9-11-987 r AN Gündelik Gazete cnebi 1400 Kr, 1 Sene YU >» Gây 400 > SAy sw > | 10 Lâş 30 > Mitietleraresi posa Itılhağına dahil olmu- etler için $0-16-9-3.3 liradır. 2800 Kr. 1500 » İGONUN MESELELERİ Programlaşma ve Plânlaşma Sayın Başveldi Celâl Rayarm din- kü mütlnnds bilhassa iki hususiyetin tebarlir ettiği görülür: Biri prozram- laşma ve plânlaşma, ikincisi prog- ramda baştan aşağı iş yihniyetinin hâkim olması, “Türkiye şimendifer inşuntında ve Banayileşmede plânlı ve programlı çalışmanın tecrübesial yapmış ve mu- vaffakıyetli metiöeler almıştır. Şimdi B. Celâl Bayar, programlaş- na ve plânlaşmayı bütün devlet fa- aliyetlerine teşmil ediyor ve devletin müstakbel faaliyet yollarını göste - Ten etraflı bir program çizmiş bulu- huyor, Devletin. yapıcı vasfı pliânlaşmayı ve programlaşmayı bütün dünvad” bir yaruret haline getirmiştir. Prog- ram ve plân muvaffalıyetin en bü- vü Âmilli olmuştur. Çünkü programlı ve plânlı Hareket, vakit kazanmayı, Fandiimanlı ve rasyonel çolışmayı te min eder, Celâl Bayır hükümetinin ilerde göreceğimize şüphe olmyan büyük muvaffalayetlerinin en büyük sarrt bu olcaktır. B. Ödül Bayarm beyanatında göze| parpân ikinci hususiyet te 5 zihniye- | tiğir. Celâi Bayar, bütün meseleleri büyük bir İş adamı gibi ele alıyor ve| berşeyi bir iş alum zikeiyeti ile kav- ay ale el DAR EE müvalfalıyetini temin eden ba sihei. yet, yeni progranmda da kendisi İşin büyük bir muvaffakiyet âmili o- tacaktar. o Alman: İtalyan - Japon | Anlaşmasının Mânası Ahrünya, Ilalya ve Japonya ara- sında Romada İmzalanan pakt Av Tupa siyasetinde yeni bir devre açr yor, Bir defa bu pakt Avrupada siyasi bir blokun resmen teşekkii ettiğini gösteriyor, Şimdiye kadar menfast. leri müşterek devletler şu veya bu meselede birleşmekle iktifa ediyor, ta kat muayyen siyasi biok halinde ta- uzuv edemiyordu. Birçok meseleler- de Prhnsa ile ingiltere müşterek ha- teket ediyorlar, Fakst aralarında bir bakt imzalanmış değildir. Sovyet Rus Şa ile Fransa arasındaki anlaşmıya İngilizler dahil olmamışlardır. Al - Mmanya ile Italya da birçok meseleler- de beraber hareket ediyorlardı. Fe kat bu beraberlik resmi bir blok ha- nde taazruv etmemişti, Bu defn ar- tik, harpten evvelki ittifaklara ben- Ziyeh, bir ittifak karşısındayız. Bu Ütifak, dnziltere ile Fransaum da © Baslı bir tarzda anlaşıp birleşmelerini Ve belki aralarma Amerika ve Sov- Yetleri de alarak biiyük bir blok vü- &ude getirmelerini intaç edecektir. Menfsatlerin bu kadar Keskin hat- larin ayrılması, siyasi blokların tees- Süsü, cihanda salhe değil, harbe yar dim, elen âmillerdendir. Bü, paktın ikinci münası da, faşist devletlerin ortaya attıkları iddiaları tahakkuk ettirmek için, elbirliği ile Salışmıya karar vermiş olmalarıdır. Simdi artık Almanlarm müstemleke Meselesi, Akdenizde Italyan hâkimi Yeti meselesi, Şimali Afrika için tülyarın beslediği emeller birer birer “iaya çıkacak ve dünya yeni yeni Duhrantarla karsılaşacaktır. Kırkçeşme Suyu l Kesilecekmiş Birkaç gindür, Tan müstesna, bi. tün zazetelerin ikinci veya üçüncü Misfalarmda Belediyenin bir ilânı çı- yor; Belediye tarafından Kırkçeş- Ankaradan ————— arım saattir kâğrilar ü- zerinde o uğraşıyorum. Yazıyorum, bozuyorum. “İl ham mı yok, mevzu mu kıt?,, diyeceksiniz. Aksi, tamamile aksi... İlhamlar coşkun bir sel halinde akıyor. Ham malze- me taşkın taşkın var, Hem de o kadar güzel şeyler ki... Fa- kat gel de bunları sıraya koy ve kâğıt üzerine geçir... On köy dolaşmaktan geliyorum. “Türkiye nüfusunun on dört milyo- nunu, umumi hayatın büyük çark- Jarma bağlamak için bir sene ka- dar evvel bir teşebbüs hazırlannış- tı, Köylere yepyeni tarda bir piş- dar kolu gü lmişti. Işte bu ye- ai hareketin neticelerini araştırdım ve gördü ve kırtasi- yecilere bakarsanız bundan berbat, bundan usulsüz, bundan saçma bir r.bir insanm hatırma gelemez. fikri tenkit ederken dediler 'Buntu derhal unutmak, bir da- ha ağza almamak en mllnasibidir.” Işte bu, usulsüz ve kaidesiz fikir bem tatbik edildi, hem de kurulu usullere ve itiyatlara en aykırı ve en zıt bir şekilde... Kirtasiyeciliğin bütün mukaddes usulleri ayaklar altnda çiğnendi , gz "ben haber veriyo- rum: Ankaranın altmış 80- kiz köyünde kırtasiyeciliğe kargt a- elar işlenmiştir. Bu suçların mad ilin di yeni, mükem- “Tel MERtN binaları şeklinde köy» lerin ortasında yükseliyor. Yani delilleri ört bas etmiye imkân yok. Düşünün bir kere: İlk keşfi, son keşfi yapılmadan münakasalar ilân edilmeden, teminat mektupları alın madan hükümet mühendisleri tara İ fından hiç bir safhası gözden geçi- rilmeden, muvakkat ve kati kabul- lerile uğraşılmadan, bir tek kâğıt parçası doldurulmadan, bir tek dam Ja mürekkep akmadan Koca koca hinalar yapılmıştır. Bunlar için dev let parası sarfedilmiştir. Hem de nasıl? Para köylünün eline veril. miştir: Mutemetsiz, kefilsiz, kon- trolsüz, hesapsız bir şekilde... “Şu, bina için bizim sana yardımınız Şu kadar... Dilediğin gibi sarfet. Ust tarafını sen para ve entekle tamam la. Mektep senin kendi çocukların İçindir,” denilmiştir. Garibi şu ki: Devlet parasının her zerresi yerli yerine sarfedil- miştir, Birkaç ay içinde altmış s0- kiz köyde mektep binaları meyda- na çıkmıştır. Yüzlerce Türk çocuğu buralarda yepyeni bir ışık bulmuş- tur,” O te duyuluyor ki Celâl Ba- yar hükümeti, uzak maziden miras kalan eski, köhne, ölü usul- leri yıkacak, yalnız hayatın içiyde- ki eanlt ihtiyaç ve icaplardan ik ham «larak işler görecek. Öyleyse me sularının kesileceği bildiriliyor. Bu suyun kesilmesi şehrin sılhati, halkın su ihtiyacı ile alikadardır. Maksat halkı tenvir etmek ve şimdi- den ona göre tedbir almıya davet et- Wektir, Bu maksadı temin için de be- lediye bu ilânı gazetelerin en çök 0- kunan sayfalarmda, en görünür yer- lerle neşretmiştir. Bu bakımdan büyük bir okuyucu kütlesine hitap eden TAN'ın bu ilân- lardan İstisma edilmesinin sebebini ta İle alâkadar olan meselelerde, hal- kın bir kısmmı tenvir ihtiyacından vareste kalmak mlniktin midir? Su- inanmak istiyoruz. Çünkü bunu baş- ku türlü tefsire İmkân göremiyoruz. ruz, M. Zekeriya anlayamadık. Şehrin sıhhati ve hayr | TAN KOYDEN HA ER:1 “Usulsüz, yolsuz,, teşebbüsün yaman izleri üzerinde emen değ Yazan: Ahmet Emin Yalman GE b eek ppi Köy Eğitmeni köy haber vereyim il yeni rah ve yeni di bir lâböratuvar tetkikinden. geçmiştir. Yeni adımlar atarken, Dazari deli) uramıya zum yoktur. Gözümüz önünde çok canlı örnek- ler vardır. İşte korktuğuma uğradım: Bah- 8in bir köşesinden tutturdum, gidi yorum. Bunlardan, köyden getirdi- ğim haberlerin en sonunda, bir ne- tice diye bahsedecektim. Halbuki en ipldada kâlemimin ucuna geldi ve bir türlü ayrılmak istemedi, Şimdi sırasile bahse gireceğim. Evvelâ gördüklerimi, duyduklarımı anlatacağım. Neticeleri de en son- da çıkaracağım. Yalnız şunu söy- Byeyim: Bu kadar şevk duyduğu- ma bakarak mübalâğa edeceğime hükmetmeyiniz. Ben mübalâğıya kapılmaktan korkmuyorum, Yalnız mübaliğa eder görünmemek endi- gesile hakikati tam kuvvetile ifade edememekten korkuyorum, ir sene kadar evvel Anka- radan yepyeni bir ordunun çocuğunu okutayor ön kol göğt Bü Xold yetmiş dir insan Vurdı, Biri arla dolmuş i ayhi heye- Bi nevi ideal ve görünüyordu. canla çarpıyordu. Pişdar koluna mühimi: on dört milyon nüf; umumi hayatına de bağlamak gayesile ilk adımları at mak.. Bü umumi gayeve varmak icin ameli çare ari i sırada Maarif Vekili Saffet Arıkan hatırma sö le bir düşünce gelmişti: Köylüler arasından pskeri terbiye gör» müş, kendini (göstermiş, okur yazar unsurlar seçilecek, gibi sahalarda da nm yetilecek, s ek gençlerde yeni tiyaçlar uyandırılacak, İş unsurlar, bir mümkünse kendi köyü olmak Üze- re, köylere gönderilecek, köy co cuklarını ve gençlerini okutmak ve köye daha k bir hayatın #lle ısıklarını getirmek vazifesi kendile rinden beklenecek, Klâsik terbiyeciler bune şiddetle itiraz ettiler: Muallim mektebinde uşmle uygun tahsil görmiyen bir köylüye köy yavrularını okutmak *| gibi bir vazife nasıl emanet edile- bilir? Türlü türlü mahzurlar ileri Bürdüler. Saffet Arikan szminden şaşmadı. Bü, fe bu tasavvuru hu anlattı. Tam tasvip gördü. Ru ilhamın kuvvetile derhal işe sarıl- dı. eni ordunun pişdar kolu ge- cerken ben Ankarada idim. de verdikleri bir temsili gördüm. Bana şu kanaat geldi ki bilmediğimiz ve anlamadığımız bir wi ranir bir ki yaratıyoruz. Muharrirlerimiz, ro- mancılarımız da bu hayali tiple uğraşıyorlar. Ezberden yazdıkdarı- m okuyunca: “Köyü ne İyi anla- miş!” Çünkü yazılan sey- ler kendi haya! eki uydurma örneğe uygundur. Halkevinde temsil veren k ler, bir köy odasmin bir saatlik ha yatını o kadar tabil bir surette göz önünde eshlandırabildiler ki bende şu kanaat uyandı: Bu eğitmenler köyde büyük işler yapabilecekler ve köyden gelecek yeni tesirler, yeni unsurlar da biltün Türk varlığına yeni ve'ori cek bir kudrette bulunacak. gil fırsatta köye gitmiye ve İ eğitmen adr verilen bu ant muallimlerin neler y gözüm le görmiye karar verdim. Bu defa Ankaraya gelir gelmez Maarif Vekületine başvurarak fır. sat aradım, Bir de haber aldım ki ilk tedrisat genel direktörü Ismail Hakkı ve ilk tedrisat müfettişle- rinden Ali Rıza yeni binaları göz- den geçirmek ve eğitmenlerin nasl çalıştığını görmek için köy kây-do Jaşaceklar... Ben de aralarma kâ- nden başlıyarak Susuz köyü, Eryami, Tiyakulu, Mülk kö- Yünü, Tekkeyi, Anayurdu, Peçenek ve Bayrakcık köylerini gezdik. Gördüklerim ve duyduklarım hakkımdaki hikâyeyi gelecek yazı- da anlatmıya başlıyacağım.. Şim- diden haber vereyim ki bu hikâye- nin çok meraklı ve zevkli tarafları vardır, Fransız Mekteplerinden Şikâyet Harbiye mektebi karşısında Pran- &iz kız mektebi talebelerinden birka St bize gönderdikleri mektuplarda mekteplerinin tatil saatlerinin geç ol duğundan şikâyet etmektedirler. Bütün mektepler saaf dörtte dersle Te nibayot verdiği halde, bu mektep te tulebeler ancak beş buçukta ders lerini bitirebilmektedirler. Beş bu Jsuktan sonra ortalık karardığı İsenç kızlar evlerine gitmekte güçlük çekiyorlar, Bu mektebin talebeyi böyle geç va kitlere kadar mektepte alıkoymasma | cevaz var mıdır? . Zonguldak Maarif Müdür- lar hünresinin bu İşte zühul ettiğine! lüğünün Nazarı Dikkatine Zonguldaktan Çavuş zade Fahri Ö- j zen imzasile aldığımız bir mektupta deniliyor ki: — Mektebe giden küçük, büyük bü tün çocuklardan yüzük, bilezik ve kü peler çikarttırılıyor. Çıkarmıyanlar da mektebe or, Yüzük ve bile sik çıkarılmasmda mahzur yoktur. Fa ket, küpeyi katiyen bunlarla kıyas ©- demeyiz. Çünkü; İlk nazarda ehem- miyetsiz gibi görünen küpe, kulak- tan çıkarılırsa, kulak deliğinin kapan yansı ve bilyüdükten sonra küpe tak mak istiyenlerin tekrar kulak deldir. meleri gibi mahzurlu bir vaziyete yol aşabilir, Benim gibi, birçok aileler de Yüna raz ettiler., Aldığımız cevap şudur: “Çocukları şimdiden fanteziye alış tırmak İstemiyoruz.” Bu, makul bir sebep değildir. Çin kü, kadın, yaradılışının İcap ettirdi herşeyi yapmak ister ve yapar. Hiç bir suretle, bu haklarından mahrum bırakılmasını istemiyeceği de tabil- dir. Kuldı ki, kulak deliğinin kapan- maması için, çocuklarım kulaklarıma tak'lan ufak bir halka küpe fantezi Ustelik bu da saçlarm İ- mi sayılır, çinde görünmediği için zur tasavvur edilemez, Bu yanlış em rin, tamimi hususunda tavassutunu- zu rica ederiz.” TAN: Bu kararm almmasını hini bekleriz.,, . Açma Parası Ödenen Su, Neden Verilmiyor ? “Paga Ymanında (9999) numaralı su santi sahibi” imzasile bir mektup aldık, Okuyucumuz, bu mektubunda Kadıköy ve Üsküdar Sular İdaresin- icap ettiren baska sebepler yoksa, okuyu- cumuzun temennisi tamamiyle haklı ve yerindedir. Zongulduk maarif mi. dürlüğünden bu meseleyi tetkik et mesini ve yanlış emrin süratle tashi. FIKRA Hür ve Emniyetli Vatan Bazı memleketlerde cürüm, iazi. battan daha İyi organize olmuştur: Bizde aksidir. Jandarma, dağı ve po- Hs, sokağı emniyet altma almıştır, Bizler gehir ve kır yolların ser seri haracma mahküm olduğu devir. lerden geliyoruz. V ne olduğunu anlamak için, o devirler» de, halkm eşkiyaya destan okuduğu» mu bilmek Cümhuriyet yalnız s6; zibat değil, onun «hlük ve itibarın İda kurmuştur, Birçok eksiklikler 6- labilir: Onlar da kalmamak ki, todbirlerimiz arasında, dünl titüyü de açtık. Bu topraklarda bütün Osmanl ta- rihi can, mal ve ırz emniyetsizliği &- çinde geçti ve göçlü. Köy devlet elin- İden derman istemezdi. Devletin hal- ka karşı eski zulüm vasıtası, bugün, halkı devlete yaklaşıp istudıran te- mas vasıtası olmuştur. Hür ve emniyetli bir vatan içinde hür ve emniyetli bir vatandaş: Nice nesillerin bu hasretini bizim gönlü « miizden elimhuriyet gidermiştir, — FATAY amam Limanda Bir Vesait Buhranı Başgösterdi Limanda iş hacmi günden güne artmaktadır, Son zamanlarda limana fazla vapur gelmesi ve yeni gümrllk kararnamesinin geniş miky: lâta meydan, i man faaliyeti üm Hmanda hir vesait buh Tanı başlamış Bu vaziyet kargısmda Liman şlet- diğer Kmanlardan birçok vesnit kiralamıştır. Fakat bunlar da İ mevcut sıkıntıyı gidermemiştir. Yeni yaptırılmakta olan mavnola- rın bitmesi ve servise verilmesi de 4, 5 aylık iştir, Liman İşletmesi, bunun üzerine Pi- te gibi yakın ecnebi limanlardan kâfi miktarda mavna ve duba almıya ve- me Idaresi ginde bu vesajti limanımıza getirte « cektir. VR Şark Demriyolları Heyeti Toplandı de bulunan Şark De 'keti dün, saat on birde Devlet Demiryolları 9 un cu işletme idaresinde bir umumi he» yet toplantısı yapmıştır. İçtimada t- Yanmak flzere Avrupadeki hinsodar i İlhami Gök, İki « da müfettiş Şev suşlardır. ce tastiye heyetine hiyetle tilmesi hak aki teklif müzakere ve kabul olünmuş, idare heyetinin hos şer. sut Vekâlet, ket hazır bulur Toplantıda ev »rin genişle « | sapları tetkik & sie İnzıbat Komisyonuna Verilen Komisyoncular icesinde muame İelerinde yolsuzluk görülen 35 komls- yotcu hukkında icap e rabıtlar yapılı misyonuna W. âr inzibat ko Muameleleri bu takdirde t ederek diyor — Kapalı bulunan suyumu açttr. /mak İçin istenilen (50) kuruş açma Parasını 2$-10-937 tarihinde 12008 nu maralı makbuzla Kadı ve havali. si sular /deresine ödedim. Aradan ge çen beş gün içinde suyumu açmak İ- çin hiç bir memur gelmedi. Halbuki, eski şirket zamanımda bu işler daha yi ve İntizamla görülüyor, açma pa- rası ödenir ödenmez abonenin suyu derhal acıyordu. Şimdi bu işin neden geciktiğini öğ- renmek İstiy Lütfen sorunuz, bu müddet içinde hariçten tedarikine mecbur kaldığım vüksek ücretli #n