11 Nisan 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

K G A e K A ' Menfaat birliği, fikir birliği! GA HAĞ & . Halkevinden ve civar köylerden gi- Gündelik Gazete —— TAN'ın hedefi: Haberde, fikirde, her- şeyde temiz, dürüst, samimt olmak, karlin —gazetesi olmıya — çalışmaktır. — ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi 1400 EKr, 1 Sene 2800 Kr, 750 Kr, 6 Ay 1500 Er, 400 Kr, 3 AY 800 Bir, 150 Kr, LAY 300 Kr, Milletlerarası posta itthadına dahil ol- Mmıyan memleketler için 80, 16, 9, 3,5 _urs Gar, Abone bedeli peşindir: Adres d e tirmek 25 kuruştur. Cevap için P lara 10 kuruşluk pit ilâvesi lâzımdır. GÜNÜN MESELELERİ Balkan Toplantıları Her türlü siyasi anlaşmaları dal- mileştiren iki değişmez esas vardır: Menfa- at ve fikir âlemindeki tezatlar tas- fiye olunmadıkça, “Gevletler arasın- da muayyen zaruretlere cevap Ve- ren itilâfları milletlere maletmek Hatırlardadır ki Balkan milletleri ekonomik temaslara, siyasi antant teşebbüsünden önce bnşlumşl.ardl-l'. Balkan antantı müesseselerinin en genci basın birliğidir. Fakat - onun d. *i T : y'ı' g | beri mtant d dalarimizd nak şa ve tetkiki ile atılmıştır. Şimdi İs- tanbulda ayni sarayın salonlarında toplanmakta olan iki konferans hiç şüphesiz daha geçen ay Ankara top- lantısını yapmış olan antant konse- yinin yüksek çalışmalarına en tesir- H yardımları yapıyor. Bir tek memleketin muhtelif iktısadi men- faatlerini ahenkleştirmenin ne ka- dar güç olduğu malümdur. Birkaç milletin işgal etmekte olduğu koca bir bölgenin his yerine hesabın hâ- kim tlerin arasınd ahenk ve muvazene esasları bula- rak, onlar üstünde işlemek, nihayet herkesin kabul edebileceği neticel re varmak, uzun mesai ister. Bunun- la beraber her toplanış kendi müs- da vermektedir. 5f Lülllüluüdü sazıa Waz ç K n £. miyet ve yakınlık havası teneffüs ediliyor. Komisyonlara göre, aza- larda başka başka milletlerin değil, âyni milletin. mümessilleri olmak hali var. Her sahadaki anlaşmala- rın ilk şartı ve inancı sade bu değil midir? BERGAMADA : İzmirli Gençler Bir Temsil Verdiler Bergama, (TAN) — İzmir Halkevi temsil kolu gençlerinden bir grup buraya gelmişler ve “Ana,, piyesini temsil etmişlerdir. Ayni gençler Tu- ranlı nahiyesine ve Kadıköyüne de gidip başka piyesler temsil eylemiş- ler ve köylüden çok rağbet görmüş- Turanlıda Halk Partisi Binası Bergama, (TAN) — Turanlı nahi- yesi halkı, C. H. Partisi için yeni bir bina yapmıya karar vermişler, bura $ den zevatın huzuriyle ilk taşı kayma kam koymuştur. Aile Toplantıları Bergama, (TAN) — Her Cumartesi Becesi vatandaşlar ailelerile beraber Halkevine gelmekte, geç vakte ka- dar muhtelif eğlencelerle hoş vakit geçirmektedirler. Üç yıldan beri de- “Merinosçuluktur. Başlıca B ursanın ümran faaliyetleri ve içtimat kalkınması yanın da bir de iktısadı kalkınması var ki, Bursayı Türkiyenin birinci sı- nıf modern bir şehri haline getire- cek olan bu iki hareketin biribiri- ne müvazi şekilde yürümesidir. Bursanın en büyük sınai gerhsu- lü ipek, ipekli dokuma sanayti ve ticaret emtiası da tütün, zeytinyağ, av de- rileri ve sairedir. Dört beş sene ev- velisine kadar, bütün bu sanayi gayet iptidat el tezgâhları halinde çalışır, hattâ iptidai maddeleri ha- riçten getirilirdi. Bu sebeple Bur- sa, bir sanayi ve ticaret şehri ol- maktan ziyade, bir Kaplıcalar şeh- ri, birçok,sanat eserlerini saklıyan tariht bir şehirdi. Cümhuriyet Hükümeti sanayi - leşme plânını tespit ettikten son - radır ki, Bursa bir sanayi ve tica- ret şehri, seyyah celbeden, medeni otellere, Kaplışalara sahip asri bir şehir olmak kabiliyetini kazanmış- tır. İstiklâl harbine kadar bütün is- tihşalât ham ipek olarak Avrupa - ya gönderilir, ve bu ipeği yetiştir - mek için iptidai bazı kozahaneler, kullanılırdı. Bu devirde ipekli ku- maş sarfiyatı az olduğu için, bunla- rin hepsi el tezgâhlarında dokunur du. O zamanlar Bursa ipeklerini daha ziyade havlu dokuyucuları, a- bani ve kaytan işliyenler kullanır- dı. El tezgâhlarının yetiştirdiği kumaşlar ise harice ihraç değil, Türkiye dahiline sevk değil, Bur- sa şehrinin bile ihtiyacını tatmi - ne kâfi değildi. U müteşebbisler Bursaya ipek dokuma makineleri getirmişlerse de, bunlar da rekabet emellerile bu makinelerin çoğalmasına set çek - miş, bu sebeple ipek sanayii İnki- şaf etmemişti. İpek sanayiinin en çok istinat ettiği ham madde, koza- dır. Kozanın yetiştirilmesi ise, dut- çuluk, tohumculuk ve böcek besle- me sanatleri gibi zirai bir ihtisas ve istihsale dayanır. Yakın zamana -kadar Bursada bu istihsali, kemi- yet ve keyfiyet itibarile çoğalta- cak fenni istihsal müesseseleri ol- madığı için, Bursanın, dolayısile Türkiyenin ipek sanayii çok geri bir safhada kalmıştı. Cümhuriye- tin son senelerinde dutçuluktan başlıyarak dokumacılığa kadar gi- den istihsal devreleri t: fen- n © ü Bursanın sınat kalkınmasında mühim rol eynıyan KAN Kalkinması — Merinos fabrikasından bir görünüş hiyet almıştır. İş Bankası tarafın- dan kurulan İpekiş fabrikası fan- tezi ipekli kumaş imâl ettiği gibi 936 senesindenberi yünlü kumaş İ- maline de başlamıştır. İpekiş fabrikasının 65 tezgâhı vardır. Bunların 15 tanesi sırf yün- lü kumaş dokur Bu makineler gün de 600 metre kumaş dokur. Kuvvei muharrikesini de kendi istihsal e- den bu fabrikada 200 işçi çalışmak tadır. Gemlikte de Sümerbank ta- rafından yapılmış bir suni ipek fab Bugün Bursanın ıstınsal ettıgi ipekli kumaş, memleketin istihlâk ihtiyacına cevap vermekte, hariç- ten getirilen ipekli kumaşları as - gari bir hadde indirmektedir. Bu itibarla Bursa ipek sanayiinin in- kişafı, Bursanın ve memleketin ik tısadi kalkınmasında büyük bir â- mildir. B ursanın sınat kalkınamsın - da âmil olanlardan biri de Merinosçuluktur. Merinos koyunla rının yününü ıslah ederek, yün sa- nayiinin inkişafı için lâzım olan bü tün tedbirler alınmıştır. Karaca - bey harası üç, dört senedenberi ko yunları ıslah ve teksir vâdisinde büyük adımlar atmış, Merinos ko- yunl vasıflarını değiştirerek ni bir mahiyet almış, ve tamamile makanize edilmiştir. 1930 senesinde memlekette ipek böcekçiliğine istikamet vermek, ve ilmi arayışlarda bulunmak üzere bir ipekböceği enstitüsü açılmış ve bir iki sene evvel de 27,000 lira sarfedilerek ipek böceği- tohumu tir ki, bu müessese en modern ma- kinelerle mücehhezdir. Memleke- tin her tarafından gönderilen tohum lar kışın burada muhafaza edilir, bozulmasına mâni olunduktan son- ra mevsiminde sahiplerine iade e- eT vam etmekte olan bu aile toplantıla- rından iyi neticeler alınmıştır. Kermese Hazırlık Bergama, (TAN) — Bu seneki Ker TMesin geçen senekinden çok üstün ol- Masına çalışılıyor. İzmir Valisi Fazlı Güleç'in ehemmiyet verdiği program itina ile hazırlanmaktadır. Belediye, Otellerde esbabı istirahati temin et- Miş ve hepsinde banyo tertibatı yap- tırtmıştır. Kermesin güzel eğlencele- Tinden birini teşkil eden Kozak seya- hatinin iyi geçmesini temin eylemek Maksadiyle, Kozak yolunun genişle- tilmesine başlanılmıştır. »& Bergama, (TAN) — Bu yıl ilçe- Mizde tütün zeriyatının geçen sene- ımde" çok fazla olacağı şimdiden an aşılmaktadır. Havaların iyi gidişi îı_delerin mükemmel şekilde yetişme- ihe yaramıştır. Bunlar yakında tar- dilir. E bir fizyoloji, bir ipek lâboratuarı, kimyaha- ne'si, kütüphanesi vardır. Ayrıca bir de ipekbücekçiliği mektebi var dır. Mektebin bir dersanesi, bir müze ve besleme salonları, dut bah çesi vardır. Mektep her sene ilk ve sonbaharda, dört aylık ipek böcek- çilik kursu açar. Bu kursa ilk tah- silini bitiren herkes devam edebi- lir, Bu suretle ipekböceğile alâka- dar herkese, bunları fenni bir şekil de yetiştirmek imkânları verilir. Mektebin merkezde 41, bunlardan başka Gemlik, Bandırma, ve Koca- elinde birer kontrol memurü var- dır. Bursanın ipek sanayiindeki ehem miyetini gözönüne alan hükümet, İpekiş fabrikasını açmıştır ki, o za mana kadar iptidat bir şekilde o- laya dikilecektir. lan istihsal tamamen fenni bir ma- çoğaltılmasını temin etmiştir. Bu yünlerin bükülmesi, işlen- mesi için, medeni memleketler- de eşine az rastlanan gayet mo- dern bir Merinos fabrikası kurul- muştur. Bu fabrika, taranmış yün ipliği sisteminde kurulmuş ilk fab- rikadır/ Birinci beş senelik endüs- tri plânında büyük bir yer almıştır. Fabrika, Mudanya, Bursa şimendi- fer hattı üstünde olduğu için istih- salin sevki de kolaylaştırılmıştır. Kuvelumuharrike — santrali, asri depoları ihtiva eden esas fabrika azzam bir saha üzerine kıı;'uln;iış- tur. Demiryoluna bağlı olan bir hat, fabrikanın kömür, ham mad- de, ve diğer malzemesini depola - rın önüne kadar getirmektedir. Merinos fabrikası her gün iki e- kip çalıştırmak suretile günde 3,800 ve senede 1,140,000 kilo iplik imal eder. Bu miktarın 730,000 kilosu kumaş fabrikalarında ve 410,000 kilosu da trikotaj sanayiinde kul - lanılır. Fabrika hergün 12 tona yakın yapağı yıkar, ve bunların hepsini iplik haline sokar. Senelik yapağı sarfiyatı 3,492,000 kilodur. Merinos fabrikası gayet rasyonel bir şekilde çalışmakta, ve memle- ketin yapağı ihtiyacının yüzde sek- senini temin etmektedit. Fabrika, Merinos koyuncularının en büyük alıcısı olduğu için, bu ko yunçulara muntazaman dünya ya- pağı hareketleri hakkında ticaret ve fen bakımından malümat ver - mektedir. Merinos fabrikasının Bursada a- çılması birçok kadın ve erkek iş- çilerin de iş bulmasına sebep ol - muştur. Bugün fabrikada, 8 saat çalışan bir ekipte 600 kişi, ikinci ekipte 1200 işçi vardır. Eskiden yünü bile dışardan getirdiğimiz halde bugün ipliğini dahi kendi- miz hazırlıyoruz. Bu iki fabrikanın ve bunların yanında çalışan hususi sanayiin Bursanın iktısadi kalkınmasında nekadar büyük bir âmil olduğu bu adetlerden anlaşılabilir. ursanın bu iktısadi kalkın - B ması yanında bir de ticari inkişafı vardır. Bursanın başlıca ticaret emtiası tütün, zeytinyağ, zeytin, av derileridir. Tütün sana- yii daha ziyade işleniş tarzı itiba- rile (preparation) ile meşguldür. Fakat Bursa tütünleri keyfiyet iti- barile gayet iyi yetiştirildiği için tütün ticaretinde yüksek bir mev- ki tutmadadır. Tütün istihsalinin tekemmülü için de büyük gayret- ler sarfedilmektedir. Zeytinyağcılık 1933 ten sonra son derece ilerlemiştir. Mahsul da ha ağaçta iken başlıyan, mahsulün mahreçteki ellere geçmesine ve bundan bir sene sonraya kadar de- vam eden, ve nümuneleri saklan - mak suretile yapılan kontrol ve standardizasyon, zeytin ve zeytin- yağ ticaretini bütün mânasile inki- şaf ettirmektedir. Bu standardize mahsul yetiştirme faaliyetidir ki, son üç sene zarfında gerek istihsali ve gerek ihracatı yüzde elliden faz- la yükseltmiştir. olmuşlar. Tasarruf bir otelde bir oda tutmuşlar. Gün- — düz şehri gezdikten sonra odalarına — bir taraftan okuyor, Hâdiselere Uygun Hikâye 11438 Acaba Hırsız mı? Yazan: SABİHA ZEKERİYA Bir İngilizle bir İtalyan İspanyada seyahat ederken buluşmuşlar, dost h. B etmek emelile — dönmüşler. İtalyan yatmış. İngiliz, — bir taraftan İtalyanı gözetliyormuş. İtalyan u- yumadığı halde gözlerini sımsıkı sı- — kıyor, İngilizin suallerine uyumuş —— gibi cevap vermiyor. İngiliz şüphelenmiş... Acaba niye — hile yapıyor? Yoksa hırsız mı?.. O —— da uyumamıya karar vermiş. Yat- mış, yalandan gözlerini kapamış, — beklemiş. Gece yarısını geçtikten — sonra İtalyan kalkmış, İngilizin ya- — tağına yaklaşmış, eğilmiş, yastığı - nın altına soktuğu cüzdanını almış, — içindeki paraları boşalttıktan sonra, cüzdanı tekrar yastığın altına koya — muş, yatağına doğru ilerlemiş. '-: İngiliz soğukkanlılıkla düşün - | müş. Muhakkak şaka yapıyor. Am- — ma, cüzdanı neye bıraktı? Acaba hır- sız mi? İngiliz acaba hırsız mı? A- caba şaka mı diye sabaha kadar dü- şüne kalmış. H Sabaha karşı İtalyan uyanmış, yüzünü yıkamadan, hemen giyin - miş, selâm — vermeden ayaklarının ucuna basarak odadan çıkmış. İngi- liz de kalkmış, giden İtalyanın ar « — kasından kâh hayretle, kâh nefretle; kâh biddetle baktıktan sonra t — Meğer hırsızmış. Demiş. ğ ExlxNxN VA Ai Bize sorunuz, | Geçcn yazimda hülâsa olarak verdiğim Bursanın içtimai kalkınması, ve bugün yine pek hü- lâsa olarak verdiğim iktısadi ve iç- timat kalkınması gözönüne getiri- lirse, Bursanın en istikballi şehir- lerimizden biri olduğu anlaşılır. Bu faaliyetlerde hükümetin Çiz- diği beş senelik plânların rolü çok icevapverelim; Babalık Davası u ah ! ki, en samimi bir sevgiden mahrum 4 kalmaktır. Kabahat babasız yavru- — B | L | hakkak - büyük olduğu gibi, bunu tatbik sa- hasına deriranlarin himmeti As ahlr büyüktür. Başta, çalışkan, azimkâr valisi olmak” şartile, bütün Bursa, fabrika müdürleri, Halkevi ve ko- leri, kültür mü leri, iktı- sadi, içtimat müesseseleri elbirliği ederek Bursaya bu inkişafı temin etmektedirler. Bence bu muvaffakı yetin t ltaşı da bu müşterek be- nimseyiş, ve müşterek bir ruh ve iman ile çalışıştır. Bize Bursayı bu kadar yakından tanımak fırsatını verdiği için, Bursanın kıymetli ida- recilerine, Bursa Çelikpalas Türk Anonim Şirketine, gazeteci arka - daşlara teşekkürü de vazife bilirim. Bursanın davası, yalnız Bursalı- ların değil, bütün bir memleketin davasıdır. Bu davanın kazanıldığı- nı, ve daha büyük hamlelere ha- zırlandığını görmek te yine hepi - mizin müşterek bir zevki ve guru - rudur. ların değildir. Kabahat, istikbali dAüçünmivran kadın ile erkektedir Fakat, ekseriya erkek asıl suçlu -- — © dur. Çünkü, umumiyetle genç kı- zı evlenme vâdi ile tuzağına dü n ren odur. 'i Bu yazımı, bilhassa, bu gibi müş- kül vaziyette bulunan genç kızlar — için yazıyorum. hi Türk Kanunu Medenisinin “301,, — inci maddesinin birinci kısmı: : “Doğumdan evvel üç yüzüncü L sında müddelaleyhin, çocuğun nası ile münasebeti cinsiyede bu-. lunduğunun sübutu babalığa, ka- — rine teşkil eder.,, diyor. : Maddeyi biraz izah edelim: Mü- — nasebeti cinsiye, umumiyetle pek — gizli kalır. Bu fili katiyetle ispat ise ancak ikrar ile olur. İşte bu se- — bepten dolayıdır ki, kanunu yapan — bu hususu düşünmüş ve babalığın — ispatı için bir karine kabul et - y XKMUVAFFAK V Xx Oyun Gerek çocuklarda, gerek büyükler- SYOLMANIN SIRRI*: ve Eğlencenin Faydası de Hkl:;“ oıll?oı. Çünkü bu genç, de oyun ve eğl şahsi- yetini teşkilde büyük rol oynadığı ö- tedenberi bilinirdi, Bunun için de çocukların oyun ve oy klarına oy muhtelif arka- daşlarla beraber bulunmağa ve daha çok insan tanımaya muktedir olur. dikkat edilir, bunların muayyen is- tikamete çevrilmesine çalışılırdı. Son zamanlarda Amerikada psiko- loğlar 20 bin genç arasında oyun ve eğlence bahsi üzerinde bir anket yap mışlar ve bir takım müspet neticele- re varmışlardır. Bu tecrübeye göre şahsiyetin yoğurulmasında en çok rol oynıyan oyunlar faaliyet ve be- deni hareket istiyen oyunlardır; ya- zın kamp hayatı. faraza çocukların şahsiyetinin inkişafı hi t eder. Kapalı y oynanan oyunlar dan şahsiyet üzerine tesiri olanlar şu suretle sıralanmıştır: Çok faydası olanlar: Çaylar, dans- lar, briç, pinpon, bilârdo. Az faydası olanlar: Radyo, sine- ma, satranç, dama. Bu ikinci grupun az müessir olma- sı, bunların içtimaf faaliyete, konuş- maya, fikir teatisi üsait ol larından dolayıdır. Konuşulan, müna diğer üç oyuncunun oyunlarını takip etmek mecburiyeti sizi konuşmaktan kurtarır. Fakat oyun kendi kendine bir takım konuşmalar açar ki, sıkıl- ganlar için bu konuşmalar faydalı- dır. Dans ta itçimal teması arttırdığı için konuşmaya yardım eden eğlence lerden biridir. İnsan yavaş yavaş ka- labalığa alışır. Şununla bununla ko- nuşmaya mecbur olur ve zamanla a- çılır. Bedeni hareket istiyen oyunların daha faydalı olmasının sebebi basit- tir. Bu oyunlar bizi seyirci olmaktan kaşa edilen, fikir teati edilen, bir çok Çünkü kamp_pro.ğrımmdı açık hava oyunlarına ehemmiyet verilir. Bu o- yunlar çocuğun yalnız bedenini de- kimselerle düşüp kalkmayı. intaç e- den oyunlar daha faydalıdır. Bazıları iyi konuşma sanatına vâkıf T ğil, ruhunu da beraber yoğurur. Spor oyunlarından yalnız bir tane- si üzerinde duran çocuklarda oyu - nun büyük tesiri görülmüyor. Fakat birkaç atletik spora iştirak eden gen- cin şahsiyeti daha müsait şartlar için- den kaçarlar. Bunların başkaları ya- nında dilleri tutulur, konuşmayı unu- turlar. Kendilerini kötürüm olmuş duyarlar. Bunlar için en iyi tedavi u- sulü birinci kategoriye dahil olan o- yunları oynamaktır. Meselâ briçte için bu kabil eğlenceler-| b çık , doğrudan doğruya faal bir şekilde oyuna sokar. Oyunların bir faydası da, yalnız bi ze değil, bütün oynıyanlara zevk ver mesidir. Unufmıyalım ki şahsiyet, ikal alâkalarile teşekkül e- der. İnsan ne kadar cemiyet içine gi- rer, başkalarına faydalı olmayı öğ- renirse o kadar yükselir. Onun için eğleniniz. Odanıza ka- panıp kendi kendinizi hapsetmeyiniz. Psikoloğ miştir. Bu karinede, yani babalık — hakkındaki karine, kadın ile bahba — olduğu iddia edilen arasında çocu- — ğün doğmasından evvel üç yüzün- — cü gün ile yüz sekseninci gün ara- sında münasebeti cinsiyenin vuku — bulduğunun tespit edilmesidir. Mü- — nasebeti cinsiyeyi tespit için de, — hâkime delil göstermek icap eder. d Meselâ, bir erkek ile bir kadın ka- — rı koca gibi yaşarlarsa, yani bera- berce bir evde oturur, beraber zo-f p zer, eğlenirlerse bu hâdiseler, mü- — nasebeti cinsiyenin vâki olduğuna — dîlll teşkil eder. Başka bir misal: — Bıî erkek gizli olarak bir kadınmî evine gider de orada, şüpheli bir va — ılğette yâkalanacak olursa, yinğ’ mi ; : (J KX ::::l;;:i .cınsîye sabit olmuş f"f, Fakat, kadının babalı çini mahkemede: “Cocuk bî:n:syîatbi::? ziyor bundan daha büyük delil o- lür mu?,, demesi kâfi değildir. Mı- ; amafih fikrimce, eğer erkekte bu- lunan bazı husüsiyetler çocukta'da * mevcutsa ve kadın İle erkek ara - sında sıkı bir münasebet olduğu ıs—“ pat edilecek olursa, erkekte bulu ğ :'::n:lususüetlerîn, çocukta da huî'* dilehi_lî:: babalığa bir karine adde-. Bundan sonraki m : gi hallerde babalık ;î::::ıî h: kimin kadının gösterdiği karines | lerle, babalığa h : ğini nnlıtncnğımi_iküm edemiyece &£ İSMAİL KEMAL ELRİ * b

Bu sayıdan diğer sayfalar: