3 Nisan 1937 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10

3 Nisan 1937 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Eski Yılların Delişmen | Tayyarecisi Maziye Karıştı (Başt 7 incide) mal oluyor. Yetişmiş bir harp | pilotunun kendi kıymeti mem- leketi için iki tayyareye mua dil sayılıyor. Tayyareci mem- leketine faydalı olabilmek için bunlar her Ikisini sıkı bir su- rette korumağa mecburdur. tana sit kat'i bir mecburiyet karsısında canmı feda etmeğe müheyya bulunması ne kadar Tamsa, böyle bir kat'i zaruret olmadıken hayatı ve sıhhati ii. zerine titremeğe o kadar mec- burdur. 'Bu şartlar karşısında artık deliş- men tayyareci maziye karışmıştır. Bir tayyarecinin elinde, muayyen bir sağlık sermayesi vardır. Bu ser- maye kendisinin de değildir, mesle- ğin icaplarma göre memleketin ken- disine bir emanetidir. Tayyarecinin vasati meslek hayatı yirmi sene olduğunu far- zedelim. Bu meslek o kadar dinçlik ve canlılık ister ki, ser- maye miras yedice yenirse tay- yarecilik hayatı on seneye, beş seneye düşebilir. Bir tayyareci vakit vakit muave- “neler geçirir. Meslek için icap eden kuvvet ve zindeliği muayyen bir ö)- ,Sünlün aşağısma düşünce derhal mesleği terke davet olunur. « Zevke karsılık mahrumiyet ayyareci mesleğine çok bağ- hdır, Mesleği terketmeğe mecbur olmak, yirmi senelik serma» yeyi beş senede bitirmek istemez. Bunun için muvaffakıyetli netice- lere varmak azmile çalışan bir spor €u kendini gayesi amma nasıl tür- 1 türlü mahrumiyetlere mahrum bırakırsa, tayyareci de kıymetli ser- mayesini çok zaman devam ettir - © Ömek için sıhhatini korumağa, if- yatlardan uzak kalmağa mecburdur. Ya ateşe ve maceraya koşarak kısa bir ateş böceği hayatından sonra Kanatlarını yakmak var, yahut tay- azami meslek ömrün 80- nuna kadar yaşamak var.. İkisi be- Yaber gitmediğini artık fark etmi. yen kalmamıştır. Meslek affetmi- yor. Vaktinden evvel kaybettiğimiz. arkadaşlarm hayatımı tahlil ettiği- miz zaman bü hakikati açık bir su- rette okuyoruz, Mesleğin zevki ve heyecanı o kadar büyüktür &i, bu- “mun uğruna mahrumiyetlere kat - ianmağa, fedakârlıklar etmeğe de- Akşam tayyarecilerimizle bera- © berdik. Bu neşeli, canlı, sevimli in- akit tayyare sü- 'ratile uçup gidiyor. © Saat dokuz bucuk.. Kumendan ve bütün uçucu pilotlar birden aya- ğa kalktılar, Hayret içinde: © — Çok erken değil mi? dedim, « — Bizim bir kaidemiz var: Saat on, yatağa kon. Bu kat'i kaidenin haricine çtkar- sak sabah uçuşlarına yetişemeyiz, işimizi hakkile yapamayız. ”İ Münakaşa, israr, faydasızfı, Ha- va doktorile malzeme mütehassısı Bay Muhtardan başka hepsi gitti - © Tayyarecilerimiz gittikten sonra gunu düşündüm: Eskiden gazeteci de çok içer, delişmen bir adam de- “gil miydi? Bugünkü çalışma şartla: rın bazılarını göri (Başı 1 incide) yi, konseyin bumdan evvelki toplan - tılarında günün muhtelif beynelmi - rarları mutlak surette muhafaza et- let diş leraat: tarzları hakkında Uç dış bak İn arasındaki tam bir görüş birli | mevcuttur Milletler Cemiyetine kat'i Bağlılık 4- tik anlaşmanm daimi h lan prensiplere kat'i bağlılığını den müşnhede ve tespit eder. Üç dev İlet, bu prensiplere sadık olarak, bü - tün Avrupa devletlerinin karşılıklı yaklaşmalarına hedim olmak için bü- tün gayretlerini sarfa devam edecek ler ve bütün harp tehlikelerini berta raf etmek için daima olduğu gibi ça- Uşacaklardır. Halisane dostluklar 5 — Küçük anlaşmanın üç devleti yaseti beynelmilel teş riki mesai fikri üzerine müessistir. Bu fikrin kendileri için esas unsura, ahdi vecibeleriyle ve teşkilât paktiy le temhir edilmiş olan halisane dost luklarıdır. Küçük anlaşan itimat lı dostluk mlnasebetleri, görüş ve menfaat birliği ve kendisini dost ve müttefik mentleketlerle ve bilhassa samanlarda yeni deliller göslermiş İolan Fransa ile birleştiren bağlar üç devletin diğer memleketleri ve ön ei olarak bütin komşulariyle olan siyasi ve İktisadi münasebetlerinin genişletileceği ve derinleştirileceği çerçeveyi tamamen tayin etmekte bulunmuştur, Bununla beraber kü - çük anlaşmayı teessüsündenberi sevk ve İdare eden uzlaşma fikri bir zâaf alâmeti olarak telâkki edilemez. Kü- çük anlaşma, vazifelerini ve arretti ği kuvveti müdrik ve menfaat ve hak larını tereddütsüz müdafarya âmade bulunmaktadır. Bir Fransız gazetesine göre Yugoslavya İdiyor ki: “.- B. Stoyadinoriç, Küçük An- tant üzerindeki Fransız nüfuzunu kırmayı, Yugoslav ve Romanyayı yavaş yavaş Çekoslovakyadan ayır - mayı istihdaf eden bir siyasete mü - zaheret etmektedir ve bu cihetten şayanı tenkittir. Bu siyaset, yavaş İ yavaş endişe verici bir mahiyet al - Adapazarı Türk Tiçaret Bankasınm Ankarada banka merkezinde yapılmıştı. Resimde, toplantıda bulunanla- üçük itilâf topla lel meseleleri hakkında verdiği ka - meyi kararlaştırmıştır. Gerek üç dev iyasetinin umumi prensiple ri ve gerek bu devletlerin müşterek | Balkan antantı memleketleri ve son! İ Paris, 2 (A.A.) — Ordre gazetesi! senelik toplantısı evvelki gün ntisi . BAŞMAKKLEDEN DEVA Bugün, Demir | Devrine Giriyoruz (Başı 1 incide) Kaynak elimizde olmalı D emir ucuzdur, Fakat ağır oldu ğu için nakliyesi pahalıdır. Demir mamulât üzerine yüksek umu- — İmi masraflar, ticari kârlar da biner. Hariçte tröstler kurulmasından do- gan rekabetsiz fiyatlar karşısında kalabiliriz. Dünyada çeliğe en ziyad€ ihtiyaç olan zamanlarda demirimizi derhal tedarik imkânını bulamayız. Bilhassa harp zamanında çelik sana- ; n mahrum bir memleket, Ça- nakkalede olduğu gibi yurdunu çıp- lak göğsile müdafaaya mecbur kalır ve smai boşluğu vatandaş canile dol- durur. Memlekette ham maddelerimiz bu- lunduğuna göre maliyet masrafının yüksek olmasma sebep yoktur, Çelik sanaylini kurmak hususunda en dü- rüst ve doğru yolu tuttuk. Plânların: tanmmış, mütehassıs bir heyete yap turdık. Karşımızda mükemmel ve me-| sul bir muhatap vardır. Diğer mem- leketlerde çelik sanayii küçükten bag- lamiş, ekleme yolu ile plânsızca bü- yütülmüştür. Biz, uzun senelerin tec- rübelerine göre yapılmış en modem tesisatı bir hamlede meydana getiri- yoruz. Kisa bir acemilik devresinden sonra maliyet masrafmm harici fi.| yatlardan aşağıya düşmemesine 8€- bep yoktur. Silâhsız müstahsil eselâ bugün memleket sapan diye inliyor, fazla, istibsalin para ettiği bir devirde kö şısma çıkarılan mal, sağlam m:dır” Dayanır mı? Memleketin ihtiyaçları- Bunu araştırmak imkânı kendisi için yoktur, Çelik sanayii #urulunca hükümet, memleketin ihtiyaçlarma en uygun sapan tipini en İyi mütehassıslarına tesbit ettirecek ve Karabük bu sapa- nı seri halinde büyük bir miktarda yaparak çok ucuza mal edecektir. Ray için ayni vaziyette bulunaca- ii yeni is- tihsal silâhma cidden ihtiyaç duyu- yor, fakat bulamıyor. Bulsa bile kar- na ve itiyatlarma uygun tip midir? “Ceyb ve Teceyb istilahları iç acılan müsabaka neticelendi Türk vu kurumu genel sekreterli- ğine “ceyb” ve “teceyb” in türkçele ri *sinlis”* ve “kosli Kısaca İzahı şu: lehçesinde sadece sin sözü, çökmek çekilmek demektir. “Pekarski” bu gün An sözleri dir, S oriğinin tilrevleridir. nursa, kelime “sinmek . esnemek” geklini alır. Bunun manası da tikiğ olmaktır. de ayni sözdür. Yay, Türklerin en eski savaş silâhr olduğu dimyaca bellidir. Türkler vav larınm kiriş ipine “sinliğ” yahut “ nüs” demişlerdir. Çünkü o elestiki: dir, oku atmak için ortasından çe lerek çukurlastırdır. £ mine.s.s,» ve bunun katagorisi ile değiştiği 'Türk dileilerince bellidir. Yaym kirişi ile beraber olen #ekti Müdürü kaza Atlattı nan küçlik kardeşi Bay Kadri ile der hal bir tayyare kiralamışlar ve kar deşlerinin yanına koşmağa hazırlan mışlardır. Tayyare Ankaradan gel de etmediği için dostları evvelki aksamki Ankaraya gitmişlerdir. Mig faridır. Dedikodu meraklıları derhal bu ka zayı almışlar ve türlü türlü tefsir. lere kalkısmışlardır. Hâdisenin kaza sks'ik olmamıştır. Tahkiklerimize bu yolda zan muvazeneli, çalışkan bir iş adamıdır. dürüst bir surette sonuna getirmiş Sl Yaman şirketinin işlerinde bu yüzden hiçbir nevi müşkülât yok tur. Kazada baska bir ihtimali hatıra getirmek için de sebep tasavvur edi- lemez. Bay Fethinin bir Alman dostunun hediye ettiği altm kakmalı bir taban- cası vardır. Bunu daima üstünde ta- #rmak merakımdadır. Arkadaşları ken disini bu meraktan vazgeçirmeğe ça- lışmışlardır. Fakat itiyadım kuvveti, bu çatışmaları hükümez bırakmıştır. Bay Fethi persembe akşamı soyu. murken tabanca yere düşerek ateş al- mış ve mermi kırk beş derecelik bir zaviye ile kulağın arkasındaki kemi- ğe snolanmığtır. Kaza en zararsız bir şekilde geçmiş ve hiçbir sinire temas etmemiştir. Bav Fethi, dün hastane- de yatağı içinde gazete okuyabilmis Sinmek, Yakut “ela. Esnek te elastikiğ demektir, Sinmek ile esnemek, orijin her hangi bir kavisin veterile bera- ber olan şeklinden başka bir şey de- gildir, bunun içindirki, bir kavsin ve- teri ile onun iki ucuna ulaşan msıf kuturlardan meydana gelen bir mü. sölleste veter olan dıl'a sinüs den. «İmiştir. Metamatikte kolaylık olmak oluda elestikiğ manasmda kullanılmakta olan “süneç” ve bu - nun diğer telâffuzları olup ayni mâ- mayı taşıyan “siniş « sinüş . sinüs” inmek sözünün bir tüvrevi- ik, sinsi ve iplik manasına O- lan singir “pekarskf” elastikiğ olan İsinir hep ayni Sinmek sözünün etimolojik şeklinde başında bulunan vokali, yerine ko - için sonraları tam veter yerine yarı veter almmış; onun da adı sinüs ola. rak kalmıştır. Elbise yakası, sadır ve kalp manalarma olan ceyb riğ ve kamusu arabiğ” türkçe sinüs söziinün anlattığı manayı kapsaya - maz, Elbise yakası, bir daire veya bir kavis hatırlatabilir; fakat sinüs kavis değil, onun veteridir. Sadır ve kalp, sinmek sözünün bir türevi olan "İsinenin ancak tereiimesi olabilir. Sİ- ne, her nefes alıp verişte, vücudun esneyen kısmıdır. Kalp dahi daima şişen ve büzülen yani esneyen bir u- zuvdur. Bunu, yaka demek olan ceyb —— in 3-4. Y87 ri” manasında olan ,,hordi" gin tef elimesidir. Hintliler yarı veteri Daf” rı dikkate almak terakkisini göste” mişlerdir.” j | | Kosinüs i “Kosinüs,, mürekkep terimindeğ yapılmıştır. Sinüs'ü biliyoruz. “Ko,, ya gelince; bu söz türkçeğ? İ mütenasip, ahenktar mânasınsği” “Radolf, kitap, televüt | lehçesi “Kostnüla,, adı verilen drlı İle SP | nüs arasında değişmiyen bir mün#” sebet ve ahenk vardır. Filhakike bir yerde sinüs düz bulundukça, kos“ 5 nüs yoktur. Ok, kirişin ortasma &* | tirilerek geriye çekildikçe, kosinüs * meydana çıkmıya başlar. Yani kos” nüs, okun, yayın, ilk bulunduğu VW ziyetteki ortasından geriye doğrü | çekilebildiği uzunluğun adıdır, OK | çekildikçe kosinüs büyür ve yayi” | kenarları biribirine yaklaştıkça 8i * le ilgilendirmemek doğru ol Yaman Şirketi (Başı 1 incide) miş, fakat hava rasâdi uçuşa müsaa- seyahat yapılama- mıştır. Bunun üzerine iki kardeşle berâber Bay eFthiyi seven diğer bir ekspresle Üç kardeş, harp zamanmda Edirne valiliğinde bulunan Bay Halilin oğul den ibaret olmadığımı zannedenler de lara sebep yoktur. Bay Fethi, çok Üzerine aldığı taahhlit işlerini daima tir. Demir ve çelik fiyatlarının birden | bire yükselmesine bütün mtteahhitler | Bay Fethi de üzülmüş olmakin Dünya etimologlar: sinüs sözünün barlıca lâtinceve irca ederler, Sanıl- dığı gibi olmadığımı biz değil, “dic- #onnalre etimologigue de la langue latine” söylesin: #İ «Sinus - ayni ile “mukaar veya ya rım daire şeklinde kat veya bük - lüm" demektir: mânası: Bir elbise nin meydana getirdiği yarım daire şeklinde kat veya büklüm ki bunun icinde analar çocuklarmı taşırlardı. Bundan şu manalar türemiştir: “S İdir” yani iltica edilen, Üzerine eğ nen yer, 'melce, himaye” v.g, Teknik manalar: Bir ağın dibinin teşkil ettiği cep; bir yelkenin kabar- İdası; bağcı bıçağınm eğri kısmı; yarr daire şeklinde koy. Etimolijle yok - -İtur., sİ Bu izahattan anlaşılabilen tek ma- -İna, sinüs'ün anlattığı &iriş yerine o. -İnun yayımı, veya veterin yerine önun kavsini almış olduklarıdır. İngiliz ilim adamlarınm kismdn hakikate temas ettikleri anlaşılıyor, İngilizce büyük Webster lügat, si . müs sözü hakkında şu izahı veriyor: İngilizce sine; lâtincesi “sinüs”tür. Ve sadır manasma gelir &i bir elbise- nin göğsü demek olan arapça “İsi”; terceme için kullanıl manada yanlışlıkla “Jab” diye oku- *»m “jiba” şeklinden alınmıştır. Bu arapça kelime “ok ivi, kavs'n veteri" manasina olan sahskritçe “jiva" dan gelir ki, bu da grökçe “kavsin vete. ıştır; fakat bu! nüsün ilk izi olan hat küçülür, Bum dan, sinüsle kosinüs arasındaki mü nasebet ve ahenk kolayca anlaşılır. “Kosinlisün “ko,, ufsuru “diçiti * onnaire ethimologigue de la dangu9 lstine,, de yoktur. İngilizce büyük Webster lügati, "yu izah İçin onu sinüsün komplemanı mânasn& gelen “complementis sinus,, den ge miş olduğunu yazıyor. Halbuki yu * karıda söylediğimiz gibi, “ko” “Gomplement” kelimesinin ilk b değildir, Müstakil bir 'Türk sözü Eğer yakıştırma yoluna sapılmaX mecburiyeti olsaydı, “ko” sözünün, “complemant,, dan ziyade, “kons komşu, sözleri ile tam alâkasmı kö” bul etmek hiç te hata olmazdı. hakika, sinils ile kosinüs, kaim 28 * viyenin birer dılmı teşkil eden, srs * larmda tam komuuluk münasebet v9 ahengi bulunan dılılardır. Derin saygılarımızı sunarız. Ankara Dil, Tarih ve Coğrafys Faktiltesi Türkoloji Btidyanlarmdan Fehime Güven © Vecihe KılıcoğM! Hüsevin Artürk | RADYO Meraklıları Bügün çıkan A ve en sa PROGRAMI Mecmuasmı muhakkak okuyu - nuz, Aboneman senelik 5 liradır Posta kutusu 2276 ŞiRKETİ HAYRIYEDEN leri artırılmı İlanlar iskel, 4 Nisan 937 Pazar sabahından itibaren Araba vapuru sefer- elere asılmıştır. Sokağı Bahçekapıda &-üneg Vakıf han asma katında ” pe ” Birinel katmda ve mevsime uygun bazı değişiklikler yapılmıştır. 18 12,14,31 Odalar 4, 6,33 Odalar 36 Oda ir Oda 37,30, 40 Üç oda 12,16 Odalar maktadır. Kücük Antantı dağıtmıya çalışan, B. Hitler için çalışan B. Mussoliniğir.,, Romanya Hariciye Nazırı diyor ki.. Paris, 2 (TAN) — Romanya Hari. ciye Nazırı B. Antonesko Pöti Jur - nal'ın husust muhabirine beyanatta| bulunmuş ve ezcümle şunları söyle- miştir: “— Küçük Antant, kuvvetini is - bat etmiş, siyast bir varlıktır. Bugün mevzuu bahsolan keyfiyet, Küçük Antantın temelinin üç devlet arasm- da umumi bir karşılıklı yardım pak- tı ile. genişletilmesidir. Romanya, Çekoslovakya ile samimiyetini arttır mak için çalışıyor. Yugoslavya ile dostluk bislerile bağlıdır. Romen - Bulgar münasebetleri de iyi bir saf- ğız. Demir inşaat malzemesini, daha ucuz tedarik edeceğiz, Muvakkat ah- sap İnşa tarzından çok sağlam Ve esaslı olan çelik tarza geçeceğiz. Bugün memlekette demirin gireme- İdiği bir çok sahalar demir devrinin nimetlerinden istifadeye başlayacak. bu arsda binlerce vatandaş ta çalış- mak ve hayatmı refah içinde kazan- İmak imkânmı bulacak... Demir ve çelik yapan bir memleket sıfatile derhal başka bir seviye (ve rı içki düşkünü gazeteciyi derhal kenara atıyor, eziyor ve geçiyör. Ancak sağlık sermi yesini idare ile 'kullanmağa razı olanlar, bu mes- Yeğin vüklerini uzunca zaman tast- biliyorlar. Dünyada her türlü İyama #asör vukarı bövle... Jarlle konuşmuştur. giyiri dünkü sayrmızda haber Çünkü eldeki malimat emdi. Tam hakikati anlamadan Dm bulunmak istemedik. Nite- kim havadisi alelâcele yazan arkadaş- larmızm yazılarmda tashihe muhtaç bir gok noktalar vardır. Ankara, 2 (Tan muhabirinden) — Evvelki gece tabancasmı düşürerek bir kazaya uğrıyan Bay Fethi'Ya- manm sıhhi vaziyetinde hafif bir sa- Yâh midi olduğunu ii yen di rasnd riveti ve mesleki, mü- nevi memleketler arasmda İsmeimiz mezalet e m SE e ak ” ve sevilmiş olan Fethi Ya 2 rine NE ha baş mari ri bu kaza Ankara mw. memleketine her vakit. dönebilen 16- | hitinde geniş bir teessür uyandırın. tahlı gözler, çeliğini kendi yapan bir| ter. Bu kazaya atfedilmesi muhteme' miletin yüksek fabrika bacalarma | olan bazı dilsünceleri bertaraf etmek so 'ein Yaman şirketinin mali vaziyeti- Bügtin Kersbükte kurulan tesisat. | ni şehrimizdeki mitesseselerden sor bizi böyle yeni ve güzel bir yolun yol. | tuk, Salâhiveti! kavnaklardan öğren. cusu yapıyor. 3 Nisan gününü ileride | tiğimize göre, şirketin vaziyeti nor. çok sevinçii bir milli gün diye hatır-İ maf olup herhangi yanlış bir müta. Kiyi tenya asli meydan vermiyecek kadar zağlamdır. 18, 22,29 Odalar 30,31,32 33,34, 37 39 9 v Oda Methaj ve helâ- arm arkasın - daki mahal Mihrişah imareti Oda ve altm- da bodrum Dükkân Nusuhağa he nmda kemer oda n Yemin katmda Eyüp Camiikebir. Bostan iske. © lesinde Valde hani ikin ei kemerde Kâtip Kasım Eski İbrahim Paşa Çakmakçılanda 6 Yenikapı 9, Mi 59,57 1 31 Mart 1987 tarihinde Ankarada iye İş Bankasında alelâde topla hissedarlar umumi heyetinde imiz hisse senetlerinin 12 No. kuponu mukabilinde kazanç ve ran vergilerinin tenzilinden son- e başma safi olarak (150) ku- ödenmesi takarrür etmiş oldu â 15 Nisan 1937 tarihinden Türkiye İş Bankası Ankara > merkezi ile İzmir ve Bursa şu-| hadadir., inde ve İstanbulda Postahane| Belşrattan alman haberlere göre, İ Küçük Antant paktınm umumi bir karşılıklı yardım muahedesine tah - vili hususundaki Fransız - Çek pro- jesi, şimdilik geriye bırakılmıştır. 2 “w 3 Bahaflarda 65,67 Cankurtaran 36 "» ” » Çarşıda Sultanahmet 15 113 Dükkân Cami arsasin da müfrez bir kısmı ” 36-1 1 ” ” m A . Yukarda yazılı mahaller 938 - Sen esi mayıs nihayetine kadar kirs“” verilmek üzere açık artırmaya çıkarılmıştır. İstekliler 15.Nisan 937 -Pef” şembe günl saat 1ö-şe kadar Istanbul Vakıflar Beşmüdürlüğünde Ak” rat kalemine gelmeleri. — (1858) Ahmet Emin YALMAN

Bu sayıdan diğer sayfalar: