mi giden heyet saray ka- pısından kovuldu apı, arkasma kadar açılmış ie kalan deve, üstündeki a - dam yere atla Ken gılayan Selâmenin kulağına eği cek: — Mektup, tesirini iera etti. Mer yanı, karısı boğdu öldürdü. büyük bir karışıklık içinde. Diye mırıldanmıştı. Selâme; hiçbir cevap çekilmişti. a girerek orada bekli- ile - Şam, Müjde... Firar et tığım mektup, $. Mervanm sal- tanat ve hayatı, karısmın elinde hi tama ermiş... Hiç şüphesiz ki; İb- ni Ziyadın buradaki mevki ve ikti dari da, birkaç güne kadar söne « 2 Artık » bizimdir. Cenabrhak, bizim ve bütün Ehli - beyi taraftarlar yardımcısı ol dan Bu sözleri, büyük bir merak ve heyecanla dinliyen adam, (Muhta- rüssakfi) idi. Selime; sözlerini bitirir bitirmez, Muhtar ellerile 0- 8 çekmiş.. Alnından öp - sana, şehitlerinin aziz ve mukaddes ru- haniyetleri, yarın ahrette sana 8€- İaatçi olsun, Diye mukabele etmişti. . Muhtar Kimdi? — Selâmenin Mervana söyledi « fi. gibi . Muhtar; vaktile bir Eme - vi taraftarı idi. Fakat; Kerbelâ faciası, bütün islâm âlemini deh- şet içinde bi zaman, birçok ları gibi onun da hissiyat ve tema- yülüti değişmis.. O günden Kiba- ren Eblibeytin en hararetli taraf- tarları sırasına geçmişti. mamı Hüseyin'in vefatı © - İ zerine (Abdullah bin Zübe yir), Mekkede bulunan Emevi me murlarmı kâmilen tardetmiş; Ara bistan yarımadasmm idaresini ele geçirmek için teşebbüslere giriş- mişti, Bunu haber alan Yeit, Mekke - ye bir kuvvet göndererek, Abdul- lahı tedip etmek İstemişti. Fakat, (İmamı Hüseyin) gibi büyük bir rakipten kurtulduğu için artık büs bütün sefahat hayata dalan sar koş Emirilmüminin, bitmez tü - kenmez eğlenceleri arasında, bu- Bu unutuvermişti, O sırada Medine halkı Kerbe. lâ faciasından dolayı de rin bir matem içindelerdi. Bühassa bu faciadan arta kalan Ehifbeytin (Şam) dan Medi- Deye avdet ettiği gün, bu kafile « Bin karşısma atılan Medineliler: — (Hüseyin), nerede?.. Resulü 'Ekremin gözbebeği nerede?.. Diye feryat ederek (İmamı Hüseyin) e karşı besledikleri samim! muhab « beti göstermişlerdi... Fakat, iş iş- ten geçmişti Artık, bu fervat ve GAL LEMİ a can figan, Kerbelâ şe. hini iade edemez - di, Onun için me. dineliler Ehlibeyti refah ii gatmanm esbabmı düşüumüşler; (Hü in ailesine içinde ya - seyin) tazminat ve tah. sisat almak için (Şam) abir heyet göndermişlerdi, ama giden heyet, Yezidin hu zuruna çıkmak şöyle dur- gun; bilâkis saray kapısmdan tar. dedilmişti. Bu muameleden müte- essir olan heyet; Yezidi İnsaf ve rikkate getirmek İçin, onun üze - rinde müessir olanlara müracaat cimişti. Fakat bu sarhoş ve sefil Halifenin adamlarından hiçbirine söz geçirememişlerdi. Şamda ah - lâk tamamile tereddi etmiş.. San- ki bu koca belde, baştan başa bir sefahat sahnesi haline gelmişti. Peygamberin torunları nâmma İs. | tenilen şeylere, herkes gülüvermek le iktifa eylemişti. Bu heyet, çok meyus ve müte - essir bir halde (Medine) ye avdet etmişti. Şamda karşılaştıkları hâ- disatı naklederek halkı heyecana getirmişlerdi. O Zaman, Medine ler şiddetle galeyana gelmişler: — Bütün Islâm âleminin hami- yetine ve dini hislerine müracaat edelim. Yezidi, hilâfetten iskat ettirelim. İslâm hudutları hariçine sürelim, diye bir karar vermişler. di, Ve; bu kararı verdikten son - ra dn, derhal Abdullah bin Zübe - yir ile birleşmişlerdi. ezit; aleyhinde verilen bu kararı duyar duymaz, der- hal Medine Üzerine bir ordu gön- | dermişti. Medine halkı; hayrete şayan bir celâdet ve kahramanlık la bu orduyu karşılamışlar, kanlı bir harbe girişmişlerdi. Fakat bir çok kıymetli vücutları feda etme- lerine rağmen, harbi de kaybetmiş lerdi, Yezit ordusu, Medineye girmiş- t. Peygamberin binlerce mukad. des hatıratmı taşıyan bu belde, bir zulüm ve vahset sahnesi kesil- mişti, Umumi cami, Yezit ordusu süvarilerinin atlarına ahır #tihaz | edilmişti, Türbelerin ve camilerin | Kıymetli eşyaları yağma edildik - | ten sonra, kubbeleri de kâmllen ye re geçirilmişti... Bu suretle Eme- viler; İslâm dinine karşı olan alâ. kalarının derecesini göstermişler. di. Yezidin muzaffer askerleri, Me- dineyi kâfi derecede harap ve pe- rişan ettikten sonra, (Mekke) üze rine yürümüşlerdi. Hiç şüphesiz ki, o mukaddes beldeyi de, Medine gibi altüst edecekler; İbni Zübe - yiri de ele geçirerek, feci bir âkibe te mahküm edeceklerdi. İşte o &i- rada Yeridin vefatı haberi gelmiş., Ordu, artık hareketten vaz geçerek (Sama avdet etmisti. (Mekke) an al in SN Z lli lü TAN Kü EKONOMİ AR | Çikolatacılar Toplandı İM Yazan: Ziya Şakir İplik İthali e Şehrimizdeki iplik işliyen tezi İbir müddet ve iht kendilerine daha bir müddet sabret melerini ve yakında bol iplik atacak ları sö i 1 zaran, bu 2 den 240 — 300 balye kadar niş ve terzi olunmuştur. Nisa 1 içir küllive'ti miktarda iplik gvlecektir. Bu ayda İngiltere ve Amerika iplik- İleri piyasaya gelmiş olacaktır. Yalın kat ipliklerden nisan aymda 8 — 10 İbumarslı olarak 400 balyenin gelmesi beklenmektedir. Mayıstan sonra iplik için sikmt: çekilmiyecektir. Çorapçılar toplandılar Dün, Sanayi birliğinde toplanan er: kek çorapları fabrikatörleri, çorap stamlardı hakkında müzakerelerde bu 4) anmuşlar ve İktisat vekâletine gön- İl derilmek üzere baz vesaslı mai 'eler işlerdir, Bu esaslara, çorup çift iplikten ve topuklarının iki olmasile beraber İpi'k kal İ tesbit eti katlı | FİRİN iyiliği mevcut tip makinelerle iş- cak bu sayede kurtulahilmişti. (Arkası var) lenmesi ve sağlamlıklarının teminidir. UMAN HAREKETLERİ Bugün limanımıza gelecek vapur - lar Saat 16,15 te Uğur İzmitten, 15,40. ta Kocaeli Mudanyadan, 6,30 da An- | talya Bandırmadan, | Buglin Hmanımızdan gidecek va. purlar: Saat 18 de Çanakkale de Anafarta Bandırmaya, Bartına, 20 Dil Neler Söyler ? İnsanları yalnız fena tarafların» dan gören biri, tabiat insana dili- ni yalan söylesin diye vermiş, diyor. Büsbütün doğru bir fikir değil, İnsanların doğru söyledikle. ri de olur, Hem de yalan her va - kit fena bir şey değildir, güzel de olabilir. Meselâ, dil şiir söylediği vakit belki yalan söyler ama, gü - zel söyler... Zaten bunlar dilin hareket etti gi vakit yani söz söylediği vakit ifade ettiği şeylerdir. Halbuki ben bugün dilin haroket etmeden; yal- nız manzarasile haber verdiği $ey leri anlatmak istiyorum. Harsket etmediği vakit dilin yalan haber verdiği pek nadirdir, en çok defa doğruyu söyler. Onun için, pek es- ki zamanlardanberi hekimler bir hasta muayene ettikleri vakit dile bakmıya şek ehemmiyet verirler. Dil, her şeyden önce, midede ve barsaklarda hazim işinin yolunda gidip gitmediğini haber verir. Haz mi tamamile düzgün adam «z bu- lunduğundan din de tabii halini görmek az VAki olur, Bundan do- layı onun tabii halini hatırlatmak faydasız olmaz: Tabii dilin rengi pembe, üzeri, kuru değil, ıslak ol- malıdır, Bunlardan başka üzerinde ne çıkıntı, ne yarıklar, ne de kü » çük veya büyük yaralar bulunma» malıdır... Fakat, söz söylerken her vakit doğruyu haber verimemiye alışkınlık tesirile olacak, bazan ta bil halinde bile pembe rengini kay beder de, esmer, siyaha yakın bir renk alır. Beyaz ve paslı dilin hazimde bo- zukluğu haber verdiğini elbette bi lirsiniz. Barometrenin iğneleri i - leriya veya geriye götürüldüğü va kit, hava bozuk kaldıkça, yine ken di kendilerine eski yerlerine dön- dükleri gibi, hazim bozuk kaldık - ça pasını silmek, kazımak fayda vermez, biraz sonra yine ge lir. Dil bununla, midenin, barsak- ların, karaciğerin, safra yolunun bozuk olduğunu, inkibaz bulundu- ğunu haber verir. Hazim yolları Üzerine tesir eden grip gibi hasta- lıklar da dil üzerinde pas hâsıl eder ler, Fakat ateşli, bütün vücüda ya- | yılan hastalıklarda dil yalnız pas- lı olmakla kalmaz. Ağzın her ta- rafı dil ile birlikte kuru olur. Tifo hastalığında dilin bu has - talığa mahsus bir manzarası var» dir ki, teşhis için işe yarar, Dil a- teşte kızartılmış bir et parçası g bi görünür, Ortası biraz beyaz ol- duğu halde kenarları kuru ve kır- mızı olür. Hastalık pek şiddetli ol duğu vakit üzeri kabuk bağlamış gibi görünür, Papağan diline ben- zer. Btpağan da söz söyler bir hay ikolata fabrikatörleri, dün sa lardan alinmakta olan muam İktisat Vekâletine gönderilmek Üzer dileklerinin ilâvesini istemişlerdir. F çalışmalarının önüne çekilmiş bir dı gördükleri için verginin gümrüklere iddia etmektedirler. Çivi Fabr nayi birliğinde toplanarak çikolata » ele vergisi hakkında görüşmüşler ve e hazırlanmakta olan rapora bazı abrikatörler, muamele vergisinin, var olduğunu, bu yüzden çok zarar © alınmasının en muvafık olacağını ikatörleri Narhın Arttırılması İçin Başvurdular Tel ve çivi fabrikatörleri, dün Ticaret Odasına müracaat ederel İktısat Vekâletince tesbit edilen yatlarma nazaran tesi gelen telgrafta demir fi İren edilmiş atı seki Avrupadan tel get n imi rikatörler, yeni narh üzerinden i dadırlar, kleri malü Fabrikatörlerin verdi İmata nazaran, betonlük adi demir buğün kilosu 14,4 Kuruş olduğu halde ndan çekilerek imal eğiimiş baz çivi telinin 11,4 kuruşa satılması. imkân görülememektedir. Al dan gelen telgraflarda gerçi bildirilmekte ise de mal gönerniek i- angajman kabul edilmemektedir. Almanyanın Çin, Mindista., A e memleke.lerle bağ-anmış ve evvelâ o temin va nan- yu vess m tel ihtiyac: sonra T Van olduğundan bu teşbihte hata yoktur. Fakat; dilin ahududu rengine benzetilmesi teşbihte zevkiselime delâlet etmez: Çünkü Ahududu renginde denilen dil kızıl hastalı - ğına delâlet eder. Sarılık hastalığında dilin altı da sapsarı kesilir. Kansızların dili a- çık renkte olur. Kalp hastalığı iler İediği vakit dil de dudaklar gibi morarir. Böbrek hastalığında, şeker has- talığında, mide iltihabında dil, ak- sins daha ziyade kızarır, Dil, başka uzuvların bozukluk- larını, hastalıklarını haber verdi- gibi, bazan kendisi de hastala» nır, Bir iltihapta dilin üzerindeki turlu, hattâ tatlı, sıcak veya s0- ğuk her şey dile dokununca âdeta ıztırap verir. Bazılarında dil durduğu yerde | titrer. O halde, en çok, müzmin sarhoşluğa delâlet eder. Beyine kan hücum edip, felç geldiği vakit, dil de ağırlaşır, ağızdan güçlükle çıkarılır. Bunlardan başka, dil üzerinde daha türlü türlü hastalıklar bulu- nabilir. Verem, kanser, frengi has talıkları gibi. Bunları hepsini bu rada saymıya, tarif etmiye imkân olmadığı gibi, zaten lüzum da yok tur. Fakat insanın dilini ısırdığı va- kit fena halde acıdığını hatırlat - mak lâzımdır. Çünkü, yanlışlıkla dilini isirmak, bile bile yalan söy- lemiş olmıya dalâlet eder, divenler vardır, incecik tabaka soyulur, o vakit | Fransiz Fr. Liret Belçika trangı Drahmi İsviçre Pr, Lera Şiling Florin Çekoslovak kro. Mark Zioti Pergo Ley Dinar İrvee kuron Belisei 1042. Mi ÇEKLER Nevyork 07919 Paris Milâno Brüksel Borsadaki muameleler Dün Paristen ilk gelen telgrafta borsadaki Türk borcunun 269 frank olduğu bildirilmiştir. Akşam telgrafı ise bunun 270 franga çıktığımı göster miştir. Borsamızda Türk borcu fiyat. larını mubafaza etmiş, 20.20 İirada!c kapanmıştır. Anadolu tahvilleri #1,45, Mümessiller 43,7, hisseler 23,75, Mer ker Bankası 91 buçuk liradadır. Er - gani hisseleri yüz lirayı geçmiş yüz buçuk olmuştur, Sivas Erzusum 95, Aslan çhnentosu 14,70 liradır. Borsa» da bavli musmeleler olmustur. olan | yat! - eğer ka-| narhm bir ay evvelki demir fi- olduğunu ve dün Almanyadan iz altın sterline yükseldiği için msızlığını anlatmışlardır. Fab- malât yapamıyacakları iddiasın- i BORSASI FI i ILAK CINS Aşığı Yukarı Buğday e 620 623 Buğday sert z 618 Ara 424 avdar w e en tohumu Yapak Anadol Peynir beyaz Peynir kaşar RL Sö ton 8 tom ton ton ton ton ton ton ton ton ton 7 ten 2000 adet FIATLAR 664 Kr, 683 Kr, Porsuk derisi bış Buğday Şikago Buğday Vinipek İ Buğday yükseliyor Dün zahire borsasında istekli mus- devam etmiştir. Buğday bır altar daha yükselmiştir, 11. —15 İ çavdarlı mallar 6,33 kuruşa verilmiş. İtir. Çavdar nisbetine göre, fıyatlarda 6—7 pora kadar yükseliş olmu-tur. Çavdar gevçektir. Maamafih hracat- çılar 5,10 kuruşa kadar almış ırdır, Arpa 4,20, mısır İstekli olarax beş kv» ruşa çrkmıstır. Dün yedi vagon buğ « dey, 3 vagon çavdar, 9 vagon arpa gelmiştir. NÖBETÇİ ECZANELER Bu gece nöbetçi eczaneler ee remini: Nazım, Karagümrük: $ı ya: Erofilos, Şehremini: Pertev, Fener: Hüsameddin, Eyüpta eczaneleri Beyoğlu ciheti: Beyoğla; Galatasaray « İ Tarih. Taksim: Kemal Repol Kurtulaşt Galata Hidayet, Şişli: Maçka, Feriköy: Ne. sim Asco, Kasımpaşa: Müeyyet eczaneleri, Beşiktaş ciheti: Beşiktaş: Süleyma ep, Ortaköyde Ortaköy, Arrmmet' öde Miltiyadı, Bebekte Merkez eczaneleri, Sariyer ciheti: Büyükdere: Nuri, Trabya, Yeniköy, Boyacıköy, Rumelihicari eczane: leri. » Usküdar — Kadıköy ciheti: Usküdar: çakar, Kadiköy; Modada sıhhat, Pazar Yanda Rifat eczaneleri. Diler semtlerde: Büyükadada: Şinasi, Ba kırköyde: Milli eczareleri, Eyüp 1, Halil, Aksarayi Re.