gersene GUNLUK .... ODADA: İISANAYI : SEYH SAMİ ZAN: ZİYA ŞAKIR - No: 4 — ütün çeçenler çarçabuk ayrak altına toplandılar (Şehirden keşif için gönderdiği - Miz, kazaklar, ve ossetinler, biz şey yörenmeksizin geri dönüyorlardı... ir defasında bir düşman müfre si ile Çatışmışlar.. bize havadis ye- Fine arkadaşlarının biruh cesetle - ini Betirmişlerdi rtesi gün, hâlâ top gürültüle- Ti işitmekte idik. Üçüncü gün, or- balık ağarırken, bu top sadaları art- İt. Saat ikide, artık büsbütün şid- detli bir uğultu halini aldı.. LA - kin akşama doğru her taraf, yine derin bir sessizlik içinde kaldı. İ İşte o zaman, herkes derin bir korkuya düştü. Acaba, Nazran ka- «İsi, Gazi Mohammet ile Şamilin €- Mine mi geçmişti? u dn anlamak için dışarı kuvvet ir ossetin müfrezesi gönderildi. | Avmi zamanda iki casusa da büyü- Cek bir para verilerek vaziyetin tah kine memur edildi. Bunlar dört nala gittiler. Geri #tlâikleri zaman, kalenin daha zap- İşilmemiş olduğunu tebşir ettiler. | alanin Tivayetlerine nazaran, İİ CUşmanın (yani, Gazi Mohammet Şamllin) iki hücumu defedilmiş- - Sonra?..) (1) Sonrasını biz ikmal edelim. Ga- ammet ile Şamil, kaleyi al biker sonra, plânları müci- , büyük bir muvaffakiyetle, 4, “e nehrine doğru çekilişler. €çenistan, çarçabuk hareke- 45 *e gelmiş, (Müritler tariki) ük bir memnuniyetle kabul en razı İm Gazi Mohammedin ağı altına girmişti Bene i, orada ihtilâl başlamıştı. Ky erdenberi verdikleri kurban- k İntikamını almak için, elleri- Yiyen (çarlık casusları) nı öldü- larda, j Men Tornan'ın korktuğu gibi an yolları Çeçen ihtilâl müt ini tehditleri altına girmiş nı garp tarafından, Da- Ni da garp ve cenup tarafla - Mağ osatan çarlık kuvvetlerile, j KO en büyük kuvvetini teşkil #imaldeki kazak hattının irti- li ta muvasalası artık kesilmek m ğın (Kafkas istilâ projesi), Üğimm suya düşmek üzere My “8 İmparatorluğun haysiyet, Ve nüfuzu, tehlikeye girmişti. Müz ki, çarlık, bundan daha Aa tahammül edemezdi. Ordusu başkumandanı, Miş eren çağırıldı. Erkân har Yüvieresinde uzun uzun müşa- Yapıldı. Haftalarca süren Na, ve müşaverelerden son- İl üyzide piyade, süvari ve top- İN tan, efrat ve gönüllülerden ep olmak üzere seyyar bir YİL eamesine karar verik a Ürka sö i çin 4 süratle hareket edebil- Mi Yarına çadır ve saire gibi “og, #lmıyacaktı, Askerlerin > ya al günlük yiyeceği, N on günlük ihtiyat yem- binglmacak. Bütün ağırlık c0- a olacaktı, Bu hafif Şi iTUP dinlenmeden, (İmam EA ye ile Şamil kovalı- tı, İlâyet bir yerde, ikisini a iğ Yakalıyacaktı. he aynen tatbik & rekete geçildi. Süme üzerine kurulan bir taki De #rkenden geçen bu Yaşat köyg san, beş gün son » ik VR kana, Yanındaki Assn su- Sanda Müritler kafilesi- 1. Gazi Mohammet aleyhlerinde tertip — öktinde öğrenmiye Meşhur ye — Con p lee muharrirle- Ruso, edinin, (Kafkas- tarafından istilâs) muvaffak oldukları için, bu seyyar fırkaya iyi bir oyun oynamıya ka- rar vermişler.. Buna binaendir ki, bu ilk temasta, hafif bir müsade - meden sonra geri çekilmişlerdi. Fırka; artık bütün hızı ile, Ga- #i Mehmedin küçücük ordusunu ta- kip ediyordu. Fakat, bazan, bir sel gibi yayılan, bazan da bir çelik yay gibi dağdan duğa sıçrayan bu elâsti ki kuvveti bir yerde kıstırıp sar- mak, mümkün olmuyordu. Gazi Mehmet ile Şamil, tekip fır kasını, mütemadiyen Çeçenistanın sarp kayalıklarına ve derin orman larına doğru çekiyarlar.. Onları ha reket merkezlerinden mümkün ol- duğu kadar uzaklaştırıyorlardı. N ihayet, beklenilen gün gel- mişti. 1632 yılı ağustosu- nun 18 ci günü Gazi Mohammet ile Şamil, kendilerini imhaya memur olan Çar fırkasına, istedikleri dar beyi indirmişlerdi. Bu Iki kahraman Türk, yine ken dileri kadar kahraman olan bir a- vuç Türk ordusu ile birdenbire E- mir Hacı yurt köyünün civarında gürünmüşler; peşlerine takılan en güzide kazan alayını, oradaki orma nın içine çekmişler; akla hayret ve ren çevik bir manevra ile kazakla rın etrafını çevirdikten sonra, ku- mandanlarından dümen neferlerine kadar hepsini kılıçtan geçirmişler- di, — Bu kadar mı?, — Hayır.. Vaka mahalline ko- şup gelen kuvvetlerden de, biri kaymakam olmak üzere 3 zabit ve 104 nefer öldürmüşler, 42 neferi de ölüm halinde yaralı olarak yere sermişlerdi. Ve sonra da, fırkanın Topçu ve piyadeleri tarafından ct- rafları sarılmadan, muvaffakıyetle çekilmişlerdi. İmam Gazi Mohâmmedin bu parlak gazası, onun son zaferini teşkil et- mişti. Ve bu darbe de, bu mühim takip fırkası kumandanı, General Tarnau'nun başına indirilmişti. Bu kanlı mücadelenin son safhasına yetişen ve Gazi Mohammetle Şami lin ricatlrini setreden birkaç mürit ve Çeçenin şerefli âkıbetlerini göz lerile gören bu Rus Generali, ken- disini âciz bırakan kuvvetin karşı- sında hürmetle eğilmek mecburiye tini bissetmişti... Biz, bitaraflığımı zı göstermiş olmak için bu feci va- ka karşısında derhal susuyoruz; sö- zü bizzat kumandana (terkediyo- ruz, General Tornau diyor ki: (Avulun ucundaki üç eve kapa- nan Çeçen ve müritleri teslim tek- lifini kabul etmek şu tara dursun, bilâkis ateşle mukabele etmişler. kaymakam rütbesinde bir zabitler, birkaç askeri, kanlar içinde yere sermişler. (Erkânıharp zabiti Volkhoveski, bunu haber alınca, derhal topçu ku mandanını alarak oraya hareket et- ti... Yapılacak işi, görmek iste- dim. Ben de, o tarafa gittim. Üç e- Yİ, üç sira avcı hatlarımız çevir - mişti. Bu avcılarımız, ağaçların, otların, çitlerin arasına yüzüstü yatmışlar, mütemadiyen ateş edi- yorlardı. Fakat, kendilerini mü ritlerin kurşunlarına hedef etme- mek için, güzelce gizleniyorlardı. Çünkü küçük bir dilçkatsizlikte bulunanlar, müritlerin hiç şaşmı- yan kurşunlarile vurularak derhal bir tarafa devriliyorlardı. (Hafif toplarımızdan biri getiril di. Münasip bir noktaya yerleştiri- lerek, ateşe girişildi... Birinci gül le, üç evi baştan başa yıkarak, top rağı karıştıran bir sapan gibi ge - çip gitti. İkinci gülle de atıldıktan sonra, karşıdan koşarak birkaç ki- şi geldi Güllelerimizle kendi as- kerlerimizin vurulmakta olduğunu ledi. ) © ariyet fena idi, O taraftaki av- kaldıracak olsak, düş man oradan firar edecekti, Onun için topçu ateşi, kestirildi. Üç eve birden ateş verilmesi emredildi. (Bu emri vermek, kolay idi. Fa- at, kim icra edebilecekti? Birin- elsi; evlerin dış tarafları, bir ka - rıştan kalın bir çamur tabakası ile sıvanmıştı. İkincisi, bu duvarlara, her taraftan mazgallar açılmış, ve her delikten ateş fışkıran birer tü- fek uzanmıştı. (Büyük paralar vadedildi. Veri» Jen emri ifa edebilmek için iki gö- nüllü bulunabildi... Bu iki kişi, si per olmak üzere önlerinde çok ka» ln bir meşe kütüğünü sürerek, ilerliyebildiler. Yan- dükleri saman, kuru ot ve yağlı paçavraları evlerin du- varlarına sokarak ateşlediler... Ça- mur tabakası altındaki ahşap ör» melerden dumanlar çıkmıya baş - ladı. 2 M üritlerle Çeçenler, daha hâlâ mütemadiyen ateş ediyor « lar; kendilerini saran dumanlara e&- hemmiyet veriyorlardı... Topçu efradımızdan iki gönüllü daha çı- karıldı. Bunlara el kumbaraları verilerek, öteki gönüllülerin yanı- na saldırıldı. Bunlar da, ötekiler gibi, bin müşkülât ile evlerin di- bine vardılar. Zaten alçak olan da ma çıktılar. Oradan el kumbarnla- nm ateşliyerek bacalardan içeri atmıya başladılar... Bu kumbara - lardan ikisinin patladığı duyuldu. Fakat yaptığı tesir görülmüyordu. Atılan diğer kumbaralardan, hiç- bir ses duyulmadı. Sonradan öğren- diğimize göre, müritlerle Çeçenler, bu bombaların üzerine atılmışlar. ellerile, yanan fitili bastırmışlar, böylece kumbaraların içindeki © müthiş infilâk maddesini ateş alma dan söndürmiye muvaffak olmuş- (Devamı var) Fikir ve Rivayete göre, eski Yunanistanın İspartasında, karınları muayyen bir dereceden ziyade büyüyen â- damlara para cezası keserlermiş.. Bu zamanda, yiyecek şeylerin pa- halı olması pek çok kimselerin ka rınlarımı büyütmesine meydan vermi yorsa da, 6 ceza şayet ye: m ku- rulacak olursa, fikirle çalışanlar a- rasında cezaya çarpılacık hayllee bulunur sanıyorum. Gecen gün de söylediğim gibi, fikir işi - ifrata giderek sürmenaj getiren derecesi başka - iştahi kes- mez. Fikir adamlarının, her türlü duyguları gibi, zaikaları da kuvvet li olduğundan lezretli yemekleri se verler. Bircoğu midenin ve biitün vücudün dayanıklığı iştahın dere- cesile mütenasip olduğunu kıyas © derek hoşlarına giden yemeklerden çokça da yerler. Bunun neticesi ola rak, çok yemekten ileri gelen türlü türlü hasalıklara tutulurlar. Yalnız. karın büyümesi bunların en hafif 0- Tanıdu İyisi ve ilme uygun olanı, siinhe- siz, yemek hekimlerinin dedikleri gibi, kalöri hesabile yemektir. Fa- kat kalöri hesabile yemek usulü ancak toplu yemek yenilen yerler» de tatbik olunabilir. Bir fikir ada- mının, sağlığını korumak icin bile, yemeklerini terazi ile ölçtürerek yemesi, yahut pişirilen yemekleri terazi ile ölçerek yemesi - gülünç olacağından başka - yapılabilir şey değildir. Onun için, fikir adamlarının sağ ağını düşünen bir hekim, Reveye - Pariz. (J. H. Reveillö - Parise) vak- tile onlara mahsus on yemek öğüdü tertip etmişti: Bu öğütler eski ol- makla beraber, doğru sözler hiç bir vakit bayatlamadıklarında, gün de tazeliklerini kaybetmemişler dir, Fikir adamı kendi kendisini he Ziraat Kongresi Için Raporlar Hazırlanıyor Ziraat odası tarafından büyük zira | at kongresine gönderilecek raporu; hazırlamak üzere dört komite kurul-| muştur. Hayvancılık, sütçülük, bah- çıvanlık ve bağcılık komiteleri ayrı ayrı toplanarak raporlarını hazırla-| maya başlamışlardır. Cuma günü top lanacak olan odada bu raprlar oku- nacaktır. Raporlar vilâyete verilecek İtikten sonra Ziraat Vekâletine gön- derilecektir. Hazırlanmakta olan ri porda İstanbulda hayat pahalılı hafifletmek için Trakya mıntakası- nın geniş bir ziraat sahası haline ge- tirilmesi ileri sürülmektedir. Halkı- muza ucuz et ve süt, sebze ve mey- va temin edebilecek tesisat vücude getirmek ve İstanbulun meyvacılı - İğini ilerletmek çareleri tespit edil İ mektedir. İpekli Çorap Fabrikatörleri Toplandılar İpekli kadın çorabı yapan bütün fabrikatörler, dün Ticaret Odasında umumi kâtip Cevat Düzenlinin reis- liğinde bir toplantı yapmışlardır. Fab. Fikatörler, suni ve tabii ipekten yapı- lan kadın çoraplarının standard ni- zamnamesi hükümlerine uygun ola- Tak yapıldığını, fakat bazı makinele rin bu evsafa uygun mal çıkartmak kabiliyetinde olmadığını, ileri sür - müşlerdir. İki saat kadar devam eden görüşmeler neticesinde standard hü- kümlerinin makineye göre değil, ço rapların evsaf ve kalitelerine göre kabul ve tatbik edildiği çorapçılara izah edilmiştir. Fuar Komitesinde İzmir fuarına iştirak edeceklere kolaylık göstermek ve iştiraki daha zengin bir nisbete yükseltmek için Jayrılan komite, dün toplanmıştır. Ge çen sene fuara iştirak edenlerin ba- 74 dilekleri de bir rapor halinde oda- ya verilmiştir. Tüccarlarımızın İz - mir fuarına alt düşüncelerini komite tetkik etmeye başlamıştır. Bu dilek- lere komitenin mütaleası da ilâve e- dildikten sonra İzmir fuar komlite- sine gönderilecektir. Mide - 1 kimden daha iyi alayacağından, ö- ğütler, hiç değişmez birer nizam gi bi değil, sağlığının yemeklerden bozulmamasını istiyen fikir adamı- na ancak yol göstermek için tertip edilmistir; 1 — Fikir adamı midesinin kud- retini, kuvvetini, nefret ettiği sey- leri, tercih ettiği şeyleri, onun kap- rislerini bile kendisi tamamı mamına bilmelidir. Herrünkü tec- rübeleri, biraz dikkat edince, bu i- den mek kaidelerinin en doğrusudur. 2 — İştahı söndü nu tıkamamalıdır. Bu kaideye ria- yet eden insan pek çok hastalık- İsrdan kendini korur. 3 — Yemeklerin mikdarı hazim kudretinin derecesile mütenasip ol malıdır. Midenin hazim kudreti de yemekler ne kadar az olursa o ka- dar artar, Midenin hazmedemediği yemek insana zehir olur. 4 — Az türlü ve ax mikdarda ye mek en yüksek fikir sahibi adam- ların tanıdıkları wsuldür. Dünya- dn her saadetin acı bir karşılığı 6- Tur, fnkat yemek saadetinin karşı. Tığı en ağırdır. Fikir adamlarının a- rasında en çok yasayanlar daima nz yemiş olanlardır. Uzun ömür mü- tehassısı, kendisi de pek çok yasa- mış olan Kornaro her öğünde bir yumurta yerdi. Doksan beş yaşında iken günde yalnız iki yumurtayIn yaşar ve uzun ömür üzerine kitap yazardı. 5 — Ağız tadiyle midenin zevki- ni bir tütmamalıdır. Zaikaya hoş gelen yemek çok defa mideyi gü- cendirir (biberli ve çok baharlı ye mekler gibi), ahçının fazla ustası da sağlığa verir. vali de kendi mütalealarını ilâve et) PIYASA Ziraat Bankasının yumuşak buğday larından 368 bin kiloluk 8-9 ve İ1-13, 13-14 çavdarlı partileri kilomı 5,28 kü rüştan ve 8-9 çavdarlı yüz elli bin ki- oluk bir parti sert buğday kilosu 320 kuruştan satılmıştır. Tüccar malların dan yetmiş beş bin kiloluk yurmuşuk buğday çavdar nisbetlerine göre 8,28. 8.20 kuruş arasında verilmiştir. * Piyasamıza gönderilen 35 bin kilo- luk Kara Bigs mahsulüinden dökme olarak yulaf 4,15 kuruştan, on beş bin kiloluk Anadolu arpan 4,08 kuruş tan ve Antalya mintakasından gönde- rilen susamların kilosu 16 kuruştan sa taşı yapılmıştır. * Adapazarının beyaz mısırlarından çuvallı olarak kırk beş bin kiloluk bir parti kilcsu 4,30 kuruştan, sarı misir larından yetmiş beş bin kiloluk bir parti 6.07,5 kuruştan ve Antalya sarı mısırlarından yetmiş beş bin kiloluk çuvath bir parti de ,7,5 kuruştan Ka- radeniz havalisine gönderilmek üzere sabılmıştar. BORSALARDA : Ziraat Bankası Bol Buğday Çıkardı Piyasamıza dün de ancak dört va- gon buğday getirilmiştir. Hiç denile- cek kadar az gelen buğday karşısın- da, Zirast Bankası geniş ölçüde pi- yasaya mal çıkarmaktadır. Banka- nın buğdayları muhtelif çavdar nis- betinde bulunmaktadır, Hepsi de ki- losu 5,28 kuruştan satılıyor. Banka- nın ayni fiyatla sattığı yumuşak buğ-| daylardan alıcılar talihlerine göre mal almaktadırlar. Bazı kırmacı ve fabrikatörler 8—9, bazıları 11—12, bazıları da 13—14 çavdarlı buğday- ları ayni fiyatla mal topluyorlar, A- nadoludan mal gelmemesi piyasayı tamamen Ziraat Bankasının buğday İlarına bırakmıştır. i o Hayvan Borsasında İ Hayvvan borsasındaki hafta sonu sa tışları biraz azalmıştır. Cumartesi gü nü satılan 25 beyaz karaman, 10 kı- zıl karaman, 93 dağlıç, 159 karaya- ka, 53 kıvırcık ile 1914 kuzudan iba- ettir. Büyükbaş havyanlardan ise; 13 öküz, bir inek, üç dana ve altı manda satılmıştır. Diri hayvan satış fiyatlarında kiloda bir kuruş kadar yükseliş olmuştur. Bu da, az mal ge- tirilmiş olmasından ileri gelmektedir. Muğlaya Kar Yağıyor Muğla, (TAN) — Vilâyetin her ta- rafına fasılalı surette yağmur yağ- maktadır. Yüksek dağlara kar düş müştür. Oyuklu ve Göktepe balkan- ları karla örtülüdür. BORSA 18 - 4 - 1938 ÇEKLER Açıl Kanan | 25,005 250075) | 0.19405 07620 15005 o 150950 4.70 470 26,7460 567460 3m 3m 634920 634020 1.4246 1448 120004 126004 226004 22.0084 19082 19632 4.1990 4.1960 1.9682 3.0682 1058730 1051730 mM MAM 25150 20150 3.05 208 60,— 0 — 238450 238450 PARALAR 25 ğa Yokahama Stokhalm. Londra Moskova Satış Borsadan paralar verllmemiştir. "kadar sa İyete geçtiği « İbu endüstri ve ihtisas Kâğıt Fabrikası Faaliyetini Genişletiyor İzmitte Sümer Bank tarafından ku- irulmuş olan birinci k fabrikamız. 1937 yılını trimiz için çok ve karton , Mİ endüs- erefli ve iftihar e İdilecek bir faaliyetle bitirmiştir. Program mucibince, bu fabrika se- nede 11 bin tonluk bir tmalât kapa- sitesile kurulmuştu. 1936 nın tecrübe aylarından sonra tam kadrosile fanli- a ilk yıl olan 1937 de fabrikanın 10.204 tonu bulan imalâ- tile bu rakama aklaşmış olma- sı, memleketimiz yepyeni olan ubesinde ka- zanılmış hakiki bir zafer telâkki edil mek lâzımdır. Kâğıt imalâtının en mühim ham maddesini teşkil eden sellülez, yine şa edilen sellüloz fabrika- ete geçinceye kadar hariç- len ithal edilecektir. Sellüloz ayni zamanda harp endüstrisinde kullanı lan bir madde olması ve harp endüs- trisinin her memlekette git gide da- ha geniş ölçüde faaliyete geçmesi do layısile, fiyatlar yükseldiği gibi, fab- rika selüloz tedarik etmekte müş- külât ta çekmiştir. 1937 de fiyatlar. daki yükseliş 1936 senesine nazaran $6 80—100 nisbetini bulmuştur. Fab- rika bu sene sellüloz ihtiyacının 3300 tonunu Avusturya tütün idare- sinin memleketimizden aldığı tütün mukabilinde takas yoluyla tedarik etmiş ve diğer kısmını da İskandi- nav memleketlerinden ve ikinci ek den satın almıştır. 1937 senesi zar. fında sellüloz mübayaa yekünu 4650 tonu ve 5$1 bin lirayı aşır Kâğıt endüstrisinde diğer bir yar- dımcı madde olarak kullanılan kao- lin hususunda fabrikanın senelik ih- tiyacı 1500 tondur. Mi 2 halde fazla miktarda kaolin bulun» r, Ki fabrikamızda teresi makta olah yeni bir tesisat sayeşin- de Kütahyadan getirilecek ham kao- linlerden ihtiyaç karşılanacaktır. 1936 senesi zarfında fabrikanm al dığı siparişler o yekünu piyasadan 722.816 ve devletten 464.617 liraydı. 1937 senesinde bu rakamlar sırasiy- İle 856.091 ve 2.196.199 Jiraya çık- imıştır. Fabrika bu siparişleri karşı- lıyacak surette imalâtını teksif et - miş, 673.868 lira kiymetinde 2452 İton mukavva ve 2.630.713 Jira kıy» metinde 7751 ton kâğıt imal etmiş- İtir. İmalât yekünu bu suretle 10204 tonu ve 3.304.581 lirayı bulmuştur. 1936 da ininlit yekünu 3960 tondu. Fabrikanın kullandığı işçi miktarı va sati olarak 1936 da 394 iken 1937 de 559 a çıkmıştır. Fabrika 1937 senesi zarfında pi- yasaya 1.089.504 lira kıymetinde 4.155 ton ve devlete 1.643.863 lira kşymetinde 4.780 ton kâğıt ve karton satmıştır. Satış yekünü 8934 ton ve 2.733.367 liradır. 1938 yekünları ise 2464 ton ve 617.999 liraydı. İC PİYASALAR: Soğan ve Fasulye Fiyatları Yükseldi Kuru soğan satışları artmış, fakat fiyatlar da yükselmiştir. Evvelce Iyi cinslerin kilosu 3,20 kuruşa verilen soğanlar, 5—5,20 kuruşa çıkmıştır. Geçen seneye nazarin mahsul daha az olmuş ve piyasalara yığılan soğan- lar ilk zamanlarda fazla satılmıştır. Stok azalmıştır. Yeni mahsul çıkın» caya kadar pahalılığın artacağı söy- leniyor. Maamafih taze soğanın bol- laşması bu ihtimalin önüne geçmi eçmiş- tir. Artması biraz şüphelidir. OX Kuru fasulye fiyatlarında da yükseliş olmuştur. İyi cins horoz ve battal fasulye piyasası istek Pi- yazlık olan bu fasulyeleri istihlâki mevsim dolayısile artmıştır. Bir ay evvel 1011 kuruşa satılan bu çe- şitlerin kilosu 14—15 kuruşa fırla- mıştır. X Trakyanm mübtelif yerlerinden piyasamıza taze beyaz peynir getiril mektedir. Son birkaç gün Gi ge- tirilen peynirlerin miktarı üç bin ki- lo kadardır. Taze beyaz peynirlerin kilosu 31,07 kuruştan 36,06 talmaştar. kuruşa 5 ” i