Cellâtbaşı azırlıyor Anta uyg dede bu sözleri söylerken; etki minderin ucunu kal Kay pare zada aldığı bir kese do- N Sai, ab Saide vermişti, ' teseyi koynuna yerleş- izin sonra, Aptaldedenin elini Ten, Kapıya doğru ilerlemişti. ük > #hda, kapının önünde bir Miş, KOpmuşta... Bir atın kişne- op takım bağırışmalar ka- ç Sait, ti Bolaği gürültüyü merak etmiş 8 çıkmak için acele gös- ii din Barpgçe düğü manzara, gun- i, sign bir at, kimbilir nerede s2 inden boşanmış, buraya Yi-by Atm sahibi ile birkaç ki. ing, Sarı atı tutmaya çalışıyor P, Mi avan, fena halde öfke- anma, kimseyi sokmak İs Mi, en acı kişniyerek etrafı Bağ“ Savuruyordu. Tek şi *ÜD sahibine bir iyilik et- Vak gm, ; Cesur delikanlı, ev t Vay köşesini siper almış- e ay bir kaplan gibi çevik Mik, anin Üzerine atılmış.. Ba- © Srkan kolarını yakalamış ; İS 0 zaman, Saitle ba Asi ve ray, llyarı hayvan arasmda bir İe başlamıştı. Hayvan, şah Baidin üzerine atılmıştı. ağ Üüyük bir cüretkârlıkla a- yn sarılmıştı. Rt, . evvelâ bu cüretten şa» Skyç Bir saniye duralamıştı. hay bir tehevvürle sıçra- d m kuvvetle sarsmış, Sa A, geiğie a e fi ri MR şir vi a Çi Mg tatmış. Arka ayaklarile Nan “aVurduktan sonra, kaçmı Baş, gs. Bay alma. “ Kü dedeyi kapının arasmdan “ti, * İhtiyar kadın derhal De- a girmiş, Vakayı nak e Mala bu işe canı sıkılmış < Bayotun ne üstüne vazife idi?. Bin çin karıştı... Mademki bir . tabii onu sokakta br .»—ıL ASR Mukavemetinin Son Haddi Şu İsmail, ikide birde bah- > başıya haber gönderi- « Yemen yamağı gelmedi mi? Si gorduruyordu.. Fakat her pa: . Map üz gelmedi. Geldiği an- ğin va getireceğim. dıkça, öfkesinden çıl a tcesine geliyordu. at tay kadı, bu delikanlıyı da kağ etmek.. Ondan ya» Mek ir ipucu ile, Zühreyi diğ We iyor, ortalık kararıyor. kaygan için izin alıp giden uv İn eser görünmüyordu. agg 3i, artik sabırsızlığın 4 yy 8 gelmişti. Daha fazla © Tep, tahammiil göstermemiş ki hş, Sarayını teşkil eden mu N ri şimal tarafındaki Ky, Pindeki taş odaya inmi- ty Vermişti, ai, a bir köşede yatıyordu. Ba in tarafa çevirmiş. Sık ordu. Çektiği maddi, büy a bi belli etmemek için N Ayret gösteriyor. Fakat ie, Vak gvretlerina rağmen, va İltilerini zaptedemiyor- üne oda) denilen bu « Fakat, saatler geçiyor, e —— İNİn bir tek penceresi o uş, En kuvvetli keçi Vehi bir işkence âleti ö- YAMAK >ence Âleti rüyorlu. Cellât yamakları, kapınm dibinde duruyorlar.. Kıza yapıla - cak işkenceye başlamak için emir bekliyorlardı. Dehlizde, bir ayak sesi işitmişler di. İşkence emrini getiren adamın geldiğine hükmetmişlerdi. Başlarını kapıdan çıkarıp bakmiışlardı, O za man büyük bir telâş il — Usta!,, Kalk.. Al geliyor. Diye mırıldanmışlardı, Cellâtbaşı, elindeki işi atmız. Yerinden fırlamış.. Şahı karşılamış tı. vi âzreti Şah Şah İsmail, pervasız ve öfkeli bir tavırla içeri girmişli. Bir köşede yatmış olan Zühreyi birdenbire gör mediği için, büyük bir telâş ile: — Kız nerede?. Demişti. Cellâtbaşı, yerlere kadar eğildik ten sonra: — İşte, Şehım.. Fermanmızı bek liyor. Diye cevap vermişti. Zühre, yattığı yerde, bütün bun ları işii i aci acı Gârpan rak bütün vücudü, zangır zangır titremişti.. — Allahım!, Sen bana sabir ve tahammül ver, Diye söylenmişti. Şah, emir vermişti: — Kaldırın, şu kizi, $ ki cellât yamağı, derhal Züh I renin üstüne atılmışlar.. O- muzlarından tutersk kaldırmışlar dr. Şah İsmali, Zühreye yaklaşmış: — Söyliyecek misin ?.. Doğrusu- nu, söyliyecek misin 7. — Birşey bilmiyorum, > Şahım. Ne söyliyeyim?.. — O delikanlı kimdi”. Onunla, ne konuştun ?. — Yalan, Şahım.. İftira. Hiç kimse ile birşey konuşmadım. . — İnkâr etme. Şunun doğrusunu güzellikle söyle.. Zaten nasıl olsa, şimdi söyliyeceksin. Fakat, boş ye- re ıstırap çekeceksin. — Yok. Söyliyecek, hiç birse- yim yok Şahım.. Kendime, ve baş kasma iftira mı, edeyim?. Şah İsmall, bir an tereddüt et. mişti, Hâdiseyi kendisine haber ve ren bahçıvan hakikaten kıza bir İftira etmek ihtimalini aklından go girmişti.. Fakat o delikanlı.. O bah gran yamağı, O, niçin birdenbire ortadan kayboluvermişti?. Bu delikanlının ortadan kaybol. ması, hiç şüphesiz ki bu işti bir sır olduğuns delâlet etmekte i. Bu sır, sadece bir aşkı, bir gönül mace rası ihtiva etse, belki Şah İsmail bu kadar şiddet ve hırçınlık göz- termiyecekti. Fakat Zührenin derin bir inat ve ısrar ile herşeyi inkâr etmesi, bu meselenin casusluktan başka birşey olmadığına hükmet. tirmekte idi. Şah İsmail, bu düşünce ile geri çekilmişti: — Günahı, kendi boynuna. Şu kızı söylet, Cellâtbaşı.. Emrini vermişti, Cellâdbaşı; — İşe, hafiften başlıyalım. Diye mırıldanmıştı.. Zührenin vüendünü kuvvetli kollarile kavra mış.. Ortadaki demir masanın üze rine, yüz üstü yatırmıştı. Cellât yamakları masanm keta- rma ilşüşmüşler.. Zührenin kolları nı ve bacaklarını, masanın üstünde ki halkalara geçirerek sımarkı bağ- lamışlardı. .Cellâtbaşı, ellerinin çevik ve alış- km hareketile, Zührenin elbisesini omuzlarından tutup parçalamış.. Beline kadar açmıştı. Sedef beyazlı Zi ile parlıyan bu emsalsiz vücudü görünce Şah İsmail dayanamamış: — Ne nefis.. Ne mütenasip omuz lar. İpek yataklara bile lâyik görü lemiyecek kadar muhteşem bir gü zelliğe malik olan bu vücudün iş- kence mâsasına yatırılması, ne va zık.. Fakat; bunu o istedi. Diye mırıldanmıştı. © ellâdbaşı, raftan bir kava- noz almıştı. İçinden, zeytin yağı İle ıslatılmış bir parça pamuk çıkarmıştı. Bu pamukları, küçük küçük parçalara ayırarak, Zührenin omuzlarından beline ksdar muhte- lif yerlerine yapıştırmıştı. Ve son- ra, elinde kalan pamuğu, duvarda asılı olan meşaleden tutuşturarak o küçük pamukları birer birer yak miva başlamıstı. Zührenin vücudü ıstırapla geri. mişti. Kesik kesik inlemişti. Şah İsmail; orun, bu mtraba dâ | : Piyasada Kitre Toplandı Bu hafta içinde kitre sa- tışlarında da canlılık görül- mektedir. İngiltere, Fransa ve Âmerika için piyasamız- dan külliyetli miktarda kit. re toplanmıştır. Kitre fi- yatlarında geçen seneki gibi yükseliş başlamıştır. Birinci nevi beyaz mallar 255 - 300 $ kuruş arasında, ikinci nevi- ş ler 200. 225, Piyanto'lar $ 115 - 132,5, sarı mallar 90 - 105, Calo nev'i 50 - 65 ve adi ; ; tan satılmaktadır. | çamurlu kitreler 40 kuruş” ..... Dün, Piyasamıza Bir Vagon Buğday Geldi Dün şehrimize on yedi vagon buğ- day, üç vagon arpa ve bir vagon çav- dar gelmiştir. Gelen mallar tamamen satılmıştır. Piyasa istekli olarak açıl mış ve istekli olarak kapanmıştır. Dünkü satışlarda Polatlının 1-2 çav- darlı buğdayları ile arpu satışları üze ritde 4-5 para kadar yükseklik kay- dedilmiştir. Polatlılar 6,25 6,30 ku - ruştan arpalar ise 4/07 - 4,12 kuruş- tan satılmıştır. Yumuşak #ra mal buğdaylar 5,20-6 kutfug,sertlerden Ur fa malları 5,22 ve Bandırma buğday- larmdan 2-3 çavdarlılar 6,05 ve 10 yavdarlşia 9,02 KUTUŞLAN HUŞLET Dul muştur. Çavdar 4,32 kuruştur. Dün 13 vagonda 185 bin kilo arpa satışı olmuştur , yanamıyacağına hükmederek: 3 (Arkası var) LOKMA GDOSUY TT HEK LER ii N > İNİN Bıldırcın Eti Imroz adasınm çulluklarını yaz- dıktan sonra bizim Istanbulun bd. dırcınlarını unutursam okuyucula. rım beni ayıplamakta haklı olur. lar. Bir kere, bıldırcın - 8Y eti me. raklılarının ittifaklarile - çulluktan daha kibar ve daha üstün bir kuş- tur. Sonra da, istanbulun bıldırem ları bütün dünyada meşhurdur. Yaz mevsimini Kırım taraflarında ge. giren bıldırcınlar, sonbahar yağ. murlarını geçirince . yani pek ya- kında - sicak memleketlere döner. lerken binlerce ve binlerce Istan. bula gelirler, burada kırk gün ka- dar vakit geçirirler. Hem de burada geçirdikleri zaman onların en yağlı devirleri olduğundan birçokları yer lerinden kalkmakta zorluk bile çe. kerler, Bundan dolayı olacak ki, bize frenk diyardan gelen zayıflık mo dası çıkmazdan önce bıldırcın İstan bulda güzellik timsali sayılırdı. Gö rücüye çıkan anneler, ri kızm kaşlarını ve gözlerini oğul- larma tarif ettikten sonra, boyuna ve endamına gelince; — Buldırem gibi taze!; Diye sena ederlerdi.. Bıldıremı Istanbula gelir gelmez avlamak doğru olmaz. Çünkü deni- zi pek acele geçtiği için buraya ge- lince yorgun düşer. Yorgun kuşun eti de zararlı olur. Onun İçin bir- kaç gün bıldırcın dinlenmesini beklemek lâzımdır. Bıldırcın da yu- vasmı - çulluk gibi - yerde tarlalı- rın arasında yapar. Yağlandığı va- kit hareketi ağır olduğundan ağla, tuzakla, ökseyle de tutmak müm- kilndür. Zaten bıldıremm kıs karar gâhı olan sıcak memleketlerde öyle yaparlar ve oralarda pek çok tutul. duğundan hemen tüylerini yoldtık- tan sonra içini temizlerler ve tuzla yarak fıçılara basarlar ve konserve olarak saklarlar, Fakat bıldırcın etini taze olarak yemek elbette müreceahtır. Zaten o da, yine çuluk gibi, bayatlatılınca yenilmez. Bıldırcın yemekte acele eden avcılar hemen kırda onu ke- bap ederek yerler ve biraz gecikin ce bıldırcının kendisine mahsus gü- zel kokusunm kaybolâuğrmu iddia ederler, Su içine girince, bıldırcmn eridiğini, buhar haline girerek kay bolduğunu söyliyenler bile vardır. Buna rağmen bıldırcm etini pişir menin kırktan ziyade türlüsü var- dır. En makbulü - bildırem sicak memleket kuştı olduğundan ileri gel- se gerek . Hint usulünde pilâvlı ve salçklı bildrremdir. Ancak bunu pek usta ahçılar pişiredilirler. Burada bıldıremları birer birer asma yap- raklarını «srdıktan sonra içerileri- ni (kendilerinin o karaciğerlerile doldurun - bıldırcın başıma on iki tane - kabukları soyulmuş ve şekir- dekleri çıkarılmış üzlim ilâve ede- rok isimli hilleren nisirmek daha kolaydır, Bu türlü pisirilmiş bıldır. cın, taze olursa hiç kimseye, midesi zayıf olanlara bile dokunmaz, Bıldırcın mevsimi, istridye mev- simi de olduğu için, onun bir de is- tridyeli nevi vardır. Buna yabani kaz eti de ilâve edilir. Fakat bu tür- lüsünli yemek için birinci şart mi- denin pek sağlam olmasıdır. Yalnız şekerli hastalar için arayıp ta güç- Tükle bulabilecekleri nefis bir Mâç o Tar . EKONOMİ Istekler Arttı; | Parası Serbest yapmak istiyen birçok Alman mışlardır. İhracatçılarımız, bu taleplere ce vap vererek fiyat göstermişlerdir. Pi yasaya gelen haberlere göre, son an- laşmanm en kuvvetli ve esaslı nokta sı bir miktar paranm serbest döviz ile ödenebileceğidir. Almanya, Türki- yeye ithal edeceği malların yüz nis- betine mukabil Türkiyeden 120 nispe tnde yani 20 fazlasile mal çekecek- tir. Yüz nisbetindeki ithalât ve ihra- İcat klering hesabile muamele göre İ cek, diğer 20 fazlası da Almanya ta- rulından serbest dövizle ödenecektir. Bu suretle ihracat ve ithalât müva- zenemiz için Türkiye lehine beşte bir nisbetinde fazlalık kaydedilmiş ola- caktır. Eğer Almanyanın beşte biri ödeme kabiliyeti sarsılmazsa, Almanya ile ticaret işlerimizde yeni bir inkişaf başlıyabilecektir. Heyetimiz dönüyor Türkiye « Almanya yeni ticaret an laşmasının metni dün şehrimize geti- rilerek akşam Ankaraya gönderilmiş- tir. Türk heyeti de Berlinden hareket etmiştir. Faik Kurtoğlu ve arkadaş- ların yarın şehrimize gelmeleri bek- leniyor. Müracaatlar cevapsız bırakılmıyacak Birçok Avrupa ticaret müessesele- ri Avrupa piyasalarında rağbet gören ve daima aranılan Türk mallarından satın almak istedikleri ve bu maksat la tüccarlarımıza mektuplar gönder - dikleri halde bazı tüccarlarımızın bu taleplere cevap vermedikleri ticaret odasının nazarı dikkatini çelmiştir. İstenilen mallar kendilerinde bulun- masa bile memleketin menfaati icabı olarak ecnebi ticaret müesseselerinin cevapsız bırakılmaması odaca alâka- darlara bildirilmiştir . ZAHİRE BORSASI 9.9.9037 FIYATLAR Cinsi Aşağı Yukarı KEP. KEP. | Buğday yumuşak 610 6134 Buğday sert 5824 6,5 Buğday kızılca 647 —— Arpa 4— 4124 | Bakla 410 420 Çavdar 43207 w | Kuşyemi dökme Keten tohumu 025 Susam 16,— Darı sarı 430 Tiftik mal 127.20 — Yapak Anadol 5— —— GELEN Buğday 700 Ton Çavdar 8 Ton Arpa 120 To» Mercimek 3i Ton Tiftik 30 Ton Yapak 3i Ton Un 2 Ton İç fındık 4 Ton Mısır 25 Ton GİDEN Susam 214 Ton Kuşyemi 10 Ton Darı 2454 Ton DIŞ FIYATLAR Buğday Liverpul 64 K Buğday Şikago 5,8 E Buğday Vinipek 6,6 K Arpa Anvers 5.7 K Mısır Londra 390 K Keten T. Londra 813 K Fmdık G, Hamburg ©5— K Emdik T, Hamhire »5— K Alman Firmaları . Teklif Yapıyorlar İhraç Edeceğimiz Mallardan Bir Kısmının Dövizle Ödenecek Almanya ile yapılan yeni anlaşma üzerine birçok firmalar memleketimizden mal istemiye başlamışlardır. Fındık, kuru üzüm, bira, çavdar, deri, tiftik, yapağı, palamut, iç ceviz, yumurta gibi Alman piyasalarında iyi tanınmış Türk malları üzerinde iş Khalâtçıları müracaatlarını artır. Türk Borcu Birkaç Puvan Düştü m Doların Yükselişi Piyasayı Alâkalandırdı Dün borsa işlerinde biraz hareket görülmüştür. Paris borsasmı kollıyan Ünitürk tahvilleri üzerinde biraz dü“ şüklük olmuştur. Buna sebep Pariste evvelki gün 259 frank olan Ünitürk- lerin, dün 257 franga düştüğü haberi dir. Bu haber üzerine 14,75 lira olan Türk borcu 14,60 liraya inmiştir. İngiliz lirası üzerinde de birkaç pu an düşüklük olmuştur. 931 kuruş o- lan sterlin 630 kuruştan muamele gör maükyiiim. Yalnız doların yükseldiği borsaya gelen haberlerin en mühimmi sayılabi tir. Bu yilkseklik devam ederse Av- rupa borsalarını tesirsiz bırakmıya - cak ve Amerika ile iş yapan müesso- geleri sarsacaktır. Dün Ergani tahvilleri Üzerinde 95 liradan, Anadolular üzerinde 41,15 5 rTadan Merkez bankası hisseleri Üze- rinde 90,50 liradan musmele olmuş ve Aslan Çimentosu 10,15 lirada ka» panmıştır. BORSA) İ 9 Eylül PERŞEMBE İ i PARALAR Sterlin i Dolar | Fransız Pr i Liret Belçika frangı 50,— İ Drahmi | İsviçre Fr. | Lava | Florin Kron Çek N Şilin Avusturya 21— 23,00 Mark 28,— - 31— Zioti 28, İ Pengo Ley İ Dinar İ Kron İsveç İ Altın 1048,— İ Banknot 251,— İ ÇEKLER İ Londra 630,— İ NewYork © 0,7860 ! Paris 21,125 Milâno 14,9444 Brüksel 4,6615 Atina 86,146) Cenevre 3,4225 Sofya 63,4920 Amsterdam (1,4265 Prag 2251 Viyana 4,16 Madrid 12,0634 .l Berlin 19595 1,9090 Varşova 4,1270 4,1270 Budapeşte 3,9880 3,8880 Bükreş 106,6666 106,6666 Belgrad 34,325 3432v Yokohama (o 2,7268 2.7268 Moskova 20,402. 204025 | Stokholm 3,0785 0745 İ gele 4