Dünkü Beşiktaş - Güneş maçında seyircileri meraka Mr sahnelerden biri DÜNKÜ MACLAR Güneş Berabere Beşiktaş Kaldılar Ikinci Devre, Can Kurtarma Oyunile Geçti, Galatasaray, Altılar M Dün Taksim stadı çok kalabalıktı Galatasarayın . Altılar omuhtelitine 2-1 yenildiğini ve Güneşin Beşiktaşla #ılır sıfıra kaldığını seyredenler çok garip sahnelere de şahit oldular, Dünkü oyunda rakiplerine sıfır sı- fıra berabere kalan Güneşliler milli küme şampiyonluğunu mutlak suret- te sigortalamış oldular. Kendilerini 938. senesi şampiyonluğu. için peşin tebrik ederken, bir de “Büyük geç- mişler olsun!,, diyeceğiz. Hakikaten Güneşlilere geçmiş olsun! Maçın ikin ci devresindeki dakikalara nazaran, takımın yarısı harap olabilirdi. Can kurtarma sistemi ile kendilerini ko- rTuyarak on biri de Salimen sahadan çikabildiler. Hele oyunun durduğu bir zamanda Güneşli Melihin Beşik- taşlı rakibi tarafından alenen ve ta- &mmüden kovalanması ender görü- len hâdiselerdendi. Bereket ki, Me- lih sürat koşuculuğunun bütün ma- haretini sarfederek fırladı. Peşinden kovalıyan futbolcu rakibinin ancak tabanından çıkan tozlara yetişebildi. O ara, iki futbolcunun, biri kaçarak, biri kovalıyarak sahayı dört döne- çeklerini ve esâsen futbolluktan çı- kan müsabakanın kovalamaca halin- de nihayetleneceğini çabük kavradı. Hemen © da Beşiktaşlı arkadaşının önünü keserek Melihin arayı biraz daha açmasına yardım etti, “Yiğitliğin on şartı vardır. derler. Dokuzu kaçmak, biri gözükmemek i- miş. Bazıları Melihin firarım hoş bulmadılar, Yiğitlikle yakıştıramadı- lar. Halbuki o seri çocuk yiğitliğin dokuz şartını birden tamamlamış bu Yunuyordu. Aferin kendisine!., Hem firarı, hem de sürati için! Altılar muhteliti - Galatasaray: Altılar muhtelitine çıkan Galata- saraylılar çok değişmiş bir kadro ile sahaya dizildiler. Yarıdan fazlası i- kinci takım oyuncularile yapılmış Galatasaray takımı ilk devreyi 1-0 gelip bitirdiler. İkinci devrede Altılar mubteliti bücumlarını sıklaştırdı. Şütlü ve da- kc bir oyunla iki gol çıkararak ma- çı 2-1 galip bitirdi. Güneş - Beşiktaş maçı: Saat 16,55 te evvelâ Güneşliler, onları takiben Beşiktaşlılar sahaya çıktılar, Güneş takımında Rasih ek- sikti. Beşiktaş takımında da Şeref, Eşref, Hüsnü yoktular. Daha oyun başlamadan Hakkının canı sıkılmış, asabi bir halde bulunduğu meydan- daki gezintisinden fark olunuyordü. Hakem Adnan Akının idaresinde ç oyuna başlandı. İlk on dakika iki ta- uhtelitine 2 - | Yenildi | İraf ta kendi sistemlerini hâkim kıl mak Üzere çalıştılar. Onuncu dakika dan sonra Güneşliler yâvaş yavaş a- ğır basmıya başladılar, Güneş muhacimleri, Beşiktaş nısıf sahasının epey ilerlerine yerleştiler. İkisi Niyazinin, biride Salâhaddinin ayağından çıkan kuvvetli üç şütle taliblerini denediler. Niyazinip şüt- leri kaleyi aşarak geçti. Salâhaddi- ninkini ise Beşiktaş kalecisi tuttu. On sekizinci dakikada Güneş $ol içi Murat kale ağzında güzel bir fir. sat yakaladı. Bir parçacık geciktiği için içeri atamadı. Göze batacak ka- dar hâkim oynadıkları halde şütle- rinde talihsiz görünen Güneşliler Üüs- tüste yaptıkları muhtelif çekişlere rağmen gol yapamadılar. Yirminci dakikada sağ iç Niyazi de dördüncü fırsatı arkadaşı Murat gibi iyi bir vaziyet yakaladı. Fakat vücu- du geriye kaçmış bir halde topu kon- #rol ettiğinden lüzumundan fazla ha- valandırarak kalenin üstünden geçir di. Biribiri arkasına kaçan yahut tu- tulan şütlerle Güneşin sayı yapmak hususunda dün şansız olduğu anla şılıyordu. Beşiktaşlılar, ancak yirmi sekizin ci dakikada hücum teşebbüslerini kendi taraflarını geçirebildiler, Fa- kat o vaziyeti muhafaza edemiyerek sekiz dakika sonra tekrar Güneşin tazyiki altına girdiler Birinci devrenin bitmesine | yedi dakika kala Güneşliler derin ve uzun bir pasla Beşiktaş kalesine aktılar.! Sol iç yerinden Melihin çektiği bir şütü Beşiktaş kalecisi yere yattığı sâ niye tamamile bloke edememişti. Me Yih tekrar yetişip henüz bloke edil- memiş topu kaleciden evvel kapmak için hücum ettiği ve süratini frene edemediği sırada kaleci Croguâ va- ziyette olduğu yerde kaldı. Kaleciyi çıkarmak ve tedavi et- mek üzere etraftan koşuştular. Ha- kem de oyuna devam ettirmesi icap ederken kalecinin kalkmasını bekler gibi oyuna tekrar başlatmadı, İşte o dakika, yani oyunu tamamile dur- muşken, yukarda anlattığımız kova- lamaca bâdisesi oldu. Melih, kaçtı kurtuldu. Fakat ko- valıyan oyuncunun katiyen tevil ve mazeret götürmiyen kasti bücümu- nun Kaköm gözünden nasıl kaçtığına hayret etmemek kabil değildir. Bu hâdiseden sonra birinci devre sonuna erdi Ikinci nci devrede: Ikinci, deriyi pek haşin çıkan Be- | Alsan Milli Kümenin Son Puvan Cetveli Takım Güneş Üçok N Muhafız Beşiktaş Galatasaray Harbiye YAMAN NMUMAMEM t YAY İğ Heyecanlı bir çarpışma anı.. Atletizm : İstanbul Atletizm Bayramı Geçen hafta seçmeleri yapılan İs- tanbul atletizm bayramına dün Be- bek kollej sahasında devam edildi. Büyük bir kalabalık tarafından he - yecanla takip edilen bu müsabakala- Fin neticeleri şunlardır: 100 Metre: I Irfan, II Seyvan, 11.8 200 Metre: 1 Irfan, 1 Baloğlu 23.1 400 Metro: T Cemal, II Galip 83.2 800 Metre: I Gelip, 1I Galip 23,6 1500 M; 1 Recep, TI Manisa 4.192 1500 Metre Yürüyüş: 1 Izak, II Lorando 7.47,3 110 Manialı: I Faik, YI Vasfi 16.3 3000 Metre: I Artan, II Mustafa 9272 Gülle: 1 Ateş, TI Veysi 13.74 Disk: I Veysi, Yusuf 41,31 Yüksek: I Polat, Süreyya 1.85 Uzun: 1 Nevzat, Semih Lütfi 6.31 Üç adım: I Süreyya, Polat 13.81 Sırık: TI Haydar, Muhittin 3.20 kurtarma sistemile mukabele edebil- diler. Çarpışmalarda ve yüklenme- lerde güçlerinin yetişmiyeceğini iyi kestirdiklerinden çekirge gibi sıçrı- yarak golden ziyade bacaklarını gö- zetliyerek hareket ettiler, Bu şeraitte devam eden maçın ne zevki, ne de seyredilecek bir tarafı kalmadı. İkinci devre de Sıfır sıfıra nihayet lendi, Düzgün oyun amatörleri bu şiktaşa karşı Güneşliler ancak can bitişe memnun oldular. INotlar: Profesyonellere Verilecek Lisanslar Gazetelerde çıkan bir ilândan öğ: reniyöruz ki Türk Spor Kurumu sans vermek için profesyonel güreş- ri çağırıyor. Profesyonel güreşç in de berberler, le bütün diğer esnaf gibi bir cemiyetle- ri olmalı, bunların başı bir yere bal lanarak zapturapt alına alınmal dır. Amma bu iş acaba yalnız amatö: lerle meşgul olacağını, amalör spo- ru idare ve himaye edeceğini nizam- larında ilân eden ve bağlı oldukları beynelmilel smatör federasyonların nizamnamelerine uymaları zaruri 0- lan bizim amatör teşkilâta düşer mi? Gerçi Beynelmilel Futbol Federas yonu amatörlüğü himaye için pro- fesyonel futbolü de kontrol etmiye evvelden karar verip öylece kabul e- dildiğinden futbol ( federasyonları profesyonellerle alâkadar olur. Lâkin güreşte böyle birşey olduğu Ü|nu bilmiyoruz. Beynelmilel Federas Şİ yon şimdiye kadar bu işte pek müte- âssıp davranıyordu. Amatör (fede- İrasyonların profesyonel © güreşçileri İde kontrol edebileceği hakkında son kongrede verilmiş bir karar mı var? Böyle bir karar yoksa ve yağ gü- & | roşçileri de behemahal bir yere bağ- lanmak isteniyorsa bunu mutlöka Güreş Federasyonundan “ve Türk Spor Kurumundan ayrı bir komis- yona bağlamalıdır. Beynelmilel mevzuat ve âA--— meç er ZERMİNdAYIZ. le ie Gayrifedere Maçları Apoyematini gazetesi tarafından konan kupa için taksim stadı müdür- lüğü tarafından tertip “edilen kupa | maçlarına dün sabah devam edildi. DE öyün Kürlüluş — Arnâvut - köy B takımları arasında yapıldı ve Kurtuluş 3—1 galip geldi. İkinci karşılaşma Galatasaray — Esasen bi rinci takımları arasınad oldu. Bü - yük bir heyecan içinde yapılan bu karşılaşma nizami müddet zarfında 1-1 beraberlikle neticelendi ise de kupa Taaçı olduğu İcin oyun yarım saat temdit edildi. dit devresinde Galataspor bir gol da- ha yaparak I—2 galip geldi. Son oyun Kurtuluş ile Arnavut » köy arasında oldu. Gayrifederelerin kuvvetli klüplerinden olan bu iki Ta kibin oyunu çok zevkli oldu ve ilk dakikalarda yaptığı bir gölle Arna - vutköy oyunu galip bitirdi. Ve bu tem- Barütgücü Dün barulgücü sahasında yapılan futbol maçları, havamn müsait olmas sı dolayısile çok güzel olmuştur. Maç larda 3000 e yakın seyirci bulunmuş” tur. Yapılan maçlar ve neticeleri şöy edir: Bakırköy Rum genç takımile Be- yoğlu Yeniyol takımları maçında Ba- kırköy 4—1 gelip. 2? — Pera A takımı ile Bakırköy Rum takımı maçında Pera 6—0 ga - lip. 3 — Barutgücü 1.ei genç takimile Beyoğlu Yeniyol A takımı maçında Barutgücü 2—1 galip. 4 — Galatasaray okulu ve Barut- gücü B takımları maçında 3—3 be rabere., 5 — Galatasaray okulu ve Barut- gücü A takımları maçında da yine 2—2 beraber kalmışlardır. Or agri Ankara: Alsancak Galip Ankara, (TAN Muhabirinden) — Şehrimizde bulunan Alsancak takı. mi ikinel karşılaşmasını bugün şehir stadında kalabalık bir meraklı küt- lesi önünde Harbiye İdmanyurdu ile yaptı. Ve 2 — 1 galip geldi. Sa- at 14 de hakem 'Bay Eşrefin “Gala- tasaraylı., daveti üzerine evveli İz. mirliler, arkasından Harbiyeliler sahaya geldiler ve çok alkışlandılar, kunduracılar ve 9-5 - 1935 # ERA EAA ARAN ARENA BASA BER KEMA ALO BABA KEMA KON OO LENA KPEK DEAD BERIYE LEKELERE» B azan, hiç tanımadığım ii sanları yoldan çevirerek : — Nasılsın bakalım?. Hayatın- İ dan memnun musun?. Hayatında bahtiyar olarak geçirdiğin anlar hiç oldu mu?, Şöyle bir düşün ba kalım!,. Demek için canatıyordum... Bu arzu bende, midemde kanser peyda olduktan sonra başgösterdi. Kendilerine bu sualleri sorduk- larımdan bazıları, baştan savma ce vaplar veriyorlar: — Eh, şöyle böyle geçinip duru- yoruz., diyorlardı. Bazıları da alabildiğine aliyor- Tardı; — Nasıl mı yaşıyoruz? Bu da WI mı?. Şahane yaşıyoruz, şaha- — Burdan iyim meğer Al tıncı dereceden aylık alıyoruz. İs. tediğimiz önümüzde, İstemediği miz arkamızda... Bütün bunların içinde bana cid- di ve makul cevap veren bir tek kişi oldu... Bu benim en eski arkadaşlarım- dan Ivan Tomiç Testov'du. Bu ar- | kadaşımın. sanati emmeılıktı. Ken- diki fena hir.adam “ağlat ALI idi. Sakalı da vardı. Süslimi — Hayatımda herhangi bir bah- tiyarlık geçirip geçirmediğimi mi soruyorsun?. Geçirmez olur mu- yum?. Tabii gecirdim... — E anlat bakalım, dedim... Ba ri geçirdiğin bu bahtiyarlık büyük müydü?, Büyük olup olmadığını bilmi a, onu bütün hayatım ca hatırlıyorum. İvan 'Tomiç üst üste iki sigara iç İ... Bütün geçmişini gözönüne ge tirmeğe çalıştı... Her nedense bana bir göz etti ve anlatmıya başladı; — Kardeşim, dedi. Bu anlataca- ğım hâdise belki yirmi, belki de yirmi beş sene önce olmuştu, Ben o zamanlar gençtim ve güzeldim. İnce, kıvırcık bıyıklarım vardı. Ken di hslimde yaşıyor, beni mesut ve bahtiyar edecek bir hâdisenin vu- kuunu bekliyordum. Fakat seneler geçiyor, düşündüğüme benzer her hangi bir hâdise olmuyordu... Na- #ıl evlendiğimi, düğünde akrabala- rımla nasıl dövüştüğümü, ilk çocu ğumun nasıl doğduğunu, dahar son ra karımın nasil öldüğünü, bunun arkasından çocuğumun da nasıl rahmeti rahmans kavuştuğunu far kında bile olmadım... Herşey ses- sizce cereyan ediyordu. Tabii bu anlattıklarımın içinde saadete, bah tiyarlığa benzer birşeyler farketmi yordum. yor İç unutmam, ikinciteşrinin 27 siydi... Her vakitki gibi işe gittim. İşten sonra da akşama doğru kahveye uğradım. Kendime bir çay ısmarladım. Bir de simit getirttim. Simitle çayımı içiyor ve düşünüyordum: “Seneler durmadan geçiyor, haya- tamda beklediğim bahtiyarlık türlü çatıp gelmiyordu...” Ben bu düşüncede iken kahve- nin içinde bir gürültü koptu. Ba- şımı çevirdim: Kahveci ellerini sal lıyor, kahveci çırağı ellerini sallı- yor, önlerinde durmakta olan Çar ık ordusu askerlerinden biri de bunları iteliyerek ileri doğru geç- miye çalışıyordu... Asker bir ma- 8a başına geçip oturmak istiyor, kahveci de buna mâni oluyor ve şunları söylüyordu: BAHTİYARLIK Türkçeye Çeviren: B. Tok HAIKA YE - AUER — Yasak kardeşim, yasak!., As- ker kardeşlerin gelip kahvede 0- turmaları şiddetle memnudur. Ben senin yüzünden ceza veremem. Haydi iki gözüm, dışarı çık. Asker, adamakıllı sarhoştu. Lâf dinlemiyor. zorla oturmak istiyor- du. Kahveci de bütün kuvvetile bunun önüne geçmiye çalışıyordu. Nihayet, müşterilerin de yardı- mile askeri dışarı çıkardılar... Bu işe fena halde içerliyen asker, kal dırımdan bir taş alarak bütün kuv vetile kahvenin büyük camına fir- Jattı, Cam, 3X4 metre ebadında yek- pare bir camdı.. Tabii tuzla buz ol du... Kahveci, kırılan cama bakmı- ya bile korkuyor, saçını, başını yo duy or, feryat ediyor, ve şunları söy lüyordu: — Eyvahlar olsun; ben şimdi ne yapacağım?.. Aksi gibi bugün de cumartesi.. Yarın pazar. İki gün camsız oturucağız!.. Şimdi camcı- yı nerede buluruz Bütün müşteri lerimi kaçıracağım!, üşteriler hakikaten söylen- — Yakı al ie #eraen amma da esiyor, hât.. Biz buraya ısınma ya geldik... Talihimize bak cam da kırıldı. Birdenbire elimdeki çay barda- ğını masanın üzerine koydum. So- Bumasin diye çaydanlığı da kaske- timle örtüm. Alâkasız bir tavırla kahveciye yaklaşarak: — Patron, dedim, ben camcı - yım! Kabevei bu sözleri duyar duy- maz şiddetle sevindi... Hemen ka- sasına koşarak paraları saymaya başladı. — Bu zırıltı kaç paraya olur, di ye sordu?.. Acaba parçalarından İs tifade edemez miyiz?. — Hayır aziz patron, dedim. Ma alesef parçalarından istifade ede- meyiz!,. 3X4 metre ebadında bü- tün bir cam Tüzım.., Macunu, ele- meği falan dahil olduğu halde yet- miş beş rubleye çıkar.. Fiyat mak tudur. Pazarlık yok. Kahveci ellerini kaldırarak: — Ne o, yoksa sen kaçırdın mi, dedi?. Haydi git olur, çayını ie, keyfine bak!.. Böyle bir para ver- medense evden bir yelken bezi getirir, buraya gererim... Kahveci bu sözleri söyledikten sonra çırağını eve gönderdi. Az son ra çırak elinde kocaman bir yel- ken bezi olduğu halde geri geldi... Kırık camın yerine yelken bezini koydular. Fakat rüzgür estikçe yel ken bezi kâh içeri. kâh dışarı doğ- Tu şişmeğe basladı, Müşterilerden bazıları, içerisi karanlık oldu diye söylenmiye başladılar. Hattâ bunlardan birisi de - Al- lah razı olsun - ayağa kalkarak — Böyle olduktan sonra, dedi, evde otururdum; daha iyi.. Allaha ısmarladık... Müşterilerin teker te ker gitmelerinden korkan kahve- Gi yine yanıma geldi. Derhal camı akıp gelmemi rica ederek paraları elime tutuşturdu. B en, çayı filân bitirmeye bak roadan paraları kaptığım gi bi sokağa fırladım. Camcı mağazasına geldiğim 2a- man, dükkân kapanıyordu. Bir hayli yalvardıktan sonra içeri gi rebildim. (Devamı 8 incide)