zaamFTİKk” rs “ in ER ——— 1.5. 1938 TAN Gündelik Gazete — 'TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her Meyda temiz, dürüm, samimi elm kariin o gazetesi olmıya | çalışı ğe ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 14010 Kr, 1 Sene 2 Kr, 50 Kr, # Ay 1600 Er, 400 Kr, SAy 800 Kr, 150 Kr, Tay sow Kr, Milletlerarası posta Ittihadına dahil ol- muyan memleketler 8, 3,5 lira dir. Abone bedeli peşi rte değiş- “rmek 33 kuruştur. Cevap için mektup Mira 10 kürusluk pul ilâvesi lâzımdır. e . | GONON MESELELERİ İ L...— Yanlış ve Doğru Ölçü Amerika en çok petrol istihsal e- den memlekettir: 1,800 milyon va- rl tutan senelik cihan istihsalinin 1,100 milyon varili ona aittir. Bazı istihsaller ise tamamen onun inhisa- 7 altındadır: Heltum gazi gibi... 1936 da dünyada seyrüsefer eden 40 mil- Yon 266 bin otomobilin 28 milyon 221 bini Amerikada idi. Fransız mu- harriri bunları saydıktan sonra “— Fakat, diyor, Amerikanın asıl serveti, halkıdır. Say ateşi ile ya - man, ihtiraslı ve şiddetle nikbin hal- , Bu halk mütemadiyen istihsal ve mütemadiyen istihlâk eder. Şark tekkesinin mistiği ise, nice asırlar - danberi, insanda işte bu ateşi, bu ib- tirası ve bu nikbinliği yıpratmağa , bir hirkal,, mis- le, her işçisi için asgari, her İşçisi için asgari, her türlü rahat el. bazları bulunan bir ev, radyo ve bir| “tomobil istiyen, ve bunu da ancak *9Y'den ve onun daha iyi kıymetlen dirilmesinden ve organize edilme - #İhden bekliyen halkın insanlığı a- Tasındaki farkı mükayese ediniz. İhtiyaçlardan vaz geçmek demek tasarrufu ile, ihtiyaçların. “ah hiçbirini feda etmiyerek, 1 " kendi imkânları içinde temin et Mek terbiyesi demek olan garp ta - Sarrufu arasında hiçbir münasebet Yoktu. Bizde eksâriya lüks sözü ih- ee azami .—ee: Halbuki me Maddi” wiünevi ihtiyaçların taaddü. dündi etli ağ len daha iyi miyar bulabilir mi. Yiz? Milli inkişaflar, bir taraftan, Sok ihtiyaçlı ferd vücuda getirmek, taraftan, bu ferde ihtiyaçları- hı temin edecek say ve istihsal im- nlarmı vermekle olur. Tekke riyazetçiliğini terkedemi - Hi bazı sakat düşüncelere, inkılâbı izin yolu bu olduğunu hatırlatmı - YA arasıra ihtiyaç vardır. - Fatay | (ULUS) Mm Arapları Hataya Getiriyorlar Haşa, 29 (TAN Muhabirinden) aydaki seçim komisyonu reisi * “Hataylı olduğunu herhangi > İspat etmek, intihaba Şlitak hakkını verir. şeklinde yap- İğ tamim İttihadı Vatan Partisi Ky, eline uygun telâkki edilerek Sök otomobillerle Hataya bir lar yaza getirilmektedir. Bu Arap. Veriye Abı şahitlerle intihap cetvel- iz kaydettirilmek istenmektedir. Saatine "Türk halk mümessilleri İş, dan komisyon nezdinde pro- edilmiştir. mü İsyon bu müracaati haklı gör İcap eden tedbirleri almıştır. Türk aran Antakya delegesi Garo İçin adamları ile tanışmak Ha Ankaraya gidecektir. Onan gelen haberlere göre. Propg,, Abdülkerim Adli Türklere Vatan; "da. Yapıyor, diye İttihadı tani ibları tarafından yara- ay iy, ılayın Balosu ALTAN) — Kızılayın yeni Me ce bir bale tertip 216, Kızıla; ütü Stay, ya, bütün mas- Mşty, , #onra 650 lira temin et- Zelzele Yeni Evlerimizi Nerelere Kurmalıyız? — YAZAN:. Profesör İbrahim Hakkı Akyol | Kö halk ekseriya ha- yatını çiftçilik ile top- raktan kazanmak mecburiye- tinde kaldığına göre yerleşme- si iklim ve zemin şartlarına bağlıdır. İçanadolu gibi yağışı az olan yerlerde ve bilhassa zelzele bölgesi gibi step saha- larmda köy topluluğu aşağı yukarı gerek akar su vadile- rinde gerek toprak altında ku- yü yatağı şeklinde suyun bu- lunabileceği yerlerde merkez- leşmiştir. (İçanadoluda kapalı havzalarda göllerin çok defa suları tuzlu veya acıdır, istifa- de mahduttur). Memleketimizin iklimi şiddet- Wi yani yaz ve kış İle gece ve gün- düzün suhunet fürklurı pek bü- yük olan yerlerinde köyler ekseri* ya dağların ve vadilerin güney maillerine ve yamaçlarına dayan- mışlardır. Kıt'a iklimini haiz olan bu yehlerde kışın sema ekseriya a- çıktır, şiddetli güneşlenme (nso- lation) ile evlerin cenuba bakan odaları ve sofaları ısınır, zaten yakacağını güçlükle tedarik eden köylünün tabii sıcaklık imdadına yetişir, Yazın sıcak zamanlarında ise açık solanın gölge tarafından güneşli tarafına (şimalden cenü- ba) doğru püfür püfür esen rüz- gâr tahammül edilmez sıcaklığı tadil eder, ç Anadoluda çök defa köy- ler yaylâ ve derin vadile- rin maile ve yamaçlarının yarı yerleri üzerine (vadi tabanı ile yaylâ sathı arasında) o kurulmuş- » Herhalde Anadolu köylü- sünür Bürayı seçmede pek büyük isabeti vardır. Bir defa buna ik- > aaraz Yak zannediyorum. Zira vadi yamaç- ları üzerine kondurmayıp ta düz- lüğe, yaylâ sathına köyünü kursa kışın şiddetli rüzgârları ve tipile- ri kendini hırpalar, vadi tabanın- da veya özünde tesis etse yağış hususunda son derece çalık akıllı (capricicux) olan mıntaka su bas- kanları ile yurtlârini büyük hasar- lara uğratır. Bundan başka kışın sakin havalarında vadi tabanını ekseriya sis bürür ve çok defa su- hüneti yaylâ sathının suhünetin- den aşağı bulunur. (subunet te- aküsü). Anadolu köylüsünün köyünü ya maçların yarı kısımlarına kondur- masının bağka bir sebebi de var- dır. Buradan köylü hem merkep üzerine yüklettiği kara sabanile yaylâ üzerindeki tarlasına hem de su tedarik etmek için vadi taba- nınâ ve oradaki bahçesine ve Ça- yırına kolaylıkla gider. Köyünü kurduğu yer ihtiyaçlarının tam or tasında bulunan bir yerdir. öylünün yamacın yarı yeri- K ne meskenini kondurma- sı bilhassa — hiç şüphesiz bilmi- yerek — zelzele mintakası gibi böl geler için çok daha mühimdir. Vadi yamaçları çok defa eski, yeni devirlere ait pek ve sağlam kaya üzerinde bulunur, halbuki vadi tabanları her vakit alluviyon ları ihtiva eder. 1980 senesi Torbalı — İzmir zelzelesinin tetkikinden yapı yer- lerinin seçilmesi için çıkardığımız neticeler şunlardı; 8) Dağ köylerinde eski kütleler- den İşistler, mermerler vs.) mi- rekkep sağlam kaya üzerlerine ku rulmuş köyler ve çilflikler siddetli sarsıntı yemiş oldukları halde sah renin /kaya) sağlam ve şekli pek güçlükle bozulur bir bünyeye ma- Nk (kesif ve katıl olması vüzün- den en «z hasara maruz kalmış sahalardı. bi Nispeten yeni devirlere ait (üçüncü zaman bilhassa neogen #- razisi) arazinin kalker gibi sert 0- lan yerlerinde hasar pek az ve bi- TAN ıntakasında lâkis kil gibi yumuşak olanlarında ise daha ziyade olduğu tespit edil- mişti, ©) Nihayet dördüncü zamana ait vadi diplerinde, bataklık sahalar- da ve pek kalın bir toprak tabaka- $i arzeden yerlerinde yani"unsur- ları kolayca biribirinden ayrılabi- lir arazide (umumiyetle alluvi- yonlu arazi) sarsıntının tesiri ta- mamen elâstiki olmıyan ve her- hangi bir kuvvetin altında kolay- ca şeklini bozuveren topraklarda tahribatın en ziyade olduğu yerler bulunduğu neticesine © varılmiş idi, Hatti Kayas'ta AU — i& miş gevüüe RUYUN bü” P taklık kenarına yapılmış olan kıs- minda ve mödern bir tarzda inşa edilmiş istasyon binasında tahri- bat pek ziyade, neogen kalkerle- ri eteğinde bulunan mahallesinde daha az, nihayet sağlam kaya üze- rine kondurulmuş kısmında hasar en az bir dereceye inmiş bulunu- yordu. ay pek kıskanç olduğu (az ve keyfi yağış, soğuk baskınları v.s.) ve bu yetişmiyor. muş gibi de arasıra yeri ırgalama- “© ile somurtmuş yüzünü gös- tererek “DİZ “canca ve mMalcâ & Tasıra büyük zarariğra sokan yer- Eskiden Çocuklar Nasıl Eğlenirlerdi? H avalar ısındı. O ıstnmasa idi, biz kizacaktık. Soğukların hiç bu se Deki kadar saygısızlık ettiğini hatırla muyorum. Geçen sene biz bu mevsimde harıl harıl çilek yiyorduk. Bu sene Çi- lekler dahâ bıyık vermedi, Bir de der- ler ki, tabiat kanunları değişmez. Geç efendim! Bir sene buhari nisinda gön - deren bir sene Mayısa kadar geciktiren, cani isterse hiç bahar yapmıyan bir kuv yete kanun düzgünlüğü yakıştırılabilir mi? Dün şöyle arkadaşımın denize bakan sırttaki evine kadar uzandım. Çoktandır görüşememiştik. Hoş sohbet adamları #e verim. Lâkin vakit oluyor mu? Kâh 0- nun, kâh benim bin türlü engelimiz bi #i biribirimizden eüda etmişti. Vardık: eveeğrine, Öğleden sonraki boş zamanını sedire uzanıp okumakla geçi- riyor. Ne mutlu böylelerine! — 09! Hoş geldin! Sen İstanbulda mi- sn? — Nereye giteceğim! Buradayım. Ya- silarımdan da anlamıyor musun? — Vallâh, siz yazılarınızı buşka yer - lerden de yazıyorsunuz da, onlara ba- kap sizin bürada olduğunüzü hükmet - mekten çekiniyoruz.. G örüştük, candan iki arkadaşın bir Jeştikleri gibi havadan sudan bah settik. Nihayet J⣠çocukların sinemaya amel YAZAN: ) Burhan Felek Zi gitmeleri, gitmemeleri üstüne düştü, O bunun lehinde, Nedense sinemayı sev - miyor. Lâkin fddlasi çosukları sinemaya Köndermeyince anlara başka bir eğlen. ce vermek. Ve karşılıklı çocuklüklarımı nı yâdettik, Anlatıyordu: — Be bireder! Biz çocukluğumuzda ne kadar eğlenirdik, değil mi? Bir kere ucurtma uçurturduk. Bütün gökrin geniş bostanları, dış mahalleleri, Yiraneler, arsalar bu güzel eğlenceye tahsis edilmiş gibiydi, Baharla beraber şehrin seması altı köşe tırtıllı, armurli. ye, küpeli, çifte kuyruklu ucurtmalarla dolmaz mıydı? Bir mahalleden öteki ma halleye uçurtma salıp oranin çurtmasi. mi düşürmez miydik? Sonra efendim, mahallelerimizden kulla geçerdi. İki türlü kukla vardı de- Bil mi? Birlel dört köse bir ber çadır icin den kuklacının ellerine taktığı belden yukarısı görünen kuklalar. Hiç umut - mam, Bir sası kuklacı vardı. Pek gözel Uynatırdı. Bir de iskemle kulları var- di. Dört tane kukla ayaklarından takılı oldükları deyneklerde döner dururlârdı. Ye sokâktan #eçen macuncular, nylei- lar, maymunsulara ne diyelim. Daha ev velleri kabakçı araplar geçerdi. Ben pek iyi hatırlarım. "Mısıra gitti, kurtulamadım!,, diye ba sit şarkılarını kurumuş balkahağın ge- Yilmiş iki kalın kiriş ile çalar, Afrika- nın yarı vahşi oyunlarını oynarlardı, Ramazanllarda Karagöz, meddah, rah- metli Kel Hasan, hatti Hamdi merhu « mun Zuhur! kolu hep bizim için değil miydi? AZARDAN PAZARA lerdö Köylü bu darlığı sezmiş, ta- biati koklamış, empirik te olsa, pek uzun asırların tecrübeleri (ta- tonnemeni) sayesinde (coğrafya şartları çerçevesine (o dayanarak köyleri için kendilerine en müsait gelen yerleri seçmişlerdir. Buna mukabil bu ağaçsız mın- takada (Orta Anadoluda) malze- me olmak üzere —yine coğrafya kadrosu icabi— eline geçirdiği he- nen hemen #aş ve çamurdan isti- fade etmek mecburiyetinde kal- mıştır. Yapı tekniği bozuk, kalın kirişler (poutrelle) ile yapılmış kı- sımları ya atmosfer tesirleri altın- da bozulmuş, tozar hale gelmiş ve ya çök defa çimentosu çamurdan ibaret bulunan itinasız taş istifine istinat ettirmiştir. Hafif bir sarsın tı ile ekseriya çatı” şakullüğünü kaybetmiş bir mesnedi tazyiki al- tında ya dışarı atarak (pall çatı- larda) veya sadece çökerterek (uf- ki çatılar) evin ya birdenbire veya tedricen göçmesini mucip olmak- stadır. Eskiden İstanbul, İzmir, Sakız gibi sık ve şiddetli zelzele bölgele- rinde yapılar sakız işi, bağdadi v. $. gibi hafif ve nevama mafsallı (oynak) bir tarzda yapılırdı. Bu yapı tarzında asıl iktısadi ve sıhhi sebepler yanında acaba kaygusu da yok mudur? zelzele B- birkaç satırla kısaca ifade etmek ve tebarüz ettirmek istediğim, halkımı- zın coğrafi şartlara uygun o- larak, tecrübesi dairesinde, empirik bir şekilde yaptığı sağlamlık, konfor ve sıhhi şartlar göz önünde bulundu- rulmak suretile memleketi- mizden daha sık ve daha şid- detli zelzelelere maruz kalan meselâ Japonya ve İtalya gi- bi memleketlerin bizim şart- larımıza uygun yerlerinde ya , pılan tecrübelerden örnek a- larak ülkemizin hususiyetine uygun, bize göre ve bizim için modern köy yeri ve yapı tarzı seçilmesi"noktasına işaret et- mektir, Ayı ve maymun oynatmak - sözüm ona & çingenelerin inhisarı alında İdi. Bir tatil günü mahalleden bir ayı geç- mesi bali, çoluk çocuğu neşe içinde bırakırdı. Ayıların en kıymetli repertüvarı, 8» yıcı İle güreşmesi idi. Bunu ancak bir gümüş çeyreğe yaparlardı. Maymun da singenenin elindeki değneğin üstüne çi- kar canbazlıklar ederdi. sragözde hamam oyunu, Zuhur! ko Vanda da Kanlı Nigâr pek hoşuma derdi. Karagiirün — çırılçıplak | hamamdan koyuluşu bizi amma güldürürdü. O za- menlar şirediki gibi plâjlar olmadığın « dan çıplaklık bize tuhaf geliri Kanlı Kigâr da bütün taklitler zennelerden dü yak yerlerdi, Ben meddah İsmet merhumu pek se verdim, Aşki önün kadar değildi, İsme- tin eti büyük kuvveti taklidini yaptığı adamın şemailini almamı ve çehresini 0— na benzetmesiydi. Bahar gelince; en büyük zevk bir me - cidiyeye bir kuzü alır, -ekseri adını kara Böz köyardık » ve kırlarda otlatmıya çö türürdük, O zamanki çocukluk böyle eğ lenirdi, Ben şimdiki çocuklara aciyo - rum doğrusu, Bütün bu söylediğim eğlencelerden şim di ese: yok. Ortada kala kala bir sine- ma var, O da ne çocukların kesesine, DE de yaşlarına uygun. Bir çocukları eğlendirme cemiyeti yap Salar ilk önce ben Aza olacağım. Bak yav Fuları nasıl eğlerdiririm. O el arabası yarışinrı mı, Kör ebe mi, köşe kapmaca mı, yumurta yarışı mi, gözü kapalı boks mu, çörlek kırma müsabakası mı? Ne- ler yaparım. Lâkin çi falde ki, ne bu- Dun için bir yer var, Ne de beni arayıp soran, i mii $ ezdi GÖPÜŞLEP Zelzele ve Modern Kö Yazan: SABİHA ZEKERİYA Orta. Anadoluyu sarsan zelzele felâketzedelerine karşı bütün bir halk, hükümet, devlet, o kadar sü- ratle harekete geçti ki, bugün zel - zele mıntakasında çadırsız, yiyecek- siz, tek bir fert kalmadığını Dahili. ye Vekili Bay Şükrü Kayanın ağzın- dan dinliyoruz. Bir millet için bu ne muvaffakı - yetli bir imtihan, ve ne muvaffakı - yetli bir neticedir. Küçük çocukla - rından hamallarına, devlet memur. larından en büyük otoritelere ka - dar felâketzedelere karşı kendiliğin- den gösterilen alâka, ve bezledilen yardımlar göğsümüzü iftiharla şişi recek kadar büyüktür. İstibdat devirlerinde sık sık İs - 1.5.3.K ların senelerce hattâ ölünciye kadar sokaklarda yersiz yurtsuz bıraktığı yangın felâkotzedelerini hatırlarsa- nız, bugün bir zelzele feliketzede - lerine bu kadar süratle yetişen yar- dımın mâna ve ehemmiyeti gözü - inüzde o nisbette büyür, Halkın gönlünden, içinden kopan şefkati bir insanlık destanı gibi bir kenara koydüktan sonra, devletin fe lâketzedelere yaptığı günlük yar « dımı ve bu köylerin modern şekilde imari için meclisten İstediği 500,000 liralık tahsisatı ve bu yüksek teşeb- büsü gözönüne getirebilirsiniz, Anadoluda birçok köyleri hain bir zelzelenin harap etmesi, yüzlerce va tandaşın açıkta kalması hiç kimse. nin dilediği bir şey değildi. Fakat (felâket, hiç kimsenin reyini alma - dan geldi. Fakat biz felâkete reyi- miz, ve şuurumuzla, şefkatimizle karşı (okoymasını obildik. O Hele zelzele mıntakasına giden fen o heyetleri ve devletin ku- racağı köyler hakkında bu heyetle- rin kararına göre hareket teşebbüsü, eskilerin yerine Omodern köyler kurmak telâkkisi, bütün icraata i- lim, teknik; ve şuuru hâkim kılmak ta yine İnkılâp hükümetine müyes- İcrantı tesadüflere ve fertlerin şahsi hükümlerine göre yapan bir devlet makanizması yanında, bugünkü u- sullü çalışma, bize bu modern köy- leri de kazandıracaksa Bazan felâketin de olurmuş hayırlısı diyebiliri; || ORDUDA: Partiye Yeniden Girenler Ordu, (TAN) —C. H. Partisine yeniden giren bir kafilenin kayıt ve kabul resmi geceliyin Halkevinde yapılmıştır. Bu vesile ile Vali Ba- ran bir nutuk söylemiş, bunu parti ilçe başkanı Hamdi Şarlan ile Yekta Kora Mustafanın nutukları takip et- miştir. Daha sonra Halkevi bandosu ve incesaz heyeti müntehap parçalar çalmışlardır. 3 Kızılayın Faaliyeti Ordu, (TAN) — Orta Anadolu zel zele felkketi burada derin bir teessür uyandırmıştır. Kızılay Cemiyeti, Va linin müzaheretiyle halka beyanna- meler dağıtarak felâketzedeler için yardım istemiştir. Okullardaki genç lik Kızılay dernek kolları da arala- rında iane toplamıya başlamışlar. dir, Çocuk Haftası İyi Geçti Ordu, (TAN) — Çocuk Haftası çok güzel geçmiştir. Halkevi salonunda verilen çocuk balosu iyi olmuştur. İlkokullarda ve bilhassa İsmet İnö. nü okulunda verilen müsamere parlak olmuştur. ve ———. İZMİRDE; Fuara Hazırlık İzmir, (TANI — Enterna syonal Fuar hazırlıkları devem ediyor. Bil. bm gelecek misafirlerin istirahat etmeleri ve eğlenmeleri için herşey hazırlanmaktadır. ; İktisat Vekâletin. Ticaret Odası, zerine, Fuara işti. den aldığı emir ü; rak edip etmiyeceklerini şehrimizin nelerinden Sormüş- büyük ticaretha; tur. Cevdpların hepsi gelmemi şimdiye kadar vürut €denler a v