—— 23-4 938 TAN Gündelik Gazete ——e TAN'ın hedefi Haberde, fikirde, her #yde temiz. dürüm samimi olmak, Marlin © gazetesi olmıyan. çalışmaktır. üz ABONE BEDELİ h Türkiye Ecnebi 400 Kr, 1 Sene 2800 Er, 0 Kr. G Ay 1500 Kr, 400 Kr, Ss Ay 200 Kr. 10 Kr, tAy 200 Kr. Miltetlerarası. posta tttihadıma dahli ol- Miyan memleketler için 30, 16, 8, BS tra Sir. Abone bedeli pesindir: Adres defis- tirmek 25 kuruştur.” Cevap icin mektup lâra 10 kürüslule pul üye Herimdir i GÜNÜN MESELELERİ k >... Bayram ve Matem (Yazan: M, ZEKERİYA| Bugün bayramımıza matem ka- Fışta, Yurdun büyük bir parçası, bek- iyen bir âfetin darbesine uğra- di. Yüzlerce köyümüz yıkıldı. Bin- lerce yurtdaşımız açıkta kaldı, onla- rın henüz yaşlı gözleri bizim bayram yapmamıza imkân bırakmadı. 938 senesi 23 Nisan Bayramını, felâkete uğrıyan binlerce yurtdaşi- mizin kederlerini o hafifletmiye, göz Yaşlarını silmiye, onların matemine iştirake hasredelim. Yurdun her tarafında felâketze- deler için yardım listeleri açalım. Onlara para, eşya ne verebilirsek verelim. Mer felâkete şefkatli elini uzatan > Kızılay, ve yurdun yegâne bekçisi hükümet derhal vazife başına koş mMuşlardır. Biz yürtdaşlara düşen Vazife de yardımlarımızla onların işlerini kolaylaştırmak ve bu felâ- ketin süratle telâfisini temin et mektir, Çünkü felâket büyüktür. Alına- sak muvakkat tedbirler şimdilik bu Yurtdaşların — elemlerini durdurabi- lir. Fakat bu, hastaya morfin şiringa etmek gibi tesiri muvakkat bir te- davidir. Esaslı tedavi için büyük Yardıma ihtiyaç vardır. mater, geler © bir i İn Zelzele, şiddetli olduğu zaman, büyük ve korunması mümkün olmu. «Yen bir âfettir, Arnmız bir an bile bu sarsıntılardan azade değildir. Fa- kat çoğumu biz hlssetmiyoruz. Çün. kü bunların çoğu hafif sarsıntılar. dır. Tahrip edici sarsıntılar nadiren “lur. Fakat vuku bulduğu zaman da doğurduğu felâket büyük olur. İnsanlar on dokuzuncu asrın “ or- talarına kadar zelzelenin hakiki sebebini izaha muktedir olamamış lardı. O vakte kadar bunu Alİ bir gazabı, kullarına bir cezası ola-| Fak telâkki ederlerdi. Zelzelenin fenni izahı on doku- uncu asrın ortalarına doğru müm- kün olmuştur. O tarihten sonra zel zelenin sebepleri, mahiyeti ve te sirleri anlaşılmıştır. Bunu anladık. tah sonra da Sismologi denilen ilim meydana gelmiştir. Zelzeleyi kayıt için sismograf denilen bir âlet icat etmişlerdir. Bu âlet sayesinde arzın en hafif sarsıntılarını bile kay- imkân dahiline girmiştir. Meselâ bu defaki Anadolu sarsintı- SM bütün dünya sismograf âletleri detmiştir. * Zelzelenin 4, 96 sı arz sathının iki hüylik hat üzerinde vu- Ku bulur. Bunların birincisine Ak- deniz hattı derler ki, İspanyadan başlar, Akdenizin gimal sabillerin- den gecer, Himalâya dağlarından Sarki Çine kadar uzanır. Yeryüzün- deki zelzelelerin 04 53 ü bu hat ü vuku bulur, İkinci hat Pasifik Okyanusunun “a ve Amerika sahillerini kuşa- » Zelzelelerin €ç41 i de bu hat ü- de vuku bulur. La kaz izeleye karşı korunmak müm- değildir. Fen adamları sismoğ” raf rak ini ıslah ederek yelzeleyi “a, aş evvel haber verecek hus- iç hale getirmiye çalışıyorlar. *n hi olaya karşı korunmanın Müteeat Yolu, binaları sarsınbıdan Mak, olmıyacak şekilde yaptır. iğ Ahşap ve beton binalar sar- İs Pakiay mukayemetlidirler. Mizir binalar çabuk yıkılır. Köprüsü: Italya — YAZAN: General rennerlere inen Almanya nım, artık müstemleke işi ile uğraşacağı anlaşılıyor. Gerçi Orta Avrupa Alman pro- gramın Çekoslovakya, Ma- caristan ve küçük Baltık dev- letlerine vesaireye ait cephele- ride var; fakat müstemleke işi, Almanlar için hem tez ve bem de hususi metod ve vası- talar istiyen bir iştir, Bütün yerler çoktan taksim o- lunmuş ve İtalya, iki sene evvel, Afrikanın birkaç bin senelik, en son bir devleti, Habeşistanı işgal etmişti. Bu suretle dünyada sahip siz bir karış toprak kalmadığı hal de Almanyanın müstemleke ihti- yacını nasıl ve nereden temin €- deceği meselesi, şüphesiz günün en mühim ve meraklı olduğu kadar tehlikeli bir düğümüdür. Almanların 1914 - 1918 harbin- den evvelki birkaç parça müstem lekelerinin kendilerine iadesi için İngiliz ve Fransızlarla kolayca u- yuşabileceklerini ummak birçok sebeplerle hatâ olur. Çünkü bu iki büyük devlet. kazanılmış bir harp si tedarik * etimieli Almân müstemlekelerini ellerinden çıkar” mak istemiyecekleri gibi, Almanlar da bu hususta herhangi bir taviz prensibini peşin reddediyorlar, Müstemleke işini karıştıran di- ğer bir cihet Almanyanın Lehis- tarı da müstemleke edinmiye tey- vik etmesi ve hattâ bütün Orta Avrupa devletlerinin menfaatleri nazarı dikkate alınmak üzere, bü- tün dünya müstemlekelerinin ye- niden taksimini lüzumlu görmeşi- dir. Bir de Hollandanın müslem- lekeleri ile birlikte Orta Avrupa camiasına sokulması meselesi var; ki bunu birkaç gün evvel Tan'ın yine bu sayfasında izaha çalışmış- tık. Aman, müstemleke işle- rinde alâkadar büyük dev- İetlerle, bilhassa İngiltere ile, ba- rış vası:a ve yollarile uyuşumazta, de yaptığı gibi, cebir, zapt ve isti- lâ vasıtalarına müracaat edecek demektir. Müstemlekeler ise hep denizlerin ötesindedir; bu sebeple, zorla koloni edinmek için, deniz- lere hâkim olmak iktiza eder. Fa- kat Alman donanması henüz zayıf ve İtalyanınki ile 860,000 ton ko- dar yapar ki, 1,350,000 İngilizin- kine nisbetle ancak yüzde 63 eder. 640,000 tonluk Fransiz deniz kuv- yetini de İngilizlerle bir sayarsak, © züman demokratların, denizde, otoritelere karşı üstünlüğü bire kar $1 2,2 derecesine çıkar, Fakat müstemleke yolu olan Ak- denizde şartlar, İtalyan - Habeş harbinden beri değişmiş ve yüz kü sur yıldanberi burada müesses İn- giliz egemenliği, söz götürmez su- rette, zayıflamıştır; çünkü İtalya yarımadasının ikiye böldüğü bu dar ve uzun denizde hüküm süren kuvvet artık yalnız büyük savaş gemilerinin büyük çaplı topları ve tonajları değildir. Habeş işinde, İngiltere ile İtalya arasında çıkan şiddetli ihtilâf gös- terdi ki, Akdenizin havasına hâkim lar. Nitekim Japonyada bütün bina- Jar ahşaptır. 'Mimarlarımız Türkiyede Yapıla- cak binaların bu bakımdan şeklini tayine mecburdurlar, TAN H. Emir olan taraf bu denizin sularında sey rüseferi tehlikeye sokabilir ve İtal ya yarımadasının Akdenizin içine sokulmuş durumu ve bu denizin muh telif semtlerini kaplıyan İtalyan adaları ve Balearlar, bu hava hâ- kimiyetini, bilhassa batı Akdeniz. de, kolayca elde etmiye müsalttir. ler. Gerçi İngiltere, hem de, en iyi u- çağı yapmaktan geri kalmıyor: niha yet uçak, harp gemisi gibi, bir pa- ra ve sanayi işidir ve bunların her ikisi İngilterede üstündür. Fakat, İngiltere Akdenize çok uzaktır, u- çak gemilerinin taşıyacakları u- çaklar da hem mahdut ve hem de bu gemiler çabuk yaralanabilir he deflerdir. Malta adası ise külliyetli uçak filoları icin pek dar olduktan başka Cenubi İtalya ilâ Sicilyadaki İtalyan hava merkezlerinin tasal- Tutuna, tehlikeli surette maruzdur. İngilterenin, yeni yapmkata oldu- ğu külliyetli hava filoları ile, Ak- deniz havalarında hâkimiyet temin elmek için, Fransanın Akdeniz kı yılarından serbestçe istifade ede- bilmesi keyfiyetine gelince, bu im kân, Habeş ihtilâfında husul bu- ve vevepte İngiiee Akdenize yakın ve emin, geniş üş- ler aramakla ve bunu en İyi öle rak Portekizin cenup kıyılarında Septe boğazına yakın adaların da bulmaktadır; çünkü buradan Sicilyaya olan mesafe ancak 1400 km. kadardır. Fakat ne olsa, Al man uçak filoları da İtalyanınki- lerine, tabiatile katılınca, İngilte- Tenin, bilhassa Sicilya boğazında, bir hava hâkimiyeti kurması, hat- tâ Fransa ile birleşse dahi, kolay ve memul görünmez. Çünkü mese- le yalnız her iki tarafın uçak sayısı na dayanmıyor; Sicilya, Sardon- ya ve İtalyanın Cenup ve Garp ya- hıları, bir harpte Batı ve Doğu Ak- deniz arasında serbest kalabilecek yegâne bir yol olan Sicilya Boğazı na o kadar yakındır ki bir uçak fi- losu bir günde buralara mükerrer hücumlarda bulunabilir. ve fazla benzin ve yağ yerine ağır bomba. lar taşıyabilir. Bahusus İtalyanın yeni tahkim ettiği ve kuvvetli bir hava limanı ile donattığı Pantelle ria adası bugün bu boğazın en de- rin sularının ortalarına hâkim bu- I talya yarımadası ile adala- rının ve müttefik bir Fran kist İspanyanın elinde bulunacak olan Balearların bütün batı Akde- nizle beraber Sicilya boğazının ha- valarına, ve küçük ve seri kravu- zör, muhrip ve denizaltları ile de sularına bu kadar yakından ve her cihetten hükmetmeleri dolayı- sile, İtalya ile birlikte Almanyanın Akdenizde, İngilizlerin o Misir ve Hint yolunu tebdit edebilecekleri ve bilâkis, İngiltere, Fransa ile bir likte olsa da, Sicilya - Pantellerin - batı Trablus yolunu hemen he- men, kesemiyeçekleri, nihayet İtal yanın, Orta Avrupanın Afrika köprüsünden başka birşey olmadı- ğı neticesi meydana çıkar. Bu, böyle olunca ve Almanya, Adriyatik denizinde hazırlığını ta mamlayınca, artık İtalya üzerin den ve Sicilyadan Afrikaya geç- mek hareketi başlıyabilir ki bu- ba a ———.10l aşık TngiiN Sudan volu saymam een, İz Gri rey hi a Fransa, İngiltere ile şürümek ka- rarımı bu sefer de veremezse, ikin- ci şık çok daha muhtemeldir; çün- kü, İngiltere 1935 senesinden beri bilir, ki İtalya ve üstelik şimdiki Almanya ile bir harp, Akdenizi sey rüsefer edilemez bir hale sokabilir ve Cebelüttarık ile Süveyş met- hallerinin kapatılması suretile bu denizi kör bir göl haline dahi ge- tirmek mümkündü. ni zamanda, İtalya ve Habeşistan deniz yolunun ziyar demektir; ammu Libya üzerinden bir kara yolu bakidir! Motörleştirilmiş iki Alman ve» kadar dâ Jtâlyan Kor . (kol or- dusu) ndari mürekkep bir ordunun. Sicilyadan Garp Trablusuna geçiril diğini farzedelim. Bu kuvvetler Şüphesiz, Habeş harbinde olduğu Bibi, barış zamanında Avrupadan Afrikaya geçmeğe başlar ve yine 1935 te ve daha sonra İspanya har binde görüldüğü . Özere,. birçok protestolara rağmen devam edebi- lir; çünkü bürası-bir İtalğa müs- temlekesidir ve buraya İtalyadan ve.İtalya, üzerinden asker sevki mutlaka ve derhal bir harp hali- nin tevellüdünü mücip olmaz. F ransanın Tunis hududundan Mısır sınırlarına, 1900 km. uzunluğunda muazzam bir otomo- bil sahil caddesi, 1937 denberi ar- tık mevcuttur. Bingaziden. Libya gölünün ortasında, vaktile Sünüsi- lerin idare ve mezhep merkezi, Kufraya, takriben 900 ilâ 1000 kım. lik bir otomobil yolu vardır. Bun- dan başka batı Trablustan Çat gö lüne, yani eski Alman müstemle- kesi Kamerun hududuna, 2200 - 2500 km. lik ve Kufradan, Sudanın demiryolu istasyonu El Obeld'e, yi ne o kadar km. lik birer kervan Yolü vardır ki, bunlar da bugünkâ tırtıl veya müteaddit muharrik te kerlek tertibatı motörlü vasıtalar i- şin artık bir mfini değildir. Ayni zamanda İtalyanın Libya hudutla- rı içindeki bütün bu otomobil ve kervan yollar müteaddit “hava meydan ve istasyonları ve hava kuv vetleri ve yağ ve benzin depoları ile donatılmış ve hülâsa her nerede bir su kuyusu ve memba varsa 0- rada askeri bir merkez kurulmuş- tur, Bu duruma göre, Batı Trablus- ta toplanacak motürler veya kam- yonlara bindirilmiş kıtalardan mü teşekkil dört kolorduluk bir Al. man - İtalyan ordusu için, artık en münasip hareket istikametini seç- mekten başka yapacak birşey kal maz. Eğer Fransa, Afrika müstem lekleri için korkarak Habeş işinde de olduğu gibi, tarafsız kalmayı tercih ederse, #ğlebi ihtimal, iş- ve Kamerun müs- temklekelerini eski sahipleri Al manlara iade edecek ve Alman - $- 5 « Z Vn talya ordusu, İngiltereyi en hassas yerinden vurmak için, şüphesiz Mısır el Kahire'ye ve oradan Sü- veyş kanalına yollanacaktır. Misır- daki İngiliz işgal ordusu bugün z4- , yıf olduktan başka, 15,5 milyon nü fuslu, Mısırın ordusu da, ehemmi- yetli bir kuvvet değildir. ukarıdan beri serdettiğimiz malümat ve mütalealardan anlaşıldığı üzere, Sicilya - Pantel- leria - Libya yolunun hemen he meh kesilemez ve İtalya, Sicilya ve Afrikâdan mükemmelen himaye edilebilir olmasına rağmen; Mısi- rın İngiltere ile muvasalesi iki ci- hettem “kesilebilir; çünleğ Bab el Mendeb'de bugün yalnız Ingilizle- rin elinde değildir. 7 İkincikânun 1935 te, İtalya, Fransadan da, Fran siz Soralisi kıyılarından 950 km. murabbaında bir yeri, Daumelra ve Raheita adalarını ve dünyanın mü him bir sevkülceyş noktası, Der - Eloua limanını almıştı. Doumeira adası, gerçi 300 metre boy ve 80 metre eninde, denizden 30 metre yüksek kayalık've deniz kartalla- rmdan başka bir mahlükun yaşama dığı bir yerdir amma, burası, Bab el Mendeb'in İngiliz kalesi olan Perim adasının yalnız 15 mil ka- dar uzağındadır ve 1936 dan beri İtalya tarafından tahkim edilmek- te ve Kızıl denizin Cebelüttarıkı haline getirilmektedir. Fransa Bab el Mendeb'de, bu yerleri bırakmakla, Romaya çok- tanberi özlediği Hint deniz yolu ü- zerinde bir nüfuz temin etmiş ve İtalyayı üçüncü bir Kızıldeniz dev leti yapmıştır. Süveyş kanalının havadan bombalanarak yıkılması veya içinde gemi batırılması ve- ya herhangi diğer bir suretle ka- patılması ânında, eğer Kızıldeniz de mühim bir”İngiliz dönanması bulunmıyacak olursa, bu deniz da hi, Akdeniz gibi ölü bit göl öla- caktır. B nudan sonra, İngilterenin, Sudana gelmek için kutla» nabileceği yegâne istikamet, Ke- nia müstemleke yolu olacaktır ki, bunun için Afrika dolaşılarak, ya- mi 18000 km. deniz yolu alınarak evvelâ Mambassa'ya gelinecek ve buradan Afrikanın en yüksek dağ larından, tehlikeli ve korkunç or. man ve bataklıklarından geçilerek daha 4000 km. lik bir kara yolu katedilecektir. Bu ceman 22000 km. lik bir Sudan yoluna muka. bil Sicilyadan Kahireye yalnız 500 km. lik bir deniz ve 2,000 km. lik bir kera yolu vardır ki topu 2,500 km. eder. Geçen asrın sonunda, Akdeniz he nüz bir İngiliz denizi iken bile, İngiltere Sudanda, Mehdicilere kar £ haze çok büyük müşküllerle arşı! ak w nm yi harp 12 sene sür- timizin, bununla beraber Mili Hü- kimiyeti korumayı kefalet altına a- | toprak, yığılmış enkaz altından yav- Türk Milleti 2x ..x Yazan: SABİHA ZEKERİYA Bugün 23 Nisan, Milli Hâkimiye- lan çocuklarımızın bayramı, Bu lerimiz büyük bir acı ye matem içinde kıvranıyor. Bir felâket sahnesi ki, içinde en Baştan başa yıkılmış köyler.. Taş, rularının ölüsünü çıkaran analar... Daha dün içinde huzur ve neşe ile yaşadığı dıvarın yanında çocuğunu memesinde emzirirken ölen ve be- raber gömülen ana ve çocuk... İnli- yen, kükriyen yerin . sarsıntıları içinde ölülerini gömen köy ihtiyar. ları, mezarlıkta kaynıyan kazanlar, komşu © köylerden (kefen | taşı yanlar.. Genç, ihtiyar, çocuk, kâdın köy mezarlarını dolduran ö- lüler... Dağlar gibi yığılmış toprak- ları eşeliyerek çocuğunu, karısını, anasini arıyan köy delikanlıları, kardeş, ana, baba kayıplarını bul. mâk. için ağlıyanlar, sızlıyanlar, Yaralıları yakın kasabalara, hasta- nelere taşıyan-sedyeler, Boydan bo- ya kurulmuş çadırların içinde, yer- 8iz, yurtsuz, yiyeceksiz, dünyaya geldikleri gün kadar çıplak insan- lar... Bir mahşer... Kudurmuş bir yer altınm, yerin üstüne: döktüğü yangın ve harabiyet sahnesi, Bu sahnenin karşısına bir İnsan gibi geçiniz, bakınız, bunu görmek için Akpınarda, yerin altından fışkı- ran suları, insan gözünden akan yaş- ları, harabiyet ve perişanlığı gör- mek İçin oralara gitmiye lüzum yok... Bu sahnelerin ancak gölgesini bize veren gazetelerin neşrettiği fo- toğraflara bakmak kâfi, Bir insan gözü, insan duygusu, linsan şuuruyla bu sahneye Böktiği nız zaman insanlığınızd. era se len: bir: ses var..., Elkretin sepelerce ki teğdiği “e'hâli kulakları: mada kalan ses: Verin zavalllara. Milli Hâkimiyet Bayramının, Ço- cuk Bayramının neşesini, hir matem | ve felâket içinde karşılıyanlar bu bayramların sadakasını İstiyorlar. Bütün bir milletin bayramını tutan- | lar, bütün bir milletin felâketzede- lerine bir millet olarak, yüksek bir insan cemiyeti olarak en cömert, en | geniş yardımlarını esirgemiyecek- | lerdir. Uğurlu Çocuk Bayrammı ha zrlamak için on beş dakika evvel | mektepten çıkıp, on beş di kurtardığı — çocuklar © yardımınızı bekliyor. Çocuk Bayramını tesit © den çocukları, bu kardeşlerini kur- tarmak için seferber etmek, ev, ev, dolaştırıp şaheser bir çocuk yardımı yapmak, bu bayramın en yüksek bir işi olur. Bu sene eğlenemiyen çocukları. | miz, bü yardımın sevincini kendile- rine bayram yapabilirler. Felâketin karşısında edebiyat yapmak, ağla- mak, ve ölem düymak çok insani bir seydir, fakat fil halinde bütün bir halkın ve milletin yardım bayrağını açması, ve bütün insanları bunun | altına toplaması en büyük insan | lıktır. Bu temelin üzerine kurulan Bil Hâkimiyeti hiçbir zelzele sars- müz, —— işlediği. zaman, zafere kavuşabil- Mi O zaman Nilin al ve ana gölü bitarafların; yani Ha- beşlerin elinde idi. Bugün Mesir ve Sudan için hayati bir ehem- miyeti haiz olan bu Suların kay- nakları İtalyan topraklarındadır. Ne Sudanlı ve ne de Mısırlı, ağ- lebi ihtimal, İtalyan hâkimiyetini İngilizlerinkine tercih etmiyecek- tir. Fakat müthiş bir açlık ve yok sülluktan korunmak için, İhtimal, şimdiki efendilerinç yardım. et. mekte tereddüt edeceklerdir. Roma - i z i e Berlin mihveri, Mısırı iş gal tilâya muvaffak olursa Sudan ve Filistin ile beraher dağı Yanın ve Afrikanın daha birçok yer