Yavrular, kampta bayrak merasiminde.. Hereke Köni Küçükler Arasında YAVRULARIN HİÇBİRİ ARTIK KÖYE DÖNMEK pzmiti, kendi neşesile başbaşa bıraktım. İstasyonun o çeşit çeşit insan kalabalığı artık görünmü- yor. Trenimiz, yeşil tablatin güzelliği içinde sanki körfezin bağrımı yarıyor. Kâğıt fabrikasını da bütün ihtişamile arkamızda bıraktık, Yeşil Izmit, ak- gamm sisi altnda uyuyor gibi... Kompartimanları geziyorum, Ma- latyadan dönen, böbreklerinden has- ta bir ihtiyar: iyor, daha tevatürünü bi hangi doktora gideyim ?,, htiyarla arkadaş oluyorum, Konu ga konuşa biribirimize yaklaşıyoruz. Derineeye geldiğiniz zaman, göç- men evlerinin benek, benek sırala- nışları gözünüze çarpıyor. Bin bir müşkülât içinde çok emeklo hazırla- ni dinizi Darıcanm dağınık bağları ile kucak kucağa buluyorsunuz. ten ağız ağıza dolu.. Güneşin yakan stcağı, İnsanı canm. dan bezdiriyor. Karşı dağlar renkle. şiyor ve Herekenin zeytin dalları ge- git resmi yaparkeh istasyona giriyo- ruz Karşı yamaçta, birer beyaz külâh gibi kamp çadırlarmı ve yanan ışık- ları görüyoruz. Atatürk çocuklarmn | bahtiyar dünyasında geçireceğim bir günün neşesini yudum yudum İçerek ilerliyorum. Yanımda terbiye doktoru üstat Ha Wil Fikret te var. Hereke köy çocuk- ları kampına giriyoruz. Kendi kendi- me düşünüyorum ün cenneti ol- yamaçlar Beyoğlu, Şişli. Daha uzak- ta Istinye sırtları. Hereke kampmın idarecileri İstan bulun hasretini çekiyorlardı, Bir ara- m İki Burunlu, Üç Dilli Beygir Cmleahamam, (TAN) — Güvem esinde tahrirat kâtibi Mehme - » ait üç yaşındaki beygirin iki bu- runu ve fiç dili olduğu hayretle görül müştür. Beygir, binek vazifesini kemmelen yaptığı gibi ağzınd: dü yemesine, içmesine de mani olma- tadır. Karaağaç köyünde Yangın Burhaniye, (TAN) — Karaağaç kö yünden Hoca Halil oğlu Aliye ait kah aneden geceleyin yangm çıkmış, i Ratıp oğlu Tbrahime ait üne İle bir bakkal dükkân! ve 10 arı kovanı yandıktan sonra sön - dürülmüstür. vel bu yuvacıkları düşünürken ken-| İ İSTEMİYORLAP lık Kocaeli Kültür direktörü ile kar- gılaştım. Genç kültürcü, kampa geç geldiğim için sitem etmiye başladı. Haklı idi. ocuklarm srasma girmeden kampı gezdim. Öğretmen Ib- rahim Alp şunları anlattı: “— Allahın çimento omadenlerile dolu dağmı, taşını, toprağını işte biz bu hale getirdik, Kazma ile, kürekle şu yolları açmak için nekadar zah- met çektik! Kampı mimarı, mühen- çisi biz olduk. Şu gör- yeşillik, çiçeklik ha- line getirmek için ne çetin çalıştık, Hele çadırları kurmak, su, elektrik, sinema, radyo ve reviri hazıriamak için neler çektik.,, Ve ilâve ettiz. “.— Şimdi en büyük müküâfatımız, bu yavrucuklarm ervildaşarak oyna- ması, kamp hayatı yaşamasıdır, Vali Hâmit Oskayı denizden çıkar: ken buldum. Amiral Şükrü Okan, General Mürsel, Amiral Mehmet Ali ve Fahri de buradalar. Küçük çocuklar gayet güzel yüzü- yor ve hiç sudan çıkmak istetiyor- lar, Etrafımda gördüğüm arkadaşların hepsi, kampın faydalı oluşunu izah ederek teker teker nekadar kilo al- dıklarını söylediler ve dediler ki: “.— Kilo almamak nasil olur? Bu deniz, bu hava, bu su ve gida var- ken.., iereke Köy Çocukları Kampı, bu muhitin çocukları için çok faydalı oldu. Buraya yalnız fakir ve gıdasız çocuklar slmdı, Dün, domâ- tes dolmasını, pirinç pilâvmı, elma kompostosunu bilmiyen çocuk, şimâi ayrı tabaklar içinde, çatalla, kaşıkla bir şehirlinin bile güç bulabileceği ye mekler yiyorlar. Çocukların hemen İ hepsi, köye dönmek istemiyorlar. Mi- İnimini, tombul bir kız çocuğu: “ Ah diyor, bu kamp bir ayda. ha uzasa..,, ampta akşam oldu. Güneşin Herekedeki gurubunu sey- rettik, i “.— Müsamere var, Buyurunuz., dediler. Hayali bir perde açıldı. Kü- çük bir yavru, çıktı. Temiz gönlünün bütin safiyetile güzel bir şiir oku- du. Kamptan ayrılacaktım. Bütün ç0- cukların hepsi bir ağızdan söyledik- leri garkıyı dirledim. Herekeyi arkamızda bıraktık, Iz- mit yolundayız. Dönüp döbüp arka- ma bakıyorum. Bal bir ışık ağı, kamp üzerinde... Eminim ki, Atatürk çocuklarınm bahıtları da yuvalar: gibi şen ve Iştk- k olacaktır * isa İzmit Valisi Hâmit Oskay, kanipdir Çocuklar muharririmizle görüşüyorlar Kampta kurulan çadırlar mi e & Buldanda İplik Buhranı Bu Yüzden Çalışamıyor Buldan, (TAN) — 3500 evi ve 8684 nüfusu olan kasabamız ahali - sinin yüzde seksen beş kadarı doku- macılıkla meşguldür. (Kazada 2154 dokuma tezgâhı vardır, Bunun 300 den fazlası iplik buhranı yüzünden bugün çalışmamaktadır. Tezgâhları- mızda 4—32 numara arasındaki ip- likler kullanılmakta ve 32 çeşit mal dokunmaktadır. Buldanda, ipliklerin |boyanmasını temin eden tiç boyaha- je de vardır. Buldanın Yaştetiı, Bulak ve Yo- hatça, Hasan, Yörük, Ikiarmut gibi meşhur suları vardır. Yaştatlı suyu her gün arabalarla Denizliye ve Sa- rayköye taşınmaktadır, Bir de “İç me,, denilen bir maden suyu vardır İki Karahisar maden suyu ayarında- İdir. İ Buldanda kullanılacak su, Ziftlik İdenilen yerden gelmektedir. Bu su İkişm ihtiyaez kâfi ise de yazm azal maktadır, Belediye, Ziftök suyunun fenni bir şekilde kasubaya isalesi için ibir proje hazırlamıştır. Yakında in İssata başlanacaktır. Belediye çalışmaları Kasabumızda elektrik vardır. Müs- takil şehir haritası da yapı! İtasdik edilmek © üzeredir. Asri bir mezarltk, sihhi bir mezbaha de vi. cude getirilmiştir. Belediye, etlerin bezler arasında sırtta taşınmasını me netmiştir. Buldanda iki ilkmektep vardır. İsis ortâmektep açılması için de uğ- #raştnımktzdır Ortümektep olmam İs, 'bir gökİkFirmi' ik tahsil He Kalma İlarma sebep olmaktadır. i Kasabemizın cenubu garbisinde, jKoçan denilen tepecikte bir dağ has- tanesi yapılmaktadır, Doktor Abdul- İlsh Sayıner, inşaatın biran evvel bi- tirilmesine çalışmaktadır. Bir Çobanı Boğup Öldürdüler İ Bandırmada İşlenen I Feci Cinayet Bandırma, (TAN) — Kayacık kö- yünde bir koyun çobanı, meçhul şü- hislar tarafından öldürülmüştür. Hâ jdise göyledi Kay Çakıl köyünden Hasan kâhyaya ait koyunları otlatmakta olan çobanı Ha | Çeşme mevkii civarında bir tarlada kayışla boğum'üş olarak bulunmüş- İ tar. İ G müddelumumisi, jandarma ko - mutan: ve hükümet tabibi vaka ma- halline giderek tahkikata başlamış lar, dörtkişi zan altma o almm Bunların içinde Hüseyin isminde bir çoban da vardır. Hüseyin, maktul'ço- ban Ahmedin nişanlısı Haticeyi mekte imiş, Cinayetin Hüseyin taru- İfindan kıskançlık yüzünden yapıldığı İ zannolunmaktadır. | Bilecik Bandosunun Konserleri Bilecik, (TAN) — Geçen sene spor bölgesinin teşebbüsile teşkil olunan bandonun haftada bir gece de beledi- ye parkında konser vermesi takarrür etmiştir. İlk konser, parkı dolduran büyük jbir halk kütlesi tarafından birçok de İfa alkışlanmıştır. Bandodan bir caz ta kımı ayrılarak belolarda da istifade edilmektedir. : Bölgenin mali vaziyeti müsait ol maması yüzünden bandoculerın e İse ihtiyacı henüz temin olunamamış- itar. 300 den Fazla Tezgâh| L Gi Map Ba a ni LK» yi 2 Talebeler Halkevinde verilen ziyafette Uşak, (TAN) — Ankara Yüksek Ziraat Wnstitüsü Zirant Fakültesi ta lebelerinden 22 kişilik bir grup do - çent Esat Bozdağın başkanlığı altm- da şehrimize gelmiş, istasyonda kar şılanmış ve hemen tetkiklere başla mıştır, Şeker fabrikamız, büyük oto- blsünü misafirlere tahsis etmiş, ev - velâ şeker fabrikası, gezilmiş, işle- mekte olan ispirto fabrikası görül- müş ve muhasebe şefi Nuri Perenin verdiği izahat dinlenmiştir. Kalfaköyüne gidilmiş, köylüleri- mizle faydalı mevzular ir nuşmalar yapılmıştır. Beledi yeni yaptırdığı asri mezbahi yom gezilmiş, mensucat as dez halterlik ve el dokuma sanayii ia de tetkikler yapılmıştır. Akşam konuklarımız onuruöf zi kevimizde 100 kişilik bir öğ verilmiş, milli havalar çalısı yunlar oynanmıştır. si N gidişlerinde de hareretle uğur lardır, Dr Neş'e, Şetaret ve Ferahlık çin 15—20 damla KAR D 0 l almak ayni zamand 1sabi buhranların fekerrürü İŞTE BİR GÜL İŞTE BİR GELİNCİK ri BİR 2 Bu renkleri ancak VENÜS ruju temin eder. Kenl icat ve Ameri- kan formülü VENÜS RUJLARI harikulüde cazip ve çok sabittir. TENÜS RUJLARI dudak. yakmaz ve yayılmaz. Kalla- nanları hayrete düşürür. cik köyü merasmda, Erdeğin Woğlu 16 yaşımda Ahmet, Kayacığm | “İraya dönmüştür. Fenni Sünnetçi Emin Fidan Beşiktaş Erip apartman Tel: 44395 evi Sua diye istasyon yanı Kızılcahamamda Bir Teftiş Kısılcahamam, (TAN) — Tayyare müfettişi ve Kastamonu mebusu Sıt- kı buraya gelerek tayyare şubesi mu amelâtını teftiş ettikten sönra Anke- Merzifonda Su Buhranı Başladı Merzifon, (TAN) — Bu yıl hava - lar pek sıcak gidiyor. Su buhreni başlamış, herkes içecek ve kullana- cak su derdine düşmüştür. l Samsun, Bafra, Erbsa gibi civar yerlerden gelenler, oralarda sıcakla « | rın daha çok olduğunu söylüyorlar. Merzifonda bu sene buğday, srpa ve diğer mahsuller pek boldur. Ölümlü Bir Kamyon Kazası Daha Merzifon, (TAN) Amasya ile Havza arasında bir kamyon devril- miş, içindekilerden bir kişi ölmüş - ne mâni olmaktır. TUHAF BİR ÇİÇEK e YAYİN JUzellik BANYOSU A Pl 710 Frasanm Midi havatisinde İğ. tiştirilen bazı çiçeklerin mefiğ, sinden istihsal edilen saf, ve nem gibi taze erimemiğ pu mu ile yüzünüzü banyo ef cn sert bir cildi bile bir mağ Gg fında Oyumuşatmıya pi Parfömlerin istihsal iğ e havalinin *kadınları, ilk def$ Jarak taze ve yağlı bu cev)" eri” beyazlatıcı, yumuşatıcı hAsifiğ nı keşif ve bunun yerini tut başka bir maddenin mevcüf madığını beyan etmişlerdir. . ğ cevheri kullananların yeBi gençleşmiş cildlerini bu hav” vali ziyaret edenler tarafmdan“. dir nazarlarile seyrodilmek? dir. “ haline getirilen bu cevheri si yatmazdan evvel cildiniz? İ bik ettikte, siz uyurken cil KO de husule gelen çirkin tab eritir ve gayri mer'i bir t9” beraber siyah nok! . mesameler de zail olür. İh bk çizgileri silinir ve alt yeni cildiniz tazeliği ve İsi #aklığı ile meydana çıkar. nüzün açık ve beyaz cildin öz liği İle nâhoş bir tezad teş memesi için “Sira Septinsi boynunuza, omuzlarmız8 ve ellerinizde de kullan lâzımdır. Yalnız Paris A#* yel lâboratuvarları bu ealibi di ve şayanı hayret “Sir Aseptie ii | istimal hakkına maliktirlet pi halde eczahanenizden vey# P fümörünüzden “Sir Asept”” musirren isteyiniz.