A İP SL m YA ŞE. A ee ş r— es ———— m —————— ———— TAN (BAŞMAKALEDEN MABAAT) Türk İdeolo Yolu (Başı 1 incide) memleketlerde fena neticeler veren yıkıcı ve milfrit usullerin taklit edii- mesini ve suni surette smıf kavgaları yaratılmasını istemek ancak dar gö- rüslü dimağlarda yer bulabilecek bir arzudur. Atatürkün dediği gibi, cümhuriyet rejimi yurdumuzda huzur ve sükü. Bun en İyi yerleşmesini temin etmiş- tir. Her türlü çalışmaların temeli de, bu huzur ve sükündur. Bu sayede ya- rmı tahmin etmek, yarm için çalış- jisinin mak mümkün olur. Bu ilk şert temin edildikten sonra rejim, Türk milletini, lâyık olduğu medeniyet ve refah seviyesine var. dırmak için en esaslı bir mücadeleye atılmıştır. Bu yolda hiçbir engel dü- #ünmiye yer bırakılmamıştır Ve br. rTakılmıyacaktır. Tunceli, mazinin ö- nümüze çıkarabildiği son engeldi. Bu- nu da bir taraftan kudret, bir taraf- tan da cahillere karşı azami şefkat göstermek suretile ortadan kaldırdık. yük davamız, “en medeni ve müreffeh millet sıfatile varlı- fomizı yükseltmek,, olduğuna göre, düşüncelerimiz ve hareketlerimiz da- ima ilerdedir ve ilerde kalacaktır. A- intürkün dediği gibi, fikirler ve ha- reketler daima beraber yürüyecektir. Türk milleti, ileri hareketlerinin seviyesini yüksek tutmak için düşün- celerde temelli bir inkılâp yapmak ve dinamik idealleri hayata hâkim kılmak İhtiyacmı duymuştur. Bu ha- reketli idealleri anlıyacak, anlatacak, nesilden nesile yaşatacak nesilleri yetiştirmek için de Üç üniversite mu- hiti kuruyor: Istanbul Universitesi i- yileştirilecek, Ankara inlüşaf ettiri- lecek, Van Gölü sahilinde de Şark icin bir kültür merkezi kurulacaktır. Bügüne kadar olan gidişin ve son nut kün bize ilham ettiği düşünce şudur: Türk gençliği mücadeleye, inkılâ- ba, ileri harekete ait her ihtiyacımı Ve her mânevi zevkini inkılâp bay- Takları altında temin edebilir. Buna aykırı düşünmek ve menfi düşü Jere esir kalmak suretile hiçbir kıy- met yaratmıya, Türk milletinin var- uğma ve İnsanlık ideallerine hiçbir gey ilâve etmiye imkân yoktur, Ahengi bozan her hareket, kendi menfaatleri ve emelleri namma ara, muzda ikilik ve ayrılık uyandırma! | istiyen yabancı muhitlerin ekmeğine Yağ silrer ve kendi ideallerimize mut- Iaka zararı dokunur. Pratik düzü mek kudretine sahip olan, normal ruhlu bir vatandaşın başka türlü dü- günmesine ihtimal tasavvur edemi- ! yoruz. Atatlirk, elbirliğile yürüyeceğimiz Programın Ana Hatları (Başı 1 inci sayfada) dan «dliye mekanizmamızda tadilât yapılması ihtimalleri; Münferit hâkimlikler meselesi ve ce zaevleri işi; Kadın ve çocuk mahkümlerm 1s- Jahhanelere ve fabrikalara yetleşti- rilmesi. : Iktısat Ekonomi hayatımızda endüstrileş- meyi hızlandırmak; Muayyen sahalara maksur ol mak üzere ikişer, üçer senelik prog- ramlar çizmek, Esnafa ucuz kredi.temin etmek ve bu iş için hususi müesseseler kur- mak, i Ziraatte Toprağmın bereketi "ve ha'kınm ekseriyeti itibarile ziraatçi olan 'Tür- kiyede renobere temin edilecek ko - Haylıklar; Ziraati, halkın severek kullar acağı makinelerle cihazlandırmak. Yüksek ziraat enstitüsü ve müma sili ilmi müesseselerden mezun olan gençleri köylere yaymak, muayyen seneler içinde köylünün ihtiyaçlarını tespit ettirmek ve derhal cezri karar larla filiyat sahasına geçmek. Kültür işleri Bunlardan başka kültür hayatımız da yine büyük Önderin temas buyur. dukları zaruri meseleler etrafında da kabine programının tafsilâti: madde- ler ihtiva edeceği anlaşılmaktadır. Milli Iktısat Vekâlet! kurulacak mı? Ziraat ve Iktisat Vekâletlerinin birleştirilmesi suretile bir railli Ik- tısat Vekâleti teşkili hakkında buğün lerde ortalıkta dolaşan haberler efkâ- ri ümümiyede geniş bir alâka uyan. dırmıştır. Bugün için bu mevzu hak- kında “evet,, Veya “hayır, demek mümkün olmamakla berüber temay'i) gunu göstermektedir ki, sanayii mil. Wleştiren her memleket gibi Türkiye de endüstri ana mevzuu etrafındaki birtakım işleri merkezileştirmek yö- Tunda her gün yeni adımlar atmak- tadır. Şef Atatürkün bu son nutkun- da işaret buyurdukları ve bilhassa şu cümle ihtimali kuvvetlendirecek ma- hiyettedir: “Ben ekonomik hayat denince »i- rast, ticaret, sanayi faaliyetlerini ve bütün nafıa işlerini, biribirinden ayrı düşünülmesi doğru olmıyan bir kül sayarım.,, Türkiyede bir milli Tktısat Vekâle. ti kurulunca memleketin iktisadi ha. İ yatı üzerinde müessir bir rcd öyn- İ yan müneküle işlerinin de bu vekâ- lete bağlanması tabii görülmektedir. a e —— müspet, milli yolu bize göstermiştir. Eğer insanlığa bağlılık duyuyorsak bu ilenlimiz bakımından en doğru yol, inkılâp bayrakları altında Türk ideolofisinin zaferi için çarpışmaktır, Ahmet Emin YALMAN Yazan : ALI RIZA SEYFİ Kumandanı, karşısına çıkan kalabalığa şöyle haykırmıştı: Uzak Şark Davası (Bası 1 inelde) geldiğini anlatarak şunları ilâve et. miştir; “.- Milletler arasmda uzlaşma yo- lu ile halledilemiyecek ihtilâflar ve nizalar yoktu. Konferans umumi heyet celseleri- ni âleni, komite celselerini hususi su- İrette akdâ karar vermiştir. Amerikanın sözü Bundan sonra, umumi münakâşa başlamış ve ilk evvel Amerika mu- rahhası Norman Davis söz alarak 1922 senesinde yapılan dokuz devlet munhedesinin Uzak Şarkta sulhü te min için imzalandığını anlattıktan sonra “müşterek hedefimiz, sulhtür Çin ile Japonya arasmdaki mesai birliğinin inkişaf edebileceğine ve bu mesai birliğinin dostluk ve müteks- bil itimat dahilinde inkişaf etmesi lâ- am geldiğine keniiz,, demiştir. İngiltere... İngiltere delegesi Mister Eğen de Amerika murahhasının sözlerine İş tirak etmiş ve “maksada varmak İ- çin güçlükler varsa bu güçlüklerin bizi maksattan ayırması icun etmez, Bilâkis bu, maksadı tahakkuk ettir - mek için elimizden geleni yapmıys Sa- ik olmalıdır, demiştir. Daha sonra Fransa Hariciye Na- zırı söz almış, “ümit ettiğim gibi U- zak Şarkta harbi durdurmıya mu - vaffak olacak olursak yalnız hesap- $iz insan hayatmı kurtarmış olmiys- cağız, ayni zamanda semereler vere- cek bir örnek vücüde getirmiş ol2c4- Biz, demiştir. i Dâha sonra pöz alan Jtalyan mu rahhası Aldovrandi, nikbin olmadı Zını göstermiş ve plâtonik neticeler- den sarfı nazar edilmesini, realitele- rin nazarı itibara alınmasını tavsiye &derek iki tarafım doğrudan doğruya temasmı temin etmenin muvafık O Tacağını anlatmıştır. Sıra Çinde Çin namma söz söyliyen B, W. Koo sulhü temin etmek için bey- nelmilel kanunun ve dokuzlsr mu- ahedesi hükümlerinin tatbiki lâzım geldiğini söylemiş, daha sonra Çinin vaziyetini izah ederek Çin dahilinde Js pon düşmanlığı bul osdüğünu, fakat bu düşmanlığın Japon-milletine -kar- şı olmayıp tecavüz siyesetine karşı beslendiğini söylemiş ve bu tecavüz siyasetinin ön genedenberi durmadan, dinlenmeden devam ettiğini ilâve et- miştir. Tavassut?.. Konferansın bugünkü celsesinde hâkim olan #ihniyet mildahale değil, tavassuttu. Japonyaya karşı zecri tedbirler tatbiki mevzuubahis edil - memiş ve düşünülmemiştir. Mister Eden, bugün M. Delbosla öğle yemeğini yemiş ve daha sonra Kurbanlarımız (Başı 1 incide) sa da bütlin geyretler boşa çıkmış, hiçbir cevap almamamıştır. 4 Anlaşıldığına göre, “Cam- 5, İznik gölünü geçer geçmez rotasını değisti- rememiş, Sılacık köyü üzerine gelin- Ce ya yere inmek maksadile yahut ta istemiyerek alçalmıştır. Tayyareyi saran #is, etraftaki arazinin tayyare ciler tarafından görülmesine mâni ol- muş ve “Can - 5, köye 15 dakikalık mesafede bulunan yüksek bir tepeye garpmıştır. Çarpma, çok müthiş ok muş, evvelâ tekerlekler parçalanmış, sonra pervanesi kırılan tayyare hur- dehaş bir halde taklalar atarak te- penin eteğine yuvarlanmıştır. Bu €8- Dada zavallı pilot Ekrem başmdan çok ağır yaralanmış, makinist ve telsizci Sami de feci şekilde ezilerek ölmüştür, Yaralı pilot, kazayı müte- #kıp ancak bir saat yagamış, sonra © da hayata gözlerini yummuştur. Tayyarenin düşüşü, Sılaerk köyün- den görülmüş, kazayı haber alan Ka- #1 - 007 er GEREN. EMRE nr) “— PASTİIL FORE ve bronşitten koruyacak e Se PASTiL FOR: Hançereyi temizliyerek ök- sürüğü geçirir, göğüse ra- hatlık verir, ses kı inezleyi izale eder ve ağu! daki fena kokuları da alır. Pastil For kullanınız Ag 7 RR Me LA e ğ ramürsel kaymakamı Ihsanla sad. dekumumi ve jandarma kumandanı GAR A, derhal otomobillerle gece kaza el TÜRK ANTRASİTİ balline koşmuşlardır. Vazife kurda: şehit tayyarecilerin Üzerinde 737 Tire | para bulunmuştur. Bu paranm İs tanbuldaki havacıların maaşları ol- duğu anlaşılmıştır. Genç tayyrrecilerin cesetleri, b akşam Sılacık köyünden Karamür - sele getirilmiştir. Mübarek şehitler İzmitte cenaze ihtifali İzmit, 3 (Tan muhabirinden) Evvelki gün Ankaradan İstanbula İ gelmekte olan Devlet Havayolları tayyarelerinden “Can - 5, in Kara-| mürselde Sılacık köyü koyu civarm- da uğradığı kaza hakkmda şu tafsi- Mt slmmaştar: Havanm çok kesif bir sis ile örtü! W olmasma rağmen yollarına de vam eden tayyarecilerimiz tay. yarenin İznikle (Karamürsel âra sında seyri #trasında henüz tesbit e dilemiyen bir sebeple ve ağlebi ihti- mal kesif sisin tesiri altmda Kars- mürselin arkasını çerçeveliyen oda ğın üzerinde Sılacık köyü eiyarmda bir tepeye çarpmışlar ve şelilt olmuş- İ lardır. Bu kahraman hava şehitlerimizin cenazeleri dün akşam geç vakit üssü bahrinin istiklâl romorkörü ile şeh- rimize getirilmiştir. Bugün öğleden evvel namazlağı Fevriye camiinde kı- lmarak bir askeri krtamızın elleri U- zerinde hükümet memurları, mek - tepliler, zabıta ve on binlerce halkm Maltızlarda ve her nevi madeni sobalarda yakılabilir Salış M erkeği: ” Yokum VOKER ve Kar, LTd. Galai Yolcu salonu karşısında; Tahir Han GRİ 5 inci kat. Tel, 44915 OKALMINA P - NEZLE - NEVRALJİ BAŞ ve DİŞ ağrıları - ARTRİTİZM A m ER EREM ER A. Ea Baş, diş, nezle, grip, romatizma. ve bütün ağrılarmızı derhal keser. İcabında günde 3 kaşe alınabilir İsim ve markaya dikkat, Taklidlerinden sakınınız, AR EE ÇT SÜER göz yaşları arasmda çok hazin me-| kada şehir bandosu matem marşı çal rasimle Şehitlikte sureti mahsusada | dığı halde şehitlerimizin Türk bay. hazırlanan yerlerine gömülmüşlerdir. | raklarma sarılı olan tabutları ve bu- Başta Ankaradan, Istanbuldan ve| nu on binlerce halkın takip edisile Iz- Amerika murahhas B. Norman Da- vis ile de görüşmüştür. AKDENIZ KAPLANLARI vermiş olmalarmdan pek hoşlanmıs, şehrimizdeki bilimum müessesat ve|mitte şimdiye kadar yapılmamış bir Eidilmiş ve orada yapılan merasim» de valimiz, nafıa direktörü ve jandar. ma kumandanı tarafından aziz ge « hitlerimiz ve hâdise hakkında nu « teşekküllerden gelen çelenkler, ar- İ cenaze alayı olarak mezarlığa kadar tuklar söylenmiştir. Şehir matem bir saniye önceki korkulu durumla — Ne var!.. Ne oluyor? Yine bu anda on beş kadar Türk silâhşoru okumandanlarının iki tara- fına doğru yayılarak epeyce uzun bir müdafaa hattı kurmuşlar, ağır tü- feklerini fırtmalı bir deniz gibi dalgalanan kalka çevirmişlerdi, Yeriiler de bu ölüm habercileri önünde donup kalmışlardı. Takımın kumandanı bir bakışta vaziyeti oldukça kavramış, bu kalaba- Tığın iki genç Türke saldırmakta olduğunu anlamıştı. Salman ile arkada- gna: ki — Siz buraya geliniz! Dedi, Salman yurddaşlarmın, gökten düşer gibi şi Atlas dağları dibinde, Akdenizin dış kapısı eşiğinde karşısma çıkı- rmi bayağı unutmuştu. Tanrıyar ise kumandanın sözünü dinliyerek yar nina yaklaşmakla beraber, elinde tutmakta olduğu mahkümü da bera- ber getirmeyi unutmamıştı. Kumandan yine O sırada gözüne İlişen Fas âskerlerinden birini de çağırarak sordu: — Bu gürültü nedir? Yerli asker telâşla anlattı. — Kadı, eksik'mal tartan bir bakkalı pazar yerinde kolundan asmiştı. Bu iki Türk gelip herifi indirdiler, çavuşumuzu da vurdular. İşte, orada kan içinde yatıyor... Belki de ölmüş tir. - No. 26 O) Kumandan bu izahat üzerine halka şöyle hitap etti: — Bane bakınız dindaşlarım; bu iki kişi memleketinizin yabaneırsıdır, buranın âdetini, kanununu bilmezler, Onlar yine sizi korumak, Tspasyol düşmanlarımızdan namusunuzu, dininizi korumak için gece gündüz ölüm- Tü denizlerde dolaşıp dövüşen kardeş lerinizdir. Haydi şimdi dağılınız; ben gerek olanı yapacağım. "Türk kumandanı, yaralı çavuşu görmiye bile tenezzül etmiyerek İki genç Türke döndü; —Haydi bakalım, deniz kurtları; benimle beraber biraz hükümet ko- nağına geliniz! (Arkası var)