Ferahlı Bir Müspet i : Tenkit Havası Yaratmak BAŞMAKALEDEN MABAAT İS müzmin İli nl İl e lk Gazetelerin Yazan; Ahmet Emin YALMAN (Başı 1 incide) bir nevi husus menfaati himaye et- mek ve gizli kapaklı işlere göz yum-| mak kimsenin hatırmdan geçmiyor. Dünden kalan ve heniz düzelmesine elimiz değmiyen türlü türlü noksan- İar vardır ki bunları ileri sürmek ve iyileşmesine çalışmak hükümete kar;| $ı değil, hükümetle beraber yürümek demektir. Sonra hazırlanan ve yapı- lan umumi işlerde noksanlar varsa kusurun ortaya çıkmasını bükümet- to bulunanların memnuniyetle karşı- tamaları lâzımdır. Çünkü hetalı bir adımdan ne kadar çabuk dönülse kâr. | dır. Demek ki memleketimizin umumi| hayatında müsbet tenkit ve münaka- | gayı boğmak için hiç bir arzu, hiç bir sebep yoktur. Buna rağmen müsbet tenkit havasınm ileri giğememesinin başlıca sebebi, bu yolda tenkidin kül fetli, zahmetli ve zor olmasıdır. yelim ki ortada, günün canlı bir meselesi halinde bir iktı- sadi mesele var. Bunu tetkik etmek, fikir toplamak, kitap karıştırmak, i gin tam esasına varmak, noksanlar varsa memleket ölçüsüyle ortaya koy- mak güç bir iştir. Bir gazete bu güç- lüğe katlanırak müsbet bir tenkide girişirse, gidilen yoldan daha İyi ve daha verimli bir yol gösterirse veya tashih edilecek birkaç noksanı orta- ya koyarsa buna kızacak hiç kimse tasavvur etmiyoruz, Fakat bir gazetenin bir meseleyi tetkik edecek ve her tarafı dinliyecek e e — neleri, tiyatroları açıkça zikretmi. yor. Buna mukabil kanunun guml- lü bulunduğu ve müdahale eti işyerleri şunlardır; Fabrikalar, ta- gocakları, bina işleri, elektrik, gaz, gu tesisat, v, 8. B öylece müdahale edilecek işyerleri »tayin edildikten sonra birinci fasılda iş mukavele, sinden bahsedilmektedir. Bu arada ameleyi koruyacak mühim tedbir. İer alan bu kanuna göre, meselâ bir yerde beş seneden fazla çalışmış olan bir işçi, işinden çıkarıldığı ve mukavele bozulduğu zaman, geri kalan mühletin ücret tutarından başka, ayrıca işin mahiyetine göre, miktarı hâkim tarafından takdir e- dilecek bir tazminat alacaktır, Bu- nun işçiyi koruma bakımından bü yüklüğü ve ehemmiyeti barizdir.” ı onferanseı bu suretle on fas, hn heyeti umumiyesi hak- kmda' toplu bir hülâsa yapmış ve görek iş alan, gerek iş veren için, İçtimai siyaset bakımından mühim noktaları saydıktan sonra konfe- Tunsma şöyle nihayet vermiştir: — “Iş kanunu hakkımda verdi. im bu izahatta, vazı kanunun orta ya attığı birçok incelikleri, birçok teferrüatı bir tarafa bıraktyorum. Fakat yaptığımız bu toplu bakış bi- le kanunun kat'i ehemmiyetini ve derin şumülünl yöstermiye kâfi- dir. Çünkü kanun vaztı, çalışan in. ganı milli iktisadm en yüksek un- suru addetmektedir. Şu halde bu unsur himaye görmeli, fabrika ve maden amelesi, sılıhatini kaybetme meli, çalışan bir işçi ailesiyle be- raber yükselme yollarma malik ol- malıdır. İşçi, işinin esiri değil, iş veren fabriKatörle beraber ayni hakka sahip serbest bir insan olma İr, mesaisile uygun bir lcret alma- dır. ü Bu kanun, Türkiyeyi bir smrf mücadelesi memleketi değil, sulh ve huzur içinde yaşıyan bir işmem leketi yapmaktadır. Bu memleket. te refah gittikçe artmaktadır. Bu refaha, en basit işçi de liyakati de- recesinde iştirak etmelidir. Hülâsa, işçiler ve müteşebbisler, İş verenlerle iş alanlar, her yerde, devletin kendilerine alâka besledi- Bini, kuvvetli ve adaletli bir elle kendilerini himaye ettiğini hisset- melidirler. “Temenni ede'im ki Kanunu, Türk halkma ve Türk mil- Yi Iktısadına ümit edilen selâmet ve MW saadeti getirsin.” 13 Elindedir yerde şöyle hareket ettiğini farzedi. niz: Hükümetin aldığı bir iktisadi ted | birden hususi menfaatleri kırılan bir tanıdık sizö müracaat ediyor. “Her şey berbat gidiyor. Batıyoruz." gibi bir telâş havası içinde vakayı bir ta- raflı olarak anlatıyor. Siz teessür al- tında kalıyorsunuz. Pek uluorta gide. miyorsunuz. Çekiniyorsunuz. Fakat müphem, imalı bir şeyler yazıyorsu- nuz. Bunlar alâkadar dairenin gözü karşısma çıkınca kızdırmakla kalmı- yor, gazetelerin ciddiyeti ve kıymeti hakkımda da fena kanaatler uyandırı. yor. | ppi eskidenberi âdet olan tenkitler böyle imalı, rexrter, iti matsızlık ve memnuniyetsizlik uyan. dırıcı şeyler olduğu iç eteler bu| yolda uluorta yürümeyi pek gözleri. ne kestiremiyorlar. Yalnız arasıra da kahramanlık damarları kabarıyor. O zaman tenkit etmek İçin dişlerini geçirebilecekleri birini arıyorlar. seriyetle valileri, belediye reisler ve onlardan küçükleri gözlerine kes- | tiriyorlar, Bazan haklı, bazan haksız çatıyorlar. Hep dedikodu havast içinde yapılan gazete içih tuz, biber, heyecan arIyad bu nevi tenkitler halkta, gazetenin sa- mimiyeti ve ciddiyeti hakkında de. vamlı bir itimat uyandırmıyor. Bir kuyucu yazılan $ey işine gelmişse ve- ya hoşuna gitmişse: “Aferin, cesur gazeleci imiş.” diyor. Fakat umumi. yetle halkta dr, hükümette de gaze. telerin, kendilerine emanet edilen münakaşa hürriyetini idareye lâyık olmadığı kanaatini uyandırıyor. Sonra kocaman kocaman serlev- halarda, bazan, hepimiz heyecana ka- pıhyoruz. Vakalarm hakikt şekliyle alâkası olmıyan yanlış, istikrarsız bir hava uyandırıyoruz. Hele akşam geç vakit çıkan arkadaşlarımız bunu çok yapıyorlar. Bu arkâdüşlar, sakin ha. va içine düşünce, denizden çıkmış ba- lığa benziyorlar. Derhal birkaç bü yük serlerha ile hâdiseleri, kendi he- yecan ihtiyaçlarma uygun, ters bir zaviyeden gösteriyorlar, Bu arkadaş. lardan birinin Kudüsteki bir hâdise yi Londrada olmuş gibi göstererek İ- a! kuvvetini son hadde ka- nması, Türk gazeteciliği he, sabma çok çirkin bir manzara hâsıl etmiştir. Çünkü gazetecilikte her ko yun kendi bacağından asılmıyor. Bir tek gezetenin ifratlı ve yanlış bir ha reketi derhal gazeteciliğe mal edili. yor. etice olarak tekrar edeceğiz! ki, halkta itimat uyandıra.| cak yolda müsbet tenkit ölçüleri kur- mak ve memlekette daha geniş ve fe- rahlı bir hava yaratmak gazetelerin elindedir. Yalnız bunun için heyecan gnzeteciliğinden tetkik gazeteciliğine geçmek ve bunun icap ettirdiği ağır zahmetleri ve emekleri göze almak lâ- zımdır, Umumi hayatımızda her gey; bir kat daha ileri gitmek için müsbet tenkit ölçülerinin kurulmasını ve w. yandırıcı tesirler göstermesini bekli- yor. Yalnız siyasi, içtimai ve iktisa- di işlerde değil, meselâ edebiyatta da bugünkü #kametin önüne geçmek İ- çin ilk ihtiyaç tenkidi bir dostluk ve düşmanlık #leti halinden kurtarmak ve tam ve bitaraf bir ölçü âleti hali, ne koymaktır. Türk gazeteciliği müsbet tenkit kurabilecek yola dökülürse az zaman- da umum! bir emniyet kazanabi- Kr, Ozaman fısılı kaynakları, ku- laktan kulağa zehirlerini akıtmak ir. kânmı bulamazlar. Türkiyenin umu- mi hayatında başka hiç bir âmilin kısa bir zamanda koruyamıyacağı ka- dar geniş bir manevi zenginlik, can- k ve ferahlık uyanır. İzmirde 3 Yolcu Ağır Yaralandı Izmir, 14 (Fan muhabirinden) Dün gece yarısı, Izmir - Torbalı yo. lunda bir otomobil kazası olmuştur. Şoför Talâtın idaresindeki otomobil bir virajı dönerken devrilmiştir. Için- de bulunan terzi Muzafferle Fah - rünnişa adındaki iki kadm ve şoför ağır yaralanmıştır. 1 Geçen Müzakereler Kamutayda Dün (Başı 1 incide) Bankasma «it gayrimenkullerin ver. giden muaf tutulmasını istedi ve bir takrir verdi. Dahiliye Vekâleti siyasi müsteşarı Muttalip Öker, bina ve a- razi vergilerinin idarei bususiyelere bir yardım olarak onlara devredildi. Zini, eğer muafiyet verilirse diğer bankaların da bunu istiyeceğini, böy- lelikle hususi idarelerin gelirinde bü. yük tenezziil olacağını, bir çok mek. teplerin kapanacağını sanlattı ve de. di ki '— Bunu ise yüksek heyetiniz hiç bir zaman kabul buyurmaz zannede- rim. Takririn teddini rica ederim., dedi, Ziya Gevher cevap verdi: “— Evvelâ Abdülmuttalip arkada. şım kadar ben de idareli hususiyeci. yim... Bekir Kaleli (Gaziantep) : İ “— O, müsteşardır, müsteşar sıfa- | tiyle söylüyor. , Ziya Gevher devamla: İ “— Müsteşarlığı vardır. Allah uzun ömürler versin de makamında otur - sun, Burada her söz söyliyen omü. teşarlık temennisinde bulunmaz igü- tüşmeler).,, Mümtaz Ökmen söylüyor Adilye encümeni mazbata muhar- riri Mümtaz Ökmen, maddede zikredi len muafiyetler ne ise onlardan muaf olduğunu, kazanç vergisi de bina ver. gisi de zikredilmediğine göre, elbette muaf olamıyalağmı anlattı. Bütçe encimeni relsi Mustafa Şe. ref, Ziraat Bankasının bina ve kazanç vergisinden müaf olması gibi bir fi kir ileri sürllürse bahse mevzu ola - bileceğini, bugün bina (vergisinden muaf bulunmadığını söyledi. Ziya Gevher, sualini banka üzerin. de bir külfet olduğu için sorduğunu, | tasrih etti. Mustafa Şeref, Ziraat Bankası ver gilerinin kaldırılması keyfiyeti yan. ! ışlıkla yazıldığı için kazanç vergisi | alınması hakkında Maliye Vekâletinin meclise bir proje verdiğini ve bunun maliye encümeninde tetkik edildiğini söyledi. Banka köylü müessesesidir. Emin Sazak (Eskişehir), (Ziraat Bankasınm bir köylü müessesesi oldu. Şunu, onun masrafı ne kadar az olur. sa köylüye o nisbette yardım edece. Gini, bunun için bankanm bina ve ka.| zanç vergilerinden muaf olması lâzım geleceğini ilâve etti. Tekrar söz alan Hasan Fehmi A. taç, noktai nazarmda ısrar etâi (oOve dedi ki: “— Devlet bütçesinden (muhtelif namlarla, muhtelif şekillerle yapılan yardımlaria meydana gelen ve âmme hizmeti yapan bu milesseseyi ticaret kastile kurulmuş müesseselere alt o- lan nazariyelerle mütalea etmek bil mem ne dereceye kadar doğrudur? Ziya Gevher Etili, Şürayı Devletin verilmemesine karar verdiği ve Ka. |*ğ mutaym da şimdiye kadar almamak. ta olânğu hir verrivi kâr. zararı mil. | lete ait olan bir mülesseseden almak için niçin ısrar edildiğini sordu: “— Say» müsteşar müteessir ol olmıyan | ması dedi, çünkü mevcut bir vergiyi almıyalım diyoruz. niçin endise ediyorlar?., Daha sonra Halil Menteş ve Aziz Akyürek söz aldılar. Dahiliye Vekilimizin beyanatı Bundan #onra kürsüye gelen Dahi- tiye Vekili ve Parti Genel Sekreteri B. Şükrü Kaya, bütün bu mütalealara karşı izahat verdi. B. Şükrü Kaya, maziden ancak noksan ve ihmal. lerin tevarüs edildiğini, bunları ört. mek ve kapamakla beraber Meclisin uhtesine düşen vazifeleri de başaraca ğını anlattı, lâyihadan bahsederek de. diki: “— Elbette sizin mütalea ve reyle- riniz bunu daha mütekâmil bir hale getirecektir. Fakat burada bunu kıs- mak, şunu kesmekle mahiyeti syr ve maksada #ykırı bir hale getirmek demektir ki bu da, devlet ve müessese için zararlı olur. Müessesenin faizi vardır, geliri vardır, varidatı vardır, kazancı vardır ve bu kazancı taksim olunmaktadır. Bundan maliyenin ver. gi almaması ne demektir? Biz buraya ne kazanç için geldik, ne de vergi almak için!... Bu mües seseye, normal şartlar altında çalış- tracak ve yaşatacak biz şeki! vermek için geldik. 150 bin ilra bu milessese. yi hiçbir zaman sarsmaz, çünkü yal nız menafi hissesi olarak idarei husu- İanasırla mücadele etmek mecburiye. AN siyelerden 450 bin lira vermekteyiz. Her sene, bütçe inkişaf ettikçe (bir buçuk milyon lira, 8 milyon lira, 5 milyon lira, 10 miyon Jira verebiliriz. Elverir ki müessese normal gekilde yaşasın. Banka ve Hususi İdare Merhametinize, himayenize mub- taç olan başka müesseseler de vardır. Idarel hususiyelere bugün mektepleri vermişsinİzdir, Hususi idarelere sıhhi teşkilât, nafıa teşkilâtı vermişsiniz. Zaman zaman bu ıstıraplar huzuru - nuza geliyor. Bu ıstıraplara karar vermek üzere işler! gruplara, heyet- lere tevdi ediyorsunuz. Bugün ida. rel hususiyenin şurasından, burasm- dan para kesmek demek, köylüyü ten- vir etmek, okutmak için ve nihayet! ziraatçt ve çiftçi yapmak İçin, açacı. ğımiz mektepleri kapatmak demektir. 150 bin Hranım kesilmesi demek, 30 tane mektebin yapanması veya açıl maması demektir. Bizim mektepleri- miz dolmuş, taşmış bir halde değildir, açılması lâzım gelen birçok mektep. ler vardır.” B. Şükrü Kaya, B. Halil Menteşin mütalealarına cevap vererek şunları ilâve etti: “— Bizim en büyük vasfımız, çift- &i olmaktır. 16 milyon nüfusun 14 milyont çiftçidir. Biz çiftçiliğe dik - kat ve gayret ederek ve onu ilerle . terek kuvvetimizi artırabilecek o bir millet olduğumuza kaniiz. Bütün ka- nunlarımız, teşkilâtımız, çalışmamız hep bu gayeye müteveccihtir, Çalıs şılmış, üzerinde düşünülmüş ve encü. menlerden geçmiş bir kanun buraya geldiği zaman vasfını kaybederse, ha- kikaten gayeden ayrıtmış olur, Ben, milletimizin ve bilhassa o mil- leti bütün şerefi ile ve hassasiyetiyle temsil eden Büytk Meclisinizin böyle müşkül davalarda tuttuğu yolun doğ. ruluğunu görmüş, kani olmuş, inan suş bir arkadaşmızım. Fakat içim- deki bu tehlikeyi, bu endişeyi yine bir arkadaşmız olmak sıfatiyie söyleme. Yi vazife addettim. Vereceğiniz ka- rar, şüphesiz, hepihiz için mutaolur ve tatbik ölüdür, “Arcak Kararlarmı- zı verirken işaret ettiğim bu şüphe. leri sizin de bir defa tekrar buyur. manızı pica edeceğim.” Çiftçilik ve görenek Müteakiben, B. Halil Menteş kür. süye gelerek, devlet enerjisiyle Kusu. si enerjilerin Müvazi yürütülmesi ni istediğini, fakst.bu düşüncesinin eksik aksettirilmiş olduğunu söyledi. Dahiliye Vekili B. Şükrü Kaya şu ce. vabı verdi: “a Zirsat denildiği vakit, hepimiz çiftçi ve Çİ Çocuğu olduğumuza göre, hepimiz İlk gıdaamı topraktan çikan tanelere medyun bulunduğumu- za göre, işin Müşkülâtını pek iyi b riz. Çiftçilik göreneğe tâbi bir san' ildir. Evvelâ menfi elemanlarla mücade- le edeceğiz. Tohum hasta ve kötüdür. Toprak zayıf ve nakıstır. Ağaç has talıklıdır. Şizdi bu nevi elemanla, tndeyiz. Bunlardan gonra müsbet 6 lemanlar!a Uğraşmak O mecburiyetin- deyiz. Halbuki biz köylüyü bu memleketin efendisi olarak İlân ettik, Biz köylüyü toprağa değil. toprağı köylüye esir| etmiye mecburuz. Bunu yapacağız. | Zaten toprsktan azami randıman alin madığı t8kdirde toprak nankör bir a- nadır; yer. Bintensleyh köylüyü top- rağa yedirmek lâzımdır. Bu topra- vaziyeti iktisadiyesi ne olursa ol. gün, bizi beslemiye, zengin etmiye mecburdur. Biz bilgimizle, böyle kur duğumuz MALİ, iktesadi müesseseler» | bu abıhayat tesiri sa- yesindedir ki bugün binlerce kişi dalma ve yalnız Rad. yolin kullanmaktadırlar. Radyo- lin dişler için bir hayat sigortası. dır. Bunun içindir ki Radyolin icat olunduğundanberi Türkiyede sağlam ve güzel dişli vatandaşlar artmıştır, ve artmaktadır » asr —< EEE 7 77:777 Dişlerin Abıhayat DAİMA RADYOLİN Diş Ağrısı İstırabların En Müihişidir En şiddetli diş ağrılarını dindirir GRiPiN Baş ağrısına, nezle, grip ve romatizmaya kârşı 3ilhassa müessirdir YUMUŞATIR ve cildi pamuk gibi yapa" POKER PLAY markasına dikkat edini — şünerek karar vermenizdir, Bunu he. yeti umumiyeden tekrar rica ederim. Bu kararlar dalma ve daima bu mec- listen çıkmıştır. Böyle münakaşalar kararın doğruluğuna ve iyiliğine dai- ma İdim olmuştur. Binaenaleyh bu münasebetle de çıkacak kararın doğ. ruluğuna ve iyiliğine şüphe yoktur. O karar, sizin hükümetiniz ve sizin itimat ettiğiniz memurlarnız tara - fından kudretle ve ayni dikkatle tat- bik olunur. Maruzatım bundan iba. rettir.” (Bravo sesleri), Bundan sonra birçok hatipler kür- süye geldiler ve hepei Ziraat Banka- smm hususi vaziyetini tebarüz ettir. diler, En nihayet Ekonomi Bakanı. mız B. Celâl Bayar söz aldı ve şun- ları söyledi: le azami Târdıman almak ve Anado- İunun bozkırlarnı yeşil bir hale ge tirmek mecbüriyetindeyiz. Refah tedbirleri Bu halkı mürufteh edecek tedbirle- ri almıya mecburuz, Böyle yapmaz- sak, enstitüleri inkâr edersek, ensti. tiyit yaparken kredi işlerini ihmal e- dersek, demin söylediğim gibi, saatin zembereğini Yaparken diğer noktala- rmı yapmamış oluruz ve bu şekilde hiç birimizin istenen neticeye varma. sr imkânı yoktur, Heyeti ümumiyeden benim ricam, daima büyük meselelerde olduğu gibi bu Ziraat Bankası meselesini de dil. şünürken Memleketin “hastanesini, mektebini, lburatuarınr, enstitüsünü, tohumunu dâ bir aradı; ve birden dü- “ Ben, es25 hakkmda müruzatta bulunmak için kürsüye gelmedim. Ya) nız görüyorum ki, müzakere şumll ve ehemmiyet kesbetti. Yeniden tet. kike ihtiyaç vardır. Ziraat Bankası- nm muafiyetleri üzerinde Kamutay haylice hassasiyet göstermektedir. Faket zannederim ki diğer emsali mü- esseselerden aşağı bir mevkide kal. sı için ayni hassasiyeti yüksek Kamutay gösterir. (Hayhay sesle ri). Şu halde, esaslı bir surette düşü- nülmesi için bu madde ile beraber son takriri bütçe encilmenine havale e. delim,” (Bravo sesleri). Bundan sonra Bay Hasan Fehmi. nin takriri bütçe encümenine havale edildi ve projenin diğer maddeleri gö- rüşiilerek kabul olundu. İnönü - Eden Mülâkatı (Başı 1 incide) sili Boroda mihracesi ve Berms' mümessili söz aldılar. Niyoz Cronickl gazetesine gör” konferans Uzak Şarkta bir filo ihâ” sını konuşacaktır. Bu filonun yet milyona malolacağı ve her sene İÜ milyon liralık masrafa ihtiyaç gö “ tereceği tahmin ediliyor. Londra, 14 (TAN) — Dünden ik baren taç giyme merasimine ait dalyalarm tevziine | başlandmışti Bukkingham sarayında Kral taraf” dan verilen ziyafette İngiliz ve ©9 ” nebi olmak Üzere 450 kişi bulun! ve misafirleri Kraj ile krallık han?” danı karşılamıştır. Bugün Mister Eden İngilieremi” misafirlerine büyük bir ziyafet ver” miştir. Ziyafette 420 kişi bulunmuf” tur, Geceleyin Bukkingham sarayınö? da 2000 kişilik bir ziyafet verimi ve ziyafette yabancı krallık han larına mensup 86 kişi hazır buku5” muştur. Dün Kral ile Krsi şehirde dolaştıktan sonra saray3 müşler ve blylik bir kalabalık ta7*” Gndan karşılanmışlardır. Kral ve #9 liçe saray balkonuna dört defn <W* ak halic selâmlamışlardır. DördüZÜ defa gece yarısına doğru idi, Ve #97 yın önünde birikenler 100,000 i ge © mişti,