No. 44 Suikastte bulunacaklar.. Bendeniz bu melünların yakalanması için mü diriyete gidiyorum. Diye, haber vermiştir. Damat Ferit Paşa bu sözlerden o kadar ürkmüştür ki. âdeta bir si- nir buhranı geçirmişti. Derhal, zi- le basarak içeri giren hademeye: — Yaverlere söyle.. hepsi buraya gelsinler... Çabuk. Diye emretmişti. Ve yaverler, koşa koşa odasına girer girmez, on İarla kendi arasında şu muhavere — Haberiniz. var mı?.. — Neden efendimiz?. Birşey mi olmuş. — Daha ne olacak.. Anadoludan bir çete gelmiş. Köprüde bekliyor muş. Bizi öldüreceklermiş. — Mümkün değil, efendimiz. — Canım, mümkün olmaz mı, ?.. Şimdi, Emniyeti umumiye müdür muavini geldi, söyledi. Göz — break, mayreti yok.. Şirm- di ne yapacağız?.. — Ne ferman buyrulursa, onu yapalım. — Canım.. Böyle zamanlarda ne yapılır?.. Bunlar, evvelden düşü- nülmez mi, Y averlerin en akıllısı olan Tarık Mümtaz cevap verdi: — Etendimiz!. Düşünülmez olur mu. hiç... Şimdi. muhafışlara emir weriri> Dairenin her tarafını ku- şatırlar. Buradan, kuş bile uçur- yazlar... Sonra da telefonla Mer- kez Kumandanına söyleriz. Bir ta- 'bur asker celbederiz. — İyi amma. Ben burada kalıp ta. Nizim Paşanın âkıbetine uğra- mak istemiyorum. — Allah, esirgesin, efendimiz... Öyle şeyi aklınıza getirmeyiniz... Eğer burada kalmak arzu buyrul- ” — Hemen şuradan Topkapı sara- Oyna geçeriz. Oradan da Saraybur- Buna İneriz... Bir istimbotli Damat Ferit Paşa; yaverin sözü- nü kesti: — Çabuk. Çabuk... Diye emir verdi. Sadrâzam odasındaki bu telâşı, derhal dışarıya taşmıştı. Bir anda ber taraf biribirine karışmıştı. Dairenin alt katındaki muhafız- “lar, silâhlarını kaparak dışarı fır- Jâmışlar.. Babıâli caddesine hâkim Olan duvarın iç tarafına sıralan- mışlardı. Bu telâş arasında Damet Ferit Pasa, otomobiline binmiş; son sü- Tatle Topkapı sarayının Soğukçeş- me kapısından girmiş. Doğruca Sa Tayburnuna inmişti. Sadrizam böylece kaca dursun; © Emniyeti Umumiye Müdür Mua- Vini, Ispartalı Kemal Bey vakayı Sadrözama haber verdikten sonra, Bia koşa Polis Müdiriyetine gel- — vi duruyorsunuz?.. Anadolu- dan bir çete gelmiş... Sadık Beyin Adamlarile birleşmiş. Köprüyü tut muşlar.. Sadrâzanmı bekliyorlar. Ne ise. Ben, vakayı Sadrâzam Pa- Saya haber yerdim. O tehlikenin ö- müne geçtim. tu- ei Şimdi, şu çeteyi Diye, ortalığı velveleye vermişti. anda, bütün Polis Müdiriye ti harekete gelmişti. Ayni , Zamanda itilâf devletleri zabıtası- Ba Gslata ve Beyoğlu polis mer- kezlerine, Merkez Kumandanlığı- Ba, Jandarma dairesnie.. hattâ de- yardım etmeleri için Bahri- Ye Nezareti İnzibat Kumandanlığı Ba telefonlarla haber verilmişti. Fırkacılık gayreti, derhal bura- dada zem Sadık Bey — IKINCI KISIM — Nasıl doğdu ? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı ? Yazan: Ziya Şakir Uydurma Çete Ortalığı Velveleye Boğdu İtilâfçıların birçok Toplantılarına sahne olan Balta Limanındaki yalı partisine düşman olanlar; birkaç dakika zarfında köprüye hücum © den bu zabıta kuvvetlerinin önüne geçmişlerdi. Başta Deli Hüseyin olmak Üze- Te, ötekiler daha hâlâ köprüde bek lemektelerd.i Deli Hüseyin. kurnaz ve tecrübeli bir zabıta memuru ol- duğu için. Sadrâzamın gecikmesin- den şüphelenmişti. Eminönü mey- danına kadar giderek vaziyeti göz den geçirmişti. Yenicami tarafın. dan birkaç sivil ve resmi memurun koşa koşa köprüye doğru geldikleri ni görür görmez, derhal işi anla- mış.. Sürat. fakat stükünetle geri dönerek, arkadaşlarına şu kısa em- ri vermişti: — Çeplerimizdekileri denize dun. İskelelere dağılın... Emir, derhal icra edilmişti. Ora- “da bekliyen yirmi Sadık Boy feda- Isi, iskelelerde vapur bekliyen hal- kin arasına karışıvermişlerdi. Köprü, Iki baştan da sarılmıştı. Bir tarama hareketi başlamıştı. Me seleden haberdar olmıyan halk. bir denbire bir heyecana kapılınıştı. Fedailerden' bir kısmı, kendilerini kurtarmıya muvaffak olmuşlardı. İçlerinden ancak sekiz on kişi ya- kalanmıştı. Polis müdiriyetinde sıkı bir isti vap başlamıştı. Fakat (maznun) lar teşebbüs ettikleri işi külliyen inkâr ederek. hepsi de köprüde nicin bu- lunduklarına dair birer yalan uy- durmuşlardı. I spartalı Kemal Beyiri iddia- s üzerine Deli Hüseyin de tevkif edilmişti. Fakat, olur olmaz şeylreden metaneti sarsılmıyan bu pervasız adam. Kemal Beyin iddia- Sını altüst etmişti. — Kemal Bey, külâh kapmak is- tiyor. Bize. iftira ediyor... Hem bu iş, Kemal Bey işi değil, bir fırka meselesi... Mustafa Sabri ve Zeyne- lâbidin hocalar, Sadık Beyi mab- vetmek istiyorlar. Araya. İspartalı Kemali koydular. Böyle bir yalan uydurdular... Bu, ne rezalet?.. Ka- nün yok mu?.. Diye, avazı çıktığı kadar bağırını ya başlamıştı. Polis Müdiriyetinde vaziyet bu merkezde iken. bariçte de Sadık B. partisi foryada başlamışlardı. On- lar da, tıpkı Deli Hüseyin gibi ba- Bırıyorlar; Padişah Vahdettnie tek grafler çekyiorlar, mektuplar gön- deriyorlar: (İttihatçıların devrinde, bunca zulüm ve itisafa göğüs gerdik. Zin- danlarda ve menfalarda inim inim İnledik. Bütün ümidimiz, zatı şaha- nenizde idi, Sizin saltanat devrini- zi, dört gözle beklemiş. saadete ka- vusacağımızı zannetmiştik. Fakat. heyhââüt,... Adalet, ayaklar altın- da çiğneniyor. Küllâh kapmak icin birtakım masumları eşkiya çetesi gibi gösteren İspartalı Kemalin yü- zünden, birtakım zavallılar dayak- lar, işkenceler altında çürütülü- Gi Kime müracaat edelim?.. İn eke EA gilizlere, Fransızlara mı? Yoksa, Yunan sefaretine mi?..) Diye, feryada devam ediyorlardı. Bu gürültü, köprüde çıkarılmak istenilen skandaldan ziyade ise ya- rTamıştı. Gerek Padişah Vahdettin, ve gerek Damat Ferit Paşa fena halde korkmuşlardı. Bir çıbanbaşı koparılacağını tahmin etmişlerdi. Derhal mevkufların tahliyesine, or tahığı altüst eden Emniyeti Umumi ye Müdür Muavini İspartalı Kemal Beyin de azline emir vermişlerdi. u hâdise de, böylece geçmiş» ti. İşin en gülünç tarafı şu- rasıdır ki; kısa bir zaman sonra, Anadoludan inen bir yıldırım dar. besile Damat Ferit Paşa. Sadaret sandalyesinden yıkılıp gittikten son ra bir gün Deli Hüseyin. İsparta Kemale rastgelmiş.. Evvelâ karşısı na geçerek bir kahkaha atmış: (Arkası var) EKONOMİ SANAYİ : Küçültülen Imalâthaneler Karşısında Fabrikalarını küçük bir imslâtha- ne haline koyan dericilerin beş bey- girliden az bir kuvvetle çalışmak üze- re kurdukları müesseseler, İktisat vekâleti müfettişleri tarafından tef- tiş ve kontrol edilmiştir. Bu küçük i- malâthanöler. vergiden ve teşviki sa- nayi kanunu hükümlerinden istifade | etmek için müesseselerini kanuni i- caplara göre kurduklarından ve'az| masrafla işlettiklerinden istihsal ot-| tikleri mallar daha ucuza gelmekte- dir. Küçük imalâthanelerin bu vazi- yeti, büyük müesseseleri endişeye dü- şürdüğünden arasıra şikâyetler ol maktadır. Evvelki gün Yedikuledeki İküçük müessese sahipleri bir toplan- tı yaparak şikâyetlerin yerinde olma dığını tesbit etmişler ve teftişe yeke öm müfettişlere bildirmişlerdir. Yeni Bir Kablo Fabrikası Peştede büyük sermaye İle kurul muş olan bir kablo fabrikası beynel- #milel kablo ve demir karteli ile yap- tığı anlaşma üzerine çalışmasını ta- til etmiş ve Türkiyede tesis etmek için fabrikanın malzeme ve makine- lerini İstanbula getirmek için alâks- 'dar makamlara müracaat eylemiştir. v ZİRAAT: Kongreye Verilecek Rporlar Hazır Ticaret odası tarafından büyük'zi- raat kongresine gönderilmek üzere hazırlanan patates. tiftik. konserve, deri hakkındaki raporlar odaca tasvip edilmiştir. Bu raporlar iki üç güne kadar İktisat Vekâletine gönderile- cektir. Sanayi Birliği muhtelif sana- Şie ait raporlarını tamamlamak üze- redir. Bugün, Sanayi Birliğinde bir toplantı yapılarak raporlar son defa olarak gözden geçirilecektir. Francala İstanbulda, bir “ zamandanberi, İrancala adını hangi ekmeklere ve* receğimizi bilemiyorduk. Vaktile okkalık ekmek narka tâbi, francala ekmeği serbest olduğu zamanlarda francala diye en beyaz undan bira mayasile yapılmış ekmeklere deni- lirdi. Sonra İrancala ekmeği de nar ka tâbi olunca, esmer unlardan, ne türlü maya ile yapıldığını bileme- diğimiz, küçük küçük ekmeklere de francala denilmiye başlanmıştı. Sayın belediyemizin hazırlatmış olduğu yeni çeşni listesinde, fran- <ala imaline mahsus ekstra ekstra buğday unu denilmesine göre bun- dan sonra francala adının ancak beyaz undan, tabii bira mayasile, yapılan beyaz ekmeklere verilebile ceği anlaşılıyor... Böyle ekstra ekstra undan yapı- lan francala ekmeğinin glüteni ni azotlu maddesile yağlı maddesi az olmakla beraber nişastası çok bu lunduğundan lezzeti pek Iyi olur, İnsan francala ekmeğini ağzına alınca ilkin biraz tatsız gelirse de nişasta ağız içerisinde hemen Ş6- ker haline geçtiğinden biraz sonra âdeta hafif hir tatlı ver gihi ler Bundan dolayı İrancala ekmeği ince yemeklere, yağlıca cisuyu iye- risine doğranmıya, hele kızarmış €- tin suyunun içine batırmıya pek yaraşır. Hazmedilmesi hiraz yavaş olmak la beraher mideye hiç eziyet ver mez. Bayağı ekmek gibi içerde şi mediğinden yedikten sonra bir da- ha hissedilmez. Mideden aşağıda bi yoktur. Onun için sade francala yi- yenlerin karınları büyük olmaz. Francala çok piskin olunca daha hafif olur, daha kolay hazmedilir, fnkat az pişkin olduğu vakit lezzeti arttığından az pişmiş francala ek- meğini sıcak sıcak yemeyi sevenler daha çoktur. Take veya bayatlamış olduğuna göre hassaları değişir. Taze fran- calanın kabuğu pek lezzetli olur. i- çinin lezzeti daha az olduğundan kabuklarının nisheti daha büyük 0- lan küçük küçük (rancalalar en makbul olanlarıdır. Francala bayağı ekmekten daha çahuk hayatlar, daha kuru olur. O vakit lezzeti de azalır, fakat bayat franeala insanı daha ziyade semir- tir. Fı ala ekmeği üç, dört gün sonra hele iyi pişmemişse « hiç be Zenilemez. Francala ekmeğinin lezzetli ol- masına, çahuk hazmedilmesine kar şılık bir mahzuru vardır: Barsak. *ların içinde pek ağır ağır yürür, bundan dolayı francala ekmeği yi- yenlere inkıbaz verir... Amerikada kırmızı derililerin felâketine üç şey sebep oldu, demişlerdi: Biri vis ki, biri francala ekmeği (inkıbaza ve onun neticesi hastalıklara sebep olduğundan), üçüncüsü de adı çir- kin hastalık... Alâ ve beyaz franenlavı viski ile bir tutmak viskive geref verirse de, öteki hastalıkla hir arada söylemek ancak bir Amerikalının hatırını gelebilir. Fakat francalanın inkıhaz. vermek mahuzundan dolayı daima le ağırlığı duyulmaz. Yediğimiz ne- © ondan yemek doğru değildir. Bir bati gıdalar arasında beyaz ekmek- © hafta içinde birkaç öğün okkalık, ten daha az mikdarda, işe yaramı. yacak arama bırakan Misibiryay iyii vi gem GUNLUK PIYASA Bandırma malı sarı mısırlardan yüz yirmi bin iilo ve çuvalh olarak ki- Ios 4.32 kuruşlan ve Adapazarı sar ; ; : ; ; ; mısırlarından on beş bin kilo çuvallı mal kilosu 4,33 kuruşlan satılmıştır. . Samsun mıntakası kalburlanmış no hutlarından elli bin kiloluk dökme bir parti kilosu 6.10 kuruştan, Çanak kale mıntakası nohutlurından elli ye- di bin kiloluk ikinci bir parti dökme olarak 6,13 kuruştan İhracat için müş- terisine verilmiştir. . Anadolu ov derilerinden plyasamı. #4 getirilen büyük bir parti içinden dün zerdova derilerinin çiti 35 - 30 lira arasında ve sarsarların çift 3223 - 3850 kuruş arasında #ncek yüzde beş tenzilâti olarak müşlerisine sa- tilmaştır. . Piyasaya getirilen Trakya kusvem- lerinden 74 bin kiloluk bir partiden bir kısım kilosu TAT kuruşlar setıl- muşar. İC PİYASALAR: Deri Satışları Çok Gevşek Geçen seneye göre. bu sene av de- rileri piyasasında gevşeklik olduğu görülmüştür. Yeni malların kıymeti geçen seneye nazaran. yüzde otuz'nis betinde noksandır. Amerika için pi- yasamızdan henüz mühim miktarda mal alınmadığı için yalnız Londra ve Hamburg piyasalarına bir miktar mal gönderilmektdeir. Yeni Amerika ticaret anlaşması yapılır yapılmaz av derilerinin kıymetleneceği tabii gö- rülmektedir. Tilki derileri hiç aranmamakta - dır. Tavşanların adedi Trakya mali 15 - 16, Anadolu malı 19 - 20 kuruş- tur. Bunların yüzde beş tenzilâtı var dır. Tilkilerin çifti Trakya malları 2.5 - 3. ortu Anadolu malları 45 - 5 liradır. Fakat yüzde 5 - 20 tenzilâtlı olarak. Porsukların çifti.4, çakalların çifti 2. zerdovaların çifti 38.5 - 39, sansarların çifti 28,5 - 29 Uradır. San- sar ve tavşana alıcı vardır. Deri Fabrikalarında Tetkikler Dericilerin müracaati Üzerine İk- bvsat- Vekâleti tarafindan şehrimize gönderilen İktisat Vekâleti müfettiş- leri tetkiklerine devam < ediyorlar. Müfettişler, dün Yedikulede Kazlı- çeşme ve civarında bulunan deri, kö- sele gibi imalâthane ve fabrikaları gezmişler, alâkadarlardan lâzım ge- len malümatı almışlardır. BORSA BORSALARDA : Frankta Yine Biraz Düşüklük Bekleniyor Dün borsamızda Anadolu tahvilleri ile Ünitürk ve Sivas - Erzurum tah- villeri üzerinde epeyce muamele ok muştur. Anadolu tahvilleri 40,75 li- radan kırk bir liraya çıkmıştır. Sk vas - Erzurum tahvilleri 45 liradan satılmıştır. 13.30 liraya yükselmiş ©- lan Aslan Çimento hisseleri dün 12.05 liraya kâdar düşmüştür. Gayri- mübadil bonoları 23,10 liradan alın- mıştır. Cümhuriyet Merkez Bankası bir isterline 627 - 630 kuruş kıymet koymuştur İondra borsasında bir is- terlin 153.29 frank olarak kapanmış- tır. Bir gün evvel bir isterlin 152.62 frank olduğuna göre, frankta daha bir mikdar düşüklük olmuştur Bir isterlin 5.0140 dolar olarak kapanmış PARALAR Alış Sam Tüm Bi 123— 128— v— lo. B— B— .— 722. s75— $82— 20 zim 65.— 70 8— 8— Silin Avamurya OZ 23 Mark m 3 Zeu 2— di Pengo n— 1 Ley 12 ii Demar 4— S2 Kron İsveç s0— 32 Sterlin 61,— 62- ÇEKLER Acil Kapanı Pari 24,205 2433 Nevyark 0.1980 029 Milano 1S1442. 1813 Bcüksni 4,6857 4,5850 Atina 6,7460 86,7460 Cenevre 34275 34215 Sofya 634920 634020 Amsterdam 14233 © 14233 Prag 22.0380 22.6880 Viyana 420 420 Madrit 123810 123810 Berlin 19604 1,9594 Varşova 419 4498 |, | Budapeşte 3080 o 39980 Bükreş 106.19 10619 Belgrat 342460 3AZA Yokohama 27268 o 27268 Stokholm 3,0810 30810 Londra 680. — 60. — Moskova 233778 233775 dl ği tır. Paris borsasında Ünitürk 3475 frank olarak muamele görmüştür. Hayvan Borsasındaki Satışlar Hayvan borsasına getirilerek mez“ bahaya gönderilmek üzere satılan ka- saplık hayvanlardan. 405 beyaz kara man orta fiyatla kilosü 21,43 kuruş- tan, 322 kızıl karaman 20.96 dan. 622 dağlıç 22,34 ten. 23 kıvırcık 19.88 den 6ü karayaka 20,50 kuruştan, 1442 süt kuzusu 24.43 kuruştan, dört keçi 17 kuruştan; 27 öküz 15,03, üç inek 14,64 ten, bir dana 13 kuruştan, iki boğa 16 kuruştan. sekiz manda sekiz buçuk kuruştan ve bir malak on alta kuruştan diri fiyat olarak satılmıştır. Türkborcu Tahvillerinin Mübadelesi Ünitürk mübadelesi başladığı gün- denberi Cümhuriyet Merkez Banka» sına yatırılan Ünitürk tahvillerinin mikdan sekiz bini bulmuştur. Piya- samızda pek az mikdarda Ünitürk kal dığından dün Ünitürk fiyatları 19 Ji radan 19.10 liraya yükselmiştir. Zahire Piyasasında muameleler © “Dün piyasamıza tüccar namına $a- tılmak üzere on bir vagon buğday dört vagon arpa. iki vagon çavdar, öç vagon un. bir vagon mısır gelmiştir. Piyasa evvelki gün piyasasının ayni olarak kapanmıştır. Yumuşak buğday lar 5.29 - 5.325. sert buğdaylar 5.20, Anadolu arpaları 4.08 - 4,10. çavdar 432.5 - 435 kuruştan satılmıştır. Tiftik kilosu 122 - 125 Iğdır mın - takasının pamuğu kilosu 41 kuruştan iç cevizin kilosu 30. iç fındıkların 3250 , Antalya susamı kilosu 16.22 kuruştan o müşterisine (verilmiştir. Dün piyasamızda deniz yoliyle yüz yirmi bir bin kilo zeytinyağı getiril miş. fakat henüz satılığa çıkarılma» mıştır. Paris Forsası Londra: 153,440. Nevyork: 30.56. Berlini 1234.—, Brüksel 519.—, Amsterdam 1711, Roma 181, Lizbon 139.— Cenevre 711 Kar şan 1S40,5. Bakır 43.44, Kalay 186.010, Altın 130,80, Gümüş 20.1/8, Çinko 14.103, (HIKADEN MABAAT) Ömer Efendi (Başı 6 anenda) radan yine birkaç gün geç- ti. Ömer Efendi artk erkenden o- dasına dönüyor ve kapısını kilitli. yerek “hususi bir iş" le meşgul o- luyordu., Ara sıra elinde birçok anahtar « lar görüyorum. Bir akşam yine &- linde bir sürü anahtarlar vardı. Sordum: — Bunlar ne Ömer Efendi? Gülümsiyerek cevap verdi: — Bu gece teşebbüsümü mevda- na koyacağım.. Bir arkadaş bul - dum., Ertesi gi sabahlevin odasında gözleri kancanağına dönmüs bir a- dam gördüm. Onu tanıdım Mahal lenin seyvar boğaca satıcısı idi O akşam beraber kaldılar orada. Fakat bildiğim bir şey varsa © da Ömer Efendinin ikinci eyi RE İn | »