4 Eylül 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

4 Eylül 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

aa 1-9.937 TAN Gündelik Gazete BAŞMUHARRIRI met Emin YALMAN in hedefi: Haberde, fi- Füst, er şeyde temiz, dü Bazeteyi ei olmak, kariin a ıya çalışmaktır. nn” A! We | Sorun MESELELERİ ider Yolu N Emin Yoldur rada otomobil ve kamyon Ka- Sisi “1 az olması icap eden yol Mao, Ye - Büyükdere ve Şişli « Pohuüy, bayırı » Büyükdere çatal niş Me coğu da h* Kayritabiidir ki, kazala- Ey,“ bü çatal asfaltta oluyor. kap iyi Yolda hiç kaza olmaması kalay *. Çünkü direksiyon kullanan, Mat yan herkes biliyor ki, bu yol, ki asıtaların yolu değildir. Bel Beki itibarile yarısıdır. Burada Vasıtaların işl dı Biliş ım işlemesi bir de olar, ya yapılmasile mümkin Düğün, Yol sadece gidiş yoludur. Döne, meçleri çoktur, keskin- Maiyleri yokuşları diktir, serttir. Yolda, Ürreç ancak idarei maslahatla ve 8 dikkatle gidilip gelinebi - Y! getiren bütün bu sebepler Ve herkes onları bilip durur- iye kazalar olması dikkatsiz. kayrtsıliktan ve insan canma | a *akacılık hastalığından başka sayılmamalıdır. Mebepten ybr, kamyonların çifter irice söyle dursun, Poma, bir yol olsa da orada bir çar- eği devrilme olsa, ona kaza Make Çünkü kaza, umulmadık © derler, Halbuki şimdiki yol- rüldüğü gibi - her kaza umula- * Bunun için biraz dikknt ve efen- örs ik, Ni bilhassa hususi otomobil! am bazılarının delişmen. Allan fiyaka hastalığa tutul - Olan, © umursamazlıklarından er Ee | arasında öylelerini.. gördük | eyl lann bir"hususi otomobil bu- | leri için bütün Istanbul sokak- iş keygpe lelerinin, yollarmın tapu lerine verildiğini sanıyorlar. ni, ya Bus malı olan kendi çifdliği- Nayad bile tavuğunu, keçisi- ek için daha dikkatli ve in gider. Halbuki bunlar, vatan - larının bile kendi tekerlekleri. rine verildiği zehabımdadır- SEE ( Se ler idaresinin hakkile başa ğma hak verelim, bu iş biraz irekkiyondakilerin vledanca, in- kg, VE medenice düşünmelerine bağ Mere gelince açıkça söyliyebi- bu yolun otobüslerindeki Wü- e hayrete düşürüyor, Ge- ta, Rünli Büyükdereye gitmek Kiriş esim durağında tiç otobits bek- İ danla Arna yuzaniğe rabistan âleminin en dikkate değer şahsiye- ti, hiç şüphe yokki, Suudi memleketin Hükümdarı Kral Abdülâziz bin Essuuddur. Es- kiden Mekke şeriflerine ait ül- keleri yıldırım süratile zapte- derek bütün mukaddes maka- mata hâkim olan ve bu hava- liyi bir hamlede ilhak eden Me- lik Abdülâziz, kısa bir zaman sonra Yemenle arasında çıkan ihtilâfları yine harp ilânile ve yıldırım süratile halletmiş, bu suretle Arabistanın en sözü dinlenen, en kuvvetli şahsiyeti ve askeri kudret bakımından en satvetli hükümdarı sayıl mıştı. Kendisi bu vaziyetini bugün de muhafaza etmekte ve müstakbel Arabistanın te- mel direği tanınmaktadır. Son günlerde Suudi Arabistann yeniden bir genişleme hareketine tevessül edeceği haber verildiğin- den, bu haberlerin hakiki mahiyeti henliz anlaşılmamış olmakla bera- ber Suudi Arabistanm vaziyetini ve Kral Abdülâzizin şahsiyetini tah- Bi etmeyi faydalı görüyoruz. wud oğlu Abdülâzizin bugün idare ettiği memleket bir hayli büyüktür. Hududu şimalde Şarki Erdön, İrak, Suriye ve Filisti ne temas eder. Cenupta Hadramut ve Adene, Şarkta Şap denizi kıyılarma ve Garpte Basra körfezine uzanır, Bu saw işlüle üç milyon, belki daha msi yOT, Bugün bu memleket yakın Şark si- yasetinde mühim bir âmildir. Ço- cukluğunda yoksul, sürgün bir a- dam olan Kral Abdülâzizin bütün bu ülkeleri zaptederek yeni bir dev- let vücude getirmesi, anlatılmıya değer bir hâdisedir. > Fakat bu hâdise on sekizinci as- rın ilk günlerinden başlar. Bu si- rada Arabistanda “Vehabilik” is- mini alan mezbep doğmuş ve Suud oğlunun ataları bü mezhebi benim» semigler, bu mezhebi yaymak için büyük ve sürekli bir mücadele aç- mışlardı. Mücadele 1892 yılma ka- dar devam etmiş ve bir aralık Ve. habilik namma geniş muvaffakıyet ler temin eden bir mahiyet slmış, fa kat en sonunda, daha faik kuyvet- ler karşısında yıkılmış ve hareke- Sagi Mecbur olduk, Bu arabalarda yla, enn ve buna önceden yer ie, gelince (orasi tutulmuş. | Ni bn meşguldür, öteki araba-! Yoğ *ler, Yollarda da bu Hâübalilik Ün Dönüşte ve dünemeçlerde s0- m otobüsçülere (yasak) 1 biz gösterdik. Arkadan ışık peh Arabayı hendeğe yuvarlamasın ği ze üzen pencerenin perde kı İni biz elimizle, ayağımıza gt Eğer elimizde yeni icat DA rivayet edilen ve makineleri mi durduran esrarengiz ışık ol- Mitg, İslice stiratini yine biz kese unla beraber Taksime can en teşekkür ederiz. a dediğimiz gibi bü yol böy- ikea hiç kaza çıkmaz, Fa- Atü, SAvrimedeni Hübalilik devam “rast bir kazalar kaynağı ok tin Jideri olan Suud oğlu Abdürrah man, 12 yaşındaki oğlu Abdülâzizi kolundan tutarak memleketinden gıkıp gitmek mecburiyetinde kal- müŞti. asra körfezinin kıyılarına il- tea eden bu çocuğun eme- li, yurduna dönerek bütün Arabis- tanı zaptetmekti. Kendisi daha on beş yaşında bir çocuk olduğu hal- de bu işe başladı ve sürgüne gitme sinin üstünden on Sene geçmeden, âtslarınn şehri olan Riyad'ı muvaf fakıyetle işgal ettikten başka bü. tün Necidi geri almıya muvaffak ol du ve hasımlarını birer birer yere serdi, Bu hâdise, 1902 senesinde vuku bulmuş ve genç Tbnissuud orta Ara bistanm en kuvvetli şahsiyeti ola» rak kendini tanıtmıştı. kurtulamıyacaktır. Ibnissund, daha sonra büyük har ARAP ÜLKELERİNDE YENİ BİR HAREKET Mİ OLACAK? 2 TA İM NN » Yazan: Örer Rıza Doğrul | Yara AM MM "mara Suudi Arabistan Hükümdarı İbnissuud ra akın eden çapulcular halinden çıkararak, bir yere yerleşen, ekim biçim ile meşgul olan, İakat sırası gelince derhal hareket eden munta. zam cemaatler haline sokuyordu. Bu hâdise Arabistan tarihi bakı- mından çok anühimdi. Ve Kral Ibnis suud hakikaten büyük bir sosyolo- ji tecrübesi yapıyordu. Bu tecrübe sayesinde Bedevi Arap asrileşe - cek, gıda ve su temin edecek, her yeri mamur edecekti. Arabistanda buna dir. Bu teşkilât bilhassa 1910 sene. sinde tekemmu, etmiş ve Tbnlasuu- dun kendisi bu teşkilâtı ileriletmek için meşgul olarak Arapları din ve milliyet umdeleri etrafında birleş- ürmeyi istihdaf etmişti. Bugün bu teşkilât İbnissuuda, 60,000 asker te min etmektedir. Harp #amanında Kral İbnissuuda bu kuvveti veren Ihvan teşkilâtı sulh zamanımda zi- “ihvan” teşkilâtı denilmekte. rast ve istihsal ile meşgul olmakta. dırlar. * bnissuud, bu Ihvan teşkili İtin temin ettiği büyük kuvvet sayesinde Hicaz Kralr Hüse yin, ile dövüşüp galip gelmiş ve bü tün Hicazı zaptetmiş, yine bu kuv- vet sayesinde, gittikçe genişliyen hududunu tecavüzden korumuş bu Tunuyor, Tvan teşkilâtını din âlimleri ve kadılar, idari memurlar, muallimler idare ederler. Bunlarm hükümet | ve idare şekli bir taraftan teokra- tik, Kurunu vustaj ve pederşahidir. r taraftan realisttir ve zama- nın ibtiyaçlarmı nazarı itibara ala- cak derecede modern sayılacak râ“ hiyettedir, Bu yüzden Suudi Arabistanda oto mobil yolları yapılıyor ve eskiden develerle dolu olan yı a bugün otomobiller göze çarpıyor, Cidde ile Mekke arasında mükemmel bir yol bütün gün yolcuları otomobillerle nakle yardım ediyor: Diğer bir yol Medine ile Cidde a- rasında, diğer bir yolda Iraktan Giddenin göbeğine uzanıyor, Basra körfezi üzerindeki Ukayrdan başlı- yarak Rıyada ve oradan Mekkeye giden 800 mil uzunluğunda bir yol, hakikaten bir ana yoldur, Ve Mek- keyi ziyarete giden hacılar, bu yol- dan istifade etmektedirler, wudi Arabistan birkaç ba- kımdâan mühim bir memle- kettir, Onun için Arabistanm stra- tejik vaziyeti nazarı dikkate alm- mak lâzımgelir. Burası Hindistanm burnu ile şimali Afrikadaki Avrupa nüfuz mmtakaları ve miistemlekele zi arasındadır. Sonra Arabistan, ip- lâm âleminin kalpgâhı sayılır. Ve buraya bağlı olan yüz milyonlarca insan vardır. En nihayet Suudi A- rabistan biltün komşuları tarafın- dan korku ile karşılanan bir mem- Ieketetir, Çünktü Tbnissuudun aske *i kuvvetleri daima harekete mühey ya bir vaziyettedir. Bu yüzden Tbnissuudun her hare- l keti, bütün komşuları tarafından daima dikkatle takip olunmaktadır. Son günlerde Arabistanda yeni ha reket bulunduğuna dsir sızan şayl. alarm derhal akisler uyandırması. nm sebebi de budur. Fakat yukarıda dediğimiz gibi, bu şayiaların mahiyeti henüz anlaşıl- mamiş olduğu İçin bunlara baka- rek, yahut inanarak bir hüküm yü- rütmek doğru olmaz. Şöhretin, paranm nırız.. Bu misaller az değildir. Harp yıllarından sonra alıp yürü- bilinmiyen in- san kütleleri arasından çektiği, çok kimseleri meşhur ve zengin etti. Ve bu zavallıların âkıbetleri de çok feci yen sinemacılık âlemi, oldu. Fakat bir anda meşhur olmaları na, zenginleşmelerine rağmen, meç- | ul kalmış kimseler de az değildir. Robert Taylor Hücuma Uğradı ve alkışm, bir- çok insanları deliye çevirdiğini sa- zannı kuvvetlendirecek Üsküdar Adliyesir: Yakan Nasıl Ceza Görecek? Neron Romayı yakmış ve şehir a- teşten bir mantoya büründüğü zaman vicdansız hükümdar, arabası ile s0 - kaklarında dolaşır, alevlerin karşısın- da şiir okur, çalğı çaldırtır ve böylece eserinden sonsuz bir zevk alırmış, Bir asır evvel, Pariste mühim bir dava cereyan etmisti, Davanım mev- zuu şu idi: Çok zengin bir Kontes e- vindeki uşağını seviyor. Her sene a- şak, bir ay istirahat etmek Üzere an- nesinin küçtik evine gidiyor. Bu müd. det zarfında da Kontes uşağına mü- teaddit mektuplar gönderiyor. Fukat, zamanla kandilin yağı bittiği gibi u- silzade kadının da aşkı nihayet ialu- yor ve yeni bir sevgiye tutuluyor, U- şak bu yeni sevginin farkına varıyor ve Kontese tayin ettiği mühim bir pa rayı kendisine vermediği takdirde, yazmış olduğu mektupları kocasına göndereceği bildiriyor. Kontes hem parayı vermemek, hem de rahat ra- hat eski hayatımı devam ettirebilmek için bir çare buluyor: Mektupları yak mak!.. Bu gayeye vâsıl olmak için de fırsat kolluyor ve uşağın annesinin evinde bulunduğu bir zaman gece her kes uyurken evi yaktırıyor. Bina ile hem mektuplar, hem eski âşık hem de annesi hep beraber yanıyorlar. Fakat uşağın sırdaşı olan bir arkadaşı me. seleyi aydınlatıyor. I5 mahkemeye gi e Kontes ölüm cezasına mah- Çok defa ayni hâdiseleri başka başkış elbiselere bürünmüs olarak görürüz, Gazetelerde okuduğuma (göre, Usküdar Adliye binasını yakan dg bundan bir müddet evvel hapis ceza“ sına malhiküm olmuş. Evrakımı orta dan kaldırmak için, sigara yakar gi« bi, koca adliyeyi yakmak istemiş, ve kısmen de muvaffak olmuş, Fakat ad Niye binasını yakmakla, adaleti orta- dan kaldıramıyacağını düşünemiyeni bu suçlu, bugün kanunun kuvvetli pençesi içindedir. 'Türk Ceza Kanununun (870) inci maddesi diyor ki; “Süknaya mahsus bir binaya yahut ammeye müteallik binalara ve yahut ammenin İstimaline mah sus bir mahalle veya sanayi tezgâh. larma ve tüccar ambarlarına iştial ve infilâkı kabil şeylerin mahzenle« rine ve tersanelere ve şimendifen ambarlarma ve madenlere Ve Or« manlara ateğ verip kısmen ve ya tat mamen yakanlar beş seneden aşağı olmamak üzere muvakkat ağır hap se mahküm olur.,, Yakmak!., Güç bir şey değil, Fakaf, adliye binası ile beraber yanan ev w raklar, kaç bin kişinin hak ve menfa« atlerini mahvettiğini düşünmiyen ve sırf kendisinin ika etmiş olduğu su- çun erzasmı görmemek maksadı İle hareket eden bu kimse, hâkimin, bu yeni suçuna temas eden kanun mad« desini göstererek, hapis cezası verir ken “YANDIM!,, diye haykırmamalın dır. Adliye binasmı yakmakla,kaç bin kişiyi yaktığını düşünmeli ve unutma malıdır ki, memleketimizde kanun ve adalet gölgemiz gibi bizi dalma takip eder . İsmail Kemal Elbir (Istanbul Barosunda Avukat) aaa a gün bir yerden bir yere gitmeğe kalksam bir gazeteci ordusu syaklas nıyor. Yüzlerce kişi etrafımı sararak, beni yüzüme karşı methediyorlar. Doğrusu bu haller en makul insün« ları bile çileden çıkartacak şeylerdir. Olabilir ki iyi bir artistimdir, fakat bu hallere bir türlü alışamağığımı itiraf mecburiyetindeyim, Ben, Bir- leşik Amerika Devletlerinin Nebrâs Ka eyaletinde Amerikalıların (Vahşi Garp) diye tanıdıkları vahşi bir Ülke- de doğdum. Bizlere altm kaftan giy- dirseniz, tabilliğimizi bo: AZSMIZ, Robert Taylor benim asıl adım de- Zildir. İsmim Spendier Arlinkton Geçenlerde Amerika telgrafları, meşhur sinema artisti Robert Tay- lor'un bir Avrupa seyahatine çıktı- ğını haber verdiler. Artistin Nev- yorktan ayrılış rıhtımlarda büyük kargaşaıklara sebep oldu. TTaylor'un Londraya varışı da, A- merikadan ayrılışma benzemiş, yüz- bin kopmasına kadar vaziyeti sağ- lamlamak İle meşgul olmuş ve bü- yük harp seneleri zarfında bir tara- fa yardım etmemekle, hiç bir tara- fn davasında destek olmamakla kuvvetlerini korumuş ve büyük harbin neticesini beklemişti. Brugh'dur, Bir artist adı takmak mecburiyeti varmış, bu ad kolay talâffuz edile cek bir şey olmalıymış d de pek âlâ dedik ve bu adı aldık. F: İkst iş yalnız bu kadarla kalmadı. Y Genç sinema yıldızı, Londrada çılgınca karşılanmıştı da yetmiş kere falana, filiz Bir Avrupa ajansının artistle mü- |lor'da hâlâ çok makul bir İnsan hali duğum uyduruluyor. Bu y Nalbantoğlu ş,, Kızılcahamamda m, (TAN) —Sonbahar za uğramayı itiyat edi- Matbuat hâdimlarından Nal dür raya gelmiştir. Nalbant- nun 1914 den başlıyarak /lerce kadın polis kordonlarını yara- |lâkat yapan muhabirine söylediği söz | var. İçok sandetlerin yıkılacağı N ar yl bikes gençleri himaye- | harp sonuna kadar ve harp | rak, artistten bir imza almak ve ya-İlere bakılırsa Robert Taylor, hiç te| OBakınızartist kendisi hakkında |müyor. Bir zamanlar bana; İçi Aİ yetiştirdiğini ve kazamız | sonunu takip eden senelerde yaptı- | hut uğurdur diye elbisesinden düğ-| yabana atılacak, hoppa bir delikan- | ne diyor: Stanwick'e âşıksın! dediler. k değildir. Bir insanı çıldırtabilecek “ Daha bir sene evvel ben, kim- | seye âşık değilim. Bu genç kızla ar- birçok belâlar o zavallınm da omuz» İsenin bilmediği ve umurlamadığı mü- | kadaşlığımız çok iyidir. Fakat âşık larına yüklenmiş olduğu halde Tay» | tevazı bir delikanlıydım. Halbuki bu- olduğum kimseyi neye saklıyayım?,, süsle meler ve parçılar koparmak iste- mişler. Taylor cancağızını güç kur- tarmış, Ker Yakından alâkadar olduğu | ğı en mühim iş, dahili mahiyette Men hamamlılar tarafından çok | idi. Tbnissuud kendi yurdunu tan- ak ş y dir, © zim ediyor. adamlarını yeni vahala-

Bu sayıdan diğer sayfalar: