Francocular Hükümetçileri : Müşkül Vaziyete Soktular (Başı 7 incide) Ja'nın tedbirli ve kuvvetli elinde toplamış ve Katalonya eyaletinin başında bizzat kendisi kalirak metwleketi sonuna kadar müda- İaa azmini göstermiştir. Fakat bu “son,, acaba ne caktır? O" İspanyada, general Mia- ja ile birlikte kapanan kuv- vetler, biri Castellon d. 1. P. - Te- Tuel mıntakasında bulunmak Üze- Te, yl silâh ve teçhizatlı 5 kolor. du kadardır. Bu kuvvetlerin vazi- fesi takriben 1000 km. lik bir mi dafaa cephesini tutmakla beraber, orta İspanyayı muhtemel Franko taarruzlarına karşı korumaktır. Bu itibarla, general Mlaja'nın ve 5 ko- Jordusunun askeri yük ve mesuli. yetlerinin ne kadar ağır olduğunu söylemek fazladır. Ancak, güçlük, yalnız cephelerin mevcut kuvvete ola - göre çok olmasında değil, bir de, ? muharebe için lâzım olan silâh ve cephanenin gelebileceği yolun ke. silmesindedir. Orta İspanyanın, bir sanayi böl- gesi olan Katalonyadan ve dolayı- sile Fransadan kesilmesi ile bura- ya artık, kara yoluyla silâh ve cep- hane sokmak imkânı kalmamıştır. Nasyonalistler, zaten denize hâkim olduklarından ve bütün hükümet Sahilleri, millicilerin Majorka sda- sındaki Palme deniz ve hava üs- leri tarafından yakın bir kontrol al tında bulundurulduğundan deniz yolları da kapalı demektir. Fakat, kapanması pek güç olan hava yolu açık duruyor, havaya hükmolunmasa bile, bilhassa gece- leri işliyen, bir hava nakliyat ser- visi kurmak imkânı daima vardir. Zaten Vinaroz düşeliberi, Bar - selon ile Valânsiya ve Madrit ara- andaki muhabere ve muvasala tel- siz ve uçakla olmaktadır. Bir ordunun, hiç olmazsa en lü- zumlu ihtiyaçlarının havadan, hu- susi nakliye veya bombacı uçaklar- la, ikmal olunabileceğini İtalyan - Habeş harbi geniş bir ölçüde gös- termiştir. Bu itibarla orta İspanya- “daki ordunun silâh”ve mühimmat stokları sarfolunsa bile, bunların hava yoluyfa ikmal olunabilecek- leri ve bu Suretle burasının mü- himmatsız kalmıyacağı (anlaşılır. Keza, orta İspanya topraklarının askerlerle ahaliyi besliyebileceği- ni de kabul edebiliriz, o halde, bu- rası yoksulluk, açlık ve mühim- maatsızlık yüzünden düşmiyecek ve ancak Frankonun yeni bir veya mü tenddit taarruzu ile yıkilabilecek- tiz, eneral Frankonun, 23 mart ta, Ebro şimalinden Kata - Jonyaya yaptığı taarruz da bir bu- Şuk aydanberi, Segre nehrinin sağ kıyılarına dayanıp kalmış ve hükü metçiler, bunlara karşı, sol sahili tutup tahkim etmişlerdir. Millici- lerin Ebro şimalindeki taarruzdan gayeleri, şöphesiz Barcelonu al - maktı ve bunun için, Ebro nehri- mİ Gülntoda şimale geçen General Yazin kolordusu daha nisanın ü- Şündö Leridayı almıştı. Fakat da- ha şimalden, Pirenenin eteklerin - den ilerlemesi icap eden General Solehaga kolordusu, şimalden ce- nuba, Ebroya akan bir sürü dere- ler ve nehirlerle kesik ve gok sarp arazi yüzünden geri kalmış ve an- cak daha cenupta Noguera ve Seg- Fe ırmaklarına varan milli kıtala- rın da şimnle dönerek dereler bo - Yunca Pireneğe doğru yürümeleri ile çevrilen dağ kütleleri arasında, gerileri kesilerek kalan hükümetçi kuvvetlerin Fransız hududuna çık- maları sayesinde, yol açılmış ve Salchaga da nihayet Segreye var. mişti; amma bu zamana kadar da hükümetçiler bu nehre taze kuy- Vetler yetiştirerek, yağmurların da yardımile, Frankocüların taarrozu nu karşılamıya muvaffak olmuş - lardı, F rankocuların uzun süren Pi rene hareketleri, her ne ka dar, Fransa Barselon demiryolunu kesmek için hudut istasyonu olan Puigcerda mevkiini zaptedemedi ise hiç olmazsa her iki Noguora de- relerindek! Katalonya o sanayini besliven ve Barselonayı aydınlatan büyük elektrik santral ve baraj- larını, sapasağlam ele geçirmiye muvaffak olmuştur. Maamafih sö- zü geçen demiryolü alınsa da Fran sadan İspanyadan sahil boyunca gelen diğer bir demiryolu daha mevcut olduğu gibi Fransa ile İs- panya arasındaki karayollarında bir yük otomobili servisi kurmak ta kabildir. Görülüyor ki, milliciler, ne Ebro cenubunda ve ne de şimalinde he mÜZ gâyelerine varamamışlardır. Fakat, hükümetçilerin aksine, öyle ymüsait ve üstten bir sevkülceyş du rumu elde ettiler ki, bunun saye - sinde ister Katalonya ve İster orta spanyanın herhangi bir yerinde, hükümetçilerin cephesini, seçecek- eri en gevrek bir noktasından, yar mak için,. kuvvetlerini teksif ede- bilirler; millietlerin demir ve kara yolları da buna müsaittir. Halbuki, hükümetçiler, ayrı düşen memle - ket parçalarından birine vukubula cak bir taarruza diğer parçadaki kuvvetlerle yardıma koşmk imkâ- mından mahrum bulunmaktadır; ve işte İspanya hükümetini nihayet yıkabilecek olan tehlike buradadır. T (BAŞMAKALEDEN MABAT) Taassup Silâhıyle Menfaat Avı (Başı 1 incide) Müstemlekeci memleketler dini taassubu eskidenberi en kuvvetli bir müttefik saymışlardır. Çünkü bu nevi taassubun yardımıyle afyonla- nan, gözleri bağlanan, inkişaf imkâ- nından mahrum edilen adamları kö- le mevkiinde tutmak kolaydır. Fakat Fransadan başka her mem- leket, müstemleke idaresine ait ölçü- lerini gitgide yükseltmiştir. Yalnız kurtulamamıştır. Suriye gibi istiklâle lâyık bir milleti, İngiltere- nin dürüst bir şekilde her tarafta Yaptığı gibi, bir müttefiki mimi bir şekle sokacak yerde entri- kalı usullerle fesat çıkarmağa, hal- kı biribirine katmağa, taassup ve if- rat hareketlerle akıl ve itidal sahi- bi unsurların nüfuzunu kırmağa uğ- raşıyor... atayda da aynl silâhları kul lanarak Türkler arasında tef- rika çıkarmağa, Sünni Müslüman di- ye bir cemaat yaratarak Türk ekse- riyetini ikiye bölmeğe, diğer unsur- ları Türk aleyhtarı bir blok haline getirmeğe uğraşıyor. Bu da kâfi gel miyor. Türkleri korkutmak, Türk dostlarını tethiş etmek için her si- lâh kullanılıyor ve Milletler Cemi- yetinin bir çok mümessilleri de bu maksatla kör bir âlet haline indirili- yor. Bu mümesslillerden vazifelerini ciddiye alanlar derhal birer bahane ile başka bir vazifeye gönderiliyor. Milletler Cemiyeti konseyinin ko- mitesi (Sünni Müslüman) diye çıka- rılmak İstenilen fesadın önüne geç- miştir. Fakat bu vasıta, Hataya ait anlaşmayı tatbikatta hiçe indirmek için mürcaat edilen çirkin silâblar- dan ancak biridir. Pariste çıkan (L.ö Tan) gazetesi- nin son sayısında Hatay seçimlerine ait haberler gördük. Fransız Harici- yesine en yakın olan bu gazetenin lisanı, seçimlere karşı bitaraf, taah- hüdüne sadık, dürüst bir Fransanın lisanı değildir. Türkleri düşman bir taraf tutan ve onlara karşı bloklar teşkil ederek, propagandalar yapı- larak açılan entrika ve fesst dolu mücadeleyi şiddetle benimseyen bir Hisandır. B izim bu işlerdeki başlıca duy- gularımızdan biri, adına bu kadar küçük ve çirkin işler yapılan ve imzası kendi mimessilleri tara. fından çiğnenen Fransız milletine acımaktır. Hatayın âkabetine gelince. bu nok- tada tamamile müsterihiz. Cenevre anlaşmalarının metnine ve ruhuna uygun olmıyan her türlü tatbikat hareketleri, bizim gözümüzde hiç hükmündedir. Ahmet Emin YALMAN Fransa eski dar ve kara ölçülerin. | mevkiine Çıkaracak ve aradak! münasebet! sa. | Hatay Mu Yİ tlaka Müstakil Olacaktır Paris, 25 (A.A) — Havas Ajansı) iyor: Türkiye büyük elçisi B.(( bil Suat Davaz, Fransa Hariciye Nazırı, EB. Bonnet'yi ziyaret esnasında, geçen haftaki mülâkatında İskenderun san- jeağı hakkında girişmiş olduğu teşeb- İbüsü o temamlamıştır. Söz arasında | Çekoslovak meselesinin mevzuu ba- his olması üzerine, büyük elçi, bu me seledeki Fransız - İngiliz tam işbirli- ginin umumiyetle Avrupada hâsıl et- tiği derin intiba tekrar eylemiştir. ANADOLU AJANSININ NOTU: Hatay meselesinin bu hâd devresi esnasında Türkiye Paris büyük elçisi. | nin Hariciye Nazırma vâki olan ziya- retini Çekoslovakya meselesini gö- rüşmeye matuf gibi gösteren bu tel. | | graf, Ankara mahafilinde hayretle t6- lâkki edilmiştir. Paris büyük elçimiz B. Bonmet'yi orta Avrupa meselesinin inkişafatı üzerinde fikir teatisi için değil, sırf Hatay hakkında hâdisatın icap etti esaslı teşebbüsatı yap- mak için ziyaret etmiştir. Bu ziyaret esnasında Fransa Hariciye Nazırı, büyük elçimize Beruttaki manda ma kamatma anlaşmalar hükümlerinin tamamiyle fatbikını katiyetle emir ve tebliğ edeceğini temin etmiştir. Bon. net - Davas mülâkatının esası işte bun dan ibarettir. Garo'ya atfedilen yeni bir “hezeyan Antakya, 25 (A.A) — Anadolu A- jansının hususi muhabiri bildiriyor; Berutta çıkan Elbelâğ gazetesi A- rap Ajansının bir muhabirine delege Garo taafından verilen aşağıdaki be- yaratı neşrediyor; “Hükümet, partiler hakkında sey- yan muamele yapmaktadır. İntihahat tam serbesti ile cereyan edecektir. Sancaktaki Türklerin Araplara isnat ettikleri hareketleri haddizatında ken dilerinin yaptıklarını ve Arapların muhakkak zaferi önünde Türklerin şimdi intihabatı tehir etmek istedik. lerini Arap Ajansı yazabilir.” ANADOLU AJANSININ NOTU: ea neşrettiği “Be haber eğer doğru ise B. Garonun has bulunduğunu kabul etmek lâzımgelir, tedir. Şurasını da ilâve etmek lâzım gelir ki şimdiye kadarki intihabatta cebren İstihsal ettirilen bir zafer var İsa © da bilhassa Ermenilerin Araplar İzada Türk ekseriyeti “ azimesinden sonra gelen en kuvvetli cemaat Er- meni cemaati olarak görülmekte ve bizzat Fransızların neşrettikleri ista- linde tecelli eyliyen bu netice intiha- | bat için hariçten nasıl taraftarlar ge İ dirildiğini açıkçı Geliyor Ankara, 25 (Tar muhabirinden) — Büyük Önder Atatürk, Cenup vilâ- yetlerimizde yapmış oldukları seya- hatten dönerek bugün saat 13,30 da Ankaraya şeref verdiler, Ulu Şefin, Ankaraya dönoceklerini haber alan halk, Istasyonu tamamen doldurmuş- tu, Başvekil Celâl Bayar, Dahiliye Ve- ikili ve Parti Genel Sekreteri Şükrü | Kaya, Ankara Valisi, daha evvel Ka- yaşa giderek Reisicümhurumuzu kar- şıladılar, hasret çeken Ankaralılar, Istasyonu tamamen doldurmuştu. Şefi getiren hususi tren gara girdiği zaman her- kes heyecan ve sevinç içinde idi. Atatürkün hemşireleri Bayan Mak bule, Atatürk kızı Binbaşı Sabiha Gökçen, Büyük Erkâmharbiye Reisi Fevzi Çakmak, bütün vekiller, eski Başvekil İsmet İnönü, hükümet ve parti erkâm, saylavlar Relsicümhu- tü karşılamak üzere İstasyonda bek- lemekte idiler, Atatürkün hususi trenleri tam sa- at 13.30 da gara girdi. Büyük Şef, gok neşeli ve çok sıhhatli idiler. Der hal vağonlarından inerek 'kendileri- ni karşılamağa gelenlerin ellerin sık tılar, iltifatlarda bulundular, Müte - akiben hep birlikte garın merasim kikate külliyen muhalif beyanat) Filvaki bu mülâkatın içinde vakinla- | rın bir tek doğru ifadesi görülmemek | üzerindeki zaferidir. Çünkü iki ka-|| tistiklere nazaran dahi bir garibe şek | | Büyük Önderlerine bir haftadır || Ankara, 28 (Tan muhabirin | den) — Falif Rıfkı Atay, yarın | İİİ çıkacak Ulus'un “Hatayla oyna- mamalı!” serlevhalı başmakale- sinde Orient gazetesinde çıkan mahut hezeyanları tahlil etmek- tedir, Bu makalenin mühim kı- İP sımlarını bildiriyorum: Manda idaresinin emrinde ve hizmetinde çalışan bir gazete, seçim kaydı başladığından beri bize Hataydaki Fransız politika- sımn hedeflerini gösterir neşri- yat yapmaktadır. Bu hedefler | şunlardır. 1 — Bir devletin elinde bulu. | nabilen bütün vasıtalarla, as- | kerle, jandarma ile, polisle, teh- || dit ederek, döverek, aldatarak Hatay ekseriyetinin Türk olma- dığını vesikalandırmak, 2 — Hatayda yeni idareni tatbikini o imkânsızlandırmak, tehlikeleştirmek, yani Hatayda kalmak. Fakat ortada bir sürü İİ anlaşmı taahhütler ve bil | hassa Türkiye gibi bir devletin İ | şeref vazifesi varken bunu açık- tan açığa ilân etmek güçtür. O halde şekli kurtarmak, davayı | esasından çürük gösterecek 7e- (| vahiri elde etmek Kizundır. Bir | defa Hataylılara anlatılmalıdır İ ki, Fransa oradan çıkmıyacak- tır ve bu nazik günlerde her kim Fransa hâkimiyetinin devamını istemez gihi hareket ederse ona Yarın karşısında Fransayı düş- man bulacağını hissettirmelidir ve nibayet din, mezhep, entrika, | para, sömürgecilik silâhları kul. lanarak ekseriyet paramparça «| dilmelidir. İ Cenevre ve Ankarada Türhi- ye İle müzakere ve anlaşmalar. | İ da bulunmak dahi bu şekli “tara oyunları arasındadır. Cinayete kadar varan bütün tazyiklere rağmen, Suriye sö- mürgecilerinin inkâr etmekten kendilerini o menedemedikleri Türk nisbeti nedir biliyor mu- sunuz? Yüzde 48! Derhal söyli. yelim ki, netice bize Hatay Türk ekseriyetinin her türlü tahminlerden daha fazla oldu - Zunu isbat etmektedir. Sözler, anlaşmalar, ahitler hepsini çocuk oyunları haline ge tirenler ve yarının vahim me- suliyetlerini hazırlıyanlar kim - lerdir? Artık bu sualin ceyabi- ni bulmıya çalışmıyacağız. Bu | tarzda düşünenler ne kadar yan- | lis olduklarını anlıyacaklardır. Suçlu olmak! En sarih hakla- rımızıp davasında ancak beynel- | milel uzlaşma usullerinden isti- | fade etmek hususundaki sami- mİ ısrarımızın mükâfatı bu ol. mamalı idi, Fakat dost, düşman herkes nihayette bizi haklı gör- mek için böyle hareket etmeli | idik. Ondan pişman değiliz. İ Hayır, ne yaparsanız yapınız, | sabit olan tek hakikat şudur: || Hatay ekseriyeti Türktür! ve bunun mukadder olan tek neti- cesi şudur Müstakil Hatay? Ne bu hakikali, ne de bu ne- ticeyi değiştirmiye boş yere uğ- raşmasınlar, dava, bu oyunlara müsaade etmiyecek kadar bü- yüktür, - salonuna girildi. Atatürk salonda bir müddet kaldılar ve kendilerini kar- şılamağa gelen zevatla kısâ bir has- bihalde bulundular ve bu arada se- yahatlerinden çok memnun olarak döndüklerini gezdikleri (o havalide mahsulün iyi olduğunu ve halkın çok iyi çalştığını beyan ettiler. Ulu On- der bir az sonra, otomobillerine bi - merek, halkın çok candan, çok sami- mi tezahüratı arasında Çankayada- gel Ankara, 25 (Tari muhabirinden) — Atatürkün bugünlerde Istanbulu şe reflendirecekleri ö; ir, Londrada Haydutlar Milyoner Bir Lordu Kaçırıyorlardı Lord Nuffild (Başı 1 incide) İ yalnız İngilterede değil bütün dün- İyada tanınmış bir şahsiyettir. Bu yüzden kaçırılma teşebbüsü geniş öl çilde merak ve heyecan uyandırmış tır. Hüdise şu şekilde vuku bulmuş tur: Lord Nuffild, geçen akşam Oks- ford yakınında Moris fabrikalarının bulunduğu Kovley'deki bürosunda bir kaçırılma teşebbüsüne maruz kal miştır. Lord, atelyeler kapandıktan son - ra bürosunda çalışmakta olduğu sx rada büyük bir otomobilden inmiş o- lan iki kişi büroya gelerek kendisi- ne derhal otomobillerine binmesini emretmişlerdir. Lord, bitişik bir oda da kendisini beklemekte olan bir dos nun nazarı dikkatini celbetmeğe || kâfi gelecek bir müddet, şerirleri 0 » yalamış, dostu da bu müddet zar - İında polisi haberdar etmeğe muvaf İ| fak olmuştur. Bir kaç dakika sonra polislerle dolu dört otomobil büro « nun önünde durmuş ve polisler kaç- İman hazırlanmakta. olan şerirleri tevkif etmişlerdir. Lord Nuffild 1878 de doğmuştur. Hayata bisiklet tamircisi olarak a - tılmış, daha sonra motosikletlerin icadı üzerine bunlarla meşgul olarak bir garaj açmış, daha sonra 1913 te bir otomobi! yapmış ve ancak Büyük Harpten sonra bir otomobil fabrika- si açarak çok büyük muvaffakıyet kazanmış ve İngilterenin en zengin adamları sırasına girmiştir. Lord Nuffild'in bir çok ilim ve ha yır müesseselerine çok büyük yar - dımlarda bulunması onun bütün memlekette sevilmesine saik olmuş tur. General Mariç Bursada (Başı 1 incide) Vali Şefik Soyer, belediye reisi, tümgeneral, emniyet müdürü ve ka- labalık bir halk kütlesi tarafından karşılandılar, General Mariç, Çelik- palasta bir müddet istirahatten son- ra Bursa valisini ziyaret etti, Müzeyi ve Ulucamiyi gezdi, Uludağ yolunda bir gezinti yaptı. Yarın, general Mariç şerefine, Çe- likpalasta vilâyet bir ziyafet vere- cektir. Ayni gün general, Çekirgeyi, Merinos, İpekiş fabrikalarını “geze cek ve Gemlik yoluyla Yalovaya ha- reket edecektir. Yugoslav Harbiye Nazırı Bandırmadan geçerken Bandırma, 25 (Tan muhabirinden) — Yugoslavya Harbiye Nazırı Gene- Tâl Mariç, ve refikaları, refakatlerin. de General Asım, Yugoslavya ataşe- si Tomas ve refikası, General Rem- zi ve maliyeti olduğu halde bugün sa- at 9 da hususi trenle İzmirden Ban- dırmıya geldiler ve askeri merasimle karşılandılar, Bu münasebetle her taraf Türk ve Yugoslav bayraklarile donatılmış, gü 7el bir tak kurulmuştu. General Mariç, Bandırmada yalnız bir buçuk saat kaldı. Ve yine ayni coşkun tezahürler arasında Kocatepe muhribine bindi. Muhrip uzaklaşın- caya kadar general, güvertede kala- 'İrak, kendisini uğurlıyan Bandırma halkına selâm vermek ve mendi) sal- Jamak suretile mukabelede bulundu- Jar, Yeni Bir © Hadise # (Başı 7 oslovakyayı bunu da kabule İM başlamıştır. Fakat Çek hüküm“ & nüz bu yolda bir karar veri Almanyanın Protest084 | Prag, 25 (Hususil — Çekosiği yadaki Südet Almanlar m. miş bir dinlometik fasliyete yet vermeğe devam ediyor. BUS manyanın Prag sefiri Çek tayvf rinin Alman toprakları üzerini laşarak istikşaf yapmalarını Prf) etmiştir. Alman istihbarat son yirmi dört saat irinde Cek ti Tİ tayyarelerinin Alman hudü dört kere tecavüz ettiğini bild tedir. Almanlara göre bu askeri vareler yollarım sasırmamsslst, kis tavyarelerin içindekilerin taföj yaptıkları tesbit edilmiştir. Hatt tayyarelerden birinin Alman to larında insa olunan sedlerin fot İlarını aldığı sörülmüstür. | Hudut üzerindeki Çek ku Hin henüz geri alınmadığı Almas zeteleri tarafından iddia olun” ve bu gazeteler Çek askerlerini” yısı üzerinde birçok (tahmii yürütmektedir. Alman gazeteleri ğ giltere gazetelerine hayali bi buhranlardan bahsettikleri için hazeye devam ediyorlar, İngiliz kabinesinde diplomatik faaliyet o | Vaziyetin icap ettirdiği dipleri. faaliyet bir hayli U geniştir. giltere o kabinesi | bugünkü lantısında Lord Halifaks'ın yasi — teşebbüsleri o neticesi elde edilen müsait neticeyi tasvip. miş ve Avrupa için çok vahim bif tilât mevzuu olan Südet Almanlâf' selesinin Kati surette halli için terenin diplomatik faaliyetine d etmesine kurar vermiştir. İng alâkadarlarla temasını muhafazâ cektir. Nİ Diğer taraftan Fransa hükümeti” mına Hariciye Nazırı Bone Am, nın da Cekoslovakya meselesinde # zaheretini istetmiş, bu miinaseb ik Amerikn- Hariciye Nazırı şu beyf | ta bulunmuştur: : “— Hiç şüphe yok ki Amerika kümeti selhlri her tarafti Tühafi İsile alâkadardır, Avrupa vaziyeti” inkişafını azami bir dikkatle takip miştir. Amerikanın bugüne kad i jhareketi buna inhisar etmiştir. BU#İ sele hakkında şimdiye kadar yap olduğum beyanat ta bu çerçeveyi mamıştır.” Bundan başka o Çekoslovakya! Paris ve Londra sefirleri Praga giti tir. Almanyanın Londra sefiri Dirksen, Lord Halifaks ile uzun v#) dıya görüşmüş, mülâkat esnasın Henlayn ile Çek hükümeti arasın başlıyan müzakerelerin gerginliği '| Zale ettiği müşahade edilmiştir. Öldürülen Südetlerin cenaz€ merasimi Cumartesi günü hududu geçmek #f zere iken kazara öldürülen iki SüdÜğ. Almanın cenazesi bugün yapılmış merasim hâdisesiz geçmiştir. Al ya ataşemiliteri ile haya ataşesi, leri temsil etmişler ve onun n birer çelenk göndermişlerdir. l layn'in muavini Frank bir nut söylemiş ve: “Bizler ölsek te Almanya malıdir!,, demiş, Henlayn de sürlerini bildirmiş ve matem m ti olarak bayrakların yarı çekilm ni emretmiştir. | Çek hükümeti mıntakasında h hangi bir hâdisenin vukuuria dan vermemek, için şiddetli emn tedbirlri alınmıştır. Avam Kamara- sında Hararetli Bir Celse (Başı 1 incide) | geri olmadığını ve her hangi havf kuvvetine karşı gelebileceğini latmıştır, Amele partisinin müaheze take!) ni müdafaa eden Dalton; hükü tarafından tutulan hattı hareki umumi endişe uyandırdığını, aydf 200 tayyare çikarmanın katiyen kâf| gelmediğini söylemiş ve Ingiliz (49) yareciliğinin Alman teyyareciliğin den geri olduğunu ilâve etmistir.