21 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6

21 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 8 U TAN — ZAK ŞARKA BAK ——— —— Çin - Japon Çarpışması Acaba Ne Kadar Devam Edecek? #lkönce mahalli bir mahiyeti aşmıyacağı sanılan Çin — Japon harbi, son haftalar içinde Çinin her tarafma yayılmış, Japon- lar Şimali Çinden başka Şanghay- da da büyük muharebelere giriş- miş, hattâ Cenuhi Çin şehirlerini de bompardıman etmiye başlamış, ve bu yüzden muharebenin, Japon ih- tiraslarınm genişliğine bağlı oldu- ğu anlaşılmıştır. Hakikatte Japon- ların Çine karşı takip ettikleri isti- lâ siyaseti, günden güne genişle- mekte, Japonyanın iktısadi ve as- keri hazim kabiliyetini aşacak dere cede istilâ siyasetine boyun eğece- ği görülmektedir. Bununla beraber Japonların uzun bir harbe sürüklenmekten çekine- cekleri muhakkaktır. Fakat harbin uzayıp uzamıyacağı, Çinin üçün- cü bir devletten, meselâ Rusyadan, gizli veya açık surette göreceği yar- dıma bağlıdır. Japonyanın askeri teşkilâtı, hiç şüphe yok ki, Çinin teşkilâtına kat kat üstündür. Gerçi Çinliler, eski- sine nisbetle bugün daha birleşik- tirler, fakat kendilerini henüz tan- zim etmemiş bulunuyorlar. Bunun- la beraber Japonya ve Çin kuvvet- lerini Avrupa kuvvetlerile ölçmek doğru olmaz. Japon ordusu, Avtu- pada değil Asyada dövüşmek için hazırlanmış ve terbiye edilmiş - bu- lunuyor. Bu ordu teçhiz-*, hattâ anane ve maneviyat bakımından hiç bir Avrupa ordusuna benzemez. Bu or- du Şarki Asyada belki de, en mo- dern Avrupa ordusundan daha te- sirlidir. Fakat bu orduyu Fransa, Almanya veya Amerikanım harp kuvvetlerile mukayese etmemeli- yiz. Yalnız muhakkak olan nokta, Japonya kuvvetlerinin Çin kuvvet- Jerine üstün büulundukları ve Çin küvvetlerini ezecek derecede mun- tazam ve iyi cihazlı olduklarıdır. ; iki memleketin kuvvetleri şu b şekildedir: ASKERLER Japon ordusu 17 fırkadan ve 280,000 asker ve zabitten müteşek- kildir. Bundan başka Mançuride 100,000 veya 150,000 kişilik ve Ja- ponlar tarafından idare olunan bir ordu vardır. Terbiye görmüş ihti- yat kuvvetleri de iki milyondur. Çinin Nankin hükümetine ve a35- keri valilere bağlı olan Çin ordusu 160 fırkadan, ve 1,658,000 - asker- den müteşekkildir. Komünis'lerin ordusu ise 100,000 veya 150,000 P——ı——————ıxı ti . ; / Bu yazı ile Uzak Şark 9 £ harbini bir asker görü- 4 : şile anlatmış oluyoruz. : .Sııııııııııı.r' Bir Çin satıcısı hava taarruzları- na karşı gaz maskeleri satıyor harebelerinde kendini tir. Çinlilerin askerlik bakrmından zaafları, milli bakımdan henüz te- şekkül etmemiş olan bir milletin zaafıdır. Çünkü Çin gerek asker- lik, gerek iktısat bakımımndan var- liğı sağlamlaşmış bir millet değil- dir. Bununla beraber Çinliler, iste- dikleri kadar asker bulabilecek va- ziyettedirler. göstermiş- Japonya harbin tazyikine taham- mül edebilecek ise de harbi kün olduğu kadar süratle bitirmek mecbüriyetindedir. Bunun için Japonya, herşeyden evvel Çang Kay Şek'in merkezi kuvvetlerini ağır darbelere uğrat- mak ve Şimali Çinde süratle ilerle- mek siyasetini takip ediyor. Diğer taraftan Çin sahillerinin ablokası, tayyare akınlarının tekerrürü ay- ni maksada hizmet etmekte ve Çin mukavemetini süratle yıkmak için uğraşmaktadır. müm- J aponyanın Şanghaya asker çı- karmaktan maksadı, merkezi hükümet kuvvetlerini Şimali Çine sevketmekten alıkoymak ve bura- dan belki de Nankine ilerliyerek Nankin, Tiençin demiryolunu kes- mek ve bu suretle şimal ile muva- salayı körletmektir. Bu suretle Yangtse nehri üzerinde ticaret bo- ğgulacak ve bütün bu havali, Ja- ponların iktısadi pençesine düşe- cektir. Tayyare akınları da muva- salayı tahrip ettikten başka aske- ri hedefleri imha etmekte ve Çin maneviyatını da - bozmağa yara- maktadır. Bütün bu âmiller, Japonyanın süratli bir zafer kazanmak için uğ- raştığını göstermektedir. Netice- de Japonya Çinin şimalindeki beş ülkede de imparatorluğunu kura- caktır. Esasen Japonya şimdiden Tiencin — Pekin sahasma hâkim- dir. Buradan hareket eden iki ko- lun biri Pekin — Hankov hattı ü- zerinde, diğeri Tiençin — Tsinan - Nanking hattı boyunca ilerlemek- tedir. Başka bir kol şimali . garp istikametinde hareket ederek Nan- kov geçidini aşmış, bu suretle Mo- golistan ovasma giden yolu açmış ve cenubi Chahar'daki —Kalganı zaptetmiştir veya zaptetmek üze- redir. J aponların hedeflerinden biri de Kalgan — Paotov de- miryolu ile etrafındaki araziyi al- maktır. Japonların daha sonra cenubu sarmak isteyip istemiyecekleri bel- li değildir. Fakat Japonların Sa 1 nehre ilerlemeleri çok muhtemel - dir. Bütün bu hedeflere kavuşmak ne kadar zamana bağlıdır? Bunu tayin etmek çok güçtür. “ünkü, Japonların Çin içinde bir hayli dağılmalart ihtimali mevcut- tur. Bu da Çinlilerin lehindedir. Çünkü Çinlilerin iklim ve arazi şe- raitinden istifade etmeleri, iktısa- di sıkmtının Japonyayı sarsmasmı ve hariçten müdahale ihtimalinin gerçeklesmesini beklemeleri çok muhtemeldir. Japon hatlarının arkasında çete muharebelerinin vukuu, Çinlilerin en çok ümit bağlıyacakları bir hâ- disedir. Çinlilerin buna en büyük ehemmiyeti verecekleri muhak- kaktır. Bununla beraber iki taraf arasındaki harp , henüz kızışma- mış, Japonlar bütün kuvvetlerini kullanmamış bulunuyorlar. Japonlar bu yılım sonuna kadar kati bir zafer kazanmayı ummak- tadırlar. Çinliler ise her şeyden fazla za- mama güvenmekte ve onun saye- sinde istilâyı. bertaraf etmeyi dü- şünmektedirler, gayrinizami asşkerden müteşekkil | bulunuyor. Çinde terbiye görmüş ihtiyat kuvvet yok gibidir. TAYYARELER Japonların ilk saf kara ve deniz tayyarelerinin sayısı 1800 veya 2000 dir. Çin tayyareleri ise 200 — 300 a- rasındadır. GEMİLER Japon donanması 200 gemiden ve 745,604 tondan ibarettir. Çinin 9 hafif kruvazörü vardır, ve bunlar 25,000 tondur. Ikisi müs- tesna olmak üzere hepsi çürüktür. u kısa malümata ilâve edile- B cek birşey varsa o da Çinli- lerin top, tank ve tayyare gibi as- ri vasıtalar bakımından pek geri ol duklarıdır. Japonya ise bugün sa- nayi memleketidir ve askeri kuv- vetlerini istediği gibi teçhiz edebi- lecek bir vaziyettedir. Çin fabrika- ları ise ayni işi yapmaktan âcizdir- ler. Bu yüzden Çin, hâriçten mü- himmat almak iztırarındadır. Çin- lJilerin silâh altında bulunan 2 mil- yonluk orduları, ordu sayılmaktan çok uzaktır. Bunu daha fazla Çin kolleksiyonu saymak daha doğru olur. Bu kuvvetlerin en iyisi, (Çang Kay Şek) in emri altındaki birinci ordudur. Bu ordu Almanlar tara- fından terbiye ve teçhiz edilmiş bu- Junuyor. Elli veya yüz binden mü- tesekkil olan bu ordu Sanghay mu- 125 Kiloluk Bir Hintli Geliyor Dev cüssseli ve müthiş kuvvetli bir Hintli pehlivanın şehrimize geleceği- ni evvelce haber vermiştik. Kati ola- rak öğrendik ki, müthiş Hintli per- - şembe günü Istanbula ayak basmış olacaktır, Hindistandan Londraya giden bu güreşçi hakkında Ingilizler şu sözü söylemekte imişler: Cehennem gibi yakıcı bir kuvveti var, Bu pehlivan- la beraber üç tane de Yunan güreç - çisi İstanbula geliyorlar. Yunan güreşçilerinin bizim başaltı pehlivanlarımızla güreşeceklerini memnuniyetle haber aldık. Bu suret- le istikbalde başpehlivan olacak izti- datlarımız şimdiden ecnebiler önün - de tecrübelerini yapmağa başlıyacak lardır. Gelecek Yunanlı Anagos ile Mol- la Mehmet tutuşacaktır. Galatis isim H diğer Yunanlı ile, baş pehlivanlık güreşlerinde dikkati celbeden Kara- cabeyli Hayati kapışacaklardır. An- dra isimli üçüncü Yunanlı ile de Ba- baeskili Ibrahim çarpışacaklardır. Hintliye gelince; ilk güreşini Mü- lâyimle yapacağı söylenmektedir. 21-9-987 —— ,Sarkılarla Fatıtezileııîl,g — Yüz paraya. Yeni kantolar. Her gün bu saatte bu çatlak ses li destancı mutlaka bu sokaktan geçecek, Bu sokaktan, bu cümba- ları eğilmiş, kaplamaları sökülmüş, ahşap, P p evlerin bulunduğu bu sokal. &. Kışlanım önünde Redif sesi var, Bakm çantasında acap nesi var? Bir çift kundura ile bir de fesi var. Hanu y dir. Gülü çimendir. Giden gelmiyor acap nedendir? Burası Muştur..... şarkılar — Yüz paraya, yeni şarkılar, kantolar. — Hangi yeni, En aşağı kırk se nedir dinlerim. Nerden bulup çı - kardılar bunu? — Amma ne güzel, ne içli şar- kıdır o “Burası Muştur Yolu yokuştur Giden gelmiyor. Acep neiştir?,, Gidip te gelmiyen sevgilinin ar- kasından bestelenmiş, notasında bed baht bir Muş kızınm hicranı var - dir. : e — Anne bana bir masal söyle. — Masal kendimiz evlâdım. — Kuzum anne bir masal. — Vaktile.. Amma sana uydur- ma masal söyliyecek değilim. Bir padişahın üç oğlu varmış diye baş- liyacak değilim. Vaktile baban Muşta defterdardı. Hiç unutmam pembe boyalı bir evde otururduk. Karşımızda perdeleri kapalı eski bir evcik vardı. Bu evcikte ihtiyar bir büyük hanım tek başına oturur du. Onun için derlerdi ki, “gençli- ginde birisine nişanlamışlar, nişan- lısı askere gitmiş. Yemene gönder mişler. Geri gelmemiş o da hiç am- ma hiç evlenmemiş. Böyle - e belki seksenlik vardı - o yaşına kadar hep kız kalmış. — Âaaa... — Ya kızım. Hiz evlenmemiş. a Gençliğinde o kadar güzelmiş ki, böyle şirin bir tazeciğin genç yaşın da kararlar bağlaması herkesi acın dırmış, Kız, günden güne erimiş, anası, babası “ince hastalık,, diye günlerce üzülmüşler. Arabistan. Çöllerinde Osmanlı ordularınım develerle koyun koyuna can verdikleri ülke. Müstebide dil uzatanlarla, güneşin eritiverdiği Redif taburlarının sürgünü. Oraya gidenler bir daha dönmüyorlar - mış. e Yemene gidene ağlıyor kızlar İçerim yanıyor yüreğim sızlar Redif taburlarile beraber Ye - YA mene sevkolunan nişanlısmın ar - dından bu güzel şarkı ile ağlıyan Muş kızı, gözleri yolda, içi hicran ve matem dolu, kum çöllerinden ge- len deva ganlarma aasini alktort ak miş günlerce-inlemiş dürmüş. Bo> şuna, 6 Burma bıyıklı, aslan gibi deli - kanlı, gidiş o gidiş. Muş kışlasının önünde haykırışan askerlerin se - sine doğru koşan genç kızların için de bu burma bıyıklı aslan gibi de - likanlınım da nişanlısı vardır. Bakm çantasında acap nesi var? Bir çift kundurası ile fesinden başka başlanmış ta bitmemiş bir de sevgili mektubu. Evvelâ mahsus selâm' edip ha - tırı nâzikânenizi istifsar ederim. Bu tarafta bizler iyiyiz. Sizin iyi ol - manızı Cenabı vacibilvücuttan te - menni ederim... e — Osman onbaşıyı mı soruyor- lar? — Ailesine teslim edilmek üzere gönderilmiş bir mektupla bir çan- ta var. Ora Yemetdir. Gülü çimendir. Giden gelmiyor Acep nedendir? o Yıldız sarayınım o sabah dahâ yeşil boyalı odasında “kıdem niha- dei âlem,, olan bir “şehzadei cıvan baht,, a yüzbaşılık rütbesi “ihsan!, olunmuş ve atlas döşeğinde baygın yatan Sultan Hanımın karşısmaa elpençe divan durmuş bir. dudaği şramelar l Sesddeşdme sekilekba ada B ağası hâlâ. — Dile benden ne dilersin!.. de- mekte . e Şarkı yasak edilmiş. Amma... Yemen yollarında Muşun yokuşu « na hasret, yıldızlı bir gök altında, kurumuş bir hurma dalından me « zarın altında yatan Osman on: - niın yavuklusu ahşap, perdeleri İ« nik bu eski evin beyaz ütülü örtü -« lerle döşenmiş sofalarma titrek se sile hasretin nağmeleri serp.'ek dolaşır. Burası Muştur, Yolu yokuştur. Giden gelmiyor . Bu nasıl iştir? Ka Mürettiphane, şarkıdan çıkardı- ğım masallarımı bekliyor. — AL Güzel dizilsin fakat bü şarkıdan çıkmış masal değil, Ma « saldan çıkmış şarkıdır. —ii Beşiktaş Kızılayının Bursa Gezintisi Davetliler Beşiktaş Kızılay Kurumunun ter- tip ettiği Bursa gezintisi Pazar günü üç yüze yakın davetlinin iştirakile ya pılmıştır. Sabah saat sekizde Topa - ne rıhtiımımndan Çanakkele vapurile hareket edilmiş dört saatlik bir va- pur yolculuğundan sonra Mudanya - da hazırlanan ve süslenen trene bini- lerek Bursaya gidilmiştir. Bursada Atatürk anitı önünde gez- vapurda ginlerle birlikte yüzlerce halk toP ” lanmış, anıta güzel bir çelenk KOP” muştur, Buradan otobüslerle Çekirgede HE vuzparka gidilmiş orada akşama K” dar eğlenilmiştir. Akşam saat doku” da Mudanyadan hareket eden daveF' liler çok neşeli ve eğlenceli geçen ı?ır vapur yolculuğundan sonra saat bir” de Topane rıhtımmma çıkmışlardır. JL

Bu sayıdan diğer sayfalar: