TAN ATATÜRK, REFET, KAZIM KARABEKİR PAŞALARLA 5 << NELER Şişlideki evine tekrar geldi. Ayni haritanm önünde. konuşmağa baş ladılar, Mustafa Kemal Refet Pa- şaya sordu: “Sen ata binmeğe me tanımıştım; fakat şihdi anlıyorum ki; kıymetinizi ölçebilmek için sizi bu makamda görmek lâzımmış.,, Bahriye nazirımn koltukları ka 1» > büyük Türk tih , ,, Milletinin cihan ve ta- taç htamda tekrar harekete Eiriyi » gençleşme hamlesine ig 8 tarihin başlangıç kik ür Bugünkü genç ve kud - 11 ürk devletinin ilk temeli, dı, > Yilinm 19 mayısında atıl- miz yük Kurtarıcı Atatürk, en "ay Parçaları düşman istilâ- Mu, girmiş olan Türk yurdu- Ti hr elinden alınmış olan Yar Milletini kurtarmak, tek- İk Say mek için 19 mayıs 1919 ha baky Anadolu toprağı- F sta, ayit Atatürkün Samsuna kadgatığı İt tarihi güne te- Büke eden uylar içinde çok tir ki, e ieeereyen etmiş il, |» bunlhPtenliz teferrüntr Biyaplera geçmiş değildir. e iz Atatürkün, U- Yarak, günlerinden başlı- ma,, ?âverliğini yapmış ve 19 Alat evvelki ünlerde yine metii b maiyetlerinde kıy - İu yi hizmetler görmüş olan Bo 19 , Sbusu Cevat Abbas Gürer, um eden gün- rihin henüz arkasında Blatt olan hâdiselerini Vir eş, 5* suretile bizi çok ten- Şak kyitir. B. Cevat Abbas bu Ataş etli hatıralar arasında ke, ürkün henüz İstanbulda i- Yaptığı temasları işte şöyle Or; A Tük Mustafa Kemal Şigli- iİ evine çekilerek bir gün Metinin k edecek olan derin görüş- Buldi, palarının dliştincesile meş- Pefiy, 'ek yaveri kalmış olmak $6- Yünanga ehir olan ben, gündüz im Bir gün bana; “Cevat » Sâhriye Nazırr Avni paşayı aliyim. Bunun için lâzım ge - bulun.,, Dakşaş 2 Kemalin bu mülâkattan Şu Se Damat Ferit Paşa rİye nazırı olarak gir Kalman Avni Paşa; Mustafa xi Yıldırım ordusunda men- la idi, Mustafa Kemal, bu ap, | <Zinden dolayı vazifesinden - Şimdi böyle &ciz bir kim- Tam, SASİ Olup ta nezaret maka- iy rdiğini gözlerile görmek Du €dilen günde Mustafa Ke- Mezabetinei Cevat Abbasla, bahriye Bitti, Nazır paşa ile ko- tngimi bir aralık bir sefertası ge- derim pi paşanm. evinden © yemeği idi. Nazar paşa; (Affedersiniz, hem ille, hem ben yemeğimi yi - Mi dedi ve yemeğe oturdu. Nar ini yerken Mustafa Ke. i kendisine şu sözleri söyledi. büyü m Devletin - en akamlarından birini Yü Plumayonmumuz Sizin bem ereb lar; kiymetlerini gös- Bek Mevki için ancak böyle yük- Ma ,, “Kiler ihraz etmek fırsatma ielidir, Gerçi ben, zatı barmıştı. Bu sözlerden pek hoşlan- dr, Ve Mustafa Kemale teşekkür etti, vgi paşa bu ziyareti, çok geç meden Mustafa Kemale Şiş- ildeki evinde iade etti, O gün her vakit olduğu gibi Mustafa Kemal benimle yemek yiyordu. Avni paş&- nın geldiğini hâber verdiler, Kalkıp paşayı karşıladım. Ve çalışma odâr sma götürdüm. Biraz sonra Mus- tafa Kemal misafirine mülâki oldu. Avni paşa çok telâşlı görünüyor du. “.— Paşam, dedi, Bizim kabinede dahiliye nazıri olan Mehmet Ali Bey gayet kiymetli bir arkadaşımızdır. Ona sizden bahsetmiştim. Kendisi sizinle teşerrüf etmeği pek arzu & diyor. Müsaade buyurursarız he - men getireyim.,, Mustafa: Kömalin muvafakati -0- zerine Avni paşa çıkıp gitti ve birez sonra Mehmet Ali Bey ile beraber- geldiler. Genç gibi görünen, fakat haki - katta o kadar genç olmaması lâzım gelen Mehmet Ali Beyin kendine mahsus bilgiçliği vardı. Mehmet Ali Bey Mustafa Kemale sordu: “Siz Tttihat ve Terakkici misiniz?,, Mustafa Kemal; “Ben İttihat ve Terakkici değilim; fakat İttihat ve Terakkinin kuruluşunda VE esas gayesinde onunla beraberim,, dedi, Mehmet Ali; o halde neden İtti. hat ve Terakki ile beraber çalişma. makta olduğunu sordu. ustafa Kemal, bunun bin bir sebebi olduğunu ve izahı u- zun süreceğini söyledi. Mustafa Kemal; Enver paşadan memnun olup olmadığı bakkında Mehmet Alinin sorduğu sütle Şu ce. vabı verdi: — Enver paşa her halde zama hihın en kuvvetli bir adamı olmak lâzım gelir, Bunun aksini isbet e - decek, elimizde, hiçbir vesika yok. tur. Bilâkis kuvvetine delâlet ede- cek bir vesika vardır ki; o da En- ver paşaya mevkide iken kimsenin karşı gelmemiş ve ancak o memle- keti terkettikten sonra bir takım insanların başlarmı kaldırabilmiş olmalasıdır. Böyle Dn kuv- vetli olmadığını söyle! zumsuz ve manasız bir iddia saymaz mı? Mehmet Ali tekrar sordu: Paşa hazretleri, bugün Enver paşa ile tekrar teşriki mesai eder misiniz? . © Vücudünü ve kafani işlet. . hareket orada * Nerede 3 . * Dedikodu yapma spor KONUSMUST Mustafa Kemal; (Ha).. dedi, Bu- na sarih cevap vermeliyim. B*? ömrümde ve askerlik hayatımda hiçbir zaman Enver paşa ile yakin» dan teşriki mesai etmedim ki; bun dan sonra böyle bir iştirak peşin” de dolaşayım. — Peki, paşa hazretleri, bizimle teşriki mesai eder misiniz? — Niçin etmiyeyim. Eğer #iz memleketi bugün için düşmüş oldu- ğu badireden kurtarmıya azmetmi İnsanlar iseniz... Mehmet Ali ayrılmak üzere kelk- ti ve ertesi gün için, Mustafa Ke- mali Serkldoryanda öğle yemeğine davet etti, Mustafa Kemal; bahriye nazmi Avni paşadan başka birinin yemek- te bulunmamasını rica ederek d8- veti kabul etti. Ertesi gün Serkldoryanm yemek salonunda dört kişilik bir masâ et- rafında, Mustafa Kemalin sağında Mehmet Ali, solunda Avni paşa otur dular. Mustafa Kemalin karşısında" ki yer boştu. Mehmet, Ali, salonun kapısının Solunda oturmakta olan bir adami göstererek: “Bu zat posta ve tel graf müdürü umumisi Refik Halit Beydir, Gayet kıymetli bir arkada” şımızdır. Masamızda ihtiyat onun İçin bir yer hazırlamıştık. Müsaa- de buyurursanız gelsin.,, dedi, Mustafa Kemal: “Henüz kendisi- nİ tanrmadım, Şimdilik biz, bize ks- lalım.,, mukabelesinde bulundu ve bu süretle Refik Halit sofraya çağı” rılmadı. Avşar; Bir gün Mustafa Kemalin Şişlideki evine bir zet geldi. Bu umum jandarma kumandanı Re » Atatürk, İstiklâl Harbinde Başkumandan fet Paşadır. (İstanbul bitaraf say- lavı) konuşuyorlardı. Refet Paşa bir aralık solonel bir ifade ile Mus tafa Kemale: “Biz Istanbulda yeni bir kabine teşkiline karar verdik. Kabineye Ferit Bey de dahildir. (Varşova sefiri) Bana Harbiye Nezaretini verdiler, Arkadaşlardan Ferit Bey, bir Mustufa Kemal Paşa varmış, onu da aramıza almaz muyız diye sor- du. Ben de derhal feragati nefisle evet vardır, Ve benim yerime onu Harbiye Nezaretine getirmek mu- vafık olur cevabını verdim İşte si. ze bunu tebşire geldim.” dedi. Mustafa Kemal; “Çok enerjik bir teşebbüs. Sizi tebrik ederim. Ancak ben nazır olmak istemem. Sizin için mukarrer olan nezareti muhafaza etmenizi temenni ede - rim, le mukabelede bulundular; Bu günlerden birinde Mustafa Ke- mal; çok evvelden tanıyıp takdir ettiği erkânıharp miralayı İsmet Beyi (Başvekil İsmet İnönü) evi ne davet etti. Önlerine açtıkları bir Anadolu haritası üzerinde o - nunla birtakım meseleleri görüşü- yordu. Ona hiç çekinmiyerek ve hiçibir şeyi gizlemiyerek bütün düşündüklerini açtı. İsmet, Musta- fa Kemalin tasavvurlarını tama - miyle tasvip ediyordu. Bu mülâkat iki arkadaşm anlaşması için kâfi gelmişti. Mustafa Kemal, İsmete “hazır ol,, dedi, İsmet, Mustafa Kemale “Emrettiğin dakikada ha- zirım Paşam,, cevabını verdi. Bu bir namus sözü idi. Ve terih bunun nasil tutulduğunu isbat ©- den bin bir hildise ile doludur. 'urddaşlar; Devam eden günler arasın. da Refet Paşa, Mustafa Kemalin 2 raklısm; birçok U düşünürsü a o Refet Paşa; Hati. atıma bineyim, ve hep ileriye gi- deyim,, mütalessmda (bulundu. “Sözlerinden memnun oldum. E - ğer atına binip Anadolu içerlerine nin bu arzunu tatmin ederim. Gene o günlerde idi ki; cephede kıymetli kumandanlarımızdan ve Mustafa Kemalin sınıf arkadaşla - Tak İstanbula geldi ve Mustafa Ke mali ziyaret etti. Mustafa Kemal; M Fuat Paşa bunları olduğu gibi kabul etti, Ve Mustafa Kemalle da ve onun emrinde bir emir zabi- ti birakarak vazifesi başma; iman gün sonra; kulağından rahatsız o- lan Mustafa Kemal yatağında ya- Ruşen Eşrefle konuşuyordu. Bir aralık Tekirdağ kolordusu kuman geldiği haberi verildi. Derhal ka- bul olundu. yanıbaşında, Mustafa Kemal ile ko nuşmağa başladı. Erzurum kolor- ni, bundan hiç memnun olmadığı» nı, bu tebdilde haksızlık gördüğü- de bulunmadığını söyliyerek Mus- tafa Kemalin mütaleasmı soru- ilâve ediyordu: “Esasen Erzurum- da kolordu diye bir kuvvet te yok- atların da var; ne rıma öyle geliyor ki, Üsküdarda Mustafa Kemal şu cevabi verdi : girmek istiyorsan; ben bir gin s€- ve kolordusunun başında bulunan rından Ali Fuat Paşa; fırsat bula- ona bütün düşündüklerini açtı. A- münasebetini idame için İstanbul. dolu kanastlerle döndü. Birkaç tiyordu. Ziyaretine gelmiş olan danı Kâzım Karabekir Paşanm Kâzım Karabekir Paşa, yatağı- du kumandanlığna tayin edildiği- nü ve Erzuruma gitmek hevezin- yor, ve sözlerine şu cümleyi de tur.,, atağında doğrulan Mustafa Kemal, Karabekire; “Erzu rumda organize bir kolordu brs- kılmamış olabilir. Fakat bizim bun dan sonra iş görmemiz için lâzım olan asli unsur millettir, halktır. Ben size Erzuruma gitmeği bilhas- sa tavsiye ederim. Gidiniz ve ora» da halk teşkilâtı yapımız. Yakında benim size mülâki olmam muhak- kaktır., cevabında bulundu. Kâ - zım Karabekir Paşa ayağa kalka- rak selâm verdi. Ve “Başüstüne efendim. emrinizi ifa edeceğim. dedi. Ayrıldı. Ve vazifesine yollan- dr. İstitraden arzedeyim ki; o git- “GENÇLİK İÇİN © Sporcu, çirkinin, kirli ve kötünün düşmanıdır. . © Güzel insan iyi insan- dır. . © En büyük servetimiz vücudümüzdür. . © Şenol: Genç kalırsın. tikten sonra Ruşen Eşref Mustafa Kemale soruyordu: Bu kimdir? Mustafa Kemal; “Görmedin mi?.. Bana İtaat eden, ve dalma emrime âmade olduğunu söyliyen bir ar- kadaş,, dedi, Ve bu suretle Ruşen Eşrefe Kizim Karabekir Paşaya pek samimi bir arkadaş tanıttı. Kardeşlerim; Yüksek salâbetli ahlikiyle... me- tin karakterile düşmanlarına bile emniyet ve itimat telkin eden Mus tafa Kemal maksat ve gayesine kavuşuyordu. O, o zaman şark vi- lâyetleri sayılan ve Samsundan başlayıp şark. ve cenubüşarki hu- dutlarında nihayet bulan vilâyet « lerin üzerinde, halk, memur, a8 - ker kitlelerinin başına... itilâ? dev. İetlerinin tamamiyle inkiyadna girmiş bir devletin âleti olur zan- niyle umumi Müfettiş olarak gön- deriliyordu Mustafa Kemal; Samsuna hare ket edeceği gün Yıldızdan evine döndüğü sırada sabık Bahriye Na- zırı Hüseyin Rauf Beyi kapısı ö- nünde buldu, Rauf Bey İlk söz o- larak şunları söyledi: “Gitme Ke mal, aldığım malümata göre bine- ceğin vapuru Karadenizde batıra- caklar.” gerin Rauf Beyin malüma tı mevsuk, ve ifadesi sami- mi idi, Mustafa Kemalin kafasın- dan o anda şu düşünceler geçi; gir dersem tutacaklar... Gitmezsem 118 olacak?!.. Gene tutacaklar; hem daha kolaylıkla... ve hapsedecek - ler.. Kimbilir neler yapacaklar. Ve fakat memleket ve millet ne O .. Pek kısa bir en içinde, kapı eşiğinde kararmı verdi: gide ceğim, Senin de bâşın sıkışınca he- men bana İtihak et, dedi, Ve iki arkadaş el sıkıştılar ve ayrıldılar. Mustafa Kemal; yaveri; benim- le beraber sahile indi ve kendisini bekliyen bir motörle Kızkulesi a» çığında demirli bulunan Bandır - ma vapuruna gitti. Bandırma va» puru, itilâf devletlerinin koyduğu rejim icabı olarak Kızkulesi önün- de muayene olunmak Üzere tevkif edilmişti. Vapura bir takım ecnebi zabit ve neferleri girip çıktı. Mustafa Kemal; vapurun hare- ketten o alıkonulacağını (sezerek kaptana şu emri verdi: Bütün sü- ratinle Karadenize!.. Vapur kalktı. Boğuz geçildi. Ka» radenizin yüksek ve azgm dalgala- Tı arasında ilerlemeğe başladı, Mus tafa Kemal bir aralık kaptanın yas mma çıktı. Ve vapurun takip etti. ği yolu sordu, Tam efendi baba; deryadil bir kaptan; takip edece» ği yolu; tahminle, kararlamağın tesbit edeceğini söyledi. Çünkü; yeni memur olduğu vapurun pu * sulası bozuk, paraketasi yoktu. Bunun Üzerine Mustafa Kemal; kaptana şu talimatı verdi; “Sabi- le yakın bir rota çiz.. ve hep buna göre vapuru yürüt... Bu rota üze- rinde hep sahil boyunca yol alan Bandirma vapuru; bin müşkülât ile ve bata, çıka üç günde Sinoba varabildi. (Lütfen sayfayı çeviriniz)