Bir Hırsızlık Çetesi Nihayet MEYDANA Bir Dükkânı 95 Gün Soymuşlar İZ Üç Arkadaş Bi Girmişler ÇIKARILDI ribirlerine İngiltere Kralı $. M. 6 ncı George'un TAÇ GiYME MERASİMİ türlü ihtişamlı Yapılan bütün merasim, muazzam geçitler, teferrüatı ile her en İPEK ve MELEK Sinemalarında gösterilecektir. gum Bu akşamdan itibaren muzu Sakarya Sinemasında Ingiltere Kralı 6 ncı George'un TAÇ GiYME Töreni Bütün Tafsilâtile 17.5. 987 - A Bugünkü Programi Öğle neşriyatı: dl 5 Sant 12,90 Plâkla Türk musti 30 Havadis, 13.05 Muhtelif riyatı 14.00 Son. Akşam neşriyatı: yeri 10,00 İnkilâp dersleri: Üni den naklen Mahmut Esat Pi tarafından, 18,30 Plâkla dens Eği si. 19,20 Afrika av hatıralar! lâhaddin Cihanoğlu tarafında Konferans : G. Halk Partini Sig Fazıl (Sporun fevaldi hakka 20,00 Rifat ve arkadaşları ii dan Türk musikisi ve halk 20,30 Ömer Rıza tarafından söylev. 20,45 Safiye ve arkaly tarafından “Türk musikisi VE gs şarkıları (saat ayarı). 21,15 “ği Tiyatrosu dram kısmı tarafındiğ temsil 22,15 Ajans ve bors& Beyoğlu tarafında büyük bir bakkal dükkü. nı 98 gündenberi fasılalarla soyan bir şebeke | nihayet yakayı ele verdi, meydana çıkarıldı. | Hamalbaşında Neora bakkaliye mağazası sahibi Yani Gonatas, Galatasaray Emniyet Memurluğuna | müracaat ederek dükkünmn 3 aydanberi muhtelif| zamanlarda soyulduğunu ve hırsizm içeriye nasıl girdiğinin bilinmediğini söylemiştir. Polis tiç gece evvel dükkânda tertibat almış ve ni. hayet evvelki gece, geç vakit dükküna arka tarafta. | ki sokaktan merdiven koyarak giren hırsızı yakala | mıştır. Hırsız, LAmbonun fırmında pişirle Mustafa ile Şerif ve Mehmet adlarmân Üç arka. daş arasında dün ailevi bir mesele yüzünden Kavgaj çıkmış, Şerif, Mustafanın yüzüne bir yumruk atmıs,ğ yMustafa da bıçak çekmiştir. ? y Dün nöbetçi cürmümeşhut mahkemesine yete (len bu üç arkadaşın duruşmaları yapıldı. N i Mustafanın 3 çün hapsine karar verildi. Şerif te yum., Oruk attığı için 16 lira para cezasına mahküm edildi, i Nr © Ölüm İddiası Doğru Çıkmadı | Kızılcahamam (Tan) — Çeltikçi nahiyesine bağlı Ağçeören köyünden Mustafa oğlu Mehmet, köyüne dön- dilkten ilç; dört gün sohra ölmüş- tür. Mehmedin babası hükümete mü İracaat ederek oğlunun bundan altı &y evvel Ankarada Ziraat Enstitüsü ne hizmete girdiğini ve orada bir &- BiRiÇ MESELESİ ri ve ertesi günün proğra çaları 23,00 Son, Günün program ödü Senfonik konserler : ser (Weber, Bach, Bethoven)» Hafif konserler ; 25 Prağ kisa dalgası; Or fif musiki konseri. 17 Prağ : (Bach) 16,30 Paris kisi dale ri. Plâkla sololar. oporu ve oper"f 16 Roma kısa dalgası: Santo j 13,10 Bükreş: Plâk konser $ Prağ kısa dalgası: Halk muse > olduğunu ve hamurkâr Mehmet, Mah mut, M fa ve Abdülgafurımda kendisin; tir. Fırmda yapılan araştırmada çalı- nan birçok bakkaliye egyası bulun. muştur. Beş suçlu yakalanmış ve ad. liyeye verilmiştir. Yakmda suçluların muhakemelerine başlanacaktır. Koltuğumdan Çıkarırım Demiş... Dün dördüncü asliye mahkemesin- de, volise vazife başmda hakaretten #u, i Yakup adında birisinin duruş. ması yapıldı. Davacı polis, B. Bayram Şengündür. Mahkemeye getirilen Yakup, poli. gi tahkir etmediğini, söylediği sözle rin karakola davet! edilmesine sebep olan kömlreü Hamdiye müteveccih olduğunu bildirdi. Davacı polis, suçlunun karakola gi- derken kibrit istediğini, yok demesi Üzerine: “.. Senin gibi polisleri koltuğum. dan çıkarırım.,, Dediğini söyledi. Bundan sonra şahitlerden Salâhat. #in de dinlendi. Müddelumumi sarfe- dilen sözlerin hakareti tazammun et- mediğini söyliyerek suçlunun berae. tini istedi. Hâkim, müddelumuminin de isteği. Fi gibi, Yakubun beraetine karar yardım ettiklerini söylemiş. Çocuğu Düşünce Kızmış... Dün, nöbetçi etirmimeşhut mah. kemesinde bir tahkir davası ba. kıldı. Hâdise göyle olmuştur: Nazire adında bir kadm, küçük ço. cuğu İle beraber sokakta (giderken Halit İsminde bir genç, çocuğa çarp- mıştır. İddiaya göre, çocuk yere yu. varlanınca kadın hakarete başlamış küfür etmiştir, Bayan Nazire , hâkimin . karşısma getirildiği zaman asabiyetten titriyor du, Elindeki kolonyalı mendille dur. madan burnunu siliyor ve ağlıyordu. Duruşma sonunda Nazirenin suçu sabit görüldü. 2 gün hapsine 60 kuruş para cezasma mahküm edildi, Fakat, evvelce mahkümiyeti olmadığı için ce za geri bırakıldı. MİLLİ İHRAKİYELER İÇİN | BİR KONFERANS Bir müddettenberi memleketimizde bulunan Belçikalı mühendis M. Mar. |cel Migeon yarm saat beşte Üniversi. İte konferans salonunda milli ihraki. İyeler mevzuu üzerinde bir konferans verecektir. Ayni zamanda kuvvetli bir kimya Alimi olan M. Marcel Migeon bilhassa petrol ve müştakları şubesi Üzerinde | İzmitte Esrarengiz | Bir Cinayet İzmit, (Tan) — Zabıta, esrar dö- lu bir elnayetin faillerini arâmakta- dır, Evvelki gün koyunları otlatan bir çoban, taş ocakları mahzeninden fena bir kokunun yayılmakta oldu- ğunu hissetmiş ve içeriye girince, bir insan başı ile etleri yer yer dökülmüş ihsan kemikleri görmüş, keyfiyeti 28 btaya haber vermiştir. Taş ocaklar rına giden Müddelumumi Hamdi Do- ğu, hükümet doktoru Hikmet Sırdar, bu insan başmı ve kemiklerini mua- yene etmişler, başın birkaç yerinde bere sarma tesadüf etmişlerdir. Al İtz ay evvel öldürüldüğü tahmin eği- len cinayet kurbanmın hüviyeti de anlaşılamamıştır. Kızıltepe Köylerinde Telefon | Kıziltepe (Tan) — Gori mmtaka- İsında bulunan on bir köy telefon'a İ yekdiğerine bağlanmıştır. Daha bir- çok köyler için de telefon malze - mesi sipariş edilmitşitr. i Niksar Havalisinde Yağmurlar Niksar, (Tan) — Mıntakamızda çiftçilerin ve dolayısile herkesin yü- zünü güldüren yağmurlar yağmıştır. Tütün ve pirinç zeriyatınm bu sene geçen yıllardakinden çok fazla ola - cağı tahmin edilmektedir. —amaaaa konferansın, geniş bir alâka topls- sistan tarafından dövülerek çene ke mikleri kırıldığı için Cebeci hasta- mesinde 65 gün tedavi edildiğini id din etmiştir. Hükümet doktoru İb- rahim Alp ve sorgu hâkimi Mustafa Remzi Aktan, bu iddin üzerine kö- ye giderek tahkikata başlamışlardır. Neticede, ölümün darp ve cerhten ileri gelmediği, Mehmedin Karaci- iy vereminden öldüğü anlaşılmış | anar. ir. İnönünde Bir Muallim Düşerek Öldü meselenin halli 654 v8 Koz kör. (S) oynar ve <i leve * Bu meselenin halli 24 mayıs pa - zartesi sayımızda çıkacaktır. 6 Mayis perşembe sayımızda çıkan kestrası, 18 Bükreş: Radyo or E İ | İ 8. 18,50 Budapeşte: Çigan rası, 19,30 Varşova: Koro Ki 20,05 Prağ: Askeri bando. 2020 reş; Entrümantal konser (PİâMŞ£ 20 Peşte: Orkestra, 21 Koloni ! yük konser (Macar halk mğ 21,20 Bükreş: Eğlenceli pulla 25 Prag kısa dalgası: Orköy İ (Bach. Stravisnki), 22,46 Bükre fif musiki nakli 23 Stotkhol”'.. rışık konser. 23,45 Peşte: kestrası, Operalar, operetler : 20 Lâypzig: Verdi'nin “ATDA” 8 s1. 21 Belgrad: Operadan ni Milâno: Operet piyesi, sonra okuldan çıkmak üzere merdi. Oda Musikisi en Bükreş: Oda musikisi teli, Kesitaller; 16,05 Prag kisa dalar: ŞAT&i Bozöyük. (TAN) )-— İnönü kamu- . 8 nu merkez muallimlerinden Müba- y ADS haddin Özcan, akşam paydosundan g a2 şv s3 venlerden inerken müvazenesini kay- bederek dlişmüş, kafatası fena hal. de zedelenerekbayılmıştır. Tedavi L çin Eskişehir hastanesine gönderilen muallim, iki gün sonra ölmüştür. 18.20 Roma kına dalgası: Şarki ger. 20,30.. Yarşoya: Eski ge 22 Roma: o kongertosu Ü Krenek). 22,10 Bükreş: Şarki tali, 22,80 : Varşova: Bach'ın ii Genç muallimin bu şekile ölümü, kendisini tanıyanları müteessir et- miştir. ADV3 109,7 * e tulmuş gaheserlerinden. (Ke: yolensel piyano) Dans Masikisi; La 16,25 Prag kısa dalgası: 224İ5) te. 2330: Varşova (pik) 2; Bar ae Kolonya. Bresi Mevlüt Bedirhan Paşanın torunu Hüsey vin | Koz kör. (S) oynar ve bütün leve- Kenan Paşanm kerimesi Ziraat Ve, |leri İZE i iz kâleti teftiş heyeti reisi Bekir Şahe.| 1 — (5) kör (10)lusunu oynar vel 5 —. (N) Son kozunu oyn9” gyf nin refikası ressam Mazhar ve Sahu. | (N) — (W)nin oynuna göre — ya| (W) çıkmıştır: Bir pik, bi o e Mai Avni Şahenin| çD) veyahut (A) #6 alır. İveya bir trefl atmak mecburiy f validesi yan Mihribanm| 2... (xw) Karo (A) mioynar, ve Jr. Eğer tef oynarsa: ) tatirahati Tühü için 18—537. Salı) 5) Kanun üstüne trefi (R) sini atar, |, 9 ON) Yine trefi oynar, iy verdi ihtısas sahibi bir za Bu itibarla ması beklenir. Kadm arabanm kenarına bindi ve dizlerine ka - dar çamurlu, çıplak ayaklarını dışarıya sarkitir. Sırtımda dağarcık gibi bağlı çocuğu sinmdan, çe mesinden, koltuklarından bezlerle bağlanmış bir be- bek kurusu idi. Mini mini bir mumya. Nokta göz- Jer çukurda.. Beniz sapsarı. Dudaklar kül Ağız yarı açık.. Canlı mı, cansız mi? Belli değil, Hasta- lığı sıtma mu zatürree mi ne? Anlamak kabil de- Zil. Anlasa ne çıkacak, ne yapacak? Hiç. © — Senin adın ne bacı? — Hacer Gelin, — Kocan var mı? — Eskiden vardı. — Ne kadar eskiden? —Dört yıl önceden vardı. askere gitti. Şimdi yok.. * — Şehit mi oldu? — Olmadı amma yok işte. Dört yıldanberi kocası olmıyan Hacer Gelinin sm. tında bir yaşında bir bebek vardı | — Ya bu çocuk ne? Güzel zayıf kadının kirli sarı yüzü kıpkırmızı oldu. Veli atıldı: — Söyelesene kız! Ortada ayıp bir şey yok. Ben söyliyeyim: Hacer Gelin çok iyi bir yengedir. Kocasma sadıktır. Altınlınm Osman derler. Paralı bir deyyus vardı, boyuna yolunu bulur askere git mezdi, bir gece sakallı jandarma ile birlik olurlar, Hacer Gelinin odasına dalarlar. Köyün biraz uzağın- daki bir göz odada tek başma oturan. askerdeki ko- casını düşünen Hacer, o gece zorla gebe kaldı. Şi- kâyet etti. Ağladı, sızladı. Para is onlara yardımcı çıktılar, Haceri susturdular. Hacer bu hakareti yut- madı, Kocasına yazdı. Bebeyi doğurmadan hir iki ay önce kocası askerden kaçtı, buralara geldi. Bir gecede hem Altınlınm Osmanı, hem arkadaşını balta İle tepeledi, Yakalandı. O gün bugün damda yatıyor. — Bernet etmesi lâztmdr. — Lüzımdı amâ arkası yok, Hacer Gelin ayıplanmadığnı ve günahsızlığna #nanıldığını görünce ferahladı, Hazin bir gülümseme ile ardma baktı. — Beni tanımadın m: Erden Efendi? Ben seni görüncek tanıdım ama belli etmedim, Sen Abbas Efendinin Erden Efendi değil misin? Ben ergenken kasabaya her gelişimde ninengile hep gelirdim, bâ- na içlik, entari neyi verirdi. (o Sen İstanbula gİ- derken bizim köyde kalmadın m:? Ağam senin atın! gezdirmişti de ona on çil kuruş vermiştin. Daha a3- kere gitmemişti. Akşama doğru Kırhöyük köyüne geldiler. Bu son konaktı. Bu gece burnda define Mehmet Ağanın oda sında kalacaklardı. Erden, Zehra Geline biraz para verdi. Genç, ssk kadın, gözlerinden yaşlar akıta akıta ayrılırken Er- den : — Hacer Gelin! dedi, Nahiyeden sonra bize gel, hneme söylerim, çiftlikte sana iş versin. Buralarda dolaşma! ... Define Mehmet Ağa Erden! sevinçle karşıladı. O- dada başka misafirler da vardı. Komşu kazanım kay- makamı ile askerlik şübesi relsi de orada idi. Dere taştığı için geçememişler, buraya misafir olmuşlar. Kaymakam ince yapılı, hasta sesli bir yarı gençti. günü Kıziltoprak Zühtü Paşa cami. inde saat 14 te Mevlüt okunacaktır. Bizi candan sevenlerin gelmelerini| (S) keser. bekleriz. 4 3 — (N) trefl (5) llsini oynar ve (8) bir koz oynar. (N) alır. defa da ya bir karo veya bir mak mecburiyetindedir. ERE sayi atarsa (N) karo (2) Hisini CW) telerar çıkmıştır. İki İâf etmösin; istemiyecek kadar yorgun görünü. yordu. Tıbbiye talebesine pek o tadar iltifat etme di. Büglüne bügün bir kaza kaymakamı ciddidir, bü- yüktür, öyle tıbbiye talebeleri ile konuşamazdı. Ko- Duşsa bile şöyle, hüsnü teveccüh göstermek çeşidin- den bir iki söz söylerdi. Bu da öyle yaptı. Fakat bir gözü olmuyan şube relsi binbaşı böyle değildi. Şendi, konuşkandı. Çanakkalede Galiçyada, birkaç yara al- miş. İYİ olmuş. Çöle gitmiş. Orada bir gözünü kay- bedineo geri hizmetine alarak komşu kazaya pube reisi yapmışlar, Binbaşının kaymakama anlattığı hikâye, Erdenin gelişi ile yarda kalmıştı. Herkes tanışıp yerleştikten sonra kalan Yerden başladı. — Kaymakam Bey! Siz henliz gelmemiştiniz. Hır- sız kadı kaymakam vekili idi. Benim de henüz şu- beye Belmediğim zamanlarda ne yapmış, ne etmiş bilmem, birçok askeri ailelerinin, yetimlerin falan paralarını ele geçirmiş. Ulun Kadı, ver şu paraları sahiplerine verelim! vermez! Bin bir susuz dereden su Betirir. Bre Kadı etme! Sonra pişman olursun. Kafa tulmağa başladı. Tahkikat, tetkikat yapacak» miş, beğeniriyenler Şürayi Devlete kadar gidebilir. iğ. İstanbulda güvendiği bir adam varmış. Bu tarafım mebusu mu imiş, #yan mı İmiş, ne karm ağrısı ise hep ona dayanırmış, Onun için azgınlık e- dip dururmuş. Kendisini bütün Anadolü tenırmış. Hırsız Kadıyı bilmiyen yokmuş: Bir gün kendi ken- dime dedim ki git şu kadıya, paraları zorla al wi gene aksiliğe kalkarsa at sopayı hınzıra! Olu Olur, Kaymakam Bey bir hasta sesle mırıldandı" — Nasıl olur efendim? w — Nasıl olmaz, bana Kör Binbaşı derler. BU manda öyle mahkeme, Şürayi Devlet, heyet! y ye anlar mıyım? Bir gün geldim, Kadıyı oda”, kıstırdım, kapıyı sürmeledim, çöktüm iğ ai dı! dedim. Bu para siperlerde vatanı inka lerin hakkıdır. Ya çıkarırım, ya gözünü çiktigi Utanmaz herif, uçkuruna istif etmemiş mi? Gi çıkarıp verdi, Tahkikat ta bitti, Şurayi Devl af Bir iki sille ile Kadınm men'i muhakemesine Ky verdim! Fakat bir şartla: Bir hafta sonra K8İ, vali-sıhhiyesine binaen pılıyı pırtıyı salla sırt © kırdı boynumul... Kırdı ama, nereye diy$ sar sanki birşey yapmamış gibi (Erdene) sizin E tahvil etmemişler mi? Gidince göreceksiniz Y8” çe Kâymakam Bey hâlâ susuyordu. Ve galibt gö” bir yabancı yanında bunların. söylenmesini hO$ si müyordu. Mehmet Ağa lâf olsun diye Kay — Beyim, dedi. Birşey söylemiyorsun. Geli ruldun? — Yok. Şey... Birşey değil, Pardesum vi kaldı, Onbaşıya söyleyin de getirsin. Hava rice. Binbaşı güle güle cevap verdi: de. p — Amma yaptınız hâ! Ortalık kan ter İGİS' ten siz başıbozuklar böylesini. ve Halis kahveler bir daha kavruldu, çekildi “o: velet köpürdü. Binbaşı ilk yudumu höpürdeti” ye” —,Ovoh!dedi. Ama yalnız karası hoş“ y#€ Tabif Birazdan burasını Mehmet Ağamız h9' der. — Baş üstüne Beyim. mi bizim çantayı emret! ; (Arkası var) cağ elk dink e Hilye