10 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

>. MAi YA D ö A G AM AA . * Ha M A wG ae Ki —- 10. ŞAHİSMAİLK .Cellâ’rbaşı : Kence Âleti azırlıyor Glurğt:.ldede bu sözleri söylerken; Ü eski minderin ucunu kal lüşy ,” Oradan aldığı bir kese do- Sajk, by'— Saide vermişti. Tirgipç U keseyi koynuna yerleş- öpmüş ” Sonra, Aptaldedenin elini Tqm"o Piya doğru ilerlemişti. B'urlütü anda, kapının önünde bir Tesine , Puştu... Bir atın kişne- "—S%râlîmakxm bağırışmalar ka- î'- sokabğu Sürültüyü merak etmiş Etmiyei, & çıkmak için acele gös- dan ih&l'et(ğrdüğü manzara, şun- bir at, kimbilir nerede sa den boşanmış, buraya " Âtm sahibi ile birkaç ki- TI atı tutmaya çalışıyor R; Kat hiyvan, fena halde öfke- ıemjm_ anma, kimseyi sokmak is “lçmei' Âcı acı kişniyerek etrafı si.it_ *&? Savuruyordu. Te ji Aün sahibine bir iyilik et- ng_ d:ehuşti"_ Cesur delikanlı, ev F v .nv&hn köşesini siper almış- Tikı, hım'lı bir kaplan gibi çevik Ulnq% &nn üzerine atılmış., Ba- &, Sarkan kolarını yakalamış- & l!te © zaman, Saitle bu âsi ve '“ücadahlün hayvan arasında bir başm e başlamıştı. Hayvan, şah “âldin üzerine atılmıştı. hh&îğ b“)fuk bir cüretkârlıkla a- Hlyv Üna sarılmıştı. » evvelâ bu cüretten şa- S“Rrı_ * Bir saniye duralamıştı. mlı_homgm bir tehevvürle sıçra- İ’?i Ydunu kuvvetle sarsmış, Sa bi mtehrlatmış.. Arka ayaklarile Ya başı, “Avurduktan sonra, kaçmı —Bll'mştı. Bu y AYümıştı. 5! uc_*“İeleyi kapının arasından İeain A İihtiyar kadın derhal De- n“%'. â girmiş.. Vakayı nak &; “Rldedenin bu işe canı sıkılmış VÜ R'ğj* n'_“f ne üstüne vazife idi?. oı'mmç'“ karıştı... Mademki bir Naj ;â tabii onu sokakta bı ı İye, h Turıldandı. M . * ukavemetinin Son Haddi Ş Ş Ah İsmail, ikide birde bah- & ç“'îl'lbaşıya haber gönderi- S dqblyîu:ç'v&n yamağı gelmedi mi? &%d:_"dumyordu... Fakat her & Ü H?—'nüz 3 LN &lıp) gelmedi.. Geldiği an- e'vlh Uzura getireceğim. “"'% du“ aldıkça, öfkesinden çıl &h “Tecesine geliyordu. Maksadı, bu delikanlıyı da €vap etmek.. Ondan ya- bir ipucu ile, Zühreyi K " Fakat, saatler geçiyor, de;i bip , YOr, ortalık kararıyor.. 'kaml“ma.u için izin alıp giden .qş&h dan: eser görünmüyordu. hen h“dqî-nau' artik sabırsızlığın u'*le,,,i e€ gelmişti. Daha fazla t â.aîîh'il tahammül göstermemiş k . Sarayını teşkil eden mu I_mflm şimal tarafındaki indeki taş odaya inmi- ,%uh,.e V_el'mişti_ tik :lıv' bir kîîede yatıyordu. Ba ef N tarafa çevirmiş.. Sık ::“Meı:hyordu. Çektiği maddi, ı,ut“%ır gıuabı belli etmemek için kiş bi Yret gösteriyor.. Fakat Ğu_vnkit Bayretlerine rağmen, va Üe İtilerini zaptedemiyor- bi dtb “nq% Hetm Aşı, (taş oda) denilen bu “un,?m" bir tek penf:eresğ Uş.. En kuvvetli keçi Veni bir işkence âleti ö- rüyorlu. Cellât yamakları, kapınm dibinde duruyorlar.. Kıza yapıla - cak işkenceye başlamak için emir bekliyorlardı. Dehlizde, bir ayak sesi işitmişler di. İşkence emrini getiren adamın geldiğine hükmetmişlerdi. Başlarını kapıdan çıkarıp bakmışlardı, O za man büyük bir telâş ile: — Usta!., Kalk.. Alâ Hazreti Şah geliyor. Diye mırıldanmışlardı. Cellâtbaşı, elindeki işi atmış.. Yerinden fırlamış.. Şahı karşılamış tı. ğ Şah İsmail, pervasız ve öfkeli bir tavırla içeri girmişti. Bir köşede yatmış olan Zühreyi birdenbire gör mediği için, büyük bir telâş ile: — Kız nerede?. Demişti.. Cellâtbaşı, yerlere kadar eğildik ten sonra: — İşte, Şahım.. Fermanmızı bek liyor. Diye cevap vermişti. Zühre, yattığı yerde, bütün bun ları işitmişti. Kalbi acı acı çarpam, rak bütün vücudü, zangır zangır titremişti.. — Allahım!, Sen bana sabır ve tahammül ver. Diye söylenmişti. Şah, emir vermişti: — Kaldırın, şu kızı. * ki cellât yamağı, derhal Züh l renin üstüne atılmışlar.. O- muzlarından tutarak kaldırmışlar dı. Şah İsmail, Zühreye yaklaşmış: — Söyliyecek misin?.. Doğrusu- nu, söyliyecek misin ?.. — Birşey bilmiyorum, * Şahım. Ne söyliyeyim?.. - — O delikanlı kimdi?. Onunla, ne konuştun?, — Yalan, Şahım.. İftira.. Hiç kimse ile birşey konuşmadım. — İnkâr etme. Şunun doğrusunu güzellikle söyle.. Zaten nasıl olsa, şimdi söyliyeceksin. Fakat, boş ye- re ıstırap çekeceksin. — Yok.. Söyliyecek, hiç birşe- yim yok Şahım.. Kendime, ve baş kasma iftira mı, edeyim?. Şah İsmail, bir an tereddüt et- mişti. Hâdiseyi kendisine haber ve ren bahçıvanın hakikaten kıza bir iftira etmek ihtimalini aklından ge çirmişti.. Fakat o delikanlı.. O bah çıvan yamağı. O, niçin birdenbire ortadan kayboluvermişti?. Bu delikanlının ortadan kaybol- ması, hiç şüphesiz ki bu işte bir sır olduğuna delâlet etmekte idi. Bu sır, sadece bir aşkı, bir gönül mace rasını ihtiva etse, belki Şah İsmail bu kadar şiddet ve hırçınlık gös- termiyecekti. Fakat Zührenin derin bir inat ve ısrar ile herşeyi inkâr etmesi, bu meselenin casusluktan başka birşey olmadığna hükmet- tirmekte idi. Şah İsmail, bu düşünce ile geri çekilmişti: — Günahı, kendi boynuna.. Şu kızı söylet, Cellâtbaşı.. Emrini vermişti. Cellâdbaşı; — İşe, hafiften başlıyalım. Diye mırıldanmıştı.. Zührenin vücudünü kuvvetli kollarile kavra mış.. Ortadaki demir masanın üze rine, yüz üstü yatırmıştı. Cellât yamakları masanm kena- rma üşüşmüşler.. Zührenin kolları nı ve bacaklarını, masanın üstünde ki halkalara geçirerek sımsıkı bağ- lamışlardı. Cellâtbaşı, ellerinin çevik ve alış- kın hareketile, Zührenin elbisesini omuzlarından tutup parçalamış.. Beline kadar açmıştı. Sedef beyazlı gı ile parlıyan bu emsalsiz vücudü görünce Şah İsmail dayanamamış: — Ne nefis.. Ne mütenasip omuz lar.. İpek yataklara bile lâyik görü lemiyecek kadar muhteşem bir gü zelliğe malik olan bu vücudün iş- kence masasına yatırılması, ne va zık.. Fakat; bunu o istedi. Diye mırıldanmıştı. c ellâdbaşı, raftan bir kava- noz almıştı. İçinden, zeytin yağı ile ıslatılmış bir parça pamuk çıkarmıştı. Bu pamukları, küçük küçük parçalara ayırarak, Zührenin omuzlarından beline kadar muhte- lif yerlerine yapıştırmıştı. Ve son- ra, elinde kalan pamuğu, duvarda asılr olan meşaleden tutuşturarak o küçük pamukları birer birer yak mıya başlamıstı. - Zührenin vücudü ıstırapla geril- mişti. Kesik kesik inlemişti. Şah İsmail; onun, bu ıstıraba da yanamıyacağına hükmederek: ö (Arkası var) YN EKONOMİ Piyasada Kitre Toplandı Bu hafta içinde kitre sa- tışlarında da canlılık görül- mektedir. İngiltere, Fransa ve Amerika için piyasamız- dan külliyetli miktarda kit- re toplanmıştır. Kitre fi- yatlarında geçen seneki gibi yükseliş başlamıştır. Birinci nevi beyaz mallar 255 - 300 kuruş arasında, ikinci nevi- ler 200 - 225, Piyanto'lar 115 - 132,5, sarı mallar 90 - 105, Calo nev'i 50 - 65 ve adi çamurlu kitreler 40 kuruş- tan satılmaktadır. İIstekler Arttı: Alman Firmaları Teklif Yapıyorlar İhraç Edeceğimiz Mallardan Bir Kısmının sesklin sa Parası Serbest Dövizle Ödenecek Almanya ile yapılan yeni anlaşma üzerine birçok firmalar istemiye başlamışlardır. üzüm, bira, çavdar, deri, tiftik, yapağı, palamut, iç ceviz, yumurta gibi Alman piyasalarında iyi tanınmış Türk malları üzerinde iş | yapmak istiyen birçok Alman ithalâtçıları müracaatlarını artır- memleketimizden mal mışlardır. İhracatçılarımız, bu taleplere ce- vap vererek fiyat göstermişlerdir. Pi yasaya gelen haberlere göre, son an- laşmanın en kuvvetli ve esaslı nokta sı bir miktar paranın serbest döviz ile öd Dün, Piyasamıza Bir Vagon Buğday Geldi Dün şehrimize on yedi vagon buğ- day, üç vagon arpa ve bir vagon çav- dar gelmiştir. Gelen mallar tamamen satılmıştır. Piyasa istekli olarak açıl- mış ve istekli olarak kapanmıştır. Dünkü satışlarda Polatlının 1-2 çav- darlı buğdayları ile arpa satışları üze rinde 4-5 para kadar yükseklik kay- dedilmiştir. Polatlılar 6,25 6,30 ku - ruştan arpalar ise 4,07 - 4,12 kuruş- fan satılmıştır. Yumuşak sıra malı buğdaylar 5,20-6 kutuş,sertlerden Ur fa malları 5,22 ve Bandırma buğday- larından 2-3 çavdarlılar 6,05 ve 10 çavdarlılar 0,04 Kuruştan muşteri bul muştur.'Çavdar 4,32 kuruştur. Dün 13 vagonda 185 bin kilo arpa satışı olmuştur , HEK ÖĞÜTLERİ Bıldırcın Eti Imroz adasımın çulluklarını yaz- dıktan sonra bizim Istanbulun bıl- dıremlarını unutursam okuyucula- rım beni ayıplamakta haklı olur- lar, Bir kere, bıldırcın - av eti me- raklılarının ittifaklarile - çulluktan daha kibar ve daha üstün bir kuş- tur. Sonra da, istanbulun bıldırcın bileceğidir. Almanya, Türki- yeye ithal edeceği malların yüz nis- betine mukabil Türkiyeden 120 nispe tinde yani 20 fazlasile mal çekecek- tir. Yüz nisbetindeki ithalât ve ihra- cat klering hesabile muamele göre- cek, diğer 20 fazlası da Almanya ta- rafından serbest dövizle ödenecektir. Bu suretle ihracat ve ithalât müva- zenemiz için Türkiye lehine beşte bir nisbetinde fazlalık kaydedilmiş ola- caktır. Eğer Almanyanın beşte biri ödeme kabiliyeti sarsılmazsa, Almanya ile ticaret işlerimizde yeni bir inkişaf başlıyabilecektir. Heyetimiz dönüyor Türkiye - Almanya yeni ticaret an laşmasının metni dün şehrimize geti- rilerek akşam Ankaraya gönderilmiş- tir. Türk heyeti de Berlinden hareket etmiştir. F'aik Kurtoğlu ve arkadaş- larının yarın şehrimize gelmeleri bek- leniyor. Müracaatlar cevapsız bırakılmıyacak Birçok Avrupa ticaret müessesele- ri Avrupa piyasalarında rağbet gören ve daima aranılan Türk mallarından satım almak istedikleri ve bu maksat la tüccarlarımıza mektuplar gönder - dikleri halde bazı tüccarlarımızın bu taleplere cevap vermedikleri ticaret odasının nazarı dikkatini çelmiştir. İstenilen mallar kendilerinde bulun- masa bile memleketin menfaati icabı olarak ecnebi ticaret müesseselerinin cevapsız bırakılmaması odaca alâka- darlara bildirilmiştir . Fındık, kuru aÖLÜkei aa Türk Borcu — Birkaç Puvan Düştü : ——— Doların Yükselişi Piyasayı Alâkalandırdı Dün borsa işlerinde biraz hareket görülmüştür. Paris borsasını kollryan 1 Ünitürk tahvilleri üzerinde biraz dü« şüklük olmuştur. Buna sebep Pariste evvelki gün 259 frank olan Ünitürk- h lerin, dün 257 franga düştüğü haberi ğ dir. Bu haber üzerine 14,75 lira olan ! Türk borcu 14,60 liraya inmiştir. j İngiliz lirası üzerinde de birkaç pu 'J an düşüklük olmuştur. 931 kuruş o- lan sterlin 630 kuruştan muamele gör snüştür. Yalnız doların yükseldiği borsaya gelen haberlerin en mühimmi sayılabi Hr. Bu yükseklik devam ederse Av- rupa borsalarını tesirsiz cak ve Amerika ile iş yapan müesse- seleri sarsacaktır. Dün Ergani tahvilleri liradan, Anadolular üzerinde 41,15 li radan Merkez bankası hisseleri üze- rinde 90,50 liradan muamele olmuş ve Aslan Çimentosu 10,15 lirada ka- panmıştır. bırakmıya « üzerinde 95 gâhı olan sıcak leketlerde öyle yaparlar ve oralarda pek çok tutul- duğundan hemen tüylerini yolduk- tan sonra içini temizlerler ve tuzla yarak fıçılara basarlar ve konserve olarak saklarlar. Fakat bıldırcın etini taze olarak yemek elbette müreccahtır. Zaten o da, yine çuluk gibi, bayatlatılınca mevsimini Kırım taraflarında ge- çiren bıldırcınlar, sonbahar yağ- murlarmı geçirince - yami pek ya- kında - sıcak memleketlere döner- lerken binlerce ve binlerce Istan- bula gelirler, burada kırk gün ka- dar vakit geçirirler. Hem de burada geçirdikleri zaman onların en yağlı devirleri olduğundanm birçokları yer lerinden kalkmakta zorluk bile çe- kerler, Bundan dolayı olacak ki, bize frenk diyarından gelen zayıflık mo dası çıkmazdan önce bıldırem İstan bulda güzellik timsali sayılırdı. Gö rücüye çıkan amneler, beğendikle- ri kızın kaşlarını ve gözlerini oğul- larına tarif ettikten sonra, boyuna ve endamına gelince; — Bildircin gibi taze!: Diye sena ederlerdi... Bıldırcını İstanbula gelir gelmez avlamak doğru olmaz. Çünkü deni- zi pek acele geçtiği için buraya ge- Tince yorgun düşer. Yorgun kuşun eti de zararlı olur. Onun için bir- kaç gün — bildireminm - dinlenmesini beklemek lâzımdır. Bıldırcın da yu- vasmı - çulluk gibi - yerde tarlala- rın ar da yapar. Yağlandığı va- kit hareketi ağır olduğundan ağla, tuzakla, ökseyle de tutmak müm- kündür. Zaten bıldırcınm kıis karar 'dur. Yaz yenil Bıldırcın yemekte acele eden avcılar ,hemen kırda onu ke- bap ederek yerler ve biraz gecikin ce bıldıremın kendisine mahsus gü- zel kokusunun kayholâuğunu iddia ederler. Su içine girince, bıldırcının eridiğini, buhar haline girerek kay bolduğunu söyliyenler bile vardır. Buna rağmen bıldırem etini pişir menin kırktan ziyade türlüsü var- dır. En makbulü - bildirem sicak memleket kuştu olduğundan ileri gel- , erek . Hint usulünde pilâvlı ve salçâlı bıldıremdır. Ancak bunu pek usta ahçılar pişirebilirler. Burada bıldıremları birer birer asma yap- raklarma sardıktan sonra içerileri- ni — kendilerinin karaciğerlerile doldurun - bıldirem başma - on iki tane - kabukları soyulmuş ve şekir- dekleri çıkarılmış üzüm ilâve ede- FPok #Üzümlü hlArrem nisirmek daha kolaydır, Bu türlü pisirilmiş bıldır- em, taze olursa hiç kimseye, midesi zayıf olanlara bile dokunmaz, Bıldırcın mevsimi, istridye mev- simi de olduğu için, onun bir de is- tridyeli nevi vardır. Buna yabani kaz eti de ilâve edilir. Fakat bu tür- lüsünü yemek için birinci şart mi- denin pek sağlam olmasıdır. Yalnız şekerli hastalar için arayıp ta güç- lükle bulabilecekleri nefis bir ilâç o kar “ ZAHİRE BORSASI 9-9-937 FIYAILAR Cinsi Aşağı Yukarı K P. K E Buğday yumuşak 6,10 6,131> Buğday sert 5,324, 6, 5 Buğday kızılca 6, 2 —— Arpa A— 4,12:4 Bakla 4,10 4,20 Çavdar 4,32/3 —— Kuşyemi dökme 8$— —— Keten tohumu 9,25. — — * Susam 16,— — 16,20 Darı sarı 4,30 4,3715 Tiftik mal 127,20 . —, — Yapak Anadol 5Sö— —— GELEN Buğday 700 Ton Çavdar 60 — Ton Arpa 120 —Ton Mercimek 37 Ton Tiftik 30 Ton Yapak 37 Ton Un 24 Ton İç fındık 24 Ton Mısır 25 Ton GIDEN Susam 2115 Ton Kuşyemi 10 Ton Darı 2434 Ton DIŞ FIYATLAR Buğday Liverpul 614 K Buğday Şikago 5, 8 K Buğday Vinipek A, A Arpa Anvers A l Mısır Londra 3,90 K Keten T. Londra 8113 K Fındık G. Hamburg 95ö5.— K Fondik T. Hamhurs 9M©M— K BARSA 9 Eylül PERŞEMBE PARALAR Sterlin 626,— — 632,— Dolar 123.— — 127,— Fransız Fr. 9ü,— — 100,— Liret 100— — 115,— Belçika frangı S80,— SB4,— Drahmi 20,— 20,— İsviçre Fr. — 5T0,— — 580,— Leva 20,— 23,— Florin * 65— — 70,— Kron Çek Tâ— B4,— Şilin Avusturya 21,— — 23,50 Mark 28,— — 3l,— Zloti 20,— 23,— Pengo 2l)— — 25,— Ley öL DS0 Dinar 48,— 52,— Kron İsveç 30,— 32,— Altın 1048,— 1049,— Banknot 257,— — 258,— ÇEKRKLER Londra 630,— — 630,— New-York 0,7860 - 0,78525 Paris 21,125 — 21,125 Milâno 14,9444 — 14,9444 Brüksel 4,6615 — 4,6615 Atina 86,7460 86,7460 Cenevre 3,4225 — 3,4225 Söfya 63,4920 63,4r20 Amsterdam — 1,4265 1,42 Prag 22,51 22,51 Viyana 4,16 4,16 Madrid 12,0634 12,0634 Berlin 1,9595 — 1,9595 Varşova 4,1270 — 4,1270 Budapeşte 3,9880 — 3,9880 Bükreş 106,6666 106,6666 * Belgrad 34,325 — 34,32v Yokohama — 2,7268 — 2,7268 Moskova 20,402- 20,4025 Stokholm 3,0785 — 3,0785 A H |

Bu sayıdan diğer sayfalar: