pe m e Pa ağ SİM A Şe EE” A DE EE O aw “ Minarede Müezzini Kavgada Bir Taşlıyan Meşhut suçlara bakan Mü matya kilisesi karşısındaki şudur: Kaymakama Hakaret Davasında Dün Asliye i mesinde Beyoğlu K. devam edilmiştir. © çarparak öldürdüğü sini yapacağını söylemiş, başka bir güne talik edilmiştir. Kömür Kayığında İşlenen Cinayet Dün sğır ceza mahkemesinde bi öldürme davasının muhakemesin. başlandı. Tora İalarmdan Kemali öldürmüştür. Davacı yerinde * lerin çağının niye İs Evvelki Gece 45 Şüpheli Kadın Yakalandı Emniyet direktörlüğü ahlâk zabı cası memurları, unda 45 şüpheli kadınla habbet tellâlı,, yakalamışlardır. Sn a istlik Davası Bir Komün Dün ağır ceza mahkemesinde bir komünistlik davasına devam edil yniştir. Muhakeme, gizli olarak ya © pılmıştır. Davunt ruh, Lâz Mehmet, Mustafa, Ali, Hi © risto, Reşat, Ahmet, Halil Irgat, Ha- ” sandır. Muhakeme şahitleri çağırı) ması İçin talik edilmiştir. üncü ceza mahke akamı Bay Da nişe hakaret ettiği iddin edilen Sait Pişa zade Vehbinin muhakemesine Bay Vehbi jandarmayı otomobiline için bir ay hapse mahküm olmuş ve hüküm katiyet kes iği için bapisaneye nakledilmiş- tir, Kendisini mahkemeye dün bir jan darma getirmiştir. Mahkeme son saf basma geldiği için, suçlu, müdafaa- duruşma m Çetin adlı bir genç. ” Şilede kömür kayığnda kayık tay- Kemalin karısı Tâtife vardı, şahitler dinlendi, yüz- Jeştirildiler. Muhakeme gelmiyen şa- «için tehir edildi. velki gece Beyoğ- 14 “mu suçluları Ali Fer- Çocuklar Mahküm Oldular ddetumumi muavini Hikmet Sonel, dün bir müezzine hakaret davasını tetkik etmiştir. Şikâyetçi, Sa- camiin müezğini Adildir. İddiası Milezzin Âdil, evvelki gün yatsı © ve ezana başlamıştır. Ezanm “Hay- din namaza, haydin namaza!,, cüm- lelerine geldiği zaman aşağıdan taş yağmuruna ve “yuha!,, tufanma uğ- ramıştır. Ezanı bitirdikten sonra 2- İsağıy: tü 16 ve en kü çüğü 12 yaşında olmak üzere Artin İoğlu Mihran, Keork oğlu Nubar, De- de oğlu Matruş adlı ilç çocuğun hâl kendisine hakaret ettiklerini ve: “Ki lise karşısında sana ezan okütma- "2... dediklerini duymuş, kendilerin polise yakalatmıştır. Suçlular kendilerini müddeiumumi nin karşısında şöyle müdafaa etmiş- lerdir: — O sırada minarenin arkasında- ki karanlık sokağa birisi saptı. Biz İonun için yüha diye bağırdık ve ona taş attık, Minareye ve müezzine de- iL İ Suçlular asliye dördüncü ceza mah İ kemesine İ çocuklarım suçlarını sabit için en büyüklerine 45, diğerlerine de otuz beşer lira ağır para cezası ver- miştir, ir *| OB. Rasih Kaplan Bir Kaza Geçirdi Antalya Saylavı Bay Rasih Kaplan! Et birkaç gün evvel bir kaza geçirmiştir. | Hıfzı isminde bir çocuğun kullandığı| velesbit saylava çarparak ayağından ta olduğu Meserret ot Gilmektedir. Müddelumumilik, tahki- kata başlamış, dün de tabibi adil En- ver Karan kendisini muayene etmis- tir. Ayağı alçıda olduğu için bir ayl sonra tekrar muayenesine lüzum gö. İ rülmüştür. ide tedavi e- | ge Metresini Sivri Bir Demirle Yaralamiş Taksimde Taşkışla arkasında otü- - İran Gazhane amelesinden Sivaslı Ki mil geçimsizlik yüzünden çıkan kav- » İga neticesinde metresi Sabriyeyi ncu sivri bir demir parçasile sol meme- - İsinden ve beş muhtelif yerinden ağır surette yaralamıştır. zanmı okumak için minareye çıkmış | | ga istemediğim için: yerime döndüm. ika verilmişlerdir. Mahkame, | gördüğü | Parmağını Kaybetmiş ! Dün asliye ül ceza mahkeme- sinde bir di ralama davast- Da bakılmıştır. Devacı eskiden Er& mofonculuk yapan Izidor Berman ad) lı bir gençtir. Suçlu da Taksimde Ay- dede caddesinde Ariyel apartımanın- a da 5 numa ilatmıştır: iyetinde bulunan | , esli im kayınbiraderim İdi. Kızkardeşini iki sene evvel boşa alâkam kalmadı. Hattâ mdi Romanyada evlenmiz- | ör bile, Geçen sene yılbaşında Lon- | dra birahanesine gittim. Saat 24 te dansa kalkmıştım. Bu da orada İdi. Yanıma geldi. Bana çatacaktı, Kav- aat üçte kapıdan çıkarken, yolumu esti, bana boksla vurdu, Orta par- mağım kırıldı. Eğer. elimle kafamı ım ölecektim, Ben haya- tımı piyano çalmakla © geçiriyorum. Halbuki parmağım sakat kaldığı için şimdi hayatımı kâzanamıyorum. Hem tazminat İsterim, hem de kendisine cezu verilmesini, Suçlu, her şeyi inkâr etmiştir. Mu- hakeme şahitlerin çağırılması için bağ güne bırakılmıştır. ei Filyosta Bir Tren yaralamıştır. Rasih Kapisn, oturmak |lât İnü bilen makasçı, bu ani geçiş karşı Kazası Çankırı, (TAN) — Aym sekizinci geçesi, Ankara - Zonguldak de miryolunun Filyos istasyonunda feci bir tren kazası olmuş, dört vagon ve komotif parçalanmıştır. “T#Sİ udur: Çatalağzından tam saat 18 de kal. kan marşandiz treni, 18,35 de Filyos istasyonuna gelmesi lâzımken 17 da-'* kika evvel istasyon civarına vârmiş- r. Trene daha bir hayli vakit olduğu sında şaşırmış, buna rağmen yol aç- mak için bütün süratile makasa koş- muştur, Fakat hiç birşey yapmağa muvaffak olamadan tren depo hattı- na girmiş, burada duran lokomotifle re ve vagonlara şiddetle çarpmıştır. Bu sadame neticesinde iki manevra lokomotifi parçalamış, trenin o komotifi ve üç vagon da biribirine girmiştir. Şeftiren Ahmet bu ankaz arasında sıkışıp Kalarak feci bir şe- kilde ölmüştür. Bir de yaralı vardır. YARIN AKŞAM Saat tam 9 da sinema MELEK Sinemasında mevsiminin ilk muhteşem filminin gösterilmesi şerefine Büyük ve Resmi Sinema Müsameresi La Dam O Kamelya nlerin, sevilenlerin, aşkı tanıyanlar: filmi Baş Rollerde: GRETA GARBO - ROBERT TAYLOR LİONEL DIKKAT: Yarı sr numaralıdır ler hazırlan: Halkımıza hoş FOLI CAZ ORKESTRASI Yalniz yarın geceki resmi müsamere için SMOKING veya FRAK MEC- BARRYMORE eceki müsamere için loca kalmamıştır. Bütür koltuk bir vakit geçirtmek için bir çok sürpriz 'EMİN EDİLMİŞTİR. Sinemacılığın ve şimdiye kad takdim edebileceği sr görmediğiniz fevkalâde temaşayı Buzlar perisi SONJA HENİE nin temsili DEVLE T KUŞU Fransızca sözlü filminde, bu Perşem be akşamından itibaren SARAY SİNEMASINDA görecek ve & geğiimevveş çarşamba MÜNİR NUETTİN hayrette lncakamiz. AMI Sat Zi ae Konseri Mevsimin en büliyük “Türk Sinemasında: Eğlence Haftası ÇiFTE KUMRULAR" görüp te sevmemek imkânsızdır. LİLİAN HARVEY - HENRY GARAT Çünkü asri bir sevişme, modern SARAY KONSERİ m MARTHA EGGERTH lik Fransızca filmi TÜRK Sineması Ertuğrul Sadi Tek Bu gece (Suadiye) plâji kışlık kısmında SEKİZİNCİ Istanbul m Şe Dram kısı Sant KURU 3 perde 16 tablo on a- Tekduğme Çift konlu oparlör Kırmızı lâmbal Berrak ses Mükemmel kalite * lili ir Tiyatrosu İRÜLTU bir evüilik - müzik ve eğlence. YENİ NEŞRİYAT vi tarafından neşredilen bu aylık kül ür dergisinin son 20 inci sayısı da çıkmıştır. v FRANSIZCA KONUŞUR MUSU. NUZ? — Profesör Doktor V. Hayri Berken tarafından haftada bir çıks- rılan bu türkre - fransızca lisan ga- zetesinin 60 ıncı sayısı İntişar etmiş- tir, . POLIKLINIK — Bu aylık 'Trp mec muasının 562 nci Mv cıkmıştır. Güzellik — Filozofi ve estetik çü- zellik hakkında M. Adalan tarafın. dan yazılan bu eser Bursada kitap halinde çıkarılmıştır. ÖLÜM Hicaz demiryolu evrak müdürü merhum Bay İbrahimin kızı, avukat | | Bay İshak Tevfiğin yeğeni, Nibat | Bartu, Nezih Tabar ve Avukat Aziz İ Tahsin Berkand'ın haremi Bayan Müveddet Berkand'ın kız kardeşi Ba- yan Nafia Tabar genç yaşında Alla- hm rahmetine kavuşmuştur, Cenaze namazı bugün öğle vakti Bayezit ca- Günün programı — Istanbul İ OĞLE NEŞRİYATI 12,80 Plâkla T i Havadis 13,05 Muhtelif plâk neşriyasİ 14 SON, AKŞAM NEŞRİYAT: 1530 Plâkta dans musikisi 10,305 Armonik solo: Şiller tarafından 1939 Konferans: Beyoğlu Halkevi namına Cnhisarlar hakkında) Ihsan “Arif? Gökpmar, 20 Mustafa ve arkadaşla” rı tarafından Türk musikisi ve arka daşları tarafından Türk musikisi ve balk şarkıları 20,30 Ömer Rıza tara- fmdan arapça söylev 20.45 Vedia Ri? za ve arkadaşları tarafından Türkü İmusikisi ve halk şarkılar, (sast aya- ALTIN YAPRAK — Bafra Halke- | ri) 21,15 Orkestra 22,15 Ajans ve bor? sa haberleri ve ertesi günln pirogri-$ mı 22,30 Plâkla sololar, opera ve ö-ğ peret parçaları 23 SON. ; SENFONILER 21,30 Bükreş: Senfonik konser (Smcta- a, Chopin, Gotovat). 22 Varşova, Lem» bergi Senfonik konser, HAFİF KONSERLER Berlin kısa dalganr: Sabah konse- Hi (8,18: Devamı). 920 Paris kasa dalga Piâle-9 451 Ke 10301 Weza. 11.50) Kezi | Sera Bene Balm lenceli orkestra konseri (14430: Meyan)» 14,15 Paris ka dalgası: Marsilyaden konser nakli, 15 Paris kısa dalgası: Nis. den konser nakli, 19,03 Bükres: Herif'plik #nusikisi, 1925 Varşova: Plik musikisi, 20,10 Lâypsig: Karmık eğ'enceli program 2035 Bükreş: Mandolin konseri. 21 Ko- lonya: Leo Fysold orkestrası. 21.10 Vi- yana, Grâz: Küçük akşam konseri, 21,40 Prag kısa dalga Conte de fees) den bir süit, 2230 Nis! GG. T. konseri, 23 Stokholm: Hatfi musiki, 23 orkestra ve gitar musikisi. 23.50 Kölüüyâ: Gece musikisi. OPERALAR, OPERETLER 1930 Peşte: Varner'in (Tristan wnğ minde kılmarak Edirnekapıdaki aile makberesine defnedilecektir. İsolde) 'operasi. 20 Berlin ksa dalgası : Neşeli operalardan hafif havalar... Ve apnra gülerek ilâve etmişti: ni ben de merak etmedim değil! Bir müddet nazlandektan sonra Halit muvafakat et miş ve küçük hanımlarm en uzun boylusu bir meş- Jahn bürünüp elbisesini kendisine âriyet vermisti, bu, gül kurüsu renginde bir elbise idi. Başma işlemeli bir tül başörtü bulmuşlar, konudan komşudan tedarik edilen iğreti saçlarla adeta bir peruka yapmışlardı. Ve gül kurusu rengindeki bu elbise ve başındaki iğ- reti saçlarla delikenl! o kadar kiza ve müstesna bir kıza benzemişti ki, içinde yıllardan beri gizlediği te- essürü anneleri Mediha artık açığa vurmuş, birden cogan bir muhabbet ve gururla oğlunu kucaklayıp öperken: “.— Ah benim güzel evlâdım! Ne olurdu, zavallı, Seniha da sana benzeseydi!” diyivermişti Ağabeyisnin etrafında o vakte kadar dudakların- da donuk bir tebessümle dolaşan Seniha birden aci Acı gillmüş, ve rengi sapsarı, oradan kaçmıştı. Bütün Asrerlera rağmen tam üç saat kapalı kaldığı odasm- dan indiği vekit te, yine hep ortalıkta sessiz dolaşan ayni zayıf kızdı. Fakat, korkunç denecek kadar sa- rarmış rengiyle kıpkırmızı gözleri, odasında uzun ve gök şiddetli bir buhran geçirmiş olduğunu anlatyor- du. Apnesile arasında o ün lâfı bir daha hiç geç. miyecekti, Fakat artık bir daha da Seniha annesine sokulmadı. Ve armesi arada bir, nadiren, bayram ve kandil gibi sebeplerle kendisini öptükçe, her sefer Senihanın içine gelen düşünce şu oldu: “Muhakkak ki İğreniyor benden.. Beni iğrene iğrene öpüyor. Şu hal. de bu oyuna, bu yapma sevgiye ne lüzum var!" Bu- Bunla beraber, Seniha o günden evvel güzel olduğuna dair zanlara hiç te düşmüş değildi. Fakat kendisinin çirkinliğine annesinin bu derecede emin bulunması Kıza dokunmuş, annesinin kendisini hiç sevmediğini, işte ancak o gün tamamen anlamıştı.. Kuzguna bile Yavrusu anka görünür dendiği halde bu ne biçim bir IAS PM, | eş ana idi ki kızının çirkinliğinden katiyen emin bulu- nuyor, bunu açıkça ilân ediyordu! Babâbaları Cemal Paşa tekaüt edilince eve giren paranın mikdarı birdenbire azalmıştı. Ve Avrupada devlet hesabına maden mühendisliği tahsil ettikten sonra da uzun bir staj devresi geçirmek üzere daha iki yıl orada kalan Halidin bu müddet zarfında aldı. ğı tahsisat nedense az sayılarak kendisine her Ay para göndermek (oüsulüne devam iş, bu usule daha iki yıl riayet olunmuştu.. Bunun için de eldeki birkaç parça irat satılmış ve daha sonra köşk- te kıymetli ne varsa hepsi çarşı yolunu tutmuştu. Bu eşyanın büyük bir kısmı Senihaya çeyiz olabi. lecek, bir gün Senihanın hanımı olacağı evde işine pek yarayabilecek şeylerdi. Satılmaları hakkında ilk önce bir tereddilt devresi geçiriliyor, Sonra da: “— Aman çocuk yabancı memleketlerde sıkılma- em, İnşallah Avrupadan dönüp yüksek maaşlara ge çince bir tanecik kardeşine o daha alâlarını alır!” deniyordu. Seniha ağabeyisinden kendisine karşı en küçük fe dakârliğın bile istenmiyeceğini, fedakârlıkların nız ve ancak kendisinden istendiğini bilmiyor de; Lâkin hiç bir defa itiraz etmemiş, ses çıkarmamış, “bu da benim hakkımdır. Ben sizin evlâdınız değil miyim? Benim boğazımı doyurmakla bana karşı her borcunuzu yapmış mı oluyorsu dememişti. Ve Senihanm bütün fedakârlıklarına ve feragatlerine karşı Halidin Avrupadan bir gelişinde de ona güzel ve kıymetli denebilecek bir hediye getirdiği vâki ol- mamıştı. Hediye diye aldığı, ve Parisin yahut Berli- nin en büyük mağazalarında binbir çeşit arasından seçtiğini anlatıp büyük kutularm Kat kat pamukla- rından ağır ağır soyup çıkardığı şeyleri, Bey, ortahalli mağazalarında bulmak pek mümkündü, Bu- nunla beraber, ânnesile babası her sefer bu hediyele- ri âdeta bir mucize görüyormuş gibi hayret ve bay- ranlıkla seyrederler, sonra da: « — Seniha, bak ağabeyin seni e ka «— Bak be iyi bir AA var, Seni har” diyerek kızın şükran ve minnet göstermesini âdeta emreder- lerdi. Zorla kendisini sevmelerini Seniha hattâ babasm- dan ve h annesinden de istemek İçin kendinde hak görmezdi. Bunun için de kendisini sevmiyerek ağabeyisini sevdiklerinden, ağabeyisini kendisine bin kere tercih ettiklerinden dolayı onlara kızmıyor, on lera karşı kine benzer bir his beslemiyordu. Fakat hiç değilse tahsiline ehemmiyet vererek İstanbulda- Ki kız idadisine veya kız muallim mektebine gönder selerdi! Bu mekteplerin birinden bir şahadetnamesi bulunsa, hiç değilse babası gözlerini yumduğu vakit hoca olarak hayatını kazanırdı. Fakat bunu da yap mamışlar, rauallim mektebindeki kızlar şuradan bu- Tadan gelme fikara evlâdı olduğu İçin bir Ferik Ce- mal Paşa kızmın onların arasında yaşamtyacağını açhanebaşmda bulunan ve nihari olan Kız idadisi için ise tâ Erenköyünden kalkarak ir genç kızın her gün tek başına oraya kadar gidip gelmesinin asla münasip olmıyacağına hükmetmiş. lerdi. Seniha biliyordu ki bu yolu gidip gelmede gör- dükleri yegâne mahzur yol masrafıdır. Fakat beyhus de olacağını düşünerek ve belki bunda da feda edil» mekte acı bir zevk bularak ısrar etmemiş, tahsilde devam etmemeyi de kabul etmi: 'e işte bütün'Ha: yatında babasmdan kalacak çok küçük bir aylıkla'si rünecek, yahut ta kardeşinin evinde bir #sığıntı şek linde kalacaktı. Ya Ucüncü “htimal, bir kocaya'vari mâk ihtimali? Buna Seniha hiç bel bağlıyamamış bu ihtimal Üzerine istikbalini kurmıya £ kızların ön hayalperest oldukları yaşlarda da ret edemieniğ” ti. Hayat gittikçe çetinleşiyör, erkekler gittikçe en faatperest oluyor, babaları nüfuzlu ve mallı kızldr gittikçe daha fazla aranıyordu. Ve Cemal Paşa hür- riyet ilân edilir edilmez tekatde sevkedilen ve vapiir ” larda, trenlerde ve mahalle kahvelerile selâmlık ödü” larında dünya sivasetine yeni bir nizam vermek'â meşgul olan hesapsız paşalardan, ay başını iple ceken hesapsız mütekait paşalardan biriydi. Onun hem dö çirkin kızına kim tamah ederdi?. vi Bununla beraber, kendisine bir gün iyi bir kısmet çıkıverdi. Köşk komşularından babası g'bi mütekâit bir Feriğin yaşma göre eline epey para göçen genç oğluna istendi, Lâkin vaktile pek müreffeh günler görmüş olan ana baba, kızlarına çeyiz yapacak ve dü- ğün masraflarına girişecek bir halde değildiler. Ya- hut bunlari yapmaktan çekinmezlerse, artık Halide ilâve cep harçlığı gönderemiyceceklerdi. Delikanlının bütün kusurlarını çok kısa bir araştırma neticesinde keşfediverdiler ve duyup öğrendikleri şeylere o ka- dar inandılar ve bunları o kadar müthiş buldular ki, daha derin tahkikata girmeyi batırlarına bile getir- miyerek reddettiler. (Avlener ves