indisi ilk günler enin adın ne taş dedem ? — Sana bir tekerlenen kah kaha ile ağlamalı. Ben dede deği Jim, Ne taş dedeyim, ne yer dede, ne ay dede,. Ben âbideyim, bir &bi de! Kanbur felekle cömert meyha necinin şereflerine, eş dost eliyle mezarlığa dikilmiş bir hayat âbide 8i! Bük bans! Ölüler ortak bana! Solmuş çelenk tak hana! Yaşamak yasak bana! Çakmağını çak bana, bir sigara yak bana! Meyhane irak bana! Oturma! Üstün tozlanır. Kalk ma ! yine kimsesiz kalırım. Git! ölüleri rahat bırak. Gitme! Dur git me! demim yok, demim! — Beraber gidelim. Sana çargı da dem sunayım. — Sen ne komik adammışaın yol Cu! Güldürme beni! Beraber gide mem, Bay usulü mungeret, Karaca ahmedin her kapısına bir yasakçı koymuş, beni şehre sokmazlar. — Seni otomobille götürürüm. — Soför bindirmez. — Araba ile götürürüm. — Sen söyle, neyle götüreyim. — Bir eskice püsküce tabutla! — Papucumun sol tekini. — Çok gelir, ihtikâr yapmam ! — Ne istersin? — Sadece adını. — Adımı mı? Adımı alıp ne ya ? — Hızlı deme onu. Adını ver, — Bir şişe rakıya “Muallim Ni had” 1 sattım desene, — Bay muallim Nihat! Bir fıçı getirirsem ne verirsin? — Papucumun tekini değil ya, sırnık bile vermem! Git işine, — Bir şişeye adımı verdin, bir fı gya.. — Ben bir damlasınden bile kur tulmak istiyorum. Beni kurtar, ca urmı değil ya, pantalonumu bile veririm. Tek beni kurtar. — Yaparsam adından sonra sa ımı da verir misin? — Sanımdari ne çikar? Sana me zar kovuklarında dem çeken, ölü etlerini bıçakla külbastı yibi doğra yan, insan kanlarını güverte suyu gibi süpüren muallim Nihadın ma salmı söylerim. — Ben de onu istiyorum. Kurtaracak msm? Başkası nm meyhanesini kapat demiyorum. Benim şişemi kır at! Yapabilir mi sin? » — Söz! — Fakat dinlerken komiklik et miyeceksin | — Hadi, bizim eve gidelim. — Sizin evemi? Acsipşey! Senin evin var mı? Senin evin de benim evlerim gibi mi? Bak! Ka. ranlık bastığı için pek göremez #in. Buradaki bütün kâgir evler, tuğla evler, çarpık evler, çökmüş evler, mermer evler, toprak evler.. Hepsi benim, Senin kaç tane evin var? — Bir tane, — Aradaki fark çok büyük! — Evet. Sen kendi evlerinde otu. ruyorsun, ben kirada, — Merak etme. Nasıl olsa sann da burada bir ev veren bulunur, — Hadi, dayan koluma. Selimi yede bir araha buluruz.. Bay usulü muaşeretin bekçilerini tanırım, gör mezlikten gelirler, — Peki amma senin de adın ne? Bileyim, bakayım emin adamın ye rine mi gidiyorum? Yoksa, sonra “burasmı da elden kaçırırım!. — Benim «dm : Tan. — Fena değil. Sabah, sabah doğ duğun için mi 'Tan dediler, — Tahmin ederim. — Sakım değiştireyim deme. Ge ce mi çöktü, gözlerim mi karar Yor ? Seni görmüyorum, Göğü gör müyorum, Kız kulesi sönmüş mü? Ahırkapı feneri yanmıyor. Yavaş. Biraz beriden yürü, sağındaki çu kur derindir. Önünde sivri bir taş olacak, üstünden adım at. İleride dikenli tel var... İşte burada.. sola sapalım, üstünü taktırıp yırtma, Yavaş! Burada birkaç kurbağa var dır, basmiyalım Ne kadar karan Irk! Sen mi sallanıyorsun, benim mi dizlerim tutmuyor? Titriyor, sendeliyor, yalpalıyor, dili dolaşıyor, kolumu tutacak kudreti yok. Ben onun kolunu tutu yorum. Duraklayıp duraklayıp çet vefil mıpıltılarla konuşmak istiyor: Adamım! Vadime sadık ol da Yolda mey bul bana, mey bul yolda. Bir devrik mezar taşının yannı da biraz durduk, — Hoşkal Sarısaka! Ben bu & Jemden göçüyorum, Orasını beğen mezsem yine dönerim, bekle beni! Tuttuğum koluyla böğrümü dür terek: — Sen Sarmaka'yı bilmezsin. Bağdat seferinde Ayrrlıkçeşmesin den şu doldüracak yerde, tulumla rma şarap döldurmuş. Oracıkta br rakıvermişler; sonra butacğma gömmüşler. Yiğit bir adam. Ah baplığım eskidir. Şu köşeyi dönün. ©e şoneye çıkabilirsek çıkarız, ş8$1 rırda çıkamazsak geri döneriz, bu gece misafirim olursun, Yarn gündüz gözl ile gideriz. — Bir araba sesi var, bolaki boğ ola, — Vay, caddeye çıkmışız ha ! Ne hikmet, ne hikmet! Öyleyse yolda mey bul bana, mey bul yol da! (başmı arkaya çevirerek) Su rısaka! Hoşça kal! Toprağın sedir ola! Kız'laptal'a, semercinin gelini ne, Okçu Devuda, dini bütüne, bü tin eşlere komşulara selâm söyle. Gelmezsem beni unutmasmlar. Am ma mutlaka ne yaptp yapıp bir gün geleceğim ! (Arkası Var) Çin Tayyareleri Nankini Bombaladılar (Başı 1 incide) Dört Çin mürahhasınm Şimali Çin deki Japon başkumandanı general Matsui ile sulh şartlarını müzakere etmek üzere yakında Nankine gide- cekleri hakkımdaki haberler katiyyet le tekzip olunuyor. Şanghayın beynelmilel sahasmda tethiş hâdiseleri devam ödiyor, Ya- kalanan tethişçiler askeri makamla- ra teslim olunmaktadır, Bomba at - mak hâdiseleri, eksik değildir. Bir bomba Japon konsolosuna atılmış, fakat isabet etmemiştir. Kaizo isimli siyasi Japon meç - muası dahiliye nazırı Suctsuou ile yaptığı bir mülâkatı neşrelmektedir. Nazır diyor ki; “— Beyazların, sarı ırkların boyun larmdaki boyundurukları, ortadan kalkımalıdır. Tabil istihlâsm süratle tahakkuku, umum! bir iştinle bais olacaktır. Fakat iyice bilmeliyiz ki, ittihaz edeceğimiz ihtiyati tedbirler her ne olursa olsun, netive, ayni ola. caktır: Umumi bir iştial!,,, Mecliste Yeni Münakaşalar (Başı 1 incide) ra, şüra çağırılacak; deniliyor. Eğer böyle ise, Maarif Vekili arkadaşımız. dan soruyorum: Vekâlet ayrı, talim ve terbiye heyeti ayrı bir teşekkül müdür? Sonra. Talim ve terbiye heyeti ta. rafından, aradan geçen dört buçuk sene zarfında şüranm gözü önline ko nacak bir program yapılmamış mi. dır? Yapılmamışsa, Allah kuvvetle. rini artırsın, demekten başka çare yoktur. Eğer yapılmışsa, meydana ge len eserler, güra önünde hakiki isti. kametini bulsun., Vekil cevap veriyor Buna Maarif Vekil cevap vererek dedi ki: «.- Refik Şevket arkadaşımız di. yorlar ki, Maarif Vekâletinde bir Maarif Vekâleti, bir de talim ve ter. biye heyeti mi var? Eğer Maarif, merkez teşkilâtı kanununu mütalen bu yursalardı, göreceklerdi ki, bu maa. rif şürası da dahil olmak üzere, ta. lim ve terbiye heyeti maarifin merkez teşkilâtının içindedir. Ayrı, gayrı bir teşekkül yoktur.,, Saffet Arıkan, maarif gşürasınm toplans#mamasmı ve ta'ik sebeplerini de İzah ettikten sonra, sözlerini şöy le bitirdi: “ — Maarife istikamet verecek, yö netim verecek olan herhangi bir âli şüranm müsaade buyursunlar da gayet güzel bir rüznamesini hazır - layım, kendilerine takdim edeyim... Lâyiha, bundan sonra, Vekilin tek lifi veçhile müstacelen görüşülerek kabul edildi, Yardımcı muallimler Orta tahsil mekteplerinde yardım cı muallim çalıştırılması hakkındaki salâhiyetin üç sene daha uzatilma- #ı hakkındaki projenin müzakeresi csnasında yine B. Refik Şevket söz aldı: — Acaba, dedi; Maarif Vekâleti üç sene evvel çıkardığımız bu kanu nun, daha üç sene uzatılmasının kâ fi geleceğine kani midir? Sonra, bu sene içinde alacaklarını söyledikle - ri muallim yetişirme (tedbirle Ti nelerden ibarettir? Refik Şevketten sonra, Kâzm Nami söz aldı. O da mekteplerdeki lisan muallim vekillerinin yardımcı muallim olarak tayin edilmelerinin faydah olacağmı söyledi ve bu hu- susta bir de takrir verdi. Vekll verdiği cevapta, bundan üç vesalke göre talebe adedinin takri- ben, 7 — 8 bin kadar arttığını, ve bu nisbetin son zamanlarda 17—18 bini bulduğunu, önümüzdeki sene- de de 20 bini aşacağmı söyledikten sonra dedi ki: — Bu sıkıntıyı hisseden Vekâlet, talebe tehacibmü karşısında yardım - cı muallim bulmak için bu salâhiye- ti daha o tarihte almağa mecbur kalmıştır. 9 sene zarfında orta ted- risat kadrosuna 246 mualim getir miştir, Geçen sene buradaki Gezi Terbiye Enstitüsünde orta tahkil mu allimliği yapabilecek gençler yetiş - tirmek üzere tedbirler aldık. Geçen sene bu enstitüden 9 senede çkan 246 muallime mukabil kadromuza giren muallim miktarı 375 tir. Gele cek sene ve öbür sene bu miktar tekrarlanacak ve orta tahsil mual Hm ihtiyacmın oteminine çalışıla caktır, Bü kanım kabul edildikten sonra Üç gene zarfmda muallim ih- tiysemın yüzde 80—90 azalacağı ka naatindeyim. Vekilin bu izahatinden sonra, lâ- yiha reye kondu ve aynen kabul e- dildi, Fenerler İdaresi Bundan sonra Fenerler idaresine verilecek 500 bin liralık tazminat karşılığının ne suretle temin edilece- Hi hakkındaki projenin müzakeresi- ne geçildi. Kanunun heyeti umumiyesi hak- kında İlk sözü Emin Sazak (EBskişe- hir) aldı ve ezcümle dedi ki: — Encümen mazbatasında oku- dum. İdarenin tesis masrafı yüzde 0- nu geçmez, deniliyor. Böyle ise, bu adamlara verilecek cevap nedir?. Dünyanın en adaletli memleketlerin. de de olsa, bunları linç ederler? Biz bunlara 2 — 5 miyon lira tazminat, üste de 500 bin lira vereceğiz. Buna, benim aklım ermiyor, Paris Canavarı Doğurduğu ve emzirdiği çocuğu- nun «n vahşi canavarlardan daha kor kunç olduğunu öğrendiği halde Veid. man'ın anası oğlunu görmek Üzere | Almanyadan Parise koşmuştu. Za . vallı kadın, Veidman'ı görmek müsa adesini aldıktan sonra baygınlık ge. çirmiş ve hemen hapisaneye koşa - mamaştır, Katile anasmm kendini geldiği söylendiği vakit: — Anamı göremem! Diye bağır. mıştır. İstintak hâkiminin zorile ana sile karşılaşmıya ram olan Veid. man'a hapisane eliselerini çıkarıp, kendi elbiselerini giymek müsaadesi verilmiştir. İstintak hâkiminin odasma almari görmiye elleri kelepçeli oğlunu ilk defa gö . rünce birden inme inmiş gibi sende İemiş, rengi kefen gibi beyazlaşmış. tır. Anası bu büyük heyecan altında ezilirken, katil o tarafa bakamıyor. du, İki ellerile #rktığı başını anasma doğru bir türlü çeviremiyen Veldman küdıncağızın: .Barışı Tehdit Edenler ! (Bası 1 inelde) hütlerine riâyete azmetmiş olduğu- nu, fakat ayni muameleyi görmekten |, emin olmadığımı İzah etmiş ve “mu- ahede taahhütlerine bu risyetsizlik, hükümetlerde demokratik ve temsili şekillerden uzaklaşılması cereyanım takip eder gibi görünmektedir. Sulh. demokrasiyi aten, yahut demokrasiyi hiç tanımamış olan milletler tarafın dan daha çok ve daha vahim bir su- relte tehdit edilmektedir.,, demiş ir. B. Roosevelt daha sonra dahili siya set meselelerine temas etmiş yevmi- yelerin (o fazlalaştırılması ve sorma Ye ile işgi arasmda bir işbirliğinin te- sis edilmesi suretile satın alma kabi liyetinin arttırılması lâzım geldiğini azalacağını, yoksullara yardıma de- senesine nispetle arimıyacağını serma yenin sulistimaline imkân verilmiye- ceğini izah etmiştir. Düğünde Cinayet Mersin, (TAN) — Gülnarın İshak lar köyünde feci bir cinayet işlenmiş tir, Bir düğünde çalgı çalmak mese lesinden dolayı gençler arasmda çi. kan kavgayı yatıştırmıya gelen Mah mut, Sofu Veli oğlu İbrahim tarafın dan tabanca ile öldürülmüştür. Katil kaçmıştır. e ş Kaynar Su İle Haşlandı Yeşildirekte Tarakçılar caddesinde 12 numaralı evde oturan Civanın 3 yaşmdaki kızı Mart, mangalm üstün deki kaynar su üzerine dökülerek muhtelif yerlerinden fena halde yan. - | maş, Emin Sazak sözüne devam ederek şunları söylemiştir: — Bu idarenin masrafları neler- dir?. Tesis için ne sarfetmiştir ?. Hü- kümet bissesi nedir?. Devlete vermekle mükellef oldukları hisseyi ödemişler midir?.. Eğer bunlar hesap edilirse, üste de borçlu kalacaklar- dır. Emin Sazaktan sonra kürşüye ge- len Hüsnü Kitapçı, hiç bir tesis ser- mayesi koymadan, bu şirketin bu ş6. kilde satm alınmasından dolayı Ce. Iâl Bayar hükümetini tebrik etmeyi bir vazife bildiğini söyliyerek dedi ki: — Şirket, bize ancak geriye para vermesi lâzım gelen bir müessesedir, 500 bin lirs vermek hakikaten acık. dır. Bütçe encümeni nimma hatiplere cevap veren mazbata muharriri Raif Karadeniz şirkete verilen bu paran tazminat olduğumu söyledi. Bunun Üzerine bazı münakaşalar oldu. Kanunun müstacelen müzakeresi kabul edilerek maddelere geçildi. Daha bazı münakaşalardan sonra, kanun lâyihası hükümetin teklif et. tiği şekilde aynen kabul olundu, Meclisin tatili , Ankara, 3 (Tan muhabirinden) — Büyük Millet Meclisi, bu ayın on be. sine doğru kış tatiline girecek ve ta. til 25 şubata kadar devam edecektir. betbaht ana, ik! jandarma ortasında | anlatmış, daha sonra blitçe agığının | GEN-AZ. vam olunacağını, fakat vergilerin 938 | Anası İle Konuştu — Ne yaptm oğlum! Feryadmı du yunca yaralanmış bir sırtlan gibi ye. rinden frlamıştır. Ölecek hale gelmiş, helecandan bo ğulan anasile göz göze gelince, da- yanamamış ellerine doğru kapana - rak kucaklaşmak istemiştir. O sırada jandarmalar ana ile oğlun kücaklaşmalarma mâni olmuşlar, Veidman, arkadan memurlar tara fından çekilirken kelepçeli ellerinde kalan anasının ellerine dudaklarını sürebilmiştir. Zavallı kadın, biraz kendini bulduk tan sonra; — Oğlum, bütün günahlarmı söy lemek en doğru yoldur. Bunları sen mi yaptın? diyebilmiştir. Veidâman, her şeyi itiraf ettim, Söylediklerimden başka bir cinaye - tim yoktur, cevabını vermiştir. Betbaht ana oğlundan ayrılırken, Fransada artık kalamıyacağını, yal. nız keridisine sık sık yazmazsa 8on hakkını helâl etmiyeceğini hüngür, hüngür ağlıyarak söylemiştir. © (Gaziantepte Yol İnşaatı , Gaziantep CTAN) — Antep — Kİ — İslâhiye yolu üzerindeki büyük ye köprüsü tamamlandıktan sonra şose Üzerindeki birçok menfezler de ingâ edilmiştir. Bu şose Islâhiyeye çok yakınlaşmaktadır. Eksik kalan kısmı da gelecek yıl biti rilirse vilâyet çok mühim bir yol ka xanmış olacaktır. Fevzipaşa yoluyla İslâh'yeye gidenler o zaman Kilis ta rikile bu yolu tercih edeceklerdir. Gaziantepte avcılık Gazinntep (TAN) — Bu yü yağ murların zamanında yağmamış olma s1, ziraatçıları çok müteessir etmiştir. Nizip gibi ilçelerde kuraklık yüzün az mahani alınmıştır. Gecen Yi da beklenilen derecede mahsul olma muŞtI. Nizipte mahsul az Gazinintep (TAN) — Gaziantepte av merakı gitikçe artıyor. İnhisar başmüdürü Aziz Akmeanm teşebbüsü ile kurulan ve Halkevinde ilk toplan tısını yapmış olan Avcılar birliği, KÖY lerde av gezileri tertip etmektedir. Ilk geziler ve avlar çok muntazam ol muştur, Fransa - Yugoslavya Arasında Yeni Ticaret Anlaşması Fransa, Hariciye Nazırının Belgrad | da bulunduğu sırada Fransa ile Yu goslavya arasında yeni bir ticaret an aşması imzalanmıştır. Bu yeni anlaş manın esasları şunlardır: 1 — Transfer muamelelerinin mer kez bankalarında temerküz ettirilme si şartile tediye serbestisi ve kliringin ilgası. 2 — Ecnebi memleket lehine mun zam bir plâfon tanmması kaydile, mü tedahil matlübat Leşekkülüne mani olmak üzere mübadele muvazenesinin kontrolii. a Altı Gram Esrar Bulundu Kendini bilmiyceek derecede sar. hoş bir halde Beyoğlunda dolaşırken | polis merkezine getirilen Mahmut | Şevketin Üzerinde altı gram esrar bu Yunmuştur. ki “Öz Dilek,, 6 Yaşında Hudutlarımız haricinde bir kasaba da iki yaşıma girdikten sonra Lülebur güza taşman “Öz Dilek,, gazetesi, ye ni yurdunda 3 sene fasılasiz çıkarak 6 yaşma girmiştir. Tebrik ederiz. Mısır Parlâme tosunda Şidde «js Hâdiseler (Başı 1 incid meşini isteyince Mahmut Paşa hinde ve aleyhinde vuku bulaca) tün nümayişleri bertaraf edece söylemiş ve nümsyişçileri de dağılmaya davet etmiştir. Nümayişlerde yaralananla Kahire, 3 (A.A.) — Son günl payitahtta sükün hüküm sürmüş | de bazı eyaletlerde Nahas Paşi Vefd partisi lehine nümayişler ol ve polis ile çarpışmalar vukua miştir, Tantada bu gibi nümay esbasında 45 kişinin yaralandığı lenmektedir. Vefd partisine mensup gazet yeni hükümete şiddetle hücumda vam etmektedir. Diğer gazeteler ise, bugün ilk! olarak, seçimin taliki ihtimali! bahseylemektedir. Bunun için gt rilen sebep, Son seneler zarfında fusun çoğalmeaat dolayısile, yeni çim listeleri tanzimi İzumudur. ise uzun zamana muhtaçtır. Tah olunduğuna göre, parlâmento a8 üç ay toplanamıyacaktır. Kahire, 3 (A.A.) — Yeni kel neraretlerde, vilâyet idarelerindi matiunt direktörlüğünde tasfi başlamıştır. Yalnız dahiliye nez tinde, bir kısmı büyük memur of İ üzere on dokuz kisi azledilmiştir BULMACA i — Bolluk (çokluk) — 2 — Peygamber (arapça) — Den narında çoktar 3 — Dikiş dikme — Topluluk 4 — Eseğin garip bir adı $ — Demir fabrikasmn karuld 6 — Olüm vadesi — Ince yarış 7 — Ateşli bir hastalık — Şenlik 8 — Vilâyet — Tuyan eden — Göz 9 — Afi 10 — Bir nevi küçük balık — Rabat © YUKARDAN AŞAGI: 1 — Bir şeyi semirtmeye koymak 2 — Bir nevi meyva — Suka 3 — Kekemelik, 4 — Bir nevi halk oyunu $ — Para makabilinde oyun — E © — Bir aza — Emir sizası — $i 7 — Mezar — Ehli hayvan 8 — Ulak — Bir aza 9 — Sarmış ip — Ne sıcak ne 10 — Masseden — Uzun baston TOPLANTILAR | © DAVETLER BUGUN; * Bu akşam saat 20,30 da Beinğfi kevinde Univerelte coğralya doçenti Darkat tarafından Istanbulun Ucoğf. mevzulu bir konferans verilecektir, * Universite edebiyat ordinaryür sörü Bomsert (tarafından bu akşim 18,30 da Beyoğlu halkevinde Çİ mevzulu bir konferans verilecektif, HAFTA IÇINDE: * Beyoğlu halkevi tarafından trt