocukların: 1, hiç du - Aholko ka kumbara yağdırıyordu. hücum hazırlıkları General Gi i bir muvaffakı ak, Şamili baş ak ve onunla bir itilâf yar Bu - nun için de Çirki Avulunun (Ak kal) 1 (1) olanCamalayı tavsit ede- rek Şamil ile müzakereye girişti Fakat Şamilin ur başı, he - nüz eğilmemişti. Generalin gönder diği haberlere, öyle bir lisan İle mukabele ediyordu ki; nihayet Grabbe; — Bu sözler, bir Rus Generali tarafından işitilmesi caiz olmıyan şeyler Demek meeburiy. çiti, General Grabbe, işi tatlıya bağla mak için, Şamilin küçük oğlu (Ce- malettin) in rehine olarak kendisi- ordu. Ve çocuk m le, yapılacak bir muahede mucibince, mubasar; yı kald Şamil, bu teklif Bir hafta böylece muhaberelerle geçtikten sonra, nihayet General Grabbe son bir ültimatom gönder- miş; eğer çocuk o gece ordugâha gönderilmiyecek ölursa, artık umu mi hücum emri vereceğini. ele gi çecek olarlara da katiyen merha- met elmiyeceğini bildirmişti... Şa- bu son teklifi de reddetmişti. 17 ağustos sabahı, hücum bütün şiddetile başlamıştı. Aholko kaya- sının her tarafı bir volkan halini almıştı. Top, tüfek, kumbara ateş- leri her tarafı Şamil, müritle, alarak, asıl hücum kolunun üzeri ne atılmıştı. Tekerlekli perler ve asma köprüler vasıtasi- işan düşman kuv- olko geçidinin karşısın. daki siperlere yaklaşmışlardı. Fa - kat burada o kadar anudane bir mu kavemet karşısında kalmışlardı ki, bir iki saat zarfında 102 maktul 456 ağır ve hafif mecru geri çekilmiye mecbur kalmışlardı, General Grabbe, hiddetinden çıl dıracak hale geli i bataryaları birle ın arasına doldüru » yapılmış olan bu ler, kısa bir zamanda efiyiver 5'e burada, en sevgili mürit- lerini kaybetmişti. Derin bir teessür içinde, ikinci müdafaa hat- fına çekilmişti. General Grabbe o zaman, topçu ateşini yine Aholko kayasının ü- zerindeki masum kadınlara, çocuk lara ihtiyarlara çevirmişti. Artık bü saha, büsbütün barınılamıyac. bir hale gelm zekler parçalıyan feryatlar yü Kadınlar ve ihtiyarlar, Şami lin önüne gelerek diz çökmüşler: — Sen, biz. Hepimiz, vazifemi- zi Ma ettik, Bundan fazla dayan - miya tahammülümüz kalmadı. Bi- ze merhamet et, Diye feryat etmişlerdi. Şamil, karşısındaki manzaranın fecaatine dayanamamıstı. i ! (Ateş kesilsin. Oğlum Cemalet - tini göndereceğim.) Diye, General Grabbeye haber leddin, o tarihte henüz se- nda idi. Oğlunu feda et - elmişti. Fa- edebilmi Şamil ile oğlunun ayrılma hazin bir manzara teşki son dakikada elini Cemaleddi nin başı üzerine koyarak gözlerini semaya kaldırmış: — Yârap! yı, Fıravunun elinde beslettin, Be Sen, Hazreti Musa - nim evlâdımı da, Çarın nezdinde muhafaza et. Diye dua etmişti. (Yunus) ismi de cessur ve fedakâr bir müridi muhafız olarak onun yanına ve - rerek Rus karargâhına göndermiş» Düşman karşısında bir çelik- ten daha sert olan Şamil, ailesi ef- radına karşı son derecede halim ve şefikti, Onur. için, evlâdından bu şeklide ayrılmak, Şamile ölüm den daha beter gelmişti, Şamil, bu ıztırap sulh müzakeresi başlamıştı. Gene- ral Grabbe, ilk teklifte; Cemaletti nirt Cirki muhtarının nezdinde kal içinde“ iken masına, ve Şamilin de Dağıstanda iğ kat gösterdiği halde, şimdi bu fikirden caymıştı. (Devami var) EKONOMİ BANKACILIK: i Bankaların İ On Senelik Çalışmaları nın 1937 senesinde takas olunan netlerinin mikdarı 3,126 adet Her senedin üzerine ji takriben 4,6 a de de ayni on banl ri üzerinde muamele devam etmketedir. nin birinci ayı içinde 8863 se: 42386 lira, şubatta 7526 sene lira, mart ayında 9194 senette liralık takas muameleleri ge: Bu üç ayın sonunda geçen musmele- lerde bir mikdar artış olmuştur. | dan ibaret Merkez Bankasının Aldığı Altınlar Cümhuriyet Merkez Bankasının 1931 senesi teşekkül tarihinden 937 senesi sonuna kadar muhtelif memle- ketlerden ve memleketin içinden al dığı altınların mikdarı yekün olarak 26,107 kilo gramdır. Bu altınların mikdarı 1931 senesinde 6,127 kilo i- ken 1932 senesinde İ 2 kiloya 1993 te 17,695 kiloya, 1934 te 19,522 kiloya, 1935 te 20,968 kiloya 1936 da 24,103 kiloya çıkmıştı. 1937 senesin- yekünun bir kısmı çre, Amerika, İngiltere- İliye ve Ziraat Bankasında bulunan rla yurdun içinden alınan al- eşkil etmektedir, Beynelmilel Odalar Kongresi Beynelmilel Ticaret odalarının 939 senesi kongresi Kopenhagta toplana- caktır; Kongre 939 haziranının tınlar sın da açılacaktır. Beynelmilel Ticaret odası muhtelif milletlere ait ticaret gemilerinin beynelmilel nakliyat, iş- lerinde kullânimâsi için bir vroje ha- zırlamaktadır. OĞLU SADE YAĞ Mutfaklarımızda kullandı sade yağlarımızın verdikleri kalori leri öğrendikten sonra onları zey - tinyağile kuyruk yağile mükaye- se etmezsek bir eksiklik bırakmış oluruz. Acaba mutfak yağı olarak hangi- si daha iyidir? Bir kere, lezzet bakımından, sa- de yağa öteki yağların hiçbiri yeti- şemez. Mutfakta kullandığımız için a dayanıklı oldu- ğu için sade yağ dediğimiz yine te- reyağdır. Onun güzel lezzetini ve yalnız kendine mahsus güzel koku veremiyeceği gibi, yağ sebzelerin kendilerine mahsus lezzetlerini hiç bozmadığı halde kuyruk yağı onlara ağır bir tat ve koku verir. Zeytinyağına gelince o- nun da kokusundan hoşlananlar vardır, Fakat en çok kimseler hiç kokusuz zeytinyağını ararlar. Seb- zelerde zeytinyağı pek iyi olursa da tatlılarda hiç hoşa gitmez. Zey tinyağlı lokma tatlısına tahammiil edenler azdır. Hele pastalara tere- yağı bir zevk verdiği halde zeytin yağı orada tasavvur bile edilemez. Hazim bakımından sade yağın 5- teki yağların hepsinden üstün oldu ğunda süphe yoktur. Kendisi kolay hazmedildiği gibi, onun icinde pi- şen yemeklerin hazmini de hic güç leştirmez. Bu bakımdan da xeytin yağı ve kuyruk yağı onunla hiç kıyas edilemez. Çocukların büyümesi icin tere » yağm bol vitaminlerinden dol: lirse de, onların da y likta yine kaldıkları » meydana çıkmaktadır. Zeytinyağın da vitamin pek az, kuyruk yağında hic voktur. Fikirle çalısanların sade pisen yemeklerden, zeytin pisirilenlerden daha ziy. ettikleri tecrübelerle sabittir. Kuy ruk yağına gelince, fikirle çalışan © Tarım arasında önün kokusuna ve tadına tahammül edebilenler pek az ir. Yalnız pek büyük adale kuvveti sarfeden atletlerin, pehlivanların iç yağından ve kuyruk yağından da ha ziyade kuvvet bulduklarına dik kat edilmiştir. Bunu kuyruk yağı- nın daha ziyade kalori vermemesi- ne atfedemeyiz. Cünkü kuyruk ya- gının verdiği kalori bizim sadeyağla rımızın verdiklerinden ziyade olma dıktan başka, kalori nihayet bi miktar meselesidir. Et yemekler nin vücut leşekküllne ve güzell Zine daha yaradığı gibi, kuyruk ya” ğınin da büyük adale kuvveti ver- mesini onun hayvandan doğrudan doğruya gelmesinde aramak lüzim- dir. Sade yağının sütü de hayvan- | dan çıkmakla beraber, süt yoğ ol - mak için araya türlü türlü ferman- lar karışır. Bu fermanlardan, mikroplardan dolayı sade yağın çabuk acıması o- nun icin büyük bir mahzur teskil onu tuzlarlar. O vakit yüzde beş kadar tuz lâzım olur. oğukta tutmaktır. Sı fırdan yukarı 3 derecede tereyağı bile biray kadar tazeliğini muhafa- ıfırdan aşağı 6 derecede aylarca dayanır. tmadan saklıyabilmek &- duğunu bilirsiniz. Burada esas yağı hafif ateş üzerinde eritmektir, O- dun ateşi olmazsa, mangal kömürü kullanmak ve atesin e mek lâzımdır. Yağ köpi onlar dikkatle alınır. Böylece iki bucuk, üç sant kaynadıktan sonra en son köpük alındığı vakit insan yağın sathında, aynada olduğu gi- bi. kendini görür. Ondan sonra top raktan bir çömleğe konar. Onun i- cinde serince hir yerde tekrar dön ması için hiç olmazsa 24 saat lâ - zımdır. Daha erken donarsa iyi eri memiş, daha geç kalırsa fazla eri- miş demekti Böyle eritilmiş yağı aylarca, bo- zulmadan, saklıyabilirsini İstanbulda takas senetlerinin mu- İamelesi üzerine iş yapan on banka- se- abet eden meb masaaaasasaaaasesasasae GÜNLÜK PIYASA Zirsat Bankas (tarafından dün 492 bin kilo yumuşak buğday kilo- su 8,28 kuruştan, 105 bin kilo sert 5,20 Kufuştan satılmıştır. *# i Taaaaaaaeaeesaeaeasaameser ak. | Milli Kyafetli i Bebekler İstiyorlar anadan bir firma Ticaret oda- mıza mü tla Türk milli ve tari- hi kıyafetlerile giydirilmiş bebekler- den almak istediğini bildirmiştir. O- da, bu şekilde hazırlanmış bebeklerin fotoğraflarını çektirerek Viyanaj göndermiştir. Bu sene İzmir fuarında odâca ayrıca bir bebek paviyonu açıl- ması kararlaştırılmıştır. Fuarının Afişleri Geldi İzmir fuarının afiş ve renkli simleri Ticaret odamıza gönderil tir. Bu resimlerden bütün mü: lere gönderilecektir. Afişlerin de a- sılmasına başlanacaktır. İktisat Vekâleti küçük sanatlerle el işi sanayli ile uğraşanların da fus- ra iştiraklerini tensip etmiştir. Bu | sese. neler Ticaret odası tarafından hiçbir masraf alınmaksızın sevkettirilecek k re ait güzel bir paviyon ha- lanacı TİFTİKÇİLİK: Sovyetler Mühim Miktarda Mal Alıyor Bu hafta içinde Sovyet Rusya he- da tiftik mübayaasına başlanmıştır. Satılan ilk partilerin yekünu beher balyası 80 kilo hesabil bin bal yayı bulmuştur. Sovyetlerin daha bir miktar mal alacakları söyleniyor. Fi» yatlar 110 - 114 kuruş arasındadır. İ Yerli alıcılar tarafından da Bulvadin mal deri cinsi tiftiklerden elli balya ilosu 70 kuruştan ve Eskişehir malı İderi cinsinden elti balya kilosu 80 ku ruştan satın alınmıştır. ÇEKLER İ Açıl İpariz İevyozie İntimo sel sina Cenevre İBertin İvarşova Budapeşte İnükreş İBelgrad İvokahama Stakholm İLondra İiioskova PARALAR Prank Dolar Üret Belçika Pe. Drahmi | tsvtere Pr, tir. Borsadan paralar verilmemişi Lg İgibilerin fuara gönderecekleri nümu| SANAYİ : Pamuk Ipliği Stokları Artınlacak ği çıkarmalarını mekte: Bu suretle har sene ithal on liraya ya Vekâletinden urum ve M ar başi ithaline lüzum kalmıy: ri bez fabrika! ki mesaisini örttiracaği kyor. Yedikulede) daha fazl yet göslermeğe rika 20 - 24 nu maktadır. Diğer fabrikalar < liye riçten iplik ıktır. Kayse mal tenilen numüra mek için maları lâztmg” tesisatlarına ilâvel iyor. Yurdumuzda pa muk istih: artmakta olduğundan pamuk ip'lik için lâzım olan ham madde boldur. Ancak bu iplikli tenilen numara ve k edebilmek için fab dımanımı arttırmak ve fi ğına meydan vermemek İcap etmek. tedir. İktısat Vekâletinin bu mesele hakkında yeni tedbirler aldığı bildiril mektedir. —o TİCARET ODASINDA : Düğmecilik Inkişaf Ediyor Şehrimizde düğmecilik tikçe inkişaf e anayll git ye başlamıştır. Ku- ları sir imalâthanede teneke parçalarından zarif şekillerde elbise- lere mahsus muhtelif boyda düğme- ler yapılmaktadır. Bir maliye şubesi bu düğmelerin nikelâğlı olup olma- dığını ticaret odusindan 5 Düğmele: ğ keden yapıldığı belli olmamaktadır. Diğer bir imalâthane de Vorozo adı verilen ve esâsi bir nevi cinin tohumu den düğme yapmiya n münelerini Ticaret odamıza gön miştir. Sellülozu çok kuvve! kesif olan bu tohumdan meler fildişi i nebati madde- lenmesi de ayni fildişi gibidir. Düğ- meciler, nebati fi ve biblo gibi küçü başlıyacaklardır. işinden diğer süs eiyalar yapmıya ——o MADENCİLİK : Bu Sene İstihsal Ereğli - Zonguldak kömür havza- muzın geçen 1937 senesinde istihsal eylediği kömür miktarı diğer senele- re nazaran artmakta idi. Bu sene çı- karılmakta olsn kömürlerin geçen diğer senelerden yüzde kırk nisbetin de fazla olacağı tahmin edilmekte- dir. Bu senenin ikincikânun ayında istihsalât 227 bin, şubatta 341 bin ve İmartta 578 bin ton olduğu anlaşıl muştır. İHRACAT: Yeni Ziraat Mahsulü Bekleniyor Bu sene yurdumuzun harici ticaret hayatında görülen faaliye mevsiminin 3 ol det için gevşemiye k İmahsullerin istihsali üzerine başlı yacak olan inkişufa intizaren yazın ancak taze ziraat mahsullerinin ih- racı canlanacaktır. Bu senenin lk üç ayı içinde yapılan ihracatın tuta- ak bir müd- İ |rı 32.622.626 liradir. Nisan ve mayıs aylarında bu miktarın 'ar Ru söyleniyor.