i Değerli binicimiz Yüzbaşı B. Cevat bir mâniayı aşıyor Ordu Atı İçin Tertip : Müsabaka Ba Subaylarımız arasında bir ordu atı müsabakası tertip edilmiştir. Bu ayır yedinci günü başlıyacak olan müsa- bakalar on gün devam edecektir. Mü- gabukalara girecek olan subaylarımız. da Ankarada toplanmıya o başlamış- lardır. Istanbul ve Trakya bölgelerinde bu müsabukalâra girecek olan suvari ve topçu zabitlerimiz iki gün evvel an- karaya hareket etmişlerdir. Istanbul bölgesi subayları ile beraber suvari binicilik metkebi komutanı albay Cev det te Ankaraya gitmiştir. Her yıl Sonbaharda Ankarada ya- pılmakta olan bu müsabakalar bütün ordu zabitlerine açıktır. Müsabakalar oldukça ağır şartlara bağlıdır. Bu müsabakalardan gaye, binicinin, Atı na bütün arzularmı kabul ettirmek ye tam zamanmda itaatitemin et- Mmektir, Müsabakalarda “bilhassa mukave- mete de büyük yer ayrılmıştır. 3 gün devam edeçek olan bu müsa- | bakaların birinci gününde âzami yük | #ekliği 1,15 metre olan 15 mania üze- rinden bir stlama imtihanı yapacak, İkinci günü mukavemet müsabakası başlıyacaktır. Bu müsabaka, muhte-| lif süratlerde ve şartlarda olmak Üze- re 36 kilometre üzerindedir. Birinci kısım 7 kilometredir ki yol, süratli Yürüyüşle dakikada 250 metre üze rinde katedilir. İkinci kısım 4 kilo- metrelik düz ve man'alı bir pist üze- rinde dakikada 600 metreden aşağı olmamak üzere koşu, üçüncü kısım 15 kilometrelik yol dakikada 250 metre üzerinden yürüyüş, dördüncü kısım ise milsabakanın en mühim ve €n yorucu kısmıdır ki bu, 8 kilomet- Te devam eder ve içerisinde muhtelif şekillerde 38 mania vardır. Nihayet #ön kısım da 2 kilometrelik bir mesa | İedir ki bu, dakikada 350 metre Uze- inden dörtnaldır. Müsabakanm ikinci günü bu suret- le bitirildikten sonra at üçüncü günü 15 manili bir milsabakaya daha 80- kulur, bundan maksat, iki gün çetin müsabakalardan sonra yorgun düşen bir atm üçüncü günü ayni kuvvet ve Kudretle vazifesine devam edebile- çek kadar yetişmiş olup olmadığın kontrol etmektir. Bu suretle birinci gürü atın ter- biyesi, Ikinei günlü bir aaker atının a- Pazi Üzerindeki meziyetleri, üçüncü| günü de mukavemeti ölçülmüş olur. Kahraman ve bilgili subaylarımıza | muvaffakıyetler dileriz. İtalya Şampiyonu Pariste Berabere Kaldı Pariste yapılan bir turnuva maçın- da İtalya şampiyonu Ecloghe ile Pa- ris takımı srasmda yapılan maç 1—1 berâberiikie neticelenmiştir. Maç gok heyecanlı olmuş ve Italyanların hâ- kimiyeti altmda geçmiştir. Maamatih İtalyanlar bu beraberliğ Mulyada fena akisler bırakmıştır. Çünkü Bo- İogme takımında Italyanın en meşhur oyuncuları bulunmasına rağmen Pâ- Pis takımının en kıymetli oyuncuları & gün Holsndada maç yapan milli ta» » kumda oyuuvorlardı. Edilen Me Bir subayımız atını mâniden maharetle atlatıyor Bulgar Dan Kolof Pariste Galip Geldi Sofya, 4 (TAN) — Paristen bildi-| riliyor: Geçen akşam Pariste Spor Sarü- ymda büyük Amerikan güreşlerinin mevsimi açılmıştır. Bulgar pehlivanı Dan Kolof ile 110 kilo sikletinde olan Kanadalı Al Spark ve Portekizli Al Pereyra Ye Fransız güreş şampiyonu Deglan arasmda başlıyan ilk güreş- lere 25 bin seyirci iştirak etmiştir. Dan Kolof, A! Spark ile güreşinde da Dan Kolof'a karşı rakibi falk çık- mıştır, Fakat Dan Kolof bir vaziyet- ten istifade ederek rakibini yere vur- mak istemiş, bu teşebbüsü boşa çık- mıştı İ cevik olduğu için elinden sıyrılıp kur- | tulmuştur, Fakat on ikinci dakikada Bulgar pehlivan galip gelmiştir. ağ amin İtalya - İsviçre Milli Takımları Eviçre ve Ilajya mili takmiları karşılaşması her iki tarafın yaptığı ikişer gvile berabere neticeleniriştir. Maç çok sıkı olmuş bilhsasa Italyan. lar çok sert oynamışlardır. Ayni milletlerin E milli t kumları a- rasındaki maçı talyanlar 4 — i ka- zanmışlardır. Türkiye B ve beraberlikle bitmiştir. İ seçtiler ve fikstürlerini tanzim şlıyor | İkinci Küme Fikstürü Geçen hafta fikstür tanzim etmek- ın kaçınan ikinci küme klüpleri ken dilerina saha temin edilmesi ü dün akşam Futbol Ajanınm Başkan. lığı altında toplanarak lig heyetini ler, 14 Ikinciteşrinde müsabakaları- na başlıyacak olan ikinci küme lig heyetine Anadoluhisarından Fuat, Davutpaşadan Mustafa seçildikten sonra klüpler fikstür için numarala- rını çektiler. Içtimaa iştirak etmiyen Anadolu, Hilâ! ve Altmordu kii raları ajanlık tarafndan çekildi. Hilâl ve Altınordu klüpleri bu haf ta kongrelerini yapacaklar ve umumi heyetleri müspet karar verirse maçla ra gireceklerdir. Diğer taraftan Anadolu klüpünün umumi merkezde tetkik edilmekte 9- lan bir itirazı vardır, Bu itiraz bak-| kında verilecek karardan sonra mar lara girip girmiyeceğini bildirecektir. Bu üç klübün vaziyetlerinin belli olması için ilk haftalara tesadüf © şimdiye kadar görülmedik bir sürat | ve tazyik göstermiştir. Tik dakikalar-| Çünkü rakibi Kanadalı da çok | i den maçları bir ay sonreya tehir edil miştir, 14 Ukineiteşrinde başlıyacak olan ikinci küme klüplerinin dün ak- şam tespit edilen 3 haftalık fikstürü- DÜ yazıvoruz: | 14/11/37: Fener Yılmaz - Sümer (Şazi) Anadoluhisar - Ortaköy (Halit Galip) | Davutpaşa - Galatagençler (Feridun) 21/11/37: | Karagümrük - Kasımpaşa (Izzet) Anadoluhisar - Galatagençler (Şazi) Beylerbeyi - Doğanspor (Adnan) 28/11/81: Davutpaşa - Kasımpaşa (Sami) Fener Yilmaz - Doğanspor (Adnan) Beylerbeyi - Kâreğilmrük (Halit Ga- Parantez içindeki isimler hakemler dir Robert Taylor İyi Bir Koşucudur sipema yıldızları aramda ntino kadar şöhret! kazanmış olan R. Taylor iyi bir spor. | cudur, Artisti bu resminde vücudünün gençliğini muhafaza etmek üzere her sabah yaptığı koyulardan birinde görüyoruz. irincilikleri Başladı Adana, (TAN) — Mili kümeye dahil olmıyan 22 mıntaka arasında tertip edilen futbol Türkiye birinciliği müsabakaları dün başlamıştır. Konya, Kayseri, Mersin, Seyhan ve Diyarbekir mıntakalarndan mü rekkep olan Adana grupunda ilk maç Konya ile Mersin arasında yapılmış 5.11.9387 AN Ispamyol FHiikâyesi BA kşamın saat onunda Kont A Sagredo klübe girdi. Gar sonlar hemen koğuşarak etrafını sardılar. Kimisi bastonunu, kimisi şapkasını, kimisi de muhleşem kürklü paltosunu omuzlarından ak dı. Kont akşam yemeğini yemiye gelmişti, Onun iflâs haberi çoktan yayi mıştı. Onbeş yıldır Pariste serve tini çılgmcasına etrafa savurmüş tu. Şimdi ize suyunu çekip kuru- muş olan bu muazzam servetin si zıntılarile yaşiyordu. Yanıbaşında dönen garsonlar, Kontun bu mali vaziyetinden bihaber değillerdi. F'a- kat bu bildiklerini belli etmekten kuvvetle çekiniyorlardı. Bu kadar asil bir adama karşı... O vaktile 8 Vuç avuç para serpmişti onlara. Sagredo ne kadınların âleti olan Polonyalı Kont ve ne de oyunda hilekâr- hk yapan bir İtalyan Markiziydi. O büyük asilza- de ve büyük bir İspanyoldu. Yüksek alnmı eğmeden mağrur bir halde salona giren Kont, dostla rını ince ve lâtif bir tebessümle 3€- Jâmindi, Kırk yaşlarındaydı, Fakat hâlâ, “Glizel Sagredo” sıfatını ve rengini kaybetmemişti. Yalnız kirpiklerinin kenarında steşin bir mevcudiyetin Yorgun izleri görünüyordu. Bunun- la beraber gözleri hâlâ parlak, canlı ve biraz da melânkoliktiler, Bu ateş- li ve canlı gözlerinden kinaye ola- rak dostları ve metresleri ona “Mağ ribi” derlerdi, Tüpte onun bu son harabili- Zinden bahsediliyordu. Za- vallı Kont! artık hiç bir yerde ve hiç bir şeyde ümidi olamazdı. Ne yeni hir miras; ve ne'de onun 4sâ- letine ve Ünvanma kapılarak arzı endam edecek Amerikalı bir milyo- ner kadın. Sagredo istikbal için boş kurun- tular hayaller beslemiyordu. Asil ak rabalarile olan alâkasmı da kesmiş 4. Bu süretle bütün gemilerini yak a saymaya — On beş sene onu yaşatan zengin gervet membaları, çiftlikleri, sürü» eri sahip değiştirmişti. Ondan son ra buğday ve pirinç tarisları, İhti- yar kız olarak ölen halalarının mi- rası, antikaları elden çıkmıştı. Po- ris ve onun lâtif mahlükleri asırla- rın biriktirdiği ve topladığı bu koca serveti çekmiş yutmuştu. Harıbezarlıktan ona klan yeğ ye şeyler, birkaç aktrisin aşkından birkaç hitıra, bir düzüne yüksek sosvete kadrılarınm mütehassir gü Wüyleri, ve curcunalı maceralardı... Adınm büyüklüğüne sti borç lanarak yaşıyordu. Kendini öldür. müyordu. Çünkü borçin olark şe- refsiz ölmek istemiyordu. ön yolculuğundan yanımda, o Ss bu şefkat ve sıcak bir aşkla seven taşralı genç bir kızla dönmüş ve vaziyeti mümkün mertebe top- lıyarak bir otelde oturmıya busla- mışti, Bu yeni metresin- de eski metreslerine bağışladığı hayatm ay nini vermek istiyordu. Akşamları, hir lokantada metre- sile yemek yedikten sonra onu ti- yatroy götürüp bırakıyor ve ken- âisi talihini denemek üzere klübe dönüyordu. Yüksek oyuna girmiyor, ve ser- vetlerini kaybetmemiş olan eski gençlik arkadaşlarile oynuyordu, Kağıtları her eline aldıkça talih te ona yâr oluyor ve birşeyler köza- yıyordu., Günlük kazancı öyle kill jiyetli bir miktar değildi. Umumiyet le elli altmış lirayı tecaviz etmiyor du. Bu para İle aşağı yukarı rahat ve oldukça eski debdebesini unut» turmıyan bir hayat sürüyordu, akşam da salonun bir köşe O #inde oturan eski arkadaşı Vikont Tremisinyere yaklaşarak dostça gülümsedi: — Bir parti yapâlım mı?. — Nasıl arzu ederseniz... Oyuna başindılar.. Talih yine Seg redoya yardım etmekteydi, Halbuki eline gayet fena küğit geliyor ve i- yi oynıyamıyordu.Karşısındaki ar kadaşları ise ondan hem çok daha usta, hem de ellerine daha iyi kâğıt dilsüyordü. Sugredo elli lira kazan- mıştı. İk po yomımeyinasazi yağ ş Çeviren: Faik Bercmen “emamekaaaaaameiaee! Oyunun hararetli bir zamanmda salonda bulunanlardan biri Vikon- tun yanına gelip oturdu ve oyunu seyretmiye koyuldu, Fakat birkaç ? “ka sonra yerinden sıçrıyarak bağırdı: — Siz deli misiniz Vikont? Cidâl oynamıyorsuhuz! Erinizde iyi kâğıt varken böyle... Bu deliliktir. Bu sözler Sagredonun üzerine yıldırım gibi çarptı. Birden sarardı ve gözlerini iri iri açarak Vikonta baktı ve sonra Yavaşca yerinden kalkarak soğukkanlılıkla: — Anladım, dedi, müsnade edin de oyundan çekileyim, dedi. Ve sinirli bir tavırla önündeki pa ralgrı onun önüne döğru iterek ilâ- ve etti: — Bunlar sizin!. şkınlıkla atıldı — Fakat aziz dostum, bırakınız izah edeyim!, iyiliğinizi hiç unutmıyacağım... Sagredo azametle arkadaşını se- Idmladı ve salondan çıkıp gitti. ürklü paltosu omuzlarında bulvara fırladı. Sokaklar ka Iabalıktı, Herkes tiyatrodan çıkımıŞ tı. Beyaz tuvaletli, süslü kadınlar yavaş ve işveli adımlarla yürüyor” lardı.. Kontun şakakları zonküuyordu. Borca r»»r“lı, Fakat sadakays 8* Ie). Bütün gervetini kaybetmenin istırabı bunun yanında pek ehemmi- yetsiz kalmıştı. Dostları onâ mer hamet ederek bu şekilde bir Haka rete maruz bıraksinl: N Bu artık faydasız ve lüzumsuz bir komedyaydı! Devam ettirmiye çalışmak beyhudeydi. Bu vaziyet bü tün dostları tarafmdan bâzırlan. mış ve hattâ garsonlar bie buna âşina olmuştu. Ne kadar zavallı bir mevkie düşmüştü. Bütün verlığnm yartlandığını mmm “2 ii “LETSELASİKELLLİLE ANN IR ASILZADE duyuyordu. Le Gid'in kıdavrası gis bi ölümden sonra da zaferler kâ- zanmak istemişti. Şimdi ise., elveda Kont Sagredo!, Vaktile muzafferiyeller kazanan .yük mali” ““elerin ve şerefle * mirasçısı olan sen alelâde bir dilen- ci sırasına düştün! t onu bekliyen küçük dos tunu bile unutmuştu. Bu an © cnu katiyen hatırma getirmiyor du. Şerefi ve izzeti nefsi kırılmış bir halde âcele acele yürüyordu. E- vet , buk, bu komedyayı çabuk bi- tirmek lâzımdı. Gün doğarken, bayağı âşıklara 4 let “an bir otelin bir odasından çi- kan bir silâh sesi oradakilerin hep» sini uyandırdı. Silâh sesinin geldiği odaya ke wsan garsonlar yere- si. elbiseli bir adam gör Wer, Göz lerinde hâlâ küçük bir hayat gülesi Pariryordu, Dudakları ac7 bir şekide mış ve bayata karsı tahkir e- dici ir tebessüm fırletıyordu. <i— | İzmir Civarında ir oray İzmir, (TAN) — Cuma ovası nas hiyesine bağlı Güner köyünde Osman oğlu Abdullah Eren, tabanca ile Mustafa oğlu Çetini beş yerinden a- İzi surette yaralamıştır. Bu kanlı hâdisenin sebebi, Çetinin Jevvelce bir arkadaş toplantısı esna- sında Abdullah hakkında bazı sözler söylemiş olmasıdır. Dikilinin Kiratı köyünde de feel bir cinayet olmuş, İrfan oğlu Kemal Kırgöz, bir zeytin toplama mesele « sinden dolayı Kemente köyünden Mus tafa oğlu Ali Keskini tabanca ile ök dürmüştür. ——— Bandırmada Yeni Eserler Bandırma, (TAN) — Yeni Halke- # vi binasının ve gehrimize getirilmek- te olan içme suyu depolarının temele İleri büyük merasimle atılmıştır. anadalı Beşizler Ne Âlemde? Tinnadah beşizler, millet çocukları olarak, en refahh bir şekilde bi yütülüyor. Hususi mürebbiyeler, hususi doktorlar, bu beş kardeşe aza- mi ihtimam ve İtinayı sarfediyorlar. Dünyanm her tarafından yapılan teberriiler, gönderilen hediyeler hesip edilecek olursa beşizlerin her- biri birer küçük milyoner sayılabilir, Burada bu beş bahtiyarm yeni re- simlerini veriyoruz.