Tekirdağlı Hüseyine meydan okuyan Yunanlı Vasil pehlivan ParistenSofy ayaDönen Dankolof, Gine Atıp Tutm ıya Başladı Bir Yunanlı Pehlivan da Tekirdağ- lıya Meydan Okuduğunu Bildirdi. | Sofya, 22 (Hususi) — Bir müddet Pariste hasta yatan maruf Avrupa serbest güreş şampiyonu Bulgar Dankolof, ansızın Sofyaya gelmiş tir. Gazetecilere beyanatta buluna- rak bir müddet Bulgaristanda kala- rak istirahat edeceğini söylemiştir. Dankolof bundan sonra Sofyada o- turscaktır. Fakat arada bir turneye yine çıkacaktır. Söylendiğine göre, güreşeceği bü- tün beynelmilel rakiplerini Sofyaya davet edecektir. sonra Sofya, serbest güreş müsaba-| kalarının merkezi olacaktır, Dankolof, Hedrelleze doğru güre- şe başlıyacaktır. Böylelikle gazeteci- lere, Sofya ringinde, bütün dünya güreşçilerini Pcreyra gibi tekerliye- ceğini söylemiştir. Dünya güreşçile- rile yapacağı bu güreşleri de Sofya- da ya Temmuz veya Ağustos ayın- da olacaktır. Bu gibi güreşler Sofyada bu ay- lardan evvel de yapılabilecekmiş. Fa kat bunlara kendisi iştirak etmiye- cektir. Çünkü en az iki ay istirahat etmesi Tâzımgoliyormuş. Beyanatına göre, kendinden evvel, Sofyada yapacağı güreşlerde ya Sa- voldiyi veyahut ta başka bir yaban- cı güreşçiyi davet ederek bunlardan birini, 102 kilo sikletinde olan Bul- gar Peşo Konstantinov ile karşılaş- taracaktır. Bu güreşlere diğer Bul- gar güreşçilerinden ve şimdi Peşte- de bulunan Hari Stoev de iştirak et- tirilecektir. Bulgar pehlivanının Dnevnik ga- zetesine verdiği beyanata göre, artık şimdi Fransada, İngilterede, hattâ İs- viçrede bile “Bulgar gibi kuvvetli” diyorlarmış. Dankolof, diyor ki: “Artık “Türk gibi kuvvetli” darbı meseli unutulmuştur. Çünkü onların güreşçileri Paris ringinde mağlüp ol dular.” Bundan sonra Donkolof, Balkan güreşçileri arasında bir “Balkan ser best güreş şampiyonası" organize e- deceğini söylemiştir. Mülâkatı yapan gazeteci Donko-| lof'a şunu soruyor: “— Türk şampiyonu Hüseyinin, | sizi İstanbula çağırdığı doğru mudur? Dankolof cevap veriyor: “— Bu çocuk Pereyranın âkıbeti- ne uğramak istiyor. Evvelen ona kar şı Konstatinovu veya Stoyçefi gön- dereceğim. Kendisine galebe etmem için Türk şampiyonu, 150,000 leva ve riyor. Balkanlar şampiyonasında gö- receğim onu.” TAN — Sofyadan aldığımız su ma- lümata nazaran Bulgar pehlivanının cok ileri geri konuştuğu anlasılıyor. Kendisile güreşmeye her pehlivamı- Böylelikle bundan | ği şekilde güreşir. Hüseyin Pariste i- maya cesaret edemediğini biz sora- kım. Türk pehlivanının Pariste ye- nildiğini söylemek bir yalancılıktır. Çünkü Hüseyin Pariste yaptığı iki gü reşi de kazanmıştır. Maamafih bu hu susta son söz Hüseyinindir. Bir Yunanlı Tekirdağlıya meydan okuyor i Atinada bulunan Jor veri İren ramamnz eri Amerika tebaasından bir pet dan tercümesini aşağıya dercettiği- miz mektubu ve kendisinin şu gör- düğünüz resmini aldık: Tan gazetesi - İstanbul “Muhterem direktör, Ben, Amerika tebaasından ve ır- kan Yunanlıyım, 1910 tarihinden beri Amerikada yerleştim. Hâlen bir ay müddet için Atinadayım. Bu mek tupla şunları bildirmek isterim: Avusturi ve Cenubi Afrikada- ki angajlarıma gitmeden evvel Pa- risten avdet ettiğini öğrendiğim res- mi başpehlivanınız Tekirdağlı Hüse- yin ile minderde tanışmak şerefini kazanmak İstiyorum. Bu maksatla muhterem gazeteniz vasıtasile meydan okuyor ve Yuna- nistanda bir veya iki maç yapmıya davet ediyorum. Bu daveti kabnl edeceğinden emin olarak şartlarının ve mümkün mer- tebe yakın olmasını tercih ettiğim müsabaka tarihinin bana bildirilme- sini rica ederim. Şimdiye kadar Amerika, Afrika, Avusturalya ve Avrupada 230 kadar müsabaka yapmış olduğumu söyle- meyi de zait bulurum. Cevabınıza intizaren derin saygi- larımı sunarım. George Vassel Mektup sahibi ağır cüsse bir pro- fesyonel pehlivandır. Güreş âlemin- de azçok adı duyulmuştur. Mektu- bunu aldık. Fakat henüz Anadoluda İbulunan Tekirdağlıya tebliğ edeme- İdik. Yalnız, Teki Türk pehlivanlarının bu daveti ka- Jbul edeceklerinden eminiz. Ancak İmeydan okuyanın ayağına gitmek â- det değildir. Meydan okuyan pehli- van hasmının ayağına gelir. Tekir- dağlının da bizim gibi düşüneceğini zannediyoruz. an- dan şehrimize gelmek 24 saatlik bir iştir. Burada da 24 Nisanda mühim güreşler başlamaktadır. O arada kendisi de Tekirdağlı ile ve diğer istediği pehlivanlarla çar- Pışır. İsterse bu güreşlerin revanşla- rını Atinada yapmak için onlarla mu tabık ta kalabilir. Cumartesiye İstanbula gelecek © lan Tekirdağlının cevabına intizaren elik bu kadarla iktifa : yo ken Bulgar pehlivanının neden tutuş | ağlının ve diğer) *” Yunanlı Vasil pehlivan için Atina| R Futbol : Milli Kümede Klüp Puvan.arı Karışıyor Fenerbahçe klübünün Milli küme- den çıkarılması, birtakim sayı karışık lıkları yapacağı anlaşılıyor. Çünkü bir fikstürden çıkarılan bir takımın kendi elde ettiği ve başkala- rının kendisinden aldığı sayılar yok farzedilir. O halde Milli küme klüp- lerinin puvanlarında değişiklikler ola daktır. Eğer böyle seyılmazsa Fener kümeden çıkarılmamış demek olur. Fenerin verine getirilen muhtelit ta- kıma gelince; bu takımın cidi birsey olmıyacağı anlaşılıyor. Federasvon ga tip bir kararla u takımın hasmını yen se bile mağlüp sayılacağını sövlü Resmi müsabakaların hie birinde bö" le caba sayı verilemez. Hükmen mağ lühiyet demek olan bu tarzı hareket bu muhtelit takımın esasından gayri İden Federasyonun kabul ettiğini gö terir, O'halde böyle nizamsız şeyi y8- İpacak yere, İstanbulun milli kümeye girememiş olan beşinci klübünü ika- me etmek daha mantıki değil midir? Öyledir amma!* Beşiktaş Klübünün Fevkalâde Kongresi Birkaç zamandır. Beşiktaş klü- bünün dahili “idaresinde görülen ve arasıra kongre halinde tezahürler ya İpan ihtilâfın sona ermiş olduğunu haber aldık. Mevcut heyeti idarenin değişti- rümesini istiyenlerle eski heyeti ida- re arasında mütevassıt bir hal şekli bulunmuş ve bu pazar günü davet edilecek fevkalâde bir kongre! i bir idare heyeti intihap ettirilme- si kararlaşmıştır. Kongreyi şimdiki heyeti idare davet edecek ve orada istifa eyliyecektir. Kongreye teklif e- dilecek yeni heyeti idare âzası nam- zet listesi şudur: Reis: Bay Ziya, (Sular idaresi mü- dil, ar B. Bat Balkan (eski İümü- mi in e “Salâhattin (eski vezne- dar), B. doktor Tarık, B. Rüştü, B. Hüsnü, Yarın: Tekirdağ'ı le Kara Ali Karşılaşıyorlar Birkaç gündür haber verdiğimiz gibi, Istanbulda bulunan Kara Ali pehlivanla Tekirdağlının güreşi ya- rın Taksim stadyomunda yapılacak- (tir. Balıkesirde bulunan Tekirdağlı Hüseyin, bugün oradaki güreşini yap İtiktan sonra Xasuva banikue istan bula geleceğini bildirmiştir. O gün yarı ortadan birkaç mühim çift güreştikten başka' yirmişer da- kikalık iki devre de Edirneli Him- met ile Mülâyim güreşecekler, ikin- ci güreşte de birer çeyreklik üç dev- re de başpehlivan Tekirdağlı Hüse- yin ile eski başpehlivan Kara Ali çarpışacaktır. Hakem heyeti Suyolcu Bay Meh- medin relsliği altında, Bay Hafız Be- sim, Sami Karayel, ve Muallim Maz- hardir. Minder hakemi Cemal pehli- vandır. Işittiğimize göre bu güreşlerde €s- ki Türk güreşleri an'anesi olan peş- rev ve salavat merasimi de yapılacak Dinarlı Mehmet Bulgar- larla Buraya Gelmi: Okuyucularımız Dinarlı Mehmet pehlivanı bilirler.. Adı sanı herkesçe malüm olan bu pehlivan, üç senedir eski meşhurluğundan istifade ederek Anadolunun" köylerinde, kasabaların da, dolaşarak güreşler yapmaktadır. Dinarlı geçen sene; Bulgaristan- dan üç dört Bulgar pehlivanı getire- rek Anadolunun birçok yerlerini do- laşmıştı. Haber aldığımıza göre, ge- çen sene yaptığı gibi bu sene de Bul garistandan üç Bulgar pehlivan ge- tirtmiştir. Yakında Karacabeyden başlıyarak sessizce Anadoluyu dola- şacakmış. Dinarlı; Tekirdağlı Hüseyinin, Kara ie Himmet, ve rey gk TAN nizami birşey olduğunu, onu tertip €-| ye-i vatandaşla EE ii Sahte Camlar Bir otomobil sahibi olan bir oku- yucumuz yazıyor: “Otomobillere ' tripleks denen kı- rılmaz cam takılması müddeti üç gün evvel bitti, Üç gündenberi trip- leks cam takmıyan otomobillerin plâkası alınıyor. Şimdiye ka kası alman arabaların sayısı kındır. Bir kısım otomobiller de plâ kaları sökülmesin, diye, arabaların garaja şında dört camcıda var. Birinde de bitmiş. Kare murabbaı 16 tıliyor. Fakat, kırılmaz cam 'da mika bulunan cam demektir. Şim di satılan camların mühim bir kıs- mının mikalı olmadığı görüldü. Ya- ni kırılıyor. Mika yerine sahte bir tripleks camı yapmışlar. İki“ camı yanyana koymuşlar, arasını macun- lâ yapıştırmışlar. Gidip camcılarda bunu herkes görebilir. Bu fena cam ların satılmasına acaba neden müsa ade ediliyer?. Otomobilcilere yazık | olacak. Bir sürü masraf yapıp sözde kırılmaz cam takılıyor. Halbuki bun lar sahte camlar. Alâkadarların ha- beri olsun diye yazıyorum. Bu me - İseleyi lütfen tetkik ie ee OKUYUCU | Bakırköy Ebuzziya caddesi 77 numara. da oturan okuyucumuz Sabri Gazimihal yazıyor: “14 Nisan Persembe günü Köprüden 0,50 de kalkan vapurla Haydarp: derken ikişer ikişer kâğıda sn 65 santim baylında 4 tane yağlı baya tab- lo için 20 kuruş es tarife mueibinge, bir metreden farla ol- madığı için ücrete tâbi bulunmadığını söy ledim. Memur israr edince, vereceği mak buza tabloların eb'adım yazmasını söyle İdim. | Fakat, verdiği mevki 23 ve 7008 muma- rahi makbuza eb'adını yazmadı, Şii ettim. Dinliyen olmadı. Eşva bilet tar'fe- | si böyle midir?. Alâkadarların nazarı dik katini celbetmenizi dilerim. amme gl , Maçlar : “Bu Hafta Yapılacak Muhtelif Maçlar | Pazar günü Barıtgücü yapılacak maçlar: 1 — Barutgücü 1 inci genç takımları saat 10 da, 2 — Bakırköy genç ve tekaüt Rum takımları saat 12 de, ive spor eğlen- celeri.) 3 — Barutgücü kımları saat 15 de. 4 — Akınspor — Barutgücü A. ta- kımları sant 16,30 da karşılaşacak- lardır. Halkevi Lig Maçları Eminönü Halikevine bağlı klüpler | Mayıs Pazar günü lig maçlarına başlıyacaklardır. Maçlara dahil ola- cak lisansiye oyuncuların, 26 Ni akşamına kadar Halkevine bil mesi istenmektedir. ie Stadlar: alaninda ve 2 inci - Akınspor B. ta- Askeri Liselerimizin Spor Bayramı Bügün Askeri Liselerimiz arasin- da yapılan Müsabakalar neticesi mü- kâfat kazanan talebe mükâfatları tevzi edilecektir. Bayrama Deniz Li- se ve Harbiyesi, Kuleli, Maltepe ve Bursa Askeri Liselerine mensup 1500 sportmen iştirak edecektir. Ev- velâ Taksim Cümburiyet çelenk konacaktır. Çelenk konma merasiminden son- ra saat 13 de Taksim Stadyomunda Askeri Liseler Müfettişi Kurmay Al bay Adil Türer tarafından mükâfat- ları tevzi edilecek ve bir söylev ve- rilecektir. Bunu müteakip bir geçit resmi yapılacaktır. karşı, karşı güreştiği müsabakalara iştirak etmiyerek başlı başına etraf. ts tezgâh kurması epeyce manidar- dır. Dinarlı; neden yan çiziyor? Neden Türkiye başpehlivanlarile karşılaşıp ediler, Memura, | âbidesine | gn ALIK A YE * YÜZÜ YAMALI ADAM 8 Yazan: Somerset Maugham - Çeviren: İbrahim Hoyi 5 GRAMA li > kozunu pay etmiyor?.. Yoksa; işi panayırcılığa mı vur. dersiniz? A alnından başlıyarak çe- nesinde biten, yarım ay şek İlindeki geniş ve kıpkırmızı oyâra iziledir ki nazarı dikkatimi çek- Bu yama, gayet derin bir yama olabilirdi, Kendi kendime de aca - ba, kılıç mı yoksa bir şarapnel ya- rası mi bu? diye düşündüm. Zira bu, yuvarlak, dolgun ve neşeli su- rata hiç mi, hiç yakışmıyordu. Her gün kokteyl vaktinde Gua- temaladaki Palas oteline gelir, ve barda aylak aylak dolaşarak piyan- £o bileti satmıya çalışırdı. Bir akşam yine barda bulunu - yordum, bir ayağımı demire daya- miş arkadaşımla konuşuyordum. Palas otelinde harikulâde enfes Martini hazırlıyorlar doğrusu. Bir de baktım, yüzü yamalı a- dam, bize doğru geliyor. Uzattığı biletleri, buraya geldiğimdenberi, yirminci defa olarak elimin tersi- le ittim ve hayır istemem, der gibi başımı salladım. Fakat arkadaşım ahbapça ona seslendi: Guğtal, general, nasılsın? — İyi diyelim de, iyi olalım. İş- ler kötü!.. Fakat bunun beteri de olabilir. — General, bir şey içer misin? — Bir brandi lütfetseniz. Bardağı aldı, bir yudumda içti. Sonra masanın üzerine birakarak arkadaşıma başile işaret etti ve: — Gracias, Hasta leugo.. dedik- ten sonra, döndü. Yunıbaşımıza o- #uranlara, biletlerini uzattı. Arkadaşıma: — Bu yüzü yamalı kimdi; iye sordum. — Güzelliğini bozuyor,'değil mi? Nicaragua'dan gelme bir merifi.. Bir haydut. birdağ eşkiyası am- ma. Fena adam değildir. Ara sıra ona birkaç pese (para) veririm. arkadaşın (ge anlatmıya başladı: — O, ibtilâl generallerin- dendi. O zamanlar cepanesi yetiş- se idi, bu gün Guatemala'da pliyan- go bileti satacağı yerde, hükümeti devirmiş olacak ve yeni hüküme- tin Harbiye Nazırlığına geçecekti. Onu erkânıharbiyesile birlikte ya- kaladılar. Askeri divanıharpte de muhakemeye çektiler. Bu ülkeler- de bu gibi şeyler, âdi ahvaldendir. Onun için, bizim generali de ga- yet kısa süren bir mahkemeden sonra, şafak vakti kurşuna di- ç zilmiye mahküm ettiler. Yakalandığı Zaman başına gele- cekleri bildiğini sanıyorum. Ya - kalandığı gece, kendisi dört arkadaşiyle ( sabaha kadar o po ker oynamış. Fiş yerine kibrit çöp- lerini kullanmıblar. Kendisi anlatır: O gece bir kore- cik olsun şansı yaver olmamış. Hep, hep yutulmuş. Öyle ki, sabah olup ta hükümet askerleri onları siya- set meydanına götürmek istedikle- ri vakit, bizim general, bir insanın müddeti hayatında kullanamıyaca- zi kadar çok kibrit çöpü, yanl se- nin Şi paru kaybettiğini Neyse, MZ almışlar, hapisa- nenin arkasında bir yere götür - müşler, yanyana dizmişler. Karşı- larına da, idam hükmünü yapa - cak bir ateş müfrezesi geçirmişler. Fakat zabit bir türlü “ateş!,, em- rini veremeyince, bizim general dostumuz, zabite: — Ne diye bekliyoruz? diye sor- muş. 2 dl sağliği, Mümiğa bi hğyiğeşi İNİN mil 23 -4-938 ) ; ! YEARS Zabit te: — Hükümet kuvvetlerine kuma ya eden general, idam merasimin- de hazır bulunmak arzu ettiler. O- nu bekliyoruz. diye cevap vermiş. > yamalı ahbabım da: — O halde ben bir sigara daha yakabilirim. Hem, zaten, müba- rek hiçbir zaman vaktinde gelme- sini bilmezdi ki.. demiş. Dostumuz, sigarasını daha he - nüz yakıp, şöyle bir nefescik çeke- rek keyifli keyifli dumanlarıni ha- vaya savurmak isterken, general, yaverlerile birlikte çıkagelmiş. Malüm askeri formaliteler yapıl dıktan sonra, general: Mahkümlara dönerek, — Son bir arzunuz var mı?. di- yi sormuş. Kurşuna dizileceklerden dördü, hayır!, diye başlarını salalmışlar, Fakat bizim ahbap konuşmuş: — Var, kumandan. Karıma son bir kere veda etmek isterim. — Bueno!.. Bu, olur. Karın ne- rede? — Hapisane kapısında bekliyor. — Eh, beş dakikadan fazla sür- mez değil mii Ancak o kadar Senor general. inu ötekilerden AYırınız! di- ye emir vermiş. ki asker ilerliyerek bizim ahbabı ayırmışlar. Ötekile- Hi de, kumandanın bir baş işareti ve zabitin emrile kurşuna dizmiş- ler. Nasıl mı dizmişler? Orasını sorma canim.. Sen hele hikâyenin sonunu dinle.. Dostumüz, sigarasını sonuna ke dar içmiş ve İzmaritini de atmış: Kapıda bir gürültü olmuş. İçeriye hızlı adımlarla bir kadın girmiş, birden elini kalbine bötürepek ol- duğu yerde çivilenmiş, bir müddet sonra da bir çığlık kopararak kol- larını açmış ve ileriye doğru koş - uş, “general de, Caramba', diye seslenmiş... Bu kadın kimdi? Evvelâ onu ta- rif edeyim. Bunu da vakayı bizzat yaşamış gibi anlatacağım. Kendisi- ne yakışan siyahlar giymiş, başın- da da renkli bir örtü vardı. Amma yüzü ölü yüzü gibi sapsarı kesil. mişti. Şahane, glevli, fakat o an- da içlerinde yeis, ıstırap okunan, kocaman kocaman gözleri, narin yüzü ile ona, daha yeni girdiği â- lemin füsununu, ıtrını saçan bir kız demek daha doğru olurdu. İşte dostum, bu kadın öyle güzel, öyle alıcı idi ki, kollarını açıp koşmi” ya başlayınca, orada bulunan 45 * kerler, sanki büyülediler ve de" rin bir şaşkınlıkla ona baktilar. © Bizim esi dost, bir iki adım at“ tu, Genç kadın bütün ağırlığı ile, #" damın kollarına atıldı ve ihtiras” tan çatallanmış bir sesle: — Alma de mi Corazan.. Kalbi” min gülü diye haykırdı. Erkek 18 | kalın dudaklarile onunkileri örttü ve tam bu sırada, nasıl saklıyabi Devamı 9 uncuda/