19 Ağustos 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

19 Ağustos 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

m temiz, dü- ola olmak, kar n iya çalışmaktı İğta İ Ni e ömer sinde, kendi deniz- ami kendimiz yapacak! .. , la lünuy ruz. Bu, mll- | ledi da, başlıbaşına bir t Mithaş ye Ta Efendi Menfa'snın anlı İmparatorluğu- kengi biyetlerin, kendi si. | mame değii am. ambar, sahibi, bu e ile haklıdır, (“© vap, Bağdat ile Viyana| ! harekete getir. a bal giydirir, iaşe e- Yülsei, dirırdı. Ve bunu, mil e Og endüstri kabiliyeti İle Mag, m devirlerde 300,000 kişilik | Pide polen tarnağadek | i Hiteçey; ald halı ğa kaldıracak hı dha bir tek devlet Mk içi, düncü Murat, Bağdadı al. ba nm önünde ordunun | Bey ruzda, Almanyayı üç sene e iden bir büyük devlet wer. | Va sıkaran, şu yahut bu politi- a de, Alman endüstrisinin arkasında duran Alman il. | RR “ek kabiliyetidir. A elnğ, biliyoruz. ki, kısa bir za-| ğ kara ve hava silâhlarını b Pan bir devlet olacaktır. e i sefer de işitiyoruz ki, Türk | Ne larını da, kendi sularımız” | İ İhşaaterlarımız ve kendi 15. | pi Yapmıya başlamışız, Müdafaa, mili varlığın bir » Ve bir bakıma göre, milli amma KN A iy miüataayı yaratan esas kuv- vin, İzaltı gemilerimize ait olan Tİ, asıl bunun içim miihim. | a rhan BELGE Riyaseticümhur | Orkostrası Birde | Caz Yapacak “aa (TAN) — Riyaseti.| lârinonik orkestrası şefli- | a bağlı bir caz heyeti Meye Karar yermi Bir | Deck, kazananalara 80 arasında Ücret verilecek: Yet 7 İ 7 kişiden ibaret olacaktır. kişi; Avrupaya Tahsile rilen Talebeler Ve telgraf umum müdürlüğü, kine ve elektrik tahsil et- ite Parise on tulebe göndermi | Yüksek Mektebinin bu seneki me- #rasmdan imtihanla seçmiş- Büne kadar Fransaya gi. bu talebeler şunlardır: Hüsrev, Zeki, Nezih, Tah | Muhtar, Cemal, Ahmet, n A ui Nİ Ni Vermiş ve bunları iğ ay va Ni Mer, —— TA MUDURLUĞUNUN ina BİR KARARI | “ea SSİZraf umum müdürlüğünün Mi iş, * Süre, Tanger müstesna ol eta taa, Büy Tapanya ve Fasın Ispanyol İçin Italya yoluyla değerli Ve kutu kabul edilmiyecektir. ———— aç Köyünde 1 Ev Yandı . ”. (PAN) — Bereketli na- 6 ty Yan AĞI Turaç köyünde sabaha Yapa SIR çıkmış, 11 ev yanmış ve urtaramamıştır. ti, Sik yüzünden Mustafa oğ aşevi en çıktığı ve zararın bulduğu anlaşılmıştır. Resimler soldan sıra ile: Sergide Mithat Özar'ın bir afişi, ressam Nazmi Ziyanın kendi eliyle yaptığı G yine bugün- lerde bize “Türk res- minin elli senesini,, mükem- mel bir çerçeve içerisinde sey- rettiren Güzel Sanatlar Ak; demisi bu sene de, herbirisi üzerinde ayrı ayrı durulmıya değer beş sergi hazırlamı: I —ilk Türk heykeltraş. ları serg 2 — Ressam Nazmi Ziya. nın 35 senelik sanat hayatın. dan alınmış 300 resimlik ser. gisi. gi. ser 4 — Mithatın afiş sergisi, eçen sene Türk tezyini sanatlar 5 — Karagöz sergisi. Akademinin muhtelif saloi da tanzlın edilen bu dolg ler şimdiye kadar her sene birkaç &serini görmekle, kendileri hakkın natkârlarımız üzerinde birer pertavsız gibi durma! eserlerini bütün teferrilatile tetki k etmemize yardım etmeleri itibarile çok mühimdir. 1 — ILK TÜRK HEYKELTRAŞLAR SERGİSİ: İşimi. ilk defa ola» rak yalnız Türk heykeltraş larının eserlerinden müteşekkil bir sergi görüyoruz. Türk heykeltraşlarile bu güne kadar ancak resim sergilerine gön derdikleri birkaç eserle tanışıyor ve bu sergilerin arasma giren me- safenin uzunluğu içerisinde onlar» dan gördüğümüz bu birkaç ©s€ karşısında : — Bir çiçekle bahar ol: en çıkıyorduk. ykeltraşlığı var- dı, Onun elli senelik bir mazisi ve bu maziyi sırtında taşıyan bir hey keltraş ihsanı vardı. Bugünkü Türk heykelini yetişti n bir nesil ihtiyarlamıştı. sli, bugünkü ge nn hepsine hocalık etmiş olan İh- sân temsil eder, Orun yetiştirdiği gençler Av a zamanımızın en büyük heykeltraşları yanmda $ e çalıştıktan 80 e kabule muvaf- leketimizde teşhi süğlam etütleri ve Anadolumuzun resim de sergideki karagöz resimlerden göstermelik. Bes Sergi için : MÜNEKKİT GÖZİLE SATIRLAR (PAL Yazan: Bedri Rahmi Nr muhtelif köşelerine diktikleri âbi- delerle olgunlukla varlıkla, rını isbat etmişlerdi ve yetini fevkalâde iyi kavr ürit oğlunun olgun bi i ve Ratibin deler hakikaten gerek İstanbul. da ve gerek Ankaradı kâ € vin ecnebi sanat mazisi olan ykele beğiklik e- n ecnebi sanatkâr tıkları âbideleri hadetnameleri bu- keltraşlarının yapa rinde tunçtan Tunan Türk he; cağıdır. Türk heykeltraşlarınm en muvaf tş daha bü de görmek ister dik. Memleketimizde eenebi sanat- kârlarının yaptığı eserlere mecmu- alarımızdan tutun da şeker kulata kutularının üzerind rastlarken Türk ço leri etrafmda ve çu cuklarmın en küçük bir ğini ekseriya gaze üzülüye ir âbide dikildiği haberin) mekle kalıyor. Gazetelerimizde ikemmel birkaç fo mak şöyle dursun, pan Türk sanatkârmm ismi ile öğrenmek nasip olmuyor. ya- NAZMİ ZIYA SERGİSİ: Bu sergi bize memleketimizde ilk defa olarak bir sanatkârı tam ola- rak tanıtması itibarile pyeni bir vel resme 1 bir arı gibi ştığını, Bt nerelere konduğunu, nelik bir sanat ba duğunu zevk Altmışıa ye di tl 3ö s0- nasıl doğ OrUZ, tığı halde hâla genç v n ve durup din- OO Akademideki Türk tezyinat sergisinden birkaç nümune: Yukarı. da naşağıya: Tezyinat sergisinde üstat İsmailin haki bir portresi, en soldaki çi ri LI LAR a un m DA vi ki nefis bir yazısı, üstat Vâsıfın eserlerinden: Bir hokka takımı, şu resimde Akademideki tezyinat sergisind lenmeden muntazaman çalışan Naz mi Ziya samlarımız arasında velâdudur. İlk eserinde hocası Rıza Beyin ve meşhur Fransiz ressamı Corotnun tesirleri görülmesine rağmen O sa- nat hayatı boyunca tesir altında kalmamaya muvaffak olmuş ve “tabiatten başka h nasihatine sadık kalmışt Hiç kimsenin tesiri altında ka serlerinin mühim bir k eyya nm nötr bir ışık altındaki asıl ana ve form yade günün he tabiat üzerin, onist” lerdendir. Nazmi Ziyr halkı — Yakından en, ne oldu e çalıştığı serbest bir çalı tarzını memleketimize ilk getiren onun, güneşin, şli toprakların ressamı olu- şudur. Onun güneşle e üstat Vâsılın arabesk bir yazısı, terbantin gibi b yerlerden birisini a adsl TURK TEZYINI SANATLER SER- GI nemleketimizde ade ederken bizi k Allaha mah: Türk sanati haram etm mari il oymacılık olduğ bi bir de “hüsnü hat nyanm hiç bir t da nail o Kanun karşısında: Başkasının Arazisine Giren Hayvanlar Kimindir ? Herkesin kendine göre derdi var, Fakir zengine gıpta eder: Ah!.. pe ram olsa ne mesut olurdum, der. Zengin - acalptir - bazan fakiri kıs kanır. Ah fakir gibi olsam derdim olmazdı. Büyük denizin bü. yük olur derdi derler, Pek doğru. Apartıman mı alayım, han mu?.. laziliz lirası düşecek mi, yüksele” cek mi, kiralar inecek mi, binecek mi, vergiler azalacak mı, çoğalacak mı diye üzülmez, âsabım bozulmaz ben de mesut olurdum, der, Dertsiz insan var mı? Hep bir a- ğızdan: “Yok!” diyebiliriz. ord, Amerikada işlerinin üzün tüleri ile mücadele ederken, yedi se nede, beş tane çocuk dün tirecek kadar erkeklik kah isbat eden Ahmet Çavuş ta, Anado- lunun bir köşesinde kapı kapı dola yanıyor. Ahmet çavuşu muyorum; fi aodığı mekbuptam saf, iyi kalpli bir Türk köylüsü ol duğunu farzediyorum. Köyünün bir köşesinde “TAN,, r okuyup, ben den fikir istiyen bu Türk köylüsü ne gazetede cevap vermeyi bir zevk telâkki ediyorum. Ahmet Çavuş, şehirli gibi, oku- duktan sonra bu gazeteyi atmıya" cak, O, İsmi yazılı olan bu satırları itina ile saklıyacak, ve bir gün to- runlarıma gurur ile: “Ben meşhur Ahmet Çavuşum, Ismimi Istanbul güzetesi bile yazdı diyerek övlüne cek, Ahmet Çavuşun derdine gelelim: Çavuşun, bir horoz, iki tavuk ile bir de atı, komşusu Refet ustanın bahçesine giriyor ve orada öte be- riyi tahrip ediyorlar. Refet usta da hayvanları inde etmek istemiyor. Aralarında kavga çıkıyor. Verecek tin, vermiyecektin derken iş büyü: yor ve mesele kendilerince âdeta hukuki bir şekil alıyor. Dostlar, meclis kuruyorlar ve © nihayet “TAN” gazetesine müracaat ile ha kem rolünli yapmasını rien ediyor- lar, Bir horos, Iki tavuk ile bir at gin bu roll ifa etmek acayip gibi görünürse de, bu gibi vakalar köy- lerde pek çok vâki olduğundan, bu hususta Türk köylüsünü aydmlat- mayı vazife telâkki ediyor ve Ka- nunu Medeninin 676 mcı maddesini yazıyorum: Su, rüzgür, çi kuvvetler vasıtasi bir suretle bir mal arsasına dü ibi bunların aranılıp in sahiplerine mÜsaad e mecburdur. Bu yüzden et- hâsü kadar bunları vardır.” Bu maddeden de anlaşılıyor Kİ, hayvanlar bir araziye girerlerse, arazi sahibi hayvanların sahibine taharriyat yapmak üzere kendi mü küne girmesine müsaade etmiye mecburdur, Hayvanların, bu arazi ye yapmış oldukları zararları hay» varıların sahibi arazi sahibine tar min ile mükelleftir. Herhalde, hayvanları geri almak istiyen, bunların sebebiyet verdik» leri yararları tazmine mecburdur. Eğer, tazminat vermezse, arazi SA” hibi, hayvanları, tazminatı almek ya kadar, iade etmiyebil İsmail Kemal Elbir (stanbul Barosunda Avu kemmeliyete eriştiren Türk k larının larindân olan şöhreti çoktan hudutlarımızdan ta gan Relsülhattatin Ahmet Kâmilin Hüdtle ile Neemettinin eser i lacaksiniz Artık dinin değil de dı doğruya sanatin malı olan ve bir Sinan mimarisinin erdi maliyete kavuşan güzel sonra ayni sergide tahta ile şiirle musiki gibi biribirine mez- cetmesini bilen Vasıfın eserlerini inen bin bir gece masallarından i bir cilde gitselerd eserle onları unutm n yoktu, Fakat bizi st vindiren onlarm arkalarındı (Arkası 10 uncu

Bu sayıdan diğer sayfalar: