EL | Şehrimizde yapılan Altıncı Balkan oyunlarına başlanırken.. Atletizmde Umumi Tasnif Acaba Faydalı mı? (YAZAN: BURHAN FELEK) Bir iki gün evvel sabah gazetelerin den birisi Balkan atletik oyunlarında ekiplerin kazançlarına göre yapılan u- mumi tasniften şikâyet etmekle ve bi- zim bundan zarar görmekte olduğu- muzu ima eylemekte İdi. Bu fırsattan istifade ederek atletik da ve alelimum ferdi müss- ird& umumi bir tasnifin fsyda ve mahzurlarını tetkik etmeyi lüzum İu gördüm. Balkan oyunlarında umu- mi tasnif yapılması, bu oyunların ilk teknik protokolünde vardır. Bu kay da göre o sene oyunlara kaç millet İştirak ederse o oyunların her müsa- bakasında birinci gelene o kadar sayı ikinciye bir eksik, üçüncüye ikinciden bir eksik, iştirak eden milletlerin a- dedine göre sonuncuya bir sayı ve rilmek Üzere puvan tevzi edilir. Me geli 932 senesinde Balkan oyunlarına beş millet girmişti. Müsabakalarda birinciye beş, ikinciye dört, üçüncüye üç ve ilâh.. olmak üzere beşinciye ka- dar sayı verildi. Halbuki 933 te Ar. navutlar da iştirak ederek millet a- dedi altıya çıkmea o seneki müsaba- kalarda birinciye altı sayı verilmek Üzere altı puan verdiler, Bu misalle anlatmak istediğim nok ta şudur: Atletizm müsabakalarında herhangi beynelmilel bir nizama göre taayyün etmiş puvan sistemi yoktur. Organizasyon komitesinin kabul ği şekle göre sayı verilir. Nitekim ba zı yerlerde iştirak edenlerin adedini nazari itibara almadan yalnız üçüncü ye kadar meselâ birinciye 5, ikinciye 3 ve üçüncüye 1 olmak üzere puvan verirler. Her ne olursa olsun ferdi müsabs- kalarda müsabıkm elde ettiği mev- kie göre (dereceye göre değil) verile- cek sayıların toplanmasile elde edilen rakai hakiki bir misal teşkil etme i müsabıkların yaptıkları sporda elde ettikleri teknik neticelerle müva zi gitmez. Esasen olimpiyat müsabakalarında umumi tasnif yoktur. Orada filân mil lete mensup falan sporcu yarışır. Fer di müsabakalarğa milletlerin yekdiğe rine karşı ne vaziyet aldıkları ancak müsabıkların sırasına göre tayin edi- lebi Atletizm gibi 22 muhtelif koşu ve yarıştan mürekkep bir grupta han gi milletin birinci olduğunu tesbit et- miye imkân yoktur. Anesk herkes kendine göre birincilik, ikincilik ve ü- güncülükleri hesap ederek bir neti- ceye varabilir. Bu da her zaman İsa- betli olmaz. Lâkin iki millet karşılaşması gibi ahvalde mutlaka umumi tasnif yap- mak icap edince herhangi bir şekilde sayı vermek zarureti bâsil olur. Bul kan oyunlarında müsabıklatın ibraz ettikleri yerlere göre birinciye en faz Ya, ikinciye ondan bir ekşik, üçüncü- ye ikinciden bir eksik sayı vermek geklİndeki usul de mahzurdan hall de Zildir. Meselâ 100 metre yarışmda iyi bir derece ile hasmından bir gö- üs veya 1/10 saniye geri kalmış o- Jan Ikinciye birinciden bir eksik sayı verildiği gibi ayni müsabakaların fa- riza 100 metrö koşusunda birinciden yirmi metre veya İç saniye geri kal Mış olan ikinciye de birinciden bir seyr: eksik olarak ayni puvan verilir ki bu ikisinin kendi birincilerine göre el- de ettikleri neticeler tamamen farklı olduğu halde aldıkları sayı birdir Bun dan başka bir yarışm birincisi de, ikincisi de bir yeni rekor kırdığı ve bir diğer yarışm değil Ikincisi, birin- eisibile çok düşük bir derece yaptığı halde burada da birinciler ve ikinet- lerayni sayıyı almaktadırlar, Işte bun ları düşünerek 932 de Balkan oyunla. rı komitesinde puvantaj sisteminin de Şiştirilmesini ve yerine elde edilen teknik neticelere emsal veren Finlan: diya sistminin kabulünü teklif etmiş tim. Bidayette kabul edilen bu tek- lifimin tatbikatta her koşucuya üç kronometreci konması, yani bir yarış ta 18 kronometre kullanılması gibi güçlükleri olduğu ileri sürülerek bun. dan vazgeçildi ve eski sistem muhafa za olundu. Halbuki 933 senesi onuncu yıl bayramı münasebetile Ankarada Yapılan Türkiye birinciliklerinde tec- rübe mahiyetinde olarak her iki sis temle yaptığım tasnifte şimdi - Bal kanlarda tatbik edilen usul ila ilrinei gelen bir mıntaka, /Finlandiya siste- mi hesabile üçüncülüğe düştü, Çin! belki birincilik, ikincilik gibi elde et- tiği mevkiler daha çok idi amma ken dinden daha geride kalmış olan üçün cü mıntakanm müsabakanın heyet u- mumiyesinde elde ettiği teknik neti- eler ölçü itibarile daha iyi idi. Bu Hs tünlüğü de ancak Finlandiya sistemi ortaya koyabilmişti, Balkan oyunlarından umumi tasni- fin büsbütün kaldırılması hakkında yapılan bir teklif de Bulgarların hak- lı bir itirazı üzerine reddedildi. Bu it razda Bulgarlar, eğer altmcıya kadar sayı verilmez ve umumi bir tasnif ya. pılmazsa milletler yarışta dördüncü. lük, beşincilik, altıncılık gibi mevki- ler için mllsabik sokmıyarek yalnız birinciden üçüncüye kadar mevki ka- zanacağmı tahmin ettiği yerlere bir kaç mahdut atletle iştirak eder, mü- sabakaların ehemmiyeti âzalır dedi - ler. Umumi! tasnif sakat birşey olması. na rağmen ekser beynelmilel müsa bakalarda tatbik edilen birşeydir. Tâ ki meselâ Fransa - Almanya atletik müsabakalarını hangi tarafın kazan- dığı belli olsun. Bizde gerek Türkiye de, gerekse klüpler arası hususi müsabakalarda ihraz edilen mevkie göre umumi tasnif usulü hâlâ tatbik edilmektedir. Hattâ bu umumi! tasnif güreş mü sabakalarma kadar teşmil edilmiştir. Gerçi bu usul ferdi müsabakaların « hemmiyetini kütle hareketi içinde kay bettirmekte ise de elde edilen derece lerin rekorlara ve yekdiğerine naza» ran ehemmiyetini kavrıyacak kadar sporun tekniğine vâkıf olmıyan seyir rinciliklerin da yapılan ci ve halk kütlesine kazancm ne ta.| rafta olduğunu bir hamlede anlatmak | için şimdilik başka çare de yoktur. Terosspor Bisikletçileri Turda Adana, (TAN) -- Şehrimiz Toros Spor kilibünden dört bisikletçi 14 A- ğustos sabahı Adanadan hareket e- derek bütün Türkiyeyi katedecek bir bisiklet turuna çıkmışlardır. Hilmi, Ali, Abdurrahman ve Süleymandar müteşekkil olan bu kafile tahmin e dildiğine göre Eylül on beşte bu seya- hati bitireceklerdir. Çİ » Spor işleri Valilere Devredildi Dahiliye Vekili ve Parti Genel # ? Sekreteri Şükrü Kaya geçen haf- # Nia Ankaraya gelerek Türk Spor # 4 Kurumu Merkezi içtimalarında # X bulunmuş ve spor işlerinin ıslahı # X yolunda bazı direktiflerde bulun. # NV mustu. / N Buüiçtimada verilen kararlar. # Ndan en mühimminin tatbikine # Ş dünden itibaren geçilmiş Bulunu- # X tuyor, / W Umumi merkez, dün mmtaka X reisliklerine gönderdiği bir ta- # X mimle reislik vazifelerinin der- # X hal valilere devrini bildirmiştir. X Parti ve Belediye işlerini idare ©. N den ve işleri çok olan Ankura ve X Istanbul Vatilerinin spor işlerinin Nidaresini muravinlerinden birine N bırakacağı söylenmektedir. NX Verilen diğer kararların tatbi. Nikine devam edilecektir. GPEREREA Çarpık Atlama rar eş Bu genç binici ingüferede at ya- rışlarında çok komik bir müsabaka kazanmıştır. Manialı bir at yarışm da atinm ayağı hafif sakatlanarak yan yan gitmiye başlamış Binici bir aralık hayvanını yarıştan çıkarmak istemiş, fakat at eski iştahmı muha- feza ettiği için biniciye de cesuret gel miş ve atını hızlandırmıştır. Böyle- likle, hayvan bütün mânileri, gu re- simde gördüğünüz gibi çarpıkça atlı. yarak birinciliği kazanmıştır. gişe Macar Yüzücüleri Cuma Günü Geliyor Su sporları federasyonu tarafın. dan şehrimize devet n Macar yüzücüleri cuma günü şehrimize gel mış olacaklardır. 11 kişilik bir kadro ile gelmekte olan Macar yüzücüleri Moda yüzme havuzunda milli yüzücü. lerimizle yüzme, su topu ve atlama müsabakaları yapacaklardır. Macar taktmmdaki yüzücüler arasında müte adâlt defalar beynelmilel müsabakala ra iştirak etmiş sporcular bulunmuk- tadır. İlk karşılaşma cumartesi, ikinci karşılaşma pazar günü yapılacaktır. Süyiiy re Macar Atletleri Cuma Günü Geliyor Önümüzdeki cumartesi ve pazar leri Kadıköy stadında emlli atlet- lerimizle karşılaşacak olan Macar at- letleri cuma günü şehrimize gelecek lerdir. LE HiKA Y E Üzgür ve yağmur otomobili âdeta itiyordu. Motör yağ murun arasında homurdanarak İş- liyordu. Camlarm kapalı olmasına | rağmen su damlaları otomobilin içi- ne kadar düşüyordu. Fiamblon, lâkayıt bir şekilde di- reksiyonu kullanıyor ve fırtmaya al dırmıyordu, Faket bütün cesareti- nin ve gayretinin boşluğunu sekl- yamıyordu. Niheyet bir yok Miki vakit karısı: — Biraz dursak.. Fırtmanıa bit- mesini beklesek! dedi. Hakikaten yollardaki se: tekerleklerin dönmesine mâni miya başlamıştı. Bu sırada yolun kenarında bir ışık göründü. O 28- mün arkada oturanlardan birisi a- taldı ; — Burası bir çiftlik olmalı Flambion arabayı kenara çekip durdurttu. Otomobilden dört kişi indi. Kapı yı çaldılar. Küçük bir pencerenin açıldığı duyuldu: — Fırtına bitinceye kadar bura- da bekliyebilir miyiz acaba? Pencereden öksürüklü bir ses 6»- vap verdi — Burası misafirhane değil. — Ne isterseniz veririz... — Paranıza ihtiyaç yok. — Şu halde rica ediyoruz. Bizi kapıda bırakmayın!, — Pekülâ giriniz.. Yalnız ateşi- miz az... n evvel giren Flamblon oldu. Kapıdan girerken neşeli ne şeli garkı söylüyordu. Fakat salona girince sustu, Şömineğe hakikaten zayıf bir a- teş yanıyordu. Ihtiyar bir kadın gelenleri basite selâmlıyarak, dolaba doğru kadeh çıkarmak Üzere yürüdü, Dört misafirden İkisi « kadınlar - ateşin başına geçtiler ve ihtiyara sordul — Bu kasabanın adı ne? Ihtiyar kadın cevap verdi: Burası kasaba değil. Bir mu- likâne... — Sizin mi?. — Evet.. sadece bu ev bizim., Flambion, otomobilin üstüne mu samba ötrmek Üzere çıktı. İçeride kalanlar dışarıdaki fırtınadan bah- sederek İngilizce konuşmıya başla» dılar. — Ne esrarengiz yer.. — Bu gece burada kalacağız ga- liba.. — Yok canım, Allah gösterme- sin.. Hem konuşuyor İon de gülüşü- yorlardı. B eri yanda ihtiyar kadın, or- tadaki masanın Üstüne, mi- safirleri için jambon ve ekmek koy- makla meşguldü. Otomobilin sahibi içeri dönmüştü. Dışarıda şimşekler çakıyor ve uzaklarda müthiş yıldı- rım sesleri geliyordu. Gece, saat onu çalınca deminden beri bir köşede oturup $€8 çıkarmı- yan ihtiyar adam ayağa kulkt ve kapıdan dışarı, başka bir odya geç mek üzere çıktı. Flambion kadına sordu: — Kocanız nereye gitti? — Uyumıya!.. Ihtiyar kadın misafirlere dikkat- Ni dikkatli baktıktan sonra : — Siz ecnebi misiniz? dedi. — Hayır Madam.. Parisliyiz.. — Demek başka dil biliyorsunuz! — Evet, birkaç dil biliyoruz. Sustular.. Sükütu yine ihtiyar bozdu: — Sormaktan maksadım gıı.. Se kiz gün evvel bir mektup geldi bi- 28. Fakat yabancı bir dille yazıl- miş.. okuyamadım. İhtimal içiniz- den biri ine sustu ve ellerini biribiri- ne kavuşturdu. Sonra: — Onun işitmesini istemıyorum. Mektup o evde yokken geldi. Aç- COK GECÇ.. a eg a Andr& Thârive'den (Kısaltarak) Faik Bercmen rar . N | , rar Mektup iri yazılarla yazılmıştı. Flambion satırlara göz gezdirdik ten sonra ihtiyara: — Dışarı çıkalım Madam! dedi, Başka bir odaya girdiler — Mektupta ne yazıyor, anladı: Biz mi? — Ağağı yukarı evet. Çocuğu- nuz evvelce Almanyada bulunmuş muydu? — Evet, üç sene kadar oturdu. — Pekâlâ!, Orada boş durmamış anlaşılan. İngrid adında bir kızla... Malümatıniz var mi bundan? He ni biraz gü- rur duyarak devam etti! — Taşavvur ediniz, o matmazek den bir çocuğu, küçük bir kızı ol- muş... Oğlunuz sözünü tutmamış, çocuğunu görmek için gitmemiş. p htiyar kadm hâlâ sükütu- I nu muhafaza etmekteydi. — Neticede Ingrid çocuğumuzu unutmamış, adresini de.. Torununu- Istanbul kokullarmdaki yoksul çe cuklar için Istanbulun altı yerinde kurulmuş olan kamplardan dönen yavrular, dün Fenerbahçe stadındu parlak bir şenlik yapmışlardır. Şenlikte maarif müdürü Bay Tev- fikle yardım birliğinin merkez âzası ve emniyet sandığı müdürü Bay Re- tum, Fakat bir şey anlamadım. Diye- | git, muallimler ve ekseriyeti kadm ol rek etekliğinin cebinden buruşuk bir zarfı çıkardı, — Işte! Fiambion mektubu aldı ve: mak üzete Kadıköy ve Istanbuldan gelen binlerce seyirci hazır bulunmuş tur. Şenliğe merkez heyeti Azssından — Ustünde Paul Violas yazılı! de- | Bay Zühtünln bir söylevi ile başlan di. — Evet, oğlumun adı. Flambion mektubu evirip çevir. di: — Bu Almanyadan geüyor. Bir köyden.. Aziz Paul diye başlıyor. Dört sayfalık bir mektup. dı, Zühtü, söylevinde geçen seneki kamplara 144 telebe iştirak etmişken bu yıl miktarın 500 e çıktığını söyle- miş, gelecek sene 10 yerde kamp ku- rulacağmı ilâve etmiştir. Bundan sonra miniminiler bir re- simi gecit vabmıslar ve cok alkıslan- 5 Milis askerler rahatsız miş.. Köyde artık yaşam! miş kizin.. Ânnesini de rn liklerden kovuyorlarmış Sizden, yani oğlunuzdan iv liyorlar, Ihtiyar kadın sesini dinliyordu. Yağmur azal — Oğlunuzun karısı çok see ği için bunları kendisine mecbur kalmış... Zira bu güze” rısı oğlunuza ait. Kadm yine susuyordü — Maamafih siz bilirsiniz” ni alâkadar etmez. Yalnı# sit bir mütercimden başk# değilim, Fakat bilir misini$ dise beni de mustarip etti. Biraz durdu ve kadından"! bekledi, Neden sonra kadı? si — Bu tercüme ettiğiniz mi? — Hakikat ne demek? iter” başkasma gösterin okutun! pe İçeridekiler salondan çk mi?” gp Flambion da bulunduğu 78! kadaşlarnın yanına gi A gı ii Ihtiyar kadın onları kâi der götürdü. En evvel ayrıl89 bion oldu. Kapıda, kadına 7 yetle : — Geceniz hayır olsun. simpiz ii | Kadın gözleri “ Bölutlanaı0 “ vap verdi, — Bayır. üzülmiyecek. Şi çok m iki sene evvel bir kazada öĞÜ yö.. Bu mektup çok geç geldi Mösyö.. Plambion şaşkınlıkla ride” ayrıldı, araba hareket etti. Şimdi rüzgâr birkaç saat gibi hızlı esmiyordu. AN A ke Ve ae ecg İN Kamptan Dönen Yavrular Dün Kadıköy stadınd? Bir şenlik yaptılar v wışlardır. Şenlik, yavrularıd le e lik hayazını cemiandıracak 18 pi yi tip olunmuştu. Evvelâ hepsi mun otlar: üzerine yatıp yar yaptılar, Sonra uyandılar. çal çeşme teklidi yapıp sabah t rini yaptılar, Bundan sonra idman bafl" yi” | buçuk aydanberi Yeşilköy, | FSİ İ çe, Florya, Kıziltoprak, ve | Şilede kamp kurarak sağlık © delik kazanmış olan 500 yeri yonun muhtelif yerlerine Sar ve bin bir çeşit oyun ve spo teriyle seyircileri neşelendirdilf : dün sonra her kamptan SY K” cuklar arasında sürat ve ie v guları, çuval yarışları yapi Fışlara kızlar da iştirak e bel suretle şenlik programı nihağ” muş oldu.