0-5- 1938 er Nİ Ü gün kıtalarımız ortalık Şarırken harekete geçti Toplar. kâmilen © Avulun üstüne yatın işli. Bunlar da, cephane sar- ww kâtiyen ehemmiyet ver- Yürek fasılasız bir surette ateğ ©- eklerdi, p Bitaraflığımızı muhafaza etmiş iğ İçin biz burada, susuyoruz. hi Yetanlı vakanın tasvirini, da ge, Kollarından birine kuman- tini *miş olan (kaymakam, Milu- Yön, Taporundan aynen makledi- ruz; açarak ağarırken, kıtalarımız z ete geçtiler. Her yandan, şid hüc mbardıman edilen avula Da mi «itiler, Hücum kumandası © verilmez, askerlerimiz cid- i, esat gösterdiler. Büyük bir li * Ve azim ile ileri atılarak Dağ- a diş müdafaa hattını ele ge- ir. İşte o zaman, Dağısfanda d, ÇAKİt görülen bir sahne canlan- haylaz boğaza, pençe pençeyo 7m bir kasap oyunu başladı. uk İlden evvel, saat dokuzda lerimiz avulun en büyük par- > İşgal etmişlerdi. Buralarda, tag 8skerlerinin daha hâlâ ken Tini müdafaa ettikleri evlerin pan bile elimize geçmişti. Fa- 8 İnatçı Dağlıları, o evlerin gen çıkarmak mümkün değil arla yapılan mücadele, ge- ygranlığı basıncıya kadar devam Bunları mağlüp © edebilmek için yapılacak bir çare kal» " y$ Oda, damıları"delerek bura- yin içeriye el kumba; vi, g EYT ürek BU tp PİS olmazsa âğağ kirişlerini Müşturmak,. İçindekileri de ateş dumandan bunaltmak. AD da, yapıldı, Fakat Şamilin a lerini, yine yerlerinden oy- Mük mümkün olamadı. Askerlerimizin gösterdikleri ha âde cüret, gayret ve fedakâr- & rağmen, müritler yine ate- “evam ediyorlar. Pek fazla bu- p, Wlar, duvarları delerek yanla- i evlere geçiyorlardı. Boşülan evlerin içinde, kömür ,, 0€ gelmiş cesetler görüyorduk. da hale gelinciye kadar müdafaa- |, vebat gösterilmesine hayretler ane Kalıyorduk.. Şunu itiraf et- ie lâzımdır ki,-Şem'lin müritle- ike Yaziyeti, çok müsaadesiz; ve “İĞ, bek elimdi. Böyle olmakla aber, askerlerimize korkunç de *de zayiat verdirmektelerdi. ge, Müritter, bir kaç “gâvur, (0) öl ti, Jükten sonra; ölmeyi bir bah- ıarlık addediyorlar.. Artık tüfek İşlemez bir hale geldikten son- e ) birer birer ortaya atıyorlar. 2 y Mer; a inde * parlıyan ve bir gibi kıvrılan o kılıçla - kıncalları (2) ile süngüle « İzin üzerine saldırarak, can ve- agziye kadar vuruşmıya devam e- ing ardı Hattâ bunların içinde, de hiçbir silâhı olmadığı hal- Kin tek başına on, on iki askerimi- v, üzerine hücum edenler bile ardı, e svuldan yalnız on beş ki- * teslim olmıya rıza göstermişler - Bunlar da, içinde bulundukları Ne damından attığımız el kum- öl Yarının boğucu dumanlarından m: haline gelenlerdi. mi vi evlerden, ateş kesiliyor; hi, ? Evin içinde, hiçbir hareket Birey niyordu. Fakat bu evlere kere ihtiyatsızlığında bulunan 'rmiz, içerdeki ağır yaralıla Attıkları kurşunlarla, bir anda seriliyorlardı. Şok gi düşmanlarımız, bizden huy, Çala telefat vermişlerdi. Avu kayı, Keklarında, üstüste yığılmış, Sösetler görülmekte idi. (0) Tabiri 2 (3) aynen böyledir. A7 ydi (Bu müthiş boğuşma ve boğaz- laşma, akşama kadar devam ettiği halde, Avulun büyük bir parçası, henüz Şamilin elinde idi. Husu- sile, köyün gündoğdu köşesinde- ki birkaç kanlı kule, bize çok müş külât çıkarmış; ve bir çok zayiatı- mıza sebebiyet vermişti. Top ateş- lerimiz, bir türlü bu kuleyi tahrip Piyadelerimizle iste hücumlar da kâmilen boşa gitmişti. Ar gece yaklaştığı için bu hale bir nihayet o vermek icap etmekte idi, Onun için son bir gâyret sarfetmek lâzım gelmişti... Burada, dayanılmaz zahmetlere kat lanmıştık, İki dağ: topu ile iki ka- zak topunu bin müşkülâtla oraya sürükliyerek öteşe (o başlamıştık. Bir hayli mermi sarfettikten son- ra, külede ancak bir kaç gedik aç- kulede bulunan tlerini, bir türlü oradan söküp atamadık, (Artık, karanlık basmıştı. Biz de, düşman da; olduğumuz yerler- de kalmıştık. Şamilin bir gece bas- kınına uğramamak için © gece göz lerimizi yummamış, ellerimizden silâhlarımızı birakmamıştık. Ayni zamanda; bize bu kadar zahmet ve meşakkat veren, bunca zayiat ve telefat verdiren (Şamil) i kaçırma- mak için fevkalâde tedbirler almış tık. , (Halbuki, karanlık basar basmaz, Şamilin müritleri derhal harekete geçmişlerdi. Birdenbire karakolla- “reeizn EYANINA MağılaraK mühasa- ra batlarını kırıp geçirmişlerdi. O zifiri karanlık içinde vukua gelen boğuşma ve boğazlaşma, cidden müthişti... Öyle bir an gelmişti ki; herşey ve her Ses susmuştu. Yal- nız, biribirine çarpan kulıç, kama ve süngülerin çelik sesleri duyulu» yordu. (Askerlerimiz, Dağlıların bir kıs mını durdurmuşlardı. Fakat bir. çokları da o sarp kayaların arala- rından çevik birer kaplan gibi süzü lerek kurtulmuşlardı, (Bu sırada şiddetli bir yağmur da başlamıştı. Bu yağmur, bizim son derecede İşimize yaramıştı. Çünkü Dağlıların çakmaklı tüfek. leri, bu yağmur altında ateş almı- yarak birer çoban değneği gibi bi- ze zararsız birer demir pörçası ha» Mini almıştı, (Bu muharebe böylece, ardı ara #1 kesilmeksizin bir buçuk gün de- Vem etmişti. Ve; bizim muvaffakı- yetimizle neticelenmişti, (İki tarafın verdiği zaylat ta, müthişti... Biz; 6 sı zabit olmak üzere 146 ölü, ve 30 u zabit olmak üzere de 500 yaralı vermiştik. Dağ lıların telefatına gelince, onlar da bize, 500 ceset terketmişlerdi.) Biz, kaymakam Milutin'in bu sözlerine, hiçbir şey ilâve etmiye- ceğiz. Yalniz, General Grabbenin küçük ordusunun verdiği telefat adedinin büyük bir tahrife uğra tıldığımı.. Bir buçuk gün süren bu harpte (Şamil) tarafından tam 2 bin düşman askerinin saftan hariç bırakıldığını işaret etmekle iktifa eyliyeceğiz. KANLI (AHOLKO) 1.. teş ve ölüm fırtınası, dur- muştu. Fakat. acaba (Şa- mil) ne olmuştu .. Bu suzlin cevabı, epeyce uzun- dur. Fakat biz, sözü uzatmamak ve muhterem kârilerimizi bir ta- kım hurda tafsilât ile yormamak için, kısaca cevap vereceğiz... Şa- mil, General Grabibenin ordusu- na, elinden geldiği kadar şiddet- le bir darbe indirdikten sonra, ar- tık bu avulda durmanın hiç bir fayda vermiyeceğini hissetmiş.. ge- ce, muhasara safları arasından kendisine kılıçla yol açarak, çikip gitmişti ve doğruca (Aholko) ya çekilmişti. Zaten onun; son müda- faa noktası, burası idi. Fakat.. Burası, nasıl ve hangi kuvvetle müdafaa edilecekti? Ruslar, kendi verdikleri telefa- tın hakiki mikdarını sakladıkları gibi, (Şamil) in zayiatını da esaslı bir surette tetkik ve tespit edemo- mişlerdir... Hakikate, gelince; (Erguvan) Avulunun o kanlı çar- pışmasında (o Ruslar, — içlerinde bir de general olmek üzere — 59 zabit ve 1458 nefer kaybetmişler- di. Şamil'in zayiatı İse, (900) ü mütecavizdi. Hadsiz hesapsız insan kütleleri ne malik olan Çarlık için kaybo- lan bin beş yüz küsür askerin ade- di, biç bir ehemmiyeti haiz değil- di. Fakat, pek mahdut bir mücahit zümresinin başında bulunan Şainil için, 900 kişinin o bir buçuk gün zarlında elinden çıkıvermesi, çok mühim bir keyfiyeti, Şamil Aholkoya, son derecede müteessir olarak avdet etmişti. “O, Erguvan Avulunu bir harabe halinde düşmana terketmek mec- iyetinde kaldığına pek o kadar müteessir değildi. Orada vazifesini tamamile ifa ettiğine kani olduğu için, bu muvaffakıyetsizliği, (şe- refli bir mağlübiyet) addetmekte idi. Onu asıl teessür ve teessüfe sevkeden sebep; o kadar emekler ve fedakârlıklarla yetiştirdiği (ni- zam askeri) nin, daha ilk çarpışma- dar elimden Çıkrp gittiler “Misa retti... Şamilin bu güzide kuvveti- nin yüzde doksanı, erimiş, bitmiş- ti. * (Şamil) Aholkoya çekildiği za- man, her şeyden evvel kuvvetini hessp etmişti, TÜTÜUNCULUK Yurdanuzdii Yeni Tip Mahsul Bir kaç ay evvel, İugiliz piyasala- tında inhisar maddelerimizin satışını temin etmek maksadile Londraya gir den İnhisarlar Umumi Müdürü Mit- hat Genel pazar sabahı şehrimize gel miş olacaktır. Umumi müdürün seyahati dolayısi le Londrada bir satış şubesi kurulaca ği tarzında çıkan haberler teeyyüt et memiştir. Şimdilik böyle bir tasav- vur yoktur. ODADA: Beynelmilel Oda Komitesi Toplandı Beynelmilel Ticaret Odası Türki. ye mülli komitesi dün Ticaret Oda- sında toplanmıştır. Komite, Reis Mithat Nemlinin reisliğinde bazi gö- rüşmeler yapmıştır. Senelik kongre, Haziranın birinde yapılacaktır. Dün- görüşmelerde beynelmilel | güm- rük ve eşya listelerinin tevhidi üze- rinde bazi esaslar kararlaştırılmış ve vadel isatışlar meselesinde geri kalan noksanlar tamamlanmıştır. Varılan neticeler, bir raporla İktisat Vekâle- tine bildirilecektir. Fabrikatörler Toplandılar Sanayi briliğinde fabrikatörleri- mizin foplantısı devam ediyor. Evvel ce toplanmış olan dericiler, mensu- cat, Kebrako sanayii ve diğer sanayi Şubeleri ile beraber dün de iplikçi- ler toplanmıştır. Fabrikatörler, kas suretile ham madde ithali güç- leştiği için, takas primlerinin yüksek liği dolayısile malların fiyatlı ol. im iddia etmişlerdir. Sanayi Bi |bu toplantıların her biri için ayrı ay- ri birer rapor hazırlıyarak İktısat Ve- iiletine gönderecektir. emmi Denizbankta bir lokanta açıldı Denizbank İstanbul şubesinde, bi- manın en üst katında bir lokanta ku- rulmuştur. Lokantayı idare eden he- yetin Teisliğine, eski Denizyolları müdürü ve şimdi Denizbank mater- yel dairesi relsi Sadettin Serim tayin /Devamı var) e e A ER Da NA A AREA EMZİKLİ BAYANA YEMEK Çocuk doğunca, ilk günü lohosa- ya süt, yumurta, sebze ezmeleri, pirinç çorbası, bisküi verilir. Pelte yedirmek te iyi bir âdettir. Sonra- ki günlerde, böbreklerden albümin sıkmazsa et ve daha ziyade besli- yecek yemekler yedirilir ve yavaş yavaş çocuğu İyi | besliyebilmesi ter lüzumu kadar yemekler veri- Çocuğun emmesi annesine bir kere vücudünden mühim miktar. da bir madde, günde altı yüzden bin iki yüz grama kadar süt, kay. bettirir,ondan sonra da yorar, Bun lardan dolayı emzikli annenin gıda ihti; da çok artar. Emzikli kadı- nın bir günde kaleri ihtiyacını 2700,.3000 tahmin ederler, Bunla. rı temin için günde yiizden iki yüz grama kadar albümin, 400 şeker yapacak madde, 60, 70 gram da vağ lâzımdır. b gıda maddelerini en iyi te- min edecek şey süttür. Bu işi tet- kik etmis olan bir hekim emsi in içmesi lüzumle olan süt söyle tesbit etmiştir: Ço- cuk 3 ile 5 kilo arasında iken anne- sine günde 500 gram süt. Çocuk 5 ile 6 kilo arasında annesine 700 £ram süt. Çocuk 7 ile 9 arasında annesine 800 gram süt. Bunlar, ta- büi,ortalama sayılardır. Çok süt yeren bir kadının gıda ihtiyacı az süt verebilen bir kadının ihtiya- «ından daha fazla olur. Annenin içtiği süt, şüphesiz, ay- nisüt olarak çocuğun midesine gitmez, fakat annenin kendi sütü- be Sütle sebzeler, emzik. ının sütünü artırmak .t lerden daha ivi gelir, — Kuru sebzeler, mercimek, pirinç, patates, hamur işleri, hamurlu tat- klar sütü artırır diye tanınmıslar- dir. Yulaf ununun da böyle şöhreti vardır. Emziklilere yağlı yemekler de tavsiye edilir. Kış mevsiminde, içebilirse, balıkyağı hem sütü artı- rır, hem de vitanminler getirir. Bunlardan başka sütü artırır di- ye bilinen yemekler: Havuç, pan- car, hindiba, maydanoz, marul ve yeşil salata, şalgam, ıspanak, ana- sonla dezene, bir de kimyon âdeta süt getirecek ilâç diye tanınmış- tır. Bazı hekimler bunlardan gün- de bir gramdan beş grama kadar yedirirler. Aksi olarak, süte dokunacak ye- mekler de vardır. Emzikli bayan bunlardan çekinmelidir: Sarmısak, soğan, prasa, lâhana, tercotu, ille baharlar. Bunlar, hele baharlı yemekler, süte koku ver- dikten başka çocuğun barsaklarına dokunurlar, gaz yaparlar, sancı ve- rirler, Kahve ile çayın da fazlası, çocu- Ea da annesine de zarar verir. Fa- kat ıhlamur, limon yaprağı, papat- ya çiçeği suyu, sütü artırmak için iyi çe Kavrulmuş yulafı da çinde kaynatarak içmeyi tavsiye eden hekimler vardır. Alkol sütü azaltır, cocuğu doku- nur, fakat biranın sütü artırmak söhreti vardır, o da çok olmamak şartiyli Bu kaidelere göre, emzikli bir kayn için bir günlük yemek mik arı: Ekmek 400 gram, et 300 gram, bir öğünde kuru sebze yahut pilây hk pirine 100 gram, yesil salata ya hut yeşil sebze 200. hamur tatlısı 100 gram. taze yemiş 100, peynir 30, tereyağı 30, süt varım litre, İs- terseniz bir şise de bi Bunlar emzikli ba; dar kalori ve 120 gram albümin vei . © da hem çocuğuna, hem kendisine yetişir. prrreremaemereemeraazez GÜNLÜK PIYASA $ yari kilosu 5,28 kuruştan verilmiş- Ziraat bankasının yumuşak buğday larından 480 bin kiloluk büyük bir tir. Tüccar nâmına şehrimize 135 bin kilo buğday getirilmiş ve bu mallar 829-625 kuruş arasında satılmıştır. * Anadolunun mühtelit mıntakaları- | $ nın arpalarından 60 bin kiloluk bir | pörti, kilosu 420-423 kuruş arasın da verilmiştir. Ayrica Antalya arpa larından 100 bin kiloluk bir parti de fop Antalya kilosu 4,21 kuruştan sa almıştır. # Mersin teslimi şartile 75 bin kilo- Yuk bir parti çavdar kilosu 4,38 ku - $ ruştan, Fakilli malı ve on beş bin ki $ to Akseki çavdarı kilonu 4:23 kuruğ- $ tan satılmıştır. ; İ Yeni Bir Otelciler Cemiyeti Kuruldu İstanbul otelcilerinden bir kısmı * Köyceğiz mah susumlardan dokuz bin kiloluk bir parti kilosu 1630 ku rüştan Tekirdağ teslimi Edirne kuş- yemilerinden on beş bin kilo 7,09 xu ruştan, çalı fasulyeleri 9,20 kuruş» tan verilmiştir. * Karadeniz fındıklarından iç tom - bul fındık 44.10 kuruştan, tiftik mah cinsi 108.112.320 kuruş arasında, san sar derilerinin çifti 14,85-3500 kuruş arasında ve vaşakların çifti 1200 ku raştan satılmıştır. ciler cemiyetinden gayri bir otelciler birliği kurmuşlardır. Eski cemiyet idare heyeti belediyeye müracaat ede rek şikâyette bulunmuşlardır. Eski cemiyet belediyeye bir ayrı müracaat daha yapmış ve bunda şeh rimize fazla miktarda seyyah getire - bilmek üzere otellerini ıslah etmiye karar verdiklerini bildirmişlerdir. Belediye otel kondüktörlerini tes- Çifetmiye karar vermiştir. Tesçil için müracaat edenler evvelâ esaslı tah - kikata tabi tutulmakta, sonra icap &- | denlere vesika verilmektedir. Bugüne kadar 32 kondüktör tescil edilmiştir. Tesçil muamelesi temmuz başına kadar bitirilmiş olacak, bu müddetten sonra vesikasız kondüktör ilere iş verilmiyecektir. e ——— Muhtelit mahkemede son dava Türk - Fransız muhtelit mahkeme- .İsi evvelden kalan üç dört davayı bir an evvel bitirmeğe çalışmaktadır. Bu İarada Baver Mareşal Bankasile Be- lediye arasındaki davanın görülmesi bitmiş, karara kalmıştır. (napcan) BORSA Acım Kapan | 283115 0.792530 15.06 4.1008 87.1610 34615 63.8786 14320 227870 13.0180 10132 42057 319872 10622 34.7288 27315 3.0034 631.— 25.1950 Paris New-Yark Milâno Brüksel Atina Cenevre Sotya Amsterdam Prag Madrid Berlin Varşova Budapeşte Bükreş Belgrad Yokohama Stekhelm Londra Moskova | i 19 —& — 1688 ÇEKLER İ 283215 İ 07910 | | 16.06 | 4.7075 | İ 871610 | 34675 j 56 | İ 14320 : 217870 İ 140780 İ Lora? İ 42057 İ 3.9873 108.22 324.7208 TS sa PARALAR Aş Sat İesnaf mürakabe bürosuna bağlı otel | THRACAT:; Şehrimizdeki Fındık Stoku 15 Bin Kilo . Sön hafta içinde yedi yüz kilo ka- dar harman iç ceviz kilosu elli ku- ruştan depo teslimi olarak satılmış- tır. Piyasamiya İzmitten 4200 kilo ve Tireboludan 1827 kilo kabuklu ceviz getirilmiştir. 2357 kilo kabuklu Peş- teye ve içlerden 1426 kilo İskende- riyeye; ve 5040 kile da Hamburga ih raç edilmiştir. Şehrimizde beş bin ki lo kabuklu ceviz ve on bin kilo iç ce- İviz stoku vardır. Ayni müddet için- İ de fındıklarımızdan İsveçe 1600 kilo, | Hamburga 14100 kilo, Londraya 4000 kilo iç fındık ihraç olunmuştur. Satı- lan fındıkların mikdarı ise 20 bin ki- lo Levan iç 30 kuruştan, 1200 kilo Or du malı 35 kuruştan, 15040 kilo Trab zon malı 41,20 kuruştan, on bin ki- loluk bir parti Trabzon iç sıra tom- bul fındık kilosu 42 kuruştan satıl mıştır. Şehrimizde beş bin kilo ka- buklu sivri fındık ile on bin kilo iç fındık stoku vardır. Yumurta Satışları Arttı Yumurta — piyasamızda faâliyetli işler devam ediyor. Satışlar artmış- tır. Geçen hafta içinde Yunanistan ve İtalyaya iki bin üçyüz sandık yu- murta ihraç olunmuştur. Dün de 1500 sandık hazırlanmış ve smbalâjı yapıl mıştır. Bu yumurtalar buğün veya yarın vapura yüklenecektir. İstekler arttığı için yumurta kontrolörleri ge celeri de geç vakte kadar çalışmağa başlamışlardır. ei le DENİZCİLİK : Geceleri Limana Gelen Gemiler Limanlara gece gelecek vapurların acenteleri tarafından daha evvel Sa- hil sıhhiye teşkilâtıma haber veril - mesi mecburiyeti kaldırılmıştır. Sa- hil sıhhiye memurları ile tahaffuzha neler bundan böyle geceleri de çalışa cakları için, gemi ne zaman gelirse gelsin muamelesi görülecektir. İstanbul limanından transit geçen, fakat bazı eksiklerini tamamlamak için limanda bir müddet kalan gemi- lerin acenteleri, sahil sıhhiye merke- zine İstida ile müracaat ederek gemi- nin geleceği tarih ve saati ve kalaca ğı müddeti bildireceklerdir. Üçüncü şilep te geliyor Yeni alınan şileplerimizden üçün- cüsü olan Demirin de hazırlıkları bi- tirilmiş ve gemi kömür yüklemek ü- zere Zonguldağa gitmiştir. Daha evvel giden Bâkır ve Krom şilepleri Zonguldaktan kömür almış lardır. Bugünler içinde limanımızdan İ geçerek Marsilyaya gideceklerdir. Bu İ suretle kendi kömürümüz, ilk defa İ kendi vapurlarımız tarafından ecnebi limanlara taşınmış olacaktır. Gümrük kontrolü işleri İstanbul limanında, polis, gümrük muhafaza ve liman kontrol dairesi memurlarının müşterek işlerine mü teallik olmak üzere hazırlanan ni - zamnamenin haziranda tatbikine ge- çileceği bildirilmektedir. Bu nizamname tatbike konunca, limanda vazife gören bu üç kısım me müur arasında bir iş beraberliği te - min edilmşi olacaktır. Materyel Dairesi kuruldu Denizbankta Sadettin Serimin reis liğine tayin olunduğu materyel daj- resinin âzaları seçilmiştir. Bu arada, “Akay idaresi levazım şefi Süreyya dairenin inşaiye kısmı müdürlüğü ne, Denizyolları levazı saraylı Onz İbrahim anbarlar tü- dürlüğüne, Iman işletmesi levazım yefideOnz İbrahimin maiyetinde anbarlar kontrolörlüğüne tayin edil- mişlerdir. Materyel dairesi bu müdürlerden mürekkeptir. Bir Fransız torpidosu geçti Mirveille isimli bir Fransız torpi- dosu Karadenizden Boğaza girmiş ve limanımızdan, durmadan geçerek Akdenize çıkmıştır.