esi kA ip e O © AE. Diye haz lang aşarak yerlere kapan- Binek a kapı ağası, hulüs Ak içi, © Püyük bir külâh kap By, erhal Selimin koluna Yİ eyy a miştı. Fakat; bir Mak Osmanlı tahtına otur. Sirel âcele yürüyen Se- bire kolunu silkerek : ey değin, sne, hey herif. Ben, N koraurdandı., Adımlarını #imşirli yoldan, Ba- İk kaşiağı: doğru süratle yürüml- Yün iki tarafma, iç ağaları, ı i tg Botanc zabitleri, orta ağa * Böğü, işlârdı. Bunlar, elleri- n, ri zerinde çaprazlıya z adar eğiliyorlar; ar, giyerler yeke avmulah, Me iy, an: çevirip bunlara bak nl bile görmüyor. Bu gü- kadar ehemmiyet Hafifçe içe doğru çar- bacaklarını gere ge- liyor.. heyecan ve me Beniş geniş nefes a- ları bile onu güçlük- iliyordu, Münde vezirler, yana çe- Ellerini kavuşturarak Y eğilmişlerdi. Tahtın i. Baba ile oğul, karşi i Beyazıt, ellerile tutarak ayağa kalk- mıştı. Fakat; mecalsiz İşretten, mebzulen israf senelerce süren lelerden harap olan ME fersude vüzudlnü taşıya- bile kuvvet kalmamıştı... neyi Ağa ile, başsilâhtar nm ri atılmışlar; Beyazt- Elrerek onu ayağa kal N İl oğulun gözleri, simdi da va karşılaşmıştı... Taht- i İşi ilk adımı atan ba- ve Bözlerinde, birer dam- İç map, Tahtına çakmak için , leri Atmıya hazırlanan oğu Ki, ide, çoşkun bir sevincin NE İMEYE ve meverretile akla" - EE Z :; il ; 7 E, f ii / 4 Bin koltuklarından tutan Nİ etli kolların arasında, ken tahtım basamağn- a #ırma saçaklı al çuhe- Wi İnmişti, Biraz geri çekil Naş zn ve elemle titriyen bir e rl kadarmış. Buyur, NK bir tereddüt devresi Me Bir an irağesini kaybede âit, 1 tahta atılmak istemişti. Gr © anda şuur avdet et- atılan ayağını geri çek- İ, Ağır bal basına yaklaşmıştı. A yemeden Boyazıdın ka ellerine sarılmıştı. ay artık kendini tutamamış K gi aa sarsa ağlamıya baş- Ağlaytşta ; insanların zu 4 Mj, Kirsisında boyun eymek vir Bini gösteren derin ve ha Ne Ke & ükilmdar, artık toprak çi Bum ellerile Selimin Nİ başımı kavramış. Çeh karyez rengi üzerinde, kor & ay retle parlıyan sert göz- Me, Müşti.. Güçlükle işitilen Vie «g,, > Oğul, Taht, mübarek & Sinden ricam, şu ki.. Sakm Naş Barak kıymayasın.. Eğer yeni edersen. Yarın, E » on parmağım, ya- Ye, ga rildandı. e duraladı. Yaşlar ie » Oğlunun gert ve vah bir daha baktı. Dudak- alma yaklaştırdı. Pakat, birdenbire öpeme di, Evvelce saltanat uğürunda ken- disine isyan eden ve kılıç çeken. Şimdi de, (Kul tayfası) nı gizlice ayuklandırarak, artık zorla kendisi- ni saltanat zevkinden mahrum eden oğlunu, göre göre öpmek istemedi. Güzlerini kapadı. Kupkuru kesilen dudaklarımı, » saltanat hayatının ilk dakikalarmı yaşıyan » oğlunun çelik kadar katı ve hissiz alnına daya dı. Birkaç saniye, öylece kaldı. Ikinci Beyazıt; Çavuşbaşı ağa ile Başsilâhtar ağanın kuvvetli kolları arasmda, içi boş bir çuval gibi sar- karak, mecalsiz ayaklarını sürüye sürüye Darilssndeden İçeri girerken orta kapının kanatları açılmış. Ye- niçerilerden, sipahilerden ve muhte lif zümrelere mensup İnsanlardan mürekkep olan müthiş bir kalaba» lık, (ikinci sofaya) dolmıya başla- muştı. Şimdi burada; askerler ve'helk huzurunda, biat, merasimi İcra Olu. nacaktı, Içeri dolan bu kalabalık insan kütlesinin arasında, âdi birer şehir li kıyafetinde iki adam vardı. Bu- nun biri, Şah Ismailin elçisi Zeynel Han, diğeri de onun arkadaşı, Hüse yin Kulu Han idi. Bunlar, bu mü- him günün hâdiselerini tesbit ede- rek Şah Ismaile anlatmak için kıya fetlerini tebdil etmişler.. Halk ara- sma karışmışlardı. Yalın kılıçlı yeniçeriler ile, uzun harbeli bostancılar, Kubbealtı hiza. sından, orta mutfak kapısmın önü. ne kadar dizilmişler.. biat merasimi icra edilecek olan Dârüssüade saye banının önüne, geçilmez bir set çek mişlerdi. Ortada yalnız teşrifatçılar ve sa ray ağaları dolaşıyorlardı. Bunlar; Yeniçeri orta #ebitlerile sipahi ağa larını, teşrifat usulü mucibince tah tm bulunduğu yere sevkediyorlar.. Böylece intizamı muhafazaya çalı. gıyorlardı. Selim, iki ellerini kılıcının altın kabzasına dayamış.. Tahtın önünde dimdik duruyordu. Biat merasimi- ne iştirak edenler, tahtın önünden birer birer geçiyordu. Selim sert ve vahşi gözleri, ö. nünden geçenleri biiyük bir dikkat» le süzüyor; sanki bütün bu ad: ların birer birer ruhlarına nüfuz et mek istiyordu. Vezirler, ülema zümresi, devlet ricali, seyitler ve şeyhler, Yeniçeri bölük başıları birer birer göçmişler di... Sıra, sipahilere gelmisti. Sipahi ağalarmdan birkaç, Seli- min, kiliç kahzasinda mıhlanmış gi *bi duran ellerini, ve dizlerini öperek süratle ve sessizce geçmişlerdi. Fa- kat sıra kendisine gelen iri vücutlü, ve pos bıyıklı bir sipahi ağast, Se- limin elini ve dizini öptükten son- ra, geçip gitmemiş... bilâkis yeni bü kümdarm karşısında, birdenbire di- kilmişti, Onun bu dikilişi üzerine, Selim de birdenbire irkilmişti. — Ne durdun ağa?.. i Demişti. Sipahi, dik bir sesle cevap ver- mişti: — Sultanım!.. Allah, tahtmı mü barek etsin.. Bunca yıldır, din ve devlet uğurunda pala çalarım. Hiç bir terakki yüzü görmedim, Başım- Yazan : Ziya Şakir Taht Mübarek Olsun, Sakın | Kardeşlerine Kıymayasın!,, dâ koca bir barkanam var. Jdare den âcizim. Terakki isterim. Selim, bu sözleri dinlemişti. Kaş larmı çatarak: — Pekâlâ.. şimdi, zamanı değil. Sonra banâ bir arzuhal sun. Demişti Fakat sipahi, direnmişti! — Behey, Sultanım. Bir daha s&- ni nerede görür de arzuhal sunarım. Şu tahtı, sayemizde alıverdin. Gön lünden ne koparsa, ihsan et. Diye ısrar etmişti. zaman Selim çatkım çehreli başmı geriye çevirmiş. Tah tın arkasında sıralanmış olan ken- di adamlarma şu kısa emri ver- mişti: — Çökertin şu herifi... Dört beş kişi fırlamıştı. Sipahi- nin üzerine atılmışlardı. Omuzların dan yakalıyarak bacaklarma birer çelme atmışlar. bir hamlede onu Yere yuvarlamışlardı. Sipahi, can havlile avaz avaz haykırmıya; — Aman Sultanım!.. Ben ettim, sen etme. . (Arkası var) Sarı Mısır Azaldı Memlekette geçen seneden kalma sarı mısır stoku ancak 5-7 yüz ton kudar kaldığı tahmin' olunmaktadır. 'Bu sene bazı mmtakalarda şiddetli v devamir kuraklık dolayısile mısır mahsulü kuvvetli olmamıştır. Yalnız sulak yerlerin mısırları iyidir. İlk mı. sır mahsulünü yetiştiren Antalya ve havalisinin bile henüz mahsulü idrâk edilmemiştir. Bu hafta içinde Antalya dan İk mısır mahsulünün piyasaya çıkarılacağı söyleniyor. Üç dört gün evveline kadar 5,04 - 5,07 kuruş ara- smda satılan sarı mıstrlar dünkü piya sada ancak beş kuruşa satılabilmiş- tir, Dün gelen buğdaylar Dün şehrimize ön #ekiz vagon buğ day, iki vagon arpa ile bir vagon çav dar gelmiştir. Dünkü satışlar pek gev şek geçmiştir. Buğday fiyatlarınd0 evvelki güne hazaran 4-5 para kadar düşüklük olmuştur. Yumuşak buğ” daylar çavdar nisbetine göre sıra mâ olarak 527 - 6,10 kuruş arasında #atılmıştır. Sert buğdaylardan 110 bin kiloluk bir parti Bandırma, Kara biga, Ankara mslı olarak kilosu 5,30 kuruştan: satılmıştır. Polatlnm 1.2 çavdarlı ekstra ekstra buğdayları 6,18,5 kuruşa müşteri bulabilmiştir. Çavdar satışlarında da gevşeklik ol muştur, Gelen çavdarlar beş para nok sünile kilosu 4,30 kuruştan satılmış- tır. Yumurta İhracatı Yumurta ihracatımızda henüz can- Ulık başlamamıştır. Son günlere ka. dar âz miktarda Yuhanistan ve İtal ya yumurtalarımızdan satm almak- tadır. Almanya ile devam etmekte 0- lan klefing müzakereleri bittikten sonra alınacak yeni şekle göre Alman yaya yumurta ihraç edileceği kuvvet le ümit ediliyor. Yüzüncü Yıl Bu ağustos ayınm iri beşinci glinü, minimini birer puf böreği gibi şişirilmiş patates kızaciması- nın icat edildiğindenberi tm yüz yıl geçtiğini, bilmem, im? Patates, yemeklerinin görlinüşte en güzeli ve yenilişte en nefisi şi- sirilmiş kızartma olduğun'İn. ondan yemiş olanlarm hepsi müttefiktir, Fakat patates kızartmasını şişir - meyi herkes bilemediğinden ona evlerinde yiyebilenler pek to çok değildir. Bayağı patates hizartma, sındaysa şişirilmiş şeklinin keyfi yoktur, Bu güzel yemeğin nasıl icat edil- diğini, dahâ doğrusu nasıl keşfedil- diğini — çünkü patates kızartma. snr şişirilmesi, bir yıldız keşfeder gibi, tesadüf eseridir — öğrenirse- niz, bu keşfin prensibine vâkıf ola- cağınız İçim, siz de istediğiniz va- kit evinizde şişirilmiş patates ke artması yiyebilen #nutlu kimse - lerden olabilirsiniz: Bundan tam yüz yıl önce 1837 ağustosunun yirmi beşinci günü Fransada ilk şimendifer olan Pa- ris — Saint Germain hattınm açıl ma töreni yapıldığı vakit ziyafet- te yenilecek bayağı patates kr zartmasmı hazırlamak için — ti- ren geliyor, dedikleri vakit — aşçıbaşı patatesleri tavaya kor. Patatesler haylice kızardığı vakit, trenin geciktiğini haber verirler. Aşçıbaşı tavayı tekrar ateş Üzeri- ne sürer ve: patates kızartmaları- nm şişmiş, kabarmış olduğunu keş- feder., Kabarmanm prensibini şüp hesiz, şimdi anladmız: Patates di- imleri tam kızarmadan biraz 0- Zutmak, sonra yine steşe sürmek, düydunuz Ancak, yüz yıldanberi o prensi. bin tatbiki epeyce tekemmül etmiş tir: Beyaz cinsten patateslerin en muntazam şekilde olanları seçile- rek soyulduktan sonra ince İnce — üç nihayet beş milimetre — ka- Imlığında dilimlere kesilir. Soğuk suda yıkandıktan sonra iyice ku- rutulur. (Kurutmazsanız patates İ- yi kızarmaz.) Daha socra bu ince dilimler ancak eriyecek derecede sıcak yağ içerisine atılır, Patates- ler birer birer yağın üzerine çikm- ca bir kepce ile birer birer alarak süzgeçli bir kaba konulur, Onlar orada biraz soğuyuncaya kadar ta- vadaki yağ iyice kizdırılır ve bu kız- gın yağın içerisine patatesler at- ır. O zaman birdenbire kabarır - lar, Patatesin bu şekli, yenilmesi pek keyifli olmakla beraber her mide- ye elvermez. Haylice yağ içtiğin - den onu yiyecek mide sağlam ol- malıdır. Midesi zayıf olanlar pata- tes püresi, yahut suda haşlanmış patatese yağ sürerek yerlerse da- ha iyi ederler. Şeker hastaları için — mideleri zayıf olmazsa — bundan daha İyi yemek tasavvur olunamaz. Pata tes kızartması, bir kere ekmeğin yerini tutar. Et yemeklerini daha iştahla yedirir, Yağı şekere dokun- maz. Patatesteki potas emlâhı vü- | cut içerisinde karbonat olduğundan seker hastalarınm korktakları ek- şiliğe karşı iliç yerine geçer. Pir tateste tuz da az olduğundan - yer- 1mm o Sın EKONOMİ 1 1 Piyasa Haberleri Adapazarından pata- 1 dapazarında patates döküm, da fasulyelerinin daha ziyade u- zamanı başladığından şeh- $ cuzlıyacağı tahmin olunabilir. An- İlrimize her gün fazla miktarda | talyadan da az mal gelmektedi tates getirilmektedir. Bir haftaj Piyasada fasulye miktarmın bu evveline kadar $ — 6 kuruş ara-$ günlerde artacağı söyleniyor. nda yapılan satışlar gevşemiş ve $ e . İN en iyi patatesler 4,5 kurusa kadan H ayvan yemi olarak yetişti lişmüştür. Küçük boyda olanlar rilen yulaflarm en iyi cins optan 2 kuruşa satılmastır. lerinden un yapıldığı için iyi yu- o laf aranmaktadır. Dün piyasamıza dapazarıhın yeni mahsul fa $ gelen 15 bin kilo Anadolu yulaf sulyelerinden her gün 35- $ kilosu 4— 4,01 kuruş arasında sa- 40 çuval mal gelmektedir. Şehri -$ tılmıştır. z mizde stok fasulye kalmadığın 3 * . Ml dnn gelen mallar derhal satılmak rpa fiyatları düşmekte de- > tadır. Ada fasulyelerinin toplan vam ediyor. Piyasaya Çi iyatr 1$ — 18 kuruş mf 135 bin kilo ve iki mn. Karadenizden henüz fasulye gel -$takanın bu seneki arpaları ancak X emiştir. Gelmediği takdirde a-$ 3.30 kuruştan satılabilmiştir. VU ie Trakyada Bulgar ken tuzlamamak şartile - onu böb- rek hastaları da - fakat biftek ya- nında değil, yasnız olarak - yiyebi- iirler Zarar Gördü Artıyor Sofya, 23 (TAN) — Bulgar mraes-| o Alpullu Fabrikası tında geçen seneye nisbetle yüzde Gü fazlalık vardır. Bu yıl dış piyasalara | Çalışmıya Başlıyor fazla miktarda Üzüm sevkedildiği tak | Trakyanın bu seneki seker pancarı dirde 937 yılı ihracatı 6 milyon leva- | ları kuraklıktan müteessir olmuştur, ya çıkacaktır. Mahsul miktar itibarile geçen seneki Bu sene en fazla Çekoslovakya, İn | kadar tahmin edilmekle beraber şe. giltere ve Amerikaya ihracat yapıl. | ker randımanmın MN &z mıştır. İspanya ile ticari minasebet- a verse > kn ler durgun bir vaziyete girmiştir. | caktır. Bekişehir, Turhal fabrikaları a Bin pancar ihtiyacını temin edecek 9- ÖKE " an mıntaka mahsulleri şimdiden İyi İ O R İ İ görünmektedir. i i Trakyanm kavun ve karpuz mmta., i ği İ dlıktan zarar görmüş- ti Ş. İ mi İ 25 Ağustor ÇARŞAMBA $ Jig Bundan dolayı karpuzlar pişike PARALAR tir. Kavunlar, bazı yerlerde iyi, bazi | yerlerde de küçük kalmıştır. mame bü Altın Satışı | Belçika frangı 80-— Borsa dışmda yapılan altın alış ves | İlam Vr. ai işinde bir Türk altını 10501051 İlm m kurus arasmda almıp satıkmaktadır. | Florin 65— İ Kron Çek 5— b ieiz #|İZAHİRE Mark 2— | Zeki Pengo İ Ley Dinar İ Kron İsveç Altın 1007,— ide | Banknot Oo 257— 0 i ÇEKLER FIYAYLAR i Cinsi Aşağı Londra 631 — 631— | K.E, İ NewYork 0,790095 0,78525 | ; 3 m İ Paris 210475 2ıg4n5 | | Buğday yumusak 0 İ Milâno o la 330 Brilksel 26025 4,6025) | cep; V0 İ Atina 80,055 B6,6085 | | Çavdar i | Çenevre 34 34 İ Yü > İ Sofya 63,3014 63,3914 | İ eüevemi İ Amsterdam 1492 o 14315! İNolit kalbur - > 33 662: ti a e Viyana, 4,1838 © 41838 $ İze'imdik İ Madrid 120444 1244 İŞ i | Berlin 1966 1965 | | yapak Anadol İ Varşova al ln if | e > İ Badapeşte (o 3,981 O 3,981 | GELEN İ Bükreş 106,4975 106,4975 | a K | Belgrad 3439 S9 | Jana pri Yokohama (27225 27225 İ | Çavdar 15 Ton İ Moskova o 20435 20435 4 İn 814 Ton | Stokholm 30738. 30138 | | Yapak 4634 Ton GEREN BM e A eee gü 7 Ton Tiftik 34 Ton DUNKU MUAMELELER Ky “ ie Dün borsa işleri yine gevşek gerğy 1 meg miştir, Ehemmiyetli alış ve satış ol | GIDEN mamıştır. Paristen sabah ve akşam gelen telgraflarda Ünitürk 260, frank | izman, m bildirilmiştir. Sabah on beş liradan), SM açılan eri e Kira Ge DIŞ FİYATLAR tır. Diğer tahviller Üzerinde hiç iş ol- eği mamıştır. Aslan çimentoşunun ku. | <Sİ8Y girerdi) Ma ponları ödenmiye başladığından dün-| (|, Vinipek 567 K den itibaren kuponsuz olarak 10,65 | Arpa Anvers e kuruştan musmele olmuştur. Bir İn- sie iri A a vi giliz lirası 631 kuruştur. Bir isterlin | #ndiko Hambürz M6 K 132.88 frank olarak bildirilmiştir. İFmdik 1. Hambure Me K e ir ic Samimi