10 Mart 1938 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7

10 Mart 1938 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e —— 10.3-933 z a A A TAN « : - — — 21,,lerin Muhakemesi am ia ni İ ara İngilterenin Rus- li ımpson un İngiliz Başvekili yada Casusluk Yapmadığını Söyledi (Başı 1 incide) Yediğini söylemiş ve ifşaatta bulun- Mamasırın, bu cinayetlerin ortaya çı kacağını ümit etmediğinden ileri gel- Giğini söylemiştir. Moskova, 9 (A.A) — Gorkiye en- Jeksiyon yapan doktor Bielestotski Verdiği ifadede, Levin ile Platnefin hattı hareketlerinin kendisine Şilp- beli göründüğünü teyit eylemiştir. Gorki ile Peçkof, Menjinski ve Kuybişefe tatbik edilen tedavi usul eri hakkında fikirlerine müracaat edilen beş mütehassıs doktorlar da, Goktor Levin'in, Platnef ve Kazako- fun bir cani gibi hareket etmiş ol duklarını söylemişlerdir. Bunu müteakıp mahkeme reisi, gizli celsenin toplanacağını bildir- miştir, Gelecek aleni celsenin saati sonra- Gan bildirilecektir. Moskova, 9 (A.A) — Tas Ajansı bildiriyor: Mahkemenin gizli celsesinde, suç- Yu Rakovski, Grinko Rozengolç ve Krestinski, birkaç yabancı devletin bazı mümessillerile olan münasebet lerine dair olan beyanatlarda bulun Muşlardır. Mahkeme, bu mümessil derin ve temsil ettikleri devletlerin hangileri olduğunu tamamen tesbit etmiştir. , Londra, 9 (A.A) — Röyter bildiri Yor: Moskova davasında bazı Ingiliz Şahsiyetlerine karşı yapılan itham- İar ve entellicens servesin Troçkist İsaliyetlerde oynadığı rol hakkında bugün Avam Kamarasında sorulan Muhtelif suallere cevap veren B. Chamberlain aşağıdaki obeyamatla bulunmuştur: “© Bu davada yapılan şahadetle- Tin bizzat Sovyetler Birliğinde Ingi- diz — Sovyet münasebetlerine ver- diği zararı tamamen göz önünde tu- tuyorum. Bununla beraber, tama- Men yanlış olan bu iddialara Ingik terede veya hariçte itibar edileceği- Mİ zannetmiyorum. Ingiliz hüküme- fnin Sovyetler Birliği hükümeti ile lari anması rç Dir sürer ALAI elmeliten suçlu olmadığı, ve isimleri €ntellicens servis için çalışanlar ve- Yahut Sovyetler Birliği (aleyhinde fesat faaliyetlerinde bulunanlar ara —— mke İki Taraflı Görüşmeler (Başı 1 incide) dahale komitesinde muvazi bir su- Iette çereyan edecek ve bu müzake- Yelerin süratle ilerlemesi için her şey Yapılacaktır. Habeş ilhakının tanın- ması hakkında mayısta toplanacak Milletler öemiyeti konseyine mufas- #al bir rapor verilecek ve karar ce- Miyete bırakılacaktır. Bir anlaşma şüpheli mi? Alınan - İngiliz müzakerelerine ge- Yince, İngiltere Hariciye Nazırı Lord fax, Von Ribbentrop ile temas *derek vaktile başlıyan müzakerele- Te devam sırasının gelip gelmediğini tayin edecektir. Daily Telegraph'a göre, hükümet Mahafili, Almanya ile yapılacak mü- #akereleri biraz bekletmek fikrinde- ir. Çünkü Avusturya hâdiseleri ve hâdiselerin Çekoslovakyadaki a- kisleri Avrupayı teskin işini güçleş- iştir. İngiltere hükümetinin he- fİ ise gerginliğin sebeplerini ve in- lik tehlikelerini izeledir. Mançestr Gardiyan, İngiltere - Almanya mü- Takereleri hakkında bedbindir. Hat- İ bu müzakerelerin başlamasını bile #ipbeli buluyor. Çünkü (Almanya Müstömlekeler meselesinin halli üze 8 srar ediyor ve Orta Avrupa me #elesini bir gile işi sayıyor. İspanya ve Akdeniz İngiltere - Italya müzakereleri Mrasında veya sonunda Almanyanın Yeni müdahalelerde bulunması muh ildir. Ayni gazeteye göre, İspan e meselesi halledilmedikçe Akde - #, (eselesinin halli beklenemez yok anlaşma centilmen ağrıman ma- *Yetini geçer. iç mes bugün Alman hükümetinin Ni Ve siyasi muarızlarına karşi fe- muamelesine dair mühim şahsi - di ğ Buharin sında gösterilen kimseleri hizmetin: de kullanmış olmadığını meclise te minat vermeyi lüzumsuz buluyo rum. Bunun üzerine bazı imebuslar Baş vexiden, Sövyetler Birngmae eN licens servisin ajanlârı mevdut olup olmadığı sualini sormuşlarsa da B. Chamberlain cevap vermekten istin- kâf etmişti göre İngiliz - Fransız tesanidü devam ediyor. Joura göre, İngiliz - Alman görüşmelerinden bir netice beklene- gelince; İtalyanlar her şeyden evvel Süveyş kanal idaresine iştirak için kâfi derecede hisse senetleri alacak- lar, kanal mururiyesini indirmek is- tiyeceklerdir. İtalyaya istikraz ver - mek ise, ancak anlaşma üzerinden bir cektir. Osuvre gazetesine göre, İngiltere- nin Paris sefiri, Fransa Hariciye Nazi rına, İspanyadan gönüllülerin çekil- mesi üzerinde temihat vermiştir. Londrada müzakerelerin neticeleri hakkında bedbinlik gittikçe artmakta dir. İtalya - Lehistan Roma, 9 (Hususij — Lehistan Ha riciye Nazırı Miralay Bekin burada izözna devam olunuyor. Miraliy Bek dün Italya Kralı ve Habeş Impa Tatoru”şerefine kadehini kaldırmak» Is Lehistanın Habeş ilhakını resmen tanıdığını gösterdi. Dün Kont Ciano tarafından verilen ziyafete iki na- gr nutuklar söylemişler, B. Bek kral ve Imparator ile Kraliçe ve Im paratoriçe, Mussolini şerefine ve Fa- şist İtalyanın ağamet ve inkişafına kadehini kaldırmış, bu suretle'de Hin beşistan İlhakını bilfiil tanıdığım göstermiştir. Miralay Bek'in kullandığı bu for- mül Letonya Hariciye'Nazırı ile Yu- goslavya Başvekili tarafından Roma yı ziyaretleri esnasında kullandıkla ri formüle uygundur. Bu tanımanın Garp pdevletlerini alikadar eden beş taraflı bir pakt şeklini alabile- bek itilâfın icabından olabileceği içlerini mektuplarını neşretmekte - » Lord Cecil, profesör Deiley, Lord «n bunlar arasındadır. Fransız matbuatına göre Püris gazetelerinden Pöti Journala söylenmektedir. B. Bek, yarın, Lehistan Elçiliğin. de bir ziyafet verecek, ve bu suret- le ziyareti son bulacaktır. B. Bek da ha sonra Papayı ziyaret edecektir. mez. İngiliz - İtalyan görüşmelerine | kaç ay geçtikten sonra konuşulabile- | marttan itibaren yeni bir tarife tat- bikine başlandığı, bu sayede etlerin kilosunda bazı cinslerde on kuruş ve bazılarında daha fazla ucuzluk yapıl dığı, bu ucuzluğun derhal semereleri görülerek et kesiminin son hafta zar- fında bir evvelki haftaya nisbetle yüzde 21 arttığı yazılmaktadır. Tezkerede bundan sonra mart ve nisan aylarının kasaplık hayvan ba- kımından kisir bir mevsim olduğu i- çin fazla istihlâki karşılamak üzere hayvan kesme hacmini genişletmek icap ettiği ileri sürülmekte, bunun İ- çin de belediye kanunnun 15 inci maddesi mucibince piyasaya müda- hale olunması ve fiyatlar üzerinde nâ ım vaziyet oynanmasının zaruri gö- rüldüğü ilâve edilmektedir. Bundan sonra, nihayet bu işlerin yapılabilmesi için belediyenin kasap lık hayvan alması icap edeceği, bu- nun temini de mütedavil sermaye ile İ kabil olabileceği bildirilmekte ve lü- zumunda doğrudan doğruya veya top tancı kasaplarla birlikte hayvan al mak için belediye kanunun 70 inci maddesindeki salâhiyete dayanarak milli bankalardan birinden 250 bin liralık ödünç para alınmasına izin ve» rilmesi rica edilmektedir. Bundan sonra yine belediye reis- liği tarafından meclise verilen ikinci bir tezkere okundu. Bu tezkerede de İkesilmiş olarak şehre getirilecek ka-| saplık hayvanlardan alınacak mezba- ha resminin icabında indirilmesi için daimi encümene salâhiyet verilmesi istenmektedir. Tezkereler okunur okunmaz vali Üstündağ söz aldı ve bu tezkereler- de yazılı mucip sebepleri anlattıktan sonra bilhassa dedi ki: “.— Et fiyatı üzerinde yapılan u- cuzluğu idame ve halkın lehine olan ehemmiyetli faydayı hüsnü muhafa- za etmek için buna karşı lâzım gelen tedbirleri almak üzere salâhiyet is- tiyoruz. Şu sırada şehre gelen ka- saplık hayvan miktarı istihlâkin art- masına tekabül etmiyecek derecede azdır. Bu itibarla lüzümunda piyasa- ya müdahale etmek üzere sermayeye ihtiyacımız vardır. Bunun için de 250 bin-lira kadar birspara lâzımdır. Bu- na salâhiyet verirseniz bü iş te mu- vaffakıyetle yürüyeceğine ilimadı- muz vardır. —x Müzesi uzesi M .. 1 8.0 üşterisiz Sabık İngiliz Kralının karısı Simp sonun doğduğu Baltimor kasabasın- da, babasının evinde bir müze açıl - miştı, Bu müzede Madam Simpsona ait eşyalar teşhir ediliyordu. İlk za- manlar müzeyi ziyaret edenler pek çok olduğundan müze sahipleri çok para kazanmışlardır. Fakat, az son- ra, Amerikada Simpsona gösterilen alâka birdenbire sönmüş ve artık mü zeyi ziyaret eden olmamıştır. O ka- dar ki, ücretsiz olduğu ilân edildiği halde müzeye gelen giden olmadığın dan nihayet müze iflâs etmiştir. İnsan ömrü uzuyor Alimlerin tespit ettiklerine göre, barbiumumiden sonra insanlar daha çok yaşamaktadırlar. Harpten evvel insanların yüzde 30 u 70 yaşına ve yüzde 10 u da 80 yaşına kadar yaşa- mışlardır. Fakat bugün bu nispet yükselmiştir. Bugün, insanların yüz de 42 si 70 ve yüzde 46 sı da 80 sene yaşamaktadırlar. Bu hesap yalnız er- keklere aittir. Kadınlarda ise nispet daha yüksektir. Yelpazenin menşei Barutla pusulanın ve yelpaze- nin menşeleri Çindir. İlk yelpaze, Mi lâttan 1001-1052.yıl evvel hüküm sü ren Çin imparatoru Çao Vangın Za- manında meydana çıkmıştır. İlk yel- paze, sıcak iklimde yaşıyan bir ku- şun tüylerinden yapılmıştır. Bunu ilk olarak saraya mensup bir kadın kullanmıştır. Bundan sonra, bu nevi yelpszeler bütün Çine yayılmış ve kuş tüylerin den başka hurma yapraklarından, i- pek kumaştan, nebat saklarından, ve küğittan yapılmıştır. Bu nevi madde- lerden yapılmış yelpazeler, bugün de Çinde kullanılmaktadır. Bir boşanma hâdisesi Holivütta, sinema âleminde Mişel Bruk ismile tanılan Kont Uorvikin boşanması, günün hâdisesi olmuştur. Kont, 1933 te Mis Rosa Binçuli na- mında güzel bir bayanla evlenmişti. Bunlar bir çocukları doğuncıya ka - dar çok mesut yaşamışlardır. Fakat Bayan Roza, doğurduktan sonra, ço- cuk bakamıyacağını söyliyerek. yav ruyu kocasına bırakıp, Rocers Beli is mindeki sevgilisile kaçmıştır. Mah - keme, bunları biribirlerinden ayır - dıktan manda kocasından kaçtığı i- çin, Rozayı ayrıca para cezasına da mahküm etmiştir. o ———— Hayattan Çizgiler : Et Mürakabe Komisyonu Reisi B. Feridan Bu tedbirler arasında kesilmiş hay İvanlara alt mezbaha ücretlerinin de tenzilini istiyoruz. Fakat buna şim- dilik kati ihtiyaç yoktur. Alacağımız tedbirlerin halk lehine idamesini vâdediyorum.,, Bu sözler üzerine her iki tezkere, mecrlisin bütçe ve iktısat encümenle- rinden mürekkep muhtelit bir encü- mene gönderilerek celse tatil edildi. İkinci celsede et işinin idaresi için 250 bin lira raddesinde borç alınma sı için tam salâhiyet verilmesile ke- silmiş olarak gelecek hayvanlardan alınan resimlerin icabında daimi en- cümen kararile indirilmesi hakkında müşterek encümenin, belediye maka mından verilen iki tezkereyi tama- mile ve olduğu gibi tasvip eden maz- batası okundu ve derhal kabul edil- di. Belediyeye ait olan ve hazinece Otelde: Patron — Garsonluk ağır iş, değil mi? Garson — Garsonluk ağır değil a- ma, bavullar çok yüklü.. . ASRİ SEVGİLİ Satın alınması kararlaştırılmış olan Florya deniz evi için kıymet takdir edecek komisyona aza seçilmek üze- Delikanlı — İki gönül bir olunca samanlık seyran olur. Genç kız — Samanlıkta konfor, salon, radyo olmak şartile!. ! Doktorluk. Âleminde : Karnında 20 Sene Ölmüş Çocuk Taşıyan Bir Kadın Hire koridorlarında, ya- vaş konuşan, ayaklarının ucuna basan asistanlar arasında dolaşıyorum. Sarı saçlı, genç bir doktor, ellerini beyaz, kolalı göm- leğinin ceplerine sokarak: — Çok enteressan ameliyat mı, arıyorsunuz, dedi. — Evet. Çok enterestan olsun, dedim. Bir dakika düşündü: — Geçenlerde kadın hastalıkları profesörü Tevfik Remzi, talebele- rihe mühim bir hasta göstermiş. Enteresan bir ameliyat yapmış. Bir kere hocayı bulun. rahim ü- zerine öyle mühim operasyonlar yapılıyor ki.. İşim, profesör Tevfik Remziyi bulmaktı. Bir iki gün aradıktan sonra, bir randevu alabildim. Şimdi, doktorun karşısındayım. Kadın hastalıkları profesörünü dinlerken, cemiyetin sessiz, sada- sız cereyan eden ne sayısız facla- ları olduğunu bir kere daha anla- dım. b İlan doktor beni neza- ketle karşıladı: — Evet, dedi. Haseki kliniğine genç bir kadın getirilmişti. Henüz 30 yaşlarında. Bu kadın şimdiye kadar dört çocuk doğurmuş. Ge çenlerde yine ağrısı tutmuş.. Her zaman hekim, ebe çağırmadan ken di kendine doğururmuş.. Bu sefer Yine-böyle yapmak istemiş. Gece yarısı ıztğdp artitlişi. İakat maale- sef çocuk başından veya ayakla- rından değil, kolundan gelmiş. Yalnız kol dışarı çıkmış. Üst ta- rafı çıkmamış.. Kadın meydana çi- kan kolu çekmeğe başlamış. Tabii çocük gelmemiş. ve kadın bayıl- miş.. Baygın bir halde hastaneye getirmişler. Gece saat 3 te asis- tanlar beni çağırdılar, Gittim. He- men kârnını yardım. Barsaklar 4- rasında ölmüş olan çocuğu çıkar- dım. Rahim, parça parça olmüş- tu. Onu da çıkardım. Fakat, kadın, çocuğunu çıkar- mak için meydandaki koldan o ka- dar fazla çekmiş ki, zavallı bed- baht anayı altı günden fazla ya- şatmak kabil olmadı. Çocuğunun arkasından kendisi de öldü. Bu kadın cehalete kurban gitmiş tir. Daha gebelik esnasında, çocu- Hun ters gelip gelmediği anlaşı- lir. Fakat, ana, kendisini hiç bir doktora göstermemiştir. Üsküdar tarafında iki hastane, İstanbul ta- rafında üç hastane ve dört bakım evinde her gün muntazam poli- klinik yapılıyor. oktoru dinlerken dehşet içinde kalmıştım. Kadının neden öldüğünü sordum: — Rahmin yırtığından dışarıda- ki pislik karın boşluğuna âmeliyat- tan evvel girmiş, peritonit olmuş, öldü. — Kendi kendine doğuran ka- dınlar çök mudur? — Ban kadınlar, bir saatte do- ğuruverirler.. Doktor, ebe çağırın- caya kadar iş bitmiştir. Tramvay- da, vapurda, sokakta doğuranlar çoktur. — Böyle doğumlar normal mi- di — Erken ve geç doğumlar da pörmül değildir. Kurunu vüstada, bazı kadınlar abdesthanelere gide- rek çocuklarını orada doğuruverir- lerdi. Bazan, çocuk taşların üstü- ne düşer, ölürdü. Ana, çocuk kati- li olarak idam edilirdi. B ir çocuğun ana karnında ne kadar kaldığını bilir misi- niz?.. Ben de hepiniz gibi, bu mi- safirlik müddetinin ancak 9 ay ol duğunu zannederdim. Bunu Tev- fik Remziye sorduğum vakit hay- ret ettim. Doktor: — 20 sene ana karnında kalan gocuk vardır, dedi. Rahmin dışın- da, ve karın boşluğunda bazan ç0- cuk kalabilir. Buna dış gebelik de- riz. Çocuklar İyice neşvünema bo- lur, fakat doğomaz. Farkına varı- hp fa ameliyat yapılmazsa, içeride ölür. Annesinin karnında yirmi se- ne kalmış bir ölü çocuğu mumya- laşmış bir halde buldum. Bu ka- dın Trabzondan gelmişti. Haseki- de bir ameliyatla koca ölü çocuğu çıkardım. — Vaktile doğmuş olsaydı, Yir- mi yaşında delikanlı olacaktı. — Tabit.. bazan, böyle yirmi se- ne kalan çocuklar taş kesilir. — Rahmi alınan kadınlar ya- şar mı? — Yaşar. Bazan iki rahimli ka- dınlar görülür. Geçen sene Make- donya köylerinden bir Türk kadı nı gelmişti. "Karnımda senelerdir bir ur var, diyordu. Ameliyağ yap- tım, İki rahmi vardı. Birinde bir çocuk hâsıl olmuştu. Dukuz ay bek lemiş, döğmütiliğti ve ölmüştü. Bu çocuk tam beş sene bu rahimde beklemiş, çürümüş, bir iskelet ha- lini almış. Kadının bir rahmi ço- cuğuna mezar olmuş.. Mezar olan rahmi çıkardım. Öteki rahim nor- maldi. — Bu kadın yine doğurabilir mi? — Çok ümit ederim.. Esasen ka- dın şiddetle çocuk istiyordu. N B u müthiş ameliyatlardan sonra, bahis çocuk yapıp yapmamak meselesi üzerine intikal etmişti. Son zamanlarda çocuk dü- şüren kadınlardan da bir hayli şi- kâyet olunuyordu.. Kıymetli dok- tora bunu sordum: — Düşürülen çocuklar hakkında kati bir istatistik yok, dedi.. Çün kü, bu işi kadınlar gayet gizli ya par. Fakat kuvvetle tahmin edi- lir ki, doğan çocuklar kadar da dü- şürülüyor. — Kadınlar ekseriya çocuk yap- mak istemiyorlar... —Böyle hüküm verilemez.. Fa- kat, ekseriya büyük şehirlerde ra- hatlık, istikbale karşı emniyet mü- luhazaları ile bazı kadınlar çocuk yapmıyor. Sıhhati yerinde olan ka- dınların çocuk yapmamaları bir cibilliyetsizliktir. — Çöcuk doğurmanın kadınla- rın güzelliğini bozduğunu iddia €- denlere ne dersiniz?.. Profesör, bir dakika düşün dü. Ayağa kalkmıştı, Gözlüğünü düzelterek: — Sağlam bünyeli kadin, çocuk doğurduktan sonra daha ziyade uz- Vi neşvünemaya erer. Zaten çürük, çirkin olan kadın da bittabi doğum- dan sonra, daha ziyade sarsilır.. Tevfik Remziye veda ederek mu ayenehaneden çıktım. Bekleme sa- lonunda, sırasını sabırsızlıkla göz- leyen hastalar, hep yeni evlenmiş, genç kadınlardı.. Yolda anaların neler çektiğini, içim burkularak düşünüyordum.

Bu sayıdan diğer sayfalar: