11 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

11 Nisan 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

i TAN ' Dün Beşiktaş sahasını çepçevre ka- Tartan kesif bir seyirci kütlesi önün- - de milli kümenin en ehemmiyetli 0-|tulmaz muhacimine aradan viron — yunlarından biri oynandı. Dünkü ma | veremiyorlardı. O vaziyette Melihin çı Beşiktaş kazansaydı, maçların ba- şındanberi hiç mağlüp olmamış Gü- meşe bir puvan farkla yetişmiş ola- — caktı. Aradaki o bir puvan farkı dalavinleri isabetli kafa çıkışlarile gelen | © ları ida m ün yn — ilerdeki oyunlardan birinde telâfi et- la mili küme şampiyonluğunun â- deta mukadderatıni tayin edecek 0- lan müsabakaya iki taraf ta azami gerginlikle çıkmışlardı. Müsabakanın teknik tenkidine gi- Tişmeden Beşiktaş takımının hak et- tiği takdiri evvelâ yazalım: Beyaz siyahlılar dün en temiz ve en iyi oyunlarını çıkardılar. Faullere 'kaçmadılar. Cüsselerinin farkından sertlikle istifadeye kalkmadılar. Her şeyden evvel iyi oyun oynamak arzu ve maksadiyle başladıkları müsaba- kayı birinci sınıf sporcular gibi bitir- diler. Bu münasebetle Güneş Beşiktaş > maçlarının garip tecellisini de kay- detmeden geçemiyeceğim: Düne kadar ekseri maçlarında ağır basan Güneşliler berabere kalırlar, yahut yenilirlerdi. Dünkü oyunda Güneşin rakibin canına minnet gelen havadan paslaşması mağlüp takımı — çok defalar üstün vaziyetlere soktu. Fakat bu sefer de onlar berabere da- “hi kalamadan sahadan çıktılar. Nasıl oynadılar? Dünkü maçı Güneşin müdafaa hat- tiyla kalecisinin kazandıklarını tas- © dik etmek lâzımdır. Niyazinin attığı galibiyet golü kaleci Cihadın ve mü- dafilerin fevkalâde oyunlarının mü- o kâfatı idi. İki tarafın hatlarını, tam numara © On numara olarak, kıymetlendirmek icap ederse, şöyle bir sıra çıkarabi- İiriz: Güneş kalecisi Cihada on numara © ve sekiz adet âferin. Güneş müdafi- lerine on numara beşer adet aferin. ie numara, yan hafların ikisinede kiz numara. “edi. Topu dalma havalandırmala. Ori akâamalarının başlıca sebeplerin- Güneş muavin hattının merkezine beşer numara. Güneş hücum hattının © Beşiktaş hücum hattının sağdan $oluna kadar on numara, soluna se- Numara ile kıymetlendirme şek - “dinden de anlaşılacağı veçhile Güneş hücum hattı mutat randımanı ver - eşapelik pas pekliyen bir nöbetçi gi- bi biraktılar, Halbuki Güneşin tu - oyuna müdahalesi pek sönük kalı - yordu. Çünkü daha Melih ayağına almaya vakit kalmadan Beşiktaş mu bir halde değildi, .amma, Güneş yan muavinlerinden başlıyarak tabiatile ileriye sirayet eden havadan oyunu Beşiktaşlılar nimet bildiler ve aza- mi istifade temin ettiler. Güneş muavin hattının merkezini! iyi dolduran Rıza vazifesini iyi kav- ramış, hücumdan ziyade müdafaaya dikkat eden ve yerini iyi dolduran bir oyuncu olarak göze çarptı. Hak- kıyı boş birakmadığı gibi topun sey- rini iyi takip etti. Topun bir türlü yere yatırılamadı- darı gören Güneş takımının kaptanı dünkü oyunun icap ettirdiği tadilâ- tı ikinci devrede kendiliğinden yap- tı. Her geçişinde takımı için iyi ne| tice veremediğini bildiği bir tecrü- beye cesaretle girişti. İçe geçerek mu avin hattile, hücum battı arasında topu yere yatırmaya çalıştı. Rebiinin içe geçişini ekseriya tenkit eden- lerdeniz. Fakat dünkü maçın oyna- nış tarzı başka zamanlar hatalı olan o değişikliği çok faydalı bir hale sok- tu. Beşiktaşlılara gelince; yukarıda verdiğimiz numaralara lâyık bir şe - kilde oynadılar. Müdafaasının mü - him aksaklığa duçar olduğu görülme di. Beyaz siyahlıların rahat rahat top karşılıyabilmelerini biraz da Güne - şin hücum hattında aramalıyız. Fa- kat ne olursa olsun kusursuz oyna- dılar hissini verdiler. Muavinler to- pu işlerine gelir tarzda daima kaldır- makla takımın oynayış kolaylığını bir kat daha artırdılar. Hakkı yakın- dan kontrol edilmesine rağmen mu - vaffak olmuş sayılır. Şeref mükem - meldi. En sıkışık yerlerde ayağın - dan çıkardığı topları sanki lâstik şe- ritle arkadaşlarına ogönderiyormuş gibi ayarlı idi. Şunu da ilâve ederek maçın taf- silâtma geçelim: Güneş hattına, mu- tat oyununun yarısını çıkardığı beş numara vermiştim. Rebii içeri geçtik ten sonra hattın sol tarafı sekiz nu- maâraya kadar yükseldi. Fakat bir da- ha, hattâ birkaç kere daha tekrarla- mak lâzımdır ki, Güneş hücum'hat- tı mutat oyununu tutturduğu zaman- lar Rebii mutlaka açıkta bulunma- MİLİ KÜME MACI ( Güneş, Beşiktaşı 1-0 Mağlüp Etti YAZAN: EŞREF ŞEFİK Puvan Cetveli Yediği gel Berabere ZER Atığı ge GE wow m Gelip “İl sell Bese as Beşiktaş kalecisinin bir kurtarışı Hakkının bir kafa vuraşa ——aaı ia Bisiklet: Dünkü Yarışlar Istanbul bisiklet ajanlığı tarafın. dan tertip edilen. ve. İstanbul 938 şampiyonunu tayin edecek olan seri bisiklet yarışlarının. üçüncüsü dün yapılmıştır. Yarış sahası olarak Yeniköy as - (Devamı 9 uncuda) falt yol basından Büyükdere tavya- İ sılaştılar. Maçı, 2—0 Muhafızgücü | İ sıkı bir iniş yaptı ve bu arada mer- | bulunuyordu. İ beklen: Ankara: Muhafızgücü, Harbiyeyi 2 - O Mağlüp Etti Ankara, 10 (Tan muhabirinden)— Ankara şampiyonu Harbiye ile An- | kara ikincisi Muhafızgücü bugün ka labalik bir seyirci kütlesi önünde kar kazandı. Takımlar, sahaya şu şekilde | çıkmışlardı: Muhafızgöcü: Fuat, Saffet, Salih, Ahmet, Cihat, Lütfi, Naci, Şahin, Rıza, İbrahim, Akif, Habiye; Fethi, Şükrü, Sabri, Ce- lâl, Muhterem, Haşim, Mücahit, Kad ri, Abdurrahman; İzzet, Şerif. Maç, hakem eski Beşiktaşlı Eşre- fin idaresinde ve Harbiyenin Muha- fız kalesi önlerine kadar uzıyan bir inişi ile başladı. Fakat saha bir gün evvelisine ka- dar zaman zaman yağan yağmurla- rin tesirile bir balçık deryası halin- de olduğundan topun kontrolü haki- keten çok güçleşiyor ve hattâ koş- mak dahi bir mesele teşkil ediyordu. Bu şerait altında devam eden o- yunun ilk dakikaları iki tarafın da karşılıklı denemeleri altında netice vermiyen şuursuz ve bati hücumlar rile geçti. 35 inci dakikada Muhafız, Harbi- | ye kalesine yaptığı hücumda, kale| önlerinde bir kargaşalık oldu. o Bu! esnada demarke kalan Ibrahim aya- | ğma gelen topu sıkı bir vuruşla Har biye ağlarına takarak takımının ilk | golünü yapmıya muvavffak oldu. Çok âni olarsk yenilen bu gol, esasen bugün kendisinden beklenmi- yecek kadar bozuk bir oyun çıkaran Harbiyeli öyuncuları bir hayli sars- maştı. Devre, netice üzerinde bir deği- şiklik olmadan 1—0 Ankara ikinci lehine bitti, i devrede Harbiyenin bu edeceği y 'akat hiç te öyle olmadı. ünkü Muhafız, düdükle beraber hücuma geçerek Harbiye kalesi önü- ne yerleşti, Bu suretle tam bir tek kale halini alan maçın bu kısmında kaleci Fethi güzel yer tutması saye- sinde Harbiyeyi muhakkak iki göl- deh kurtardı. Maçın aleyhde bir tereyan aldı- ru çabuk hisseden Muhafızgücü hiç | olmazsa elde etmiş oldukları sayı; avantajım kaybetmemek için yeni- den harekete geçerek hasım kalesine kez mühacim Rıza, solaçığın kendi-| sine çok müsalt vaziyette verdiği bir ara pasını çok güzel istimal ederek sıkı bir şütle topu ikinci defa olarak Harbiye ağlarına takarak takımına 25 inci dakikada ikinci golü kazan- dirmiş oldu. Bu gol. Harbiyeyi sdamakıllı sars mış ve hattâ biraz da sinirlendimiş Hatt8 bu yüzden hiç iyen bir hâdise oldu: ş Ankaranın en beğenilen -solaçığı Şerif, kendisinden beklenmiyen © bir şarjla Muhafız kalecisi Fuadı sakat» Tadı, Ve bittabi hakem de Şerifi bu hareketinden dolayı sahadan çıkardı. Oyun başladıktan bir müddet sonra da Fuat iyileşerek yerini almış bulu- nuyordu. Şerifin yüzünden 10 kişi ile oyna- Miya mecbur kalan Harbiye, Muha- fizın bilhassa ikinci devrede göster- diği teknik oyunu karşısında muvaf- fak olumadığından ve netice üzerin- dede bişka bir değişiklik olmadığın. | dan maç 2—0 Harbiyenin mağlübiye i ile neticelendi. —— re hangâri önüne üç defa gidiş geliş olmak üzere 3 kilometrelik bir me- safe ayrılmıştı. Boğazdan gelen poy- Taz rüzgârin karşılıyan sabahın ilk bahar güneşinden istifade eden me- raklılar, yarışı güzel bir hava içinde seyretmişlerdir. Yarış neticesinde Süleymaniyeden | Haralambo 54 dakikada birinci, Fe- Deryilmazdan Torkum ikinci, Gala- tasaraydan Muhsin üçüncü olmuş. lardır. Yarışlara gelecek hafta de- AA zannolu- | ” gem MAAAINUA KAMURAN» b iyatronun yanındaki Kaza- nova kabaresine gitmemi bazı döstlar tavsiye ettiler.: Burası mülteci Ruslar tarafından işletiliyordu. Dostlarım bana: — Orada birçok mülteci Ruslar göreceksin! Dediler. İçlerinde Gran dükler, miralaylar var. Kabarede bir Prens size hizmet edecek, ve vaktile Baltık denizinde dola - şan bir amiral paltonu vestiyere asacaktır. Tavsiye olunan bu kabareye bif akşam gittim. Küçük bir masanın başına oturdum. Birkaç kadeh ati tırmıya başladım. Sol tarafımda güzel bir Amerikalı kadın. vardı. Yarı sarhoş bir halde gelen şişele- ri aceleyle boşaltıp kursağa doldu- ruyordu. Masasının üstünde dokuz tane boş şişe duruyordu. Bir aralık kadehini şerefime kal- dırdı. On dakika sonra bana: “my dear,, diye hitap etti. On. dakika daha geçince kadehimden içti. Ü- çüncü on dakikanın nihayetinde de sırrını ve kalbini bana açmıya ko- yuldu: — Orkestranın önünde duran şu garsonun yüzünden çok ıztırap çe kiyorum. Pek bedbahtım.. Mevzuubahis garsona baktım. U- zun boylu, saçlarının hafifçe kırlaş masına rağmen hâlâ genç ve güzel bir adamdı.. Bir prens tavrile etra- fına bakıyordu. Bakışındaki me - lânkoli, hatıralarile iztirap çek - Amerikalı kadının bu sualine kar — Danilo mu dediniz? Diye ce- vap verdim. — Bu onun asıl adı değil amma ben ona öyle söylüyorum. Şendul- daki kahramana benziyor da. Hey- betli değil mi? — Evet heybetli... — Epeydir ona kur yapıyorum amma muvaffak olamadım. — Kimmiş aslında. — Tahkikat yaptım. Küçük ismi Boris. İkinci Nikolanın maiyetin- de süvari zabiti İmiş. Petersburg sarayında ileri gelenlerden biri i- miş.. Ne mâküs bir talit! Bi ekrar Borise gözlerimi çe - virdim. Ara sıra komşum AAmerikaliyı gözücile süzüyordu Bu sırada Amerikali onu çağırıp tekrar şampanya ısmarladı. Seyyah komşumun adı Kit:y idi. Şüphesiz ki, kocasından ayrılmış olsa gerek- ti. — Danilodan nekadar hoşlandı- ımı tasavvur edemezsiniz? Geçen hafta bunu ona anlattım: — Size ne cevap verdi? -— Bana cazip bir jestle: Madam, dedi, kendimi veremem ancak sa- tarım.,, — Bundan gücenmediniz mi? — Niçin gücenetekmişim.. Be - nim birinci kocam fakirdi. O za - manlardaysa ben çok zengindim. Evlendik, Bu gayri müsavi'bir alış veriş değil midir? Kelimelerin ü- zerinde durmamalı... Ben bunda bir fark görmüyorum. — Pekâlâ, bu Slav nekadar para istedi. — Sordum.. — Ne cevap verdi? — Zarif bir edayla şunu söyle- di: “Bu sizin takdirinize kalmış Madam?,, — On dolar ve yahut bir kravat iğnesi nasıl? — Bilmem ne dersiniz? mu.. O sırada Kitty Rusu çağırıp ku- lağına eğildi :: — Boris, dedi. Geçen akşam si- zinle konuştuklarımızı . hatırlıyor Olur vam edilecektir. musunuz? A DE DADA HAH IK A YE GÜZEL BİR HAREKET "Maurice Dekobra,.dan Çeviren: Faik Beremen İEDİRNEDE : 11-4 938 am ARARSA 9 Şampanya mikyasile söyleyin is tediğiniz değer nedir? Garson eğilerek nezaketle: — Iki yüz elli şişe Madam! Dedi. Gidince Kitty çabucak bir he- sap yaptı: — 200 franktan 250 şişe şampan ya 50,000 frank eder. Pahalı, — Verilmez doğrusu. — Düşüneceğim. Bu sırada orkestra meşhur eski Rus romansını, “siyah, gözleri, çalıyordu. Sustuk.. ekiz gün sonra Kitty bana telefone ederek Claridge'de bir kokteyl içmek üzere beni çağır- dı Salonda karşi karşıya oturduğu- muz zaman sordum: — Danilo - Boris işi ne oldu? Kitty garip bir bakışla bana ba- pi — Oldu. Dedi. — Elli bini verdiniz mi? — Verdim.. Fakat pişman deği- Tm. Fazla bir şey söylemedim. Bu ara Kitty tiyatro ilânlarına obak- mak üzere Pariste çıkan bir İngiliz ce gazeteyi açtı. Birden şaşırarak 'daha iyi görmek için gazeteye eğil- di ve — Fakat, Fakat. Aldanmıyo- levilly'de yapılaca bir. xw hastanesine ait laneyi okudum. Bu yardıma iştirâk edenlerin başında: Madam Kitty Raswyn - 50000 frank Diye yazılı idi. Amerikalı bunun üzerine: — Ben böyle bir şey vollama- dım. Hayır.. Kâtiyen.. Hemen telefonu açtı. Ikinci ahize yi bana verdi. Telefonun öbür ucun daki ses şöyle diyordu: — Evet Madam sizin nâmınıza ti, Parise de para yemiyo gelmiş. (o bu parayı dün miralay Boris Çer- not yatırdı. Yarın resmi teşekkür mektubunu almış bulunacaksınız. Arıcılık Kongresi Ağustosta Açılıyor Edirne, (TAN) — Trakyada fenni tavukçuluk, tavşancılık tam bir başa rı ile genişlemektedir. Çanakkale ile birlikte tam sekiz merkezde civciV makineleri çalişiyor. Tavşancılıkta Ankara tüylü beyazı ile Viyana mavi si gri ve siyah sinsilla cinsleri köylü ce de tututlmuş ve dal budak salmış” tır. Bu hareket tüy ve deri için bir kooperatife dayanacaktır. İkinci arıcılık kongresi 1 Ağustos” ta Edirnede açılacak ve kursların bi” rincisi Tekirdağında olacaktır. Petşeye gönderilecek olan arıcı 2“ raat muallimleri için hazırlık vardi” * İzmir, (TAN) — İktisat Vekâle” $i, kendir ve saneyii hakkında malü” mat istemiştir. Fazla kendir yetis?” mıntakalarda çuva) fabrikası inş##” düşünüldüğü anlaşılmaktadır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: