No. 27 Diye fısıldayarak kendisine yol Açan hademelerin, kavasların yer- We beraber verdikleri kandilli te- mehnalar arasından dik ve mağ. Tür bir başla geçmek. ve sonra da, büyük bir ping - pong tezgâhın Andıran (Meclisi Hassı Vükelâ) ma #asının önünde yaldızlı bir sandal- Yeye yerleşmek, eski Melâmi der- Yişine biraz da cazip gelmişti... Eh. eğer, (Hazreti Pir) şöylece bir (bakkı nefs) edip te: — Yürü, yâ mübarek... Diyiverirse; o masanın Üst başı- ha geçivermek te güç birşey de- ğildi. Sadık Bey; Şaban Ağanın hire- Metile ucuzca bir redingot edine- Tek yeni vazifesine devama başla- Muştı. Fakat; Sadık Bey havarisi tara- fından derhal bir itirazla karşılan- Muşta; — Vay, ne demek olsun?.. Meh- met Alilerin, Rıza Tevfiklerin, Ali Kemallerin asılı usullü nazır ol. dukları bir zamanda, sizin gibi kos Koca bir fırka lideri, (Çantasız na- Zir) olsun.. Bu, bir haysiyet ve şe- Tef meselesidir. Hem, sizin hak- kınız, doğrudan doğruya (Şadaret) tir, Softalar, yobazlar, kurnazlık #ttiler... Padişaha müracaat ederek #izi böyle sudan bir memuriyetle susturmak istediler... Dikkat edin. Mücadelede devam eyleyin.. Bu Mücadele sizi, sadaret mevkiine kadar götürecektir. ii Diye, telkinde bülunmuştü. #asen, oda bu fikirde idi. (Meclisi Vükelâya .memu- Tiyet) i, istemiyerek kabul etmiş- ti. Şimdi bu telkin karşısında ka- ir kalmaz, derhal istifayı basmış, Artık bütün kuvvetini fırkacılığa vermişti. Şimdi Sadık Beyin bütün gaye- 8i. şu iki maddelik programda te- merküz etmişti: ; 1 — Hürriyet ve Itilâf fırkası- han, tamamile başına geçmek... 2 — Damat Ferit Paşayı, kuv- Vetli bir hamle ile devirerek, (Sar. daret) mevkiini ele geçirmek... Fakat bu iki maddeyi de tatbik Sahasına sokmak, o kadar kolay de ğildi, Nitekim miralay Sadık Beyin (Hürriyet ve Itilâf fırkasınm lide- Tİ benim) diye beyanname neşret- İiğinin ertesi günü, Şeyhislâm Mus tafa Sabri Efendi: — Hayır!.. Lider, benim. Diye karşısına dikilmişti. Şimdi; her iki taraf, bir beyan- name dücllosuna başlamışlardı... Bu beyannamelerde biribirlerinin bütün günah ve seyyistmı dizip dö küyorlar; bütün kirli gömleklerini millet huzurunda teşhir ediyorlar» du Mustafa Sabri Efendi; Miralay Sadık Beyi idaresizlikle, korkak- lıkla, ve eski fırkaya ihanetle it- ham ederek; böyle bir şahsiyetin, firka üzerinde hiç bir hak iddiası- — kalkışamıyacağını iddin eyliyor Miralay Sadık Bey ise, uzun uza diya bunlara cevap verirken; (Sabri Efendi Hazretlerinin, dün Yada mevkii iktidarda bulunan hiç bir mantık suhibinin israf et- Miyeceği sözlerle gazete sütunları- ha kadar inerek, şahsiyatla uğraş- Mast; mevkii iktidara gelmeden ev Vel, kendisi için basamak taşı yap- tığı bir fırkanın reisi olan şahsı â- “izaneme hücum etmesi...) Gibi ağır cümleler kullanıyordu. Ayni zamanda Sadık Bey, kendi Yokluğundan istifade ederek fırka teşkil edenleri, (devletin resmi cis- Mine müstevli) şahsiyetler şeklin- de gösteriyor; ve (Hoca Sabri, Ho- <a Vasfi, Hoca Zeynelâbidin, Ho- “a Hamdi, Hoca Asım) efendileri bu müstevlilerin en başında gös- tererek bunlara, (zevatı hamse) 4- «mı veriyordu. 3 — İKİNCİ KISIM - Sadık Bey, bu beyannamelerde Şeyhislâm Mustafa Sabri Efendi- nin mevkiini adamakıllı sarsmak için: (Şeyhislâm (Efendinin yekün beyanatına, alelâde mugalatadan başka birşey değildir. diyeceğiz. Hilâfetin idamesi için, yalnız bir çare vardır. O da; (Meşihat) i, en muhterem bir mevkide, her tür lü politika mefsedetlerinin, ihtira- sat mülevvesatının haricinde ve fevkinde bir müessesei diniye bil- mektir.) Demekten çekinmiyordu. Ve nihayet sözü Damat Ferit Pa şaya intikal ettirerek: (Hiç bir nokta nazardan tutula- cak yeri kalmıyan, müşerünileyh Paşa Hazretleri...) Diyecek kadar cüret gösteriyor- du. k tabiidir ki; memleketi is- *Tâwa hazırlanan, ve bunun için de (İstanbul) u merkez ya- pan renk renk ve çeşit çeşit düş- manlar, bu münakaşalara katıla katıla gülüyorlardı. Istanbulun bitara? gazeteleri ise, iki tarafla da eğleniyorlar: (A, Sadık Bey!.. A, Vasfi Efen- di!., (Lider) kelimesini nereden işit- tiniz?.. Kimden öğrendiniz?.. Bil mediğiniz kelimeler üzerinde ne mübahase edip duruyorsunuz”. Siz, sadece şunu bilmelisiniz ki; (Lider) “demek, bir fırkanın hati- bi demektir. Yani; bir fırka için- de, kim iyi söz söyler; kim iyi te- 'LOK nn © SU TL. E MAN EK R Nasıl doğdu? - Nasıl yaşadı? - Nasıl battı? Yazan : Ziya Şakir İtilâfçılar Arasında Liderlik Kavgası sir yaparsa, onu (Lider) intihap e- derler. Binsenaleyh, içinizde en beliğ kim ise, onu lider tayin ediniz.. Mü Bakaşayı bitiriniz. İçinizde en muktedir, en mücer- rep lider, Gümülcüneli Ismail Bey- dir, Fakat, Mustafa Sabri Efendi de, terk ve ihmal edilecek bir u- zuv değildir. Ayni zamanda, Sadık Bey de fırka mahevralarında pek mahirdir. Ancak şu var ki, Mustafa Sab- ri Efendi mertebesinde bir lider olamaz. Binaenaleyh, Hürriyet ve itilâf fırkasının (zor yenilir bir fır- ka) olabilmesi için, üç lideri ol- malıdır. Yani; Gümülcüneli Isma- il Bey, Mustafa Sabri Efendi, Sa- dık Bey... Haydi geliniz.. Üç lider kabul e- diniz. Münakaşayı bitiriniz... Eğer Widerler arasında (Sadaret) için ih- tilâf zuhur ederse?... Işte; asıl hal- Tolunacak mesele, burasıdır.) Diye, (post kavgası) na girişen bu zevatı, açıktan açığa tezyif edi- yorlardı Istanhul sokaklarında, her e'in mubtelli düşmanların hakaretine rraruz halan masum Türkler gen. dilerinin hak, şeref ve namusları- ni munufazayı deruhte etmiş oan hükümet erkânmın, memleket 'a- cınlarına göz yumarak böyle âdi ve «etil münakaşalara kapılmaların- dan çok müteessir oluyorlar. Da- mat Ferit Paşa ile arkadaşlarını hücum hedefi ittihaz eden Sadık Beye taraftar görünüyorlardı. (Arkası var) İMİN Yaptıracağınız Evin Arsası Rivayete göre Çinliler, ev yap- tırmazdan önce arsasını inceden inceye tetkik ederlermiş. Arsanın hangi taraftan hava aldığına dik- kat ettikten başka toprağın cinsi- ni ve altından geçen suyu öğren- dikten sonra arsa üzerine yapıla- cak evin orada oturacak adamla- rın mizacına uygun gelip gelmiye- çeğine hüküm verilirmiş. Çinliler arsa hakkında hüküm- lerini orada yerleşmiş ejderin va- xiyetine göre verdikleri için onla- rın ejder fikirleri de, arsayı tetkik etmek tarzları da bize gülünç ge- Tir. Bizde - zaten frenklerce de - ev yapılacağı vakit arsanın toprağı an cak evin temelini yerleştirebilmek bakımından tetkik olunur. Arsanın parası, tramvaya veya şimendifere yakın olup olmadığı daha ehemmi- yetli sayılır. Terkos suyu her tara- İa yayıldığındanberi toprağın al- tında kuyu açılabilecek su bulunup bulunmadığı da hiç düşünülmez. Bununla beraber, üzerinde bina yapılacak arsanın yerini tetkik et- mek lüzumu Çinden başka yerler» de de hekimlerin gözlerinden büs- bütün kaçmış değildir. Büyük sal- gın hastalıkların bazı şehirlere hiç uğramadığı, hastalığa tutulan ay- ni şehirde bazı evlere hastalığın girmediği ötedenberi dikkat edil mişti. Ortaçağlarda Bağdatta bü- yük bir hastane yapılmazdan ön- ce meşhur bir hekimin şehrin her tarafına et parçaları astırarak han gi semtte et en son koktuysa has- tahaneyi orada yaptırdığı da meş- hurdur. Mikroplar keşfedildikten sonra salgın hastalık ve etin kok- ması hususundaki hu farklar mik- roplara hamledilmsti, Havadaki elektrik tetkikleri ile- riledikçe hem Çinlilere « ejder hak kındaki itikatlarından değilse de, & kat ederseniz iyi etmiş olursunuz. | üzerinde ev yaptıracakları arsala- rı tetkik etmek fikirlerinden dola» yı » hak vermek lâzım geliyor. Bu işi yeni tetkik eden hekim- lerden bazıları evin arsasile kan- ser hastalığı arasında sıkı münase- bet bulunduğunu söyledikten baş- ka, bir çocuk bangi evde annesinin karnına düştüyse o evin arsasında- ki elektrik ve diğer şuaların, çocu- un bütün hayatınca tesiri olduğu- nu iddiaya kadar varıyorlar. Bu kadarına gitmek eski nücum ilmi ni diriltmek olduğu gibi zaten © hekimlerin dedikleri şimdilik pozi- tif şeyler değildir. Fakat havadaki elektrik iyonla- , rinin müsbet veya menfi olmaları- na göre, insan üzerine tesirleri baş- ka başka olduğunu kabul etmek zaruridir. Bunlar menfi olurlarsa bava insana ferahlık verir, sağlı- gı düzelir Müsbet olunca sıkıntı gelir, sağlık bozulur. Fırtınadan ön menfi olunca insanın ferahlaması bunu gösterir. İyonların müsbet veya menfi ol- maları da toprağın cinsine bağir dır. Evin altında toprak sert taş- lıklı, yahut balçıklı olursa havanm. elektrik iyonları menfi olur. İnsan ferahlık duyar. Arsanın toprağı ki- reçli olursa bunun aksine. Bazıları kayalıklı topraklar üs- tünde yetişen insanların kısa boy- lu ve kuvvetli olduklarını, kireçli toprak üzerinde yetişenlerin uzun boylu, zayıf olduklarını rivayet e- derler. Buna İsterseniz inanırsınız. An- cak havadaki elektrik iyonlarına ve onların toprak cinsine göre çık- tıklarına inanmak lâzımdır. Onum için yaptıracağınız evin ar sasının kireçli toprak olmasına dik. TAN Atatürk Yalovadan Bursaya Gidiyor (Başı 4 inelde) kemmel bir karşılama programı ha- zırlamışlardır. Atatürkün yarın, ya- hut öbürgün burayı şereflendirmele- ri, karşısında bütün Bursa halkı ken dilerini sonsuz bir sevgi ve saygı İle Hazırlanan karşılama programına göre, Atatürkün şehir hududuna a- yak bastığını Bursa şehir düdüğü ha- ber verecek ve bu anda bütün Bursa fabrikaları bir dakika müddetle dü- dük çalacaktır. Bursa Valisi B. Şefik Soyer şehir hududunda karşlayıcı- ları Atatürke takdim edecek, askeri kıtalar, mektepliler ve diğer halk te- şekkülleri teftiş edildikten sonra Şef Atatürk, refakatlerindeki zevat ile birlikte şehire gireceklerdir. Şehirde Atatürkün geçeceği yollarda bir çok taklar kurulmuştur. Halk, bir buçuk senedir görmediği Yüce Başbuğunu karşılamak için heyecanla bekliyor. Bütün evler, bütün binalar donsn- mıştır. Her tarafta elektrik tenvira- tı için yeni tesisat yapılmıştır. Ata- türkün burada bulundukları günler zarfında şehir, gece gündüz donan- mış vaziyette olacaktır. Merinos fabrikası, Atatürkün şeh rimize şeref verdiği ( günün ertesi günü açılacaktır. Fabrikanın açılış töreninde bütün halk; o mektepliler, sporcular ve köy heyetleri hazır bü- lunacaktır. Once şehir adına bir şükran söylevi söylenecek ve sonra fabrikayı saran kurdele kesilecektir. Atatürkün buraya geldiği günün gecesi Bursada motörlü bir (ener a- layı tertip edilecek ve alay Şefimi- zin oturdukları binanın önünden ge- çecektir. Ikinci gün saat 13 te Parti ve Halkevi tarafından bir (Atlı köylü- leri geçit resmi tertip edilecek ve ka file Atatürkü selâmlıyacaktır. Bu atlı köylüler fabrikanın açılış töre- ninde de bulunacaklardır. O gün sa at 18 de halkevi salonunda bir çay ziyafeti verilecek ve gece de köylü- ler tarafından bir fener alayı yapıla cak ve köylülerimiz Şef Atatürkü ikametgâhları önünde selâmlıyacak lardır. Atatürkü karşılama ve fabri- kaları açma törenlerini emekli gene ral Aşir Atlı idare edecektir. Bursada kurulan yeni büyük fabrikamız Bursa, 30 (Hususi surette gönder- diğimiz muhabirimizden) — Burada Sümerbank tarafından tesis edilmiş olan Merinos yünlü ipliği (Kam- gar) fabrikasının en son veziyetini tetkik icin Sümerbank umum müdü- rü B. Nurullah Esat Sümer, buraya geldi. B. Nurullah Esat, yarın sabah fabrikanın teknik müdürlerile bera- ber fabrikaya gidecek ve tecrübe ça- ıştırmasını gözden geçirecektir. Bundan sonra Nurullah Esat, Gem likte sungipek fabrikasının da tecrü- be işlemesini tetkik edecek, müteakı- ben Yalovaya giderek fabrikalarımı- zın açılmıya hazır olduğunu büyük- lerimize arzedecektir, Merinos fabrikası, çok modem ve büyük bir müessesedir. Bütün fabri- ka için 4,039,722 lira hracanmıştır. Bu paranın 40,429 lirası arazi için. 1846,224 lirası binalar için, 1 mil yon 71.500 lirası makineler için, 99,179 lirası umumi tesisat için, 170,383 lirası rütubetlendirme ve ha- valandırma için, 180.705 lirası elek- irik tesisatı ve motörleri için. 311.302 lirası kazan ve muharrik kuvvet İ- çin harcanmış ve tesisat masrafları olarak ta 320,000 lira tahsis olun- muştur. Fabrikada 17,000 iğ vardır. Iki e. kip çalışmak şartile senede üç buçuk milyon kilo ham merinos yünü işliye bilecektir ki bundan 1,200,000 kilo Yün ipliği istihsal olunacaktır. Ve bu miktar memleketin bugünkü yün ipli Bi ihtiyacının yüzde seksen beşini kar gılıyacaktır. Fabrikada günde 1200 işçi çalışa- bir kısmı dalülden tedarik edilecek, bir kısmı da harlcten ham olarak ge Uzak Şarkta Son Vaziyet Japon Ordularının Jansının bir tebliğine göre, İngiliz. Fransız ve Sovyet Hariciye nazırla- rile Çin delegesi Cenevrede Çin — Japon ihtilâfı hakkında bir karar su- reti hazırlamışlardır. Bunu diğer aza| devletlere de kabul ettirmek için a- sambleye sevkedeceklerdir. Polonyanın Cenevredeki daimi mü messili Komarnicki, yarın bunu pro-| testo edecek ve Polonya mümessille- | rinin tahririne iştirak oetmedikleri bir karar suretini konseyin asamble ye tevdiini olonya hükümetinin fena karşılıyacağını bildirecektir. : Cenevre, 30 (A.A.) — Uzak Şark ibtilâfı hakkında derpiş edilmiş olan | karar sureti projesi yarın Çin murab | hasına teblig edilecektir. Eğer bu me tin, Çin tarafından reddedilecek o- lursa konseyin her türlü karar sure-| ti projesi tanziminden vazgeçmesi muhtemeldir. Yarın sabah toplana - cak olan 28 ler komitesine (bu 28 ler komitesi Milletler cemiyetinde yapı” lan ıslahat ile meşguldür. gelince, aktedeceği içtima enteresan olacak $- se de çabuk tatil edilecektir. Delegelerin hükümetlerinin vazi -| yetlerini tarif etmelerine medar olan | umumi müzakerelerden sonra komi- tenin salı günü içtimalarını bilâ müd | det tehir edeceği tahmin olunmakta. dır. Fransız gazetelerinin son mütaleaları Paris, 30 (A.A.) — Sağ cenah ge- zetelerinin hepsi de. Çine yardım projesinin hiçbir netice vermiyeceği- ni beyan etmektedirler. Petit Parislen. diyor ki: “B. Delbosun. B. Vellington Koo'- ya, Fransanın Çine yardım işine A- merikanın bu işe iştiraki nisbetinde iştirak edebileceğini söylemiş oldu- ğu haberi teeyyüt etmektedir. B. Roosevelt. Çin davasına karşı beslemekte olduğu sempatiye rağ - men. muhterizane hattı - hareketini muhafaza elinekte olup her halde müdahale işaretini verecek olan ken disi olmıyacaktır.., Echo de Paris gazetesinde Perti- nax yazıyor: “İngiliz. ve Fransız murahhasları, bir an, bundan dört ay evvel asam- ble tarafından kabul edilmiş olan ie tinden daha kati bir proje tanzim et- mek ve bunu reddetmek mesuliyeti. ni Amerikaya bırakmak tasavvurun- da bulunmuşlardır. Fakat bundan vazgeçmekle çok tyi etmişlerdir. Beliğ bir işaret: Dün Milletler ce- miyetine müşahit olarak tayin edil. mesi teklif edilmiş olan Amerikanın Bern orta elçisi, hastalanmış oldu - ğunu ihbar etmiştir. Figaro, yazıyor: “Amerika, iki tarafın da harbe de- vam etmesini kati surette işkâl ede- bilir... Oeuvre gazetesinde Madam Ta- bouis, “Çin için imkânın müsalt ol- duğu herşey yapılmıştır. Çin. bir A- Taarruzu Durakladı Varşova, 30 (A.A.) — Polonya A-İleri karşısında suya düşecektir. Japonya aldığı verleri ilhak ediyor Tokyo, 30 (A.A.) — Muhtar Ho- pei hükümetinin Japonya tarafın- dan Pekinde kurulan muvakkat Çin hükümetine ilhakı hakkında bugün Pekinde bir anlaşma imzalanmıştır. Harp cephesinde Japon hareketi duraladı Şanghay. 30 (A.A.) — Tientsin — Pükov demiryolu iizerinde Japon İle ri hareketi durmuştur. Japonlar, iki cenahları arasında mevcut 240 kilo- metrelik gediği kapamağa çalışıyor. lar. Çünkü Çin akıncıları bu gedik- ten girerek Japon ordusu İçin mü- him tehlikeler yaratıyorlar. Çin müdafaası kuvvetli Hankov, 30 (A.A) — Pekin — Hankov demiryolu üzerinde hiç bir çarpışma yoktur. Çin ordusu burada Yangise nehrinin cenubunda çok kuvvetli müdafaa mevzilerine yer- leşmiş bulunuyor. Bu mevziler kırk kilometre boyunda ve 14 kilometre genişliğindedir. N Vuhu civarında Çin kuvvetleri bir takım baskın o bareketleriyle Japon hatlarım izaç ediyorlar. Bunun'ha- ricinde başka cephelerde mühim bir hareket cereyan etmiyor. Çin çeteleri faaliyette Şanghay. 3U .A.A.) — Japon of- dusunun salâhiyettar bir zatı bugün gazetecilere beyunatında, Şanghay ile Nankın arasında Japon ordusu - nun işgali altında bulunan mıtaka larda Çin 'akıncılarının faaliyete de- vam ettiğini itiraf eylemiştir. Bu çe- teler, beş yüz ilâ biner kişiliktir. Şang - Kay- Şek cephede Harkov. 30 CA.AJ) Mareşal Şang-Kay-Şek, cephede yaptığı tef- tişten bugün dönmüştür. Derhal u- mümi karargâh erkânım toplamiş ve 'askeri vaziyet hakkında büyük bir nikbinlik izhar eylemiştir. Harbi idare eden Japon kumandanlarına göre... Paris, 30 (A.A.)— Paris-Soir gezete si Şanghaydaki muhabirinin Japon amirali Hasegawa, Japon kumanda. nı general Matsui ile yapmış oldu- ğu görüşmeleri neşretmektedir. Amiral Hasegawa, şöyle demiştir: “Ehemmiyeti cüzi bazı, hâdiselere rağmen Fransa mınlakasındaki me- murin ile iyi münasebetlerde bulun maktayım. Hainan adasıns Çinlile - rin asker ve gemi yığmaları takdi- rinde lasrruz etmeği tasavvur ediyo ruz. Ben Hankovdan ziyade Kan- tona taarruz edilmesi taraftariyım, Fakat Hongkong'a hiç bir zaman ta- arruz etmiyeceğiz.,, General Matsul ise bilâkis şöyle demiştir: “Ben. Japon aleyhtarı tahrikâtçı- ların karınca gibi kaynamakta ve tet hiş faaliyetlerine serbestçe devam etmekte oldukları Fransız mıntaka- merikan teşriki mesaisi ihtimalinin teressüm etmekte olduğuna katl bu - lunmaktadır. Bu teşriki mesai, Japon ların efal ve harekâtına bağlıdır. diyor, Komünistlere göre Fransanın komünist Humanite ga- zetesi, İtalyanın yakında Akdenizde bir tearruzda bulunmasından ve ge- niş mikyasta İspanyada bir müdaha- le yapmasından endişe eden ve hali- hazırda demokrasilerin vaziyetini zâ- İa düşürmek istemiyen B. Chau- temps'in, B. Delbos'un Cenevredeki faaliyetini itidal dairesine sevket - miş olduğuna kafl bulunmaktadır. Bu halin B. Chautemps'in İtalyanın bir harekette bulunmasına müsamaha karar ver miş olduğuna delil teşkil et. mekte bulunduğu söylenil « mektedir. Biz, itirazın kuvve- tini ihmal etmiyoruz, Fakat bu itiraz iki cevabı davet eder: Eğer Fransa, İtalyanın İspanyada bir harekette bu Tunmasına müsaade etmemiye azmet miş ise bunu açıkça söylemesi icap eder. Eğer Fransa. şiddet hareketle- rinin önüne geçmek istiyorsa Uzak Şarktaki bu kabil hareketleri derhal tevkif etmesi lâzımdır. Sulh cephesi devletlerinin zâfları esasına istinat e- den Alman - İtalyan plânı, Japonya- ya karşı hareket edecek olan sulh ta- raftarı devletlerin müşterek hareket- sı memurlarından hiç be memnun değilim. Eğer Fransız memurları bu faaliyetlere nihayet vermiyecek, mül teci askerleri silâhlarından tecrit et- miyecek “olurlarsa Jâpon makamatı bundan müteessir ve müspet tedbir ler almağa mecbur olacaklardır.,, Aras-Delbos Mülâkatı (Başı 1 incide) " meral Huntizigere Ankarada göste rilen iyi kabulü ve Delbosun Ankara Yı ziyaretine dair haberin Türkiye © matbuatında nasıl iyi karşılandığını hatırlatarak diyor ki: “Fransanın aldığı uzlasıcı vazi- yet. Türkiye — Fransa ve Türkiye— Suriye münasebatının daha iyi inki- şafına müsait reyiâmi hazırlamıya yardım edecektir “La Temps” gazetesinin muhabiri, Cenevreden şunları yazıyor: “Bazı ecnebi matbuatının mahsus vahim bir şekil aldığın haber verdik leri mesele. dostane görüşmelerle ko laylaşan mükemmel bir istikamet al Eden ve Delbos Cenevre. 30 — İngiltere Haririve nazırı B. Eden ve Fransa hariciye na giri B. Delbos hükümet merkezlerine döndüler