üzerinde bir münakaşa oldu (Başı 1 incide) İstikrarı bakımından mühim olan bir noktadır. Birimizin çalışmasını, öte- kinin tamamlaması zihniyetini bu ve sile ile bugün Büyük Millet Meclisi huzurunda tekrarlamağa fırsat bulu- | yorum, Yüce bir varlık başlarımızın Üzerinde sade mazinin karanlıklarına değil istikbalin ufuklarında meşalesi. ni tutuyor. Bu meşalenin ışığı altında her biri- mizin hizmet değeri yeni Türkiyenin kurulması gibi bir büyük esere bir kum tepesi taşımak kadar naçiz bir geydir. Biribirine dayanıp güvenerek çalışma zincirinin vücude getirdiği büyük eser ve büyük yekün bugünkü devletin yüce varlığını teşkil ediyor, Buna göre herhangi bir makamda al. mış olduğumuz vazifeyi yapmıya baş- Jadığımız zaman bize verilmiş olan vazifenin içinde zımni bir emanet var dır, benden evvel çalışmış olan bir ar- kadaşın şerefinin bilhassa korunması Yecibesi... Payidar bir devlet kurmak için | Arkadaşlar, ! Herhangi bir makamda iş alan bir arkadaşm geçmiş sayılan, uzun mazi- ye de intikal edecek günlerindeki hiz- meti herhangi bir tetkik mevzuu © Yursa o tetkik eanasşnda hakbinliğin, insafm ve hakikat görürlüğün şem- meleri tesir yapmalıdır. Eğer insan. larda böyle bir kanaat ve emniyet ol- mazsa, değil böyle muazzam, müşkül bir devlet makinesini ileri götürmek, © battâ en basit şirketleri, en küçük a- © İle münasebetlerini bile yürütmek an nnesini esis emeğe imkân kalmaz, çünkü arkadaşlar, bir insan için var- klar üzerinde tek büyük varlık, şe- refir, Hukuku beşer beyannamesi bir çok masuniyetlerden bahseder: Can, mal, ırz, mesken taarruzdan masun- “dur, der. Fakat modern “bu pek mütearef “olan haklarmdan en üstün tanıdığı yüksek bir vardır, 6“da şereftir. Hiç bir mesul vekil kendisinden sonra gele- rek kendisinin hesabmı tetkik ede - ceklerin derin insaf ve hakseverilğin- den emin olmazsa yaptığı, işlerde, he Baplarda Idari büyük mesuliyetlere gi rip, devletin büyük anlaşmalarında imza koymağa, taahhütlere girmeğe, kendisinde cesaret göremez. Binaen- aleyh payidar bir devlet kurmak ve bahusus geçmiş asırların çürük ve yı- kık ankazı üzerinde modern bir var. ık tesis etmek istiyen bir millet için bu kaide daha ziyade önem alır. Eski ankazın temizlenmesi yolunda Türki- ye devletinin İleriye gidiş hızımı arı- zalara uğratmamak için arzettiğim şe ref emniyeti esasma herkesin sadık kalması birinci vazifedir, Bu sözleri niçin söylüyorum: Ar- kadaşlar ben bu meselede, © zaman- | sustur. Ben bilhassa şahsan huzuru- nuzda övünmenin büyük adap noksa sı telâkkisinden en çok musir olan İ arkadaşlarınızdan biri olduğum hel- de söyliyeceğim sözlerde böyle bir şemme olursa bunun bir hakkı mü - dafza vaziyetinde olan bir adamın İ sözlerinde tabii bulursunuz #anne - derim, Ben tenkit etmeyi de severim, Ha- yalımda bana düşen vazifelerimin beni tenkitle vazifedar kıldığı sah- nelerini zevkle arayan bir adamım. Tenkit edilmeyi de sureti mahsusa - İda severim. Uzun zamandanberi ar - kadaşlık ettiğim sizler benim bu vas fımm elbette farkına varmışsınızdır. Ben büyük mecelisinize bir eser ola - rak ne getirmişsem, onun en İyi çık- masmm hepimizin fikir, mütalca ve yardım iştirakiyle olacağı hakkında beslediğim, sebit kanaatla arkadaş - larımdan bü İşle alâkadar olacağını tahmin ettiklerimin tenkidini ve e - meklerimi istemişimdir. Yaptığımız işlerin muhasebesi Benim bugün muhatabım olan ar- kadaşlarım kendi mlüşahedeleriyle teyit ederler. Binaenaleyh arkadaşı- mm beni tenkit etmesinden teessür duymuş değilim. Mevzuu bahsolan meselelerin yekünunda, hakbinlik - ten ve 929 mukavelenamesinin haki- xi mahiyetini kavramaktan uzak'o - Ian bir zihniyetten müteezziyim. Yok sa hepiniz, Ali Çetinkaya da böy' i ve hepimiz de böyleyiz. Yaptığımız lerin muhasebesini ölünciye kadar vermiye Atatürk rejiminin yüksek, geref ve namus borcu olarak söz ver miş insanlarıyız. (Bravo sesleri, al - kışlar) veya bu gibi hareketlerimizden her hangi birisinin incelenmesinden çıka cak mahzuru örtbes edecek bir ya ran zihniyetin bu Cumhuriyet reji minde kökleşmesinin düşmenlarıyız. (alkışlar) Şimdi arkadaşlar 929 mu kavelenamesinin dokunulan noktala- rını sarih ve hakiki simasiyle huzu - runuza açacağım. Yalniz ondan ev - vel bir vazifem var: Benimle mesuli yet arkadaşlığı yapan zatların isim- lerini de sayın Çetinkaya bu kürsüde mevzuu bahsetti. Benden iki yil evvel bir mukavele lâyihası yapıp meclise arzetmiş olan bugünkü Peşte elçimiz ki hükümet içinde mevzuubahis olan | Behiç Erkin benden evvel Nafa Ve işte mesul tek adamım, Yusuf Kemal arkadaşım, bilmiyorum. Bugün bu - yurlarile müşerref oluyor muyum, bu meselenin birinci müzakeresi cereyan ederken kendisi bir müşavir hüviye- tile alâkadar bulunduğu halde titiz - lenmiştir. Meclisin bu kürsüsline çi- kip namus meselesini mevzuubahis et meğe mecbur olmuştur. Bir müşavir slâkasile bir arkadaşm bu hassasi- yeti yanmda bu meselenin mesulti bu- üstlne geçmemekle beraber hassasi- yetimi göstermekliğim ve hakikati müdafaa borcumu yerime getirmekli- ğim lâzımdır. 929 mukavelesi karşısında Şimdi şurası arzedeyim ki, bu - günkü maruzatım Ali Çetinkaya ar- kadaşımızın verdikleri izahat içerisin de yalnız benim şahsıma ve 929 mu- 'kavelesine taallük eden noktalara 2- it olacaktır. Bu iznhatla 929 mukave- lesi eserinin benim kanaatimle ve siz- lere de lâyık olacağına emin olduğum bir müşterek kanaatle, tam, doğru ha kikatlere uygun, zamanm #eraitine uygun, devletin o ibtiyaçlarma uy- gün olduğu anlaşılacaktır. Ben bu kanaatim! size şimdi delillerile arz#- deceğim ve bana düşen vezifeyi bu suretle yapmış olacağım. Bu arada bir noktayı arzedeyim ki, tenkit etmek kadar tenkit edilmek te yaptı» gi işlerde nefsine itimat eden, güt - tüğü yolun üstün, iyi, İleri olduğuna nan adamlar için bir zevki mah İkâleti postunu işgal ediyordu. Gerci onun iki yıl evvel yaptığı mukavele yi, iki yıl sonra ben biraz daha dü - zelterek, biraz daha iyileştirerek meclise arzettim. Benden iki veya beş yıl sonra herhangi bir arkadaş değişmiş olan şersitin tesiri alında belki daha iyi neticeler istihsal etmiş olurdu. Bugün aramızda bulunmıyan ve fakat bir gün bu devletin mesul bir vekili olarak bu postu işgal et - miş olan bir arkadaşımızın günün şerait ve imkânlarma göre yapmış olduğu lâyiha bakımından muahaze edilmesini ben haklı bulmam. Kendi burada bulunmadığı ve bu vazifeden çekilmiş bir arkadaş olduğu için bu noktayı böylece tavzih etmeyi bir va zife bilirim. Bilhassa Türkiyede de - miryolculuk hayatın ilerlemesi, iyileşmesi ve modera bir vaziyete gir mesinde çok emeği geçmiş olan Be- hiç Erkinin emeğini bu münasebet - le burada kaydetmek borcu altmda- İşm. Mes'uliyet arkadaşları hakkında Sonra benimle çalışmış olan Bür- hanettin İsminde bir müsteşar da şöyle yapmış, böyle yapmış, denili - yor. Evet böyle bir müsteşarım var- dı, 60-70 yaş arasmda ihtiyar bir zat ti. Nereden gelip bu vazifeye girdiği ni bilmiyorum. Fakat benim vazife aldığım zaman bu zat müsteşar sıfa İtiyle elinden geldiği kadar çalışıyor du ve bu mukavele çıktığı zaman da, Yani şunu demek istiyorum ki, şuj TAN Millet Meclisınd zannederim, kendisi müsteşar bulu- nuyordu. İhtiyarlığından dolayı vazi feden çekildi, yerine başka bir'arka- daş geldi. Binaenaleyh benimle bera ber mesuliyeti bana ait olarak çalı - şan, bana yardım eden, bugün ölmüş bulunan eski emekli bir Türk memu ru arkadaşımın da hizmetlerini bu - rada kaydederim, Mühendis Muhtar ve Nazif. Bunlar da bana yardım ct- tiler. Ayni zamanda şimdi arzettiğim bütün bu simalarla beraber, Yusuf Kemal Tengirşengin müessir yar - dımınt gördüm. Bugünkü maruza - tım arasında raşa bahsinde sırasi ge) diği zaman ayrıca bundan bahsede - ceğim, Şimdi arkadaşlar, biz bu mukave- leyi niçin yaptık ? Devlet Lozan ahit İnamesinin hususi bir kısmı mucibin ce burada, Türkiyedeki imtiyazlı şir ketlerle harp sonunun doğurduğu ve ni ekonomik vaziyetin icabatma uy - gun bir surette readaptation yapmak ödevi altında idi. 1923 te Lozan sulhü ve onun bağ- ları imza olundu. Sayın Behiç Er - kin arkadaşımız Lozandan dört yıl sonra mukavelesini getirmişti. Ben de sulhten 6 yıl geçmis olduğu hal - de çıkardım. Dediğim gibi biz bura- da readantation yapmak borcu altın da idik. Gecikemezdik. Kullandıkla- rr tahrik kelimesinden bunu “bizzat deşip getirmem gibi bir hafif. .koku çıkardığım, tadilleri arasındaki bu vaziyeti tenvir etmek için bu noktayı böyle kısaca kaydetmek isterim. Muhavele mevzuu etrafında Mukavele nedir? 920 mukâvelesi- nin ne olduğunu arzetmeden evvel - hadnaşinaslık saymamanızı rica e- derim - alehtiâk mukavelelerin ne de mek olduğunu kısaca arzedeyim. Çünkü &rkadaşlar bazı bedahatler vardır ki, onları herkes bilmekle be- râber, bir hakkım raüdafaası zarure- tiyle bunların tekrarlanması insan İ- çin bir vazife oluyor. Alelitlik muka velelerin, muahedelerin - yalnız bazı harpler sonunda galip devletlerin süngüsü altında imza edilenler müs - tosna olmak üzere - bütün anlaşma- larm, andlaşmaların müşterek bir psikolojisi vardır ve her snlaşma ve andlaşmada tarafeyn vardır. Ve bu tarafeynin © kargtirklı menfaatleri mevzuu bahistir, İki taraftan yalnız birinin nisap ve hesabına uygun bir mukavele akdi mevzuu bahsolamaz, Binaenaleyh yeryüzünde her kim bir İfayda temin ettim, bunda karşı ta - rafın, faydası yoktur derse mantıki inanışla buna kapılmağa imkân yok- tur. iki tarafın da müşterek menfa - sti temin edilmedikçe mukavele de- nilen hadisei bukukiye vaki olamaz. Her mukavele gibi 929 mukavele sinde de bittabi devletin menfaati kadar şirketin de faydaları vardır. Nitekim Ali Çetinkayanın şimdi hu- zurunüzde ikinci müzakeresi mevzuu bahısolan hattın setin almması için yapmış olduğu mukavelede de elbet te her İki tarafın faydaları mevzuu bahistir, Encümen mazbata muhar - riri Raif Karadeniz arkadaşımızın bu psikolojiye temas ederek geçen müzakere münasebetiyle ön söz ola rak söylediği birkaç cümle bu haki - katı açık bir surette ortaya koyar. Diyor ki: Bu mukavele kül olarak gözden geçirildi. Nihayet öte muka- vele bir kül olarak gözden geçirildi. Nihayet öte tarafın da aldığı, beri tarafın da aldığı ve verdiğidir. Ama topyekün bu devletin eline geçmesi Tâzımgelen bir müessese satm alm- mıştır, Biz de bunu tasvip ettik. Mukavelelerin ruhi şartları Gayet tabiidir ve yerindedir. Ya - pılan mukavelenin kayıtları üzerin- de hakikati görme duygunuzu uyan dırmak için burasını söylüyorum. | | mukavele yaptım da yalnız kendime | sonra, m.4.317 nafıa işlerimiz Benim yaptığım mukavele de elbette benim sayacağım faydaların yanımda tabii onlarm da faydaları olacaktır. Bu, gayet tabiidir. Her mukavelenin psikolojik ikin- ci bir esası ve ruhi bir şartı daha vardır. Bilhassa bu şart, içinde bulun duğumuz devirde en müessir olan şartıdır. Her mukavele içinde ya- şanılan günün ekonomik, poli - tik, ve hatıra gelen gelmiyen daba bir çok şartların tesiri alında yapılır, Günler geçer, bu şartların bir par- çası değişir. Öteki parçası büsbütün başka bir sima alır. Aradan sekiz yıl geçtikten sonra herhangi bir muka- vele, bugünün şartlarma hesap ve gö rüÜşüne göre tahlil ve tetkik edilince insan hakikaten farkında olmadan in safsızlığa düşebilir. Bunları arzelmek Üzere bulunduğum mukâvelenin ka - rakterleri üzerinde sizlerde hâsıl olan fena tesiri peşinen İyiye tahvil el - mek ve tesir yapmak için söylemiyo- rum. Maruzatım, vâki olduğu vakit takdir buyuracaksmız.Şerait değişme sinin yapılmış işler üzerindeki tesiri bakımından birkaç misal vereyim, Bi 28 bü 20 mukavelesini yaptığımız va- kit ona ekli olarak yüce huzurunuza bir de şirketin mektubunu sunmuş - tuk, Bu mektupla biz şirketten Eâdir- ne demiryolunu Yunanistan hudu- dü rma ve e e taracak vekendi arazi- mizden geçecek ayrı birhat yap- ması vâdini almıştık. Bununla bera- ber tabiidir ki, bu hattım inşası bilâ- hare aramızda yapılacak, teknik ve mali anlaşmıya muallik bulunuyor- du. Bunu niçin görüşmüştük Bugün kü siyasi vaziyete göre hatırınızdan böyle bir şey geçebilir mi? Çünkü © zaman hattın Yunanistan İçerisinden geçen kısmında vatandaşların her bakımdan şikâyetleri devam ediyor- du, Bugün siyasi vaziyet o kadar de- ğişmiştir ki ohududun içerisinde Türk mebusları bile biletsiz ve para- sız seyahat ediyorlar. Dünya nasıl de işiyor. Biz bü mukaveleyi yaptığımız sı- ralarda Adanada bütün geraiti hulu- kiyesi tamam olarak demiryolu hattı. pi satın almıştık. Mal bizimdi. Bizim olan malı işgal etmek için devlet bü- yük enerji sarfına mecbur oldu. NI. hayet bir harp ilânı mevzuubahiş 0- lacak kadar mesele büyüdü. Bundan yülar geçtikten sonra, cümhu- riyet hükümetinin, kuvvet ve enerji. si, dünyaca hürmetle tanmmış olan yüce mevcudiyeti karşısında devletin malı olan bir yerin Yine devlet tara, fından elde edilmesi artık siyasi bir mesele tegkil eder mi? Di, alaşımı misalleri Bağl Bir VZ8SINI satın ali yoruz. O zaman böyle bir meseleyi hatıra getirmek bile müşkil oluyor. du. Muazzam bir mesele olan düyunu umumiye meselesi de bu bakımdan is tifadeli bir mevzudur. Bu da bir çok safahat geçirdi. Bötün bu değişmele- ri ayni hükümet Yapi. Hop zaman ve şeraitin değişmesi tesirleri. Belki bunun gibi 927 ve 929 rondaptation lâyıhaları arasmda da farklar var. Düyunu umumiye için hükümet baş- ka bir mukavele yaptı. Günlin icapla- rma bakarak eski yaptığını kendi be- ğenmedi kendi şartlarmı bir daha değiştirdi. Nihayet en son olarak tak sitlerin yarısmı da memleket mahsu- ii le öğemeği kabül ettirdi, Ayni hü kümet ayni mesele için yarm belki herhangi bir başka karar almıyacak mıdır? Bu misal de şeraitin son yıl. içerisinde ne kadar çok ve sü- iğini gösterir. Her muka- velenin diğer müşterek bir vasfı da bütün mukavelenin baştan aşağı mad 'delerinin birden nazarı dikkate alın- Şark Demiryolunun Satınalınma Mukavelesi Üzerine Recep Peker Uzun Bir Cevap Verdi ması İzümudur. Çünkü her mukave- le bütüm hükümlerile baştan aşağı bir kül teşkil eder. İnsan bir mukavele nin herhangi bir maddesini ayrı ola- rak, bir hüküm yürütmek mevkiinde kalırsa daima yanılmıya mahküm o- tur. Bunun gibi bir mukavelenin mad desini okuyup, bakınız neler almışız, diye övünmek yahut neler vermişiz diye teessür duymak doğru değildir. Her madde diğer maddelerle beraber bir kiymet ifade eder. Anlaşmalarm bu psikolojik karak. teri üzerinde — muayyen bir hakkı anlatmıya mecbur olduğum İçin — sizi biraz yorduktan sonra 929 muka velesi üzerinde Çetinkayanın söyle- miş olduğu tariz noktalarmı aydın - latmağa geçeceğim: Önce İntizar hesabr.. Bu intizar he sab nedir? Arkadaşım benden evvel ki izahatında lütfetmiş, anlatmış. Şimdi ben de doğrusunu anlataca - ğım. İntizar hesabı: Türkiye, sahibi bu- lunduğu şerk demiryollarını işletici bir şirket olan müesseseye harp 80- nu olarak ayni işletmeye devam et- me halinde bırakılıyor. Hattm boyu 356 kilometredir. Kilometre tulü ti - zerine 12 bin altın franklık bir işle- me masrafı kabul ediliyor. Bu para yekünu ile işletilecek olan hattım bo yu 12'bin frâfikla Zarbedilince misa- “sü andan #nani öderelr. Kasanılan paradan bu yekün çıktıktan sonra &l de kalacak'olan miktar yüzde 25 ve 15 olarak hükümet ve şirket arasm- da taksim olunacak, Bunu burada bırakarak başka tarafı anlatayım. Sonra fikirleri biribirine bağlayım: Şirketin kilometre başına 185 bin franklık alacağı para işletme masrafı karşılığıdır. Bir de malzemenin mü - temadi surette yenilenmesi, Alpullu- Kırklareli hattının tesis masrafınm senelik mürettebatı ondan sonra da bizamnamede yazılı olan sermaye - nin faizi ve frejenero bu dört kalemin baliği olan yektinu da ayrıca şirkete ödemek lâzımdı. O zaman yapılacak hesaplar başa uğraşılarak tıpkı Ali Çetinka - ya arkadaşımın anlattıkları gibi on İar isterler biz vermeyiz, biz isteriz| onlar vermez - bu suretle rakamlar çıkıyor, Ve bu rakamlar cemeğili - yor. Bu dört kalemin yekünu 1.227. 152 frank ediyor. Bu rakamm bu ka dar kesirli olması, 150 nin yanmda 2 frangı bile ihtiva edecek derecede kesir gösteriyor ki, bu yekünu bul - mak için İki taraf kafa kafaya vuru - şarak çalışmışlardır. Şurada bir nok tayı dahi arzedeyim ki, bendeniz bü- tün bu maruzatımı bakanlıkta mev- cut dosyalarda hiçbir tetkikat yapa- rak arzetmiyorum. Ankaraya geldik ten sonra mecliste bulduğum vesi)ka- iarm ve mükavelelerin tetkikiyle ar zediyorum. Binaenaleyh, bu rakam- ların küsuratı hakkmda malümat ver recek vaziyette değilim. Zaten buna tüzum da yoktur. Arzettiğim yekünu bulunca şirket diyor ki, kilometre başına hesaj edi- len işletme masrafından başka ola - rak bana bıraktığınız yüzde 75 ledi ğer dört masraf için benim hakkım olduğunu teslim ettiğiniz bir milyon şu kadar frank temin edilmezse ne olacak? Edilmiyor mu diyoruz, ce - vap veriyorlar, şirketin bugünkü iş“ lemesine göre bu temin eğilir, fakat önümlüzde uzun bir zaman var -1929 dan 1958 e kadar değişir ki, bu yüz- den bu yekünu ödiyemivebilirler. Şirket zam hakkına malik mi idi? Bu vaziyette ne yapacaksın? Ne gosiyasyon yapıyoruz, biz söyliyo - ruz, bizim yilzde 25 imiz var. Açığı mız olursa ondan öderiz. Amma on- Benim zamanımdaki bürolarımız |en başt olan bir günde tarafından irket mümessilleriyle baş | pe ç id dan evvel bir şey vardır. de zam edebiliriz. Bu husustâ “İnkaya - zaplın bu noktasin! gi aklımda tutuyorum - demiş pi “Şirket, mukavelenin * içindeki 'ar mucibince istedikleri tarife sam yapacak, hayır. Şirket rr tediği gibi tarifeye zam yapar? kiye çobansız sürü müdür? Bl, bu kadar sene evvel Baron Er karalıklarınm vücuda getirdiği a lere benzer meseleleri, işleri MW. tasavvur etmiye İmkân yoktur ği kadaşlar, şirket Çetinkayanın Öl gibi 929 mukavelesine dayanars* bir zaman karşılık bulmak için ve ak Hi di kendine tarifeye zam yapn 8 m kma malik değildir. Kazanci lometre karşılığı yektinundan MÜ la bir milyon kilsur frank dol” şirket ancak devletin muvaffskii tiyle tarifelere zam yapacak VE İyi dolduracaktır. Mukavele budur &.. letin muvafakatiyle diyoruz. ŞÜRİÇ 8iz devlet namma vekil ya ben tinkaya veya herhangi bir ş8h caktır, Hesap yapıyorsunuz. Haki ten görülüyor ki, doldurmuyo” na elbette Karşrlık ister. Bunu Bi Böyle konuşma olur mu? Deli tarifeye zam muvafakatı tabi ol # hattın ve halkın tahammülü lmarak ya vaki olur ya olmağ 4 bilir ki, günün şeraiti tarifeler? Sa. ma imkân vermezse o vakit dev yor ki: Benim yüzde 25 var, yeli peki. Yetmezse, ben garanti rum, devlet açığınızı temin p Bu açıklar olursa toplanır İni sabına simacak Faiz meselesi / Şimdi burada psikolojik bir a. taya geliyorum. Çetinkaya arksö, şım mukavelenin bu noktasi kürsüden izah ederken diyorls” işte bu -1929-miukavelesi mu ilk seneler işletme neticesi # yı gitmiş, ondan sonra naz ni hattın geliri eksilmiş. Zama tikçe yaptığımız mukavele mi ce, arzettiğim bir milyon KÜSÜ kam normal yoldan tevil edil * muş. Bu farkı intizar hessbın8 4 yuyorlar. Bu hesap devletin bary duğundan şirket lehine yüzde 5/9 koyacak. Eğer açık olmazsâ ayol sapta duracak olan yüzde 29 g” bütçesine devlet lehine YÜZÜ? “gf iz yürüyecek, yani karşılık © bir intizar hesab tutulncak. Pi tizar hesabı üzerine Al i diyor ki, ilk seneler doğru giti kat sonra bozulmuş. Biz bu leyi onun doğru gittiği ilk mek ki, bizim yaptığımız muh” yapıldığı zaman için uygun cek bu süretledir ki, mukavel a sapları fi hayatta şeraitin a retle devam ettiği mnilddetçe “ gefi gitmiş olabilir amma © # miş zarar başlamış, bütün pr kavelelerinde zamanla bu lerin olacağı gibi... iğ ei Kendilerinden sorarım, > larımız tarifelerinde ne eğik ler olmadı ve neleri yapmıy& birler almıya mecbur olmadık, gö Sonra Ali Çetinkaya arksdBf'Y yorlar ki, bu ilk senelerden 9095 tn geliri bozulmıya başlay” borç toplana toplana miyon 0 miş, 920 mukavelesi bu vaz rine satm almak hakkımı © miştir. Geçmiş devirlerin inmelel iğ Mukavele bir küldür, O MUM ff nin içinde onun bir emniyet, e, vardır, Buna dikatinizi çek” ğ kavelenamenin bir maddesini” yor ki, şirket her sene Kânul.. gi bütün hesaplarını ve bu ai intizar hesaplarına taallük z lo ve vaziyetleri hükümet araedecektir. Bunlar tabintile Epi dilmiştir. Burada ben vekile sen vekâlette iken vaziyeti bahis değildir. Bürolarda İ” çalışmak vaziyeti vardır. 7 şirket hesaplarını getirip det mecburdur. Binaenaleyh deye hine işleme mânzarasi görü 4 rülmez ilk bozuluşu yılımda | gi lanmadan tedbir düşünmek “ re olurdu. Bugün ala€: w tedbiri © zaman göze alınarsir “Arkası Sa 10 SÜ