a Men TAN Gündelik Gazete an AŞMUHARRIRI TANYA 4 Emin YALMAN birde, h fi: Haberde, fi- Haş», “Âteyde temiz, dü- Rna olmak, karin O'mıya çalışmaktır. | Goran m MESELELERİ bi Maruz muhitlerde aşıya © Vin kişi verdiği için daha birkaç ün, , Aılandıktan sonra tifonun Yalaz halkı Zi kanaati vardır. Pei, Hazammdar. Kİ f, m da aşıya ehemmiyet Aşınm yalnız bi- sonra diğerlerini zararlıdır, aşılanma. Paya Harbi o“ Safhasında üre siyasi, gerek m en bâd ve en nazik Madrj 7 Kime “rafında 118 denbori gö. | Pa eğiy, tük bir muharebe cere- Mleriny Iki taraf ta bütün kuv. öğ, ça DA ei kendi lehlerinde so- bm #ehir etrafma toplamış- teneke için son gayretlerini sar- N Moka Iki taraf ta taarruz » taarruzla meşguldür, Mu. aktar kanlı ve pek insafsızca etlerini, | İki taraf ta bütün kuv. wi bütün tayyare ve tankları- » Bu sebeple bu bü! May ürebenin vereceği netler, İs- son safhasını teşkil Map, düşmesi, hükümetçilerin | |“ m #ahgy, AFM elime geçmesini intaç Mn dey, te Almanya ve 1. h aya vâsi mikyas- Ba tak, ia # Ingiltere ve Fransa. ne olacaktır? Elbette bu İehizsPanyadaki statükonun Si Sak ae Fakat bu mak- Yaptığı son teklif te sahayı Panya beynelmilel Tan; gelecektir, Ya harbinin gerek safhaları büyük Mi müzeket kesnet. bi, eselenin de tavaz- hafta meselesidir. el harbi bitirmiye çal Mana hafta | ten bahsetti. Biraz briç oynadığı- TAN SANATA VE EDEBİYATA ALAKASIZLIKTAN KİM MESUL? aktiyle bizim memleket- te de bir edebiyat me- rakı vardı. Benim şöyle ahbaplarile biraraya sel- di miydi hemen Namık Kema- lin bahsini açar, Ziya Paşa'dan şiirler okur, onlara ait hatıra- larını anlatırdı. Babamdan Namık Kemal'in şiirlerini de- ğil, mensur yazılarını bile çok defa ezbere okurken dinle miştim. Bir ara, Abdülhamit devrinde nazırlardan biri babama her ne dense gücenmiş, adamcağızı igin- den çıkararak bir meclise âza yap- mıştı. Günde bilmem kaç saat ça- Uşmıya alışmış olan bizim yedef işsizlikten bunalınca Kemal mer- humun evrakı perişanmı hâfıza- sından kâğıda dökmeyi kendisine işedinmişti. Ben henüz çocuktum, fakat babamın her akşam eve av- detinde cebinden çıkardığı bu kâ. ğıtları aile meclisinde okuduğunu pek iyi hatırlarım. Yalnız babam değil o neslin az çök okumuş olan ları Namık Kemal gibi Ziya Paşa- yıda mutlaka böyle ezbere bilirler- di.. Biz de çocukluğumuzda harıl ha- ril Tevfik Fikreti ezberler, tanzi- mat ve edebiyatı cedide şairleri- nin şiirletini topliyarak defterler doldururduk. Bizden sonrakiler de my ER NA hakkak tanırlardı . Hâlâ bugün bize, yahut bizden sonraki nesle mensup olanlar Fik- retten, Yahya Kemulden bahis a- çıldr mı apışıp kalmazlar, hepsi- nin hâfızasında Fikretin, Hâşimin Yahya Kemelin birkaç manzume- si mutlaka yer almıştır. Gone ne olduysa oldu, arkadaş Sohbetlerinden, aile toplantılarından bu Şiir ye e- debiyat bahsi birdenbire çekiliyer- di. Zamane gançleri içinde Hâmi- » di, Fikreti tanıyanlardan Vaz geç- tik, haydi bunlarm dili biraz eski- era Yazan: o Hıfzı selin Lİ Tevfik A B. Hıfzı Tevfik, ilk gençliğindenberi sanatla çok yakından # ve içinden alâkadardır. Senelerdenberi de edebiyat hocalı- * ğında iktidarını göstermektedir. Vaktiyle onun içli ve hisli * yazılarını okumuşuzdur. Edebiyatçı Hıfzı Tevfik, bu ilk yazısile “TAN,, yazı ailesine karışmış bulunuyor. Her hafta bu sütanlarda sanat ve edebiyat meselelerini münakaşa ede- rek, büyük bir ihtiyaca salâhiyetle cevap vermiş olacaktır. ç i ; / MT İİ mı haber almış, daha iki arkadaş gelecekmiş te briç oyniyacakmı şız ve hemen dün akşam briçte ge- çen bir hâdiseyi anlatmıya başla- , Şimdiki topluluklarda böyle briçten, pokerden bahsetmek mo. dadır. Daha gençlerin arasında günln bir futbol maçını minakaşa etmek âdet ol gibi, acaba bü yüğümüzü, küçüğümüzü fikri ba- hislerden böyle uzaklaştıran sebep nedir?.. Bu işi ilmi, içtimai tetkiklere ze min yapmıya lüzum yoktur. H na bir durgunluk gelir müti si bir darbımesel gibi herkesçe malüm olmuş bir nazariyedir. Am- ma bizim gibi ayni hâdiselerden geçen başka milletlerin sanat ve fikir hayatındaki nisbi hareket ve alâkayı da gözönüne almak lâzım dır. Fransada gün geçmezki bir şal- rin koskoca bir kitabı basılması, ve günde birkaç İlim kitabı mat- baa #ilindirinden geçmesin, Bun- dan bir İki sene evvel Almanyada bir gazetenin açtığı şiin müsaba- kasına on beş bin şair iştirak et- er ne kadar büyük hâdise oran won BELİME ya mişti. Bizde bir şairin en güzel şi- irini okuyan beş bin kari bulmak a- caba mümkün müdür?. Şu halde memleketimizdeki sa- nat ve fikir durgunluğunu öyle iç- timsi nazariyelerle değil biraz da- ha basit sebeplerle izah etmiye ça- lışmalıdır. azan kendi kendime düşü- nürken eski sanat adamla- rrmızm aşk ve heyecanma gıpta ederim, Fuzult gibi, Nedim gibi, Şeyh Galip gibi büyük şairlerimiz hayatlarının son anma kadar Sa- nata ve mesleklerine sadık kaldı- lar Dovfile Iilenetin san manzum. si hasta halinde iken ve ölümün- den pek az zaman evvel yazılmış- tı, Seksen altı yaşmda ölen Hâmi- din de son günlerine kadar yeni bir temaşa öseri yazmakta olduğunu işitiyorduk, Yetmişini geçen Halit Ziyanın yazılarmı hülâ okuyoruz. Sonrakiler daha ilk göhret am- larında şiir ve fikir âleminden yan çizer oldular. Muhitin ve muharririn ilim ve sanata karşı gösterdiği bu alâku- sızlıktan ki mive neyi mesul tut- malıdır ? Memleketimiz on beş se- nedenberi tarihinin hiçbir devrinde ye kaçar diyelimi fakat devrinin en kudretli şairi olduğundan şüp- he edilemiyen Faruk Nafizden bi. | le şöyle tam tamma bir manzume | yi okuyacak yiğiti bulmak muhal gibidir. Bazen gazetelerde okurum: Fi- lân maçta on bin KİSİ vardı, gü. reşlerde beş, altı bin kişi bulun- muştu diye.. Spor fena bir şey de- dildir. Spor meraklısı olmak ta hoş görülebilir, amma gönül isti. yor ki, filân şairin kitabından da üç beş bin nüsha satıldığını haber alalım.. Bir kitapçı meshur bir şairimi. zin son yazdığı bir eserinden elli altmış tane satıldığını bana yana yakıla anlatıyordu. Genclerde şii. re ve edebiyata Karşı görülen bu alâkasızlık daha evvelki nesillere de geçmiş olacak ki, artık onlarm ağımdan da okumıya, yazmıya da. ir kelâm işitilmez oldu. , eselâ bir dostunuzun evine davetlisiniz. Dört beş ki- şi toplanmca hemen masa etraf na dizilerek bir Kâğt o baş , mektep, kitap, yazı Gizi bah- vu a gibi dillerden sürül- müş, bunlara dair lâf açana âde- ta kızıyorlar. deşielile. sofra başında bile gizetesini elinden bırukmıyan bir ahbabıma davetliydim, mutlaka birax lâf atacağız; kitaba, gazete- ye dair konuşacağız ümldile kapıyı çaldım. Arkadaşımı kütüphanesin- de yazı MASASI üzerine eğilmiş İs- kambil falı açarken gördüm. Ben içeriye girince hemen briç- İNGİLİZ KARİKATÜRÜ: Se 0.8. Çin ejderhası: — Elindeki kılıcı dikkatle kullan! Başımı Res- miye teşebbüs edersen tekrar Milletler Cemiyetine müracaat ederim ha! görmediği bir sükün ve emniyet devresi yaşıyor, mekteplerimiz ç0- ıştır, okur yazarlar eski ile mükayese edilemiyecek derecede artmıştır, üstelik hükümet fikir iş lerine ve sanat adamlarına karşı k himaye ve sempati gösteri- yor, bütün bunlar ortada dururken bizim fikir ve sanat âlemindeki durğunluğumuz hakikaten izahı güç bir davadır. B en sanıyorum ki, sanat a- lanmdaki bu durgunluğu- muzun birinci sebebi son zaman larda etrafına gençliği toplıyacak büyük bir sanat adattından mah- rum oluşumuzdus, Diğer bir sebebi de gazetelerin fikir meselelerine karşı gösterdiği büyük alâkasızlık tır. ) Halbuki sanatin cazibesi gençli- ği daima kendine doğru çeker. Nasıl ki memletimizde son zâ- manların bir iki hâdisesi bunu bi- ze pek iyi gösterdi. Hâmidin cena- zesinde elli bin genç bulundu. Halit Ziya için yapılan jübile de büyük bir alâka ile karşılandı. Ibni Si- na İhtifli de hayli heyecanlar do- ğurdu. Fakat genç tabakanm bu heyecanımı devam ( ettirmek için yüksek minevverlerin yaptıkları iş ne kadar zayıf ve çelimsizdir. Hâ- midin ölümünden üç ay geçtiği hal- de sanat hayatı üç çeyrek asra yak- laşan bu Türk şairi hakkında cid- diçe bir tetkik eseri intişar etmiş değildir, ve Tevfik Fikret gibi Ce. nap gibi, Haşim gibi U ölülerimiz için de kazanç zihniyeti ile yazılmış birkaç risaleden başka bir şey basrlmamıştır. ir eserin (basılması belki masraflı olur, fakat gazete lerimiz sütunlarından obirkaçmı memleketin fikir ve sanat işlerine tahsis etmeğe borçludurlar, Bu yol du yazılacak yazrlarm yavaş ya- vaş büyük bir alâka ve verimli bir edebi hareket uyandıracağına şüp- he etmemelidir. Önümüzde tahlil edilmesi icap &den bir çok mevzular vardır. Fa- kat bunların en mühimi gençlere ve bütün karilere bugünkü edebi varlığımızın hakiki hüviyetini ta- nitmak, sanata ve sankatkâra a- lâka uyandırmak, senat alanma gi- den yolun istikametini göstermek- tir. Oyle sanıyoruz ki bu iş Türk e- debiyatgrları için Türk edebiyati- le meşgul olanlar için artık mili bir ödev sırasma geçmiştir. “Rekâmilir Bir akıllınm yaptığı hesaba göre, 70 sene yaşıyan bir İnsanm, ömrünün 6 senesi okumakla; 3 senesi temizlen mekle; 2 senesi öğrenmekle; 4 sene. si lâf etmekle; 24 senesi uyumakla; 5 senesi yürümekle; 11 senesi çalış- makla; 6 senesi de yemek içmekle geçermiş. Artan 8 senede de muhte- lif şeyler yaparmış. ... Bugtn, tayyareler 9000 metreye, balonlar 14 bin metreye yükselebilir- ler. Kuşlardan kartal 8 bin; çayır kuşları 1900; kargalar 1400, diğer ufak kuşlar da 200 metreye kadar yükselirler, , » Bütün dünyada 2 milyar, 250 mil, yon Türk lirası kıymetinde altın sto. ku vardır. Bunun yüzde 57 si, 20 in. ci asırda bulunmustur. Geriye kalan yüzde 4$ ü ise eski asırlarda çıka- rılmış altındır. Bütün bu altın bir külçe halinde dökülseydi, 1700 metre mikâbi hae- 5s az i.e, : Okuyucu , mektubu | rr ei Ekmek Meselesinin İçyüzü “Günde 3 defa nefasetiyle alâka- dar olduğumuz ekmek davası, hayli sümullüdür. Binaenaleyh evvelâ ek- mekçiliği ekonomi cihetinden tetkik ve teşrih etmeğe çalışalım. İstanbul- da takriben 200 fırın vardır ve hali. faaliyettedir. Her fırınm istihsal ka- biliyeti ayrı ayrıdır. Şehrin dağınık olması, ortaya herkesin iyice anlıya- mıyacağı gayri meşru bir rekabet çi- karıyor, Bu da : fırıncıların * müthiş zararile neticeleniyor. Fakat sıhhi se- beplerden dolayı en çok mutazarrır olan bittabi halktır, Fakat fırıncıda delilini gaybetmiş, yolunu şaşırmış bir seyyah vaziyetindedir. Bununla beraber fırıncı hiç kabahatsiz de de- gilâir, Dünyanm kiçbir yerinde rast ge- len fırmeslık edemez. Mutlaka mes lekten yetişmek şarttır. Ban& göre, fırıncıda itaat var, takat yoktur. Fr- rıncı ne yaptığından bihaberdir. Dil- #sizdir, Senelerce derdini anlatama» miş, ceza vermiş, fakat kendini ıs lah edememiştir. Hem esnafı kurtarmak, hem halkı müstefit etmek için (fırıncılar da eczaneler gibi tahdit etmelidir. Yahut, kooperatif cihetine gidilmeli, resmi bir şirket kurulmalıdır.,, Ali Naci Belediye Afiş Kulelerini Yapmıya Başladı Belediye şehrimizde afiş kuleleri yapmıya başlamıştır. Ilk kule Take simed Cümhuriyet meydanına konul muş ve diin sabah ilk afiş olarak fes- tival ilânlarile süslenmiştir. Kule iki metre kadar uzunluğunda üstüvane şeklinde ve saçtan yapılmıştır. Üzeri mahruti şekilde bir kapakla örtülü dür, Felsefe Kongresinde Bulunacak Heyetimiz Pariste toplanacak olan beynelmi lel felsefe kongresine iştirak edecek heyetimizi dün sabah Rody vapurile Marsilyaya hareket etmişlerdir. He- yette üniversite felsefe profesörü Mustafa Şekip Tunç, Mülkiye mekte- bi müdür muavini Suut Yetgin ve do- çent Sabahattin Rahmi vardır. Turizm kongresi Beynelmilel (o turizm kongresine memleketimiz namına İştirak eden Emniyet Umum müdür muavini İz- zettin şehrimize dönmüştür. Gümrük ler Umum Müdürli Mahmut Nedim, kongreden sonra Belçikaya geçmiş tir. Oradan Tsviçreye de gidecek ve gümrük işleri etrafında tetkiklerde bulunacaktır. Romanya ve Festivale Gelecek Heyet Dün Bükreşten belediyeye gelen bir tezkerede Balkan festivaline işti- rak edecek olan Römen heyetinin 18 ağustosta Istanbulda bulunacağı bil dirilmiştir. Heyet kadın ve' erkek 28 kişiden mürekkeptir. Arasında minde ve 2.810 ton ağırlığında bir altın dağı meydana gelecekti. ».. Bir istatistiğe göre yeryüzündeki kazaların yüzde 51 buçuğu otomohi- le obinenlerin başma gelmektedir, Yüzde 21 i bisikletle yapılan kazalar, yüzde 11 buçuğu motosiklet kazaları, yüzde 8 | yayan gidenlerin başıma ge. len kazalardır. Tayyare kazaları an. cak 94 0.02 miktarındadır. . . * Bir istatistiğe göre, yalnız Ameri, ks Birleşik Devletlerinde binek oto. mobillerinin sayısı 13,55 milyondur. Birleşik Devletlerde 8,5 kişiye; Fransada 110 kişiye; Almanyada 810 kişiye; ingilterede 100 © kişiye, Ispanyada 446 kişiye, Italyada 91 kişiye bir otomobil isabet etmekte- dir, . » Yapılan bir hesaha göre bütün dünyada 54 milyon bisiklet vardır. LA